01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET 2 Kasım A"' Haftanın Şakaları (Bu yazıyı okuyanlann, çeçen haftaki «Cumhuriyetv ilâvesmde çıkmış olan oBır Acaıb Macera» başlıkh şakayı gozden geçirmelen jaydalı olur.) IC YUZU! • • • • Yazan: Burhan Feleh reci hanım TerdL Hattft kocanıs mı laceğin fey... Benim izmire gıtdiye fordum. Onun gibi bir şey memle ne alâkası var. diyinc* tarar •tmedim. Ben d« bu Huseyıa Bey daha lazla ısrar etadrese raporu gönderdim. meüı. Karısının goıunae zeaıııı Kadın klmdl acaba?. bir hiddet ateşi çajuyorau. Hammefendi! Cidden hatırlaGece, ıkı tarai ıçm de ujkusuz mıyorum. Haürlasam da meslek ge^u... Ertesı gun avukat huse>ın sırn olarak saklamak zorundayım. Üeyı sordü ve Celüe Hanımın sozBaşka bir emrinii var mı? lerını naidettı. Biinaiîa Doşanma Celile Hanım çantasından para hakiunaaki sualıru manalı buiauçıkarmak hareketi yaparken dok ğunu soyledi. Hoseyıa Bey nınator yet bir de.rd ortagı olaraü buıuu Rica ederim. Bu parayı artık ğu avukata rapor hıkâyesıni aııavukata verirsiniz, diye bir de söz lattı. AvuKat, rluseyın iieyiiı busoyledi.. çıkülar... Celile Hanım hiç tun iokârlarına ragmen ı^m ıçinaa ağzını «çmadı.. Hüseyin Bey de bır bıt yenığı teveuhum eaıyorau. Gördün müT diye hafiften bir O gun Ceüe Hanıııun Cüıangıraeıu sual sordu ama o da fazla ileri gidemedi. yabıız ona bu oyunu kim apartımanmın ıkı nuaarasındaKi kıracıya teıefon etti. yaptı diye düşünüp duruyordu.. Alujde... Mal sahibini kuntuBirbirlerine tek lâf etmeden aynldılar. Celile Hanım eve döndü. ratı yenilemeye razı ettım... Artık teşeKıturler faıan... O akBaşı çatlıyor.. Hüseyin Bey işine gitti; endişe içinde bunun sonu ne şam avuKat aparümana gelaı. İKI reye varacak? Pek ileriye gitmek senelik. kunturat hazırıanaı. Kıraistemiyor. Erkeklik h?H bu! Belki cüar bırbırıne baiip sevmclerınufaktefek kaçamaklardan biridir. den guiuyorıardı. Avukat kuntuAma ne münasebet? İki çift lâf et ratları aiıp gıderken: menin böyle neticesi?.. Ah, ah.. bu Hazuın izmire gidiyor. Galiba bir oyun lâkin.. nasıl çözmeli.. Huseyın Beyden ayrıııyorıar. heAkşam avukat biraz erken geldi. yınce, kiracılaraa şafajt atü.. Hüseyin Bey de geç kaldı. Celile AaaaJ Vah vaiı... Yazık, deHanım avukata: dıler. Bırbirlennın yuzun» baku Beyefendi! Protesto meselesi lar. Avukat çıittı gitti... ne cevab verdiler mi? Erkek sordu; Evet.. biz evde oturacağız. Ço Ne olacak? cuğumuzu mektebe verdik. Peşin Bılmem... para ödedik. Siz bize kira mukave Bu kadarı da günah olur, lesi mucıbince bir av evvel haber değil mı?. vereydiniz.. falan.. saçma! Şimdi Ben naapiyim... Ruhi Ağabeikinci protesto ile... Buna lüzum yok beyefendi. y« soyle!... Ertesi gün Ruhi, Hüseyin Beyi Ne gibi? Vazgeçtim... aparümanı l«te ziyaret ediyor. Mulâkat pek tatü değil... Celile Hanım da mulâkamiyorum. tin ikinci kısmında hazır buiunu. Nedsn hammefendi? İzmire döneceğim. İstanbulun yor. Anlatılanları dinledıkten »onhavası yaramadı. Hergün başım ra Celile Hanım: ağrıyor; iştahım kesildi. Uykum Bunlar masal, beyefendi SU kaçtı. Hüseyin Beyin ahbabı mısınız? Siz bilirsiniz. O halde? Evet ama, soyle... Bizim yeğe. O halde kunturatı tecdid edln. nin mal sahibi diye... Bir sene iÇ'n mi? Mal sahibi o değil, benim. Ne kadar isterleree. Zaten fe Affedersiniı... Mal sahibinin na kiracı değiller.. zevci diye... Peki hanımefendi... Size bu hikâyeyi anlatsalar Sonra, sizden bir ricam daha inanır mısınız beyefendi! var. İnanırım.. Buyurun... Ben inanmam. Elde bu rapor, Bır boşanma işi ne kadar sü doktorun sözleri dururken... rer. Bana yarına kadar müsaaJe şaşırdı... edin. Size bu sözlerımin isba'ım Kimin boşanması? geüreceğim... Bır kadın kocasından boşanVe Ruhi o gün beni ziyaret etti. mak ısterse .. Bütun bu olan bitenleri anlattı» İşi bilir... On beş günde de İs senin sahidliğine kaldı .. ;ıkar, on beş ay da surer. Ta Hay Allah cezanızı versin. A« rafların şartlarına bağh .. yol, bu macera hâlâ bitmedi mi? Peki! Teşekkür ederim... Vallahl birader. Oyunun dozu Avukat endişeli endişeli çikar... biraz fazla kaçtı. Onu tamire uğraAz sonra Hüseyin Bey gelir . Ev şıyoruz. de ne gibi bir hava estiğini tasav Ne olacak? vur edersiniz. Tek kelimeli muha Oraya kadar gitsek... vere... Yoo! Ben o halü edemem. Doktora? Yemek yemiyecek miyiz? Ona da gidemem... İstiyorsanız yiyelim. Benim Ya ne haltedersin? iştahım yok. Sorarlarsa böyle blr 0yun« Yemekte birer lokmadan sonra bilmiyerek âlet olduğumu anlaükalktılar. Hüseyin Bey sordu: rım... Avukat Keldi mi? Geldi. Önce telefonla sordular... Kısaca Ne oldu? Kunturatı tecdid etmesini anlattım. Gazinoya çağırdılar. Bir orada anlattım... Nihayet Ruhi, söyledim. yeğenleri, Ceille Hanım ve kocası.. Anlamadım. (Teker teker konuşarak) kun .kiralanan apartımanda bir akşam turatı... tecdid .. etmesini... söyle toplantısı yaptılar. Orada benimle doktora giden kadını tanıyarak işin dim. en günahkâr, fakat en masum ve Güzeel .. Evet .. İzmire döneceğim. İs gafil şahidi sıfatile hâdiseyi anlat tım .. Gülüştüler .. Kiracılar memtanbulun havası yaramadı. ... Pekâlâ .. Eemek ben de nun... Celile Hanım.. memnun.. Hüseyin Bey acı tatlı... Ama o da yazıhaneyi kapatayım .. ... Sen bilirsin .. O senin bL memnun. Birbirimizden ayrıldık... Birkaç bezik masası. Güzel gü Dediklerini işittim... Pek salel hanımlar. Şık şık beyler.. lâ mimî konuşuyordu... vanta ve sigara dumarundan kanşık Evet!. bir koku. Arada bir kapanan mar Neden o?. közlerin çıtırtıları. . Bilir miyim? Hay Allah cezasını versin.. O doktor lâfı nedir?. kaltak... Anlamadım... Kim o?... Ya?.. Şu maçakızı yok mu. Üçüncü Aman Celo; sen de böyle maçakızı .. Bak kime gitti? şeylere inanırsm! Kim bilir hangi Onu sever de ondan. muzibin işidir... Töbeler olsun Ya Ne olacak?... Şıllık.. namuslu rabbi! (Herkese) hayır işitenler de olsa. sahi sanacaklar. ... Maçakozı olur muydu, deMısafirler.. senize!. Aman Celile hanımefendi! Kimmiş o?. Ne kadar spritüelsiniz. Vallâhi siŞıllığın biri... »nle bezik oynamak ayrı bir zevk. A! Benim aradığım maça km Sizi yenip para kazanmak ayrı bir olmasm... (Gülüşmeler). Herkes revk. yerli yerine. Oyun devam eder... Aman doktor! Damanma bas Ve gece saat bire doğru misafirler tna! Asabım bozuluyor. Hesabmu gider... Meclis dağılır. kaybettim. Hay gözü kör olsun nerede o bacak?... Ertesi sabah saat on bire doğru Arkadan bir ses: Cehle Hanım evde yalnız... Ycni Hanım! Kimin bacağından aldığı yüz kremini denemek içın bahsediyorsun gene... aynanın karşısmda... Giyinip çıka Su* Hüseyin! Şimdi sana da cak... Kapı çalınıyor... Az sonra çatanm.. Karo bacağından bahse hizmetçi elinde bir mektubla gelidiyorum. O namussuzdan... yor... Neden oV. İmzalanacakmış... Gelmiyor.. iki maçakızı yerler N e o?. de yabyor. Oğlan gelmiyor... Postacı getirdi... Eyyy! Şimdi artık bizim dev Ver bakayım... Beyin masası rimız... , Oyle! Zaten kadınlar başlannı ru n üstünden bir kalem getır... (İmzalar ve taahhüd makbuzunu «çınca kredileri düştü... hizmetçiye verir) mektubu beyin Hiç... Aklıma blr şey geldi de. şey. Al benden de o kadar.. beş masasının üstüne bırak!. Ne geldi?. Bir sey değil... yüz... İki yüz elli amarke .. Kim bu doktor Allah aşkma? Tuvaletini ikmal eder. Giyinir... (Terziye) kınm benim provayı ya Aaa! Rezalet Oynanmaz. Vallâhi Isroini pek iyi bilmem. Sokağa çıkar... Terzide küçük bir pacak mısın? Gideyim mi'. Mızıklanmıyalım hanımefenDoktor deriz. işi var... Her kadın gibi telâslı te Hanımcığım. Bir dakika. Şimdi!... Ciddl olalım.. meselenin ha Ayol, ne blçim şey bu! Adını lâşlı konuşur: di «izin sıranız. yatî önemi vardır. bilmedığin doktor sana taahhüdlü Aman kızım! Tayyortın Isl Ve az •onra Celile Hammı aldı.. mektub gönderiyor? Arkadan bir ses: bitmedi mi? provasını yaptı. Celile Hanım a Canım, erkekler arasinda Byle Kim o Hayati? Şimdi hanımcığıra. İçeride Sel cele çıkb. Eve döndü. şeyler olur. Mühim bir şey değil Benim amanım! ma Hanım var... provası bitsin... Hüseyin Bey ondan evvel eve dedim ya!. Ne?.. Nerede o herif temizli Hangi Selma?. gelmijti.. sordü: Celile Hanım sustu; ama mektub yeyim... İçeriden Selma Hanım seslenir! Hüseyin! Apartıman meselesi lâfı olunca Hüseyin Beyin aldığı Vay efendim... Kim o? Bakayım... ne oldu? sakintelâşlı İki zıddan mürekkeb Temizlerim vallâhi?... Ben Celile... Avtlkat proteetoyu çektl. Ay tavır gözünden kaçmadı ve üste Ayol sen daha önce tırnaklan Aa! Şekerim »en burada ne sonunda kontratlan bitiyor. Çıka lemedi. Yemeği yediler. Hüseyin nı temizle!.. caklar. Bey mutadı üzere odasına çekildi. Ve böylece hem oyun, hem ya anyorsun? Yanm saatlik uykusunu kestirmek Çıkmazlarsa? Celile, Hanım prova odasına giTenlik devam ediyorken... Telefcn. Cık?r?klar. Başka çareleri üzere divana uzandı. Aradan bir der... Celo bakjver!... yok. Kehdimiz oturacağır. malımı* çeyrek geçtikten sonra Celile HaAman, tayyorun belini biraz Ev sahibi hanım kalkar. Telenım, Hüseyin Beyin masasının ödeğil mi? fona gider... toplayacak.. da... Sen n« yapıyornüne aturdu.. evrakı karıştırdı. Doğru ama ya çıkmazsa? Ao!. . Kim efendim?. Evet.. sun!. Dava ederiz. Zarar ziyan.. alh Mektubu bulamadı. Bir daha aradı burada.. kendisi meşgul .. ne söy Aman bıktım vallâhi! Şu ro yüz liraya apartıman tutar, parasıru gene bulamadı. Kocasınm evrak liyeceksenız bana soyleyın! Nasıl?... bu bir kere giydim .. Baksana tor ondan abnm. Daha ötesi yok ya! çantasını aldı. Onu aradı. Mektub Ben karısıyım . Yaa! Demek ken balaştı .. orada. Halecanla aldı, açtı .. Bir Hadi bakahm. disıle goruşmek istiyorsunuz .. Bir Kumaştan! Istersen avukata bir telefon rapor.. okudu. Pek bir şey anlamadı.. bir daha aözden geçirdi.. dakika! (kocasına) Hüseyin.. seni Ayol... Kumaş halis Fransıı... edeyim. hastanın ismi dıkkatini çekti.. tclefonda bir kadm istiyor. Kuzinim Parısten getirdi.. Napı Fena olmaz. Kim?... yorsunuz bakalım .. Buraya çağırayım. Akşam ya Meyra Yok. Tekrar okudu. Rapor Hiç... dün akşam biide top nm saat uğrayıversin. Seninle mal da «yspılan idrar kültürü neticesi Bir kadın.. şahsî birsey konusahibi olarak doğrudan doğruya rapor sahibinin hâmile olrçıadığ'» landık. Bezik partisi vardı. Sacakmış... yazılı idi. Celile Hanım deli ?ibi konuşursa daha tesirli olur. Kalabalık mıydı? Allah Allah.. kimmiş o? .. oldu. Bu ne rezalet! Kcc.nsına bir Olur .. Üç masa idik.. Hüseyin bey telefona gelir.. kanCelile Hanım kocasınm yanından kadının gebe olup olmadığı hak Eğlendiniz mi?. sı Celile hanım da arkasmdan telekında rapor.. Aaa! Dun akşamki aynlırken hatırladı. Aman doktor, çok **ka« afona kulak verir. Ayol sana bir mektub geldi. telefon' Muhakkak aynı kadmdan. dam... Alo!.. Buyurun!. Anlamadım.. O da telâsta demek. Meyra HanıTaahhüdlü Aldın mı? Hangi doktor? (halinde bir saşkınlık görülür) rimın eebelieinden Hüsevin Beye ne? Mektub mu? ca ederim.. nasıl konuşuyorsunuz? Canım doktor Muzaffer. Bu kim? Allah bu erkeklerin gozü Evet! Ben sizi tanımıyorum... Ne müna Haa! Pek tatlıdır... nü kör etsin. Severek vardı değil Nasıl mektub? sebet?... Rica ederim.. böyle saçma Sus ayol, kocan duymasın. mi?. Kadının ekstra sistulü tuttu. Basbayağı mektub.. heyaz bir şeyler . Bırakın böyle şakalan.. siz Aa! Duysun.. benim içimde :arf. Başlığı da vardı.. ama hatır Bası çic'clet!? ?§rımava basl?dı. Radelı misiniz? . Ben sizi tanımıyo fenalık yok... poru aldı. açtı ve masanın ort?sma ayamadım. rum.. rica ederim. Beni rahat bıragörünür bir şekilde koydu.. bek Senin yok ama kocan kıska Haa! Evet'. Aldım. km sonra daha kaba konuşmaya... nır... Ya dün akşam da bir kaltak Ne imiş bu kadar mühim.. e edi. Hüseyin Bey siyestini yactıkNe söyliyeceksiniz?... Benim kanm~ telefon etmez mi? ıre kadar taahhudlu mektub yazı tan sonra giyinmeve başladı. Celile Hanım bu e'inada hiç bir lâf etmedan saklı birşeyim yok.. ama çok Kime? orlar. oluyorsunuz... yalan... Hay hay.. Kocama .. Hiç canım.. lâf ol^un diye!. di. Ofkesinden çatlıyacok ama sükut! Birdenbire vurmak istiyordu. ne gösterecekmişsin?... Pekâlâ... Ne diye?. Saçmasapan şeyler.. ien ne yaptın dışarıda? Sensin alçak... Ve telefonu kapar. Doktor muayenesi falan... gibi Terziye gittim . provamı yap Nihayet Hü'cyin Bey giyindi. O Deli mi ne?... lâflar... :ım geldim.. lâkin dün akşamki te dava ge!di. Çantasını aldı. Aksıliğe bakın! Masanın üstüne bakmadı Aa.. Kim acaba?. efona da ne içerledim. Celile hanım biraz bozuk bir çeh Aman kızıııım.. düşündüğün bıle. Cıkıp giderken Celile Hanım Kim bilir hangi ahlâksız... re ile: kesik bir sesle: eylere bak.. bunlar zevzeklik. Kim bu kadm?... Kocamla benim aramı... Hüsevin, raporu unuttun! di Mektub da mı? Ne bileyim ben!... Saçma saCelile Hanım birdenbire durdu... Hayır .. ama onun gibi bir yebildi. Hüseyin Bey birdenbire: pan konuşuyor... Ne o?. iikâmm I Neredeî dedl. Masanın üstünde... Kim koymus onu oraya? deyince Celile Hanım dayanemadı. Ben koydum. Çantandan aldım, okudum. Tebıik ederlm. Metresin gebe değilmiş. Hüseyin Bey cevab vereırıedi. Bir dakika kadar afalladıktan sonra: Vallahl de yalan, billahl de yalâtı.. eğer... Sussss! Yalandı da niçin benden sakladın? Saklamadım. Nasıl saklamadm. Mektub redir dedim. Hiç, ehemmiyetsiz bir şey diye cevab verdin! Niçin yalan olduğunu söyliyerek hakikati anlatmadm.. artık... Kızma Celile! Deli olma! Een senin üstüne .. Hüseyin.. artık aramızda münasebet kalmamıştır. Ben senin için (ağlıyarak) yabancı bir kadınım. Bu iş bitti. Yahu, nasıl inandırayım. İki gözüm kör olsun ki yalan. Yalan da raporu ne diye yırtıp atmadm.. neden çantana koydun? O şıllık karıya gostermek içın değil mi? Vallâhi değil.. doktora soracaktım. Hadi sor.. al telefonu sor! Soranm.. ver bana şu .. Ne idi herifın adı.. AUah cezasını versin. (Zarfa bakarak) Doktor Ali Kaşkaval . adından belli.. peynir gibi bir şey... Gel . bak telefon edeyim df . Dur. Telefonu ben edeceğim. Sen nasıl gorüşürsün canım. Ben gorüşüıüm. Celüe H?nım telefonun önüne oturur.. numarayı çevirır.. Alo' Neresi.. doktor bey orada mı? Rica ederim, bugun bir hasta ıçin randevu verebilir mi? Kaçta .. Uç bucukta.. yani (saatine bakarak) yarım saate kadar.. peki.. Meyra diye yazınız. Kocasına: Bitti.. beraber gideceğiz.. bakahm.. o mu yalancı, sen mi? Hüseyin Bey süklüm püklüm bir halde: Olur, gldellm... Celile Hanım hemen «ırtına bir manto alır.. Hadi... Çıkarlar.. blr taksi.. doğru ıarfm üzerindeki adrese. kapıyı çalarIar.. açılır... intizar odasına.. birkaç kişi var. Beyazlar fiymiı hastabakıcı gelir.. Dişçi için mi, doktor için mi? diye sorar.. Celile Hanım: Doktor için.. aiylnce.. Öyle ise buyurun.. Doktor gözlüklü kırk beş ysşlarında bir adam.. Hüseyin Beyle içeri girerler.. doktor masanın önüne oturur ve Celile Hanıma... lsmini sorar. Celile Hanım cevab vermeden çantasından raponı çıkanr.. doktora uzatır. Doktor beyefehdl! Bu rapor kimin? Adam sasalar.. Hastanın isml yazılı defll mi? dedikten sonra okur: Meyra Yok. Bu kadın kimdir? Biz hastalarımızın hüviyetlerini tesbit etmeyiz. Bu raporu siz mi hazırladınıt? Evet!. Neden soruyorsunuz?. Bu rapor bizim eve geldi? Yanhşhkla mı? Hayır, bizim evin adresine geldi.. Öyle ise o adres verilmiştir. (Kocasını göstererek) Bu beyi tanıyor musunuz? Hatırlamıyorum.. Size bizim evin adresini kim verdi?. Hanımefendi, bu kadar suale cevab vermeğe vaktim yok. Ama bir dakika.. (raporun tarihine baktıktan sonra) yandaki kartotekten bir karton çıkardı. Baktı.. bundan on gün kadar evvel buraya bir h?<;ta gelmiş. Bir muayene, bir de gebelik tahlili . Yanmda da durun bakayım.. Hüseyin Bey isminde bır zat vardı. Hatırlıyorum. Bu muydu?. Vallaha buraya gelen han>mların çoğu erkeklerile gelirler. İyi hatırlamıyorum ama kıranta bır zattı.. parayı da kendisi verdi. Ad «Ne acayib şey! Şunları gö: «Hele hele şuna bakın!» dedi. bir gün azıtsalar, hepsi, rençberi, • İki kadın baktılar. Kapıdan dün sandiLÎcısı, hamalı plâja bır sal ren dünyada harb, olum, fenalık jyanın en güzel bacakları giriyor dırsa'.ar, kadınları kumların üze kalmamiş, her şey gullük gülisjdu. rinden kapışıp . Ha olmaz mı ya tanlık sanır. Bütün derd!erini, düşünce erini, donları, gomleklerile j «Badem şekeri! ded; Pembe ni, ha anne ne dersin?» •Hanım. Arkasından hemen izahat beraber kabinelere bırakıp günePembe Han.m: îverdi: « Bunlar İtalyan, Anka «Ay delinin zoruna bak!» di şin altına çıkmışlar. Hepimiz için Jradan ge.diler. Kocası sefarette çah ye guidü. «Ben de ciddî bir §ey öyle ya.. Şu güneş yok mu ju £Ü 3 ^ıyormuş galiba. Çırkın, kara kuru söyliyecek sandım!» ne|, hayat vallahı!» •bır adam, ben vapurda gördüm.» Gene k&dın ist hfafla dudak bük Gene kadm: • Guzel İtalyan güneşe havlusunu «Aman!» dedi. «Ne budala tü. Küçücük boyu ile esmer, ş ş•sermiş, yüzükoyun uzanmıştı. Kı şey!» dememek için kendmi güç man, biç'msiz bır şekil halinc'e •tab okuyordu: güneşın a'.tında duran adama ba tuttu. • Öğretmen: «Kusursuz!» dedi. Öğretmenin, gözlerinde çakan şeh kıyordu. Birdenbire onun i'Cinacak • Gene kadın sinirli sinirli güldü vet pırıitısını görmüştü. O küçuk bir halde olduğunu, içinden kan • «Siz tutuldunuz galiba?» esmer e.leıe, bırbıri üzerine atıl ağiadığmı sezer gibi oldu. Omuz • Hâşa!» mış, durmadan sınır.e sallanan bo sılkti. Herkesin yukü kendme. «İ: «Haydi, haydı!» dur, kuvvet.i bacaklara âdeta deh çim ateş g bı, taş gıbı!» diye öfkey e tek:arladı. • «Yahu o bizim gibi adamlara şetle baktı. •bakacak kadın mı? O bayağı aPembs Hanım biraz sonra, düPembe hanım oğlunun sözlerin •damlara bakar.» şünmüş, karar vermiş gibi ağır dinlememişti bile. Gözlerile plâjı • Pembe Hanım isyan etti: ağır: tarıyordu. Nihayet mühim bır ba• «Neyin esk:ym:ş yani? Hem «Ama ya'an da değil hsni» ber verir g bi sesıni alçalttı: •niye öyle başımıza dikildin, otur diye konuştu. «O rr.avnayı boya «Bu ikisinı, Melîısande ile •sana!» mak yok mu, hep bahane. Aylar Don Juanı mağaralarda, sanda;da ; Öğretmen bir koltuk çekti, otur. dır bıtiremedıler, gormüyor mu görmüşler. Açıkça öpüşüyorlarmış. •du. Sıgarasını püfürdetti. Gözle sunuz? Hepsi başına toplanıyor, ayo !» •rile p âjı devrederek tanıdıklarma plâjı seyre dalıyor'.ar. Hele o kaGene kadın baktı. Mellisande ile •uzaktan selâm verdi, ve esmer ya barık saçlı oğ'.an b3zan sandalın Zehra Don Juanı crtalarına almış •naklarını şişire şişire gülmeğe baş üzerme rieniz kızı gibi yan gelıp gülüşüp konuşuyoKardı, fakat ajladı. yılışık yıhşık bir gü meğe başlı damm gözleri İtalyan güzelindey • «Ne olmuş gene?» dedi an \or ki! Sonra meselâ Topal Kâzım, di. onun kadınlara nasıl baktığını gör •nesi. Pembe Hanım coşmuştu: ; Öğretmen annesine, gene kadına dün mü sen taze?» «Vallâhi şeytan, git bu kan•döndü: Gene kadın cevab vermedi. O lan kocalarına haber ver, diyor. ; «Şu plâja ne zaman gelsem, radan k?cmak, Pembe Hanımdan, Hem bu Mellisande'inki yok mu? •bir tuhaf oluyorum. Etrafıma ba oğlunddn kurtulmak istiyordu. Hal Öyıe düşkün karısma, öyle düjİkıyorum. erkek çok az! Kocaları buki bu imkânsızdı. Köyde o sa kün!» jbu kadınları bütün gün köyde yal atte plâjdan başka yere gidilemezBu esnada sulan akarak doktojnız bırakıp şehre gıdıyorlar, karı di. «Fenalık benkn içımde, nereye run karısı göründü. Zİarın ılk işleri ge ip güneşe seril. gitsem onu beraber götüreceğ;n..» «Ah! Deniz öyle güzel» dedi. jmek. Korkmazlar mı bunlar hiç?» d.ye düşündü. Düşüncesıni pek «Merveılleux!» : Pembe Hanım hayretle sordu: beğendi. Öğretmen, içinden geçenHâlâ ayakta duran öğretmene başlamıştı. Şu plâj dedikodularını, du: : «Neden korkacsklarmış?» lerı anlamış gibi dudaklarında kü selâm verip koltuğuna oturdu. Boy Adanaya, kızına uçurmak hani »ğcCanım kızım benim. Bütün bu! Öğretmen, telörgünün gerisini, çücük bir tebessüm, gözleri kısıl nunu, kollarını kızarta kızarta kulenceli olacaktı. Ona ağabeyisinin radaki karılar orospu. Erkekleri ajorada büyük mavi mavnaya ke mış kendisini süzüyordu. Sonra rulamağa başladı. Melâhata tutulmağa başladiğını yartmak için ne yapacaklannı biljmer çekerek çıçeklerini boyıyan birdenbire ayağa kalkarak: Öğretmen, denize girmek için bir da yazmalı mıydı? Ya yanılıyorsa? miyorlar, kıçlanna kadar açıyorJkırmızı mendilli, kabank sarı saç «Denize girmeli» dedi. «De şaret bekler gibi yerinden kıpırda Oğlan Melâhatla oturmaktan, ko lar. Hem de bunu yapanlar evli o• il. belden yukarısı çıplak adamı niz her şeyi paklar.» mıyordu. Pembe Hanıma gelince, nuşmaktan hoş.anıyor, diye... Ka lanlar! Bir Mellisande var, Don Sahıle doğru bakıyor, kendi ken boş gözlerle on ara bakıyordu. Çün rar veremiyor, bir taraftan da ka Juan diyorlar aııl adını bilmiyo5 nısıle konuşur gibi mırıldanıyordu: kü gene mektubunu düşünmeğe fasında satırlar birbirinl kovalıyor' rum gene, fansın delikanlıyla alt••tııaııı • «Hani bunlar seyrede seyrede • ••tMltlIllllltlflllllMaMlftlltlllllllllll ılıtıttııııltııliaııı r HIKAYE Yazan: PERİDE CELÂL YAZ SONU alta, üstüste. Bizim Melâhat bile...» Buraya gelince durakladı. Karşısında oturan gene kadına bakıyordu. Yazma'a mıydı? Yok canım! «Çocukların derdinden denize bile gıremiyor tazecık!» diye, düşündü. Sonra bir anda mektubu, kızını unuttu. Doktorun karısı kot radakilerden, İspanyollardan bahsediyordu. Henven diniemeğe koyuldu. «Bana kalırsa» diyordu kadın, «damda on para yok «Voyage» kızın paralarile oluyor. Adam bi» zim pokerci Müsevilerle çok «intime» anlatmış onlara. Nasıl derler, adam «un grand voyage» yapıyor, dünyayı dolaşacak, ama bütün dünyayı. Belki on sene, yirmi sene! Sonra hepsini «Journal» ine yazacak, meşhur olacak» Pembe Hanım kendisini gostermek zamanl gelmis gibi şiddetıe itiraz etti: «Yok, yok, ben size söyliyeyim. Adam büyük şairmiş memleketinde, burada tanımasınlar diye ismini gizliyormuş. Kız da memleketin ileri gelenlerinden birinin kızıymış, hem de nişanhymış başkasile, adam onu kaçırmış. Şimdi kimse anlamasın diye «kukardeşim» diyor. Bir memlekete gidip de tanınacağını hissetti mi hemen oradan kaçarmıj.» Öğretmen, alayh alay'.ı annesine bakıyordu. «Masal!» dedl, «ama kotraya diyecek yok doğrusu!» Hepsi kotranın olduğu noktaya baktılar. Geminin etrafında insanlar vardı. Küçük beyaz dalgacıklar köpüklenip lönüyordu. Tarzan hâII İspanyollarla beraberdi. Gene kadın birdenbire oturduğu yerde yüzüne finek konmuf gibi »inlrle kıpırdadı. Bakıldlğım hissetmişti. Dönünce Don Juan'; a göz göze geldi. Adam gülüyor, günefın altında kırmın ağza, dişleri, »an bıyıklan, yenl eilâdan çıkmifcan na parlıyordu. Boynundaki küçü cük altın haçı, çıçekli mayosu, ka. narya sarısı havlusu ile bir çocuk gibi süslü ve gülünçtü. Ama ne olursa olsun guzeldi. Onda ins^na neşe veren bir hal vardı. Mellisande ile Aristokratın kahkahalanndan pek eğlenceli şeyler söylediği de anlaşıLyordu. Onlarla konuşur ken kendisine eski bir ahbab gibi uzaktan gülmesi tuhaftı doğrusu! Aralannda gızii bir gey varmış da Pembe Hanım ve ötekiler bunu anlamak üzereymişler gibi korkuyia ürperdi. Yüzünü iaklamak ist«ği iç.nde bebeğin arabasma iğildi. Öğretmenin: «Yallah, ben denize'» dediğini, uzaklaştığını duyduğu zaman da başını kaldırmadı. Bir müddet kalbinin çarpıntısım dinledi. Ne tatlı şeydi bu! Başını kaldırdığı zaman gozleri tekrar Don Juan'ın etrafına kaydı. Fakat adam şımdi Mellisande ile şakalaşıyor, kahkaha.arla gülüyordu. Eski mayo, geçen seneler, kocasınm aksilıkleri, evde bekliyen işler hepsi sürüyle tekrar geldiler. Hahayat bomboş bir çöl gibi önüne serildi. İçindeki fenalık kabarcıklan şişip »işlp büyüdü. Baştnı dört bir tarafa çevirmek, neden, neden? diyt sormak, dünyasım karanlık yapan fenalığı kuyruğundan yakalamak istiyordu. Pembe hanım gözlerini kapamıstı' Beıki uyuyor, belki kızını, yahud reçellerini düşünüyordu. Doktorun karısı kremlenmeye başlamıştı. Yağlann altında yuzü çıplak, kaşsız, gözsüz, tuhaf bir hal almıştı. Fakat o yaptığı işle fevkalâde meşgul görünüyordu. Dünya umurunda değildi. Gene kadın bırdenbıre orada daha fazla duramıyacağını ' anladı, hemen yerinden kalktı. Şunu biraz doıastıravım» dedi. Cevab beklemeden bebeğin arabaımı sürdü. Deniz kenan kalabalıktı. Ço: cuklar sularda yuvarlanıyor, bağı: rışmalar, gürültüler göklere çıkı: yordu. Uzakta, kotranın üzerinde: Tarzanı, uzun boyu ile İspanyolu: seçti. Leylânm arkadaşlan mavi: bir topun peşınde yüzüyorlardı. De: niz gülenler, birbırine seslenenlerlej doluydu. Herkesin çok mesud birj görünüşü vardı. Dönüp geriyej baJctığı zaman kırmızı şemsiyesij nin altında yalnız başına kızjnm[ oturduğunu gördü. Öbürleri tamaj men güneşe çıkmışlardı. Kız ise[ hâlâ kitab okuyordu. «Sabahtanbe| ri bir tuhaflığı var onun!» diye,: düşündü. Aksileşerek çayını içme; den giden kocasını, kızın durgunluğunu, içindeki fenalığı hepsini j bir araya topladı. Bebek de bugün: fazla usluydu. Hem durmadan u: yuyordu. Bu kadar uyuması... • Yanmda biri: «Biz motörlel gidiyoruz, gelir miydiniz?» diyej ses.endi. ; Aristokrat Zehraydı. Mellisande,: Don Juan arkadan geliyorlardı. j Gene kadın hemen en nazik vej kibar tavrını takmıverdi. İ «Görüyorsunuz. çocuk!» î Gülümsemeğe çalışıyordu. Öbürleri de dostça gülüyorlardı. Gencj adam yanuıdan geçerken şak&lasır! gibi: [ «Hello!» diye seslendi. j Bıyıklan, gözleri, dişleri yaldizj yaldız parhyordu. Gülüşü güneş: doluydu. Öyle Bicak, öyle tatlı gelj di eenc kadına. j Sonra kahkaha ve neşe dolu küj çük bir motör Adalara doğru uçup"; gitti. Gene kadın arkalanndan baj kakaldı. îçindeki kabarcıklar büj yümüş, göz göz olmuştu. Çoluk ço| cuğa kanşmış, yaşlı, çirkin, terkeJ dilmiş bir kadın! Bu tahammül •• dilir şey değildi! Kavga etmek, baj ğırmak, boşalmak ihtiyacı içinde; arabayı tekrar kırmızı şemsiyeninaltına, kızının olduğu tarafa öfj keyle sürdü. (Arkası var)\ •
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear