26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
tKt CUMHURİYl^. 6 Şubat 1955 Bedava Bilet! m yt geçinryurlar dersem mübalâğa etmış oluıum. Anlaştıkları günler de olurdu; ama Tahir Beyle karısı Remziye Hanımın tam manasile kafa dengi olduklarını kimse iddıa ede mezdi. Remziye Hanım, kocasımn yaşmda kırklık bir kadmdı. Tahir Bey de öyle! Remziye Hanım, Aksarayda bir tüccarın kızı iır.iş. Başından iki nikâh geçmiş. Otuz beş yaşîarmda yani beş sene evvel Tahin görmüş. Beğenmiş, rivayete nazaran tutulmuş. Tahir de meteliksiz bir adam. Remziye Hanımın dünyalığı var. Ne yapmış yapmış Tahirle evlenmiş. Tahir, karayağız güzel bir adamdır. Remziye Hanım yerden yapma bıngı] bıngıl bir kadındır Evbark olduktan bir müddet son ra Tshir Bey artık «ev köpepi» haline gelmiş. Yani karısını p?k ısırmaz olmuş Bu da kadının d k katini çekmiş... Oradan kısktnçhk baslamış... Şimdi adam akşamları eve seldi mi? Nerede idin? diye iorar. O da: Bir çay içtim arkadaşlaıla... diye müphem cevab verir .. Hangi pastacıda? Vallahi ismini bilmıyorum .. Do§ruyoHa... Kadın iş; kurcalamak ister: Kiminle beraberdin? Ali vardı . Hasan vardı... Hangi Ali... Tanımazsın! Hiç bir tanıdık, bildikle buiuşmaz mısın? Buluşurum ama tesadüf işte. Adam hep kavgadan kaçımr... Öteki bahane arar... Nedir bu koku? Berbere g ttım de... Eerberler kadın kokusu mu sürüyor .. Bilmem „ Sen şeytanın yattığı yer; bilirsin ama .. D kkat etnnedim .. Saçima sürmüş .. Ooo senin başın da kokuyor. Dolmuşa binmişüm. Belki de... Ayol ben aptal mıyım? Dolmusta lâvanta ne gezer? Aman Remziye... Kızım bırak bu saçma şeyleri de .. Saçma değil m:? Bir kadın kocasım severse saçma . Ayol onu demek istemiyorum. Ortada fol yok, yumurta yok . Sen .. Ne olsun istiyorsun? Seni suç üstü mü yakslıyavım? Remzı hiç cevab vermez... Söylesene! Neden susuyorsun? Söyle! Yorgunum .. Bırak oenim yakamı Allah aşkıha... Boşanalım mı demek istiyor sun? Akşam üstü hiç yoktan .. Öyle bir şey söylem^tbn .. Amaaan ben bilirim. Kafa Yakamı bıraV demek ne demı kızdırma .. mek? İşte vaziyet bu!... Buna iyi anAdamın sabri tük&rimeğe bns.lar... laşıyorlar diyebüirseniz buyrun! Yakamı bırak demek, başıTahir o akşam gene yorgun ma her akşam belâ ölma demekgeldi .. tir. Anladın mı? Onun üzerine Remzİyede bir Ne dir bu halin... Gene sünhırçmhk, bir ağlarriâ .. gün pek düşük... İşte bu halde iken .. tahir Yorgunum. Taş mı taşıdın? Odun mu birdenbire... Rerneiye... Ayol tiiıtittum. yardın? Hava lodos... İnsan lâpava Biz bu akşam tiyâtföyâ jflvetlidönüyor. Biraz da yürüdüm Şu yız... Sen git, ben ğitmern .. Taksimden gezin;n arkasından Ben giderim âiHa stni de Teknik Üniversitenin önünden .. davet ettiler. Haaa! Bildim. Âşıklar yo Kim davet etti lundan geldin... Gelsene bakayım İki kişilik davetiye .. Bir şöyle ışığa .. kumpanya gelmiş... Varrtte m.? Ne var, ne oluyor? Operet mi? Çok eflenreliynıiş. Gel diyorum. Karılar var galiba... Tahir ışığa yaklaşır... Remziye Vallahi bilmiyorum... Daha Hanım bakar... birinci akşammıs. Nedir bu kırmızılık boynun Davetiveyi kim verdi. da... Bizim Dürrü verdi... Ye|e Bilmem .. Kaşımışımdır. rrim .. Ona vermişler. Onun mî Tuhai şey!... safiri vsrmış. Büeti bana verdi. Yahu, ne arıyorsun? «Al dayı yengemle beraber gi Ne arıyacağım, beraber gez dersiniz. Çok güzel kumpanya!» dedi. diğin kadmın izlerini arıyorum. Ben gidemem. Bulamazsın yorulma! Neden? Bulurum ben... Sırtıma giyecek elbi=em vvık. Vallahi de bulamazsın, bil Ayol baloya gidecek değilız lâhi de. Demek o kadar tertibli ha ya! Giversin mantonu giderz. Mantom uyuz kediye dönreket ettin ki... İz bırakmadın müş .. öyle mi? Neresi? Hayır... Neresi olacak, koHannın ağzı Ya neden bulamazmısım. yenmiş. Yok da ondan... Aman canım... Kinr Jlkkat Sen onu benim gecelik takedecek? keme dinlet. Ne bileyim ben... Bir insan, üstündeki kokunun nereden geldiğini bilmez mı? Bilmıyorum işte .. Belki otobüste kokulu bir kadınla yanyana düşmüşümdür. Maşallah bey:me! Kokulu hanımlarla kucak kucağa... Daha neler... Otobüste de artık... Yaa? Otobüste olmaz da baş ka yerde mi olur? Onu demek istemedim. Hadi hadi. Erkek değil misiniz? Kökünüze kibrit suyu. Ayol bu senin namusun Ka nsının kürkü eskimiş dener. Desınler, ben aldırmam. Tabiî... Adamda manda yüreği... Nerede bilet... Cebimde... Dur... Gider. Portmantoya asıh paltosunun cebinden bir zarf çıkarır... «Zanzibar Revü» Yanlt... İki kişilik yer... Yemeği şahp almaea yediler... Rem2İye: Çabuk öl... Geş kaldık... diye kocasma çıkışırken; heıiüz yuz tuvaletini yapıyordu. Saat dokuzda çıktılar .. Bir taksiye atladılar. Tyatroya vardıhr... Kalabalık, kıyamet .. Duvardaki resimlerde çjplak kadınlar var. Remziye sordu: Bu resimler revünün mü? Zannetmem . Flm olacak. Ama gerçekten Tahirin b'r şeyden haberi yoktu. Salona girdiler... Yerleri fena değil . Sahnenin dört. beg sıra yakınında, yol kenarında bir yer... Tahir dönüp dönüp arkasına baktıkça: Doğru dürüst otursana! Ne bakıyorsun arkana? Bir bekledığin mı var? Yok a canım! Salon doldu I mu? diye bakıyorum. Ne münasebet? Bunu da nereden çıkardın? Ne bileyim ben... Böyle durup dururken bir tiyatro... Sonra da arkana bakmaktan boynun çarpılacak... Bırak şu vesveseyi yahul Bak eflenmeğe geldik... Öeldik. peki peki... Hadi vıflama! Vırlayan hangirriz? Tahir susar... Nihayet perde açılır... Bir komik adam .. Franiizca bir skeç yapıyor. Remziye anlamaz. Tahir anlar... Ne diyor? Hiç... . r Ayoİ herif*bir gflrü İâl ediyor. İnsanlar gülüyçr... Canım saçma sapan seyler... ırme aşıkmış da... Remz'ye içini çeker... tŞI BILK! Hollywood'da artist namzedine sordular: tBekftr mısınız, evll misiniz, dul mu?» cYerine göre.» İLTİFAT İki arkadaş arasında: (Kadınlar, iltifattan hojlanırlar, azizim.» (Ne münasebet, birder. Dün bizim hanıma, geçen seneki man ton sana pek yakışıyor, dedim. Öyle blr kızdı ki!» Benim canım sıkılıyor. tiyatronun ortasmda salondan çı Canım dur bakalım... Başka şeyler varmış .. Bak bu oturdu Ben dayanamıyacağım. Giğumuz yerin fiatı on lira .. Her »deceğim. kes budala mı? Boş yere 10 lira Gülegüle. Ben gidemem... verir mı? Gidemezsin ya!... GıdemezBeklediler. Derken perde açıl sin. Çünkü karılar aşna fişaa .. dı... Y'rmi tane çıplağa beş kala değil mi? vaziyette kızlar Gözler sürmeli, Yahu! Gözüm kör olsun ki. dudaklar boyalı... Olsun .. Olsun da böyle çıpRerneiye bünu g5rünce: lak utanmaz karılan göremM ol Aaa! Göıü kör olsun .. Şu inşallah .. Bir şeyeikler deTiem »tanmazlara bak... Anadan ür O senin ytğenin olaeak herifi AlTahir rezalet çıkmasm diye çalah nasıl bilirse öyle yapsm . Jfan... resiz salondan çıkar. Remziye de Bu sırada arkadan birisi: Kavpa o hale gelif ki... Yt. beraber.. Tahiri oradaki sivil po Sussss! deyince Remziye ür nındaki seyirc'ler .. lise teslim ederler. Hâdiseyi de ker, susar... Kavgayı evde yaparsınız bo anJatırlar.. polis: Tahirin de gözlerı faltaşı gibi yan. Susun da rshaf seyredolim. Birader, size yakışır mı? Ya açılır .. İçinden memnun .. Fakat derler O cevab verirhu bu bizim millet de bir kere dışarıdan: Ne karışıyorsunuz İster k«v çıpîak kadın görmesin. Gözü ka Amaan bu imiş? der .. ga ederim. İ<=t5r muhabfeet ede ranyor be!. Nedir bu?.. dive söy Haa? rim Site ne? lenirken Tahir kendi kendine: Hayır . Bu mu imiş bu Bir E"meni seyirei: Lâhavle çeker.. meşhur revü? diyorum. Af edersiniı rhad^rh . Biz Polis tiyatro memunına sorar: Beğenmedin m,? buraya para ile pirdik... Kavga Şahid var mı? Bunun neresini begeneyim. dinlerneğe pelmedik .. Arfstieri.. Var.. bu bayan.. Baksana . Kasab dükkânı gibi .. Sus . Sen karışma! Sen po Hadi buyurun.. merkeze.. diŞişmart sismsn karılar .. lis mi^in? yerek bunlan alır .yolda ne Rem Yaa! Demek şişrrandan ho"S Siz polis ile mi susarsınız? ziye. ne Tahir ağızlannı açmazlar.. lanmıyorsun? Bari yüzüme karşı Etr=>ff?n: ksrakola giderler.. Nöbetçi komisöyleme! Eyyvy! Yfter be! . Ne olu serinin yanma girerler.. memur Senin ;çih demiyorum. Onyonız Har..m, kocanı çok kıs anlatır. Tahiri göstererek: lar iein .. kamyo'Fah Emniyet Sandığma Bu bay, Nişan tiyatrosundarehin koy... * , • Yefer .. Anladım... ki oyuncu kulardan birine çimdik Yam rezajei arfiS tâRir <<afar] Kadınİ8r öynuyor, zıplıyor. Ba atmış.. tiyatro davacı. bu bayan caklannl kaldırıyor .. Türlü va verir. Tıyatrodan çıkmıvacak .. da şahid.. Çimdi bir kere nelmiş Yirmi riyefler ahyor .. Komiser Tahire: Bu sırada sahneye tamamen tane cıplak kız . Efleneeli <nt re Utanmaz mısm vahu' KılıSrı vü Kavga nasıl olsa olacak .. Tiçıplak YalniE göğ?ünü ve §niinü vatrodan eıksa da. eıkmass da' dan utan be! Şimdi seni cürmü kuş tüylerile ertmüş bir kedın Fırsat bu fıfssttır, diyip oturmek meshuda göndereceğim.. gelir. M:krofffna yaklaşrf. Hem Tahir agır ağır: şarkı söyler, herri kırıtır, göbek en akılhea iştir. Komiser bey, ben blr şey Cıkahm... atar, kalça sallar... Yani dörfbaşı yapmadım.. mâmâr .. Remziye bunu görünReTnıiye bir tarafian vırlar.. ce... Tahire bir çimdik nasar. Daha ne vapaeaksm? Daha Şimdi olmaa.. sus.. rezil olduk Ay . Ne yapıyorsun? ne yapacaksın.. elâlemin karısına Onüne bak .. Q°'ninü pat Olduksa oldtık.. eıkâlıhi. Çık saldıracak değilsin ya!.. laürım .. mazsan bağınnrri.. Ben.. bir şev.. vapmadım Tahirde ses yök... Bağırırsan seni tanrma'''§ımj Ya bu bayan yalan mı söy6sve lüyor Kadın kırıtrnada, göbefete de sövîeHrn oıia^a kalırfm! vam .. Öteki kızlar da etrafıru a tiye btnde.. beni ktanse dışarı ata Yalan söyliiyor.. maz. hrlar... Zile basar., bir polis gelir., Remziyenin çarpıntısı tutar. Ta Remıiye b« sdz üzerine susaf... A! şunlann ifadesini.. hiri mi kontrol etsin, karılflta mı Revü devâm eder.. kadınlar türlü Tahir çıkarken: baksm... kıvafetlerle, ama daima çıpbğy Davacının da ifadesini almaTahir başı öne iğilmlş, gözler' yakm kıhkta danslar ederler. h.. sahnede... şarkılar söylerler.. çıplak ksdın Akıl öğretme! Hadi «en isine Önüne bak diyerum. her defasında göğsünü ve Öriünü bak, diyen komiser sivil memu Bakıyorum ya!... örten şeyleri değiştirerek ve daima ru çağırır.. Ö6rün çıksıll, karılara ba çıplak sahneye çıkar.. nîhâyet Git tiyatroya da har>' Vadıkı/orsun. bütün kadınlar.. sahnMen salona na sataşmış ise o da gelsin.. İakmıyomm vallaha!... inerfer.. ve salonun dört ta'afuıı Peki komiser bey.. Y«mill şarpsm inşallah... dolaşırlarken sıranın ucunda ve 6srken Jıplak kadın sahnenin yol kenannda olar Tahîrij, yanınKarakolda gece saat yanma tâ kenarına gelerek müjterilere dan geç«rlerken Remzive elinl ficek atar... Bir tanesi de Tahire Tahirin önünden uzatıp kadmlar kadar beklerler. Saat yanmda gelmez mi? dan birinin kalçasını çfandikler... çimdiklenen kadın eelir.. yanmda bir de tiyatronun adamı.. Kadın : Remziye çiçeğl vakalaymea: Komiser sorar: Al başma çal... Şıllık .. dı Uuf! diye bağınr.. herkes Sor bakalım bu kadına.. yerek sahneye fırlatır Sahneo«=ki şaşırır.. ve Tahire bakarlar.. Arartıst bunu iltifat zanneder... tistler hemen salondan sahneye ç'imdiklenmiş mi? Tiyatro memuru kadına sorar.. Tahire güler... Bir de eıile öpü dönerler.. tiyatronun adamları Tao da fransıca: cük^ gönderir. hirfe başma üşüşür.. Remziye: Remziye daynnamaı...' *"îşte rezalet buna derler.. ka Çimdiklenmiş komiser bey.. Hadi kalk gideıım... Beo bu duıı ne diye çimdikledin? diyerek Davacı mıî * " ' ' rada dursmam .. bir de kötü lâf edince tiyatro ida < ' " S6rafl& s " i " > o n 9 * 1 ' •»s"»y Aman Remîiye... Rezalet o^"2*5sinden bîri Tahire: Hayır davacı deSilim divor. lur. Hakaret olur. Ayıb olur. Hiç Buvurun.. der.. Komiser Tahire: Ülen verilmiş sadakan varmış.. yoksam üç aya giderdin vallahi.. get böyle edebsizlik etme blr daha!.. Remziye memnun. görünüyor Tahir komisere: Komiser bey, lutfunuza teşekkür ederim. Yalnız şu artiste sorar mısınız? Kendisini kim çim diklemiş?.. Ha! Demek şüphedesin de.. kan sana şahidlik etsin istiyorsun öyle mi? Siz lutfen sorunuz rica ederim. Tiyatro memunına: Sor bakalım.. kendisine çimdik atanı tanıyor mu? Sorarlar . Kadın Remziyeyi gös termez mi?. Komiser moranr™ Ne diyor? Efendim kendisini çimdikleyenin bu bayan olduğunu söylüyor . diyince Remziye: Aman Allah..' üstüme iyilik sağlık.. Allah kuru iftiradan korusun.. diyerek oradan ftrlar.. ve karakoldan çıkar.. Tahir de gülerek komisere: Gördünüz mü komiser bey, bana ne kadar haksız çıkıştığının.. Komiser: Kusura bakma hemşerim.. ne bileyim ben.. bana kürıvı sen çimdikledin, dediler. Yani bu sırada bu sarkmtıl'ktan da illâllah .. Allahın günü bunbrla uŞraşıyoruz.. kusura bakma! Geçmiş ol?un.. Tesekkür ederim.. Allahaısmarladık. Güle güle.. bana bak Bir daha böyle cadaloz kanlarla da yanyana düsme.. tanıyor musun? Tanırım.. Kimmiş bu? ' [*? Benim e«im... Diyince bu sırada karpkorlar çıkü.. O akşam birbirlerine hiç lâf etmediler.. ertesi gün Remziye: Nasıl? Tiyatrodan aH"mı nasıl çıkartırlar gördün mü? Bana bsk Remzive' Eir daha sen bana bövle bir is vanarsan.. derken kaDi ç^lmdı, mi"!Rfir geldi.. Tahir lâfını bitirem<'4i ama o günden sonra Rpmziye Tahire her akşam çnnluğu ahiret suallerinden vaz^eçti.. biraz daha sakin oldu... Bir bedava biletin çıkardıjb hâdiseden snnra bir müddet •Tahirin bası dinc oldu I ALAKA Tivatroda arkasındakilerin konuşmasına tahammül ede medi. Dönerek«Affedersi niz» dedi. «Bir şey anlıyamı • yorum.» Arkadakilerden biri hiddetle cevab verdi' «Karımla konuşuyorum Ne konuştuğumuz sizi alâkadar etmez!» AÂNKARADA PERDE ARKASI snt Belma. Selmaya telefon edlyordu: (Hayır, gekerfm. Kimseye •Bylemedim. Sır oldugunu bilmlyordum...» Başvekil Menderes; "înöıtü» imzalı bir davetiye aldı! Yazan: Feyyaz Tokar met ederdi. Mendsresin bu davete icabet edip etmiyeceği bilinmiyordu. Fakat gelecek olursa bir tarafın şahidi olarak koltuğa oturması f"a mümkündü. Babası için bilinmez ama, kızı hakkında; «nasıl tanırsınız?» suali sorulduğunda Menderesin, Özden İnönü için «çok iyidir» diyeceği muhakkaktı. Fakat bütün bunlar tahmin ve arzu edilen tablodan ibarttti. Zira şahidler tesbit edilmişti. Her iki tarafın amcalan bu mesud birleşmenin harcını koymayı deruhde etmişlerdi. 9 şubat günü Ankara evlendirme dairesinde... (Not: Yazmuı Metin Tokerle alâkalı olan bu kısmı kendisinın Akis mecmuasındaki uslubuna uygun olarak yazıbruştar.) ması pek çok kimseyi ijinden gücünden ve vazifesinden etti ama, onnancıların bekledikleri gün ola rak onların defterine kaydedildi! Tren yok, tayyarede de yer yok. Ankarayı nasıl bulacağımı düşünürken bizim vefakâr dost Seyhan mebusu Ahmed Topaloğlu imdada yetişti. «Ben» dedi, «arabayla gidiyorum, yolda sohbet ederiz..» Kafileye Emniyet Genel Müdürlüğünün güzel giyinmesi, temiz mesaisi ve kibarlığile marui (geriye galiba bir jey kalmadı!) Dördüncü Şube Müdürü Azmi Bey de iltifaak etti veyola çıktık. Istanbul Ankara arasını bir defa otomobile katetmiştim. Üç sene evveldi. O günden bu yana «yoliaf düzeldi» dediler. Söyleyen TabilJopaloğlu.'. D. P. mebusu olur da neredeyse lugattan çıkaracaklan^ «bozuldu» kehınesıni kullanır mı? Yolun en işlek kısmı olan İstanbu] Lzırut arasında radyonun çaldığı oyun havasına iştirak eden iri taşlar, tekeriekler vasıtasile kanapelere, oradan da vücudlerimize intikal eden titreşimleri yaparken, «evet» dedim, yollarda terakki var. Üç sene evvel bunlar iri kaya parçaları idı. Şimdi taş büyüklüğüne inmış!.! Topaloğlu durur mu? «Plânlanmız dört seneliktir» dedi, «Bir sene sonr taşlan da eriteceğiz..» Izmitle Bolu arası yol da, manzara da güzel. Doğrusu bu ya, Türkiyenin iki büyük sehri, İstanbul Ankara arasındaki yolun bir kısmının güzel oluşundan şükran'a bahsetmek, acep sadece «garip» olmakla tnı kalıyor? aşvekilin Husust Kalem Müdürü, önündeki büyük beyaz zarfı aralarken altında «Ismet Inönü» imzasını görünce hayretini gizleyemedi. Uzun müddettenberi «kesik» bulunan D. P. ve C.HP. Genel Baş kanlan münasebetini düzeltmek için, ilk teklif muhalefet liderinden mi geliyordu? Hususî Kalem Müdürünün kafasmda beliren bu sual işareti kısa zamanda zail oldu. Zira İnönünden bir davetiye gelmişti ama bu davetiyenin altında ikinci bir imza daha vardı, Metin Tokerin babasmın ismi. 9 şubat günü, birisi damad, diğeri de gelin sahibi olacak iki baba bu me sud güne Başvekili de davet etmiş lerdi. Bu işi yapan bizzat Metin Tokerdi. Başvekille teması ve derin bir ahbablığı olmamasına rağmen Adnan Menderesi sever, hür B Ciddî işlerde lan kıvirrnak, bfivflk karşısında kıvıılmak, derken yolkıvrım kıvrım yapmak âdet gelmiş. Mubarek yerler haline insanı arzu ettiği istikamete götürmek değil, âsâbını perişan edip, gideceği yerden her an ebediyen uşaklaşrr.asını vaziyette... Yapılacak iş de gayet basit, sevimsiz bir burun gibi ürlamış bir kaç kaya parçasma indirilecek üç. beş kazma, tehlikeyi tamamen bertaraf edecek. Ama bu devirde birdenbire teşekkül edip semirip, sivrilen o kadar hakikî burun var ki, bunlar pek farkedilmiyor olmalı. . Bizdski reklâmcıhk maluml. Her memlekette reklâra kafa, *ekâ işidir. Çiftçi milletiz ondan mıdu?. Bizde bu iş de tarlaya dayanır. Toprağın varsa çak kazığı, yapıştır tabelâyı. Florya ve Maslak yollarmm vaziyeti malum. Bizim Orman Öenel Müdürlüğünün bu kabil işleri idare eden şubesi de heveslenmiş, Boludan itibaren çeşidli vecizeleri havi tabe~ lâlar dikmişler. Yalnız anlayamadığım bir noktyı; ormnlanmızU' bakımile alâkah bu vecizelerla Ankaraya giden yolun iki tarafını dikilmiş olması teşki] etti... Htt« kumet merkezine eiden yolda ktsicilere neden hitab edilir anlasılamaz!. t işte bu vecizelerden bir tanesi: Ormana kıyma Yavrunun beşiği Kapının eşiği Aşının kaşıjı Şu dört mısraı okurkan msu ga>nıhtıyarî düşünüyor, o agao kesen köylürıün çocuğu beşiksâ kapısı eşiksiz (toprak) olduguni. gore ganba sadece son mısraı hakikat ifade ediyor... mürtıkün kjlacaJs Bulaşıklan yıkarMdan nereye gidiyorsun? *** ws^s Şu Bilecikteki köprünün yıkıl YAZISIZ Yabanc? değil, kocam. Birut kıskançtır âu... Masamiz kalmadı, etendim. Onu, bildiğimiz için masamızla berabet geldik. Yaradılıgımtz anlfljmam»ta müsald değil, efendim. Ben küTk manto isîiyorum. Onun parası yok. Hetabt Uteyen bayanlar nertdt) Kıvrak mılletızdir vesselâm Mill! oyunlarımıza bakm. Çoğu döne döne oynanır. An'ane sadakati o derece tesir etmı§ ki...
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear