24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumhuriyet İLC ...SAT.1L.MA2 Ucti Gözlerimiz yolda kaldı B i r rivayete göre, Amerikalı Cumhuriyeteiler bizim Kasım Güleği file bindirmişler. Fil onlann sembolüdür. Bunu gören Demokratlar da C.H.P Genel Sekreterini bir eşeğe bindirmişler. Eşek de bunların lembolü. Kasım Gülek dostumuz. giderken olduğu gihi. felirken de İsviçreye uğrarsa Bern'de ayıja bindirirler. Berniilerin sembolüdür. Hele Hindistana giderse bir öküze binmesi mııkadder, çünkü Nehru partisinin semholü iki öküzdür. Fakat. asıl Amerikanın Tiirkiyeye yardımının sembolü nedır. acaba? Üstad ona bin.se de bir an evvel gelse... ara sevda Yazan: Hamdi Varoğlu Aklımda (Fecri Ati) cilerden birinin gibi kalmış. Söyle bir beyit vardır: (Trendeyim. trendeyim, esiri zülfii handeyim). Bir kaç gün evvel yaptığım bir tren seyahatinde, bu beyit hep rihnimdp dolaştı. durdu. Tren mi fazla zansırtılı idi. ben'm mi sarsıntıya o aece tahammiilüm azalmıstı. bilmiyorum. Sahaha kaHpr C"züme uyku Bİrmerii. 7,ihnimden yukarıki beyit çıkmadı. Lokomotif, bacasından duman şfklinHe fışkıran (zülfü siyah) 1nı pav'urarak; düdüğünden kı\Tak Onrıde) ler yükselterek. düz ,ovada alabiMiğine kaçan. dön^meclerde aşifte pşifte kırıtan fettan bir kara yosma. Biz yolcular. bu ?iirtücün peşine düşmüs. o ko$tukça kovalayan. yavaslad^kça temposuna uyan. her emrin» mün k?d. her ci'vesine razı, azad kabul etrr\*z köleleri. Cilveleri de bari insanca olsa! NP eezer! Her biri. hâşâ huzurdan syn bir eçek şakası! Ama neylersiniz ki, kara sevd=«'s tutıılrnuşcasına, bu siyah! sırfıntının peşinden ayrıramıyoTV7.. * • ¥ Aile mesleği I tani dunyaca meşhur bazı aileler vardır: Barrymore'lar eibi tiyatro i ^^sanatkSn ailesi. Strauss'lar gibi musikişinas ailesi. ilâh j Blzde geçen gün hir hır*ız ailesi keşfnlıındn. Anne kadın eşyalan eaiar, baba da ev »oyarmıs. t'ç çocuklan da onlsra yardım pdprlprrniş. Bunların hepsini ynkalamışlar da. nasılsa. pn kii<ükleri yalcnyı kıırtnrmıs. On iie yaşındaki hıı çoruk da nihayrt hırsızlık yanarkpn tıı ! tulmus ve böylece Cılız ailesi topyokı'ın hapi^hanryi hoylamış ; Karinra kararınra. Ne yapal'm? Her mrmlpket aym nlmttynr. j Dün^ara maruf aileler arasına hiz de bununla katılalım bari. i Ne de olsa bir şeydir. tife çok yakın olduğumuz halde hiç bir şey hissetmedik) dedi. O da. zülfü vâra dokunmaktan mi korktu nedir? LONDRANIN YAĞMTJRU Galiba ilk Cihan Harbinden ev» v?lki tarihlere aid bir Fransı» mecmuasında. bir karikatür görmüştüm. Parisin erkek modasile alay eden bir karikatür. Son derece süslü. züppe bir sürü erkek. Pantalonlanrun paçalarmı kıvırmışlar, bulvarda geziyorlar. Hava pınl pınl güneşli Paça kıvırmaği icab ettirecek bir hal yok. Resmin alttnda. şu cümle: «Londrada yağmur yağıyor.» Ankaraya vardığım giir^ün akssmı bir haber duyuldu. Bilecikte bir köprünün ayağı mı kajTnış, bir marşandiz yoldan mı çıkmış, ne olmuşsa olmuş, bu ârıza yüzünden trenler işlemiyecekmiş. Gunlerce. Ankara ista3yonu hm« cahınc insanla doldu. taştı. Alınan biletler geri verildi, psralarl geri alındı: evvahlar olsıın. bsn şimdi ne yapacağım diye dövünenler: iki eün izinle geldim. içim den atacaklar diye sızlananlar, gırîa girti. Kaza Bilecikte olmuş, oradan bir istasvon evveline kadar Eİtsek ne olur acaba? diyen diyene. Ankarada bu haklı sualleri soranlara, alâkalı tren memurları: »Ne yapalım. Bilecikte ânza varı» dedikce ben hep fLondrada yağmur yaâıyori u hatırladım. için için güldüm. ÇAN VE KÖS Şehir meclisinın toplantı salonuna beş yüz liralık bir çan konulmuş. Tecrübe müsbet netic» vermiş, koridorda dolasan azalar, çan sesini duyar duymaz salona üsüşüyorlarmış. Bu bence. yenice eleçim seni rereiere koyayujj hikâyesidir. Huylu huyundan vazgecmez. Ezsr Şehir meclisi azaları. eskidenberi, salonda oturmağa koridorlards dolaşmagı tercih ediyoriarsa, toplantı yerine, değil beş jKiz liralık çan cık. Paristeki Notre Dame Kilisesinin çanlarıru taksaıuz gene nafiledir. Bana kalırsa. çan yerine bir kös koymahydı. Ama. diyeceksiniz ki, ne kög dinlemişler vardır. Haklıîinız, eloğlu. kös seslni de duyar da. gene uzaktan (Çtl serdiceiim, çal güzelim, çal meleğira, çal) der, koridor saiasın* devam eder. * * ¥ Ha yakaladım, ha yakahyacagım i j Italyadan bir mektub geldi Biilün Avrııpava şamil , bir «ideal kadın" miisahakası tertib etmi^İPr. Cıımhuriyet» nnayak nlstın da. ideal Türk kadımnı seçip müsabakaya grindersin. dpniynr i Meğer. Milliyet refikimizdpn nğreniyoruz. ki. j dijer taraftan bir İtalyan mermııası da "ideal er ; kek • seçmek için hir anket aımıs. : Bu bahiste. biitiin diğer bahislprdp oldııeıı gibi, • ' ideal ne derereye kadaı elde edilebilir. hilmpn». tdeal denen şey gerçi dpğişmemek lâzımdır ama. erkeklerin hayatma I çesid çesid "ideal» kadınlar girip çıkar. Kadınlara da tersi: Denizde j kum. dünyada ideal erkrk. ) Etrafimızda ne garib garih evlenmeler, ne anla^ılmaz hosanmalar göriıp durmuyor mıı.Miz? Biitiin hıınlar hep ideal ıifrıında j Heyhat ki, bu ideal sadere güzel bir kelimedir ele geçmez. Hazreti Eyüb misali • •• A rtık yılan hikâyesine donen Taksimdeki Hyafro binasına flatr yeni * * bir haher çıkageldi. Ne olmuş diye heyecanlanmayın. Olan sn: Binanın arka tarafındaki sahne kısmında hafriynta başlanmak iein IÜ7iimlu tabsi^af ayrıltnış. Bu hinaya ha^lanalı. yanılmıyornam. on dnrt on be$ sene oldu palilıa. Mııhareğin ili üç dofa da temeli atıldı. Bu miiddet »ırfinda Almanlar (amamen harab olan şehirlerini yeniden yaphlar. İnfilteıede harbin pek az izi kaldı. Amerikada. kimhilir. kaç yüz tane rl gokleri tirmalamağa yiik'eldi. Bİ7. de hâlâ bir tiyarro hinasile baça çıkmağa njraşıyorur,. Ölme olme nevinden hir sey. Bereket vcrMn lş Hilmemezliğimiı ve plli jimİ7 kadar sinirlerimiz ve sabrımız da kuvvetliYnksa. dayanılmazdı dogTUsu. YAZISIZ... Şehıimıze birbiri arkası gelen piyanistlerin konserlerinden sonra, nihayet bir viyolonselisti dinleypoeğız. • Bu viyolonseHst »d> dün.vatıın dört bucağındaki müzikseverlerin kalbinde heyecan uyandıran Gaspar Cassado olunca, alet nev'indeki bu değişıklik önümüzdekl konserlere ayn bir renk katıyor. Ispanyollar müzisyen bir millet olarak tanınmışlardır. Sıcak kanlı ve ateşli mizaclannın yarattığı göz kamaçtıncı danslan ve kalbden gelen melodileri; daim» dünyanın her tarafın» yayılmıj, büyük bestecilere kaynak olmu; »amimi ve kudretli İspanyol folklorundan doğmuştur. Fakat tspanya sadece dansör ve şarkıcı değil. büyük besteciler ve bilhass» yay!ı sazlarda virtüozlar memleketidir. îşte beynelmilel föhretlerden ve devirlerin ötesinde anılacak olan viyolonselist Pablo Casals! Bunun gibi Gaspar Cassado da, üst«dı P. Casals'ın yolundan yürüyen, çağdaş îspanyol viyolonçel virtiiozu sayılıyor. G. Cassado'ya miinekkidller «Viyolonselin Kreisler'i» demişl*r... Sebebi ünlü kemancı Kreisler gibi. Cassado da sadece bir icracı olarak kalmakla yetinmemiç. onun gibi ayrıca bestecilik yapmış. eserleri ve viyolonsel» «transcription» lsn tanınmıştır. G. Csssado. 1897 de Barselonada müzisyen bir aıleden doğdn. 5 yajinda. tanınmış orsanoist. bestooi ve orkestra şefi olan babasının müdür bulundusu «Las Mer Uıtlü Nüzisyen G. Cassado • • • Haleb ve arşın Antalya miIlH\ pkili. Bütre Komisyonu icHmaında. Bayındırlık Bakanı Keroal Zeyrinoğluna a<e< püskiirüvor: "Biz seçmenlerirnize »oz rerdik. Onlar da bize rey verdiler. Halbuki yollarımızı yaptırmıvfirşunıız. Mahrub olıtyoruz.n U4e bir demokrasî derdimiz daba. Hakikaten seçımler sırasında adaylar neler, neler vaadermedileı Yerine eöıe fesi çarşah tekrar gerireceçiz. vergiyi askerliîi kaldıracağız. orman kesimini .s«rbest bırakarağız diyecek kadar ileri gidenleri oldu. AnlaMİan. Antalyada yol meselesi birinei plânda geliyor ki, bu sayın zat da onu vaadedip işin içinden çıkmış. Halbuki. hiikumet olarak. Bayındırhk Bakanı yalnız Antalyanın ynluyla mfse'il ol«maz. Bu, biitiin memlekete şamil bir progratn d^bilinde yapılır. Ppk dosrruyu söylpmek heveslisi i«e. Anfalya milletvekiri. adaylişı sırasınrfaki nııttıklarını çekmeden evvel. alâkalı Bakanlığin bir fikıini alınış olsaydı. jimdi mahrubiyetten kurtulurdtL Dir Allah korusun • • • Cassado 9 yaşında, ilk konserinde ve bugiin Darisfe. mpshıır Louvre müzosini eezen bir adam. Kodin'in bir kadtnla erkeğin kııcaklaşmasını tasvir eden "Opüriik'i İMmli eserinin önünde durmuş v > "ben de olsam böyle yapardım» demiş. » Btından bahseden gazete, nedense. adamın ser=eri olduğtında ısrar ediyor. Sorseri mer«eri ama. bana ppk eiizel bir sanat anlayışı pihi geldi. Cidden. resimde. şiirde, heykelde sahiri değeri olan eserler karşısında insan hu hissi duymalıdır. Bir nevi kıskanclık zihi hir şey. Geleelelim. hizim yeni şiirleri ve resimleri gördükee, hepimiz «AUahım. spn benim aklımı haşımdan. alıp hir giin böyle zırva şeyler jazdırma. böyle saçma sapan şcyler çizdirme» diye dua ediyoruz. cedes Müzik Okulu» na girdi. şansı ona, Barselon Belediyesinin, Hemen. çocuk korosu «Escolania> dışanda iistadlar yanında yetişda yer aldı. Fakat viyolonpele kar mesini saslıyacak bursu veımesifi bir meyli vardı. 7 yaş'nda iken. ne âmil oldu. Pariste yerleçer'k bir bavram hediyesi olarak ken Maurice Ravel. Manuel de FalUdisine verilen küçük bir viyolon yı tanıdı Ricardo Viner. AlfreHo sel onun ilk saadeti oldu. 9 ya Casella ile çaldı. Genc şöbrçtlsr jında verdisri ilk konserinin ba arasında yer aldıti çırada 1914 har binin kopmasile Parisi terketmek ramak kaldı. roıunda kaldı. Memleketine döPencereyi açıp bakıyorum. Zinerek babasile armoni. kontrpuan .ve herteye ^6*1^11.» J^arb. rlsitüH» •fi«4çBTanhk bir yerdey»r bir Cassado. Avrupada ve cenubî Akasaba istasyonu. Ek, istasyomerikadri parlak rumelenne baş nı gelmişiz. âniliği müstesna, duladı ve meşhur şefler idaresinde ruş elbette tabil. Buna akan iular çaldı. durur. İyi ama. kompartimandaki duran »ular aktı. İki jişe <u yerlerde. Yer, sınlsıklam. Yatakh Düşündürücü bir «ergi vagon değil, sulu vagon, mubaMaya'da, Yüksel Arslan, renkli rek. geniş satıhlar iizerine boşlukta Şişeleri topladım, sulan kuruimis hissini veren hayvan mottfladım, yattım. Gene gldiyoruı. lerini ve dağtarla araçlannı kulGene bir tatlı reharet. Ha uvulandıân resimlprinden mürekkeb dum. ha uvuyacağım .Ne münsilk sergisini açtı. Resimlerini, «î •ebet! Lokomotif aman veriyor Hçki, Da^Tanış. Sıkıntılar» rjvgü» ımı? Bir zaneırti daha komparadı alttnda açıklarnayı eerekli bul timanın içinde bu sefer (pof) diye muş. Yüksel Arslan. ^szete saheı bir ses, Lâmbayı yaktım, baktını. lıŞrndan manavlığa kadar işlerd» Askıda duran palto vt elbis» y«rçalısmış! 4 vıldanher Akademi dılerde. şında. kendi kendine resim üze~ Bir rüku daha. bir secde daha! rinde denemeler yapıyor. «Abstre Döktilenleri topladık. yerlerine ve non figüratif resme ne derecede asrık asmadık, bir trümbürtü daha taraftarsınız?» soruma: «Resimkopru. Bu da duran katann halerimd? ab?tre çahşmıyonjm. Belreketine işaret. ki sembclik karakterler mevcud. Lokomatifin her akkna estikçe, Ben resim ysparken moHem keyolumuza her istasyon çıktıkça. limesirn" de hiç düşiinmüyorum!» yerlerden kâh 'apkamı. kâh esvab dedi. Şu halde resmin bir şey anlarımı. kâh şişeleri. bardakları. latmasmı, sadece göz resmi olmakitablarımı, eazetelerimi toplaya ro,=sı taraftarısınız. «Ben meselâ toplaya sabahı ettim. Ankaraya Matisse'i sırf cöz ressamı olduüvı vardığım zaman aklıma şelip t?ricir. sevmem! Resimlerde fikir ve tilsaydım. ^ir eecelik jimnastîğin konuy=> taraftarım. Bunu şimdiiik bara kaç kilo kaybettirdiğini şimbir fiîürii seri halinde ve hikâve di size söyliyebilirdim. tirnndj vererek anlatmRya çalıYalniî başka bir şey aklıma şivorum.» geldi. onu yaptım. Sabahieyin baş Aferin! Işte hep böyle Bu serei ilgi uyandırmı; ve «ssr kondüktörü gördüm. akşamki lerin hemen tamamı =atılrnı=tır. heneâmenin sebebini sordum. Hay ıevet» dersen gayet iyi geçi • Splmi AM)AK retle yuzümE baktı. (Bız lokomo niriz! Otpki yolcular ne yap*'l?r, bilmivorum. Kendi hesabıma ben, sabaha kad?r esilip ka'.kmsktan. yerden 513e ve bardak toplamaktan, kompartimana ceki düzen ver mekten harab oldum. Son süratle sidiynruz. Göz kapaklarımda hafif bir ağırlık. Oh. oh. Ealiba uvuyacağım. Tatlı bir meyilden kavar sibi uykuya doâru dalarken müthiş bir taneırtı. Tangırtı ile karışık, kompartiman içinde de bir şangirtı. Araba biı earpısma rru oldu? Hayır. bizim zenciye hanım cilve yapıyor. Hızını birdenbire kesmis: kesin^e de tabiî. vagonlann içiçe geçmesine VB8U y \ TA&LOLA(?!N}f KOYACAK VER unuttır.' Münasebetsrzliğin litunıu var mı ya! Yılbaşmda karısından hcdiye bckliyen adam, ccbinde bu kadarcık mı para
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear