Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
16 İkincikânun 1939 CUMHURÎYET ILIM ve CEMIYET Finler dayanıyor {Baştarafı 1 inci sahifede) devam eden şiddetli muharebelerden sonra 1 3 kânunuevvelde bütün mevzileri ellerinde bulunduruyorlar. Finlandiya filosu, Ruslar elinde bulunan Boerkoe adalannı bombardıman etmiştir. Keşifler, Birkaç sene evvel vefat eden meşhur doktor Şarl Nikol (Muasır filozoflar kiitübhanesi) için yazdığı bir eserde çok şayanı dikkat bir mevzuu tetkik ve tahlil etmişti. Şarl Nikol umumiyetle keşif ve ihtiraları meydana getiren tecessüs ve teşebbüs fikirlerini araştmrken büyük keşiflerin hemen daima ayni mevzu üzerinde uzun yıllar uğraşan ilmî salâhiyet sahibi büyük âlimler ve büyük şöhretler tarafından yapılamamakta olduğunu hayretle görmüştür. Bu hususta en parlak misal, yaptığı büyük keşfin kendi ihtısas şubesile alâkası bulunmıyan ve hatta doktor dahi olmıyan Pastör'dür. Pastör tabib olmadığı halde o zamana kadar büyük bir gayret ve asabiyetle muhafaza edilen tıbbî doktrinleri altüst eden ve tıbbı ve dolayısile bütün ilim âlemini ihya eden dahiyane keşifler yapmıştır. Buna benzer misalleri diğer ilim ve fen şubelerinde de göstermek mümkündür. Mütemadi ve yıllarca mesailerine rağmen birçok büyük adamlann karşılaştıkları bu aczin ve ademi muvaffakiyetin sır ve hikmetini tayin ve tespit etmek cidden çok müşküldür. Şarl Nikol; «Herhangi ilmî bir etüd için tesis edilen enstitülerde yeni ve mühim bir problemin halli için müessisler ve yahud devlet tarafından yapılan her türlü muavenetlere rağmen, neticenin hemen daima kısır kaldığını büyük bir hayretle görmekteyiz.» diyor. Halbuki bu büyük ve yeni problemin halli ve yahud yeni bir fikrin taazzuvu için şahıs itibarile çok kıymetli unsurlar, bol materyel, para velhasıl her türlü maddî ve manevî muzaheret büyük bir cömerdlikle temin edilmektedir. Böyle olduğu halde inadcı ve hırçın icad ve keşif perisinin mukavemetile karşılaşarak muvaffakiyetsizlikten muvaffakiyetsizliğe gitmektedir. O derece ki muazzam teşkilâtla kurulan bu büyük müesseselerden yapılan bunca fedakârlıklara mukabil ilim ve fende inkılâb yapacak bir keşfin ve dahiyane bir fikrin zuhur ettiği hemen hemen görülmemektedir. Şarl Nikol bu vakıalara bakarak keşif ve ihtira keyfiyetinin malumat ve müktesebatın terakki ve inkişafının tam aksine olarak mıntaka ve ekademik düşüncelere ve bir keşif yapmak için mevcud bulunması lâzım gelen ilmî malzemenin kıymetine hiç de tâbi bulunmıyan muvazenesiz bir hâdise, hatta tesadüfî bir arızadan başka birşey olmadığı neticesine varıyor. Oyle ki rasgele vukua gelen bu arızanın amili olan kâşifi de ekseriyede muvazenesiz Deseqilibre bir şahsiyet olarak telâkkiye kadar ileri gidiyor. Bütün büyük keşifleriır«yni meselenin keşif ve icadı için mütehassıs bulunanlardan, ve bu iş için bütün hayatını vakFeden âlimlerden zuhur etmediğini ve yahud pek nadir zuhur ettiğini gören muharrir, bunun sebeb ve hikmetini şöyle izah ediyor: «Ağlebi ihtimaldir ki bu zevat yıllarca ve belki bazan bütün bir hayat imtidadınca ayni mevzuun güçlükleri karşısında mütemadiyen bocalayarak esaslı bir neticeye varmak kabiliyetini gitgide kaybediyorlar.» *** Doktor Şarl Nikol'un fikirlerini oldukça garib bulduğunu daha söze başlarken söyliyen Liyonlu meşhur doktor Ogüst Lümyer bu mevzuu büsbütün başka bir suretle tetkik ve izaha çalışıyor. Ogüst Lümyer: Büyük keşiflerin büyük âlimler ve mütehassıslar tarafından yapılamadığının ve bu hususta ekseriyetle bunlann ka ihtiralar Yazan: Dr. İBRAHİM ZATİ biliyet gösterememelerinin sebebini icadın birincı merhalesi addedilen tecessüs ve araştırma fikrinin, bu ruhun, tedris ve tahsil devresinin pedagojik usulîerinin berbadlığı dolayısile gitgide tahrib edilmesinde arayor ve diyor ki: «Büyük eserler ve treteler içinde takdim edilen ilim; dogmatik bir takım seri halinde fikırlerin, prensiplerin heyeti mecmuasından ibarettir ki okuyanların kendilerini bu prensiplerden uzaklaştırmaları imkânı çok azdır. Çünkü bu eserler içindeki fikirler, noktai nazarlar okuyanlar için sarsılmaz birer hakikattir. O kadar ki klâsik büyük eserlerde bu fikirleri dimağlarında tamamen hazım ve temsil eden müstakbel âlimler okudukları şeylerin doğru ve kat'î olduğuna inanmakta ve böylece artık tenkid, taharri, tahlil kabiliyetleri gitgide kaybolmaktadır. Zaman zaman bazılarında görülen tecessüs ruhu da hafıza ve müfekkiresini dolduran doktrinlerin yerleşmiş kuvvetli tesirile silinip gitmektedir. Ve işte böylece hiç birşey keşf ve icad etmeğe de imkân ve ihtimal kalmıyor.» Şarl Nikol'un fikrinin aksine olarak büyük mucidlerin mutlaka muvazenesiz bir takım kimseler olduğunu kabul etmek şart değildir. Çünkü bir mucid pekâlâ muvazeneli olabilir ve olmalıdır da... Mevcud metodlan bir fikir disiplini dahilinde ve esaslı bir surette münakaşa edebilen, tecrübelerinin neticelerini, fikirlerinin kıymetlerini iyi ölçebilecek bir âlim herhalde bir mucid olabilir. Yalnız şu var ki onların tâbi olmamaları lâzım gelen birşey varsa okudukları kitablarda kendisine arzedilen bütün fikirleri kat'î birer hakikat diye telâkki etmemektir. Kitablarda gösterilen şeyler nihaj'et bugün için muvakkat ve tahminî birer hakikat yoludur ki onu daima inkişaf ettir mek, tadil ve ıslah etmek lâzımdır. Şarl Nikol'un fikrince: İhtira ve keşif hassası adeta dâdı haktır ve bazı insanların bilemediğimiz hususî ve şahsî kabiliyetlerine bağlı bir hâdisedir. Bunun içindir ki zorla icad ve keşif müesseseleri kurulamaz. Kurulsa da faydasızdır. Halbuki Ogüst Lümyer, bunun tam aksine olarak bazı şartlar dahilinde pekâlâ keşif ve ihtira müesseseleri tesis edilebileceği iddiasındadır. Onun fikrince bu şartlar şöyle olmalıdır: 1 Bütün talebeye kitablarda okudukları şeylerin ancak kısmen hakikat olduğunu ve o kitabların içindeki yanlışların bazan namütenahî denecek derecede çok olduğu ve olabileceği fikrini telkin etmelidir. 2 Kabul edilen nazariye ve tezlerle tecrübeler ve vakıalar arasında mevcud olan ihtilâf ve uymamazlıklan meydana çıkarmak. 3 Bu ihtilâfın sebeblerini tetkik ve tahlil etmek. (Bu etüdler sayesinde yeni yeni fikirler doğabilir ki bunlar da velevki nüve halinde olsun bir keşif ve ihtiraın başlangıcıdır.) 4 Klâsik kitablardaki fikir ve prensipleri münakaşa etmek. Bu fikirleri teyid edecek tecrübeler ve hâdiseler var mıdır? Varsa kıymetleri nedir? Ogüst Lümyer'in fikrince çok büyük bir kıymeti haiz olan bir keşif için mutlaka fikir ve vakıaları daima şüpheli gözle uzunuzadıya tetkikle işe başlamak lâzımdır. Bunun için de herşeyden evvel tahsil ve tedris metodlarının doğru ve salim yollara girmesi birinci şarttır. MİLLI ŞEFIN İHTISASLARI (Baş tarafı İ inci sahifede) Şehrin içinden Gece tebliği Helsinki 15 (a.a.) Finlandiyanın gece tebliği: Kareli'de mevziî bir muharebede 1 1 Sovyet tankı tahrib edilmiştir. Doğu hududunda Sovyet kıt'alarının Kitalö Titkarenta arasındaki Köronoya demiryolu istasyonuna taarruzları devam etmektedir. Sovyet kıt'aları burada tanklarla raarruz etmektedir. Suomussalini'de düşman gaz kullanmıştır. Tolvajörvi bölgesinde Finlandiya mukabil taarruzları muvaffakiyetle neticelenmiş ve üç gün devam eden bir muharebeden sonra iki Sovyet alayınm imha edildiği teeyyüd eylemiştir. Bu bölge bu suretle tekrar elimize geçmiş bulunmaktadır. Bu sefer Finlandiya kıt'aları Sovyetleri takib etmektedir. Deniz tabliği: Sovyet filosu Koivisto'yu bombardıman etmiştir. Finlandiya sahil bataryalan mukabele etmiş ve ayni zamanda şiddetli ateşle kara kuvvetlerine de muzaheret eylemiştir. Sovyet ge'mileri geri çekilmişlerdir. Hava tebliği: Havanın muhalefeti sebebile hava faaliyeti olmamıştır. Şimalî trlandada bir Sovyet tayyaresi düşürülmüştür. cud bir şehir ve iyi bir kültür ve san'at merkezi olması için daha yapılacak bazı işler vardır. Onları da az zamanda yapmak mümkün olacaktır. Erzurumda yüksek cemiyet, vatanperver zihniyet her çehrede aşikâr bir surette görünür. Vatandaşlarımı bu bakımdan da çok takdir ettim. Erzurumdan memnuniyetle ayrıhyorum. Yakında gene geleceğim. Yapılmakta olan işlerin gidişini takib ederek yeniden zevk duyacagım ve aranızda tatlı dakikalar geçireceğim.» Reisicumhuru hâmil olan hususî tren saat 24 te Erzincana müteveccihen hareket etmiştir. Yarını düşünmek hususunda babalarma hiç benzemeyen tutumlu bir genclik yetişiyor! Yazan: iktısad haftasına dair... Erzincanda Erzincan 15 (a.a.) Erzurumdan dönmekte olan Reisicumhur İnönü bugün saat 13 te şehrimize şeref vermiştir. Millî Şef, istasyonda Vali ve kumandanla sivil ve askerî erkân, mektebliler ve kalabalık bir halk kütlesi tarafından tezahüratla karşılanmıştır. Halk büyük bir sevinc içindedir. Tasarruf hesabına bankaya para yatıran bir anne Rus tebliği Dr. Ibrahim Zati Öğet Ingiliz tayyareleri, Alman üslerini tahrib etti (Baştarafı l incı sahifede) bombalardan dördü denize düşmüştür. Dün şimalî Frisones adalan üzerinde vukua gelmiş olan hava muharebesi, büyük mikyasta bir harb olmuştur. Taarruzu yap mış olan yirmi Ingiliz tayyaresinden onu düşmüştür. Bir tayyare, denize inmek mecburiyetinde kalmıştır. Garb cephesinde iş'ara değer bir şey yoktur. siparişi verilmiştir. Başvekil demiştir ki: « Bu muazzam imperatorluğun tükenmez membalarmın seferberliği henüz bitmemiştir. Bu seferberliği ikmal ettiğimiz zaman buna dünyanın hiçbir kuvveti mukavemet edemiyecektir.» 2/00 Ingiliz öldü Londra, 15 (a.a.) Çemberlayn Avam Kamarasında yaptığı beyanatta Ingiliz ordusunun eylul, teşrinievvel ve teşriAlmanlarm hava hücumu nisani aylarında 2100 ölü verdiğiın bilParis, 15 (a.a.) Bu sabah Fransa dirmistir. 1914 yılının ağustos, eylul ve nın cenub mıntakasmda Alman istikşaf teşrinievvelinde ölenlerin adedi 12,500 tayyareleri görülmüştür. Muhtelif mer idi. kezlerde tehlike işareti verilmiş ve Alert Fransız tebliği yarım saat devam etmiştir. Hiçbir hâdise olmamıştır. Paris 15 (a.a.) 15 kânunuevvel akşam tebliği: Düşen tayyareler Vosgeslerin hemen şarkmda ileri unsurLondra 15 (a.a.) Hava Nezarcti lar arasında bazı çarpışmalar olmuştur. bu gece Heligoland körfezi üzerinde yapılan bir muharebede, Messerxhmidt tipi dbrt Alman tayyaresile Ingiliz hava ordusuna mensub üç tayyarenin düşürül (Baştarajı 1 incı sahifede) düğünü haber vermektedir. memleketimizde ittihat bulunmadığını idÇemberlayn, Fransaya gidiyor dia eyliyecektir. Müttehid olmadığımız Londra, 15 (Hususî) Başvekil Çem hissini vermekten daha fena bir şey olaberlayn birkaç gün cephedeki lngilizlerle maz. Finlandiya Hariciye Nazırının Biz Almanya ile her zamanmüzakeregeçirmek üzere bugün Fransaya hareket müzakere teklifi etmiştir. Muhalefet lideri Binbaşı Atlee ye âmade bulunduk. Harbden evvel bunu müteaddid defalar ispat ettik. Harb Londra 15 (Hususî) Finlandiya ile muavini Arthur Greenwood da bir hafbaşladıktan sonra bile her söylediğimiz Hariciye Nazırı Tanner bu akşam radyoda ta sonra Fransaya gideceklerdir. söz ve her yaptığımız harekette hiçbir ' Rusça bir nutuk irad ederek Rusyaya FinAvustralyamn kararı müzakereye karşı kapıyı kapamadık. landiyadaki askerlerini geri çekmeğe ve Londra, 15 (Hususî) Avustralya Fakat meselenin esasına gelelim: sulh müzakerelerine girişmeğe davet etBaşvekili Avustralya hükumetinin 26 bin Bundan üç ay evvel harbe girmemizi miştir. tayyareci yetiştirmeğe karar verdiğini resicab ettiren sebebleri kabulde haklı mı Finlandiya Hariciye Nazırı Rusyanm men ln<?iltereye bildirmistir. yoksa haksız mı idiniz? Haklı idi iseniz, itilâfgirizliğine rağmen müzakere kapılaÇemberlayn'in bsyanatı bizi harbe sevkeden davayı zafere ulaş rının henüz açık olduğunu bildirmiş, FinLondra, 15 (a.a.) Dün Avam Ka tırmak için sarfedilmesi icab eden bütün landiyanın sulh müzakerelerine hazır olmarasında Fransadaki askerî harekâttan gayretler gösterilmeden durmak doğru o duğunu, fakat istilâ siyaseti takib edilirse bahseden Çemberlayn, Ingiliz kıtaatının Iur mu? Fin milletinin sonuna kadar harb edeceMaginot hattında kendilerine tahsıs edilGalebe çalmaya ne nispette muvaffak ğini söylemiş, Sovyet Başvekilinı radyo miş olan mevzilerde yer almış olduklarmı olacağımızı hiç kimse tahmin edemez. vasıtasile cevab vermeğe davet etmiştir. söylemiştir. Çemberlayn, Avustralya, Ye Fakat elimizde kuvvet mevcud oldukça ni Zelanda, cenub Afrikası ve Hindistan mücadeleyi durdurmağa hakkımız yokVücudümüzün genc ve dinc kalması için. tayyare ve tayyarecilerinin yakında Fran tur. şekere ve şekerli şeylere ihtiyacı vardır. saya muvaslat edeceklerini bildirmistir. Bunu müteakıb Lord Halifaks bu müSen de genc ve dinc kalmak istiyorsan, Ingiliz imperatorluğunun muhtelif yerle zakerenin lüzumsuz yere açıldığını tebarüz her gıin şekerli seyler yemeyi ihmal etme. rine binlerce harb malzemesi ve yiyecek ettirerek sözlerine nihayet vermiştir. Lüzumsuz bir münakaşa Moskova, 15 (a.a.) 14 kânunuevvel tebliği: Murmansk cihetinde Sovyet kıt'aları ileri hareketlerine devam etmişlerdir. Uhta istikametinde, Sovyet kıt'aları hududdan itibaren 1 1 7 kilometre ilerlemişlerdir. Petozavodsk cihetinde, Sovyet kıt'alan Sjuskujarvi, Sulkulampi ve Hippola köylerini işgal etmişlerdir. Sis ve (Baştarafı l incı sahifede) fena hava sebebile yalnız istikşaf uçuşla için rekabet eden memleketleri, bugün, n yapılabilmiştir. mal satın almak üzere birbirlerile mücadele eder bir vaziyette görüyoruz. Yani Ruslar 8 tank kaybetti bugün milletler, ithalât politikalanna ihHelsinki 15 (a.a.) Resmî tebliğde racat endişelerinden daha fazla ehemmidün Kareli boğazında mevziî muharebe yet vermektedirler. Bu suretle tedricen ihler olduğu ve düşmanın 8 tank kaybetti racat, ithalâtın en yakın ve müessir bir ği bildirilmektedir. muharriki olmağa doğru gitmektedir.> Sovyetler doğu hududunda Koirinoz Nazmi Topçoğlu, harb iktısadiyatı karistikametinde taarruzlanna devam etnv'ş sısında memleketimizin vaziyetini izah ettir. Buna muvaffakiyetli bir taarruzla mu miş ve ezcümle demiştir ki: kabele ettik. Düşmanın zayiatı çok ınü« Avrupada harbin çıktığı zamanhimdir. Tolvajarvi bölgesi tarafımızdan danberi memleketimiz, daima mevziî, işgal edilmiştir. mahallî veya münferid kalan bazı tezaBir Sovyet filosu dün Ajörkö yakınm hürler müstesna olmak üzere, işaret ettida bataryalarımız üzerine ate? açmıştır. ğim tehlikeden uzak kalmıştır. Bu vaziBataryalanmız mukabele ederek düşman yeti, hükumetin bu mevzuda gösterdiği deniz kuvvetlerini defetmiştir. hassasiyet ile izah etmek lâzımdır. Bilhassa ihrac memnuiyetleri dolayısile Havanın muhalefeti dolayısile hava kuvvetleri pek az faaliyet gösterm'şler hasıl olmuş piyasa vaziyetlerini, mutedil, dir. Şimalde bir Sovyot tayyaresi düşü bir fiat salâhı ile önlemek, aldığımız tedbirlerin ilk safhasını teşkil etmiştir. Burülmüştür. nun için bir taraftan umumî ve hatta fevlsveçteki Fin analart dönayerlar kalâde ihtiyaclarımızdan fazla olon madStokholm, 15 (a.a.) Çocuklarını delerimizin ihracına imkân vermek, diIsveçe getirmiş olan analar, kendileri va ğer taraftan normal zamanlardan gelen tana hizmet etmek için tekrar Finlandi ticaret anlaşmalarımıza yeni esaslar hazıryaya dönüyorlar. Şimdi burada Finlan lamak ve ticarî münasebetlerimizi yenidiya elçisi bulunan, eski Hariciye Nazırı den tanzimde fayda gördüğümüz yeni Erkko demiştir ki: piyasalara intıbak için icab eden karar« Finlandiya kâfi derecede silâh ve ları almak lüzumunu hissettik. Daha çok ihracata müteveccih gözümühimmata malik olursa Sovyetlere sonsuz mukavemet edebilir. Binaenaleyh ken bu tedbirlerin esaslı hedeflerinden Finlandiyaya sür'atle silâh ve mühimmat biri de hiç şüphesiz, ithalâtımızı, bugüngönderilmelidir. Finlandiye'"tar, Sovyet kü şartlar ve ihtiyaclar kadrosu içinde lerle nispet edilirse ehemmiyetsiz zayiata canlandırmak olmuştur. uğramışlardır. Ve gördükleri hasar ve zaUzun yıllar kliring sistemli anlaşmaların rar da pek cüz'idir.» kökleştirdiği piyasa itiyatlarını takas sisFinlandiya bütün ihtiyatları silâh temli anlaşmalarla yeni vaziyetlere daha uygun bir şekle sokmak gayelerimizden altına çağırdı biridir. Türk parasının iştira kabiliyetini Londra, 15 (Hususî) Finlandiya düne nazaran bugün daha çok fazlalaştırışimdiye kadar davet edilmiyen bilumum yoruz ve bundan sonra da daha fazlalaşihtiyatları silâh altına çağırmıştır. Bu me tıracağız. yanda altmış yaşına kadar bütün ihtiyat Gerek iç piyasamızda ve gerek dış piya zabitleri de silâh altına çağırılmıştır. salarda olan münasebetlerimizde, yeni dünya şartlarının tahmil ettiği zaruretleri Bir Sovyet muhribi batırıldı önleyebilmek için aldığımız bu tedbirlerin Londra 15 (Hususî) Bu gece Hel muvaffakiyetini emniyet altına almak issinkiden alman haberlere göre, Finler bir tiyoruz.» Sovyet muhribini batırmışlardır. Nazmi Topçoğlu, bu işlerin ifası için takib edilen siyaset etrafında da izahat Norveç işçi birliğinin kararı Helsinki 15 (a.a.) Takriben sek vermiş ve sözlerini şöyle bitirmiştir: « Dünyanın bugünkü vaziyeti içinsen bir işçinin bulunduğu Norveç işçi birsevgili yurdumuzun iktısadî bünyeliği bir karar ittihaz ederek Sovyet hüku den piyasalarımızı metinin hareketini takbih etmiş, bu hare sini kuvvetli tutmak ve sarsıntılardan masun bulundurmak vaziketi, Finlandiya işçi teşekküllerine karşı femizdir. Bu vazifeyi yerine getirmek için bir ihanet telâkki etmişlerdir. alınacak kararların ve tedbirlerin tahakNorveç işçi birliği Finlandiyaya yarkuk ettirilmesi işini hükumetler ya kendi dım teklif etmekte ve Sovyet taarruzuellerine alırlar, yahut alâkadarlarm yapnun, yalnız Finlandiya hürriyetine değil, masına nezaret ederler. Biz, bu ikinci Norveç hürriyetine de tecavüzü istihdaf şekli tercih ediyoruz. ettiği kanaatini izhar etmektedirler. En müşkül şartlar içinde bile, iç ve dış Yaralıları ziyaret piyasa için takib ettiğimiz ve edeceğirniz Helsinki, 15 (a.a.) Reisicumhur ticaret politikamızın tatbikmda, ticaret dün Kızılhaç muavin hastanesinde 30 teş hayatının tabiiliğini muhafaza ederek yürinisani ve 1 kânunuevveîdeki Rus bom rümeği azamî randıman alabilmek için bardımanları esnasında yaralananlan zi faydalı buluyoruz.» yaret etmiştir. Nazmi Topçoğlu İktısad ve Tasarruf haftasındayız. Para kıymetini bilenlerin ömrü içinde bu haftanın diğer haftalardan bir farkı bulunmayabilir: Fakat çoğumuz kendimizi toplayabilmek için böyle yanresmî bir ikaza muhtactıkl Biz Türkler, itiraf edelim, oldumolasıya, hovardaca yaşamağı seven insanlarız. «Bugün yiyip içelim de yarına Allah kerim...» sözü, başlıca tesellimizdir. Açlığa idman etmeğe ezelden alışmış, kanaatin tükenmez bir hazine olduğuna kalubelâdan inanmış kimseler, hâlâ aramızda eksik değildir. Bir zamanlar en uzağı görenlerimiz bile başlan sıkılınca hemen işi rindliğe vurup: *İyşü nus eyle bugün anma gamı ferdâyı Sana ısmarladılar mı bu yalan dünyayı..!» Tesellisile avunurlardı. Meşhur ata nasihatlerimizden biri de şudur: «Parasını rezil eden, kendisini aziz eder!» Bu yanlış görüş yüzünden millî servetlerimizden niceleri, rezil ve rüsvay oldular. Bari, paralarını rezil edenler, sonunda kendilerini aziz edebildiler mi? Eğer sefalet içinde sürüne sürüne can vermek, azizlik payesine erişmek için bir sebebse, zavallllar, bu «izzet» ı «ne verirsen elinle, o gider seninle...» vadine inanarak, ancak öteki dünyada ellerine geçirebil mişlerdirl ¥ Rezil olan hangi servet vardır ki sahibini de peşinden surüklemekte uzun müddet gecikmiş olsun... Vakıâ, gene bu ata nasihatleri arasında: «Ak akçe, kara gün içindir!», «Damlaya damlaya göl olur..», «Sakla samanı, gelir zamanı...» kabilinden vatandaşı tutuma teşvik edici sözler de var. Fakat bu nasihatlerle amil olanlar, içimizde nekadar azdı! Har vurup harman savurmuş ne evler biliriz ki sahiblerini komşudan iğreti alınan hasıra sarar da mezara öyle götürürlerdi. Dünyanın en «efendi» milleti olan Türk, bu yüzden dört asır zarfında varını yoğunu eriterek tam manasile bir devlet düşkünü haline geldikten sonradır ki, aklını başına toplayabildi. Feyizli Cumhuriyet rejimile birlikte başlayan iktısadî kalkmma hareketi, artık memleketimizin en ıssız köşelerine varıncıya kadar yayılmış bulunuyor. Tutumun ve tutumluluğun kıymetini, bugün «vecize» lerin ve ata sözlerinin tercümanlığıle öğrenmek ihtiyacında değiliz. Dün akşam yolda karşılaştığım bîr arkadaş: Sana tuhaf birşey anlatayım, diye söze başladı, benim ilkmektebe giden oğlumu bilirsin değil mi?.. Bilirim! Çocuğumu bilirsin ama, bankaya benden habersiz yirmi lira para yatırdığını bilmezsin! Senden habersiz mi?.. Nasıl olur.< Ona ben de hayret içinde kaldım. Meğerse, aylardanberi kendisine verdi • ğim gündeliği annesine saklatırmış!.. Tutum haftası var diye biriktirdiği paraları, gene benden habersiz bankaya götürmüş. Dün akşam, gülerek yanıma geldi: Baba, bak defterime... Doğrusu ya, yumurcağm bu kadar tutumlu bir çocuk olacağını ummazdım. Bu sabah kapıdan çıkarken, kumbarasını şakırdatarak gene önüme dikildi. lçine bir lira attırmadan yakamı bırakmadı. Bu muhavereyi, Tutum haftasının hatırı için uydurulmuş birşey sanmayınız! Zaten hangimiz, ayni tehalükün genc heyecanlarma evlerimizde şahid olmuyo ruz? Dün bir başka arkadaşım anlatıyordu: Bizimki bu sabah bana ehemmlyetle sordu: Baba, sen beni sigorta ettirdin mi?.. Durakladım: Neye sordun?. O da durakladı: Hiç.. Sordum işte... Olmaz! Mutlaka bir sebebi var bu soruşunun... Nihayet anlattı: Öğretmen, mektebde hepimize ayn ayrı: «Babaiarınıza söyleyin.. Sizi sigorta ettirsin...» diye nasihat etmişti de.. Bugünden yarını düşünmek hususunda babalarma hiç benzemeyen tutumlu ve tedbirli bir genclik yetişiyor!.. Tasarruf haftası, asıl onlara kutlu olsun... SALÂHADDİN GÜNGÖR Cumhur Reisimizin Erzurumlulara güzel sözleri devam) keden zahirde millî ve vatanî gavretler, fakat hakikatte parçalanma tehlikeleri belirmişti. Vatanın kurtuluş hamlelerine geçebilmek için ilk yenilecek zorluklar olarak bu millî ve mahallî gayretlerin tefrikasını bertaraf etmek lâzımdı. İşte Erzurum kongresinde bu yapıldı, ve o kongrenin kararlarile o zaman Erzurumdan bütün vatana millî bırlık sayhası bağırıldı. Erzurum kongresinde Türkiyeyi teşkil edecek millî vatanın filân ve filân parçaları için hususî çalışmalann hiçbir netice veremiyeceği ve her yerin ve her kesin bütün vatan için ve bütün vatanın her yer ve her kes için yekvücud halinde çalışmalarından ve fedakârlıklanndan hakikî kurtuluş gayesinin elde edilebileceği kararına varılmıştır. Sivas kongresinde en mütebellir mahiyetini almış olan bu karar bilâhare Türkiye Büyük Millet Meclisi hamlelerinin tahakkuk ettirdiği (Millî Misak) da en tam ifadesini bulmuştu. Denebilir ki Türkiye Büyük Millet Meclisi Ankarada kurulmazdan önce Erzurumda başladı ve Sivasta devam etti. İşte Millî Şefin diğer vatandaşlar gibi raylar üzerinde kayan trenin konforlu vagonlannda bu defa rahat ve huzurla, ayni zamanda pek haklı iftihar ve gururla ziyaret ettiği Erzurum böyle bir memleket carçamızdır ve binbir güzelliği içinde bu hususiyetinden dolayı bütün vatandaşlarımız için pek azizdir. Sonra Erzurum bir çok harblan omuzlayıp geçiren bir kahramanlık diyarımızdır da. Son Umumî Harbin tahammülüne mecbur olduğu fedakârlıkların haddi hesabı yoktur. Mülkün her tarafında 'layındırlık yaratmakla meşgul yeni rejim Erzurum taraflannm kalkınmasma dahi azamî himmetini sarfetmektedir. Cumhur Reisimiz Erzurumun her tarafını gezerek inkılâb kaynağı doğu şehrimizin terakki yolunda aldığı mesafeleri tetkik etmiş, şereflerine verilen muazzam süvareden sonra da Erzurum halkına hislerini ve intıbalarını bildiren güzel sözler söylemiştir. Tam kalbden gelen sehlimümteni denilecek güzel sözler. Kış ortasında ıkı günde Ankaradan Erzuruma gitmek... Bir zamanlarm hiç erişilemiyecek gibi görünen bu hasreti bugün bir hakikat olmuştur. Cumhuriyet rejimi sayesinde. Cumhur Reisimiz bu vaziyeti en tabiî ifadesile canlandırdıktan sonra dört sene evveline nispetle Erzurumun çok kalkınmış olduğunu tebarüz ettirmiştir. « . . Şarkta mamur şehirler benim ıdealimdir. Erzurum iyi bir mamure olmak için çok eksiğini atmıştır. Erzurumun lemız ve medenî vasıtaları mevcud bir şehir ve iyi bir kültür ve san'at merkozi olması için daha yapılacak bazı işler vardır. Onları da az zamanda yapmak mümkün olacaktır.» Reisicıımhurumuz Millî Şefin Erzurum hakkındaki bu takdirleri şüphesiz ora halkını ihya eden çok kıymetli müjdelerdir. Reisicumhurumuz bu kadarla kalmayarak Erzurumda her çehrede aşikâr olarak gördüğü yüksek cemiyet ve vatanperver zihniyeti de tebarüz ettirmiş ve oraya tekrar tekrar gelerek yapılmakta olan işlerin gidişini takib edeceğini ve sevimli Erzurumlular arasında mes'ud dakikalar geçireceğini ifade eylemiştir. Bu kıymetli vâdin yağız Erzurumlu çehrelerinde hâlâ ne şevk ve itminan dolu güller açmakta olduğunu haval gözümüzle uzaktan temaşa edivoruz, bütün memleketçe. YUNUS NADİ Son dakika Ecnebi devletlere aid binalarırı vergi vaziyeti Ankara 15 (Telefonla) E c n e b i devletlere aid olup sefarethane ve konsoloshane ittihaz edilen binalar ve müştemi lâtile ecnebi ve siyasî ve konsolosluk memurlarınm belediye vergisi ve resimlerinden mütekabiliyet şartile müstesna tutul. maları uygun görüldü. AT A TÜ RK İ ç İN., • • Yazan: İsmail Habib Büyük Atamız için yazılan en son eser