Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
18 Ocak 195S ^tilllIlllllllllllllltUIIUIUttltlMllltHflfffirnilHllillHIIIIIIIIIllllIIIIllllIİIlUIIIlMllllllllllllltllllllMltlfflllMliniltllirniUtnttllftlIIIIIIIIlIllHUlllllb inilllltlWlllimiKWlllllHllllllimillUIIUIIIUIIIIttllllUIIIIIIIUIinUIUlilllllllllllinillHUlllUHIHIHIIIIIIIIinillllllUlllllllll!lll TOŞ IJIIIIIMJI11I1 MI YA/.AN YAKIP KAIIKI &AKAOSMANUGLU İran Kflatbuat bizim Matbuat ıle ışbırlıgı etme?e âmade idi •• w •• General Razmârâ. hemen o gün, Şahtan çıkarken vurulduğunu bil İngiltere'nin en kibar kolejleıinden kendısıne bıraktığım gazete toma dırmisti O gün. gene bır dinî me bıri olan Eton'da yapmış ve yüksek rını koltuğunun altına alıp Mec rasım vapılıvordu bu camıde. Tıpkı tahsilini Soıbonnes'da tamamlamış lıse gitmıs. Aleyhımıze yazılanları Sarav Nazırı Hajır'in can verdiği tı Ondan sonra gene ömrünün bü çızılenlerı bırer biıer mebus>lara o merasim gibı bır şey ve buna. ö yük bir kısmını. kâh Elçıl k Muste kumuş. gosterimş «Bu rezaiete da bürunde olduğu sıbı Tahrandaki şfrı kâh Roma ve Parıs gıbi buvük ha ne kadar zaman göz yumaca bütün Islâm memleketleri temsilci merkezlerde Elçi olarak hep AvruNetek m. ğız?» dıve havkırmış ve bir kaç leri gene davetü bu'unuyordu Bit pa kıt'asında geçırmişti saat sonra da bütün o gazetelerı tabı ben obıuü gıbi bu davete de arada br çok kerreler memleketoplattırmış bazılaruiı da büsbütun | aitmemıştim. Hem. bu sefer iste j tınde Nazırlık ve Başvekıllik etmış ak«a, Zira. birim ' olriuğu halde ben. onun adını. ılk kapattırmıştı Gene o günün « •.o ,sem de gidemezdim •»mıvdı; İran matbuat müdüru bızırtı | elçılitte Hancive Nazırı şerefine j defa birinci smıf Batılı diplomatMatbuat Mudurlüğu veya \nadolu j bir öğle zıvatf timız vardı Protokol f ların adları sırasında Ne\v York'd^n Ajansı ile ışhırüği etnieğe âmade I Mudüru. bana Razmârâ'nin vurul | iş tmiştim. «Birleşik Mılletler Emolduğunu elcılimıze bildirmıştı. | duğunu habet vermekle zaten. bu nıvet Kon<;evı»nde harb sonunun Lâkın. ne yazık ki, bir sürü nıalî | zıyafeün gerıye kalacağını bildir en ehemmiyetli meselelerınden bıri olan iran Azerbaycan'ı davası muve teknık güclükler vüzünden böy mek ıstemıştir nakasa ediliyo'du v e bu çetın. bu le biı işbıılığı temınıne bizım tara* * * gürültülü münakaşrida iran delefımızclan bn tuı'u imkân goıui'nıeT?hrandan avrılmama doâru bennıısti ve zaten Haricive Vekâletı de deıin bir dostluk ve hattâ hur gesi Hüsevin Âlâ"nın dı gibi sei miz de sanırım bundan doları ha , mpt hissı bırakan dıçer bir devlet de bütün vavın rıhazlarında en cok c na ne rnüsbet ne de menfı bır talı ' adymı da Hüsevin Âlâ dır Bu zat vükselpn adlardan ve sc leren bimat verebilmışti. i ile Razmârâ ars.sında. gerçi, ne mı riydi O zamandan beri. bu m lletBir yıl sonra, tekrar tsviçrede j Z B Ç ne kultür ne de vetişme taızı ! lerarssı teşkilât çevres nde Garblı bulunduğum sıralarda. bizim mat ( itıbarile hiç bir benzerlık voktu veya Şarklı hıçbir dıplomatın. hıçbuatla iran matbuatı arasında açı ?ma. bunun da obürü ?ibi memle bir Devlct adamının kendi millî da lan bır polemtkten anlavaeaktım kı , fcetımıze karşı gösterdığı vakınlık vasını bu de^ece psalet ve "tacte» yukarıda bahsettığim neşriyat. kom j hemen aynı rierecede idı Husevın ile müdafaa ettiğini gormedım. Hü şu memlekette gene aynı »ıddetle Âlâ'da, mensub oldııeu haneHanın seyin Âlâ temiz bir ing lızce İle alıp vürümüştür ve ne dıolomatık tarıhî vasıflarını tetkik edpcek o tam bır Avrupalı Devlet adamı gi mudahaleler, ne de ora ve bura luı^am. belki de benimle bır kan bi konuşuyor ve yüksek, ince bir usulü ıle muarızlannı devlet pdamlarınin bevanatları bu kardeslıği bulabilırdim. O, bır yan diyalektik susturmasını biliyordu nun önune geçememıştır. dan da Iranın Kaıaaözlüler denılen İngiliz. Amerlkan ve Fransız rad Razmârâ nın o'umune o vakit bir ası' aılelerinden birinin daımdıvdı kat Haha acımıştun Hiç şupheeiz kı. ve ka\ninasının en iyi konuştuğu yo i«tasvonlarının bana böylece tabu adam. ıktıdara İranı bır nizam dıl Azerbavcan türkçesi idj. Hü«e nıttığı bu İrpn Büyuk Eloı ini. bır ve huzur devrıne kavuştuımak e vın Âlâ da. bu dıli bilır ve konu kaç yıl snnra Tahran Hukumetinin ksrşımda melile gelmisti Zira, memleektinin şurdu. zannederim Zira, aramız Hsricive Nazırı olarak gerek ekonomık kalkınma ve gerek daki hususî ve sam'mî sörii«meler görünce kend si hakkında duvdumillî müdafaaca kuvvetlenme şart de benimle çok defa şu yârenliği ğum havranlık bır kat daha artalarının ancak buna b?2İı olduğunu yaptığını hatırlanm: «İçimden size eaktı. Zira. havalimdeki genç, atıl iyi bilirdi. Aramızda sık sık cere Karaojmanoelu yerine hep Akiran gan ve dinamik AvrupMı tipine es yan eden hasbıhallerin bırinde: oğlu diyeceğim geliyor. Sizi kendi ki şarklılara mahsus tevazu. nezagıbi birçok «Anmsik bir durumda kaldığımız me o kadar yakın buluyorum » Ve ket ve göftc issizlik müddetçe. demişti, pek tabiidir ki, fransızcs olarak söylediği bu cüm meziyetlerin katılmış olduğunu mü Amerika bize yardım elini uzata le içindeki Karaosmanoğlu ile A sahede edecektim ve kısacık bovu maz. Çünkü, böyle bir memleketin, kiranoğlunu o kadar hilis bir Türk ile çelimsiz cüssesi de ayrıca dikher vanı sökük bir torbadan farksız şivesüe söylerdi ki. ben ona bastan katimi çekerek onunla Osmanlı Ve olduğunu bilir ve bir nevi Çank başa türkçe cevab vermekten ken ziri Ali Pasa arasmda ııkı bir bcnKaiÇek Çini tecrübesine girismek duni zor zaptederdim. zerlik bulacaktım. ten çekinir. İngilizler ise, karsılaİste, bunun üzerinedir ki bugün Lâkin, türkçe bilen bir çok İranlı rında istikrarlı bir hükumet olmakü İranlı Devlet adamlarının her ynca bir takım sorumsuz kimse gibi Hüseyin Âlâ da İstanbul şivesi m u m t z sıması bana, eski Tanzilerle elaltından is görmeği tercih yanında Azeri şiveini pek kaba | mat » Devlet adamlanrnızı hatırlatederler ve «diviser pour regner» bulup bizlerle bu dilde konuşmakrnağs başlamışü. Bunda da yanılUsullerini yüzde yüz tatbika kalkı tan çekinir ve daima ya fransızcamadığımı sanıyoıum Onlarda olsun, «ırlar. Ruslara gelince, bizi, dışa yı, ya ingilizceyi tercih ederdi. Buna rağmen onu kendime asla ya berikilerde olsun garp medeniyendan vurmaktansa içeriden yakmahisıeünemifimdir. Çünkü tine doğru yürürken aynı teenni, yı isterler. Eğer biz kendi kendiml bancı Hüseyin Âla'nın, giyinişi, terbivesi aynı vakar. Kendi millî gelenekleri ze dağıhp çökmekte lsek onlar bin kat daha memnun olurlar. Zira, ve muaseret usulü bakımından ba ne kartı aynı bağlılık, aynı sadakat. o vakit Rus dostlarımıza «armud na, hep Tanzimat devrinin Osmanlı Şuursuz ve zâhiri garplılaşmad?n piş ağzıma düı» diye sakin sakin devlet ricalinl habrlatan bir hali ise aynı irkinti. Netekim, Reşit ve beklemekten bafka yapacak bir vardı. Bu adamda şarklılıkla garb Âli Pasalar zamanmın Tüıkiyesinhlık blr araya katılıp (sui generis) de olduğu gibi sımdiki İran'da da (ey kalmaz.» bir meden! tnsan örneği yaratmıs alafranga dediğimiz züppe insan ör Zavallı Razraârt, bürfln «iyaset tl. Gerçi, bu faslın baslannda da neklerine hemen hiç rast gelinmez. •istemini bu huzur v« sükun pren •öyledlği gibi Avrupa kültürünü al Blzde bu çesit kimseler, İkinci Ab »ipi üzerine kurmak istedlği lçindir mıı diğer bütün tranlı aydmlarda dülhamid devrinin mânevi buhran ki, anarsi unsurlanndan blrinin aynı vasfı haizdiler ama, bu vaııf ları Içinde türemege ve illetli tehıncına kurban gitti. Bugün olmus Hüseyin Alâ'da adetâ temsill blr »irleri ta Edebiyatımıza kadar yagibi hatırlıyorum: Saat ona çeyrek mahlyet almıs bulunuyordu. yılmağa baslamıştır. kala Protokol Müdürü bana telt(Arkan var) Hüseyin Alâ, küçük yaata Avru fon etmis ve RazmârS'mn Mesddl pa'ya gitmiı, orta r« lise tahsllini [İngiliz radyosunun neşriyafı | İngiltereyi birbirine [ (B.B.C.) de (Dins iz Ahlâk) mevzuunda bir kadın profesör tarafından verilen konferans | kiliseyi ayağa kaldırdı, bütün gazeteler hücuma giriştiler İngiüz radyo ve televizyon idaresi (BBC) kısa zaman ıçınde ikinci defa olarak ingiltereyi birbirine katmıştır. Geçenlerde çok fazla heyecanh ve korkunç bir romanın televizvon tarafından perdeye aksettırilmesı sert tenkidlere sebeb olmuş. bunun etrafında hattalarra tartısmalar cereyan etmisti. Şimrli de BBC. dinsizlik propa«andası yapmakla itham edilnıek I § tedir. İnailiz radvosu her hafta fl'mi Humanizm) saatınde tanınmıs bır cok kim=elere konu«malar vaptırmaktadıı. GPcenlerde de tsknçva Ünivprsitosinin Psikoloji Prof"sör lerinden Bavan Marsaret Kni"ht in konuşacağı ilân edilmıştı. Avnı zamanda bu konuşmanın ?u başlığı bulunduğu da bildirılmısti: « Dinsiz ahlâk!» E^asen bu ikı kelime, bütün Inailız kihsesıni. papazlarını avaklandırmava, bütün dikkatlerinı BBC'nin bu konusması üzerinde toplamava kâfı gelmişti. Acaba bunun gerisinden ne çı karaktı? İskoçvalı Üniversitenin Psikoloii Profesörü bulunan kadın konuşmava başlavınca. tnsiHererle dine bağlı ^pvrelerde hevecan benzedığıne inanmaktadırlar! Fa <at çocuklarımıza ilâve edenz ki, başka insanlar da baska türlü düşünmekterlirler Fakat bu çoruk'anmızın büvüdüklen zaman bu hususda şahsi kanaatlerı ni edınmeleri lâzımdır » * * * Lonrlra gqzetelerınden bszı'arı na bak'lacak oluısa. bu çok anglikan papnzisrı buraya kadaı din lemisler ıe bunrlan sonra da radvolannj ıtvân hareketleri ile kapamışlaı ve ierhai BBC'yi p'.otestoya başlamışlardır. Fakat (Allahsız) ilân edi'en fskocva Universitesi Profesoıü Bavan Knıeht, konu«maMn» devam etmış ve şunlan da ileıi sürmustü: ' « İncil. medeniyetimızın bır nu belirten bır konuşmadan farkeseridir Çocuklarımıza ondan, sızdır!» Bu gftzete fu teklifi de yapmıı Yunan mitolojısinden bahsettığıtır: miz «ibı bah'etmeliyız'» Bu konuşma bütıin Londra ea i t BBC. komünistlere tıikrozetelerini hevecanla isyana sev fon basında ver veımemektedir, verıyor, kctmiştır Bunlar bir kaç «unden neden Allahsızlara yer beri BBC'vı şiddetle tenkid et onlara da vermemelidir.» mektedirler Yalnız Daily Mail gazetesi tenDaily Telegraph gazetesi de <idlerinde farla ileri gitmemiş ve BBC'vi ve konuşmavı vapan ka Bavan Knight'in bu konuşrnası heyecanın duıı sert bir lisanla tenkid et karsısında gösterilen mıs ve şöyle demiştır: (tBu. ta ve izhar olunan genis endiselerin addüzevcatın veya erkekler ara üzerine dikkati çekerek sunu »or smda evlenmenin normal olduğu muştur: < Hristiyan dini, böyle bır = konuşma ile yıkılabılecek kadsr = zayıf mıdır ki, şu şekilde cndışe = leniyoruz?» = Daily Mail. Hristiyan dininm 1 ssğlam olduğunu ispata çalışmış = ve bu heyecanı doğru buımadığı = nı da kaydetmiştir. = *** | Şimdi tartışmalar yavılmakta1 dır. Geçen pazar bütün kihselerş de papazlar İskoçyah Ünıvsrsite = n'r kadın profesörü aleyhınde ko = nuşmalar vapmışlardır. Hemen 3 hemen bütün Ingilteredeki kiliseg lerde pazar günü başka mevzu Ş goruşülmemiştir. . = Şimdi de İngiliz Radyosunda = (BBC), İskoçyalı kadın profe5 söre verilecek cevab hazırlanmak = tadır. Bunu da, blr profesörün = kansı olan Mrs Ralph Morton'un 3 vereceği bildlrilmektedir. KiUse Ş lerde papazlar, bilhassa çocukla1 rın o gün radyo başlannda bu| unmalannı ve bu cevabı dinle = melerini istemişler, annelerle ba3 baların bu noktaya dikkat etme= eri gerektiğini anlatmışlardır. = BBC ise buna su fekilde cevab 5 vermektedir: â c Bayan Knight konuşma1 sını geç vakit, bütün çocuklar ş uyurken yapmlşb!» = Hâmi S. İ büsbütun artmıştı. Kısaca İngiliz kadın Psikoloji Profesörü söyle dıyordu: « İngiliz mekteblerınHe dın derslerı mccburi olmrfmalıdır. Bu, doğru değildır. Çocuktarımızın kafalarını gene yaşlaıınr'a dın efsanesi ile doldurmıyalım. Çocuklarımıza şunlan anlatmalıyız: n Bugün bir çok kim^e'er, Noel babaya inandıklan kadar Allaha da inanıyorlar! Şeytanın da mevcud olmadığına, peri ma'aüanndaki devlere veya cadılara İlalyada alenî flörtle mücadele La Spezia, (Kuzey ttalya) 17 (a.a.) Sinemalarda öpüşme yasağını tatbik ile vazifeh polıs memurları dün gece burada vasaea riayet etmiyen iLk çifti yakalamışlardır. İsimlerı kara listeye yazılan bu çifte, tekrar suç üstü yakalandıkları takdirde ağır bir ceza verileceği ihtar edilmiştir. Sinema müşterilerinin, flört eden çiftlerden şikâyet etmeleri üze rine, Turinde de aynı kanun tatbik edilecek tir. Isveç Mektublart İstanbula gelip giden bir Isveçli kaâının duymağa alışık olmadığımız intıbalan Yazan: Dr. Najai Köklirk Stockholm isveeln tn bflyflV ve ağırbaslı günlük gazetesi Q»geru Nyheter gazetesinde çalışan kadın sanatkârlarından Mme. V«r« (Engstam) bu yaz Utilinl tatanbulda geçirdl. Memleketimize İLk defa g«len bu sanatkâr kadımn Cumhuriyet namına görüserek intıbalarını rica ettim. Konusması bOtfln münevverlerimiz için ibretle okunacak mahiyettedir. O anlattı ben yazdım. Sö'ylediklerini aynen naltlediyorum: «Bilirsinta Isveçln yazı kii» ve güneşi kıttır. Bu yüzden biz tsveçliler yılda hiç olmazsa blr defa daha güneşli ve sıcak bir diyara seyahat ederiz. Daha ilk okum* çağımızda bizleri en çok alftkalandıran mevzuların başmda (şark masalları) gelir. Binbir gece hikâvelerile, uçan sihirli halılarile bunlar öyle tatlı mevzulardır kl, 20 nci asrın tekniğine uygun çesidli mekanik oyuncaklarına rağmen, bütün Avrupa çocuklarında olduğu gibi Isveçli çocuğu da daha en masum çağında şark efsunlar. Bu itibarla eski şark âleminin büyük merkezı İstanbulu gönneği çok arzu ediyordum. Ben Avrupa dışında valnız Tunusu ve Cez?vırı jrordum. Afııkanın müstemlekelesen bu şimal <ısmı benı tatmin etmedı Gerı kalmıs mılletlerı meH"nî mu~temlekeciler ne kadar iyı idare et^eler, tekâmül o memleketın esas bunvesinden zivade idarecilerin iktısa^î menfaatlerinde semerelenmekte^ir İstıklâl olmıyan bir dıyaıda kiı*le ve ferd hürriyetine duskun bız r sveçlilerin tatmin edıhnemıze ımkân yoktur. Ben bu bakımdan Türkiyeye kaışı daima bir hayranltk duvdum. Cağrafî vaziveti itibarile. asırlarca muhtelif devletlerin sivayacağımı bilmelisin. Annenle uzun uzun konuştum. İnsan, senın gıbi bir unvana ve asil bir isme sahıb olunca, onun şerefini muhafaza etmesini bilmelidir. Bence, üç meslekten birini seçmen icabediyor: Askerlık, adlıye, diplomasi. Bu me seleleri her halde sen de eni konu düşünmüş olmahsın. SaintCyre'e mi gireceksin? Hukuk tahsilımi yapacaksın? Yoksa ııyasl ilimlere mi meylin var? Oldukça uzun rOren blr se«sixlik oldu. «Babaı sıska parmaklarını kenetlemi}, elleri masa b'rtüsü nün üstünde, otunıyordu. Zamanla yuvalarına gömülen bir çift yuvarlak akik haline gelmj» mini minl gözlerile dikkatle bana bakıyordu. Sabırsızlandı, fuallni tekrarladı: Söyleaena, n» olmak Utiyorsun? Cevabun tabuen flbl patfaA: Renajn... Babam yerinden mçradı. Annem, bu bahsi benlmle daha «rvel komış mus oldufu için f.ımıldamadı. cBa baı hayretler içinde, tekrarladı: Ressam mı? dedin? Lâğıiıcı y»hud işportaa AvfVtmuş gibi, bu kelimeyi tiksintt İle sdylüyordu. Fikrimi açıkladım: Güzel Sanatlara glreceğim. Kendimde resme istidat görüyorum. Jannson de Sallly'dekl h«eaa, tahdliml ba jroUa tflmlcr diktir«B beylerle Paris ve Vlyana modaımı anında kuş^nan haıumlaruuzla yamalı ve yı.t'k glyinan v« hattâ çorabtız ve ayskk a b w Tttandaılannız aynı cad' d«l*rd« yanyanadır. U ay füne?iniı eksik olmaHğı halde imallthanelerinlzde ve ekserijretln meakenlerinde gün ıçığı vok tur. Günef altında günese hasret yaatyanlann yanuıra güze! plâjlannızı modern mayelu genclerle uzua donlu yajlılannız doldurmuş .. Kültür hamlenizin en büyük eseri olan lltin alfabeslle basılmış Batı klâ«ikleri tercümelerinin yanında aynı kitabevinln vitrininde, Inkılâbınızın en büyük düsmanı taassu» bun iembolü Arab harfli dinl levhalar te;hir olunmaktadır. Minarelerlnlzde ezan okunurken bitisiğindekl plftk nuğazalannm hoparlSrlerlnden yükselen •amba r e raspa melodileri daha yaygarahdır. Be« anrlık muhteşem eamilertnlzin yanında en seül Bab mimariline müsaade, müsamaha •• hattâ tahammül etmek lnsafsız bir kompozisyondur. Müzelerinlzl büyük bir zevk r* gıpta ile gezdim. Bunlar hakikaten eşsiz birer hazined r. Fakat müz» dışındaki so=yal sefalet bence dahs mühimdir. Tarihn bir kısmı hal için harcanamaz mı? Yığm ile altınlar, elmaslar, yakutlar ve zümrüdler sosyal sefaleti vok etmek için kâfi ve hattâ artsr bile. Çünkü kütlenin sosyal ve iktisadî ıztı abını önlemek daha büyük bir varlıktır. Türk dostlarımla eörüsürken bana brisi (biz bize benzeriı) sözünü nakiett : . Ben Türkiyede gordüğüm ıleri ve geri. müspet ve menfî tezadlar zmcırinden sonra bu husustaki intıbalaımı avnı şekilde Türkler için formüllempm icsb ederse: «Biz herkese berzeriz, fakat hiç birine benıemeyiz:» şeklıni terch edececim. Bence en büyük kusurunuz ortayı ihmal edişıniz ve bulamsvı^ınızdır. En büyük üstünlüğünüz cle askerî cengâverliğiniz ve gönlumizdür. Lüzumsuz bir sahtekârlığa dalmadan intıbalarımı sıraladım. İstanbuldan iyi hâtırslarla ayrıldim. İstanbulu gelecek seyahatimde daha baska bulacağımı ümid ediyorum» tsveçli muhatabımla görü^memiz burada sona erd Hplbuki hn görüşmeğe başlrken soruhcpk o kad^r çok sual hazırlanvst'n • ; o sözlerini bitiıince sorularn »ı topyekun cevablandığmı göru: ce, soracak yerde duvduklarımı düşünmege başladım. Öyle tahmin ediyorum ki; okuyurulanm da simdi aynı sekilde düsünmektedırler. Belediye tmar IVliidüıliiğü Yüksek Muhendıs Eıtuânıl Men'ese. İmar Müşavirhği Moavınlıgi uhdesinde kalmak üzere Belediye Imar Mücrurlügtine vekâleten tayin edilnuşt'r, Türkîye'ile Almanya arasında saç kesme müsabakası yapılacak Frankfurfc 17 (TflA.) Üç ki |iden müteşekkil bir Türk berber ler heyeti buraya gelmiştir. Bu heyet Türkiyede, Türk ve Al man berberleri arasında bir saç kesme müsabakasını organize temek için anlaşmalar yapmıjtır. 26 şubatta Ankarada ve 3 martta da İstanbulda iki müsabaka yapuacaktır. Ahnan berberleri Türkiyeye ken di model kızlan ile birlikte gideceklerdir. Nikalarımız gelmiştir I Oto Nazmi Y a l ç ı n I n ^ l • Şehidmuhtar Cad. No. »1 Takjlm. Tel: 83878 MUHTELİF EBADDA " " i M B i " ^ K*nyada s«n »Istem bir silo insa edilecek Toprak Mahsulleıi Ofisi muhtelif İjtUual bölfelcrindelcl ıılo v« uıbar lnti'tına hızla devaırı elmektedir Ayrıea Oflı, blr hububat anbarı ol»n Konyada altmıı bin ton kapatısede »on •Utcm blr »ilo infasını karar vermiıtlr. Klrk b«| milyon Uraya mal olacak bu ailonun lnsaatına onumuzdekl ay lçind* baslanacaktır. SanatkânB tfltaataüda ««kilmi« bir nmol s! ihtiraslarının düello Türkiyenin hiç bir zaman hiç bir devlete tâbi olmayıjı en büyük bah tiyarlığıdır. Türkiye topraklarmm büyük bir kısmınin Asyada bulunmasına rağmen Avrupa camiasma dahil oluşunun bence en tabiî âmili, istiklâline olan hassasiyetıdır. Bununla beıaber sunu samımî olaıak itııaf etmelıvım kı: İsveçte Orient ve Turkıve mefhumlan biıbırındcn avrılmaz tek hu spr^h^lriur İşte b«n He mpmlrketime hâs bir ituadla onceden venmiş hükünılerle Türkıveve geldım. Bu neşm hukumlenmın biraz daha romantık bir m«hivet almasına Sfçtiğım n?kı) vasıt8sı da amıl oldu. SAS ucağı ıle Stockholm den havalanıp bcvaz bulutlar arasınds beş bin metre yükseklikte doğı u İstanbula yol alırken. uçaâm genış ve rahat koltusunda kendımı hayal âlemıne kaptırdım Benliğımı şarkın aihirll uçaa halısmda nrrz*d«rek, mavi üniformah aancın trref11 ho«teslerd« farkın hürriyetltrinl tahayyül etmeğe bejldım. Filhakika daldığım hulya ftlemi il« bugünkü modern Türkiyenin bir alâkası yoktu. Fakat Avrupayı tltreten zaferlerle dolu mazmizi ve hey betli ecdadmızı düsunmekten de nefsımi mahrum edeiıe^im. Eğer denızden veya karadan mem leketınize gelseydım aradakı transıt memleketler beni bir yandan Tıııkıveve vaklastınrken diğer taraftan; çesidli mılletler ve muhitler beni Ttırkiveyi düşünmekten alako yacaktı. Bu hakımdan havadan ucakla doeru mpm'ol"<"lT"ize SPİmpk le aramıza hiç bir mânia girmemiş oiuvorHu Sabahlevın Stockholmden aynlarsk aksama doğruca İstanbula' varmak şarkın füsununu bana daha çok hissettiriyordu. Gerçi Türkiveye SPİmpden evvel mesud vesilelerle kadın ve erkek bir çok Türklerle tanışmıştım. KenHilerinden vatanlanna aid bazan realist bazan idealist, bazan methemi t«n siye etti. «Baba» iskemlesinin üstünde der. bazan tenkid eder görüşlerini dinlemiştim. Türkiyeye aid bir kaç kıvrandı. eserde okudum ise de (görmek) ıle Demek ki bütün emelin bu!... (dinlemek) arasındaki tezadı nefRessam olmak!.. Boyacılık etmek!.. simde bir kere daha tesbit ettim. Çok güzel. doğrusu! Bunu kısaca izah edeyim: Ama, zannederim R«mbrandt Türkiye, hakikaten Avnıpalınm lar .. Raphael'ler... Manel, Renoır.. düşündüğü ve tahayyül ettiği «Baba» coımujru. Devara etti: Orient değildir, fakat Türkiye Sahibinl aç bırakan bır meıhakikl manasında Batılı da delek!.. Bir atölyede, yirml bej kiji ğildir. Görüşüme göre; Türldnin önünde çınlçıplak loyunaa ye: Doğu * Bah moıayiğidir. kanlann resimlerini yapacak... Ed Gerilik ve lleriliğin blr kompogard, ten deli olmussun!.. Sonun zisyonudur. İstanbulda öyle bulda, boyalı kalemlerle grup resim varlar, öyle yapılar gördüm ki ken leri yapıp yoldan geçenlere |«p dinizi bir Avrupa şehrinde Banırkanı uzatarak dilene dilene kaldı sımz. Bunlann bir kaç kilometre dırımlarda (ürüneceksin... ötesinde «gecekondu» diye islmAnnem seaini yükjeltmek cesa lendirdiğinlz öyle »emtler gördüm ki bunlara Tunus ve Ceyazirde bıretinl gösterdl: Staaitlas, d*dl, Idgard'ın bel 1» rastlıyamazunız. Hayat ıtandarki d* m n u irüdadı Ttrdır... Bü dı çok yüksek olan, konforu ihtitün renamlar aonunda dilenei oi yac telâkH eden İsveçtt bllt olmıyan mükellef buz dolablan kulmazlar ya... lanan İstanbullularm bir kısmmın tkl görfbn, Bohem hayah, mfl evciklerinde teldolabı bile yoktur. rlkle, orkestra il« karısık, opera Faytonlann yanıbaşında mükellef komik tahnelerinde güzeldir Ama Cadıllac ve Buicler hareket halino kadar! Bizim ailede bir Fransa dedir. .Milyonluk İstanbulda bol Mareşali, bir Meclis Reisi, Nat»3 otobüs ve metro işletecek yerde leon i n ün bir yaveri, bir Temyiz garib bir «dolmuş» icad etmişsiniz. azası... hasılı memlekete şeref ver Amerika ve Avrupa entellektümiş insanlar vardır... Ressam olaellerı kadar ol.aun ve üstün Türkcakmış! Elin değmişken ip cambazı lerin vanısıra ort'cağ müteassıbları olsana barı! Edgard, sana düşün yer almaktadır Türkler arasında mek için 1 ekime kadar mühlet ve iç değişıklıği k?dar dif değisikriyorum. liği de çok bariz olarak gBrülüyor. 1 n r ) Ingüü JKuzoafindaa tenilerd* kot Seksoloji Yayınlannın Son Kitabı: K I NS EY K a d ın 1a r î n Cinsî Hayatı Kadtn denen meçhulü; tanımak, kadın karsısında muvaffak olmak ve onu hütün cinsi ve runî hususıu yetlerile anlıyabilmek ^ " bu n*» '^ için " kitabı okumaniE .* Kinsey Raporu. Prof. Dr Kinsey ve arkadaşları çart tır. tarafından, Amerikada, 6000 ka'lınla teker teker k onuşmak suretıle cinsî hayatlarının en nahrem taraflarına aid ifsaatı toplıyarak tam 15 yılda hazır lanabumıştir Bütun riya ve >alan pcrdelerini vırtan laraııarına aid ifsöatı toplıyarak tam kadını mechul olmaktan çıkaran bu muazzam eseri. cinsî hayatın sırları hakkındn daima en kalıtelı kıtabları neşretmiş olatı SEKSOLOJİ YAY1NEVI. Turk okuyucularına kpzandutnaki,] iftihar eder. RÂPORU Hakkında İr Evlenmeden önceki sevişmeler ir Evlenvedev ön ce temaslar ve bunların mâua.'i + Evlilikteki miina»ebetlcin tvhlili Evlilik dışı temnAann sebeb ve neticeleıi i + Hoırusek'iıel rr,m,(ixebeller • Cio?î hej k t i l yecav kaypaklannın ceşidleri VP tatnıın nisbetleri jf Cinsî heyecan, orgazn ve bıuıiara te&ır ^dcn rulu âmıUer 200 salnie 2.5 Lira. KİNSEY RAPORUNDA BU LACAÛINIZ BAZI BAHİ SLER: «CLMHL'RIYET» in Tefrikası: SEVGİLİLERİ Yazan: MAL'RİCE DEKOBRA Öğrenmek mi istıvor«tın° Söylnevım O gece. hakikaten, Contınantai'de bır Kızılhaç balosu var. Eeey? Mızraklıların ilk kadııli ile son vals arasında. size bır sürprız yapafnğım . Ondan sonra, vurpatlasın çal ovnasm!.. Amca. vallahi emsaliniz yok! Horace amcaya olan hayranlığım yuzumden okunuyordu. Amcamın bu çok hosuna gitti. Nazır, aklı başında olsavdı. bana Haıbive Okulunda strateji pıofesörlüğü verirdi, dedı. *** Bekârın Çeviren: yAR06LU 14 mayısta. gece saat dokuzda, Binbaşı de Beaugencel, Kızıl Haç balosuna, kolunda pembeler giymis çok güzel bir kı? olduğu halde. kasıla kasıla girdi. Kalbim, se vincimden küt küt atıyordu. Orkestra, nisan ;°bessümü havasını çalmağa başlamıştı. Isabelle'i dansa davet ettım. Harbiye mektebi talebelen aruında, pıstte donduğü da aıkı tutunl ğümüz «ırada. Isabelle bana: Edgard, dedi, amcanız Horace, Makyavel ayarmda bir adam. Size plânını izah etti mi? Şşt! Susun. utanıyorum, dans edelim. Bir vals yaptık.,. bir polka yaptık.. bir mazürka yaptık... Isabelle'i büfeye götürürken Horace amca yanımıza yaklaştı. Peşi sıra galeriye gelmemizi işaret ett:. Kumpas kurmakla meşgul bir muzip adam halı vardı Aslında, bu maceranın çok hoşuna gittiğini sezıyordum. Yavaş sesle bize: Çocuklar. dedi, muşambayı kâfi derecede cilâladmız. Sıxe, mösyo ve Madam Dupont adına bir oda kiraladım. 344 numaralı odadır. Anahtar iste. Oda üçüncü kattadır Saat dokuz buçuk. On bir buçukta gelip benı bulur musunuz? Bir masanın başında oturacağım, önümde de bir şişe ekstradry bulunacak Çabuk, sıvışın!,. Ağzınızı Gayet çabuk sıvışük. Saat on bir buçukta, îsabelle'e yardım ettim, pembe robunu, birlikte beceııksızce kopçaladık. 344 numaralı odanın eşiğinde lon bir defa daha öpuştük, balo salonuna indık. Horace amca oradaydı. Blr puro içiyordu. Masasına doğru 1lerlememizi işar«t etti, bizi daha İyi tet kik etmek için tek gozlüğünü sol gözüne oturttu. Neşeli ve mes'ud halimlz, bu ka çamakta muvaffak olduğumuz hak kında kendisine müsbet fikir vermis olacak ki, kadehlerimize ;ampanya doldurdu, komik bir ciddiyet le: Asksrler, sizden memnunum! dedi. IV KWntME MESLEK SEÇtYORUM Ikmcd bakalorM untıhajumı dıkten lonra. Champmesnil şatosunda mekteb yorgunluklanmı dın lendirmek üzere Bourgoune'a gıttım. Annem, diplomamla iftihar edi\ordu; bsna güzel bir altm saat h.?diye etmişti. «Babas bana sadece. dudaklannın ucu ile, bir ıkı tebrik kelimesi söyledi. Beni bilhassa, istıkbalim hakkında konuşmsmız için görmek istiyordu. Bir temmuz akşamı, kütübhanede, blr harb jurası akdettik. Sahifeleri hiç bir zaman açılmıyan nefiı cildli kitablar, Ganj nehrl kıyısın daki dokunulmazlar gibi. raflarda dizili duruyordu. Hâkimlerim olan annemle «baba» mm karşısma çıktun. Rendim de maznundum. tBaba* fu son beş sene zarfında çok ihüyarlamıjtı. Çilftllk ı»hibl asılzade şlmdl eskisl kadar çahfkan dejildi. Ormanlannı, erazlsinl, göllerinl r« lflertnl raktll» olduğu kadar dikkatle kontrol ede miyordu. Esklden beri mevcud k«raciğ?r hastalıSı onu kemiriyordu. Safra kesesinden ameliyat olmuıru. O akçam, enklzlsyon mahkemesl reisi gibi ciddî bir tavır aldı, bana şu suali sordu: Edgard, on sekizini sürüyorsun. Hayatına bir istikamet verraeğı düfünmek lizım. Sana, mer kllne llyık bir terbh/t verdlra. T% kat Maa bütün SmrflaM bakamı Dahiliye Muîehasstsı | Seyahatten dönmüş olup hastalarını kabule bajlamıstır. Taksim Şebidmuhu Cad. N* f Dr. Salih Bozoğlu