26 Haziran 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
6 Tenunuz 1952 Basdöndürücü bir manzara Vaktilt bir şair, insanın yerden ayağı kesilince kendisini şaşıracağını söylemisti. Zira, şaire göre, biz yeryüzünde yaşamağa alışmışızdır ve görüşleriraiı zihnimizd* mı zaviyeden yerleşmiştir; bunun dışına çıkınca, aydınlıktan karanlığa giren veya karaniıktan aydınhğa çıkan bir kirase gibi, başımız döner, gözümüz karanr. Şair sözü bir bakıma «yalan» olduğuna göre, bu sözleri pek ciddiye alamayız, fakat içinde biraz da hakikat olsa gerek. Meselâ, ?u resme bakınca, başınız döner gibi olmuyor mu? Bu, bir şehir manzarasıdır. Dikkat ederseniz görürsünüz ki binalar, merkezden muhite doğru devrilmekte ve yana doğru kaçmaktadır. Bu resim, New York'ta cfunyanııı en yüksek binası olan Empire State Building'tn tepesindeki radyo antenine konulan bir fotoğrai makinesile ahnmıştır. Ortadan sola doğru düşen gölge, binanm gölgesidir. Bu resmin en büyük hususiyeti tayyarelerden alınan kuşbakışı resimlere benzemeyişidir. Zira bu fotografta binalann yalnız tepesi görünmüyor, evler bir merkez etrafmda toplanıyor ki bu da manzaraya daha basdöndürücü bir şekil veriyor. Kadınlar cildlerini değiştiriyorlar Okumayı kolaylaştıran yeni icad gözlük Eski masallardan birinden kalma: «Yüz kasab yüz, güzellik için!» diye bir söz vardır: Kadınların, güzel olmak için, derilerini yüzdürmeyi bile göze alacaklarını anlatan bu söz, o vakitler yalnız masal ve nükte çerçevesi içinde geçerdi. Bugün ise, hakikat olmuştur ve güzelleşmek İçin derilerini yüzdürüp yerine yenilerini koyduran kadınlar, bunu pek tabiî bir tuvalet ameliyesi olarak kabul etmektedirler. Ameliyatlardan sonra hasıl olan yara izlerini gidermek için yapılan yeni deri ilâvesi, tıbbın her zaman tatbik ettiği bir usuldür. Fakat bu usule ameliyathaneler dışında şündiye kadar pek rağbet edilmemiş ve zaruret olmadıkça kimse derisini yenilemek ihtiyacını duymamışü. Belki, güzellik uğruna türlü eziyetlere girmekten ve ter dökmekten bile çekinmiyen kadınlann akbna derilerini değiştirmek gene gel miyecekti, fakat işini bilir bir Amerikalı, bu usulü hastanelerin dısına çıkarmayı düşünmüs ve New York'U bir ameliyathane »çmıştır. cDerlsini yüzdürmek» tabirini Avusturyalı artist Ver» Molner, yüzünün cildini yenileştirdikten »onra beğenmiyenler olursa diye, Amerikah doktor bu işe başka bir ad takmış: «cildi tazelemek» tabirini kullanıyor. İhtimal hiç bir kadın cderisini yüzdürme» ye tesebbüj etmezdi, fakat «cildi yeniieme» tabiri herkesi cezbedecek mahiyettedir. Güzellik mütehassısı doktor, deriyi yüzerken bıçak veya makas kullanmıyor. Onun bu işte kullandığı, bazı kimyevî maddelerdir. Buruşuk, pörsük, renksiz, çilli veya çiçekbozuğu cildinden memnun olGöze takılan menşurlar sayesind* UtabdaM yazılaı, resimde mayıp bunu ntazelemek» istiyen görüldüğü pibi, göz hizastna gebnektedif. kadınlann cildleri evvelâ bu kimyeYattığı yerde kitab okumak isti sındm görerek kitabınm rahatça o vî maddelerle eritiliyor. Bu eritilme işi, derinin ancak üst tabakayenlerin şikâyet ettikleri bir çey kuyorsunuz. vardır: Kitabı göz hizasında tutfl Bu icad şimdi Amerikada bir çok smda vuku bulmakta ve cild sigatuta eller yorulur ve bu keyifli o müşteri bulmuştur. Günün yorucu ra kâğıdı gibi incelmektedir. kuma bir azab halini alır. meşgalelerinden sonra uzanıp dinBu ameliyeden sonra yatağa yaİşte, bir Amerikalı, bunun çare lenmek ne kadar büyük bir ihtiyac tan «hasta», tedavi devresine girisa, kitab ve gazete okumak da o yor. Bu müddet zarfında gene kimsini bulmuştur. Resimde görüldüderece vazgeçilmez bir ihtiyac ve yevî maddelerle ve deriyi besliyeğü gibi, kitabı kucağınızda tutuyorahşkanlıktır. Yatbğınız yerde yo cek vitaminlerle yapılan tedavi sosunuz ve gözünüze menşurlu bir rulmadan ve vücudünüzün tama ' nunda. eski zajaf deri yavaş yavaş gözlük takıyorsunuz. Satırlar kitab mile serbest kalarak dinlenmesine kuvvetleniyor ve üzerine, istenildan evvelâ bu menşurlara aksedi imkân veren bu icad, bundan do ! diği şekilde güzel, parlak, buruyor, sonra oradan gözünüze geli layı, pek büyük bir memnuniyetle şuksuz ve pürüzsüz yeni bir cild yor ve siz satırlan gözünüzün hiza i karşılanmıştır. tabakası geliyor. Eskiden yalnız ameliyathanelerde tatbik edilea cildi yeniieme i$i jimdl giizellik müesseselerinde de tatbik edilmektedir. Çocuğun hayatında dikkat edilecek en nazik çağ Bahçe işıeıüe uğrasanlar bılirler: DiKtiğiniz bir ağaç, bir müddet, kendi kuvvetile hayatma devam eder: Yeşerir, hattâ çiçek açar. Fakat eğer toprağa kök salmanuş, yani tutmamışsa, 20 hazirandan sonra sararmağa başlar. Çocuk da böyledir: Eğer dünyaya giiibüz bir şekilde gelmişse, bir müddet, bu kuvvetle, gelişmesine aevam eder. Fakat, bir buçuk yaşından sonra, beslenme şartlanna, muhitinin tesirlerine göre bdyümeğe haşlar. Çocuğun bu çağı, gerek becien, gerek ruh itibanle en naZxx devresidir. Bir buçuk yaşındaki bir çocuk aruk iyiden iyiye yürür, hattâ koşar ve nadir düşer. Onda şimdi bir j tecessüs başiamıştır: Odaları dolaşır, önüne gelea şeyi çeker, kitabların sahıfelerini kanştınr, resim | lere bakar. Gördüğü şeylerin bildiği kadar adını söyler ve parmağüe gösterir. Büyükierin hareketlerini, hattâ seslerini, meselâ bağırmalarını, başka çocuklann ağlamalaunı taklid eder. Sağhk dururnunda da mühım bir ir.tikal devresi başiamıştır: Dişlerını tamamlamakla meşgul olduğu içın, bunun tepkisi olarak, iştihası kesıiir, ancak öğle yemeklerıni iyi yer. Bunda da büyükleri taklid temayülünde olduğu için, çatah, kaşığı kendi tutarak yemek, suyu kendi eliie içmek ister. du yaştaki çocuğu erken yatırmalıdır, çünkü dünya ile aıtık alâkası arttığı için sabahleyin ışığa veya gürültüye uyamr. 0nun için, akşamlan en ge; sekizde yatırmalıdır. Bir buçuk yaşmdaki çocuğur hislerinde de büyük bir gelişme gönilür. Her şeyi içten gelen bir heyecanla karşılayışı vardır. Başka çocuklara ve hayvanlara karşı sert davranmağa başlar. Yakmlarına daha büyük alâka gösterir ve annesine daha fazla düşer, onun bir yere gittiğini görünce ağlar. Gürültü çıkaran makinelerden korkar. Geceleri ufak bir gürültüye uyanır. Bu yaştaki çocuğun cinsî temayülleri de belirmeğe başlamıştır. Kızlar bebekle oynamayı severler, oğlanlar ise oyuncak atlarına binmekten ve «deh deh» oynamaktan hoşlanırlar. Fakat, gerek kız, gerek cğlan çocuklar durgun oyunları sevmezler. Içi içine sığmaz bir haldedirler ve yerlerinde duramaziar. Yüksek yerlere tırmanmak. bir şeyi bir yerden alıp başka yere götürmek isterler. Sesli oyuncaklardan ziyade hareket edici oyuncaklan severler. Bir buçuk yaşındaki çocuklarda gurur hissi de teşekkül etmeğe başiamıştır. Paylarsanız, azariarsanız ağlar. Eline aldığı bir şeyle oynamasına mâni olursa onu derhal yere atar ve kcşa koşa bir köşeye gidip arkasım döner, ağlamağa başlar. Intizam hissi de teşekkül etraeğe başiamıştır. Aldığı şeyi yerine götürüp bırakmasını bıiir. * * * Çocuğua rju çağdaki beden ve ruh gelişmesini gozönünde tutarak cna göre hareket etmek lâzımdır. Meselâ, iştahı az olduğuııa göre, daima değişik yıyecekler vermeğe bakmalıdır. Günlerce arka arkaya aynı yemeklerden yemiyeceğine sjore. meselâ üç muhteiif yemeği birer gün ara ile vermelidir. Bazı anneler çocuğun yemek seçme huyu edinrnesinden korkarak, onun ıstemeriiklerini de «aiışsın» diye zorla vermsğe kaıkariar. Bu ise çocugu o yıyecekleıden büsbütün soğutur ve istej'e is'.eye yemeciği içın az y'yeceg'nden, kâfi derecede gıda al'naz. .xynı dikkati çocuğun sağlığı kadar ruhî durumu bahsinde de gostermek lâzımdır. Bu yaşfaki bir çocuğu lüzumsuz yere paylamamaiıöır. Aksi takdirde ner s tye ağiayun, suıirli bir hal alır '<i ileride cie bu ' hrvundan kurtaia'rıaz. J u çağı büyük bir aikkat •• ih , •e tirrıam altında, iyi ve sağiam bir i ist.kamete doğru yöneltiletek geçıren çocuk, ondan sonraki yıiıarında daha az bir ihtimamia fevlişmeye istidad kazannuş olur. Bedeni kadar ruhu da sağiam yetişmış ve kendi kendıne oyunlar :cad etmek kabiliyeti kazanmıştır. üeride kendilerini üzmek, çocuklarunı hırpalanıak istemiyen ana ba"=ıiar, yav ruıarmın bu nazik çağında fedakârlıktan kaçınmamahdırlar. >• Meşhur sinema artisti Maureen O'Hara film çevirirken yüzündea jaralanmi}, fakat yeni cild değiştirme nsnlile yiiztind* hiç bir iz kalmamıştiT. öi 'T**^ ~.zT"" UÇKULAKtr ADAMI ! ADINOA BtR. HİI9TÜ İKİ KÜLAĞINI DA TIKA0I6İ HAIDI MüKEMHEL İŞİTİR! BAŞININ ARKA5INDA BİR KURSUNUN AÇTIGİ DEUKTEN SESIER İÇKULAĞINA GEÇERİ * fff ) 1730 MtVSL BAARLEHERTOG HİNDİSTANDAN FRANSAYA 6ÖTÜRÜLEN .ÖLÜM OÖŞEĞİ 1880*deOL£N TriEOPHIL£CHABVOVfiE ADINDA BİR BRE2İLYA0A BüliiNA» ŞEHRİ BELÇİKA'YA WTTİR,FAKAT D'ORT JARAFIN? HOlANDA TOPRAKLARl ÇEVtRiR 8)R CİNS KURBAıŞA SIRTiNDAK! CÜKURLftRA \Jt?T'tprlnr\'t£l, • > < •%• YETrSTİRDİ6İ1O0 '100. YUMURTBDflN CtV!CtV PKAR1RI fîRANSIZ, VASİY£r#AM£$İW ÖLDüöÜ KARYOLAli ÖlDÜRDÜm.Rİ İt KAFAIAR/NI, ESRAR£NGİZ KENARlARtNfii YAZM/ŞTL VAS/KTNAMENİN ÜSULLE KüRUTUP,8İI? MAHK£M£DE OkUNMASl LAZIMGELD/6İ İÇfN YATAK TENİŞ rOPüKADftR AT S1RT/NDA 10 BİN mOM£TR£. KATEDEREK kÖÇÜLTÜRlERÎ HlND/STANÖAM FRANSAYA 60TVKİ/LMU5TUR: JJ/A//)/'t;TAA/jn>/ıA/ rDA/VSAYA M'TÎJ/?/// Mİİ^Tİîe t COPR. 1952, KING FEATURLS SVNU1CATE, Inc. WORLXl P.(GHTS'KESERVEl).
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear