Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURÎYET 14 Ekim 1951 BOŞ HOŞ V AKTİNİZt GEÇİRMEK İÇİN Faili meçhul kalan cmayetler: 1 yJ Hayatınızdan memnun musunuz? Sıhuat ve yaradılış, ış ve eğlence, arkadaşlar, ev.ılik . Bütün bunlann hayatta bır payı vardır. Hayatınızdan merr.nun olup olmadığınızı enlamak içn burırı teker teker gozcen geç*rmek ve ana göre hükum veımek lâzımdır. Işte cıze 20 sual: 1 Umumiyetle ne;eli ve giıleryüzlü rnüsüniiz? 2 İstikba.ın gozunüzde bir inînası var mıdır? 3 Hıç bır mahnımi\et h:ssediyor musunuz? I 4 Her yer.i gunü sabırsızhkla be'dıyor musunuz? 5 Sıhhatıniz yerinde mi? 6 Yarm içın buşünkünden daha yararlı bır ış düşünüyor mu15 Hayatınızm iş ve eglence ] lunuz? taksimi muvözeneh mı? 7 Mesleğinizde başkaianndan 16 Eşinizle sevışıyor musudaha muvaffak mısınız? nuz? 8 İsinizi ?vkle mi yapıyorsu17 İkiniz de her istedığ nızi anuz? labılıyor musunuz? 9 Meslegüılzle iftihar edıyor 18 Evlılik havatuıda sukutu iru.sunuz? hayale uğradınız m ı ' 10 Kazancmız yerinde mi? 19 Eşın z e arkadaş m sm:z? 11 Cemıyet hayatında faydalı 20 Aranızaa h e r ıstedığinizi bır rolünüz var mı? konuşabilır mısiniz? 12 Kâfı derecede dost ve ah*** babınız var mı? Bu suallere cevablarınızı E ( e 13 Içtımai vazıyetinu bir ikı vet) veya H (hayır) d i ' e tesbit •ere «vvelkine nisbetie yukselda ettikten sonra, «Meselelerin halh» 14 Sırdaşınız var nuT kıSTTımdaki neticelerle karsılaştırm ve h u k m u n ü z ü kendmız ver.n. H1KAYE Yazan: Thomas Beaumont Çeviren: Vahdet Güllekin I Jyandığım laman vagon bana bir tuhaf geldl. Istasyondan ian kalkıyorduk ve sanki trene jreni binmışim gibi bir hıs vardı içimde. Manasız bir hisdi bu, biliyordum; fakat ne yaptı isem bundan kutulamıyordum. Uykudan yeni uyanmıstım, aklırn pek başımda değildi. Şuuruma h â kim olmak için kendimi zorladım. pencereden daşan baktım. Manzara da bana oek yabancı gelmiyordu ama, içimde gene şiiphe vardı. Bilirsıniz Hani insan bazan uyanır da nerede olduğunu birdenbire kestiremez, lşte bu da Byle idi; yalnız, faıla uzun sürmüştü. SONISTASYON kıp gitmiçti. Adam şimdi daha İyi görunüyordu Benliğimi kaplayan ve gittikçe büyüyen korku içinde göz'.erımi ağır ağır yukan doğru kaldırdım. Siyah ceketine, y i leğine baktım. Yeleğinin bir cebinden bbur cebine bir saat kösteği uzandığını biliyordum: Bakt m , aldanmamıştım. Köstek, yerindeydi. Babayani gom'eğine, yaşlı adam i;i ipekli kıravatına, kolalı beyaz yakalığına baktım ve .. Yüzune baktım! Allah Allah! Yüzü benım yüzümdü! Bu anî ve şaşırtıcı hakikat karşısında gbzlerım açıldı. Anlamıştım: Bu adamın vücudü, ağarmi} saç'.arının her teli, yüzündeki buruşuklar benimdi. Üzerindeki elbise benım o sabah giydiğım elbiseydi. Bu kıravatı üç hafta evvel Regen caddesinden almıştım ve kendi ellerımle bağlayah daha on saat olmamışü. Bır takım sesler işittim, trenin durduğuru farkettim. Şımdı beni ' kollanmdan tutmuşlar, vagondan çıkarıyorlardı. Fakat ben onlarla beraber nasıl gıdebilirdim? Bilmiyorlardı ki ben yani vaktile ben olan bu adam külçesı öimüştü. Bunu onlara söylemek istedim, lâkin ağzımdan ses çıkmadj. İstasyon memuru düduğünü öttürürken, ellerinden kurtulmaya çahştım, fakat beni zorlayıp yere yıktılar. Tren kalkü, uzaklaştı, gözden kayboldu. Adının Jean olduğunu söyleyen kızı gene gbrdüm. Yüzü bembeyaz, önümde durmuş, başımı ellerinın arasına almış, gözlerimi gözlerine baktırmaya çahşıyordu. Korkudan iri iri açılmış olan gözleri göz yaşı ve sevgi doluydu. Alnımı, saçlanmı okşuyor, bir yandan ağlarken bir yandan bir şeyler fısıldıyordu. Elleri Sylt »erindi ki derdlmi unutturdu. Kuyumcu Serkis'i kim öldürdüi Yazan: Feyyaz TOKAR Bir Baba ve Çocukları Karjimdaki adamm pantalon paçasmda ve ayakkabısmda bana hiç de yabancı gelmiven bir güru'tü arasında bır ses duydum mu?ı diyebildim. şey vardı. Vagon kalabaiıktı, Bır kız sesi. Bu bçrrak ses hay Gene ağzım hayretle açık kaldı. hele şişman bir kadın o kadar kırışına ısrarla devam edıyor ve Sesim bır yabancının sesi idi. büyük bir yer işgal edıyordu ki gıttikçe teiâşlanıyordu. Bana hı Benden daha gene, daha güç'ıii. hemen hemen başka bır şey g6r tab ettığıni anlar gibi oldum. O kuvvetli birinin sesi. Halbukı ben mek imkânsızdı. Onun için, kar zaman. vagondaki diğer göZienn, gene değıldim, sesim de bır ihtişımdakı adamm bır bacaemdan hayretle, bana dıkılmış olduğunu yar sesıydi, bunu gayet iyi bilive bir tek ayağından başka ta farkettım. yordum. Fakat, nedense, ağzımSes sol tarafımdan gelıyordu: rafını goremıyordum. Daha fazdan genc bır adamın deıın ve la bir şeyler görebile>im diye «Söyle, yavrum, ne var? dolgun sesi «jıkmıştı. İnanılmıyaboynumu uzattım, fakat öyle Hugh, yavrum...» Cevab vermek cak, acayib bir şeydi bu: Dİı'.ın sıkı gıkıya bağlanmıştım ki, o içm ağzımı açtım, dona kaldım alamıvacağı bir şey. Fakat öyleybir tek bacaktan ve ayakkabı Sesım çıkmıyordu. Hayretle açı dı işte. dan başka bir şey göremedim. lan görlerim onun şaşkına dönKız gene gittikçe daha fazla teBn hal bana endige verdi. müş yüzune takıldı. Kısa kesilmi} lâşlanan bir «esle, bana haykırıSonra bırderbıie jçıme bir kor saçlarmın uzerine sıkı sık:ya bir yordu:^ ku gırdı Oraddn uzaklaşnıak, hasır şapka geçırmışti Güzel bir «Hugh . Hughıe... Hugh, kendimi trenden dışarı atmak ar kızdı. Şaşkın gözlerimle ağır ağır yavrum Benım, Jean .. Ben zusunu duydum. Nereden yoia başından ayağına kadar süzdüm, Jean, yavrum .. Kann Ne clur, çıktımsa oraya kadar donmek is tekrar yüzune baktım. Fakat ne cevab ver .. Bir şey söyle, Hugh... tiyordum: Hanzamı yeniden işlet yüzünde, ne giyinişinde, ne seHugh! . » sisıni meye yarayacak tanıdık bır şey sinde aradaki yabancılık Başımı çevirdim, gözlerim gebuluncaya kadar adım adım geri sıyjracak, zihnimi saran sısyan perdesini yırtacak bir şey bula ne karşımdaki adamm çizğıli pan gidecektiro. madım. O hâlâ. ısrarla, endişeyle talonuna değdı ve gene tanıdık Ayağa kalktım. Sonra tekrar bır şeyle karşılaşmış olmanın tekrar ediyordu: olduğum yere çöktüm: Trene neverdıği o acayib hi« bUtüil | u u «Hugh!..» reden bindi|imi hatırlayamıyornımu kap'adı. dum. Kafamııl içinde ağuldayan Kendimi zorlayarakt «Hugh Kargaşalıkta şişman kadın kal Kuvumcu dukkânı önünde makhılün cesedl Ağzma takılan mendil ve ko^anna yapışan iki el onu birdenbire şaşkına dondürdu, fakat bu şaşkınlık ânı da uzun sürmedi, ardısıra indirılen ağır demirin üç darbesi orta boyîu top sakallı kuyumcuyu kanlar içinde yere serdı. Men dıl çekıldi, eller gevşetildı, çünkü Serkıs Makarof artık olmüştü .. >ft SJS îfS t *> t \ Ş A K A T A R A F I •st Eski Yunan feylesofu DlogmU'in elln» fener alıp adam araması meşhurdur. Fakat diğer bir masala göre feylesof bir gün çocuklannı da kaj betmis ve onlarm birer isaret koyduğu halde bir türlü bulamamıs tır. SU türlü çeşid oyuna dalnus. olan bu çocuk kalabalığı arasında Diogenk'in lki çocuğunu, müsterek lîaretlerinden tanıyiD bulabiiır mısiniz? F Meyhaneciy» borflandığım • danberi öyle n h a t ı m ki... Artık ayın başı, sonu kalmadı. Benim için her fün bir. NASİHAT S i n t l l gene kız, yenl sevgılisüe bozuşmaa fizerint gent intıhara tejebbüs etmişti. Annesi onu karşısına alıp nasihat etti: cSen pek sık intıhar edıyor»un, kızım. Aklını başına aı. Bu böyla gıderse ııhhatin bozulur ..» TASNIF «Yeni'er» m sergisini gezen eskl ressamlardan biri intıbamı anlatıyordu: «Bence bunlar arasında beş çeşid ressam var. Gbrdü'r.lenni resrr.edenler; görduklennin resmıni yaptıklarını zannedenler; gördüklerini zannettıklerini çizenler; gördüklerini zannettiklermi ç n diklerini sananlar; resım yaptıklarını zannedenler. EVLERDEN İRAK Şarkı dersi alan küçukhanım hocasma şikâyet edıyordu: Sızden aldığım derslerden i*tifade edemıyorum galiba, efendim, Komşular bana şarkı tahsili için baska bir memlekete gitmemi tavsiye ediyorlar. Siz ne dersiniz? Herhalde haklan var. Sizm komşunuz olsaydım ben de aynı tavsiyed» bulunurdum. SİYASET Rusyada bir kadın kocasile beraber tramvaya binmişti. Karşılannda oturan bir adam: Ah! Ah! Ah... diye içini çekti. Ötekl de buna:: Of! Of! Of! diye mukabele edince kadın kocasının kulağına iğildi: Sana kaç defa •öyledlm yabancılarla sıyasetten bahsetme dıEZELl DERD Iki Kuyu Arasııtda Aman, su erkekier de! Pek antikasınız doğrusu! Bugiin hava sıcak mı? Bilâkis: Bana öyle serin gcliyor ki! RIYAZt KAFA Rıyaziye imtıhanında bır çocuk sordu: «Dışan çıkabilir miyim. efendim?» «Hayır.» Bej dakika sonra a>Tu sual: «Dışan çıkabilir miyim, efendim.» «Hayırl» Çocuk kalkıp kapıya doğru yürüdü. I l I | +». îkl kuyu «rasındald mesaf* bir dehlizl» kaplıdır Tt her fld kufunun başında lki kardes «u çekmeğe mahkum edilmlstir. Bunlar birblrlerilt bulujmayı çok istiyorlar, fakat dehlizl hangi yoldan katede ceklerlni bilmiyorlar. S ü onlar» yol gösterebülr misinlz? İki arkadaa derdlejıyordu: «Nereye gidiyorsun? Kım Ben dah» üç yaşımdayken para yüzünden sıkıntı çekmışim... müsaade etti sana?» Yok canım? «Sız, efendım. İkı menfî bir Evet. Bir çeyrek yutmuşum. müsbet eder dememış mıydınız''» Iikbahann yağmurlu bir GÜnü Panealtıdakı muhteşem apartmanından kalın paitosunun yakaıarım kaldırarak çıkan kuyumcu Serkıs Makarof fotr şapkasını diuelttıkten sonra. hafıf haf'f çıse'ıyen yağnurun altında seri adımlarla juruyor. Onu bıraz sonra bır Ermeni mezarlığında küçük bir meKuj umcu Serkis Makarof zar taşına yaslanmış dua ederken îörüvoruz .Bir sene kadar evvel nüne geldıklerı zaman Faninin h e kaybettıgı yavrusu için kimb.hr yecanı son haadmi bulmuştur. P e r kaçına defa goz yaşı dbküyor. deler hâlâ gerili ve ışık yanıyor. Yaıın onun ıçın de gözjaşı c.ö Makarof belki de bir i§ için dükkânını kiiıtleyip bir yere gitmiş c kulmıyeceğı ne malâm? labılır. Bu ızdııap verıcı bir sürü * * * 949 senesi nisan ayınm dördüncü istifham Faninin polis memuruna cumartesi günu, Kapa'ıçsrşı cl uzattığı kuçuk anahtann intibak dukça kalabalık, hem cumartesi, ettıği delikteki yarım dönüşu iîe veyahud hem de aybaşı. Esnafın kendi muş ya tamamen kaybolacak dükkânlannı esterisıle uğraşmaktan diğer dükkân Makarof ailesi lara bakacak hali yok. Fakat Ka rarla büruyen, Serkis Makarofun pahçarşıda ikı sıralı dizilmiş ku akıbetini tayın eden siyah tül pervumcular için komşusunda olan bi delere bürünüp onun mateminl t u teni de görmenın ımkânı yok, zıra tacak. Kapının açılmasmı genc kızın mdşteri gelince aradaki rekabetten vitrinlere ve kapı camlanna haykınşı takıb edıyor. Durum hasiyah tül perdeler geriliyor. (Müş kikaten çok hazm. Vitrinın onundo terı geldiğı zaman vitrin ve cam pıhtılaşmış kanlan arasuıda yuzulara perde çekme âdetini bu hâ kojun çokmuş olarak yatan Serkis diseden sonra butün kuyumcular Makarof. bırakmışlardır). Kapının önünde babasmm bu aSaat 9,30 da dükkânına geltn kibetinın verdıği elem ve deh^etgeçıren Makarofun bır saat sonra siyah lul ten mutevellıd baygınhk perdelerini çektığını bıtişıkteki 18 yaşındaki Fani. Makarofun parçalanmış kafasınkuyumcu çırağı gdrüyor. Aradan üç saat geçmesine rağmen perdele dan saatlerdenberı akan kan küçuk nn açılmayışı çırağın nazarı dık dukkânın döşemesuıe adeta renk katinı çekiyor, fakat ayıb sayıldı değiştırmış. Yerlere atılan bir çok ğından perdelerm aralıklarından mucevher kutulanndan bazılarının ıçi boşaltılmış. Vıtnnin arkasında bakmıya cesaret edemıyor. Çırak fırsat buldukça perdeleri bulunan kasanm kapağı açık, fakat kontrol ediyor, fakat her defasın ıçerıs.ndeki 12,000 liraya el sürülda siyah perdelerın hâlâ açılmamış memiş. Keyfıyetten Savcılık haberdar eolduğunu endişe içinde müşahede ediyor. Saat 18 • yaklaşmıştır. Dük dih;, or ve tahkıkata Savcı yardımkânlar yavaş yavas kapanıyor, fa cısı Aziz Erkü el koyuyor. kat Serkii Makarofun dükkânında Zabıta kendi cephesinden yaptığı elektrik yaruyor ve perdeler li.5 tahkikat neticesinde Serkis Makasaattenberi gerili duruyor. Kuyum rofun katillerinın bir kaç kuyumcu cu çırağı vazıyetten kendi ustasını olabıleceği üzerınde duruyor, fakat haberdar edıyor ve Serkısm evıne Savcılık bunlan dava edebilecek haber gondermeye karar veriyor kadar delil gbremediğinden mahlar. kemeye sevkedemiyor. Iki buçuk sene evvel KapalıçarUfak kuyumcu çırağının Serkis adll Makarofun evıne goturdüğü haber şınm kalabalık bir gününde taş kömür sobasının yanındaki se takibin verdıği rapora gbre başma öldıidire uzanmış babasma süveter ö demirle vuruimak suretile ren on Bekiz yaşındaki Fani Ma rüldüğti tesbit edilen Serkis Makakarofu tıtretiyor. Dükkânuı evde rofun ağzına mendil tıkanıp, kolbulunan yedek anahtanru alarak larından tutulup üçüncü bir şaha sokağa fırlıyor. Genc kızın heyeca tarafından da başına demırie vunı son haddini bulmuştur. Kuyum ruimak suretile olduruldüğu anlacu çırağı ıle bindikleri takside sık şılıyor. sık tekrarladığı ikı cumle var: «Da Zabıta uzun müddet evvel cereha hızlı gıdelim», «Bir müşteri yan eden bu hâdiseyı unutmuş debu kadar uzun muddet kalabılir ğildir. Tahkıkatına devam edıyor mi?» ve ergeç yakahyacağız dıyor. Zaien Eminönü polis merkezinden 8İ heıkes bunu beklijor ve soruyor: Katil kım? dıklan ikı memurla dukkânm b Meselelerin halledilmiş şekilleri gazetemizin 4 üncü sahifesindedir EHlir misiniz ki..: ... Hayvanlar arasında mide ülserin* tntulanlar yalnu domuzlar3a. Ülserin üzüntüden olduguna dair ileri sürülen iddia bu suretle •arsılmıştır. . Camın ağırhğı alüminyumun ağırlığma yakmdır. ... Dünyada bir günde iki yüz bin çocuk doğmaktadır. ... Çmin nüfusu dünya nüfusunun dörtte birine müsavi olduğuna. göre, bir gunda doğan çocuklann Çinde dünyaya gelmeleri dörtte bir rüsbetindedır. .» Şarab kabdan kaba boşaîınca tadından kaybeder. „. İki litre roya 250 gram aıronyak klorini, 40 gram boras, 120 gram asidborik kabp bir kumaşı buna baünrsanız kumaş janmaz bir hal alır. ... Felemenkte denlz kuslannm ytunurtalan yenir ve bunun için deniz kuşlannın öldürülmesi yasaktır. ... Pancardan şeker yapıldjğı zaman kimse almak istememişti. Napoleon buna çare buldu ve pancardan yapılan şekeri ctmus*°mlekelerin tasfiye edilmiş şekeri» ismi altmda tanıtarak saüşını temın etti. ... Eski Mısırlılar zaman.r.da da bir Süveyş kanalı mevcud olduğu anlaşılmıştır. Fır'avunlar şiındıkinden başka j'erde olan bu kanal vasıtasile kayıklarmı Kızıldenizrlen Nile geçirirlerdi. Peki, mektublanmı iade etme. Kabul. Fakat hiç olmazsa pullan isterim. ARSLAN PAYI Masal bu ya, bir arslanla bir tavşan lokantaya geldiler. Tavşan kendisinı bir kuzu kızartması ısrnarladı. Garson aordu: Arkadaşmızın karnı aç değÜ mi? Tavşan guldü: nâhi, dostum! Onun kamı aç olsaydı ben şimdi burada olur muydum! Korkn YALAN OLMASIN! Boşanma davasında hâkım erkeğe lordu: «Demek kannız lize el kaldırdı, öylt mi?» «Hayır, efendim indirdi ..» MANTIK Kadın kocasından parm lstedi. Adamcağız: «Maalesef, yok, t ı rıcığım,» dedi. «İki yüz liram var, onu da yarm ev •ahıbint vtrec«ğim..» Kadın suratıru astı. «Ya?» dedi. «İjte bu iylt Demek ev sahibini benden çok ierlyorsun!» 6ECE GELEN TEHLİKE Uyku •snasında ağızdaki hareketsizlik dif aralarında kalan yemek kırıntılarının tefessüh etmesine ve dolayısıle dJşlerin çürümesine •ebeb olur. Bu hali ancak yatar» k»n dişlerinizi ve diş etlerinizi RADYOLIN ile fırçalayarak önleyebilirsiniz. Siz Ne Dersiniz? •^ İf İf •£ •^ İC T^jr •fc •jç •fa Dijjıya buyuk adamîann faıkmda Se ödünç ver. ne öriıınç aL Beni az sev, uzun sev değildir. Kendini tetkik eden dha çok öğrenîr. Yuk ba^kannın ,ırtır.da hifif gı •ıiur. Alkış beküen alkış hak etnıem îlr. Sır saklamanın en buyuk sırrı sır dinlemeın'.îir. Bir kitaİH arının ciçrği emnıesi gibi < kunıalıdır. Zauan, bir şe>i hem brter. hfin ataı. Guzellik, i j i bir tavsije meklubudur. Ilakikrt, herkese mcsııed olabilccek kadar knvretli ve gciıiş bir kayadır. Tramvayda fLÂHtl İki arkadas arajında: Nasılam? Turp gibiytm. Sahi, İyi mlsin? Hasta falan degiljin ya? Yol Nay* tordun? Eczanedan çıktıguu fOrdttm dt... tlihl, biradarl Ya BanriiK»«B çkarktn göraeydin öldugum» mi hükmedecekdin? I yt Bilji, bİ7İ Ccntıetc gbtüren bir kanaddır. •jç Dostlüiuıızı euinmekte de, bırakmakta da acele etmej'n. •fc En i>i huca müsaheı'.edir. İf <k Kiirıik haşlançırlardan büyiık neticeler çıkabilir. Her yarij kojmakla kazanıimaz. RADYOLİN YAZISIZ HİKAYE: Bir «dam böjU geçti.. Jtliçam'u Oünyanın en antiseptik diş macunudur.