01 Haziran 2024 Cumartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET £6 Af irstos HIKAYE /azan. Anfon GEHÖV Çe ign: Yahdef Gültekin I FEN ALEMİNDE T I R t 1 Y ' a z ı hocası Sergey Kapitoniç Ahınyev kızı Nsta.ya'yı tarıhcoğrafj'a hocası İvan Pyoirovıç Loşyadin'le evlendiriyordu. Duğün gecesı riyazıye hocası Tarantulov, fransızca hocası Pasdsaucu, mkâh memuru Yegor Venedıktıç Msda, kerevete yanyana oturmaslar, mısafirlere dıri dırı gömülenlerın hikâyelerini anlatıyorlar, isprıtizmaya dair bildıklerini sayıp döküyorlardı. Üçü de anlattıklanna pek inanamjyorlardı ama, bu dünyada insan aklının sırnna asla eremıyeceği bir çok şeyler olduğunu da kabul ediyorlardı. Başka bir odada edebiyat hocası Dodunskiy de dığer misafirlere nöbetçılerin yoldan geçenler üzerine nasıl ateş açtığına dair bir çok mısaller veriyordu. Bütün bunlar pek hoş bahisler değildi ama, ne de olsa gene vakit geçirmeye yarıyordu. Dışarıda da, düğün evine ginneye içtimaî mevkileri müsaid olmıyanlar avluya bakan pencerelerden içerisini seyrediyorlardı. Geceyarısına doğru Ahinyev, acaba yeroek hazır mı dıye, mutfağa gıdıp baktı. Mutfak duman içindeydi. Masaların Ü2erine sanatkârane bir intizamsızlık içinde, yemekler, pastalar, içki şişeleri sıralanmıştı. Kırmızı yanaklı, hünnetlice göbekli sevımli bir kadrn olan aşçı Marta oradan oraya koşup duruyordu. Ahinyev, ellerini uğuşturarak: «Balığa bakayım!» dedi. «Kokusu mis gibi. Alimallah hepsini verseler yerim. Göster bakayıra!» Marta iskemlenin üzerinde duran tepsiye doğru gitti, yag içinde kalmi} olan kalm kâğıdı açü. Tepsıde, maydanozlar, havuçlar, zeytinler arannda hrüyük bir mersin balığı ytbyordu. Ahinyev bakti, bakto, içini çekti. Yuzii canlannuç, gözleri parlami}tı. İğillp daha yakından baktı ve dudaklannı şapırdattı. Gözleri tepside, parmaklanjıı şaklattı. Sonra, doğrulurken, bu sefer daha kuvvetli bir şekilde, dudaklannı bir daha şapırdattı. «Kiminle öpüşüyorsun, Martusa1»» Ahinyev dönüp baktı: Vergi memuru Vankin yandaki kapıdan başını uzatmış, gülüyordu. «Ha? Kiminle öpüşüyorsun, anlıyalım! A! Sergey Kapitoniç'le öpüşüyordun? Aşkoısun doğrusu, yakında dede olacak adam! Pes vallahi'» Ahinyev kendı kendine: «Benden Ahinyev şaşırmıştı: «Kımseyi öptüğüm falan yok,» bahsediyor,» dedı. «Mutfaktaki hâdiyebıldi. «Onu da nereden çıkardın diseyi arJatıyor, başka ne anlataayoi? Ben... §ey... dudaklarımı şa cak! Onlar da inanıyorlar! Bak, nasıl kahkahalarla guluyorlar1 Hapırdattım... balığı gördüm de...» Vankin: «Sen onu gecelik külâ yır, buna müsaade edemem! Şerehıma anlat!» diyerek bir kahkaha fım var benim» Başmı kaşıj arak yerinden fırladı, attı, geldiği kapıdan gene çıkıp Pasdequoı'nın yanına gıtti. •glt+L «Bıraz e\vel mutfaktaydım,» Ahinyev öfkeden kıpkırmızı kesil diye anîatmaya başladı. «Yemek mışti. İçınden: »Allah belâsını versin!» hazır mı diye br'çmaya gıttimdi. diyordu. «Şımdi gidecek, ona buna BıLırsın, ben balığı pek severim. anlatacak, sersem! Hıç yoktan yere Hele bu ak;am öyle nefis bir mersin var ki! Belki iki arşın boyunadım çıkacak'n Misafırlerin yanına sıkıla sıkıla da! Yeme de yamnda yat . Ha! girdi. Kaçamak bakışlarla. Van ne diyorcum? Evet, mutfağa gıtkin'i aradı. İşte, piyanonun bu'.un tim, yemeklere bir göz gezdirdim. duğu köşede, bırı kadm, biri er Mersuıi görunce doğrusu ağzımın kek, iki kişiye doğru iğilmif, bir suyu aktı. Gayıiihtıyarî dudak'.arımı şapırdattım. Tam o sırada §u şeyler anlatıyordu. Vankin denen herif içeri girmez mı? eOpüşüyordunuz ha?» dedi. Düşün, btrader, bizim aşçı kadın Marta'yla öpüşüyormuşsun! İnsan nasıl ihtimal verir böyle bir şeye! Marta gıbi bir kadınla öpüşeceğim! Bak şu serseme!» Tarantulov yanlanna gelmişti: ıKım o sersem?» dıye sordu. Ahinyev: «Vankin» dedi ve mutfak hikâyesını yeni baştan anlattı. Sözlerini bitirırken gene hıddetle: tDüşün' Ben o Marta denen aşçı kadını öpmüşüm'» diye söyleniyordu. Etrafına bakındı. Msda'yı görünce ona döndü: «Vankin'den bahsediyorum,» dedi. «Mutfağa girdı, beni Marta ile beraber görünce: «Siz öpüşüyordunuz!» dıye tutturdu. «Valla Gelinin babası bu düşünceyle o kadar rahat etti kı jemekte fazladan dört bardak bıra daha ıçtı. Yernekten sonra mısafırler daI ğıldı, Ahinyev de kızıle damadını odalarına götürüp kendisi de, ma MıkıosKopun keşfindenberi dünsum bir çocuk gıbi, yatağına "S yaya yeni bir ufuk açıldı: Görülkıldi. mezler görulmeğe başlandı. Fasrt i,rtesi gun hâdiseyı unutmuş/u ı g o z l e g o n i l m e z şeyler yalnız mıkbile. roblar mı? Yeryüzünde daha bır i Fakat heyhat! başkaları. unut çok hâdiseler var ki gozümüzun mamışlardı. Dedıkoducular çoktan jerışemedıği ufukların arkasında faaliyete geçmışler ve yedı mahaı 'cereyan edıp duruyor. leye haber salmışlardı Meselâ yukarıdaki resımlerden Bır hafta sonravd>, uçancü der »Utakine bakın. Uzun elbıseli, ince sın sonundaki teneifus esnasınus H>e]llj narın vucudlu bır alay perı Ahinyev ötekı arkadaşlarüe bera kızmın elele tutuşup raksedışlerıne ber otuıurken mudür yanına geîdı, jbenziyor, değil mi? Hakıkatte bu onu bir kenara çektı. bır kar manzarasıdır; daha doğrusu, «Bak, Sergey Kapitoniç,» dıye.karın teşekkül ed;şı. başladı. «Bır »ev soyhyeceğım ama, Mıkıoskoptan sonra fennın ilebeni mazur gor. Vakıâ benım üza r ı y e d o g r u a ttığı ikınci muhım arime elzem değıl, fakat, soyleme 6 m , m i k r o s k o p l a fotograf» oldu. den de edemıyeceğım, çürıku va j j u g u n eıektrık mıkroskoplarıle Dir zıfem. Diyorlar ki seni şeyle... ah c ı s m l 2 5 bin defa buyültmek kaçı kadınla.. öpüşv.rken gormüşi:r. ı büdır. Böyle bır rr.ikroskopla anHakikaten, hususi islerın beni alâ n a n f oto graf da ayrıca on misli :akaoar etmez ne stersen vapmak '• d a r büyuitülebıldjğine gure, öır hakkın. Fakat, rıca edenın, du C I s m l n 200 250 bın defa büyütülyurma! Bak, rıca ecliyoıam. Çun mu| resmini elde etmek mümkua ku sen bır terbı\ec.sın » oluyor. Ahinyev donduğunu hıssettı. O Ilim ve ien adamıannın merak akşam eve donerken sankı bir kobir çok meseleler bugun arınm hücumuna uğramış gıbi sayesınde ogrenılmi$her tarafı yanıyor, sancıyordu. So far y e öğrenilmekt'edir. Mese.â, .u kaktan geçeıken herkes ona bakınasıl bır hâdise ceıeyan \or, arkasından guluyor gıbi gehBunu şimdiye kadar bğrenyordu. mek kabü olamamıştı. İşın sadece Evde yeni bır can sıkıcı nâdiseyie ı fı Z l k j kanunlan biliniyor ve bunI karşılaştı: laraan çıkanlan hükümlerle donKarısı sofrada «Niye yemıyor m a hâdisesi bır dereceye kadar tasun?» diye çıkıştı. «Ne düşünuyor | rif edilebiliyordu. sun? Sevda mı çekıyorsun yoHsa? , B u g u n ig eı d a h a bir çok sahalarMartuşa'nuı hasretine dayanamıı d a o l d u g u g i bl, bunda da ufkun öyorsun h a ' Çok şükür, vaktinde U s i n i g o r m e k k a b u olmuştur. Agözüm açıldı Ah! senıîr merikada «General Electric» şirAhınyev, hiç bır şey soylemedjn, k e t i n i n Schenectady'dekı lâboratusofradan fırladı. Ayağımn yere bas a r l a r m d a f e n a d a m ı a r l s u y u . d o n . dığını hissetmiyor .havada uçar gı | d u r a r a k J ^ . J ş e k i ı d e k a r y a p n ı ı ş bı gidiyordu. Sapkasmı .paHosunu , ] a r y e b u h â d i s e y i m i k r o ü h n l e tes. giymeden /Vankm'ın evıne koştu. , b u e b n ı ş l e r d i r Buradaki resimlerVankın evdeydi. Onu hayreUe d e n b i j . i n d s i n d e g ö r ü l d ü g ü g i b l > su karîiladı: elektrikle yavaş yavaş dondunı«Ne var?» diye sordu. j lurken «hâdise mahalli» kuvvetli Ahinyev: «Ne olacak'» dıye gür bır şekilde aydınlatılmış ve bu ışık ledi. «Alçak! Sen ne hakla beni el altında hpkı stüdyoda fılm çeker âleme rezıl edıvorsun'' Iftiraya ne jj gjbi kar tanelerinin esrarengiz hakkm var, ayıb değıl mi? Utan dansları fotografa alınmışür. maz!» *** «Ne ifürası; anlamadım. Ne oldu? Ben ne yapmışım?» Sujun ve karın oldugu gıbi, Sjun «Daha ne yapacaksın! Marta y a ğ m u r damlasının, tahtanın, çelid ile öpüştü diye önune gelene anla g i n ı e lektrık jeraresinin de kendihissedersiniz, değil mi? Halbuki tına konularak büyütülüyor ve bu tan sen değil misın?» lerine mahsus esrarengizlikleri varg bunların mikroskopla alınmış fo şekilde resmi çekihyor. Sonra, şııpd Vankin anlamıştı. Gözlerini 1S.IT dır. Meselâ, yağmur yağarken u tografları, hır dağ resmini andınr: heli şahsm parmak izi almarak ayhi bu adamm aklmdan zoru var! pıştırarak yüzünd buruşturdu. Son zun bir sicim gibi gördüğümüz çiz Üzerleri o kadar girinti ve çıkmtını şekilde büyültülüyor ve ikisi ara, ba'şını yukan kaldırarak gözleBen evlı barklı bir adamım. İnsan gilerin nıikrofoto ile alman resim larla doludur. rasında bir mukayese yapüıyor. böyle bir şeyi nasıl aklına getırir! rini havaya diktı: lerinde, damlaların birbirine nasıl Mıkrofotografın lâboratuarlardan Bunun için ,bütün bir parmak izi «Allahım sen şahidsin!» diy eklendiğıni'tesbit etmek kabildır. Sözde bizi suçüstü yakalamış » başka sahalaıda da buyük vazıfe ni büyültmeğe de lüzum yoktur. Dın dersleri hocası da kulak mi haykırdı. sonra arkadaşına dönerei Süratle düşen bir yağmur damlası leri vardır. Bu arada en büyük İzin bir tek çızgisı bile kâfidir. Zıona acır gibı baktı: «iki gözüm bizim gözümüze uzun veya kısa bir safiri olmuştu. hizmetı polise göruyor. Bılirsinir ki ra purüzsüz bir çelik levha üzerinçıksın eğer senin hakkında kimseye sicim gıbi göründüğü halde fotog «Kim??» diye sordu. parmak ızi bır çok hâdıselerde suç de dağlar, vadıler bulan mikroskop «Vankin. Demin mutfağa git bir tek lâkırdı söyledimse! O ak rafta üstüste eklenmiş birer tesbıh luyu ele veren en kat'î ve şaşmaz parmak izinin bir tek çizgisinden şam mutfakta ben sana takıldım. O tanesi gibi bır manzara göstermektimdi, yemeğe bakmağa. .» delillerden bıridır. Fakat ekseriya koca bir topografya haritası çıkarkadar. Ondan sonra vallahi kimse tedir. Hikâye böyle devam etti. Yarım bu izleri bariz bir şekilde elde et mağa mukteiirdir. saat sonra bütün misafirler Vai". ye ne bır şey söyledim ^ıe de öyl Mikrofoto ile alınnuş resmini mek kabil olmaz. O zaman, bırb'rıGdzle görulmezleri görünür kılan bir şey akhmdan geçirdim. Bak sa kın'le mersin balığı meselesini öğgordüğünuz zaman sizi en fazla şa ne benziyen iki parmak izini ayırd mikrofotograf bunun gibi daha bir na yeminle söylüyorum » renmişlerdi. şırtacak olan sey, şüphesiz, çelik etmek zorlaşır. Burada mıkrofo çok bcklenmedik manzaraları meyVankin'in samımî olduğuna şüphı tir. Çelikten yapılmış bir bıçağı ve tograf işe karışıyor: Ahinyev kendi kendine: cŞimdi dana koymaktadır. O zaman cüceistediğı kadar anlatsın,» diyordu. yoktu. Onun söylemediğı muhak< ya makası elinizle yokladığmız vaBır cısim üzerinde bulunan par j ler dunyasının birdenbire devler «Herkes hâdiseyı biliyor. Kimse kaktı. Ahinyev ozür dileyerek ar kit ne kadar düzgün ve pürUzsuz mak izi elektrık mokroskopu al1 ülkesi halini aldığmı görüvoruz onun anlattığına inanmaz. «Biz kadaşırun evinden çıkarken: «Pe meselenin içyüzunü bilıyoruz, ser ki ama, kim çıkardı bu şayiayı? sem! Masal anlatma bize1» diye ağ diye düşünuyor ve bütün tanıdık zının payını verirler, dinlemezler larıru birer birer akhndan geçiri yordu. bile!» Cüceler Dünyasından Devler Ülkesine geçince neler görüyoruz? BOŞ VARTİMZI HOŞ GECIRMEK ZEKA SPORLARI 1 Üç işçi teker teker çahşırlar yekunlar birbirme müsavi olacak sa bir işı birincisi 10, ikincis» 12, Oğullarımdan hangisi bu meseleyi üçüncüsü 15 günde bitınyor. Üçü daha evvel hallederse en büyük birden çahşırlarsa aynı ışi kaç gün parçayı alacak.» 4 Buenos Aires'te niçin tiyatro de bitirirler? 2 Valparaiso'dan vapura bımp mevsimi temmuz da başlar? 5 Bir adam yekunu 820 kuruş batıya doğru gidersek şu memleketlerden hangısine daha "evvel rutan iki şey alıyor Birincisine varırız: Mekska? Siyam? B^ezil j cebindeki paranın yedide ikisinı, y a ' Hindıstan? Avustralya? Ma ! ıkincisine onda üçünü veriyor. • Çarşıya giderken cebinde kaç para daaskar? j vardı? 3 Zengin bir köylü ölürken §u 6 Kanadada bir şehir halkmın vas.yette bulundu: ı bir kısmı fransızca, bır kısmı ingı« 192 koyunum var Bunlar 1 zce, bir kısmı da her iki dili birdörde taksım eddecek. Fakat o den konuşur. Frar.s:zca konuşanşartla kı birıncı kısım 7 ile zarbe lar r.uf asun yîizde 73 y fiıgılızce ko dılınce, ıkıncisi 7 ye taksım edilın nuşanlar yuzde 87 sidır. Hem ıngıce, uçüncüsune 7 ilâve edilınce, lızce, hem fransızca konuşanlar dorduncusünden de 7 çıkarıhnca ı yüzde kaçur? Görüşünüz kuvvetli mi? UHOŞAVt ENMMINIZIN MIMAFAZA İTMEKİÇ/'N.. Banyo ve Lavabonuzdo alelâde beyaz sabun yerîne / PÜRO TUVALET SABUNU KULLANINI7 Hususi bir formülle imal edilen Burada bir alay balık var. Bunlann hepsi başka cins, İçlerinde yalnız iki tanesi aynı. HangilerlT Bir dakika içinde söyliyebilir misiniz? Bir çırpıda... Coğrafya bilmecesi İşte bu olmaz! PÜRO • • • Cildiniti temizler ve besler Kırifiklerı yokeder T«niniz* bir kadife yumufaklığı bir (i(«h tazeliği v«rir Sizl daho GENÇ doho CAZIP v* daha GÜZEL yopot . . . • t Yukandan aşağı: 1 Bir deniz; 2 Bir liman. Soldan sağa: 3 Bir şehir; 4 Bir merkez Eu şaklı bıı k%ıemoe ve bır hat veya o'.m başka bır hatla kesmeden tuı üzerindPTi bir daha gıtmeden \ çizebilir misiniz? ı Meselelerin halledılmiş şekilleri gazetemizin 4 ıincü Beethoven'in ölümünden bir se rüştfl... ne önceydi, gene bir musiki hevesBiz bu hiklyeyl anlatırken, arlisi gelerek üstada: «Sıze son yazkadaşlardan biri: «Bunda blr madığım besteleri getirdım, fikrinızı nasızldî var» dedi. «Böyle şey olalmak istiyorum » dedı. Beethoven notaları gözden geçi maz!» Niçin? Bu hikâyenin nererip delıkanb ile uzun uzadıya gö sinde manasızhk çörüyor»unuz? PURO BOI KÖPÜKLÜNEFİS'KOKULU Tuvalet Sabunu 100 de 100 saftır. 60 taal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear