23 Aralık 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
20 Temmuz 1939 CUMHURÎYET Emniyet ordusuna dün 153 polis iltihak etti Polis mektebinin 52 nci devre mezunlarını vermesi ve Polis mektebindeki Sehid Polisler abidesinin açılması müı\asebetile dün şehrimizde büyük merasim yapılmıştır. Saat 12,30 da İstiklâl caddesini takiben Polis mektebinin bu devre mezunlan motörlü, bisikletli ve atlı polis müfrezeleri Taksim abidesi önüne gelmişlerdir. Tam saat 1,15 te mezunlar Şehir bandosunun refakatile İstiklâl marşını söyicmişler ve bundan sonra abideye 52 nci devre mezunlan adma büyük bir çelenk konmuştur. Çelenk koyma merasimini müteakıb İzmir mürettebatmdan ve bu devreyi üçüncülükle bitiren 27 numaralı Sami Özsu çok heyecanlı bir nutuk söyliyerek arkadaşlarını and içmeğe davet etmişhr. Bundan sonra önde Polis mektebi ve onu takiben motörlü, bisikletli ve süvari polis müfrezeleri muntazam bir geçid restni yapmışlar ve Taksimdeki merasim bu suretle sona ermiştir. Polis mektebinin 52 ncî devresi 153 mezun vermiştir. Bunlardan kırk beşi çok iyi, yüz beşi iyi ve üçü orta derece ile mezun olmuşlardır. Devreyi Manisa mürettebatmdan Ahmed Balcıoğlu birincilikle, Antaîya mürettebatmdan Süleyman Savaş ikincilikle bitirmişlerdir. Dün öğleden sonra da saat 16 da Yıldızdaki Polis mektebi binası dahilinde yapılan Şehid Polisler abid«sinin açılma merasimi yapılmıştır. Merasimde Vali Lutfi Kırdar, îstanbul Kumandanı Korgeneral Halis Bıyıktay, Harb Akademisi Kumandanı Kor general Ali Fuad, İstanbul Merkez Kumandanı, kaymakamlar, polis müfettişleri ve kalabahk bir davetli grupu hazır bulunmuştur. Muayyen saatte davetliler, mektebin güzel tanzim edilmiş bahçesindeki abide önüne götürülmüşlerdir. Merasimden evvel Şehir bandosu istiklâl marşını çal mış, bunu müteakıb mekteb müdü rü Demir, heyecanh bir hitabe ile davetlilere teşekkür ettikten sonra, po lisin vazife uğrunda bir an ha yatlarım bile düşünemiyeceklerini tebarüz ettirmiş ve vazife uğrunda bugüne kadar bir merkez memuru, üç başkomiser, dört komiser, beş komiser muavini ve yetmiş iki polis memuru şehid olduğunu ve bu abidenin vazife uğrunda şehid olan Türk polisleri için yapıldığını hulâsa etmıştir. Bunu müteakıb söz alan İstanbul Emniyet direklörü Sadreddin Aka, devlet otoritesi içinde vazife alan bütün arkadaşlarmın maddî ve manevî huzurlarında bu anıdın açılması gibi şerefli bir işin kendisine verilmesinden dolayı bahtiyar olduğunu söyledikten sonra Ebedî Şefin ve aziz şehidlerin manevî huzurlarında, hazır bulunanları bir dakika sükuta davet etmiştir. Bundan sonra yeni mezunlara hitab eden Sadreddin Aka, Türkıye Cumhu riyeti polisliğinin Türk milletinin müte halli olduğu dürüstlüğü, merdliği gösfe ren en müsaid bir meslek olduğunu söylemiş ve memleketin emniyet işlerinde en geniş manada muvaffak olmalarını te menni ederek abidenin kordelâsını kes miştir. Bunu müteakıb güzel tanzim edilmiş bahçeye yapılan bu güzel abidenin etrafı gezilmiş ve merasimi müteakıb mektebde hazırlanmış olan büfede davetliler izaz ve ikram edilmiştir. ttalya İspanya Satie tahkikatı İspanyanın mihver dev Jerans şirketi Prof. Mazhar Osman: «İlk yapılacak iş, eroin letîerine iltihak edeceği Meteos Temel de dün imal ve ithalini, kokain gibi, menetmektir» diyor tahliye edildi söyleniyor Denizbankın Fındıklıdaki Satie binası alım satımı tahkikatında evvelki gün Millî Reasürans eski ikinci müdürü Malik Kevkeb serbest bırakılmıştı. Dün de Je rans şirketi müdürü Meteos Temel hak kmda serbest bırakma kararı verilmiştir Diğer taraftan dünkü sayıda işaret etti ğimiz gibi Millî Reasürans hukuk müşa viri ve avukatı Atıf Ödül de dün serbest bırakma isteğile müracaatte bulunmuş, bu müıacaati eski Denizbank Umumî kâtibi Sadun Galible Denizbank Hukuk müşaviri İsmail İsa Canişin müracaatleri takib etmiştir. Alâkadarların dün akşamki beyanlanna göre, bu üç müracaate karşı henüz bir karar verilmiş değildi. Denizbank Umum Müdürü Yusuf Ziya Önişin evvelce serbest bırakma isteğinin Dördüncü Sorgu Hâkimliğince reddedilmesi üzerine Dördüncü Ceza Mahkemesi reisliğine vaki itirazının tetkikinde, bu itirazın varid olmadığı, dün karara alınmıştır. Sorgu hâkimliğince tahliyeîer kefaletle yapılmaktadır. Malik Kevkebden istenilen kefalet miktarı 2000, Meteos Temelden istenilen kefalet miktarı da 1000 liradır. Bugün hem yeniden tahliye kararları verilmesi, hem de yeni müracaatlerle karşılaşılması kuvvetle muhtemeldir. Dördüncü Sorgu Hâkimliğince Müddeiumumiliğin mütaleasma verilen tahkikat dosyasımn bir yandan tetkiki, bir yandan da mütaleaya esas olacak kısımların yazılması devam safhasmdadır. Bu mütaleanın hafta sonu gelmeden tamamile yazılmış ve dosyanm Sorgu Hâkimliğine geri verilmiş olacağı sanılıyor. Evvelki akşam, serbest bırakıldıktan sonra kendisile görüştüğümüz Malik Kevkeb, dün bize müracaatle, söyledikjeri arasmda gazeteye geçen «Satie binası me selesi etrafında muhakeme safhas>nda ortaya koyacağım bazı hakikatler vardır, ki bunların mesele muhakeme safha=ına geçmeden ortaya atılmasını muvafık bulmuyorum» cümlesinden yanlış mana çıkanlması ihtimaline mebni, bu «bazı hakikatler»in Sorgu hâkimliğine verdiği ifadesi haricinde kalan baska ve yepi şevler olmadığının, maksadı sadece sorgudaki ifadesini muhakeme safha=ından evvel tekrar etmemekten ibaret bulunduğunun tasrihini istemiştir. [Baştarafı 1 ind sahifede] maları, bir halâs çaresı olarak ileri sürülüyordu İhtimal ki gayriinsanî telâkki için, bir tatbik sahası bulamıyan bu fikir üzerinde, hâlâ ısrar edenler görülmektedir. Bunlar diyorlar ki: Meselâ, Hayırsızadada tesis edilecek bir tecrid kampı, bütün beyaz zehir müptelâlarını bir araya toplıyacaktır. Bunlar, orada, bütün haricî âlemle mü nasebetleri kesilmiş olacağı için alıştık ları zehirlerden hiçbirini bulamıyarak, zamanla bu korkunc iptilâdan kurtulacaklardır. îçlerinde hasta olanlar, tecrid kampında devamlı surette bulundurula cak hekimler tarafmdan tedavi görecekleri gibi, bu işin ticaretini yapanlar da verilecek konferanslar ve yapılacak muhŞimdi sıra, eroindedir. Bu zehirin telif telkinler sayesinde, yapttkları ışin memleket dahilinde, tıbbî ihtiyac nispetinde imal edılmekte olması, bir takım dehşetini, akıbet anlıyacaklardır. vasıtalarla, tedariki imkânlarına kapıyı Binaenaleyh, beyaz zehir iptilâs.nın korkunc neticelerinden umumî sıhhatımi açık bırakıyor. Yapılacak şey, eroin imal ve ithalinin zi korumak için, böyle bir kampa şiddetle de kokain gibi, suretı kat'iyede menedüihtiyac vardır. mesidir. Eroinin tababette kullanıldıği Diğer taraftan bazı alâkadarlar ise, memleketimizde bu nevi zehirlere karşı hastalıklar, pek mahduddur. Esasen son tehlikeli sayılacak derecede bir iptilâ zamanlarda, eroinden daha müessir ilâcmevcud olmadığını, ileri sürerek şu nok lar da keşfedilmiş bulunuyor. Bu sebeble, eroin imalini menetmekte tai nazarı müdafaa ediyorlar: Türkiyenin bazı büyük şehirlerin ben tıbbî bir mahzur görmüyorum. Meclisin önümüzdeki içtima devresine de bir aralık münferid vak'alar halinde kendini gösteren kokain iptilâsının tama yetiştirilmek üzere, keyif verici zehirlerle men önüne geçilmiştir. Bugün, haricden mücadele talimatnamesinin bazı tnaddememlekete bir santigram kokain girmiyor. lerinin değiştirilrnesinı teklif eden bir lâMorfin müptelâları da bu zehirin tedari yiha hazırlanıyor. Bu lâyihada, beyaz zehirlere müptelâ kindeki müşkülât dolayısilc, son derece olanlar ve bu zehirlerin alım ve satımına azalmıstır. delâlet edenler hakkında çok ağır hükümEroine gelince: Bunun da imali, büler konulmuştur. Bu hükümlerden biri de, yük takyidlere tâbi tutulmuştur. b«yaz zehir iptilâsından kurtulamıyacakBinaenaleyh, ortada, mutad tedbirler Iarı sabit olan bedbahtların, muhitlerinharicinde tedbir alınmasını icab ettirecek den uzaklaştırılmasına dairdir. Diğer tabir vaziyet yoktur. raftan, eroin ticareti yapanlar için de taDün, bir arkadaşunız, beyaz zehirler limatnamede, gayet şiddetli cezalar varüzerinde tetkiklerile tanman doktor Maz dır. har Usmanla konuşmuştur. Mazhar UsBu talimatnamenin neşrinden sonra, man, demiştir ki: beyaz zehir kurbanlarının adlan anıla « Beyaz zehir iptilâsı. memleketi mıyacak kadar azalacakları şüphesizdir.» Beyaz zehir: Talımatname değistiriliyor müdürü mizde hiçbir zaman korkulacak dereceyi bulmamıştır. Hele son zamanlarda, alınan tedbirler sayesinde bu korkunc zehirlere müptelâ olanların miktarı, gereği gibi azaldığını, size söyliyebilirim. Eroınoman ve diğer beyaz zehir lıastalarmm herhangi bir adada tecridlorini, ben kendi hesabıma ne dogru, ne de faydalı bulurum. Çünkü, bunlar bir takım ruh hastalarıdır. Kokain, morfin, eroin bulamadıklan zaman, onun yerine başka bir zehir keşfederek kullanmağa başlarlar. Bu takdirde de, alman tedbirler, yapılan masraflar gene boşa gider. Memleketimizde kokain kalmamıştır. Haric M den de gelmiyor. Binaenaleyh, kokainomanlara artık raslamıyoruz. Mezun olan polis memurlarımn isimleri Hayrullah Göker, Refik Tükeler, Şiikrü Boydemir, Reşad Ozsan, Süreyya Ural, Ahmed Balcıoğlu, Reşad Dirik, Mehmed Erçolak, Rıza Uçkan, Ziya Gürkan, Cemal Aslan, Şerefeddin İrez, Abdullah Akçakaya, Kemal Özçetin, Muzaffer Horasan, Azlz Ozyiğit, Sıtkı Dilek, Hamid Gürses, Selâmi Dedeoğlu, Süleyman Savaş, Halid Cebe, Mahmud Beyazkartal, Türabi Çetin, Salâhaddin Anıkbas, Hasan Saruhan, Sami Özsu, Mustafa Dundar, Salim Akgün, Hüseyin Oğuz, Ahmed Karaca, Ziya Toğay, Kemal Şenüz, Abdurrahman Okutgen, Halid Uzunoğlu, Niyazi Bulduk, Nevres Berk, Fatih Güneri, Niyazi Keçeci, Ruhi Aktekin, Nuri Kubat, Hâdi İcoğlu, Fethi Kirişçi, Abdullah Dönmez, Ihsan Çertel, Tevfik Özcan, Beklr Sayın, Receb Tuncer, Remzi Tuğ. Yunus Alpaydın, Haydar Kanturalı, İhsan Maden, Emin Varkan, Izzeddin Fırat, Tahsin Akovmak, Sabri Tarım, Şükrü Çebi, Alim Dundar, Mehmed Kılıc, Haydar Birgiv, Mustafa Peker, Emin Omay, Mustafa Ozal, Şeref Oğraş, Mehmed Çin, Ethem Gökmen, Hüseyin Altın, Osman Gören, Mehmed Örer, Muttalib Dlkici, Kadri Tüfekçi, Mehmed Akm, Hakkı Güngör, Hüsnü Sezer, Turhan Onalp, Sadeddin Cankurtaran, Cahid Mete, Ibrahim Karapınar, Hüseyin Görlek, Mehmed Altın, Hamza Sapçı, Abdullah Yılmaz, Ahmed Gülsökü, Lsmail Turgud, Sabri Akan, Muatafa Karahan, Niyazi Değer, Ömer İnanç, Ihsan Anibal, İsmail Yılmaz; Avni Ak; Bahaeddin Se vin, Reşad Hamarat, Salih Özsu, Şükrü Aksoy, Avni Ülker, Rıdvan Özpir, Yusuf Ak, Salih Ozkan, Hüseyin Ozku, Hilmi Aksoyar, Ali Dursun Eren, Halil Aşan, Saffet Aytar. Enver Içel, Ali Arkan, Salâhaddin Merih; Saim Karaca, Sadi Tezyener, Hıfzı Seçme, Halld Ogan, Abdullah Vural. Cercis Yasar, Âdil Alp, Mansur Ozdemir, Ali Demir; Besim Kiray, Mehmed Oner, Necmeddin Pınarcıkoğlu, Nurl Sonay, Selâmi Tanca, Hikmet Ak, İsmail Önalp, Mustafa Kurmal, Fahri Yıldırım, Ahmed Süalp, Hicabi Çe likel, Said Efetürk, Hasan Ertürk, Faik Ermeal, Fethl Paydar, Refik Oral, Niyazi Evren, Niyazi Şahin, Bayram Şengün; Şemsi Ontan, Refik Belsat, Konan Erturgud, Ahmed Kurultay, Hıkmet Yalçın, Hasan Erdoğan, Ahmed Yazıcı, Sabri Köklü, Sabri Şendal, Halil Çulcu, Ali Sünci, Ahmed Ozkan, Ibrahim Beşikçi, Süleyman Akkuş, Muhiddin Orcan; Arif Ergün, Bekir Kesebir. Kont Ciano son İspanya seyahatinde General Franko ile beraber Roma 19 (a.a.) Stefani Ajansı bildiriyor: ınformazione Diplomatica gazetesi aşağıdaki notu neşretmektedir: «Yeni îspanyanın askerî, sivil ve dinî şeflerile halk kütleleri tarafmdan İtalya a Hariciye Nazırı Ciano'y gösterilen is tisnaî derecede candan kabul Roma mesul mahfillerinde ve îtalyan milleti nezdinde derin bir akis hasıl etmiştir. Harbin bilhassa şiddetle cereyan ettiği mahallerde yapılan seyahat, vukubulan tezahürat ve kahraman Franko askerlerinin yanıbaşında ölen lejyonerlerin hatırası öyle bir harbin safhalarını hatırlatmıştır ki, bütün bu harbin ilk gününden son gününe kadar geçen üç yıl zarfında İtalya, faşizm prensipine uygun olarak, Franko'nun yanmda yer almış ve öylece kalmıştır. Kont Ciano'nun seyahati, ispanya i!e İtalya arasmda misal ve delillerini vermiş, imtihanını geçirmiş bir dostluk rabıtaları mevcud olduğunu göstermiştir. Mes'ul Roma mahfillerinde, büyük demokrasilerin Ciano'nun seyahati münasebetile gösterdikleri hattı hareketin bermutad isterik ve mütearız olduğu kaydedil mektedir. Evvelâ bu seyahatin ehemmiyetini azaltmağa çalıştılar. İspanyol kütlelerinin şevk ve heyecanı hududlan aşınca, bu seyahatin hiçbir siyasî ehemmiyeti olmıyan hissî bir tezahür teşkil ettiğini bildirdiler. Franko'nun nutkundan ve bil hassa görüşmeler hakkındaki sarih tebliğden sonra, seyahatin az çok ehemmiyeti olduğunu kabul etmekle beraber diplomatik bazı protokolların imzası bildirilmediğı için bunun muayyen bir hududu geçmediğini bildirdiler. Şimdi, Roma mahfillerinde, son gün lerde îspanyada olup bitenlerin, İspanyanın Avrupadaki yeri hakkında manalı bir işaret olduğu hatırlatılmaktadır. Franko Ispanyasının yerini daha evvel seçmiş olduğu unutulmuş gibi görünüyor. îspanya takib etmek istediği yol üzerinde iki merhale kateylemiştir. Filhakika İspanya antikomintern paktına iltihak etmiş ve Milletler Cemiyetinden aynlmıştır. Bu iki hareket îspanyayı büyük demokrasilerinkine muhalif bir safa koymuştur. Bu büyük demokrasilerden kendisine hemhudud o lan biri dolaşık yollardan İspanyanın m^vcudiyetini tehdide devam etmekte olma sına mukabil, İspanya bugün de yarın da faşist İtalyanın müessir ve mutlak tesanüdüne güvenebilir. Başkumandan Franko, eylul sonlarına doğru İtalyaya gelerek muazzam merasimle istikbal edildiği za man İtalyan milletinin yeni İspanyaya karşı olan hissiyatını bizzat görecek ve anlıyacaktır.» Danzig ordugâh haline girdi ingiliz askeri heyetınin temasları Varşova 19 (a.a.) General îronside dün sabah Leh meçhul askerinin meç in me zarına bir çelenk koymuş ve müteakıben erkânıharbiye reisi General Stackeviz j!e Müdafaa ve Hariciye Nazırlarını ziyaret :ylemiştir. Ironside, öğle yemeğini erkânıharbiye reisile yemiş, öğleden sonra erkânıhar biye ile görüşmelerde bulunmuştur. Akşam Mareşal Smigly Rydz tara fından serefine bir ziyafet verilmiştir. Hataydaki ekalliyetler İBasmakaleden devam] « Dünya bilmelidir ki, Ebedî Şef Atatürkün kurduğu ve Milli Şef İsmei İnönünün şerefle yürüttüğü esaslar bülün vatandaşlar hakkında seyyanen tatbik edilecekür. Dir iakım vaiandaşların böyle şerefli bir günde güzel Hataydaki yuvalarmı terkederek uzaklaşmak arzusuna kapılmalan beni büyük teessüre sevketti. Çünkii bunlar Cumhuriyeiin en yüksek idareye sahib olduğunu kavnyamamış kimselerdir. Biz, Osmanlı lmparatorluğunun değil, Türkiye Cumhuriyetinin hesabmı veriyoruz. Ben, maziyi tahattür ederek Vali layin edilmiş ve olmuş değilim. Cumhuriyet hükumeline, Halay Valisi olduğum günden sonraki hesabı vereceğim. Vatandaşlar arasmda tahrikât yapılmak istenirse bu, üzerinde şiddetle duracağım bir mevzu olacaklır. hlisnasız olarak bu lopraklarda yaşıyan bütün Cumhuriyei evlâdlarını bağrımtza basmak emelimizdir.» Görülüyor ki Cumhuriyet hükumetinin maksadı temiz ve açıktır. Yurdun en tenha köşelerine kadar esen hürriyet rüzgân bir kısim vatandaşları kavramasın bu, bizim prensiplerimize uyar birşey değildir. Hatayda oturan ekalliyetlere tavsiye ederiz, yirmi senedenberi takib etmedikleri yeni Türkiyeyi iyi ve çabuk tanısınlar. İmparatorluk devrinde yapılmış hatalan varsa, onları unuttuk. Dikkat edecekleri nokta bundan sonra adam gibi yaşamak, şu ve bu propagandaya kapılarak, ileride yalmz kendilerine zararlı olacak hareketlerden sakınmaktır. Bu noktaları gözönünde bulundurduklan takdirde, güzel Hataydaki yuvalannda mes'ud bir hayat sürmemeleri için ortada hiçbir sebeb yoktur. Hataylı ırkda'larımızdan, orada bulunan ekallivetleri bu hususta hergün tenvir etmelerini bekleriz. Adanada azgın bir hırsız yakalandı Adana (Hususî) Bir zamandanberi şehrimizde, bilhassa bağlarda, faili meçhul kalan hırsızlıklar oluyordu. Zabıtamız bununla meşgulken dün, bu hırsız bir tesadüf eseri olarak kendisini mey dana koymuş ve yakalanmıştır. Mustafa oğlu Mustafa Basmacı admda olan bu hırsız, çaldığı eşyalardan bir kısmını, Eskicipazannda tellâl Durmuşa satrnak üzere müracaat eder. Durmuş, Mustafa Basmacıdan kefil istiyor. O da kefil vereceğini ileri sürerek pazarlığı bitiriyor ve eşyanın bedelini de alıyor. Bundan sonra, Mustafa, kefil istemekte ısrar eden Durmuşu peşine takarak sokak sokak dolaşmağa mecbur oluyor. Fakat kefil bulamıyacağını anlayınca ve Durmuşun da ısrannı görünce, Mus tafa bir ara bıçağmı çekerek Durmuşu tehdid ediyor. Durmuş, feryad ediyor. Bu feryada etraftan alâkadar olanlar ve Durmuşun imdadma koşanlar oluyor. Mustafa işin sapa sardığını görüyor ve tabanlara kuvvet, vererek Sed üzerinden Demirköprüye doğru olanca hızile kaçmağa başlıyor. Halk, peşine düşmüş, «yakalaym hırsızdır» diye onu kovalamakta devam ederken, Mustafa, halkı korkutmak maksadile tabancasını çıkanp üç el ateş ediyor. Kurşunlar kimseye isabet etmiyor ve hırsız yakalanıp polise teslim ediliyor. İlk tahkikatta Mustafa Basmacınm müthiş ve azılı bir hırsız olduğu anlaşıiıyor ve çaldığı mallar birer birer meydana çıkanlıyor. Mustafanın, kısa bir zamanda sekiz ev soyduğu anlaşılıyor. Evi soyulup, malı çalınanlardan bir kısmı şunlardır: Elbiseci Mehmed Türk, Mustafa oğlu Zekeriya, Mustafa oğlu Yusuf, Şaban oğlu Haşim Çubuk, belediye memurlanndan Muhsin, Ali Tekdişler, Mustafa oğlu Hasan Pamukçu. Hırsız, evrakile birlikte Adliyeye sevkedilmiştir. [Baştarafı 1 ind sahifede] bir ihtilâf halinde şehrin Polonya taraSatie işinin hukuki safhasi fmdan yapılacak bir hücuma mukavemet Satie binası işinin İstanbul Birinci Ti etmesini temin ve şarkî Prusya'daki Alş y d a k i Al caret mahkemesine daha evvel ve akdin man kuvvetlerinin gelmelerini teshil et butlanı davası şeklinde akseden safhasi mektir. da ilerlemektedir. Mahkeme, bu davada Leh mehafilinin kanaati bir celse daha açmış ve Devlet limanlaVarşova 19 (a.a.) Birçok İngiliz n işletme umum müdürlüğü namına ve gazeteleri, dünkü nüshalarında Hit'.er'in kil Ömer Farukî Dereli ile eski Satie kendisini Danzig devlet reisi intihab etşirketi namına vekil Celâl Adal mahke tirmek tasavvurunda olduğunu yazmış olmede karşılaşmışlardır. Bu yeni celsede duklarından Pat ajansı aşağıdaki tebliği Ömer Farukî Dereli, Denizbanka satı neşretmiştir: lan dava mevzuu Satie binasının Müna«Führer'in Danzig devlet reisi intihab kalât Vekâletince Devlet Jjmanları işletedilmeği kabul etmesine Varşova'daki me umum müdürlüğüne devredildiğini Salâhiyettar mehafilde alelâde uyduıma tespit eden resmî vesikaları mahkemeye bir gazete havadisi nazarile bakılmaktagöstermiş, bunlar dosyaya konulmuştur. dır. Ayni mehafil, şeklinden kat'î nazar, Kendisi, evvelçe Denizbank namma açıDanzig'in Almanyaya ilhak edilmesine Ian ve o zaman da vekâletini haiz bulunhalihazırda mer'î olan hukukî ve siyasî duğu bu akdin butlanı davasını, şimdi bivaziyetin ihlâli nazarile bakılacağını ve nanm devredilmesile tahaddüs eden vabu halin Polonyanın bir mukabelesini daziyete göre devlet limanlan işletme uvet edeceğini beyan etmektedirler.» mum müdürlüğü namına takibdedir. İtalyanın tavassutu tekzib ediliyor Muhakemem'n devamı, gösterilen vesiLondra 19 (a.a.) Bu sabahki İnkaların mahkeme heyetince tetkikile bu giliz gazeteleri, Almanyanın Danzig'e cihet hakkında bir karar verilmek üzere müteallik olan hattı hareketinde bir dekalmıştır. ğişikliğin vukua gelmiş olduğuna ve îtalyanm tavassutile Almanya ve Polonya Ayni dava için ölen îngiliz arasmda müzakereler yapılması muhte lerle îtalyanlar mel bulunduğuna dair olan dünkü ha Londra, 19 (a.a.) Büyük Harb ö berleri son derece itimadsızhkla karşılaIülerine aid mezarların bakımına memur maktadırlar. j | 1 Danzig'de yeni tevkifat Berlin 19 (a.a.) Danzig'den bildirildigine göre, Danzig'de vaktile sol cenah teşekküllerine mensub bulunan 20 kadar kişi, vatana hiyanet suçu ile tevkif edilmiştir. Bunlar, dinamitle suikasdler tertibile maznundur. Diğer taraftan salâhiyettar Danzig mahfillerinin Danzig polisinin takviyesi hakkında verdikleri malumata göre polise yalnız Danzig'liler alınmıştır. Son haftalar zarfında polise alman mütemmim kuvvetler, Danziger Vorposten'e göre üç ilâ dört bin kadardır. i ] ';' i ] \ Fransız gazetelerinin neşriyatı İngiliz İtalyan komitesi, İtalyadaki bütün İngiliz askerî mezarlıklarının methaline bir plâka koymağa karar vermiştir. Bu plâkanm üzerine aşağıdaki cümle yazılacaktır: «Britanya İmparatorluğu, ayni dava için can vermiş olan kendi evlâdlarile İGeneral Franko'nun İtalya seyahati talya, evlâdlarınm hatıralarını muhafaza Madrid 19 (a.a.) Franko'nun ev eder.» Ayni cümleyi muhtevi olan bir plâka velce bahsedilmiş olan İtalyayı ziyaretinin da Asiago'daki İtalyan maktullerine aid yakm bir tarihte yapılacağı teyid edilmekbüyük âbideye de konacaktır. tedir. Asiago'da kanlı muharebeler olmuş ve bu muharebelere İtalyan ve İngiliz askerleri iştirak etmişlerdir. Cumhur Reisimiz, Dün Gl. Hutziger'i kabul etti [Baştarafı 1 ind sahifede] Kabul esnasında Hariciye Vekâleti Umumî Kâtibi Numan Menemencioğlu da hazır bulunmuştur. Misafirler şerefine ziyafet Ankara, 19 (a.a.) Mülî Müdıfaa Vekili Naci Tınaz bugün Orgeneral Hutziger ve maiyeti şerefine Marmara köskünde bir öğle ziyafeti vermişlir. Misafirlerimiz bu akşam yemeğini Fransız büyükelçiliğinde yemişlerdir. Oyuklujraş Bıçağı 0>^ Burun : sakalları yener TRUFLEX NAD1R NAD1 Paris 19 (a.a.) Danzig müzake releri hakkında Berîin ve Romadan gelen aldatıcı haberler hakkında tefsiratta bulunan gazeteler, bunu mihver tarafmBu sebebden dolayı Polonyanın sar dan takib edilen sinir harbinin yeni bir sılcnaz azmini yeniden teyid eden Var manevrası olarak telâkkide müttefiktir şova'nın tebliği gazeteler tarafmdan iyi ler. karşılanmıştır. JourEcho de Paris gazetesinde Pietri Times gazetesinin diplomasi muhabiri şu satırları yazıyor: yazıyor: «Derhal ve en büyük enerji ile mu«Şurası muhakkaktır ki Çemberlayn'in kabele etmekliğimiz lâzımdır. Esasen Pogeçen hafta Polonyanın istiklâlini muhafaza hususunda Danzig'in haiz olduğu lonyalılar dedikodulara nihayet vermiş ehemmiyeti açıkça kabul ve teslim etmek lerdir. Polonya, buhranın ilk günündeki suretinde yapmış olduğu beyanatından kadar sakin olarak, yeniden vaziyetini beri İngilterenin siyasetinde birguna te tasrih etmektedir, bir adım geri atmamışbeddülât vukua gelmemiştir.» tır. Bu husus, yüz kere, bin kere kaydePolonya ile Almanya arasmda müte dilmeğe lâyıktır.» kaddim müzakereler yapılmakta olduğuEpoque gazetesinde Donnadieu yazına dair olan şayialar hakkında mütalea yar: lar yürüten Manchester Guardian gaze «Bu manevralardan heyecana kapıl tesi diyor ki: mıyahm. Ortada nikbinliği istilzam ede«Bu kabil müzakerelerin yapılmamış cek hiçbir şey yoktur. olduğu kat'iyetle iddia edilebilir. Bu huDanzig'de vaziyet hâlâ vahimdir. Fasustaki şayialar, Alman membalanndan kat ifrat derecede bedbinliği istilzam çıkmaktadır. Ne Fransa hükumeti ne de edecek de birşey yoklur. Son vaziyet bizi İngiltere hükumeti, Almanya ile anlaş ması için Polonya üzerinde tesir icra et tetik üzerine koymuştur. Polonyalıîar ilk taarruza mukabele etmeğe amadedirler, miş değildirler. Polonya vaziyeti azimkârane muha Fransa ile İngiltere de derhal kendisine faza etmekte olup garb devletleri de «ye müzaheret edeceklerdir. Bu vaziyet Berlini düşündürecektir.» ni bir Münih» derpis. etmemektedir.»
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear