28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
«DIPLOMAT P I ^MIinilllllllllUIIIIHIIIIIIIIimiHIIUIIinitlUIIIUItiUIIIIIIIUIIHHIIItllllllMIMimMtlMIIIIHIIIIIIIIIMIflimttllllllllltllMIIHItlllmMMHIMIIIIIHIIIIL IIKtHHmilllllHIIIIIII MtHmıtıııiHiıiHHiımıııııımımtımHiiHHiııımiHttimiHtmmfürııiümıı.ıııııiıiııiiiııııuııtı^ 1OO I 5 Amerikada Roosevelt'in New Deal'i bile unutulmuş, eski tasa, eski hamama dönülmüştür Şimdiye kadar dünya hâdiceierin Bu manevl bozgun karşısında 'JÜ tün mes'uliyet sahiplerinin eli ko den çıkardığım manâya göre bütuıı lu bafh bir haldedir Amerika'da bu meselelerin çözülme devrınden Mac Carthy'nin almağa kalkıs.Mgı çok uzak bulunduğumuzu, be'ki fıddetl) tedbirler umuml efkânn ae, gittikçe uzaklaşmaktg oldııguhaskısı altında nasıl iflas» uğratıı muzu itiraf etmem lâzım ıjelir. Zidığını, hepimiz bihvomz. Bu cidalci ra. hür mılletler kaderlerinı, şu snsdamın riyaset ettifi Senato Komis da, gittikçe daha ampirik ve daha y«nu Urafından tasfiye edilmif ni tompromiwi sekiller alan bir sıy<sî ce aydın kifiler, profesörler, hüku sıstemin veya sistcmsizliğin dnîkaptırmış; hiçbirinin met adamları vc diplomatlar lcı bun ganıjlarına lsrdan bir kaçının komünizme «em ıçinde huzurdan, emniyetten î*«r patisini ben bile yakından biHrim kalmamıştır. Bunlar nazarında ONU bir sırça Saray, NATO kum üstünyavaş yavaş eski itibarlannı yenide bir kale ve SHAPE bir gövde*it den kazanmak ve Devlet ksdroların kafadır. daki yerlerini yeniden ifîgal «tmek üzeredirler. Şu halrie ne etmeli, ne eylemeli? Klâsik demokrasi cemiyetlerinde Akibet ne olacak? Batı âlemın.n gözc çarpan bu (nefis müdsfaatt) hür insanları arasında böyle biı ttza'fı bücok kımsenin zannettıgi laş ve endişeye düçenler de p^jm/k gibi, ne (tolerans) prensibinin ifra ia sayılacak kadar azdır. aUugünü ho e r tma, ne de liberal idare sistemının j * 8 Ç' yarını düşünme!» sözü bozuk düzenliğine atfedilebilir. Bu Çoğunun hareket düsturu yerine çefit cemiyetlerin baflıca ekîiüi, geçmiştir. Bütün m;'na»iy!e bir mebence, insanlara. dünyanın bugün deniyet sonu hali... Avrupa kıt'asıkii fartlanna göre yeni bir havfct nın ortasında, böyle bir halin. on ideali ertmiyecek kadar kttırlaş vedi yıl evvel, bir kerre daha gömıj olmasıdır. Amerika'da, Roose züme çarptığını hatırlayorum. Favelt'in New Deal'i bil* unutulmos: kat, ben o zaman. buna bir medeni sonu vasfını vermemiftim. {/ne eski Usa eski hamama dönül yet Çünkü, o zaman herkesde, hiç dehıüftür. ğilse, yaksaşan bir tehÜkenin jııu Lâkın bu hamam, artık, o e*ki ru vardı ve bu juurun ukorku*, hamam değildir. Otuz kırk yıldan «panikleme», «kaçma» ve «maceberi dünya, Devlet ve Hükumet lar» »tılma» şeklinde bir takîm adamlarının kontrolü, iradesi ve tepkilerine şâhit oluyorduk. İnsan hattâ belki de bilgifi difind* bir U lar henüz bugünkü duygu ve düşün kım derin istihalelert uframif vece letarjısine düşmemişdiler. Zaya uğrayıp durmaktadır. ten, Avrupa'nın 19371938'deki duru Bütün bu istihâlelerin ortaya »t mu ile 19451955'dcki durumu aratığı sosyal. politik ve ekonomık sında göıulcbilecek yegsne fark da, problemler iıe henüz birkaç cemi sanırım, bundan ibarettir. Bu yan yet âliminin tahlil ve tetkik labo» da aynı uzlaşma ve yatıştırma sıratuarından dışarıya çıkıp doğrudan yaseti. öbür yanda. aynı toparlandoğruya hayattan bekledikleri cevabı alamamıştır. Bunlar, bütün in san topluluklarının. devlet. ve siyaY. Ziraat Mühendisleri tet müesseselerinin üstüne, irili Birliği genel lcurulu ufaklı birer İsfenks gibi abanmif duruyor. Çalı$ma ve is. verme datoplandı vası hangi tarıf lehine halledilecek? Ankara, 21 (a.a.) Türk YükÇoğunluğun gittikçe artan yoksuz sek Ziraat Mühend:sleri Birliği. luğu ile azınhğm gittikçe kabaran 1955 yılı âdi genel kurulu toplavarlığı arasındaki müvazene»izJik nar»k gündemindeki mueleUri ne suretle ayarlanacak? Bir yan görüjmüf ve yeni ıdare heyeti sed*n injan haklarını ve hürriyet çımi yapmiftır. prensiplerini, öbür yandan sömürİdare heyetinin ktndi aasında gecilik menfaatlerini savunan dev vjptığı vazife teMimindc b«»Hknletlorin hukuki ve politik bünye l.ga Prof. Celal larıman jenel lpvindekj tezatlar ne vakit ortada» ıtVrc («rliğe Kenrıal Göxçcr«, v«ıkalkacak? Ve bunun bir neticeıi olan ıi'dcılığ» Rasim r>oğu|, habcr'e}nufuz bolgesi rekabetleriyle bu re ne ve yayın ijle^ üyelığ'nn R M kabctlerin sebep olduğu milletler z*n Şahinkaya, meslek! etüdltr tiarası çekis.meler nasıl önlenebil* yt'.iğint MosUfa Karsmanoğ'ıı. :da lecek? Şifası. ancak cerahhi bir mü re ıiıüdürlüğüne ö;.Iâhaddin tre.'i, dahaleye ihtiyaç gdsteren sosya] v» d'per üyeliğe de Yunu* Ö«=n ve ekonomik hastalıkların bir ta jjetı'Iınişfr. kım koca karı üaçlariyle tedavisine Isveç vislciıi piya««y» ı ne zamana kidar devam olunacak? çıkıyor Ivilikle kotülüğün. gerçekle yalanın b^şiıasa kolkola do's^ıp hğdnşmaStokholm. 21 (a.a.) İsveç TeI'nnı hoş görme gafletinden hangi kel İdaresi gelecek ay piyasaya ye gün uyanılacak?. ni tip İsveç viskisini çıkaracağını ilân etmiştir. nıa, kalkmma, silâhlanma hareketi ve arada bir, kedinin fare ile oynama; kedinin fareyi hipnotizma etme taktikleri. Evet, ben bu kedi ile Isre oyununun en canlı, en heyacanh sahtielerinden bırini, geçen yazın oa«mda Ccnevre'de toplanmış olın ICoreÇin Hindistanı Konferan«ında pek yakından görmüştüm: Moto lov, çömeldiği verden hiç kımıUİ3maksızın. hiç sesini çıkarmaksızm. şalnız gözlerile her şevi ve herksı kendi iradesi altma a'mış görünuyordu. Müttefik Devlet Heyetleri Reislerinin heıbiıi bir köşeye sınmiş, ondan gelecek bit işareti beklıyor gibiydi. Mr. Eden, büyülü bir i 5 cazibeye tutulmuşcasına hep onun j 5 etrafında dolaşıyordu. Mösyö Bkia ğ ult, ne yapacağını şaşırmış bir bal $ de kâh ona doğru gidip yaklaşmak ğ Utiyor; kâh bulunduğu yerde dız ; ğ lerinin bağı çozulmüş gibi yığılp ! £ kalıyordu. Foster Dulles, tam mâ j m nasiyle. kâbuslu bir rüya gören ın ı İ sanın ihtilaçları içinde kıvranıp H ı ü u ruyordu ve Molotov yudum yudıım Ş eayını içerek susuyor, düşünüyor 1 du. I | (Aıkası var) ' = DÜZELTME j | Dünkü tefrikımızda bazı tertib janUşları olmuştur: 9 uncu satırd» .aradı.» \]e biten cumleden sonra muteakıb fu cumle atlanrmştır: Ben ıse. bıılun bu sozlıı \ s yazılı sualler karıısında «jdece juluyordum • • 14 uncu satırda• •tarafımdan alınn^ış' >erıne .•arafımdan kaleme alınmış. olacaktır • 2S inci sdtıroa: »sıvil» değil. ıS'bil» olacaktır 33 inci satırds <t,mımakİ3» çıkm!|tır: aoinısvı tükınmak'i» dır. 92 ncı satırda • ••dosya» değil; «dosj a dolab:» olacaktır Duzelîıriz. jE H ' Ş § = Ş [= ' = ' § İran körfezinde su altında I peirol arayan bir gemi | Deniz dibinden petrol çıkarma bir çok yeni âletler Bugünlerde İran körfezi açıklarmda garib bir gemı belirmiştir. Bir müddettenberi sünger avcılannı andıran biı taaliyetie çalışmaktadır. UzakUn bakılınca, ne yaptığı belli olnıuyor ama iran makamlarınca bilinen fakat hayal gibi görünen bir işe girişmişt'r. Üzerinde açır kalaslardan mü rekkeb bir yükle mahiveti meçhul bir takîm cihazlar var. Lâkin bu mechullük Iranlılara göıedır. Balıkçılara nazaran esıaıensız gerninin ötede beride demnilyerek mütemadiyen der.izi iskandl etmesı, dalgıç indirip HaİMiç çıkaıması bayağı süngercileıin yaptığı iştir. Arasııa suya daldırılan cihazlar da işi kolaylaştırmaca yarayan fıenk icadlaıından başka ne olabıhr? Bu giizle görülünce ara^tırmanın mahiyeti elbette şimdiye kadar görülen ve ahşılandan ibaret kalacaktır. Akla gelen de, bundan evvel orada yapılanlaıın esinden başka b.r şey olmıyacaktır Danizin içinde petrol bulunabi'eceâi kimin hatırından geçeı? Kf.ı;ıda su gibi petıol ak=îrken donızin suyunu ç:k»ımakta re mana var? Halbuki bilseler, karaıv » petrolu, sulaıa cömülü olaıak da mevcuddur. Damar. suyun dibinden de gecmekted'r ve bu bilgi. deniz dibi petrolunu ç'karmak için giıişilen tejebbÜEİeri enine bo faaüyeti bütün dünyada hızlandırıldı, bunun için ( icad edildi ve kullarulmağa başlandı | dıbiüin kaynaklarına ermpk iri kolayhk sağlıyor. Aletin adı «Gravimetre» dir. Or.unla yeıır çekme kuvveti ve bu kuvvettekı değişmeler ölçülebiUr Olçüaen maksad, eğer orada •ieğisme varsa petrol da var demektır. Çünkü bu gibi degişiklikler petroiun mevcudiyetine isaret sayıür. Denizin dibinde petrol «shaları bub»ak. bir gün sıkmtısı çeküecek olan cıvık altına yeni mecra 3 r lar açmak ka> gî«ından ileri geti1 yor Dünyanın bugünkü ve vannki petrol stokunu iki misline çı Ş karmak gayretleri denize hücu a mu arttrnuştır. 3 «Coust«au graçtırma ekipi» de = bunlardan biridir. Petrol tarihin "Z d« ceeur teşebbüslerden bin diye 3 görülmektedir. Kıymetli madde = nin mshdud sahasını denizlere ^ yaymakl» hududsuzluğa gitoeği 5 düşünüyor. Petroiun yalnız ka = rada olduğunu kitablar yazmadı ğ ğjna göre ve sulann dibi de kara = parçalannm uçsıız bucaksız te ğ nıadisi oldufuna göre damarlann ş buralara uzamaması İçm sebeb ğ yokrur. ğ On Aeyanın petrol sabalan ma = demki yavgmdır; o halde yayıl = marıtı deniıe kadar girmemesi a g kıl kâri olamaz. Zaten dünyanın ğ 3 11 Ueaiz 4ibi pel rttl araştirmaiarmda kullanılan bir âlet: Gravemetre yun* genişletmiştir. PeOol oln.ssı muhtemel sularda araştırma lar çoğa'raıştır. Yalnız Iıan kör^ geçenltrde büdird fimiz gibi Mekstko körfezi açık ve $i<n<li öğrendiğimiı Venezüella"njn «Maracaiho* denılfn kıyıUrında ve belki dahii i^ilmek fjrsstıaı bulamadıiımu bir çok yerlerde suyun petrolunu çıkaımik için çaUsroaLar vardır. H«r ne j*«. bu tn«ç+»«l f^minın güvertesinden 'pler sark't'lıyor. Denizin deıınliğini ölçmekten ba§ ka bir hedef güden bu iplerle zincorlenn ucu meselâ demir paroıakhkh bir kai*se bağluiır. Içine iki uç kışi alacak kadar büyuk oian kafese. su dtbi arastırmaUınna uygunluğu yü*üjıden dahiyane bir buluş deniliyor. Dalgıçlan köpek bauklanndan koruyacakür. Aç hayvanlann yemi olrnaaıak İ£Ui. bundan evveiki dalışlarm tehlikei«rİBİ siney* çekmcmek içın böyle bir aletin yokluğuna katlanılamaz. O halde araftırma gonul rahat hğı ve ölüm kalım savaşmdan azade yapılmaktadur. Kafesin içine giren daigıç bunlan düçüameden suyun dıbine miyor. Orada rahat rahat «damar» anyor. Bundan başka Lnsan iz'anmın di ğer bir nümunesi, gemiden suya indirılmfktedir. Bu da yeni cihazJardan biridır. Derınlikte yapılan petrol araşlırmaları içm akıIUca bazı köşelerind« bir müddettenbedüşünülmüştür. ri denirden petrol çıkanlmaktaNitekim «£xpeditiffln Cons dır. Ven*züella'rla Maracaibo gibi teau" u denilen pptrol heyeti se iran körferi de bir gün kavnakfcriycsınin mer.sublanna, deniz larını açabîlir. T. A. Hindistanda 200.000 kişinin iştirak ettiği kongre ııııııııııııııiüiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtMiıııııııııiMiııııııiMiıııııuııııı ıııııııııiMiııııııunHmmiHinmıımmıımımiMiııııııııımuuujıııiıııaıımımnmnfliııııiMiıııııııuıııııııuıuıııııııııııiMiıııuıııiMiııııııııııtu u n 11 u i: < 11' r r ? Avadi. (Hindistan) İkti'îar pirtUiiiin üç gün sürecek ol»n 00 ırcı kongresi vesilesile bir konısRoma, 21 (a.a.) İtalyan moda ma yapan parti başkanı Dhebat, mütchassısları, 1955 ilkbahar \e dünya medeniyetının toptaa hir yaz koleksiyonlarını tejhire başçöküntüye doğru g:tmesi ihtırr.a lartıışl?rdır. linin Hindistanı bt'ynelmilei meTeşhir edilen aksesuvarlarda irîelelerin halli huiUaunda fsal bir ce ve sanatkâr İtalyan ifçilıği uoze rol oynamağa sevkettiğinı »öyle çarpmakla ber»ber yeni buluşlarm eksikliği, meraklıları hayal kuıkhmiftir. ğına uğratmıştır. • Amerikadan bilhasa gelen müşAvadi'deki mu?zzam lilr anfitiıtroda yapılan kongreyt 200000 ki?. teriler. Sardinya el tezgâhlarındadokunmuş ince kumaşlardan plâj ijtirfk etmiştir. elbiseleri, sandaletler ve kısa bol Dhebat, sözlerine devam edirck caketlere rağbet etmişlerdir. Umdemijtir ki: ba Cagliaıinin, yaz ve deniz kıyafetlerinden başka eski Sardinva t Beynelm.lel mefelelerin halgelin elbiselerinden mülhem kokli, delegelerin komünist Çinin bu teyl robu çok takdir toplamıştır. sene Birleşmiş Milletlere ahnması Napoliden. Piccini kardeşlenn islehinde oy vermeienni icab ettııtiridye kabuğu ve mercanla süsmektedir.» lenmiî deri kemerleri ve gene mer canla işlenmiş el çantaları çok beğenilmiştir. Birleşik Amerıka, Fraasa ve Almanyada büyük şöhrete ulajmıi olan Alberto Dalco'nun pramid ök çeli iskarpinleri alâka ve takdirle seyredilmistir. Diğerleri, klâsik İnce ve yüksek ökçelere sadık kalmışlardır. Bugün üç moda evi daha eserlerini teşhir edeceklerdir. ftalyan moda evlerinin I 1955 ilkbahar yaz modeileri .1 Öğretmen ve Öitrenci Köçesi j Neden bir Maarif sistemimiz olamı yor?. Yazan: Eski Bir Öğretmen ceğimiz terbiye.'... Verdiğimiz İngiliz, Alroan rr.is llerinde görüldufü veçhile bu ıkı ayn oUyın müçterek tarafı, konuları b'.şka ' baîkfc olan «Terbiye.ı tartftnde görülnektedir. Bu terb.ye «mıuî» d). Ya^u millet bütününün «sırıar içincıe ^enimsediklerj kıym*'Jero'İrtf bir milletin bütun tahska, iarıne yaygın oLan bu kıvnetleri vctijkin neslllerın yetisecek nes<!^r* vermelerinde «te<biye)) en üstün tesıri yapmaktadır. Onlan »vde ve okuWa ^«re»kl«*tirnı« irin a'.'nan tedbirjerw bütününe o nıem ekı tır «terbiye sistemi», bu tt/biyı sisteminin t«KİlStlannnj lıalirt de «maanf sistemi» derler. Şu halde bi, mernleketin halktndaki Utid«d ve kıymetlere dojanmıyan bir maarif sktemi tu'ir mı, devsmh bir hayata erebilır roı? İşle ikinei mütaleanın mantıkj o'.arak b:zi jetird ği nokta!... Bu soıunun cevabını ver.rkeD kendiH^.ı.den «millî teroiye» meseles: meyeuma çıkar. Çünkü halkta yaşjynn kıymetler ve istidadlar gö«ahnmadan belirtilme«i veya yen.tjlması lâzım cihetier dikkatle tesbit edilmeden baçka menUeVetlerdfn el yordamile alınacak metcc iErı uluorta tetbika kalkmek, h't ztman netic««ız olmağs mahkurrdur. Prens Sabahaödmin «f*"dî» ve "tecemmuî» d'ye yaptığı cemiyet bölümüne dayanıp ctecem mui» cemiyetleri «ferdî» kılmak hıısusundaki tavsiyeleri ve o tavsiyçlere esas alman AvrupâU u* ki* ve terbiye adamlarmın tertübeleri, bu nbktayı ihmal ettiklerindon dolayı umulan başprıyı v»/tne1884 ttrfhinde Vefatls » Krmerınde SelânıkH Abcı Kâ.nil B«y ile bahriye yüzbaşılığından ıs+ iifa eden Nadir Bey tartfmdan aT çjjru|tır. Bir sene sonrg oıtaklaf ar?»ında çtkan ihtüâf yüzündeı» Nadir Bey eyrılır, Mejihat dairesi bitişığindeki konakta Numunei Terakkiyi »çar. (1885). Maarif tarihim.zd* bu mekteb, yetijtird ği kıy metli Ulebeleıîle bürmete lâyık bir merki kazanmifttr. ltM da Maa rif Nezareti tsrafmdan safan alınmıç, müdür ve müessis Nadtr Bey Aşiret Mektebi Müdürlüğüne. Ders Nazın Hü«eyin Bey menkub olaak Çam Maarif Müdürlüğüne tarin edildiği için müdürlüğe kısa fa ılalarla Hacı Kenan, Numan ve Memduh Beyler getirümiştir.» İstanbul liteliUr, okulUrınırj yatıli olrn»sım yıllardanberi özlerler. Kendisi de oradan yetiîmiş oîan Bakantmız Çelâl Yardımcı (1), bu aırujru yerine g»tirme imJcinırn bulursa bu arzuya katılıp yapamıyan seleflerini d* memnun etmif olur. * * * »V U\in nrvindeo olaıılir hakkınin vazılar ve fikirler geidi. Bunlar fa>4««ızdır. 4enck i$tenıi,v«rum fakat otntınrf ve toplayurı meslek d v«i»n < a aynı ügiyi uyandınnaL malı mı<lır? Gelecek fikirleri beklerken ır.ücerred olarak bir kaç mütalnyı »ıklamak ist yorum. Birinci mcMf leyi şu soruda formüllemek mümküfıdür: 1) Bir meotleketin maanfujo» i'tem nasıl doğaı? Bu soruyu ele alınca «blr memeket» dediğjmiz yerde. halk tab*k«'.«>rmd#n en yüksek Kkir v« devet adamlarına kadar mevcud terbjye kıymetleri gözümüzün önüne gvlmelidir. Çünkü herhangi bır an topluluğunun içinde, bpkı b'r kurnaşm tersi gibi, terbive kiymetlerine varlığı dokunmıyan tek olay yoktur. Meselâ ekonomik oUylar... Harb içinde ve sonrasında İngilterede tatbik edilen ve ration denilen ölçülü gıda rejirni, asırlardanberi devam eden ciddî İngiliz terbiyesinin ferd cea>iyet anlayışına dayandırılmasa idı tekiz tarafandsn falso verir ve muvsHak oimazdı. KralUrından en mıMud gelirli vataıviaşına kadar bütün Britanya halkı, hükumetj fazla kon trol külfetine sokmadan, aldıkları tavsıyelere riayet etmişlerdir. İşte bir t&rffj çkQnorn:k, diğer tarafı eğHin> esaslarına dayanan bir o Bütçe Komisyonunda, orsdan yankılarak matbuatta gene < Maa• rif te sLstem» meselesi ortaya ,çıktıSenelerdenberi söylene söylene ağızbrda çam sakızına dönen bu kavıamın kendi üstünde kimse durmsnrsaktadır. «Maarifte sl'tem» den murad nedir? Her şeyden önce bunun üstünde zihin yormak, bu tâbirde anla$mak ve dercengievvel onu iyice anlamak lâzımdır. Halbuki bu kadar tnülrm br m«selede yol göstermesi beklenen yetkili incanlar, eski ve yeni p«d?goji profesörleri. terbiye ile uğraşanlar, pek böyle konulara ilti fat etmiyorlar. Meselâ kırk eene evvel « cTalım ve Terbiyede İnkıliboı yazan, hocamız terbiyeci İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Kur'am Kerim teıeümesile meşguldür. Gencler de Aktif Metodla uğraşmakUdırUr. Her ikUi d* güzel!... böyle müphem kalmış umuml maarif meseleleri üstünde fikirferin söylenilmesine, terbiyeli terbiye tartışmalarına ihtiyac. ne kadar kesindir. Buna benzer bazı konular, meslek dergılerinde ele alınıyor. Ama bunlardcn büyük okuyucu kütleleri haberdar olamıyorlar. Bazı yazılarda da bir takıro ithamlar, yahud indî karuaatler hâkim olduğu için zayıf kalsn fikir tarafları, aranan faydayı sağlamamavu sebeb oluyor. Fikri olup da "jazmüğa yer bulamıyoruz» diyen meslekdaşlarımıza bu imkân daima açıktır Nâçiz m«slekd«şl«ıı olan bu Eski Öğretmen. onlara, sütunlarını mrmnuniyctlc hazır ttıtmaktadır. Vazılarını (Eski Öğretmen. Mithalpaşa caddesi No. 10. Anküra) adresine lutfcdip göndersinler. Bunun gib hazı raeseleleri burada ileri sürdiığümüz olmadı değil. Kıdem. ma 14 kişilik demiryolu teknik heyeti Amerikaya gidiyor Ankara. 21 (a.a.) Amerikan yabancı faaliyetler teşkilâtı (F.O. A.) tarafından Amerika demiryoüa rile birlikte hazırlanan program ge reğince, umumî demiryol teşkilâtı ve istihsâl mühendisliği mevzularında incelemelerde bulunmak üzere, bir müddet evvel Amerikaya gönderilmiş olan birinci grupu teşkil eden teknik elemanlarımız tetkiklerini bitirmişler ve yurda dönmek üzere hareket etmişlerdir. Diğer taraftsn 50 teknik eleman grupunun ikinei partisi olan 14 kisidçn müteşekkil teknik hevetin Arnerikada 3 ay kalmak üz»»r8 24 1 1955 pazartesi eünü hareket edecekleri ögrenilmiştir. Var ohın ormancılarL Ormanlanmız e«y»r eayjr yanıp yüreklerimiri atejlerken Türk ormsncıhğinın pîri, rahmetli Ali Rıza Eitndiyi hitırUyıp ona bir heykel dikmeniz. o yanan yüreklerimize su serpti. Bahçeköyde 20 niı boc«, 90 ınız öğrenci, Fdtülteııizin ve ormancıhğımızın kurucusu, nur yüzlü, pek göılü, temiz yürekli, devrin padUahına çıkıp millî servet kaynaklanndan birini kurtaracak kadar orman îîiğı büyük adamı anmakl» onun sizlere verdiği derîler kadar kıymetl;«ini sizlfr de sizden sonra gelecekltre verdiniz. Var olun!... Talebe Cemiyeti Başkarunınn söz lerini ben de buraya aleyını da onun anz ruhu bir kere de bu sütunları yfzarı Türk maarifi hizmetkânnın minnetlerini, sevgilerini duysun: « O her sabah elâ eözleri. (ieğirmi çehresindeki zarif sakalı ve kendisine hâs durufüe tabistin canlı unsuru ormanla onun lisanından, onun ruhundan anhyanöğrencilerile bir Vül halinde bu hahcede kalacak; ebediytte kadar Belgrad orrranlarınjn tem'z havafinı teneffü» eı'.eeek. bizlere ve bizden sor.r»kuere im»n ve cesaret verecektir » İşte siz. bunun için onun bnstünü diktiniz; onu andmız. Sizi de, id ib; hatıryeti=ti yetiti ' ' i i İ İjyacaklar. Gene ormar.cıİT. '. nınız ki. hatırlamasını bilenier bir z?man unutulmazlar(1) Babasmı kaybeden saym Eakan« ve Yardıır.cı ailesine bsşsağhğı. merhuraa Haktan rahmet dileriz. uy... Tokyonur. 60 nııl cenub'iada bulunan Kauanada balıklar karaya vurmaktadır. Yukarıdaki resımde s&hilde cllerile balık tophyan balı kçılar görülrektedir. • C I M H L B I Y E T H in Iefrikssı: r Bir Bekârın na r«tim yapaeak değilim. Edgard sizin eve gitmif. Bana anla^tıiına göre, karm kendisini sabahlıkla karçılamış. Sokulmu|, kırıtmıj. Yeğenım korkmuş. Senden gördüğü lutuflara böyle kahpece mukabele etmek istememiç Bunun üzprine karın küplere binmi?, Edgard'j kapı dışarı etmif, seni de çocuğun aleyhinde kışkırtmıj. İjte yeğenim. bundan ötürüdür ki, işlemediği bir suçtan dolayı cezalara uğruyor. Dava kazanılmıştı. Lanjfuımonfa teminat verdim. Azizim sana şu noktayt föylemeyi zaid görüyorum Ki, Erigard kibar çocuktur; bu pusulayı bana, herhangi bir yanlışlıkla ele geçirmemesi için kendi elinle yakman snrtile tevdi etti. Düıüst hareketinın delilini sana vermiş bul.ınıı\orum; umarım ki onunla uğraşmsktan vazgeçersin!. Langismont elile bir bezginlık yn İPEK FABRİKATÖRÜNÜN KARISI Fransaya olan vazifemi tamamlamış, Harbiye Nezaretine, üniformasını, Lebel tüfeğini, postailarını sevine sevine iade etmiştim. Tekrar Parisli olmuş, Bonspaıte sokağındaki küçük atelyeme, paîetlerimc. tuvalleıimc, boyalarıma kavu|muştum. Senelere rağmen dirilığini muhafaza eden Horace amcam, fivil haysta avdetimi Voisin lokaatjsmda bir akşam yemeğile kutladı. İkimizden başka kimse bulur.mıyacak, erkek erkeğe konuşseağız. demişti. Ciddî surette istikbalinden bahsetmemiz lâzım. Bu ciddî surette ıstikbaljnden bahsetme keyfiyeîi, dojjnısunu söyleyeyim, beni endişelendirdi. Horace amcayı ne kadar yan'uş bellemişim ki, ondan, hakikaten ciddî lâflar beklemişim. Masaya ilk yemek henüz gelmişti ki, ımcam, hiç mukaddemeye lüzum görmeden mevzua girdi: Edgardcığım, durum mühirndir, dedi. Beni korkutuyorsunuz, araca. Âskerlik hizmetin bitti, «anat hayatma yeniden başlayacaSsın. Kararlaştırman gereken en mühım şeyin ne olduğunu hiç düşündün mü?. Aman amcaağım, tüylejım SEVGlLİLERİ 0»* Çgviren: HAMDİ VAROfcHJ hareketi yaptı, Inler gjbi Bunu tahmin etmeliydun, dedi. Bu kâfir Clementine bir keıe coştu mu, işi çığırından ç'karır. Bundan evvel, Valence'da ve Issoudun'de, manevralar suasında. iki gene teğmeni baştan çıkardı, çiy çiy yedi. Evet, azizim, hiç bir işe yaramıyacak feci bir sk.tndala mini olmak için göz /umdıun. Bir kepazeiik çıksaydı, istikbaüm mah volacaktı. Neyse, yeğenıne geJınce, ondan yana için rahat ols'tn. Bugünden itibaren benden iyi muamele göreceğine emin olabilir; âmirlerine söyleyeceğim, Edgard benim himayemdedir, diyeceğim. Horace amcamın bu 'm'idaİLalesinden sonra, askerlikteki hayatım temelınden değışti. Ne ınzibaiî ceza gördüm. ne hapse atıldım, ne de münasebeUiz angaryalar yüklediler. MAJLRİCE PEKOBRA Boyle dedikten sonra, cebimden, gc?k mavisi aşk pusulasını ^ıkardım. Langismont'un gözleri ör>üne hıraktım. Ah, Edgard'cığım. Dünyada hiç kimse bundan daha çaV u bir istihale görmemişür. l^an>k Bı*mont, mektub kâğıdını ve Clemsntıne'in pek iyi tanıdığı el ya«jstnı görünce cin çarpmışa oön<ü. Yarsyı daha derinleştirdim. Namuslu bir zevcenin bu ha»«ketine ne buyurulur? Sen fc>afcalte ıken. Clementine, ajk ptri• '.in kendisıni koruduğuna inanı>or. Edgard bunu belki de ınlamaz düjjîncesile .ayrıca, fırsat, yumueak otlar filan diye de lâflar ilive ediyor. Acık, değil mi? Muhterem e»iniztn ne kadar ciddî bir hanım olduğu malum «Oel. Ed^aıH'cıŞ'm, moruk burada yolc. onun şejffıre seninle şöyle bir döşek sa/ası yspslım.'i diye daha acık "azsrnpidı yal. Üst Urafını anlamam için ja diken diken oluyor... Nedir mesele?. Kendine bir metres seçmen lâzım!. Bir kahkaha attım. Bu »şin. Horace amca için ne esaslı i; oKiuğunu nasıl da keşfedememiştim?. Garson, dnümüze balığı getirdiği zaman, vaziyetimi şöyle hülasa ettim. Amcacığıra, bugünki durumumla beni Pariste bir nev'i Tun» köylüsüyüm. Başkentteki tanıdıklarım, Güzel Sanatlardaki bir kaç arkadaştan. Montparnasse'daki b r kaç gazeteci taslağından. bir kaç da bana pöz vermiş olan modelılen ibaret... Evet, hakikaten az.. Peder beyfendi, Paris hayatın dan nefret edıyor. Hemen hemen hiç tanıdığı yok. Binaenaleyh, sevmek fiılini.ya terzi çırağı kızlarla, yahut da yurdlarda yatıp kalkan üniversiteli kızlarla tasrıf etmek1 mecburiyetindeyim. Sen bunlardan daha ytıksekleıe layıksın, Edgard: • Haklı olup olmadığınızı bilmi yorum. ama cebirode kâ/ı derecede para yok. Üstelik, resim henüz bana bir çey kazandırmıyor. Annemin gönderdiği harçlıkla da. Maxun s de jampanya içecek halim yok! Para da neymiş? Senın gibi yakışıklı, yırmi üç yaşında bir genç, büdırcın avlamak için oüzdanuu Gerıt aynı harb içinde, sonu gelmiveceeini bilen bir çok Almaatsr ölümıeri pahasına da olsa kendiljrir.e verümi$ harb hizme»lerini. nattâ faydasına inanmadıkiarı hai» dı> yerine getirmişlerdir. Bir &&bir vaı olay... Bu kurr.aşın tersinde de Alınarların asırlardanberı aldıkları o'amıvor?» sonısuna bu eihetier «emre itaat» şeklinde özetliyebile pözder uzek tutulmıyarajc »evab verrflpde fayda mülâhaza ettik Ban 'ar & nihayet. bir kafsnm düjüna açıp göstermek ihtiyacuu duyaaaz. dük'erdir Mill«1imizin «na jıeseHaürlarsın, İsabelle'le sana ilk a leleıınden biri o an bu koiuyu dımlarmı ben attırdım. Müsaade et ?r.cak kafa kafaya verdiğimi* de, seni, lâyığın olan bir amazonla d;rde. hic degilse nazarî olarak bjr biriikte özengiye bastırtayım. Herolab:liriz, yeıe şeyden önce sana bir nasihatım var. * * * O yaptığın tabıat manzaraları, deİstanbul Lisesi yetmişini niz resimleri, batan güneşler filan sana bir şey kazandırmaz. bitirirken İyi ama, amca. Corot'ya, Buo Ankarada ve İstanbuld» bi'midin'e, Ziem'e filan baksanıza... yoruz, belki de diğer şebirle» uniz« Onlar yoksulluk içinde yaşa de İstanbul Lisesi Mezunlar Cemışlardır. Muvaöak olmak istiyor miyeti üyeleri, feyiz aldıkan oca ian kendini portreye ver. Zengin ğın kuruluş yıldönümüni), bir tr.fburjuva^ar. yemek salonlarına as ra etrafında toplanarsk kucladıUr. mak için, ağaçlar altında dolaşan Demek istediler ki, bsraberce ye: geyik resimleri almakta tereddüt dığimız bu n metlere orfda kazandığımız bilgi ve terbiye sıyesinde ederler fakat karılan, kendi portrelerini yaptırıp salonlarına asmak iii.il olduk. Bu kadirbihr ev'âdlakardeşlerimi/ı bi:. oe tan hoşlanırlar. Bu yüzden zengin rımızı ve olan ressamlara benzemeğe çahş. candtn kutlarız. İçinde yetıştikBoldini, Carolus Duıan, 3onrıat, lerı iıfan yuvasını pala?lanıp açjk Lazlo, SargeanUa Gandara, Cayron ha"öıarda kuvvetli uçuslar yaprken dt hatırlamaları, onlarn gibi.. tı^n^finde emeğı olan bu emekli Onlar ressam değil. nakkaştı... hocf'snnı da sevindiHI Kepsi her Ben sanat sanat içindir diye çalışa o n s n bahtiyar olsun ve yurdknn cagım. d» bohtiyar eUinler .. O halde, Manet'den yahut Re istanbul E:kek Lisesi, bir h.ısus noirMan, yahut da Mary Cassatt teşebbüsün devlet taraijıdsn idadan ilhara al. Fakat nefsini başka reye alındığma güzel bir misaldır lannın portrelerini boyamağa has yut;a aid tarihî malumatı «Türkiret. Sanatın bu şubesi para getirir. yj O'ta Öğretini) îsinii, bu konuİsrar edı^imin *ebebi şu ki, madam d ilk ve son yazılmış kitabdan Dutr«nchel isimli zengin bir kadın naVıediyorum: tanıyorum, yağlı boya resmini yap«İstanbul Erkek Lisesi Şerr^ült.rraak istiyor. jtm te rrekâtib adı ile açılan me^hur hu(Arkast var) svsl mekteble baglar. Bu mekteb, Prens Alexandre, bir ototnobil kazası geçirdi LonJra, 21 (a.a) Yugcslavya Prensi Alexanire dan burada geçirdiği bir otomobil k'îz'sında alnından ve ensesinden hafif yaralar almıştır. Kazanın vukubulduğu yere en yakın sıhhi imdad merkezind» Prense ük tedavi ytpılmıstır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear