Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
Ekfan 1955 Ne Niyete Yerseıt «Dördüncü D. P. Bâyflk E«*grWİM <U itmtkn<fk bir konjrre d«nm«M, 4üB7«anı hiebir k«a(r**in« •rtık bu isim veril««ez.» Bu satırları yâzan, Demokrat Parti BUTM müktvekili, dostuır.uz Selim Ragıb Emeçtir. Şimdi, kongrede gördüğümüı iki ehemmiyttaiz aoktaya işaret edelim: 1 Savın Menderesln iktnei gfin autkundan sonn . kitayeti müzakere karan «lmdığından, töı istemiş olan. zannederim yüzü mütecaviı hatib, konuşamadı. 2 Meşhur «mebusluğu iskat takriri» bir lâhrada kabul ediliverdikten sonra, bu ufacık (1) mevtude dahi, kimseye söz hakkı verilmedi. M amafıh, Son Poste baçyazan pekilâ hakh olabilh Demokrasimlz bir müddettir, ve fittikçe tnüna«ib bir biçirae girerek, muza benzetildiğine göre, kendisine. anlaş,ılan böyle latii bir tad vermijtir. *** Bu bahlstt bfltta kabahatt tofSrlm yflkl«m.k dpğru ebnaaa g*rtk. Sokaklanmına v« eaddeltrimlzin hali malum. Harkca ortada. Örfl tdart Komutaaı u y ı n Orgvncral Nuraddln Aknoz, bu yfiıdcn, husus! bir tebliğ bile neşretmek zaruretinde kaldıAmerikalının hayreti de pek yerinde: Dünyada gördüğüm tek nemleket ki, demis, yayalar otomobillerden değil, otomobiller yajalardan kaçımyor. G«çen «ün, Eminönünde, ye«il ı«ık beklerken bizim takslye bir adam çarpb. Bereket çelimslz Wr şeydi. Yoksa. otomobille beraber, hepimiz ezilip gjdecektik. Vaziyet böyle olunca, Trafik Müdürü Orhan Eyüboğluna yeni bir y çütıyor: Şoförler* olduğu trib; yayalara da bir ehliyet vermeli. tmtihanda kazansnlar* diyecek yok. Kazanamıymnlar da, eribnektenjt, dolajmasiniar eibette daha iyi. Bir hatıra deîterinrien alınmış notlar Rahataız edent hiç bir külfet yoktur. Ne dlyebilirim?. Böyla gelmiş, böyle gider ve gidiyor... Çok fükür mahalleye geldik.. arabadan indim.. hep boyle olur. Bize yaklaşınca araba tenhalaşır.. Oturacak yer bulunur. Yani normal hale gelir.. ben de o sırada inerim... Kapıyı çaldım.. bizimki açtı... Eli yağlı imiş.. el sıkısamadık.. nasıl oldu bilmem. hani msan kansuiı bazan koklar ya!. Ben de öyle yaptırn... Bizimki beni rtti... Yüzüme dik dik baktı... AnlaGalatasaraya geldim. Biraz genis bir ayak kokusu, ko madun.. gene siniri üstüade gaJiSalı 22. • *• Daktılo makinesi bozulmuş. Kor lik, biraz ferahhk. yürüdüm.. gene kusu, bir larmısak kokusu.. bir Unutulan nokta ba.. arasıra böyle oluyor. Havanın delânın hep kırmızısile yazıyor. O trotuvar sıkıştı.. karşıya geçmek sarhoş kokusu.. burun olsun da ağır olduğunu söyledim.. eevab' Biraz da bize buyurun. kadar uğraştım. Düzeltemedim. için bekledim.. taksiler bir zinci yansın.. asınYayın Umum Müdürü Muammet Baykan, veTmedi. odama girtim.. soyun beni kokladı.. arkasından «Bira i Hemen düğmelerimi çözdüm.. Parmaklanm kınah gibi oldu. rin baklaları gibi.. ardıardına yüh>fta ıçinde, râdyolarımızın kxj programlarına dum.. esvablarımı astım. Elimi I i'bnan» bol miktarda turist tasıdıgl lçia, bizim rüyor. Bir aralıktan canımı karsı ilikli kalırlarsa kopuyorlar.. çünkü yüzümü yıkamak için tuvalete der haydi bir halttır ettin! Bari ş Fazla kınnuı ile uğraşmağa gel daiı izahat verdi. tskenderun gemisi lüvariıin», Beyrutta «altın iz'erini üstünde bırakmasaydınîj = ya attım.. arabanin orta koridoru iki »ıra mez. Adama kızıl derler. Vapurların, trenlerin, tayyarelerin kış. tarifelerini eittim... İşimi gördüm. Çıktım .. Karm «Ben bir daha o herifle yüz = 'ivikat madalyası» verilmifl. Bir yeni dükkin açılmi|.. Tu yolcu ile dolu.. ben de onlardan Saat altı.. artık daıreden çıka•niadık. Tiyatroların, finemaların, kapalı eğlenc» yerOdama gittim.. kapının arkasmda Biz, bu turizm davasuu eldum oltnya tersinden valet eşyası satıyor. Tıra? sabu biriyim.. ceçenler bizi ezerek ce duruvormus.. ne selâm ne aley yüze gelemem» diyor.. N e o l a Ş bilirim. Jenr.ir. programlarına da eyvallah. aldık bir türlü düzeltemiyonız. cak şimdi?. Düşündüm. «Hiç! N e | Ağır bir hava.. köprüyü yaya nu.. tıraş bıçağı... Kolonya suyu... çiyorlar. Bu arada ceketin bir ete Fakat. radyolar için kıj ıle yıfln farkınl pek küm*elâm. Bana bir tokat aşket olacak?.* dedim.. başanmak isti = Meselâ turizm cemiyetlerimiz »w, her yM mevBir tıraş sabunu alayım bari ğini kaptı mı? cekip götürüyor. ti. «Ayol! Ne oluyor?.» dememe geçtim.. sopa gibi uzun ışık boru•nhyamadık simi, Avrupa veya Amerikaya harıl harıl turlst taŞir.diki ilikler de çürük.. kopu kalmadı, bir tokat daha!.. Orndan yor.. dedi.. «Vallaha! hava o kadar 5 lannin bazılan sönmüş.. alaca ka Bir paket de bıçak.. Sonra, sevimli Umum Müdürün, böyle kat'î %ır. ağır ki.. kendirm müdafaa edecek İ İçeri girdım.. dükkftnda «ahte veriyor.. düğme düşüyor.. ondan ranlık.. insanlar gözüme ne acabir iısanla, beyanat veımesindeki eesarete hayran sonra odarlan çıktı.. ben ne oldu kuv\ T etim yok!.. Hele yarın olsun ş Trenlerimiz, tayyarelerimiz dolu giderler, boş yib görünüyor. Halicin sonunda mücevherler de var.. ne de güzel sonra ara ki bulasın! clauk Ya. bu arada, büyüklerimizin yurd içinde, âunu anlayamadım paf dive so da duşünüriiz.» dedim, geıirler. §§ seyrek bir gerdanlık gibi Unkap» şeyler.. dofrum aahtenin güzelBu otobüslere bir çare bulsalar kak kapısı kapandı.. arkasından yaiıud daha doğrusu vstan sathlnda, söyliyecekleri Yukarlki havadisten anlajıhyor H, Denlzcilİk Çarşamba, 23. İ liğine can dayanmaz. Bir takım tena olmıyacak.. asıl içime dok'j çıktım.. seslendim.. gitmiş.. odama nı köprüsunün ışıkları dizilmiş. uutuklar ne olacak? Bankası da boş durmuyor, komîumuz Lübnanı tur Gece geçti.. buçün bacanaŞı bul 5 Tünelde kuyruk olduk. İnsan tazeler küpenin birini cıka !D oteMalum ya, bir oturttular. hele iki üç defa da döndüm.. pijamamı ararken.. ya dum.. ev\'elâ daire>re götürdüm. Ş rü=tle besüj'ormuş. kini kulaklanna takıyor, aynada baş olamazsa kuyruk olur. tfkra; ettirdiler mi, siz »eyreyleyin Muammer BaytaSın üstünde ceketimi ve gömle Bozuk makinenin kırmızı kordp'iâ H Kendi muhtacı himmet bir dede Tumikeden geçtik.. bu da mı kendilerine imreniyorlar (Aman gimi Eördüm.. gömleğin yanında smı göstcrdim.. sonra tıraş bıçağı = kan'ın «kışlık» programınl! Nerede kaldı gayriye imdad ede, miuavat?. Önümde 150 kiloluk bir bu satırları bizimki görmesin.. mendilimi.. ikisinin üzermde de. aldığım dükkâtıa gittik. ona da £ *** Llfı da artık bnşa gitti. Baksanıza.. Hem kentdam.. 10 kuruş verdi.. düz geç ama görse de eski yazıyı okuyakırmızı lekeler rardı.. haydi men koku püskürdüler.... «Gömlekteki Ş dııriz muhtacız, hem de işte pekâlâ gayriye Hayalî hovarda «Gömlekteki İ ti... Ben 52 kiloyum. Ben de 10 mazJ). dili anlad'k.. daktilonun kırmızı lekeye ne edivorui. deyince otobüs 5 Satıa benimle meşgul olamı= kuruş verdım. Arabada herkes kordelâsından oldu.. lâkir» gömle rakasını anlatbm. tnanmadı .. Ka İ B u ı m caddenin müfrit hesabîliği üe marut Halil **• yorgun... Lâkırdılara kulak astım.. yor. Uzaktan «bir sabun» dedim.. | ein göğsündeki iki yarun ay.. H nsını aMık.. dudağma boya^ım Ş Lutfi'si sayın Cumhur Reisi ile Bs»v«kilin son aldınç etmedi.. elindp bir püskürYaaaar, bana bîr eğlence hep: ciml kırmızı.. haa! Otobü;t»ki ka' ve kısacık Ege seyahatine îjtirak edenler arasında sürdü.. tek kolruğa oturdu... Ba İki ton aldım.. dört ton sat tücü var.. herkese lavanta sıkıd:nla kucaklasttktı v»!... Taraara!. ldl D u İnglliz hanedanınm a;klan da ılk fik mesele canak yolda üsKtne abandı.. o da yor. Ben kokuyu sevmem.. «evtıra... Ama ceketin işi ne? Az sonra kat5stad döndü. Tan gazetesinde enine boyuna inka";tı.. dud^Şi eöğîüne geldi... oluyor. Daha, tacını tehtım bırakıp Mrs. SimpBeyoğluna çıktım... Otobüs« bin eem de gürünemem ki.. şimdi süpı çalmdı. Açtım .. Bacanak gelbbalarını neşrediyor. Hepsi iyi de, yazılarına koyPersembe. 24. son'uıı peşine takılan, Sekizinci Edward macerasınl mek kolay değil.. oradaki kuyruk rünmek hem ucuz hem pahalı. 1i. Hâkimdir kendi=i.. ypnında da duğu umum! başlığı görünce hayretten ağzım açık Busün bizimki eve döndü.. hSunutmadan, bu sefer de b'şımıza Prenses MargaNihayet sıra bana geldı.. tıraş daha uzun.. biraz yürüyelim.. toe baldız.. «Hayrola?» dedim.. ikisi keldr «İkı günde iki yüz milyon lira harcadık.» diseden hit bsnsetmedik.. bir ?ey rel'm a^kı çıkü. vuracak gibi caddeye baş çevirmiş sabunlarını verdiler.. yahancısı ^e bir «ey söylemeden odama Evvelâ bu kadar para. Somayı ve Sökeyi bıraolmümı? g'bi konusuyonız. araa Kraliçenin kızkardesi, meger, 14 ya;mdanberi çok pahalı. Yerlisini almaıi. O da otomobillerin önüne geçtim... idrdiler Yatagm üstündeld gömkm. Montekarlo'nun meşhur yeşil masalarında bile artık rahstım.. anladım ki; me?ele Tovniend iaminde, şimdi hava albsyı olan, birine Sağ yaya kaldırımını takib edi ucuz değil a... Bir paket de tıraş leğe.. mendile.. baktılar.. ceketi •arfedilmez. Haydi edilir diyelim Fakat bizim Halil ne kokuda ne boyada!.. Bunlr.rı âfikmıs. Bu i? bir sen«dir patlak verdi. Arada kız yorum.. halk öbek öbek konuşu bıçağı... Onun da yerlisi var.. •kokladılar... Bacanak geljp bir de Lutfl ki. bütün hayatl boyunca «cebe giren, cebden d» 24 yaşına bastığı, ytni tngiliz kanuularına göre 'Zih edebilmekte... yor. Etrahndan dolaşmak da ka damın ifadesine göre bir bıçakla çıkmaz» prensipine »adık k:lmıs.tlr, naııl olur da ıımıııııııınıınıııiMiııııiıimııtım)t)iwumıuu!nwan»ımıuı:«ıııııııııııııııırııni!!iıiMiiıiMiıı nan şey. şoförün karşısmda evlenip evlenmemek karannda Utiklilini kazandıbil değil.. çünkü arabalann parke on defa tıraş olunurmuş.. Bir 'ki böyle dehşetli bir hovardalık yapabilir? dığl için. alın aize bir mesele. buçukluk verdim. Sabunla bıçak yerde 18 ki«i oturacak, 25 kişi a | ıırası bu ay bu tarafta.. Tahkikat aonunda mesele anlaaıldı. Meğ«r, o yakU duracak diye yazıb oluşu.. s Evlenain ml, evlenmesin mi, yahud, evlenectk Ne acayib memleket konuşu lan aldım.. çıktım... Dalgınhk.. kfiçük seyahatte, dört muhielif tesUin temelleri ahlmi, evl«nmiyecek mi? sonradan aklıma geldi. Otuz ku Hani bu bile hesabsız ya! 25 k i ? i | lecak yerde susar, susulacak yerIBI| Buniarın beheri 50 milyona çıkacakmı;. Böynereye sığar?. Halbuki ayakta 40» Radyolar, gazeteler, ajanslar, herkes bununla de konuşuruz. Yürünecek yerde ruş geri alacaktım.. döndüm.. altce. 4X50 000.000=200.000000 olduğuna göre. Halil meşgul. darn da hakh . . O d a hatırlıyama kişi vaı . yazmasalar daha iyi ama 5 durur, durulacak yerde gideriz. Lutfi de. kendisini parsları harcamıs, gelmi? farfrbrikava sipariş verilirken böyleş Ne oluyor? demeyiniz. Dünya böyledir. Sıkıntılı Karnım acıktı.. biraz bir «ey dı.. isteksiz olarak otuz kuruşu ledhor. yazılmı?.. Millet razı sana ne? Apa zamanlarında bir eğlence ister. Yalnız bu hikâyeyes«m?. Ne yiyebilirim ki; kese verdi. Para da ne güzel kokuNe diyelim? Öyleyj» bizden d«. rahat bir, afi nin kahramanlan kendilerini «büyük adam* zan| yor!. Satıeı kız, elindeki püskür tal herif!.. ml delmesin, midemi bozması ytt şeker oUun! netriıer fdbi görünüyorlar. Bir iyi yere düştüm.. temiz b i r | tücüyü bana da çevirdi.. Büyük caddede simidci de yo *** S> dece bir eğlence mevzuu olduklannı farketÇıktım.. hava çok ağır.. daha hanım. yalıca da. hani ne o benğ »elerdi belki biraz kendilerln* felirlerdl. den, ne ben ondan şüphelenme| Bir imtihan zarureti fazla yürüyemiyeceğim.. Parmakkapıda otobüs bekledim. yiz Harbiyeye geldik.. KatmerliH HPrafik kazaiarl hlç eksik olmuyor Bazan, büyüklü Ne kalabalık, ne kalabalık.. bu bir yolcu, üstelik yüklü rl« ..5 * küçüklü. kadınlı erkekli, günde iki üç kurban taatte Beyoğlu sokakl.mna oakar Müsaade!» dedi ve beni bir ezdi.. § blrrien veriyoruı. «anız dört erkege bir kadın diişer. önünde durduğum bayanın üstüne ğ Belki insan 1015 «ene sonra Aya taraflı kalmakta aramah .. B has% Kadınlar rular karannca çekili yıkıldım.. aman pardon! dedimseg de kadın irkildi.. ve ayağa kalkar* gider ama bu insanın zekâ ve de sa Amerıkada Sâhi tıpi kîimaunş/* yorlar.. tavuklar gibi.. Bizim hemşeriler de adama ne gibi oldu.. ben de muvazenemi| hasının arttığına delil değüdir. An tır. Umumî kaide »udur ki bir milkadar çok omuz vuruyorlar.. sağ bulmak için eliml karşı pencereye| Ancak ihtisas şubelerinin genişie yon insandar yüzü, dâhiyane vadan çarpan. soldan çarpan.. kim attım... Adeta kucaklasır gibi ol§ mesi ve tek bir saha üzerinde ince sıflarla mücehhezdir. Halbuki 20 , nci asır milyonda biri dahi çıkjrase de ufak bir özürde bulunmu duk... Onun vüzü benim boynu5 eleyip dokumanm eseridir... ma çarptı... Karşılıklı pardon!a?| İnsan zekâsını 200 senelik mazi mamaktadlr. yor.. O halde, dâhllik msziye kanşnuş, • Yirmi dakika sonra bir Kurtu tık. Ben geçen katmerli volcuya| sinden kavray;p bugüne kadar geluş arabası geldi.. arkadan bin «Biraz yavaş geçseniz.i dcdim. O | tiren bir incelememn mahsulü, yu onların yerine büyuk mucidler vedik... Araba Avrupa dönü$ü yol da uzaktan cevab verdi: «Çok ra5 karıdaki satırlarda hulâsasmı bu ya Noebl mükâıatuıın sahibleri gicu valizi eibi zorla kapandı.. yol Xtsı* oluyorsan .» Alt tarsfınıi lan sonuçla bitmektedir. Ona göre bi büyük sanat ve ilim adamlan ka cular birbirlerine girdiler. Hiç bir dinlemedim.. bu lâft, bu halk yılI insan gittikçe aptallaşmaktadır. 200 im olmuştur. Onların zekâsını bir yerde bu kadar samimivet aörül lardanberi söyler.. rahatsız olnnınî sene evvelkinden dahs zeki olduğu dâhir.in zeki sevıyesile ölçemeyiz. takjiye binmesirü tavsiye eder.g nu, Aya gitmek iktidan ile spot Dâhi, her türlü ve her taraflı mükmüç şey deeildir. Bir ter YAZAN: ŞAHAB BALCIOĞLU edemez. Televizyonu, tayyaresi şöy tesivatile korkunc bir şahsıyetin «mnnfflimmnniHnMmnmmnııiHiıııııııııııniHmıınımîmıunınııuıuHinıımınımMnnnnınıınıiMmınmtTmmnHniHmmmuıunHinnımımnııınmııııiııırnınnn le dursun, tahakkukuna imkân U sahibidir. Meselâ Ubib olduğu kaBundan 38 yıl önoe tiyatro aşkile savvur edilemiyen bir hâdıse ıle dar filozof, jeoloş, «ynı zarr.anda yanan 15 yaşında bir çocuk, ailesidahi aklının ay>uka çıktığıru söy fizikçi ve kimyacıdır. Muciddir, tat nin haberi olmadan mektebden kaç bikatçıdlr. Nazariyatta keza eşsızlese gene kimseyi inandıramas. tı ve Üsküdarda, Paşakapısındaki dir. Her cephesile sanat dehalarını Gürültü uyandıran iddiayı, ap(Dilküşa tıyatrosu) nda temsiller da bu kategoriye katabilirsinizö tallığın bir zaferi diye değil, ?cı bir veren rahmetü Burhaneddin TepsiMikelanj, Leonard de Vınci, hakikat olarak bildiriyoruz. Sahiden nin kumpanyasına girdi. Figüranhk Goethe gibi... insanlar yüzde 10 nisbetınde aptalla işe başlayan bu genc, cemiyet İşİB kötüsü. deli sayısmın arttılaşmışlardır. Yani 200 sene ı;inde farlannın her türlü güçlüğüne ve ğını gösteren rakamlardır kı mevru insan zekâsı gerikmiş, zirvesme çık •ğırlığına rağmen yı'madan çalıçtı, tığı 17, 18 ve 19 uncu yüzylilardan ile ne de olsa alâkalı bul ır.du^u kendini tam manasile sahneye vak için veriyoruz: 25 senede oe^ misli geride kalmıştır. fetti ve işte bugün Türk tiyatrostıartış. «Günden güne aptallaşıyoruz!...» nun en ön plânda gelen sayeı değer 100 senede timarhaneMr^T artıg diyen psikoloğun hakkı var. Çün nisbeti 30 misli. iimalanndan biri haline geldi. kü 10 milyon Amerikaiı üzermde Netice olarak istikhal içtn cHdl, Yaşar Özsovdan bahsetmek istiyapılan tetkiklerin verdiği ne ve şürrullü bir tehlike carşısında. yorum. Bu kısa boylu. zavıf, yüz • tice budur. Aklm tekâmülüne mi bulunmaktaylz. Bu tsSükeain f d ı i de yüz mütevnzı, yüzde bin efendi sal verirlirken hep şu texnik ti na «aptallık» deu/or. «».ptalVğıtı^ yaneıplak kafalı. kır saçlı adamın hazlanmalar hatırlatılmak^aiır. Ha yayılması tehlikesı! » eleştirmeciler, sanatçılar ve'bütün kikatte iae işin esası okui ve k>ş.Tolıın halk nazarırtHa kazandıçı sevginin O ne muazzam endüstridir Yarabbi! Kendimi bilmeğe başAmerikaya gidip dönen bir dostum, orada lalarda belli olmâktadır. ve savgının sebebi ne ola ki? ladığırn yaştan itibaren kuiaklarınu dölduran sokak jesleri aragörüp çaçtığı şeyler arasında, Amerikan Bundan başka meselâ 1758 de yaTiyatro seyircisi olduğum çocuksında cboş «ı^eler «byorum!» nidaaı, belü baalı bir yer işgal eder. ekonomisinin dayandığı israi siiUmini anlatllan bir fikir yazısı ile lynı mevluk S'iniprimdenberi onu sahn?de Şişecinın rrurdar çuvalından, mem'eketin dört yanına yatıyordu. zuu işliyen bugünkü yazı arasında eksmiyaf ikinci derece) div» adlanyılan ırili ufakiı boş şişelerin macerası pek yürekier paralayı Amerikida, çöp kututan, bir İki de£aSahneye çıkışınm 38 Ind yıhiu birincuıin lehine büyük farlcıar var dınlan rollerde gördüm Fakat son cıdır. idrak eden kıymetli Mnatkir cık gıyilip »«nra atılan gömleeklerle, ayakdır. Keza okul ödevi olaraJs veri'perdelerin her kapanışında ayağa Bo* şİ5«rtm müşterisi saymakla tükenmez. ¥a$ar Özsoy kabllarla, çorablarla doludur, demişti. Fabrimiş bir terimin «lenrresi o ?>lrkü kalkıp alkışlarken, beni bu içten Suh mhHdc imal eden her atelye, bo? şijeyi mal bulmus kaların atelyelerin tam randımanla durmazekâyı hâkim kılmaktdır. Bir i$ gelen takdire «evkeden sebeblerden tebi)n den mezun olup (Darülnvınugrıbî gibi kap.şır. Sucular keza. İyi su membalarını i$letenler daa içleyebilmeleri için. çıkardıkları maliamektubu bîle bugün o günkü mekbirinin Yasar Özsoy olduğuru her allimin) e girdim. Tiyatro aşkım hâk«îâ. rın bol bol ıstüı.âk edilmesi jarttır. Amerikaiı, iflâs etmemek için tubun kailtesine varamıyor. defasında his=ettim. Yaşar Ozsoy. burada başladı. Ailemin bütün ıhtiYorulmfizsanız. sizinle şöyle bir küçük gezınti yapalîra aa. israi etmeğe mscburdur. İlk defa üç sınıfla bashyan ilkbizdp ak«ak bir aniavısıp mahsulü mam ve tazyiklerine rağmen mualboş, şişe endüstrımizin nasıl harıl harıl Lşlediğini bir görelim. ki Amerikaiı, Utes« dahi, elden düşme eşya merakokulu dörde, hattâ beşe çiAarmak olarak yerleşmiş fikinci derecede lim mektebini bitirmeden 15 yaşım Bakm, su bakkal dükkânının raflarına: lısı olamıyor. icab etmistir. Bu yalnız iktisrb eroll hükmünün ne k^dar lıatalı ol" da terkettim ve 1333 te ilk defa, Boy boy şi$eler, sıra sıra dizümij. Kiminin An.erikada, her yerde olduğu gibi, bitpazan var mı, yok mu dilmesi lâzun kıymetlerİB arüşınduSunu tivatro sevgisi ve sanat kud rahmetli Burhaneddin Beyin (Dilıçinde domates suyu, kiminde reytinyağl. Şubilmiyorum «m», bizim ahbabm söylediğine göre, meselâ kundan değil, alma kabilivelinın azalretile ispst etmiş nadir kıymetleri küşa) tiyatrosunda figüran olarak rub sişeleri, sirke şişeleri, şarab şisrleri de dur» tamircısı diye bir şey bulunmazmış. Eakiyen pabucun dam* sahneye çıktım. Sonra Mercandaki m?sından ileri geliyor. mizden biridır. var. Renklerinin donukluğunda. emektarlıken bol ttıldıgı memleket, Amerika. (Petnbe Konak) da yani (Yeni Sah Bu itibarla 20 nci yüzyıla «iftihar Onun gözünde küçük rol. bülan okunuyor. Kimi rakı şişesi diye yaratılGelelirı biz«. Bizde, elden .düşme eşya meraklısı insan çoklevhası» lâyık görühnüyor. Ak«ine yük rol yoktur. Onun kalbinde ve ne) de çalıştım. Bilâhare (Darülbedığı için, karnına domates suyu doldurulundayii Osmanî) ye girdim. Daha tur. Karyoladar sobaya, tencereden abaya kadar, her jeyin bu üç yüz yıldan en kötü not aiakafasmda tiyatro aşkı ve sahne ca, hanımm eskilerinden entari giydirilen sonra Dariılbedayiin infisahı üzemüstameline bayılır. Haftanm bir kaç günü, onu Sandal Bedesnma asrımız deniyor. Psikoloğ ^e aevgisile viicud bulmıış bir .^anat âhiretlik gibi, sümsükleşmiş; kimi, bir zarine (Millî Sahne) de Sadi Bey ve tenındo, bitpazarında. kullanılmış. eşya sftan dükkânların civapedagoglarm fikri budur. İnsan git anlayışı yrtar. Buniarın .ıeticesi omanlaı içinde ta=ıdığı şarabın sBrhoşluğile, farkma varmadan hocam RaşiH Rıza Bevlerle jalıştım rında gormek mümkündür. Evinize misafir gelse, gbzü etrafta gide sathîleşmekte, hattâ düşünır.e larak son derece efendi ve mütevasirke ile doiuncs ayılmış gibi. oturduğu raftan allk alık bakınıBu arada pek kısa bir müddet opedivil divil dolaşlr. için için. eşyaya kıymet biçer Konuşurken, kabiliyeti dikkati çekecek bir düdır. Gene burların neticesi olarak ret hayatında da bulunduktan sonyor Ama htps;nir halinde bir biçarelik, bugünkü durumunu sizi, dıdikleyıcı bakışlarile tepeden tırnağa süzdüğünü görür, şüklüğe kaymaktadlr. üzeıine aldığı bütün rolleri küçüm ra 19361937 mevsiminde tekrar esbir yödırga>ı§, lâyık olmadığı muameleye uğrayankra has bir şapkanızdan pabucunuza kedar «ah şunlan bir ele geçirsem!» Okul böyle oluncs kışlanın on'lan semeden başarır, dolayısile elejtır ki arkadaşlarımın yanına, yani buküskünlük var. Oraya gelmeden rvvel nerelere uğradıklan, der gibi suland:ğın sezersiniz. iyi olmasl düşünelemez. Nitekim mecilerin de. sanatçıların da, halkın günkü Sehir Tiyatrosuna geldim. hangi pasakh ev kadınımn elinden geçip hangi şişecinin murElden dujjre mal heveslisi insanda, ben bir nevi antika meBirinci Dünya Harbindeki askerıer da kahksız sevgisini hak eder. dar çuvalınc'a îeş gibi kirlendikten sonra bu raflara kuruldukrakiııı adam ruhu sezerım. Antika anlayışına kaoar yükselemeYaşar Özsoy, Darülbedayide ilk üe İkinci Dünya Harbine i^tirîk »6 aralık salı günü akşam Yşşar ları yalnız kencüerine malum ama, biraz da etraftan utanır miştır de, meecli be* yüz senelik çini vazo yerine, beş senelik den muhariblerin tâbi tutuliuV.an Öz^ovun S8 ıncsi (davetiyelere göre olarak Selâmi İzzet Sedesin bir pigibi eözüküvorlar. topr«k kavauozl» kifah nefse alı«mıştır. Vakitsiz doğduğu için yoklamalar, zekâ sahasında ka ne35 inci) sanat yılı Komedi TiyVro yesinde rol almış. Bu bir bahçivan I kavruk kalnıış çocuk gibi, antika meraklısı olarnamış., eskici Haydi şifd: bakkaldan çıkalım d2 su tahlilhaneye uğrayalım. dilen gerilemeye delil gostenımıssunda büyük bir jübileyle kutlana rolüvmüş,. Sahne hayatındaysa rol rı^ıu ıçinde küflenip kalmıştır. aldığı temsülerin sayısını hatırhyaBakın: Şu karşıki masada, tıpkı biraz evvelki bakkal düktir. cak. • ** kânının raflsnnda gördüklerimize benzeyen şişeler duruyor. İki milyon asker o vakit dana ydk Sahnede ?ecen 38 yıl bu. Dile ko mıyor. O kadar çok... Ayıbladığımdan söylemiyorum. Elden Hani insan âdeta «A, a. a! B:kkal dükkânından buraya ne ça Ya en fazla sevdiğiniz rol hansek bir umumî kültür îösteraığ. lay! Emeklilik kanumına tâbi oldüşme eşya kullanma merakını fersahlarla buk go'di ban!ar?n diveceği geliyor. Ama bunlar onlar değil, hslde İkinci Dünya Harbinin assavdt, o kıvm."tli saiatcı bugüne ka gisidir? geride bırakan ne meraklar var. Eşya, müs Ben bütün rollerimi sevdim İçlerjnde domates suyu, şurup. sirke falan değil de, başka şeyler keri bellediğinden başka bir şey dar kimbilir kaç kere emekliye aytamel de olsa, gene eşyadır. Hattâ nisbeten ve severim. O büvük rol aldı, bana var. Üzerle'einde etiketler. Kimini bir şeker hastasl yrilamış. verememiştir. Yani bugünkü t !am nlmıştı . ucuz, kullanılmış olduğuna göre de sağlam• Baj, diş, adale, sinir Kimi bir hârr.ile kadından gelmiş. Türlüsü!. bir veya iki şey bilmektedir. Onun Yasar Özsoy, hayatını kısaca şöy küçük rolü verdiler diye bir dülığı denenmiştir. Evlâdiyeliktir. Ne zaman elşünce hiç bir zaman aklımdan eecdışında kalan meselelerle aiâ.nll oğrılarını teskin edsr ^ le afllath: Bunlar da belki daha önce, bir bakkal dükkârunda idiler. den çıkarmak isterseniz müşterisi bulunur. Ya olmadığı gibi öğrenmek lüzumanu 1318 de Bitliste doğdum Aslen medı. Bu sebeble üzerime aHtâım Belki buradan çiKtıktan sonra. gidecekleri yer, bir evden dola• Bayanların muayyen ' kapı halkası, kibrit kutusu, tramvay bileti da hbsetmez. Gflrnüshaneli olan Ziraat Bankası bütün rolleri sevdim. Esasen sahne şarak pen« bir bakkal dükkânı. Sonra gene bir ev, gene bir koleksiyoncularına ne diyelim? Acaba onlarzamanlardaki sancı t hayatına atılan vev a atılscak olan Elektrikli tras. makinesinden u mür!ürl«rınden Scfuzade Mehmed tahlıihan', gere bir sulu madde atelyesi, gene bakkal, gene bida da bir nevı eskici ruhu yok mudur, dersiniz? herkese de bu görüşü tavsiye edelarına karşı faydalıd:r. i tun da atomun parçalanmîsına xazim mutfak, sizin mutfak! Eas'm Bevin en büyük oğlu.uTi rim. Hattâ, heuıefı her evde mevcud «belki lâzım olur» kutuladar her şey 20 nci asrın başariü faftk tahsilimi. ped«>rim Ü^küb Ziraat Hani baz^n iyi su şiîelerinden sinek, gazoz çişelerinden rının. paslı çivi'.eıden, küidi kaybolmuş eski anahtarlardan, perİşte, Yaşar Özsoyu bugünkü »ekat deha eseri değildirler. "îira Bankası müdürü bulundugu sıraörümcek, soda şiselerinden akreb bacağı falan çıkıyor da mide ha'kalarından. jartiyer kopçalarından, daha bunlara benzer «mütehasslslar» tarafından oL. alarda Üsküb idadipinde vaptım. viyesine ulaştıran prensip! delerimizi bu:ar.dırıyor ya!. «hiç bir zaman lâzım olmıyan» bir sürü ıvır zlvlrdan ibaret Bu prensiple çalışan bir artiste 38 raştırma emeğinin diğer emegî ekBalkan Harbi hicretinden sonra lsŞaşmıyabm Hattâ şükredelim... rauhtevıyatı, bepimizde az çok bulunan «eskiye rağbet» meylinin lenmesile vücud bulmaktadır. 'Sütanbulda Beyazıddaki evimize yer yıl'ık sanat havatı n* öğretmlştir? bir «elili ıtvı.abilir. Bizde bu boş şişe endüstrisi bu inkişaf yolunda bu hızla bir Artist, bu soru karşısmda heyeyük fikîr âbideleri ne zamaa dikılleştik Buraya gelince sırasile Ca\ma bu nu'Mîmel eşya merakını acaoa niçm boj sı»tje kamüödet daha ılerler.=t, tahlilhanelere uğrayıp evlerimize gelen miştir? Dâhi, neden çıkmaz o muşğaloğlıındaki (Mektebi Edeb) de, canlanıyor: dar ileıı götünrü«üz? öteberi şişeıerınden, çoluk çocuk, hısım akraba çıktığını bile Sanat hayatı bana, hayatta tur. sonra bir müddpt fT7=kü')ar RüsAh o bof «iıe! görürüz. Sorularuı cevabını, teknik tekâtiyei A«Veriv»«n n''» okudum. nl daima aşkla yaşamayı öğretti. Bu günde 3 odetalmabifir. (Arkas% Sa. 7, StL 8 U) mülün yüzü suyu hünnetine Uk hayet (Selimi Salis Nümune M « B TE^CESSÜSLER İnsanlar gün geçfikce^ aptallaşıyorlar Şehirden Röportajlar Jübilesi hazırlanan sanatkâr Yaşar Özsoy ile mülâkat ELDEN DÜŞME Yazan: Hamdi Varoelu GRiPiN