01 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET 1 Aralık 1946 Jialit MentefAnn Bizleri topiayıp Bekîrağa Yeni kurulacak Bölüğüne hapsettiler isoi sendikaları Kanunu Esasî mucibirsce Vükalânın îcraatından dolayı muhakemeleri Divanı Âlive aiddL Müddeiumumiler. müstantikler değişip duruyor, muhakemeırize aid faaliyet yerinde sayıyorda Aldığı tesir ve intıbaları bir ayna gibi aksettiren veya bir balmumu gibi zapt ve muhafaza eden bir ruhumuz clduğu ötedenberi sanılagelmiştir. Bu sanıyı bir çok şeyleri olduğu gibi belleyip tekrar eden, bir sürü hatıraları sakhyan bir hafızamızm bulunması uyandırmış olabilir; fakat ruh yapısının muhtelif mekanizmaları ve bunların birbirleri üzerine olan tesirleri gözönüne alınırsa ruhun bir «ayna» ya yahud «balmumu» ya benzetilmesinin çok kaba ve aldatıcı bir görüşe tercüman olduğu kolayca anlaşıhr. Herşeyden evvel etrafıru kollamak ve ona uymak zaruretinde olan ruh bir intıbak cihaa olarak hayatıa ilgi ve menfaatlerini gözetlemesi itibarile esasen «bitaraf> olamadığı gibl, aldığı terbiye, salik olduğu din ve mezheb, huy, mizac ve karakterden başka içinde yasadığı içtimaî hayatm örf, âdet ve her türlü baskıları tesirile de maruz kaldığı intıbaları olduğu gibi almağa müsaid defeildir. Bu daimî mânilerden başka hislere, görenek ve itiyadlara, bulunulan ânın hallerine, sıkıntı ve endişelere sürüklenmek gibi ârızî engellerle de kaj'idlı olması, sonra da zamarıın aşındırıcı, mekânm uzaklık ve yakınlıklarmdan doğan aldatıcı hallerine maruz bulunması gibi bczucu, değiştirici, unutturucu, çaşırtlcı, tereddüdlere düşürücü arr.illere maruz bulunması ruhtan beklenen şahidliklerde objektiflik, bitaraflık aramanın pratik ve teorik bakımdan nekadar hatalı olacağını gösterlr. Geniş bir arazide en kestirrr.e ve elverişli yolu bulmak için nasıl bu araziyi baştanbaşa doîaşıp iyice tanımak lâzım is« şabidliğin tezahürlerini anlamak için de ruh alanmdaki fonksiyonlarmçapraşık, karışik ve karmaşık olan karşıhkb tesirleri bilinmek lâzım gelir. Yalmz bu kadar da değil, kadm, çocuk ve erkeklerin şahidPklerinde kendilerine mahsus meziyet ve kusurlar vardır. Bunlar bîlinmedikçe tabiî veya içtimaî sebeblerden gelen yanlış yahud eksik şahidliklerin yalancı şahidlik gibl alınmaları ve dolayısile adaletin incinmesi tehlikesi vardu. Bunlardan başka şahidlerin telkine olan istidadları da ayrıca bir mesele teşkil eder. Nitekim telkine en çoe müsaid olanlartn başmda arrij'eler; bunlardan conra da sırasile ihtiyarlık bunamaları, saralılar, manyaklar, umumî felcliler, şizofrenler geliyor. Bütün bu sebebler şahidin ifadesinde bilerek yahud bilmiyerek tercihler, değifiklikler husule gelmesinde başlıca amilleri teşkil eder. Sadece bir seyirci olarak konuştuğu sanılan şahid bu suretle haberi olmadan doğru sandtğı bir takım şeyler icad eder, eksiklerini j'anliş tamamlar veya fazla ilâvelerde bulunur. Görülen yahud işitîlen bir şeye şahidlik eden kimse sadece gördüğünü, işittiğini söylemek istese bile bunda mutlaka muvaffak olacak değildir. olmak, doğru işitmek için sadece duymuş olmak kifayet etmez. Defalarla gördügümüz, işittiğimiz bir çok şeyler var ki bunları doğru ve eksiksiz hatırlıyamıyoruz. Hergün defaatle baktığımız ceb saatlerinin kadranları üzerinde saatleri gösteren rakamlarm Arab harflerile mi, yoksa Romen harflerile mi yazıldığını aramızda hatulıyacaklar kaç ' tanedir? Haürlamıyoruz, çünkü çoğumuz bunların farkında değiliz. Yahud olduğumuzu sandığımız halde bile aldanıyoruz. Senelerce içinde yaşadığımız bir apartrmandaki pencere adedini, bunlarm büyüklük derecelerini ve cam adedlerini sorsalar ne yaparız?!.. Renklere gelince en kuvvetle hatırlanan sarı rengine karşılık en güe hatrrlanan, şaşırtan renk gri oluyor. Alacakarnnlıkta İF« kırmızmm yeşil, yeşilin kırmızı, yalıud koyu gri, sarının beyaz olarak görünmesi göz şahidliğinin renk hususunda nekadar kaypak ve hatalı olabileceğini gösterir. Faydayı gözeten idrak fayda görmediği taraflara aldırmaz. Birşeye defaatle bakmış olmamıza rağmen idrakimize girmiyen tarafların kalması bundan ileri geliyor. Bu itibarla hemen her idra'.tte, fayda dışmda kalan şeyler hakkmda, bir «bakar k5rlük> vardır. Binaenaleyh ESKİ MECLISI MEBUSAU REI5I NALINA MIHINA Müze olmağa lâyık binalar Mustafa Şekib Tunç Hazırlanan tasarıda mühim hükümler var Çahşma Bakanhğmm yeni kurulacai işçi sendika'arı için hazırladığı tasarı iîe memleketimizde İŞ ve işçi hayatır.da mühim bir değişiklik husu'ıe gelecektır. Yeni tasarı ile şimdi mevcud işçi sendikaları, dcınek ve birliklerirıin ilgası bEhis mevzuu değildir. Ancak mevcad sendika ve birlikler bu kanunun neşrinden sonra üç ay zarfmda nizanınamelerini yeni kanuna uyduracaklardır. Bugünkü vaziyette sendika, dernek^ ve birliklerin hiçbir kanunî ve resmî hüviyetleri olmadığı halde yeni dernekler kanunî şekilde kurulacağından temsil salâhiyetleri de bulunacaktır. Yeni dernekler, kendi üyeleri adına umurni mukaveleler akdetmek yetkisini de haiz bulunacaklardır. Dernekler, iş verenler ile işçi'er arasında çıkacak ihtiiâflarm tetkik ve hallinde de kanunî salâhiyetleri haiz olacakîardır. Işçikre meslekî kurslar açmak, kültürel ve meslekî konfercnslar tertib etmek yetkisi de verilmektedir. Dernekler, üyelerinin hastalık, L=sizlik, sakatlık', doğum ve ölüm gibi hallerir.de kendilerine veya ailelerine yardım etmek üzere sigorta sözleşmcleri yapabileceklerd'ir. Icabmda işçi kooperatiflerine de dernekler yardımda buıunabilecektir. Işçilerin sosyal hususlarda menfaatlerini sağîamak, üyelerini alâkalandıran mevzularda toplu temsil hakkına dayanarak dava açmak hakkı da derneklere verilmektedir. Dernek!er aralarında birlik de kurabileceklerdir. Kara bir kitabdaki bütün münakâhat ve müfarakat mesailini kanun maddesi ©larak yazarsmız, dalıa da fazla olâbilır.» Önümde Avrupa milletlerinin kanunları vardı: fşte Avrupa memleketlerinirL kavanini mecmuaiarı. Bunlarm hiç birir.de 150 maddelikten fazla evlenme ve boçanma kanunu yoktur! dediın. Ne yapayım, beni rafaat bırakmıyorlar! dedi. Kimler sizi rahatsız ediyorlar? dedim. Patrikhaneler! • Demesi üzerir.e; Onların burada mebusları vardır, ©nları tavsit etsinler. Sizden soruyorum, patri'lhaneler mevcud imiiyazlarile devlet içinde ayrı devletler vaziyetinde midirler? Ben bu kararname ile işte onların bu imtiyazını leğvettim. Sen elmle onları iade edeeeksin. Halis bir müslüman ve bir vatanperver olarak buna nacü razı oluyorsun? Diyince hoca elini ağzma götürerek: Tövbe olsun, bir daha ağzıma alnaarn. affedersin ben burasmı takdir edememiştim! demiş çelr.lip gitmişti. Hürriyet ve İtilâf kodamanlan Tevfik Paşayı da beğenmediler. Damad Ferid Paşayı Sadrıazam yapması için Vahideddini sıkışürdılar. Bir kaç ay sadaretten eonra Tevfik Paşa çekildi Damad Ferid 6adrıazam oldu. Sabrl Hocayı şeyhülis. lâm, Vasfl Hocayı Adliye Nazırı, Ali Kemali de Dahiliye Naan yaptı. Tam bir Hürriyet ve İtilâf kabinesL Ök işi şark vilâyetlerujde kumandanlık eden Mahmud Kâmil, Halil ve Vehib Paşalan, Musul valisi Memduh,. Erzurum valisi Tahsin, Sıvas valisi Muammer, Diyarbekir vali muavini BedTİ Beyleri tevkif etmek oldu. Diyarbekir valisi Reşid Bey gizlenmişti. Ihlamur civannda polisler izini yakaladı, fakat teslim olmadı, intihar ederek meydanı ınüeahedede aslanlar gibi öldü. Bizleri, yani vükelâyı topiayıp Bekirağa Bölüğünde hapsettiler, İstanbulda divanıharb kuruldu. Şark vilâyetlerinde Ermenileri temizliyenlerin taktil ve yağmaşerlik cürümlerile muhakemelerine başlandı. Fakat ellerimize garib tevkif rnüzekkereleri verildi. Cürüm yerinde sıfır vardı. Tahkikat başladı fakat âdPâne bir muhakeme süsü verilmek istendiğindeu vükelânm muhakemesi için kanunî bir sebeb buhınamıyordu. Çünkü kanuna esası mucibince vükelânın icraatından dolayı muhakemcleri divanı âliye aiddi. Müddeiumumiler, müstantikler d3İ"»?'p duruyordu. Bir gün, bugün MsTıkemei Temyiz azasından olan Cevac! B?v müddeiurnumî. İstnnbul sulh hâkimlerinden ismini hatırlıyamadığım bir efendi, mustantik olnrak Bekirağaya eeldiler. İşitmiştik ki bunlar İttihad ve Terpkki meelisi umumisini tehcir ve taktil kararı vermiş, bu maksadla çeteler teşkü edip memleket C.H.P. bucak kongrekri dah'line s3İdırmış mücrim bîr heyet ta O H Partlsî buealc kongrelert tragün savvur etmişler. O mecliste bulundukla fciş'ıjacak ve 15 ocağa kadar devam cde. nndan bu heyeti mecmua ile vükelârun cefetlr Bunu taklben llce iongrelerl yapı mahkumiyetini temin için bir iddianame lacaktır, tanzim etmişler. Cevad Eeye bu kararlaBir tertib yanlışlığı rını hatırlatarak: Dönkn seyımızda, Izmlrden yapılan lh İttihad ve Terakki meelisi umumîsi rarat haktında malumat vcren »îzmlr bir azasının kaç kişiden ibaret olduğunu ve tbrscat humması !ç!nde» başlıklı yazıda bazı tertib hatalan olmuştur Milyonla lfade azalarmın hüviyetlerini tetkik ettiniz edllen bütun rakamlar kllo yerine ton oş mi? Ben s'ze söyleyivereyim: 60 kişi. larak çıimıştır. Ozümlerlır.lze çılcan yenl Bunlann arasında her anasırdan aza var. müşterl d», Alrllca degll, Amerlkadır. Meselâ Şerif Cafer Paşa, Bağdad nakibüleşrafının o§Iıı ve daha bazı Arab Mevlud mebuslar, îttihad ve Terakkide dahil Rum ve Ermenilerden bir kaç zat da îzmir tüccarlarmdan Bay Süleyman vardır. Böyle bir heyetin böyle müthiş Nallıoğlunun eşi Bayan Naciyenin mhu bir cürümle ithamnamesini âmme mu için bugünkü pazar günii Süleymaniye vaoehesinde nasıl okuyacaksmız? Mes camiinde öğle namazından sonra Mevlidi leki haysiyet ve şerefinizle bunu nasıl Şerif okunacağuıdan arzu edenlerin geltelif edeceksiniz? dedim. Cevad Bey, meleri rica olunur. Otobüsle Boğaza gldeUm dedik. Otobüsle giâelim dedik; çünkü otomobille Boğaza gelin bile güç giöiyor. Fiatlar aldı yürüdü, Şehir dışı için apacık pazarlık, on kâğıddan açağı iş yok. Ona da bizde ta'cat yok. Onu.n için dlzildik cen <iereye. bekleditc. Bu cer.^ereler eski maaş gişelerini andınyor. Türlüsü var. Önümde iki baş arasında bir kadm seslenıyor: A:ol ne üstüme abanıyorsuB! Affedersiııiz, arkadan şey eciiyorlar da! Ksdınlara biraz hürmet lâzım. Ediyoruzya iştel Ne edr.orsunuz? Hürmet! Nerede bu hürmetli? Göstersenize bakajim'. Ne dijebiliriz. kıdm tiryaki. Oruç tiryakisi deâıl, otobüs tiryakisi, kavga tiryakisi, çene yanşı tiryakisi. Nihayet nazpnmim geidi. Şöööyle bir kavis çizdikten sonra yanaştı. İtişe kakışa bindik. Güniin orta saatlerinde olduğumuz için pek <le kalabalık değildi. Ben deniz kenannda bir yer tuttum. Otobuste deniz kenarı da olur muyrauş?. Olur ya! Buradan giderken sancak tarafı yani sağ kol deniz kenandır. Bir saat kara cihetindeki ev cephelerlls bay'Tİan seyredeceğime deniz kenarrnda âlâ... derken: ' Vay, sen burada mısm? diyerek bisinı eski arkadaşlardan Şemsi glrmez mi? Ooo! Nasılsrn yahu? NenelerdeBİn be? Hanidir. görünrnez oldun! VallaM Galatada bir karyola fabrikîsında değnekçlük edijorum. TekaQd de oldum. Geçinıyoruz işte~ dedikten sonra yanımdaki boş yere oturdu. nazır iken ben sizi umuru hukukiye müdür muavinliğine tayin etmek istedim. İzmirden merkeze celbettim. O zamon hiç urmtmam jzerinde eski bir ceket vardı, hele boynunda yirrık bir boyunbağı. Ağır bir geçir.mp ıstırabının altında rjamuskâraue vafize ifası için bu sıkntılara tahammül eden sizlere ne oldu? Bu mülevves işin içine nasıl düştünüz, dediın. Sulh hâkimi olan zat: Beyefendi sizde bu hiiabet kuc'reti varken sizi kimse muha]jeme edemez. Sı~ yasetfe olağan şeylerdir. Caillaux büe mücrim sandalyasma oturdu! dedi. Teselliye ihtiyacımız yoktur, siz bizleri adi cürümle lthama yelteniyorsunuz. kiyas maalfarik! dedim. Ertesi gün bu «atlar istifalannı verip çekidiler. Cevad Beyin yerine Yusuf Ziya Bey (sabık Eskişehir mebusu) divanıharb müddeiuınumiliğino tayin edildi. O da CBabıâli baskınmda bir kaç şahıs musademe esnasında ölmüştü. Teşebbüsün mahiyeti siyasî olsa büe o arada katil fiili vaki ol'Jrsa siyasî amil cürmün mahiyetini depiştirmez) nazariyesine dayanarak bizleri mahkum edebileceğini düşünmüş, bur.dan haberdar olmuştuk. O da Bekirağaya berayi teftiş gelmişti. Kendisile görüştüm. Haber aldığıma gore Babıâli baskınını vesile ederek bizler icin ithamname hazırlıyormuşsunuz, fakat o zaraan divanıharb muhakeme etmiş, af kanunu da o sırada çıktığı için r mücrimlerin beraetine karar vermiş \ e hüküm katiyei kesbederek kazıyj'ei muhkeme olmuştu. Şimdi nasıl yeniden muhakeme icrasııu tahrik edeceksirdz? * Demekliğlm üzerine: Bu flâmı çörebilir miyim? dedi. Bu ilâmı ısdar eden divanıharb rehi Nafiz Bey de bizimle Bekirağada mevkuftu. Nafiz Beye müracaat edin, o size yerini bildirir, dedim. Bir kaç gün sonra Yusuf Ziya Bey de istifa ettl. Bu arada Boğazlıyan kaymakamı şehidi mağfur Kemal Bey tecrid edildiği kücresinden çıkarılıp bizim koğuşa getirildl. Gazeteler katil, yağmager gibi her türlü müstehcen ?özlerle bu anz çehidi teşhir ediyorlardı. Hepimtz etrafını aldık, okşadık, öpenlerimiz de oldu. Zavalh şaşkm bir halde idi. tAman. Allah (îünyaya çıktım, öldüğüme gam yemerrf, fakat çocuklarımın boynuna (haini vatan evlâdı) levhası asılacak diyo çıldıracaktım^ dedi. «Hsini vatan onları yazanlardır, sen hakikî mücahidsin> diyerek tesslli ettik. Bir hafta kadar yanımızda kaldı, yağız çehreli büyük ruhlu bir Türk çocuğu. Arkatı var Istanbul Üni\?rsitesi Tıb Talebe dernegl yıllık toplanti'îinı dün Marmsra loknjinde 2."0 azanın iştlrafelle yapmıştır, Yıllık rapor^ talebe tarafından tenkld edütniş kantinde yolsuzluklar oldngunu lddla edenler kantlnl Idare edenierln hesab vermelerini Jatemlşlerdir Bunun üzerine hararetll münaka^alar olnıug ve dernek başkaru tarafından izahat verUm'.ştlr. Bir başka Cîrencl de nlzamnamedekl yanlışları saymıştır. Euııu tal.ıben Selçuk Aybar Vahld Anafarta ve Mehmed Duymazlar tarafıııdan kongre başkanlığına bir önerge verilerek 12 kasım !CS de yapılaa mitlngdeı bin lercs Unircrsitellnin yaptığl Mmenniye uyularak Istanbul Ünivorsltes'.ne fAtatürk TJnlverslffsl) adının verllmesl tekllf edilLokall dolduran yüzleree geno tarafından tu öııergcyl verenler uzıın uzun alkıçlanmıçlar ve öa#rge zapta seçirllmlştir. Daha aonra seçlmiere geçllerek toplantıya son verllmîst'.r. Bayındırlık Bakanı Baymdırl:k Bakanı Cevdet Kerlm Incediyı uçakla Ankaradan şehrlmlze selmiştlr. Londra Büyük Elçimiz şehrimizde Londra buyük elçlmlz Cevad Acıkalın dün Ankaradan çchrlmlze gelm!ştlr CeVdd Açıkalm IstanbuMa bir kaç gün Istlrihat ettlkten sonra uçakla Londraya gi dı1coktlrBasuı ve Yayın Umum Müdürii şehrimizde Başbakaaın gazetecilerle yaptığı toplantıda bTjlunmak üzere Basın ve Yayra Umum nvJduru Nedlın VeysT?l Ilkm \e Iç Basm müdürü Pc?ridun Fazıl Tıllbendci aün sabah Ankaradan şehrlmlze geinıişlerdır Bııgün Ar.karaya dunecek!erdlr# Binek otomobilleri nerelere verildi? Son zamanlarda şejırlaılze gelmlş olan otomobillerln tevzl llatesl Tlcaret Bakanlığından gelmlştlr, Blnek otomobilleri tamamen' Ba&anlı!£.ir| valülkler ve umum müSürlükiere tahsls olurunuştur, Futbol oynarken... Karagümrüfcte Meyınenet sokagmda 17 numaralı evdo oturur 13 yaç'.nda Turgudla aynl sckakta H sayılı evde oturan 12 ya emda Mustafa Aksu mahalle arasında futbol oyaarlarken, ara'larıcda kavga çıkmıştır ve bu sırada, Mustafa Turgudu susta'j çakı lla blr kaç yerlnde'n yaralaTiıçtır Turgııd Gurebaya kaldınlmış kaçan Mustafa, yakalanmıştır, Tahkikat yapılmaktadır, Tıb talebelerinin dünkii kongresi eniz Müzesi hakkındaki yanm üzerine Beşiktaşta oturan • Btrbirlerine benbir okuyucumdan bir mektub Y a z a n : P r o f . ••••••^^»••^»»^ i aiyen vak"alardan en aldım. Bilmediğim ban haberleri de iht yenileri en eskilerir nl süer, mümasiller tiva ettigi için, havadis verme kıymoti I birbirlerine kanşır. de bulunan bu mektubu aynen sütuuu• birbir'jerinl boaar. ma alıyorum: <Curnb.uriyet'te Deniz Müzesi hakkrnşahidlikte de bu bakar körlüğün bir his Araya karışan vakalar olursa hatualan daki kıymetli yazmızda, yeni müze yasesi olacaktır. Iyioe gördüğümüz şeylerin değiştirmekte bunlar da âmil olabilirler, hatıraları da hafızada yan gelip olduk Muhİtin tesiri ise bilhassa kuvvetlidir pıbncıya kadar şimdilik müzeye elveları gibi kalamaz ve bizi beklemezler. Çünkü alınan intıbalaruı eksiklikleri, rişli bir yer arandığını yazarken, bu i?e Zamanla evvelâ çabuk, sonra da yavaş zihnî itiyadları yuğuran muhitin müşte uygun birkaç yer göstererek bunlardan yavaş silinmeğe başlarlar. Silindikço de rek inanc ve tecrübelerile su gibi ta birinin seçilmesi muvafık olacağı muyerlerini tutacak yakıştırmalar yapılır. mamlanır. Sadece geleneğe kapılarak taleasmda bulunuyorsunuz. Belki, saym lîitomanlar bu boşluklan pek kolay ve dinliyenler için de doğru ve mantıki gibi valimiz Anlctradan dönüşünde size tebmaharetle doldururlar. Hele görülen ve gelir. Bu itibarla aynı vaka hakkındaki şir etmiştir. Tersanenin Okmeydanı cıya işitilea şeyler teferruatlı ve uzun u şahidliklerin hep bir noktada birleşme heti çevresi içerisinde bulunan ve Bahlursa haürlama yanılmaları da o rus leri bunların doğruluğunu mutlaka is riye Nazırı rahmetli Cemal Pasanm bübette artar. Aynı şey hakkındaki şahid pat etmez. Zira aynı yaşama şartlaruıda yük bir bimmet sarfile restore ve ihya likler tekerrür ettikçe ilk ifadeden git birleşmiş, aynı şeylere ve aynı manzara ettiği tarihî Aynalıkavai köşkünün t u tikçe uzaklaşılır, yeni ifadelere bir ev lara alışmış, kafaları aynı dil ve fikir yü Büyük Millet Meelisi bütçesinin envelki ifadler destek olmağa başlar. Bu lerle yuğrulmuş, aynı propaganda ve cümence müzakeresi sırasında Millî Savaziyette olan şahid sıkışUrıldıkça ger neşriyatla beslenmis olanlar aynı muka raylar Idaresinden alınarak Deniz Koçeklık intıbaı vermek zorile ifadelerini belede bulunmağa sürüklenecek bir du mutanlığma devri kararlaştunlmıştır. telleyip pullamak mecburiyetinde kalır rumdEdırlar. Şahidlik mevzuu olacak Tersaneye çok yîkınhğı ve tarihî bir Vakıa ile onun idraki arasında tıpkılık şey muhitin tesirlerine nekadar az maruz eser olması ve evvelce de Bahriye Neolacağı ve bunun olduğu gibi devam olacak bir mahiyette olursa şahidlerin zaretine bağh. bulunması bakımından edebileceği kanaati sürdükçe çahidleri ifadeleri de o nisbette kendi gördükle müzeye elverişli bir yer olduğu kanaazorlamakla Iıakikatin elde edileceği ze rine tercüman olacak bir halde bulunur. tindeyim. Gene bu meyanda Ihlamur ve Küsükhabı da devam eder. M. Şekib TUNÇ su köşklerile Yıldız Merasim Dairesinin de Millî Saraylar Idaresinden aluıarak Bar artistini kaçırmak ktiyen Bir Amerikan vapunı 140 Millî Eğitim BakarJığma veya Beledicüretkârlar yolcu götürdü Cüıanglrde oturan ve şehrlmlzln marul yeye devirlerine karar verilmiş bulunDlin llmanımıza gelen «ilarlne Carp» adlı Amenian gernUi 1^10 yolcu alara'ü A fcurlaımdan bLinde artKllk yapan Sadlye maktadır. ad.nda blr kadıaf Vlcdan adında blr arkaDolmabahçe camünin Fatih Eserleri merıkaya hareket etml«ttr daşı İle çalıştıgı' yerden çılap Farmakka Müzesine çevrilmesinden Evkaf Umum Yağ fiatlan p:ya dogru yurürlcrken kaldınmın. kena Müdürlüğünün vazgeçmesinde, milletin Yağ flatlanndakı yüksellş devam etmek rmd» birden bir otomcbM durmuş ve lçlntd:r Urfa yağlan 570 kuruşa kadar yük den uzanan kollar Badiyeyl arabay» çek manevî akidelerine hürmet hissinin saik »eln.'.ştlr, Stverek yaŞlan fi1O 5fiO kuruş tüten. scnra taksl hızla oradan Tizakla? bulunduğunu daha «v\el duyduğum giara=n dEdır, Dıvarbakır yajları da J7o raıştır Bu vazlyetl gören pollsler otomo bi, buna mukabil bu (Jf.mie bitişik ve lı) kuruştur, yalnız. Trabzon yağlan 420 büln peşine d\ışmü»ler ve jakalamağa mu Millî Saraylar Idaresine aid ve evvelce kuruştur ve piya^ası gev5ekilr vaffak o'muş:ardır, Bu cür'etkârane hâdl»eye teşebbus edenlerln. tsmall ve ŞUkrii son padişahlarm kayıkhanesi olan ve 1,5 asidli zeytinyağlan halen içerisinde saltanat kayıklannm Izmir, Icclr ve Çzum KooperaUflerl t» adında lkl kışt olduklan anlaşılmıjtır, Suçj mevcud bulunduğu garajın Faüh devri rafından getlrllen 1.5 aaldll devlet eeyUn. tular Eavcılığa teslim edllmişlerâlr. kadırgaları için ve ayrıca Millî Saraylar yağlırı dünden ltibaren £atı$a çücarılraiftır Bu üeytlnyaglarm lltreel bayl bakkal Beykoz fabrikasındaki yolsuzluk I Müdürlüğünün işgal ettijji eski Hazinoi larda 2">1, raıtoe yağlann İse 261 kuruşhakkında i Hâssa Dairesile bitişiğindeki eski Meftan satı.acaktır. Yenl istihsal mevslml ba^ Beykoz labrikasında blr yolsuzluk oldu ruşat Dairesinin Fatih devri eserleri içln ladıgı sırada plyassya yenldm y»8 çtkanl Sunu yazmıştık Aynl fabrlkada taklb me. müze haline getirilmesi hakkında da bir ma?ı çol: iyi teMr yapmıştır. muru Seyfeddln Tezerden aldığımız blr tasavvurun nevcud bulunduğunu ve mektubda talısildarlLkJa ve yolıuzlukla atlhami Perk hakkında inzıbat etüdlerinin de yapılmakta olduğunu alâlnkadar olmadığı yazılmaktadır. komisyonunun karan kah yerlerden haber aldım.» «Eg3> dekl kaçakçılık hâdlseslnden <Jo. Bir jimnastik öğretmeni vefat etti Muhterem okuyucumun mektubunda, layı IlLanu Perk hakkında Dsnlzyollarınca Ga;eta£aray Yenl Kolej ve Musevl llseda tahklkat yapıldığını yazmıjtık. TahkU lerl JltciHKttkj ögretm«nl Dr Halll Bey oğlu Aynalıkavak, Ihlamur ve Küçüksu kösKkatı yapan heyet vazlfeslnl bltirmls ve ra tbıahlm Hakkt Turgay anî blr nezfl dlma lerile Yıldız Merasim Dairesi, Dolmaporu İnzıbat komlâyonuna havale etrrJştlr. ğiden rahmetl rahmana kavuşmustur Ce bahçe Kayıkhanesi ve garajı, eski HaDün toplanan lnzıbat konılsyonu Hhatnl nazesl yarınkl pazarte»l günü öğle nama zinei Hâssa ve eski Mefruşat Daireleri Perk'.n kaçakçılık yaptlğım sablt görmüs Einı müt*akıb Teçvlklye camllnden. kaldı ve lç tüzüğe uymak suretlie htzmetten rılacak ve Fertkoy mezarlığına defnedile lıakkında verdiği haberi meranunlukla karşılamak lâzundır. Bütün bu köşkler mrn"lne karar vermlştlr ceitlr, Allah rahmet eyleye. ve daireler bomboş durmakta, hiçbir lıizmet görmemektedir. Bunların mii7a yapılmak üzere Bakanlıklara veya Belediyeye verilmeleri gayet yerinde ve faydalı olur. Bizi, müze açmak için büyük paralar harcıyarak yeni binalar yapmak mecburiyeünden uzun yıllar kurtarır. Yalnız AjTialıkavak Köşkünün taıihî 3 Aralık SALI akşamı kıymetine rağmen, Deniz Müzesi için, Saat 8,30 dan itibaren mevkii itibarile, elverişli olmadığı kanaatindeyim. Çünkü fikrimce Deniz Müzesi, halkm kolayca ayaret edebileceğî bir yenle ve dınriz kenarında obnalıdır. Telif revü operet 3 perde, Onun içindir ki ben KabataşBeşiktaşYazan: F A İ K K I R A L Ortaköy sahasuu muvafık görüyorum. Müzik: PANDELİ CİTRAS Aziz oku>Ticumnn bahsettiği DolmaNOT: Atina radyosunun ses kraliçesi bahçe Sarayı garaj ve kayjkhanesi de, kıymetli sanatkâr KAICİA MENDRİ tadil edilerek eski kadırga ve saltanat tamamen yeni şarkılarile bu operetinıize kayıkları müzesi haline konulabilir. Dolde iştirak edecektir. Tel: 49369 mabahçe sarayının arka tarafında tramvay yolunda jaraj yapılabilecek binalar ve çok genis boş yerler vardır. Şimdiki parajm bulunduğu kıymetli yer, garaj ! değil, müze olmağa lâjıktır. Dolınabahçe^e Millî Saraylar Müdürlüğünün işgal ettiği bina da, pekâlâ Deniz Müzesi ve Kütübhanesi olabilir. Saym okuyucumun haber verdiği tasavvurlann bir an evvel gerçekloşınesinî vo bn binalarm Millî Eğitim ve Millî Savunma Bakanlıklarile Belediyeye devredilmesini dilerun. SARHOS MEHTAB lngiliz Scott taze Marka Bahk Yağt öziş Huiasast SCOTT) arayınız. FRANSIZCA Dershanesi: Bahçekapı, Selâmet Ham. Fransızcanız zayıf ise bize geliniz. Mutedil bir ücretle losa zamanda öğretiriz. Mükâlemeye çok önem verilir. Dersler, müşterek veya münferiddir. Indirin sandıği, çeidn baskı kollanni! diye bağırdı. Zaten hiç birimizde takat kalmamıştı. DUe kolay! Eski Alipaşa neresiii? Büytıkdere neresi? DelUik yahul İnsan çatlar. Öyle söyleme. onun da kendi ne göre bir zevki vardı.. Sandığı Indirdik, baskı kollarmı aldık. Ben beümdeki kayiş kemeri çözdüm. Zetan sekiz kişi kalmıştık. Bekledik artık ne çıkarsa bahtımıza.. Bizden kalabalık da olsa biraz nefeslsnelim de kolay kolay ıslantnıyalım diye kensra çömeîdik. Uç, dört dakika sonra, fener söktü. Fırladık. Ne görelim?. Bir fayton.. Ömer Reis bunu görünce: Bre Kerhaneci, diye arabacının yakasına yapışmasile alaşağı etmesi bir oldu. Herif neye uğradığını bılemedi. îçeride bir sefaret kavası mı ne varmış.. Bizi eşkıya sandılar. Hemen cüzdanıru çıkardı. Bir, iki patakladıktan sonra herifleri savdık.. Bizim arkadaşları beldedik.. Hepsi beşer, onar dakika sonra geldiler.. Hiç unutmam bizim • Ceylân» takımında bir Arab Ismail vardı. Terlilıçi ustası. En çok dayananlardan biri de o oldu. Lâkin köy içine ?irip de dinlendiğüniz zaman İsmail kaa işedi vallahi.. Öyle yorulmuş ki, böbrekleri delinmiş... Yangm ne oldu? Haaa! Canım yangraa kim bakar?. Zaten çoktan sönmüş, dediîer. Gene ayni yoldan mı döndünüz? Divane idik ama o kadar da değil. O gece kahvede kaldık. Ertesi gün ilk vapurla sandığı köprüye çıkardık Bizim zamammızda da spor böyle yapıhrdı.. OtoLüs Büyükdere3'e geldiği zamar Şemsinin de hilıâyesi bitmişti. B. FELEK Iisan Müteh. Prot Albert Anjel (EMULSİON gelmiştir. Eczanslerden Ecza Deposu Efendim, bu Şemsi bir uçan çocuktu. Eli ayağı tutar. Gencll&inde esir almaca oynadığı zaman bunu tutan bulunmazdı. Blz çocuktuk, seyrederdik. Bunlar bir kaç kışiydi. BlrisJ bu Şemsi, birisi Salı Şeyhinin oğlu nıerhunı Safl, birisi Esvsbcıbaşının oğlu. Daha da vardır, şimdi hatırıma gelmiyor. Bunlar o zamanın kıyak delikanlüan idl. Uzattmyalım, otobüs hareket etti. Eflerken biraz sarsıntı oldu, önünden pon. Araa muşmulanın adı beşbıyıktır. tramvay geçsin diye de durakladı. Bana Beşbıyık, Kabasakal, Divitçiler. tâf atan kadın: Aaaay! İçin çjksın şoför gibl. Ayol Körbakkal. çalkanuıaktan hal olduk. Nedir bu! Gö Şemsi söyleniyor: Kan, semai kahvesinde yetişmîş. ren bakan yok ki! Gülüstük. Gidlyoruz. Şuradan, buraTam 0 sıra tabil mahsus biletçi çcdan, hayat pahalılığından, terbiye ucuztıesine yapıştı: luğurdan, içten, dıştan. Yarım saat ka Bayan bilet! dar gittik mi blltncrn. İstinyeye geldık, Eah, bir sen eksiktln. Ayol dur ba'salım. daha yenl kalktı. Ne oluyorsun? gcçtik. Yeniköy derken Şemsi içini çektl. Patiamadın ya! Hamm başka Isimiz vax. Ver pa Ne 0? Hatıralann mı canlandı? Evet, dedi. delikanlıhk divaneliği. ranı al biletini! Bsşka işin varsa git yap! Kuruçeş Âsık mıydm? Yok a canım. ben Syle mandepsiye tneye gelmeden ben bllet almam, üstübasmam. Bir kere buradan takım geçtrme varma! Çattık yahul Hatıım ya hilet al, dlkti de blr gece. Ne takırm? ya irdiririm. Başını agntmıyayım. Indir bakayraı! Hafii indirsenel Yok a canım. Ötekt yolcular bir şay deîmiyor. hen Efcndim, ben gencliğimde tulumkarıştım. bacıliŞa çok meraklıydım. Bu dediğim Hamm, uzatmayın da biîetinizi a 35 . 40 seneliS iş. Blzim Üsküdardakl lın! Bu adam da ne yapsın? Emlr kulu! evden başka bir de Eskialipaşada haLa Efendi sen kontrol musun? ne ka mm evl vardı. Kadmm çocuğu olmamış, nşıyorsun? benl evlâd edinmiş. Aj'da bir iki hafUi Ama sen çok geliyorsun! onda kalırdım. Senin anlıyacağm bir Çok geliyorsa blrazmı çıkarayım!. semtimiz de orası idi. Eskialipaşada bir Vayyy! Kan çaçaron. Şemsi kolumu Keçeciler tulumbası vardı. Ömer Reis diye de bir reis vardı. Bilmem adamcaçekti: Gaco, şlrret blr şey, fazla konuşma, ğız hâiâ sağ mı? Çocuklar da hep bıçkın, Ben de İyi koşardım. Oraya yazılı sulanacak! idlaı haniya! Sustuk, 0 söyleniyor: Erkek Ğpğü mi? Hepslnin boyrnı EUirim, idadlde esir almacada sen.. "ttmda kalsın. Hah.. İşte o merak. Bir gecs kahBlr ihtiyar seslendi: vede oturuyorduk. Top atıldı. Omer Beis Hepsinin nü? hemen yerinden doğnıldu: « Çocuklar Sen sus. Ben erkeklere söylüyorum. saym!» dedi. Saydık, yedl. «Yangın» Ben neyim? dedik. Hemen yerinden fırladı. Bir şay Sen muşmulasın. Anladm mı pin söyleıreden kapıdan çıktı, kahvedeki AAAYT! CE1LAM! Yazan: Burhan Fetek lcTden, on. on beş kişl de arkasından hep koğmşa gittik. Sandığn indirdik. Koşlüyü bekledik. O zaman karakollarda öyle telefonlarla filân yangın öğren mek kabil değildi. Ne ise blr çeyrek sonra köşlü koğusun önünda bastı narayı... Ayyj"t... Boğaziçinde Büyükdere.. Biz zaten dblikleri fanileleri giymiş diyoruz, ama Allah var ya çocuklar yağ gibi kaçıyorlar. Yolda Galatalıları yakaladık^ Reisîeri bizimklnin ahbabı olduğu için maraz çıkmadı.. Bastık geçtik« Saat oldu alaturka iki, iki buçuk.. Ver elini Şişli, oradan efendime söyleyim Zincirlikuyu, şimdiki Alaman çiftliği. Hava da serin.. Böyle bir mevsim her halde... Artık hafif gidiyoruz. Arkadan gelen yok. Önde yakalanacak tik. Omer Reis bize bakarak: yok... Herkes keyfinde.. Ömer Reis ara< Çocuklar gözü yemiyen gelmesin! da bir: Dedi..» « Biraz nefeslenin çocuklar. Bunun Pek hatırımda değil.. Yirmi kişi ka dönüşü de var, diyor ama aldıran yok.. dar toplanmıştık. Hiç biri geri kalmadı. Ben tamam dört defa sandığa girdim.. Fenerci, hortumcu, hepsi tamam. Yola Derken hortumcu Hımhım Ali cReis, düzüldük.. Eski Alipaşa neresiiii, Bü arkadan fcindiriyorlar..» demez mi?. Bir yükdere neresi?. Bizim mahallenin ismi de dönüp baktık ki uzaktan bir fener, Muhtesib İskender mahallesiydi. Biraz titrek titrek geliyor Ömer Reis cSesilerisi Edirnekapı.. O zaman Gazi Bul Ien Şem<;i!» dedi. Ben narayı bastım. varı falan yok. Ömer Reis hesabını Takım değistik. Başladık kaçmağa, kaç yapmış. < Galata köprüsünden geçe bre kaç.. Bir takım daha değistik. Lâceğiz» dedi. Hakkı da var. Sultan Se kin gözü körolası arkamızdakiler gitaide limden aşağı inip, Unkapanmdan geç yaklaşıyor.. Üç saattir koşmuşuz karsek bile Meyyit yokuşu falan biraz sı deş. Kimsede takat de kalmamış. Berekacaktı. Biz verdik kendimizL. Yolda ket ki yol yokuş aşağı başladı. Biz de bizim sandığa takılanlar da oldu. Ya Büyükdere sırtlarını bulmuştuk. Bulrım saat sonra Beyazıda geldik. Baktık muştuk ama arkamızdakilerin bizi, köye Kulede işaret duruyor. Ömer Reis bana: varmadan yakalamamalannı istiyorduk. Şemsi, seslen! dedi.. Benim de se Malum ya tulumbacıhkta yolda yakasim çok gürdü. Hiç unutmam, bastım lanmak çok ayıbdır. Ömer Reis dedi ki: p.arayı: tlyâââââââyt, karada kaçan, « Çocuklar, şimdi bir takım çajhderyada uçan, yedi dağdan yedi bağa racağım. Dökülenler arkadan gelsin. Biz ateşler saçan.. Yedi dereden yedi tepeyi kaçacağız..» diye bağırdi; aşan, dostu susturan, düşmana kan kus Ceylân! tııran, kıldan ince kılıcdan keskin, tığ Bu Ceylân takımı, dört takımın en gibi Eskialipaşa Keçeciler köleleri.... iyi çocuklardan yapılmıştı. Ben de [yaaaaayt iyah..» bunlardandım. Ama Ceylân takımmı Ömer Reis hemen takım değişdirtti. her zaman çağırmazlardı. Çünkü öteki«ZünbüH. diye bağırdı. Ben bu takımda ler içerlerlerdi. Anladm mı işin daladcğiidim. Sen b*lirsin ama ben gene söy veresini. Ama Ömerin hakkı var. içerleyeyim. TulumbPİarda birbirile denk lemeyi hesab edecek sıra değil.. Fener gitsinler diye dörder kişilik takımlar yaklaştıkça yaklaştı.. Geliyorlar yahu! teşkil edilirdi. Reis, yerine, yolun ma Ben bastım narayı, girdik kollarm altıhiyetine göre bu takımları değiştırirdi. na... Ne gidiyoruz, sorma bilâder! Oyle Bazı takımlar olurdu ki ağır gider, ama kaçıyoruz ki Reis beygirle güç yetişlJayanıldıdır. Yokuşlarda onları çağırır yor. Lâkin gelgelelim, ardımızdakiler dı. Uzatmıyalım kardeşim Karaköy köp pesimizi bırakmıyorlar.. Koş bre koş.. rüsü, Tophane, Boğazkesen, Galatasa Nihayet köye girdik, kenar sokaklardan ray. Beyoğlu, Taksim, Pangalü hep gı birınin dönemeç yerinde Ömer Reis:
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear