Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
CUMHURIYET 12 Nisan 1941 4U Dil ve edebiyat davası 1 t Şehîr ve Memleket Haberleri ) Istılahlarda bocalayış Canlı dil kendisine kabui ettirilmek lstenen çty kelimeleri reddedince bu iş bırakıldı. Fakat orada bırakılan ıstılahlar da devam ediyor. Canlı dil ki anonira ve gayrişahsidir, ıstılahlar ki ferdler tarafından vazolunur, orada yapılamıyan burada yapılamaz mı? İyi •ma ıstılahlarm çoğu dilden mayalandığı gibi baştan ferdî olan ıstılahlarm mühim kısmı da zamanla dile mal olarak ferdilikten çıkar. Istılahların canlı dilden haric kısımlan ancak muhtelif ilim sahasında ihtısasa taalluk edenlerdir. Bunlar dallann ucları, fakat asıl gövde dilin içinde. Istılahlardaki iğrilik ucda yapılacak şeyi gövdeye de tetbikten Ueri geliyor. Yani Papanın h?kkile Kayserin hakkını ayıramamak. Biz Avrupa rönesansına edebiyattan önce ıstılahlarla girdik. Edebiyatımızın Avrupadan aksettirdiği ilk iki mahsul, biri manzum biri mensur, ancak Tanzimatın ilânından yirtni sene sonra 1859 dadır: Biri Şinasinin muhtelif Fransız sairlerinden naklettiği «Tercümei manzume», diğeri Münif Paşanın Voltaire. Fenelon ve Fontenell'den terciime ederek «Muhaveratı hikemiye> ismile neşrettiği felseft diyaloglar. Halbuki tababet, riyaziye, tabiiye gibi ilim Bahalanndaki ıstılahlara Tanzimatın i~ lânından yirmi otuz sene evvel başlandı. İlk ıatılahlan bulup tedvin edenlerden Şanizade Ataullah Efendi, Mustafa Behçet Efendi, Hoca İshak Efendi gibi irfan velinimetlerimfcrfn ölüm tarihleri, sıraBile, 1826, 1833, 1838 dır. Evet ıstılah teceddüdünün edebiyat teceddfldüne karşı yarım asırlık bir kıdemi var. 1 Şehir Meclisinin ictimaı Kısa bir reis buhratum müteakıb yapılan toplantıda mnhtelif meseleler görüşüldü Yprinde bir ihtiyat tedbiri O stanbul, Kırklareli, Edirne, Telriıdal l ğı ve Çanakkale halkından AnadoluU ya geçmek isteyenlerin kara ve deniz yolu ile meccanen nakli hakkında verilen karar, bir ihtiyat tedbiridir. Örfî İdare komutanı Korgeneral Ali Rıza Artnnkalın dünfcü eazetelerde çıkan tebliğinde de bildirildiği gibi, bu tedbirin iyi bir şekilde tetbikı için, halkın sinirlerine hâkim obnası ve sükunetini mnhafaza etmesi icab eder. Telâş ve heyecan. hiç bir laman fayda vermez ki ha tahliye isinde faydalı olabilsin. Bu. bir harb tedbiri de?il; bir ihtiyat tedbiridir. Harbin yurdumuzun kapısına kadar gelmis olması ve bir tecavüıe nğramıyacağnnıza dair eümizde itimada değet bir sened bulnnmaması, bizi, bu gibi tcdafüî tedbirieri almaga sevketmektedir. Gerçi kahraman Türk ordusu hududlanmın beklemektedir. Ve isükiâlim>z, hükfimranhk haklanmız, yurdumuz bi* tecavüze uğrarsa, bütün kudret ve knvvetile döviişecektir. Fakat zamanmuzıo harbi, yahıız cephede ordu ile yapılmıyor; bütfin memleket, bilhassa hudnda yakın olan cephe gerisi halkı. tıpkı cephede imiş gibi, harbe istirak ediyorlar. Vaziyet böyle olunca örfî idare mıntakasına dahil ynrd parçasındaki halk kesafetini azaltmak hususunda hükumetçe alman tedbir tamamile yerindedir v« harb bize yaklaşbğındanberl ahnan mnhtelif tedbirlerden biridir. Bn gibi tedbirler, memleket tecavüze us> radıktan sonra değil, böyle bir şey vald olmadan. vaktinde almmak icab eder. Bu lünım. harbin başmdanberi ranhtelif milletlerin nğradıklan fclâketlerle katt surette anlaşılmıştır. Hükumetin ve halkm en çok korkması lazmı gelen sey. tedbir değil, tedbirsizlik ve ba yüzden baskma uğramakhr. Çünkfi !ş isten gectikten sonra alman tedbirler müessir obnaz, fayd» vermer, felâketi önleyemez. Örfl idare mmtakasındaU halk kesafeÖni azaltmanm banş ramanında aimması lâzım gelen bir milli müdafaa ihtiyat tedbiri oldn|n aniasıldıktan sonra, halkm v«zifesi. bu tedbirin sükftn. intizam ve vakaria tatbikı îçln hükumete yardıra etmektir. Bn da, zararlı bh* telâş ve heyecana kapılmamakla miimkün »lur. Sinirlerine hâkira olduğunu gimdiya kadar daima göstermiş olan hallnmmn, bn tedbirin tafbikmda da aynı soğnkkanlılıgi göstereeeeine şflphe yoktnn Tfirkün seciyesi telâs değil. sükundur. Sinirlcrimizin cenk eibl olduğunu göstereHm. • Yazan: kuş. Hele «k» nispeti: Cebrf=cebrik, ' kutbî=kutbik ve bunun frenkçe kelimelere de tatbikı: Aded! yerine «numerik», halbuki fransızcanın «que» nispetini olduğu gibi almca hiç te «numerik» gibi gülünc olmuyor: Pratik, sempatik, kübik, plâtonik, dinamik. Belli dil yapmacığı değil dobra dobra olmayı sevmektir. Buna erkeklik denir. Peyami Safa «Cumhuriyet» deyken Greko Lâtin cinsinden on tane ıstılahı karşılıklarının bulunamıyacağma misal diye ortaya atmıştı. İki türkçü ve çalışkan zat, Ali Ulvi ile doktor Şefik İbrahim, bu ıstılahların öz türkçe karşıhğını bularak bir broşür neşrettiler. Niyetlerinin güzelliğile çektikleri emeği takdir etmemek miimkün değil. Fakat netice? «Libido» nun karşılığı «yaygm», yahud «kösnü>. Osmanhcası «şehveti şamile». Hayır Freud'ün felsefe ve sistemini bilen bunu o tek kelimeyle anlar, bilmiyen de, ister türkçe, ister osmanlıca, ister çini maçince olsun, hiç bir karşılıkla anhyamaz. Istılahı böyle telâkki etmek malumu meçhule götürmektir. «Vitamin» in türkçesi «dirim öz», yani hayat cevheri, birine her iki karşılığı söyle, onun vitamin demek olduğunu anlatmak için uzun uzun izah edeceksin Fakat rast geldiğin kimseye «vitamin» i sor. Sana «meyva ye meyva» diyecek. Demek kelimenin karşılığı kelimenin kendislymi:. Şehir meclisi dün saat iki buçukta Berber dükkânlan ve güzellik mües lât Vekâletine devretmek istediğini yaziçtimaa davet edilmişti. Vali ve Bele seseleri hakkında zabıtai belediye tali mıştık. Belediyenin bu idareden 700,000 •birleşmek». Fakat bu üç tane ayrı ayn diye Reisi Lutfi Kırdar mühim bir top matnamesine madde ilâvesi hakkındaki liraya yakın bir alacağı vardır ve bu yemeği tek kabda yemektir. Rafta talantıya riyaset ettiğinden, ikinci reis komisyon mazbatası da tasvib edildikbaklarım durup dururken bu beyhude alacağından dolayı da evvelce Haliç Necib Serdengeçti de hasta olduğun ten sonra celseye bir müddet fasıla vefukarahk neye? şirketine haciz koydurmuştu. Münakadan ve ikinci reis vekili Faruk Dereli rilmis ve ikinci celsede müstacelen Ya melezleme türkçeler? İfade etlât Vekâleti idareyi hali hazırile almahkemede bulunduğundan reis buhramüzakeresi taleb edilen 940 malî yılı mek yerine «öz beyanlamak». «İfade» nı hasıl olmuş ve meclis toplanamabütçe kararnamesine bir madde ilâvesi mak istediğinden Belediyeye bu haczi yi atıyoruz da «beyan» neye kalıyor? mıştır. Nihayet saat dörtte ikinci reis hakkmdakî teklif kabul edilerek top refetmesini teklif etmiştir. Belediye de Hele fransızca kelimelerin melezleştivekilinin gelebilmesi üzerine içtima lantıva nihavet verilmiştir. rilmesi: <Application> dan «eplikat», bunu şebir meclisine havale etmiştir. edilebihniştir. «exercice> den «eksey», «normal» den Halic idaresine konulan hacu Medisin dünkü toplantısında bu teklif Büyükada ile Boğaziçi Anadolu ya«nomal», «direction» dan <direket», kaldınlıyor kası, Eyüb mıntakası nâzım plânlarile «suite» den «süyüt». Bu melezleştirmeyi Belediyenin Haliç idaresini Münaka kavanin encümenine gönderümiştir. Cihangir, Ayaspaşa, Dolmabahçe ve ciGreko Lâtin kökünden kelimelere de varı imar plânlarının tetkik ve tasdikı şümullendirdik: Kilo yerine «bino», kihakkındaki teklif ile tafsilât plânlanmn logram yerine «binogram», kilometre yapılması için mütehassıs M. Prosfun yerine «binometre»». insanın gözü öbir müddet daha istihdamı hakkındaki nüne yansı kız, yarısı küheylân esateklif nafıa ve mülkiye encümenlerine, tirî mahluklar geliyor! elektrik, tramvay, tünel işletmeleri Sonra türkçe karsılık bulacağız diye 1940 blânço, kâr ve zarar hesablan güdük kelimeler kullanmak: «Hülul> hakkındaki teklifi de bütçe encümenine yerine «gecişmek», halbuki hülul bir havale edilmiştir Bundan sonra sular yere nüfuz edip kalmaktır, nüfuz etidaresinin 1940 blânçosu hakkında tettiği yerden geçip gitmek değil, «azakiki hesab encümeninin mazbatası omî», «asgari» yerine «çogay», «azay», Tıb Fakültesi dekanı Kemal Atay Karagümrükte Sultan mahallesinde kunarak idarenin bir senelik kâr ve halbuki onlar çokluk ve azlık ifade dün akşam Ankaraya gitmistir. Anka oturan Naciye, büyücülük yaptığı ve masrafının mütevazin yani 1,789.478 etmezler, «en çok». «en az> manasına lira olduğu anlaşılmıstır. Azadan Zahid rada kurulmakta olan Tıb Fakültesi Asiye de, ona Fikri isminde birisini gelirler Hele «sühunet» yerine «sıcak«yani sular idaresi kâr etmemiş mi?» nin esasmı teşkil etmek üzere, İstan müşteri olarak getirdiği iddiasile yalık>. Sühunet sıfınn üstündeki hareret diye sormuş, sular müdürü de «hayır!.» bul Tıb Fakültesi talebesinin bir kıs kalanmışlardır. Her ikisi de dün adderecelerile altındaki bürudet derecemınm Ankaraya nakline karar veril liyeye sevkedilmiştir. cevabını vermiştir. lerinin hepsine şamildir. Öyle geniş bir miş; bu hususta lâzım gelen hazırhkZahid tetkikl hesabat encümeninîn mefhumu «sıcaklık» la ifade edeyim İddiaya göre, Fikri, bir kadm seviTahsin Banguoğî^ınun büyük gürültü. derken kelimeyi yan belinden kesmek ler koparan gramer taslağında yer ver vazifesinin yalnız kâğıd üzerinde hesab lara başlanmıştır. yormuş. Asiye delâletile Naciyeye müFakülte binası ikmal edilinciye ka Türkçe yeni lâhikalarla yeni ıstılah karanhklan yırtan ışıklar var, fakat lan tetkik etmekten ibaret olduğunu racaat ederek, sevdiği kadınla arasını dar, önümüzdeki ders yılı tedrisati, lar çıkarmak sistemi de aksayıp duru toptan bakınca eserde, olmamıs meyva elektrik, tramvay idarelerinde olduğu bulmasını istemiştir. Naciye de buna Bir buçuk asırlık bir himmet man yor: Bir defa <ğ» lâhikası; «ağ, yağ, dağ, lara mahsus, o kekrelik neden? Bu. en gibi bu müesseseye de şehir meclisi na Yüksek Ziraat Enst>tüsünd« yapıla 5 lira mukabüinde razı olarak, 99 luk caktı». Buradaki tedrisata, »imdilik famma birer murakıb tayininl istemiştir larası gösteren utılahlarımızda feyz o sağ» gibi pek mahdud ve tek heceli çok ıstılahlardan ileri geliyor: «Sâit» ve bu temennisi makama havale edil kültenin ilk üç smıfı istirak edecek tespih, nohud, ot, günlük, ödağacı velan tarafla aksayan taraf nerede? Garb kelimelerde görülen yunraşak «ğ» mü «sâmitî. yerine «sesli», «sessiz, tir. İcab eden den levazımı da İstan saire ile büyü yapmıştır. Lâkin, Fikri miştir. dan ilk ilim eserlerini nakledenler şark teaddid heceli kelimelerde ya büsbüdururken «vokal» ve «konsanant» de . sevdiği kadına kavuşamamış, büyü teSüleymanîyede Besbn ömer caddesi bul Ünivendte«inden götürülecektir. tan da medrese kültürile yetistikleri tün düşüyor, «yayla», «kışla», «ruzla» mek. İsim ve fiil yerine «nominal», «versir etmeyince de, gitmiş, alâkadarlara adı verilecek olan yol hakkındaki maziçin, islâm iskolâstik medeniyetinin gibi. Yahud «k» harfine çevrilerek maba»». Hattâ bu cins kelimelerin tasrifleri: şikâyette bulunmuştur. bata okunurken azadan bazılan bu zarurf icabı olarak, ıstılahlan bulmak naa değişiyor, «yaylak», ckışlak» gibi. nominatif, akkozatif, lokatif, faktitif... yolun eski isminin Takvimhane olup Naciye ile Asiye, Sultanahmed bihususunda hep arabcaya müracaat et Halbuki yeni terimlerde bol bol kulBunlara ıstılah denmez, tokmak denir. tarîht bir mahiyeti haiz olduğunu ileri rinci sulh ceza mahkemesinde sorguya tiler. Fakat biz ki dıştan bu garb me lanılan yumuşak «ğ» nin verdiği sese İnsanın, yalmz gozüne ve kulafma de. sürmüşler ve başka bir aokak isminin çekflmişler ve cürümlerini inkâr etdeniyetini alıp içten kendimM bularak bakınız: Duyuğ, görüğ, işitiğ, kokuğ, General Besim Ömere izafesini Istenüşmişlerdlr. Hâkim Reşid Nomer; flcahakikt rönesannmıza ermek yohmdayız, katığ... Bir de «ey>, «ay» lâhikaları var: ğil, beyninin içine vuruyor. Önümüzde ulaşmağa mecbur olduğu ierdir. Azadan Kâzım Şinasi de bu ismo mazinin iskolâstiğinde kalaraazdık. Istı Hesabda zarb yerine «carpay», taksim metgâh sahibi olduklanndan serbest lah için kaynafımız artık ve elbet sa yerine «böley>, hendesede satıh yerine muz büyük bir hedef var: Medeni dil aynı zamanda General Besim ömerin bırakılmalanna karar vermiş, dosyayı dece arabca olamaz. İlk esas; yeni ıs •yüzey». Sesler bin yıhn ötesinden ge lerin bütün mefhumlarına türkçede kar soyadınm da ilâvesini taleb etmiştir. müddeiumumiliğe geri göndermiştir. tılahlar bulurken ve eskileri tasfiye e liyor gibi uzak ve insanın içinde çok sılık bulmak. Bu, mukaddes bir zirve Cereyan eden müzakere neticesinde Tahkfkata oraca devam olunaeaktır. dir. Oraya çıkınca ufuklanmız bütün Besim Ömer isminin Takvimhane sokade^ken her şeyden 5nc* türkçeye bak gerilere atılıyormu» gibi bir irkilti. Suç sabit görülürse, dosya, asliye ceza san'at ve ilimleri kucaklıyacak, fakat ğınm bir kısmına verildiğini asıl Takmak: Barsak varken «em'a>, damar Şehrimizde b\ılunan Ticaret Vekili mahkemesine verileltek muhakemeleri En çok bocalayış nispet lâhikalarında varken «şiryan», kemik varken «azım». görülüyor. Dilimizin pek benimsediği oraya çıkmak için yapılmıs veya önü vimhane mahallinm eski teminm mu Mümtaz Ökmen dün de öğie üzeri mm başlıyacaktır. kulak varken <semi'», kaya varken <su «î» nispetine nedense garazımız var müze açılmış yolları bırabp fundahklan hafaza edildiei anlasılarak mazbata ay taka ticaret müdürlüğüne gelmiş ve hur», dal varken «gusun»... Hayır, tıpkı gibi. Halbuki onu hep ne tatlı tatlı yara yara yeni yollar açmağa çalışmakla nen kabul edilmiştir. müdürlükte geç vakte kadar meşgul ŞEHİR İŞLERl canlı dilde olduğu gibi <güneş» du kullanıyoruz: IImt, fikrt, edebî. hissî, vakit ve nakid kaybından başka ne kaolmuş tur. nırken «hurşid» e, «afitab» a, «mihr> e hayalî, cinst. cinaî... Buna karşı üç nevi zanıyoruz? Ticaret Vekili dün muhtelif islerle Kadıköyünde 210 kilo nok. nasıl Ifizum yoksa ıstılahlarda da yok. nispet edatını tutturmak için uŞraşılYapılmış yol: İsim, fül, sıfat, zamir, uğraşmıs ve muhtelif zevatı kabul etBuna mukabil canlı dilde tasrifimize maktadır. Birincisi «1» lılar: Al. sal: malum, meçhul, müspet, menfi... yermiştir. Bu meyanda petrol ve benzin . tan ekmek bulundu giren kelimeler türkçe olduğu gibi ıs el, sel. İyi ama bunlann hangisi ne lesmiş ve alışılmış kelimeler mirasımızişleril* de meşgul olan Vekil, petrol Dun Kadıköy kazası dahilinde bir tılahlarda da öyledir. Hesab yerine «a rede kullanılacak? Bu hususta bir esas dır. Onlar sökülemez ve sökülmemeli ofisi umum müdüründen izahat almıştefti«te muhtelif ftrınlardan 210 ki Bir ihracatçının ruhsatnaritmetik>, hayır; o yalnız bir kelime vok, yalnız gelişigüzellik var. Asabî ye Uzatılacak yol: Yeni türkçeleri yeri boş tır. Akşamüzeri petrol kumpanyalanna lo noksan tartılı ekmek musadere değil: Hesablaşmak, hesabsızhk. hesab rine «sinirsel», fizikî verine «fiziV=el»: kalan mefhumlan karşılamak için kulmesi elinden alındı bu hususta Vekâletin bazı direktifleri edilmls ve fırın sahibleri ceza]andıgörmek, hesaba almak, hesab evrmek. neye «sinirel». «fizikel» değil? Kıhfî lanmak. >Şark> ve «garb» a karşı «doİzmir (Hususî) Talimatnameyi tebliğ olunmuştur. nlmıstır. hesaba katmak, hatta cayvaz kasab hep yerine, «kafal», arzî yerine «yereK; ğu» ve «batı»; hayır ikisinin de ayn aymuhalif olarak ihrac edeceğl pala* İstanbul Belediyesinden de sehirde bir hesab». Müdir, reis, hâkim. mah neye «kafsal», «yersel» değil? Kaide rı rolleri var. Birinciler Asya ile AvruBundan Haşka şehrin muht«Uf mutların arasına aşagı kalitede pa" Südlücede KanMğaç caddesinde 129 mevcud petrol ve benzin stokları hakkeme, talebe, mekteb. Damanmızda dildeki temellük tarzından çıkar. Dil payı, ikinciler güneşin doğuşile batışını numaralı Demir Iimited atelyeslnde semtlerinde seyrüsefer talimatna lamut koyan Simon Bencoya flrma* kında Vekâletçe izahat istenmiştir. kan gibl bunlar dflimizin içindedir. mesine aykıra harekette bulunan 10 sının ihrac a t ruhsatnamesi mah « de böyle bir temellük yok ki kaidesi anlatsınlar. Açılmış yol: Dinamo, ana ameie Kahramanoğlu Bıza, »telyede Mümtaz Ökmen dün manifatura itkeme kararile istirdad edilmiştir. şoför de tecziye edümiştir. çıksın. tomi. diyagram, grafik, metod, bakteri... oksijen kaynağı yapılırken vazifesi hahalât i?i ile de alâkadar olmuş ve bu Bazan bir ıstılah bir tarih heybeti Bu firma artık ihracat yapamıya « Güzel, beynelmilel kelimeler olduğu gibi rid karpit l™™nını kmnıtırmak iste hususta manifatura ithalât tacirlerile Şehir cokaklarımn sulanması İkincisi «ey>, «ay»: Tecrübî=deney. taşır. «Makteb» kelimesi Tanzimattan caktır. alınır. Fakat «anten» yerine «duyurga», miştir. görüşmüştür. Bu meyanda manifatura amudî=dikey, ufkî=yatay. İyi ama önceki eski zamanda yalnız <Mektebi Yaz aylan yaklaştığından temiBIzmirde sıtma mücadelesi Fakat an! surette karpit kazanının stoklan vaziyeti de tetkik olunmuştur Sibyan» diye mahella mektebleri için biraz yukanda gördük. Aynı edat isim tvantU7> yerine «ce'en»... Asfalt yolu Ticaret Vekili dün İstanbul ticaret lik ve sulama işleri İçin Belediyece patlaması ile mnhtelif yerlerinden ağır kullanılırdı. Çocuğun ilk yazıyı öğre yapmak için de kullanılıyor. «Çarpay» bırak, fundalıkta yol ara. tzmir (Hususî) Vüâyetlmizda lsmail HABfB surette yaraianan Bıza, biru Mtura öl odasınm .muhtelif isleri üzerinde oda bir program hazırlnmıştır. Be nip Kur'anı ilk söktürdüğü yer. Tan isim, «yatay» nispet. Yani ne deve, ne bu sene geniş mlkyasta aıtma mü' umuml kâtibi Cevad Düzenliden izahat ledlye sehir sokaklannı halkm ç zimat o kelimeyi mahalleden aldı, rüsmüştür. cadelesi yapüacaktır. Valillk, mtma almıştır Fiat murakabe müdürü Mah kâyetlerini asgari hadde indirecek mücadelesine aid küçük aây mü tiyeye, idadlye, ve darülfünuna çıkardı. Yapılan tahkikatta, kazanın patla MAAR1FTE POL1STE «Mekteblb, «medreseli» diyince gözükellefiyetinln, şehir ve kasabalarar masmtn Ri&znın lüzumsuı müdahalesi mud Seyda, r dif ticaret dairesi reis mu şekilde temizlemeğe çaiışacaktır. müzün önüne garblı şarklı iki ayrı kfilda şamil olduğunu büdirmiştlr. Her neticesinde vnkna geldiği ve kendi ölu • avini Süre\ ya. hukuk işleri müdürü İki otobüsçünün kavgası 19 mayısa hazırlık Mahlut çay ve kahveler de Vekü tarafuıdan kabul ediltürlü temsil eden iki tip gelir. Onun yetarafta mücadele heyetleri teşkil e. Dün Vllâyett*, Vall muavini AhEyüb Keresteciler hattında ça müne sebebiyet verdiği anlasılmıştır. Ferid Fiat Muîakabe komisyonu piya dllecektir. Çiftlik, fabrlka, hususl miştir. rine «okul>, hayır «mekteb» artık ne med Kınıkın riyasetinde kaza kay lışan 3045 numaralı otobüs sahibi sadan aldığı mahlut kahve ve çay mekteb sahibleri ve müteahhidler, arabcadır, ne de kelimedir, orada bir makamları, Maarif müdürü ve Be Mehmedle ayni hatta işliyen 3012 Akşamüzeri Vekil tiftik ve yapağı ihJl bayrak gibi bir asırlık garbülasma ham den terblyesi müdürlüğü mümessi numaralı otobüs sahibi Abdullah, racat tacirlerinden bazılarile İngiltere nümunelerirü tahlil edümek üzere yanlarmda çalışanlara meccanen lemizin nuru dalgalanıyor. ve Almanyaya yapılmakta olan ihra Belediye kimyahanesine göndermiç kinin dağıtacaklardır. Sıtma mev» llnln lştlraklle bir toplantı yapıl Eyüb durak yerinde nöbet mesele th. Badema kahveciler «attıklan zuunda muntazaman bültenler n e | cat üzerinde görüşmüştür. sinden kavgaya tutuşmuşlardır. Tam tfirkçelefmemekle beraber mün mıştır. Bu toplantıda 19 mayıs genc. çay ve kahvelerin hangi madde ile redilecektir. ferid kaldıklan ve karşılıklan da ol İlk bayramı hakkında, evvelce ha Ravga esnasında Mehmed. eline mahlut olduğunu bir etiketle bun MÜTEFERRtK •k Hayvanat Borsasının idare hegeçirdiği irice bir taşla Abdullahı Bursa Merinos koyunu madığı için devamlannda, mahzur de nrlanan programm tekemmülü İçin ların üzerlerine yazacaklardır. başından yaralamıştır Abdullah yeti aeçimi pazartesi Borsanın ğil, zaruret olan ıstılahlar. Tek keli müazkerelere devam edllmlştlr. »ergisi kaldınlmış, Mehmed ya Sütlücedekl merkezinde yapılacak Adalardan ilâve bir vapur meden korkmamah. Müselles, murabba, Belediyenin istediği Ecnebi ve ekalliyet mek hastaneye tır. Bursa (Hususi) f Memîek|etta kalanmıştır. mustatil... diyinee çocuğun gözü önüne hareket ettirilecek •k Tramvay kondüktörkri, halkm merinos koyunu yetljtiriciliğini teş< malumat teblerinin imtihanı onlar, manalarile değil, delâlet ettikleri Bir manifaturacı Müddei elindeki danteslz kuruşlan kabule Devlet Denizyollan idaresi pazar vik için devletin her sene tertib et« şekillerle gelirler. Beşiktaş dediğimiz Ecnebi ve ekalliyet mekteblerinbaşlamışlardır. İdare bunları toplı günleri için Adalardan gece son bir Belediye İktısad müdürlüSünün tiği sergilerden biri daha Bursada umumiliğe verildi zaman hiç birimizin aklına «taştan bir de imtihan programlan hazırlan yarak Merkez Bankasına teslim e posta ilâve etmeğe karar venniştir. şehrimize gelen gıda maddelerinin Atıcılar meydanında açümıştır. BU besik» gelmez. Güç olan «mustatil» de mağa başlanmıgtır. Maarif müdürMahmudpaşa caddesi 69/71 nudecektir. Bu posta saat 20,15 te Büyükada umumî vaziyetleri hakkında bunla. serginin açılışmda Valimizle Parti ğil onun yerine «dikey dörtgen» de lüğü, programların tanzimlnde gö marada manifaturacılık yapan Yadan hareketle bütün Adalara uğrı nn istlhsal mıntakalanndan malu müfettişimiz, • Merinos yetlgtinn9 mektir. Hem yerlesmiş. olanı zorla sök zönünde tutulması icab eden esas sefln, Sirkecide Şahinpaşa otelinde Anneler! yarak Köpriiye gelecektir. mat almak suretile bir rapor ha müfettişile ziraatçiler, vilâyet erkâ< mek neye? «Mustatil» ı atarken yalnız ları, tespit ederek bu mekteblere misafir Nazım adında birine 55 kuMeme keslmi zamanı doktorun Karabükte saç imal olunacak zırladığmı yazmıştık. Bu maddeler nı ve kalabalık bir yetlştiricl küt • » bir kelimeyi değfl bh buçuk asn gö göndermiştir. Diğer taraftan veri ruşa satılması lâzım gelen malı 75 nezaret ve tavsiyesi altında bulesi hazır bulunmuştur. Derece alarf den zeytinyağı hakkmda Ege, ko müyoruz. Karabükte Türkiye demir ye çelen karara göre, ecnebi liselerinden kuruşa satmak istediği tertib edilen lunmadıkça çocuk için tehlikeli İsmaii Habib Tıb Fakültesimtı Ankaraya nakli Fakülte dekanı dün akşam Vekâletle temasa gitti Bulamadığı sevgilisi ne kavuşmak için.. Bir kadına 99 luk tesbihle büyü yaptırmaya kalkmış Ticaret Vekilinin tetkikleri Mümtaz ökmen dün bilhassa petrol ve benzin işlerile meşgul oldu Feci bir kaza Bir demir fabrikasmda yanlışlık yüzünden kazan patladı. bir amele öldü Kısa Haberler Arabcadan çıkanlma ıstılahlar içinde devlet imtüıanlanna girmek istiven cürmü meşhudla tespit edümiştir. Yasef, hakkında tanzim edilen en çekilmezleri müselsel terkibli olan erkek talebenin imtihanı Galatasalardı Gargaralı ve idgamlı terkibler: ray lisesinde, tnzlannki de İstanbuJ evrakla birlikte Müddelumumiliğe teslim edilmiştir. «Zukesiretüladla*». «Müselles müsa Kız lisesinde yapılacaktır. viyüssâkeyn», hele «sol köprücük keGeçen Büyük Harbin ortalarına doğmiğinin altı» yerine: «Azmı tahtı terKUçUk hikâye = = kuvei eyser» demek. Bunlar şimdi de ru idi. Gülhane ve Sultanahmed parkğil çoktandır, saranp hayatiyeti gitmiş larında bazan iki, bazan da üç, dört yaüraklar gibi sapır sapır döküldüler. kişi dolaşırlardı. Yanlannda erkek göIstılahlarda bazan bir tek kelime bir ren ohnamıştı. Kıyafetleri o zamanın sahife söyler. Meselâ hukukta bir mül modasına tıpatıp uygundu. Çarşaflankün tasarrufuna sahib olup da iradma nın pelerinleri uzun, belleri dar, eteksıkıştırmak istemelerine malik olamamak bahsî. Bizim mecelle likleri köstekli idi. Enseden akılmış mektubları pek sinirlenirdi. Gündüz boş zamanlaciler buna «rakabe» dediler. Bunun ye başın üstünde çifte peçe, biri geriye rine «nu propriete» yi tercüme #dip doğru atümış, öteki öne doğru sarkar rında, geceleri yatağmda: Şunlara ne yapsam da kendilerini «cıplak mülkiyet» demek: Bu. türkçeye dı. Fakat, o ince tül, çehrelerini gizleŞitmek de5fl, madem ki «mülkivet» ke yecek yerde yanaklannın dolgunluğu bir dilenci gibi mahçup vaziyete dü limesi dumyor: manayı aydınlatmak da nu, gözlerinin parlaklığını, dudaklannın şürsem! deŞiI, madem ki icab eden hukukt iza kızıllığını bir ibham perdesine bürüyeDiye düşünür, dururdu. Bir akşam hat verilmevince bundan da bir şey babasının yazıhanesinin üstünde bir rek onlann güzelliklerine hulyalı bir H l H lb k Halbu ki «Takabe»; tonlarla ifade verirdi. Kardeş miydiler, arka deste ekmek vesikası gözüne çarptı ve kömüriin sıkısıp bir katra eltras ha daş mıydılar, kimse bihnezdi. İçlerin anide zihninin karanlık dehlizleri kes linp eelmesi gibi pırlantalaşan bir te den bir tanesi, yumuk yüzü, rulaa sap kin bir ışıkla aydınlandı: k'iftür. Hah, dedi, buldum. Ben de bilmulanan bakışlan, kıvrak endamile peşine Yalnız ıstılah olarak değil canlı dil o civarm bütün kibar delikanlılannı kabele onlann avuçlanna bunlardan de de yaşayan kelimelerimiz varken takar, cadde cadde. sokak sokak dolaş bir tane tutuştururum! frenkçeye başvurmak: Ahenk yerine tırırdı. Kulaktan kulağa evvelâ bir sır Halkın yüz dirhem ekmek için fırın «harmoni», menfi yerine «negatif», mu şeklinde fısıldanan ismini nihayet bir kapılarında saatlerce beklediği o va vazi yerine «paralel», hele terazi yekitler böyle bir kâğıd paraçsı ele geçirçokları öğrenmişti: Şaziye.. rine balans». Gene böyle kelimeler mek ve fazladan bir parça daha alabilAçıkgöz ve her şeyi bilmek iddiasınyerine türkçeyi tahrif ederek karsılık mek, banlan için büyük bir nimetti abulmak: Tespit yerine «saptamak», da bulunanlar onun hüviyetini de ifşa ma, kendi mektublarına karsılık olarak sıfıra müsavi yerine «sıframak» ve hele ediyorlardı: İaşe Nezaretinde bir umumi renkli ve kokulu bir zarf ümid edenle*»neffüs yerine esolunmak». Solumakla müdürün kızı imiş! rin uğrayacakları hayal inkisarını siz teneffüsün ayrılığını neye düşünmevlz. Şaziye, gezmeğe çıkar çıkmaz etra tasavvur edin! «Teneffüs» ü kaldırmak istiyorlarsa bart fında bir peteğe hücum eden arılar ka••* «nefes» i bırakaydılar Bu kelime ki dar perestişkârın toplanmasından çok Şaziye bir gün dörtlük bir kafile ile tasrifimize girecek kadar türkçeleşti: defa gurur ve iftihar duyar, bazan da Nefes almak, son nefesini vermek, ne sıkılırdı Kimseye fazla yüz vermediği yola çıkmıştı. Tam Üçler mahaHesinden Sultanahmed meydanma sapılacak fesi kesilmek. için vakıâ takibler onu taciz edecek köşede peşlerine iki genc takıldı. BunBir de türkçe karsılık bulacağız diye bir şekle girmezdi ama, ne de olsa civ•yni kelimeye ayn ayn mefhumlan civli tavuk gibi kalabalık bir genc erkek lardan bir tanesini çok iyi tanıyordu. yüklemenin manası ne oluyor? Se com kafilesinin ortasında dolaşmamn hoşu Uzun boylu, kalın kaşlı, uzunca bu poser «terekküb etmek» dir, buna na gitmediği zamanlar da olurdu. Hele runlu idi. Mütemadiyen ağzmda âşıkane mısralar geveler dururdu. Şaziye «birleşmek» dedik. Peki, k, se combinir uzun saçlı, zayıf yüzlü on yedi, on sekurduğu plânı ilk defa bu delikanlı ü«imtizac etmek» dir, buna da «birles kizlik sair taslağı mekteb talebelerinin zerinde tatbik etmeğe karar verdi. Ar bir hayat dönümüdür! Çocuk Esirgeme Kurumu Genel Merkezl lik fabrikalarının gemi insaiyesinde kullanılacak saçlardan im.aji takarrür etmiştir. Bu saçlara ihtiyac vardır. Ekmek vesikası Ahmed Hldayet mek»; «'unir «ittihad etmek», buna da kalabahkta avucuna manzum kadaşlarmdan ayrılarak hira? geride, laodı, kaldj, Hiddetten yüsü kjpkjg »^denberi kalda. Koynundaki ekmek vesikası des nuzı olmuştu. Bir an onu parça parça tesinden bir yaprak kopaııp avcunun edip sevgilisinin suratına atmak için içine aldı. Gözlerini yere indirmiş, yü gizli nazarlarla etrafma bakındı. İleride yürüyorlardı. zünde alaycı bir tebessüm peyda ol üç kız ağır adımlarla Şaziye yoktu. O vakit titreyen parmakmuştu. Tıbbiyeli Samih, bu hareketlerden Iarile cüzdanını cebinden çıkardı, Pussonsuz ümidlere düşmüş yavaş yavaş layı ihtimamla ikiye katlayıp içine Şaziyenin yanına sokulmuştu. Geno yerleştirdi. Arkadaşı: kız, birden parmaklarının arasındaki Ne de alsa sevgilisinin bir hatırakâğıd parçasmı Samihin cür'etle uza sıdtr değil mi, dedi, saklamak lâzım!.. nan eline teslim etmiş, sonra koşarak Samih hiç cevab vermedi. Dislerini arkadaşlanna yeüşmiş: gıcırdatmak, dudaklarını kemirmekle Çocuklar, demisti. Karnrma müt iktifa etti. hiş bir sana girdi. Siz isterseniz yolunuza devam edin, ben eve dönüyorum! Aradan geçen yirmi dört sene öünDiğer iki kız «San'atlar mektebi» nin yanın manzarasım, memleketimizin sokağına sapıp gözden kaybolan Şaziyenin arkasından hayretle baka kal vaziyetini ne kadar değiştirdise bu iki şahsiyetin hayatında da o kadar büyük mışlardı. inkılâblar yaptı. Şaziye, zengin bir *** tüccarla evlendi, Istanbulun yüksek taGöğsünü şişirerek, koltuklarını kabakan arasında sevilen ve hürmet göbartarak, dönen Samih'e arkadaşı: Bu ne şans dostum, herkesin u ren bir hanımefendi aldu. Samih, muzaktan bir iltifatma bile nail olamadığı vaffakiyeti, zaferi kadm etekleri pe Şaziye Hanım sana bir mektub verdi şinde koşarak ele geçirmek hevesini ha.. Eh haydi bakalım, turnayı gö bir tarafa bıraka, kendi mesleğinde aramağa koyuldu. Avrupadan dönünce zünden vurdun! Dedi ve Muzaffer Romeo'nun om iiniversitede bir profesörlük kürsüsü zundan başını uzatarak o iki elile aç işgal etti. Her gün kabinesinin intizar salonunu dolduran hastalardan bir kısmağa çalıştığı kâğıda göz gezdirdi. mı ilk geliste doktoru görmek imkânı(Yüz dirhemlik ekmek vesikası). Bir kişi için ve bir defa muteberdir. nı bulamıyorlar, ziyaretlerini bir başka İbarelerini okuyunca kahkahayı fır zamana talik etmek mecburiyeünde kahyorlardı. lattı. Şaziye hanımefendi de iki üç sene Samih, donmuş gibi olduğu yerde sap rgbata.jlık hakkmda bir mamıştı. Fakat şimdi.. Doktorun da onu Mersinde mektebliler ara. tanıdığı, fakat belli etmek istemediği bakışlarındaki müstehzî ifadeden, du sında bir müsabaka dakîanndaki şeytanî tebessümden pek Mersin (Hususî) Mersin orta açık anlaşıhyordu. okul kız ve erkek talebesi arasındaj Samih Hazık, hastasını uzun uzun tertib edilen atış müsabakalan nemuayene ettikten sonra: ticelenmiştir. Müsabakalarda b i < Hanımefendi, dedi, endişe edilecek rincilikten yedinciliğe kadar olart bir sey değil... Şimdi size bir ilâç ya dereceyi kız talebeler kazanmaya zacağım.. On bes gün kadar onu kul muvaffak olmuştur. Bu münasebetlanın.. Emin olun bir şeyiniz kalmıya le atış poligonunda tertib edilen mükâfat tevzii merasimlnde stalib* cak.. Önünde deste ile reçete kâğıdı dur lerin mükâfatı alay bomutanı ta* duğu halde, o Amerikan yazıhanenin rafından verilmiş ve kendileri tebküçük gözlerinden birini çekti. İçer rik edümiştir. sinden mini mini bir pusla çıkardı. Üzerine bir şeyler . karaladıktan sonra Şaziyeye uzatU. Nflshası 5 knrnstar. Kadın kâğıdı eline alır almaz sarardı, titredi. Çünkü, tersini çevirir çevirTürkiye Haric mez üzerinde şu cümleleri okumuştu: İCİD için (Yüz dirhemlik ekmek vesikası). Senelik 1400 Kr. 2700 K a Bir kişi için ve bir defa muteberdir. Altı avlık 750 » 1450 » Doktor, o anda sun'i br telâşla: Üc avhk 400 > 800 > Affedersiniz hanımefendi, diye aBir ayhk 150 » Yoktur. üldı, dalgınlıkla reçete kâğıdı yerine başka bir şey kuHanmışım.. Mutlaka onu veriniz.. Çünkü o benim için kıy Gazetemize eönderilen evrak ve yazılar metli bir hafaradu*. Size yenisini yazı neşredilsin edibnesin iade edilmez vq yun hakkında Şark ve peynir hak koç ve koyunların sahiblerine hü« kında da Trakya vnâyetlerimziden kumetçe para mükâfatı tevzi olun* malumat istenilmiş ve bu malu muştur. Valimiz Refik Koraltan ve Partl mattan bir kısmı gönderilmistlr. müfettişimiz Zühtü Durukan, köy« defa da Samih Hazıkın fikrini öğren lü ve şehlrli bütün yetiştiricilerltf tnek istemişti. Bereket versin evvelden ayrı ayrı konuşmuşlar, merinoş ko< randevu alıp geldiği için dönüp giden yununun temin ettigi faydalardan bahsetmlşlerdir. Yetiştiricilerin an* lerin âkıbetine uğramamıştı. Muayene odasından içeri girince bir lattıklarına göre, merinos koyunıj den irkildi. Bu boy, bu poz, bu hare diğer koyunlardan gerek et ve ge« ketler ona çok eski zamana da aid olsa rek yapağı itibarüe bir iki misli da« ha fazla verimlidir. Bilhassa meribir şeyler hatırlatıyordu. Vâkıâ pro nos yapağısı, diğer koyunlann ya« fesörün resmini bir kaç defa gazetelerpağısmdan fiatça yüksek olduğu de, mecmualarda da görmüştü ama, için çok daha kâriıdır. Yalnız meri« o portre gözlerinin önünde maziye aid noslara iyi bakılmak lâzım gelmek* hiç bir hâdise, hiç bir vak'a canîandırtedir. CUNHURİYET Abone şeraiti Dikkat riyamdan mes'uiiyet kabul olunmaz,,