25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
~ I MerakU Resimter r 7 Mari 1954 Eski mühürlerimize dair Yazan: Halnk Bıki mflhBrler; sekilleri, tczyinifları, yazı v« hâklari bakımından füzel ısnatlarımızın bir kısmını teşkil etmektedir. Mübürler altın, fümüj, bakır, pirlnç, kurşun madenlerinden olduğu gibi zümrüd, yakut, âkik, kantafi, necef gibi maddelere de hâkkedilirdi (1). Mühürler, yuvarlak, I beyzî, murabba, mürtatil, müselles i şekillerinde olardu. Kadın mühürleri, erkek mühürleriııe nisbetle daha küçük ebadda ve ekseriya daha siislü bulunurdu. Mühürlerin sapları devirlerine göre muhtelif jekillerde tezyin olunurdu. Tepeleri delik som madenden gap lar yanmda, çiçek, yaprak, vazo, çelenk, fiyonk, mevlevl külâhı vesair sekilierde olanlan da vardı. Bazı mühürler ayrıca murassa o!ur, gerek sap etrjfları, gerek arka kısımları hurda yakut, zümrüd. pırlanta gibi taşlarla süslenirdi. Renk rehk minelerle tezyin edilmiş mühürler dt yapılırdj. Mühürlerin bir kısmı da yüzük halinde kuUanılırdı. Akik ve diğer taşlara yazılnaıj bu mübürler birer sade halka ile erkek ve kadın parmaklannda hetn süsleme vazifesini görür, hem de işe yarardı. Eski devirlerde ij lahibleri mühürlerinl yanlannda'teştrlardı. Bu münasebetle mühürlere mahsuı örmeden, kıymetli kumajlardan, madeni tellerden keseler yapılırdı. Mühürcülük tanatı gerek şcki! itibarile, gerekse hat ve kazı bakımından gittikçe inkişaf etmif, İsUnbuldi raeşhur kuyumcular ve hakklklar saraya, devlet ricaline pek sanstktran* mühürler yapmışlardı. Rokoko ttslubunuu mühür tezyinatma da girdiği 18 inci aaırda mühürlerin imâliyesi alü kurus, hâkkâkiyesi 8 ilâ 15 kuruş: yazma üstadiyesi 5 kurujtu. Kuyumcu üstadiyesi olarak da 15 kuruı ödenirdi. Daha sonraları ise 1754 yıllarmda altın bir mührtin 50, zümrüd bir mührün 100 kuruşa hâkkedildiği de vesikalardan öğrenilmektedir. ( TARİH VE SÂNÂT ) Y. Şehsüvaroğlo MASUM KATİL Londranın İlkbahar Şapkaları Londra fapkacıları. bu mevslm tapkalar mdt haııra büyük yer vermekte ve aynı samanda, japkanın dısında da bazı ıllaveler , yapmaktadırlar. Yukandaki resimde görülen sapka cok beğenilmijtir. Bunun ıdı (Tonga I) dir. AAge Thaarrup adındaki şapkacı, bu cTonga» lerisinin devam ettirileceğini b ildirmistir. Yukandaki japkanın üst kıstnt »atende ndir. Her iki kulafcı da sapka ile asorti c'çekler kapatmaktadır. «Cumhurivet» in Edebi Tefrikası:j SÂRAYLARIN AŞK ILÂHESÎ , DESIRfiE Ceviren: V«ılı<iet GÜLTIKİN Yazan: Annemsne SELJKKO Dün ilk defa öpüştüm... Gsne diin ablam nişanlandı. Bu iki hâdise bir bakıma birbirine bağlı rTnpoieone fl* ben de arkadan. Ko «Pekl ama, dfln eece afabevi generale bakıyordu. Joseph'in oraMühürler manzum veya hikernt nuşacak mevzu bulmak için kafa niz abUmı daha görmemişti ki,» da bulunducaın ın faıkında bile deibareleri ihtiva ettikleri gibi sade mm içini kurcalayıp duruyordum. dedim. ğilmiş gibiydi. isim olarak da kazılırdı. 19 uncu Üzerinö'e iyl bir lntıba bırakmak O zaman hafifçe kol!mdan tuttu. Ablamla ben herren, saçlarımızı asrın ikinci yansından itibaren sadigriyordum çünkfl. Fakat o 8yle de Eli koluma değince baştan a|ağı düzeltmeğe, odamıza ürladık. nâzamlann zat mühürleri (Esseyyid rio bir düşüneeye dalmışb M hiç bir ürperdim. Yava» yavaj yolumu «Çok şükiir, annemin de, ağabir jey konuşmadan gldişimizin za devam ettik. Öyle içten bir sa beyimin de çok hoşuna gittiler,» Mehmed Emin Ali). (Mehmed Rüştü), (Mehmed Fuad), (Esseyyid farkmda değilmi? gibiydi. Sonra, mimiyetle konusuyordu ki sankl dcdi. Ahmed Vefik), (Mehmed Said ibni öyle de yavaf yürüyordu ki Snde kırk yıllık ahbabdık. Ben de: «Sana bir haberim var,» Namık), (Mehmed Kâmil ibni Sakiler bizden bir hayli uzaklaştılar. «Naaıl tamçtığının Joseph an dedim. cJoseph Buonrrarte evlen lih), (Halil Rifat ibni İbrahim), (İb İçimden: «Mahsus geri kalıyor galattı bana. «Hali vakti yerinde bir me teklif edecekmiş sana. Başlıca rshim Hakkı ibni Retnr.i), (Ahnıed Hba» demeğe başladım. ailenin kıa» dedl. Babanız öirnü?, sebeb...» sözümü tamamlayamıyaBirdenbire: «Aeabevimle ablanız fakat «ir« T» ablanıra epey varlık rak durdum. Kalbim küt, küt atı Tevfik ibni İtraail Hakkı) diye yane raman evlenecekler dersiniz?» bıraktığı aubakkak. Bizim afl« çok yordu, Nihayet cümlemin arkasına zıbnısh. 1626 da Budin Valisi olan Murdiy» sordu. getirebild. im: «Başlıca sebeb de, fakirdir.» taza Paşanm mührü: psran.» Önce, yanlıj snladım, rannettim. (Sizln de kızkardeşlerlnta r»r, Seddi îslâmın sipchsalan Hakkın Julie: «Böyle bir çeyi nasıl sSy, Şajkın saşkın yüzüne baktım. Kı degll ml?» djye sordum. bendesi liyebilivorsun bana!a diye havkırdı. rardığımı da hissediyordum. Joseph'in »öylediklerini babrlaMurfaza Paşayun oldur han Mu «Evet, ne zaman evlenecek mıştım. «Senin jasır.da kızkardeşle Yüzünden slev fışkınyordu. Sonra, raâ efkendesi siyah ksdifeden küçük küçük iki ler?» diye tekrar «ordu. «Yakmda rim var» demiş'i. fiyongayı saçlanna takarken: «Ken diye kaalıımtt. lnsallah.» Napoleone: «Evet. Üç erkek kar disi de arılattı bana,» dedi. «Ailesi eEvet n s ı . ı (Bye kekeledim. deşimle üç kız karâe^im daha var» çok fakirmiş, az bir maajı varmış, «daha yeni taıuytılar. Sorrr» bilmi«•Annetnizi ve kardeşlenmizi geçin annesin«, çocuklara yardım etmek yoruı ki...» dirmek J«seph'!e bana düşüyor. zorundaymı?, hali, vakti yerinde ol ıTam birb!rlerin!n dengl,» de AnBemin ufak bir maaşı var, Kor mıyan bir kızı alamazmış. Bence «Ö. »Siz de bunu biliyorsunuz ya.» sikadan kaçıp jeldiei için, gadre çok asi! ruhlu bir adam ki...» Julie tBen ml?» dedim ve gSzleri uğraraış bir vatmdaş >larak kabul burada birdenbire: «Eugenie!» diye ml açarak yöröne baktım. ettiler. Fakat o maa; evüı kirasına havkırdı, «bırak benim alh&ımı!» «Ne olur, bakma Syle!» dedl. bile yetifmiyor. Fransada herşey ne «Sana evlenmek istediğini »öy öyle bozulmuştum ki gözlerimi kadar paha'ı, siz bihnezsinlz, Mad ledi mi?» Bnüme iğdim. Yava» yava» kırma mazel Eugenie.» «Onu da nereden çıkanyorğa da başianuştım. Kolurau elinden çekefek: «Demek sun! Sadece oradan, buradan ttoO «rar etH: ağabeyiniz ablamla sırf parası için nuştuk, kardeferini anlatü.» ıPekl ama, siz d«?İHl miydlnlz evlenmek istiyor?» dedim. Beraber yemek salonuna inerken, dün gece» ablam JosepMe evlense Sakin görüıımeğe çalışıyordum Julie kolunu boynuma doladı, yanane iyl olur!» diye düşünen? Zaten, ama. ağrıma gitmişti, sesim nefret ğını yanağıma dayadı. Atef gibi yaHanuB kızlann umumiyetle baş le titremişti. nıyordu. Yanağımdan öperek, kulagöı edildiklerl bir jraşa gelmif bu «A, aşkolsun, Madmazel Eu ğıma dcğru fısıldadı: lunuyor.» «Bilmera neden, öyle mesudum g^nie!» dedi. «Bence ablanız pek «Öyle bir şer dnşflnmecrrm cana yakm bir taze. Çok İyi kalo ki! ben, generalim!» dedim. li, çok alçak gönüllü. Harikulâde İçimden: «Âşık oldu muhakkak!» O zaman içimde bir his tryendı: güzel gözleri var... Joseph'in çok dedim. öhiir yüzük Bir bakıma ablamı ınüşkü] mevkie hoşuna gidiyor, buna eminim. Pek Bana gelince; ben gayet sakindim sokmuştum. Artık Napoleane'ye mesud olacaklar.» Fakat kalbimde de tuhaf bir sıkmtı değil, kendime kızıyordum. Konuşacaklanmızı bitirmişiz gibi. vardı hani yani. Kendi kendime: Yürürken yürürken birdenyre hızlı hızlı yürümeŞe başladı. «Najoleone!» diyordum. «ne de durdu, karşıma dikildi. Benden bir »Bu söyledikleririzi ablama acayib isim!a Demek insan böyle baş uzund'j ve karşısında boyuna söylerim bakm.» dedim. olurmuş birini sevince! yaklaşmak için ayaklarının ueuna «Tabiî.» dedi. «Onun için hep*** kalkmak zonmda kalmadığı birini sinl anlattım 7aten. Evet, söyleyin Bu dediğim. iki ay oluyor. bulduğu için memnun gibi bir hali ki Joseph'in yakmda ona evlenme Dün ilk defa öpüştüm... Gene vardı. teklif edeceğinden haHeri olsun.^ dün. ablam nişanlandı. Bu iki hâHava kararmağa baslamıştı. 3aOlur şey değildi' İçimden: «Hiç 150. Hrahk bir hesabla har akşammm alaca Karanhğı bizi ırtanması yok» ciyordum. Ağabeyi dise bir bakıma birbiıine bağlı, çün kü Julie ile Joseph kameıiyede otuablamla Joseph'ten ayırmak iizere min «Korsikah maceraperestler!» bir perde gibi iniyordu. Napolecrae diye burun bükmesi gözümün 5nü rurlarken biz de, Napoleone ile, bah çenin nihayetindeki çitin yanındn un jrözu o kadar yakımmdaydı ki ne geldi. duruyorduk, onlan rahatsız etmehSlâ çözlerini görebiiiyord'um: Bu Sofuk bir tavırla: 'Bir şey soraca mek için. Annem bana boyuna tenEözler panl panl yanıyordu .. Ve adedlik A L T I N tkramiyelerini ğım.» dedim. »Af'Ebeyinizin evlen bıh ediyordu: Julie ile Joseph akİçimden: «Şaşılacak şey: Demek ermesile siz niçin bu kadar alâkadar şamlan bahçeye çıktıkları vakit ben keklerde de uzun kirpik olurmuş!» oluyorsunuz?» de yanlanndan ayrıbnjyacaktıro, ndiyordum. «$şş! Bağırmayın!» dedi. cSiz ra Julie iyı bir ailenin kırı idi. «Benden hic bir sey gizleme de takdir edersiniz ki. Madmazel Her 150. liraya bir İki kardeş bize ilk geldikleri günyin. Madrnazel Euaenie.» dedi. Eugenie, İtaJya eçphesinde başkoişürak hakkı «Genc kızların kalbinden geçenle nuıtanlık vazifee^ıi iizerime alma den sonra hemen hemen hergün geverilir. ri okumasrnı ben çok iyi bi'irim. dan, bizimkilerin burada rahatta ol lip gitmeğe başladjlar. Etiennc'in Zaten dün gece bana Joseph söy duklannı görmek isterim Joseph marifeti. Kim derdi! İnsanlar hiç ledi: Siz onu ablanızla tanıştınna emir altında bir roemıır olarak ça belli olmuyor. "Hep o çağırıyordu. ğa söz vermişsiniz. Ablanızm çok hşmaktan kurtulscak olursa, hayat Genc seneralle konuşmsğa dovamıFÜzel olduSıınu da sövlemişsiniz. ta pekilâ muvaffak olabilir. Çünkü yor. Kimi insan vardır, herkese muYani yalan atmjşsımz... Yalan söy sevahat adamı ve B'yasî bir mulıar vaffakıyet derecesine eöre değ«r Sermayesi: 200.000.060 TL. i lemenizde herhalde bir sebeb var rir olarak edindiği bir hayli tecrü verir. Etienne de onlardan. Dc kardeşin Korsjka muhactri olduğtmu dı.» besi var. ttalyada ilk zaferlerimi elrefaha' söylediğim zaman. adlarmı bile anCevab olarak: oYürüyelim» de de eder etmez tizimkileri , $ ! mak istememiş. «maceraperestler!» a e dim. «Ölekiler kameriyeye girmiş kpiTiıştururüm.» durd'i. S leıdir bile» vam etti: «H2m de, inanm bana, denaişti. Ama Joseph bir gün arahk Aîçak sesle: «Ablamza ağabeyim madmazel, gayet büyük bir refaha.» ayının «Resmî Gazete» sinden kesilmiş bir parçayı gösterince Etienne le evlenmeden cnce onu daha iyi Kameriyeve gelmiştik. ÜfikMdar Paşaiimanı caddesi üzerinde, bir tarafı hhtmu Julfe: «Nerede kaldmız, gene j Napoleone'ye deli oldu. Gazetede tanıması için ftrsat versefe otaıaz ınevcud deniz, bir tarafı yol olan tam kârgir 556 aoetrekarelik mı?» diye sordu. ral?» diye sordu. «Sizi bekleyip du onuu Tuğgeoeıal rütbesine terfı etdepo kirchktır. 22897 uum?ray« rcüracaat. tigi yazılıydı. Sesinde öyle tath bir eda vardı nryoruz.ı» Arkan var Fakat onun da, Joseph'in de bizi ki âdeta... evet. âcîeta okşar gibi idi. Şivesi ağabeyisinkinden daha unuttukları belli idi. Küçük bir sıPKUf MMBUSIJN MACBBMJUOt raya dîzdize oturmuşlardı, halbukl KL ysbancıya çaln'ordu. orada bir alay sandalye vardı. ZaGayet basit btr şeyden babsedijrormuş sibi: «Josepb biı^ıdan ab ten, elele de tutuşrrruşlsrdı. Alaca lamza evlenme teklif ec'ecek» dedi. kaTanlikta biz görmeyiz janıyorlarArtık iyiden iyiye karanbk bas dı herhalde. Hep becaber «ve döndük. iki karmıştı, yüzünü hayal meyal göriiyordum. Fakat gülümsediğinin îar deş gitmeğe kalktflar. Kticnne hemen atıldı: kındaydım. «General ve Joseph BuonaHayretle: «Ne biliyojsunuz?» diparte TWtandaşlaa yemeğe kalnlarye gordum. sa annem de. bsn Ae pek memmm «Dün eeoe konuştaki) ıjedi. Aralannda bu meselevi konuş oluruz.o dedi. «Ne zamandır ben bu malan lanki dünyanm en tsbiî şeyi LnfLor boş bir sohbet fırsatıru bulaiınif gibi bir halle söyltmisti bunu. mamıştım.» Daj 1705 te Temaxvar muhahzı Ali hürlerden bir tanesinl MÇCT v« y«Paşarun resmî mührü üzerinde tâ zılacak yazjyı da soylerdi. lik hatla: Bu şekilde ısmarlanan mühür 1705 te Temaşvsr muhafızı Ali şöyle hâkkedüirdi. Evvelâ mühür cümlesi ve altında sülüsle (Vema kabza ismi verilen rnengeney* tevfiki İİU billâhi..) âyeti bulunu kıstırıhr, eğe ile tesviyesi icra eyordu. dildikten sonra mühürün üzerine Sadrıâzam Nevîehirli İbrahim Pa ezilmiş üstübeç soldan «ağa tılâ şarun bir buçuk »antımetr» nısıf edilir ve kurşun kalemle istenjlen kutrunda olan mührü üzerinde reeim ve yazı yazıhr, sonra reslm, (Bendei Râhim İbrahim) ibaresi o resimkun tâbir edilen ve kesmiyen kunmaktadır. j madent eelik sivrisi ile yazınuı ve 1815 yılından sonra ölen Erzurum ! resmin üstünden yürütülür ve bu valiliği ve Şark Seraskerliği hiz j suretle tesbit edilir ve ameliyeyi metlerinde bulunmuş olan Mehmed ! müteakıb dörtköşe alaturka dört Emüı Paşanın mühründe iae: numara çelik kuiemle hâkkâ başÇiinki Besul ianine ismim karin lanılır, hâk bittikten sonra sıfır nuKorkma kıyamette MehnMd Enıin mara cezb eğesi ile tesviyesi yaibareleri yazılıdır. pılır. Yeniden tashihe lüzum görüVakanüvis Suphi Mehmed Eien len noktalara dört numara kalemdinin (1156 1743) tarihli Huih le dokunularak hâk ikmal •dilirdl.) ründe: (6). Her şanü kadrö td ola Hakkâk tanatkârlar tezgâhlarının Suphi Mehenunedin bajmda, müricaat Bahibltrinin ha! ve alay beylerinden Ebubeki:in ve şaniarına göre mühürler kazma(1223 1808) tarihli mühründe: da üstad idiler. Bir sipahi bir gün cami önündeki bir hâkkâka müraCenabin bagına bir mürgzarım Ebubekirim muhibbi çarjannı beyti kazılıdır. Osrr.anlı devleti hizmetinde bulunsn gayrimüslimler de Arab harflerile mühürler yaptırırlar, bazan mühürlerini manzum olarak da kazrlırırlardı. Buğdan Voyvodasınm kar deçi Yanaki 1817 tarihinde: Dühake bir çerağ olsun Yanakl. diye bir mühür yazdırtmıştı (2). Mühür kazıcıları arasında me»hur olanlar ve kaıdıkları mühürlere imzalarını koyanlar arasında 1716 tarilıü bir vesikada Yümni ve İrhn isimlerine rastlanmaktadır (3). I. Abdülhamid devrinde saraya mühürler ka7.an hakkâklardan biri de Izzettir (4). II. Mahmud devrinin. hakkâkları arasında Muhyi, Meyli isimli sanatkârlar vardır. Azmi, Fennî, Mecdî, Rüştü, Resmî, Abdülmecid ve lt. asra aid bir mühür (sap tezyinat j gwrtibnektedir> Abdülaziz devirlerinin nadir hakkâk ları arasındadır. caat ederek bir mühür kazdınnak II. Abdülhamid devrinde şöhr«t arzusunda bulunmus, fakat bir türkendısini yapmıj ve V. Mehmed Reşad ı» lü ismini söylemiyerek manında ulmüj olan Benderyan her yükeekten gösterip hayatıni anlttnevi lert taşlar Ü2erine gayet «an mış; ben denuj, çok tamın Mediatkârane ve pahalı bir hâk nede kaldım. Mısırda kadıhk ettim, kâkti. Meşhur yazı levhalarını, â meşhur Şeyh Firuı Efendiye intiyetleri küçük taşlar üzerine aynen sabım vardtr. İsmim Ahmeddir, bageçirmekte mahirdi. Osmanh sara bama meşhur âmâ Hızır derlerdl. yına, devrin meşhur şahıslarma ve Hakkâk, sen merak etme, n«zenginlere bir çok mühürler kaz mazdin sonra mührünü felır alımn, mışbr (5). demiş ve adamcağız geldigi vakit Benderyanın muasırlarmdan Yüm eline ?u mührü tutuşturmus: nü de usta hâkkfiklarımızdandı. Mü Kshi sakin filmedine kalıl Naib hürlerin nasıl yapıldıklannı son filmJsir. hâkkfiklardan Mu«taf» . Yümnü Müntcscb FİTUT, Efendi Ahmed şöyle anlatmaktadir: (Her mühüribni Kör Hizır (7). cünün bir mühür cüz"ü vardır. Bulklnci Meçrutiyetin ilânından son nun için de mühürcünün yapnuş ol ra resmî vesikalardaki mühürler duğu mühürlerin basıbnuş birer nü bir müddet daha devam etmiş ve munesi bulunur. Mü§teri bu mü sonra mührün yerini yav&f yavaj imza almıştı. (1) Topkapı sarayında meveud möhürler arasmda bir de iri inci üzerine kazılmıg olanı vardır. (2) Bakmız, İsmail Hakkı Uzunçarşı!ı, (Osmanlı devleti zîtnanmda kullanılmış olan bazı mühürler hak kmda bir tetkik) Belleten cild 4, sayı 16. (3) Bu devir vesikalarında altın mühür, topaç mühür gibi mühür nevileri arasında Yümnünün kazdık larınm da (Yümni mühür) diye anıldıfı görülmektedir. (4) I. Abdülhamidin txz.ct tarafından kazılmış bir mührü Topkapı saraymdaki mühür koleksiyonu »"asındadır. (5) Nureddin Yatmanm notlanndan. (6) Zarif orgun, tuğralar, mühürler ve P! yazıları. (7) Nureddin Rüstü Bingül, Eski Esprler ArtBİklopedisl. Fakat bütün «rastırmalara raâmen Joe'nln cesedl bulunamıyordu. Evvelâ katillerin kızın vücudünü yaktıkları sanıldı. Ama kemikleri de bulunamadı. Hem mademkl Nikola itirafta bulunmugtu, cesedi yakjnıs olduklarırn ne diye saklamıs olabilirlerdi? Ona bakılırsa hizmetci daha ölmeden çiftlik karıısındaki bataklığa atümıstı, Üç rün uğraşıldı, nihayet... , «... Nikola: «Her şeyl oldufiu glbl ltlraf edecejfan, dedi. Cesedi naklettiğimizin ertesl günü bataklık taraiına giderek kırılmıg olan bir parmaklıgı tamlr etmek iftedim. Direkleri düzelttikten sonra cesedin hâlâ orada olup olmadığını anlamak istedim ve bataklıgı uzun bir sona Ue kan;tırdım. Cesed orada İdi. Üzerinl otlar kaplımıjtı. Mademki öyledir nasıl oluyor da bir türlü bulunamıyor?Ne büeyim? On beş gün sonra tekrar dönüp kızın cesedlni görmeyince Jil'e ne olduğunu sordum. O da cevaben: «Sana ne?..» dedi. Bunun üzerine ısrar eimedim. Cesedin benlm arazide olmaması daha isabetti. Peki »m« amcanız ne diye ölüyü başka yere nakletmiş olabilir! Joe'den nefret ediyordu. Aralarında münakaşa bile cereyan rtmisti. Amcam kıza hep pic derdi. O da «hapisane kaçkını olmaktansa piç olmayı tereih ettiğini soylerdi...» 500 ALTIN 10 MART 954 Tarihine Kadar 300 f 100 50+50 Nikola katil hfidisesi hakkında bir sürü tafaüât daha verdi: fAmcam olmas* idi belki de Joe'yi kurtarabillrdim. Bataklığa sürüklenirken zavallı boyuna çabalıyordu. Bunun üzerine amcam yerden büyük bir taş alarak kızın [ kafasına indirdi. Kız artık çabalamaz oldu. O zaman suya attık...» A dam böyleee hâdiseyi gayet açıkça anlatıyordu. I Şüpheye yer kalmamıştı. A/ncaıuh da bir aklı haçma gelseydi. o da konuşturulacak ve cesedin nerede olduğu anlaşılacaktı. f Arkası var) )« SÜMERBANK DEPO Turkiyede nesri hakkı yahm ga*etenıâe aa<kİir. r I Dr. İHŞAN SAMÎ ve eski jgSğüs nezlelerile her cint öksürük ve nefe$ darlıtıaın en tesirli ilâcıdır. Herkes kullanabiir. İslanbul Oivanvolu 113 Haftadaıt Haffaya (Üçüncü sahifeden devom) i de beğeae heğeae Asun Usa tam numara vermişti. Maksadım bu y£$lanınızdan sonra tekrar müsabakaya girmek çocuklaşmasına karar vermek değildir. Fakat o nesîl biri beğenmiyor, tutmuyor. bae hiç olmazsa: Aierin!. Bile demiyor, bunu böyleçs bilmek gerefctir. Arada bir, gene jazarlannus, b«MI gelirler, bir takun acadb «ualler •orariar: Kadın mı güzel, «rkek mi? En çok beğeadiğin yazar? Falan filân, efeaeki pöateki geyler.., FabaJİsoya hudud mu <var? Biri de gidip Mahınutl Kemal Beye ve onun nesline: Sizdan sofiı«küerin içinde ea çok beğeair gj'öı olduğuuuz kimdir? Neden öyle beğenir Haleti'nin bir gazeüni hatırltyo.rsunuz da, şimdikilerden hatırlar gibi olduğunuz hangi bahtiyardırt Diye musallat olurcasma söyletaeler muhakkak bilmediğimiz şeyler oğ**ftirdik. Ş« genc anketçiler bana bile geiseterdd, yenilerden kimi tutuyorsıan? deseydiler, ben de: Yazık oldu Süleyman efend}y« .. yi çiir eanan fimdikilerden biç birâri... Derdim. Üj nesil, fakat üçü de, birbirhıden ne kadar uzak. KİRALIK I Öksurük Şurubu | Yarftk Bir Sinema İçin satılık veya kiralık sinema makinesi, koltuk, sandalye ve yeni veya müstamel oluklu «aç aranıyor. Müracaafc Telefon: 52568 i
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear