22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
16 Ikmcikânun 1939 CUMHURİYET SON HABER LER Hâdiseıer arasında Gene terim bahsi ünkü yazımda türkçe terirnleri maskara olmaktan kurtarmak için, GrekoLâtin kültür çevresine dahil milletler arasındaki müşterek sistemin kabulünü teklif ettim. (Dizgi yanhşı olarak, dün, kültür çevresi terkibi kültür çaresi şeklinde çıkmış. Ara yerde bunu da düzeltmiş olayım.) Bu sistemin kabulü, dün de yazdığtm gibi, terim işini nazarî plânda halletmek için, yarım saatlik bir i*. Bugün, dünkü yazıma ek olarak, bahsettiğim kolayhgı gözönüne koymak istiyorum. Üç nevi terim var: 1. Yalnız ilim dilinde kullanılanlar (Ekolali, Gnostik, Lojistik, Spontaneite, Psikofizik v.s gibi.) 2. Hem ilim, hem de hayat dilinde kullanılanlar (zaruret, nıh, tecrübe, vakıa, irade v.s gibL) 3. Aslî maddelerı hayat ve ilim dilinde başka başka olanlar («mefhum» kelimesinin almancası «Begriff» dir, «mefhumculuk» denilen felsife ekolüne Almanlar «Conceptualismua» derler.) Yalnız ilim dilinde kullanılan terimler, GrekoLâtin çevresine dahil bütün mfl letler arasında, küçük farklarla, müştc rektir. Binlerce misalden birkaçıru aiıyorum: Fransızcada (Crfticisme), almarcada ( Kriticismus ), ingilizcede ( Criticism), italyancada (Criticismo). Fransızcada (Dialectique), almancada (Dialektisch), ingilizcede (Dialectic), italyancada (Dialettico). Fransızcada (Formel), almancada Förmlich ve Formal), ingilizcede (For mal), italyancada (Formale). Fransızcada (Genese), almancada (Genese), ingilizcede (Genesiş), italyancada (Genesi). Fransızcada (Hypnose), almancada (Hypnose), ingilizcede (Hipnosis), italyancada (Ipnosi). Demek ki ilim dilinde kullanılan terimler için mesele gayet basit: Bütün garb mületleri gibi Lâtin ve Yunan kbklerini kabul edeceğiz. (Zaten bizim resmi dil tezimiz bunların türkçe olduklannı iddia ederken ne diye «Yasalabetim» gibi icadlara kalkıyoruz? Her millet gibi Biyojeografi deriz. Esasen Biyolojiyi kabul etmedik mi?) Göriiyorsunuz ki terim meselesinin en ehemmiyetli kısmı be$ dakikada halledilmiş oluyor. ikinci nevi terimlere gelelim. Bunlar hem ilim, hem de hayat dilinde kullanılanlardır: Tecrübe, vakıa, irade kelimeleri gibi. Tecrübeye görgü, vakıaya olgu, iradeye istek denebilir. Bu, lisanın tekâmülüne ajd bir meseledir. Fakat bu türkçe kelimeler hayat dilinde yerleşmeden mekteb diline sokulamaz. Prensip: Hayat evvel, mekteb sonra. Bu da bitti. DÜŞÜNCELER Büyük Millet Meclisinde Dünkü toplantıda miihim bazı kanun lâyihalarının birinci müzakereleri yapıldı Ankara 15 (a.a.) Büyük Millet Cumhuriyet Müddeiumumiliğine teslim Meclisi bugün Refet Canıtezin başkanlı eder. ğında toplanarak bazı cşhasın ölüm ce Zabıt varakası yakalanan şahsın kim zasına çarptırdması hakkındaki mazba • olduğunu, sübut delili olacak maddelerin talan tasdik eylemiş, sanayide kullanılan ve izlerin neden ibaret bulunduğunu ve bazı iptidaî maddelerle yedek parçalan şahidlerin hüviyetlerini ihtiva eder. nın gümriik resimlerinin indirilmesi hu Şikâyet veya şahsî dava yolile takib ausunda Vekiller Heyetince alınan ka edilen suçlarda şikâyet edildiğinin zabıt rarlann tasdikına aid kanun lâyihasını varakasına yazılması ve şikâyet edenin da ikinci müzakeresini yaparak tasvib cybu varakayı imzalaması lâzımdır. lemiştir. Cumhuriyet müddeiumumisi yakala Meclis, ruznamesinde bulunan ve hünan şahsı sorguya çektikten sonra âmme kumetimizle Macaristan arasında akdolunan hukukî ve ticarî mevaddı adliyeye davasmı açmağa lüzum göriir ve umumî müteallik mukavele ile Türkiye Yuna hükümlere göre takibat yapılmasmı zarunistan araaında imza edilen suçlulann ge rî kılacak sebebler mevcud bulunmazsa ri verilmesi ve cezaî sahada karşılıklı duruşma yapılmak üzere maznunu iddiayardımda bulunulmasına aid muahede name ile o gün vazifeli mahkemeye gönnin tasdikleri hakkındaki kanun lâyiha derir. Bundan evvelki fıkralarda, delillerin larının da birinci müzakerelerini yapmıştespitine müteallik olmak üzere zabıtaya tır. Gene bugünkü toplantıda Büyük Mil verilmiş olan vazife, ağırceza mahkemelet Meclisi, ceza kanununun mer'iyete sinin vazifesine giren meşhud cürümlerde vaz'ına aid kanunun 29 uncu maddesine münhasıran Cumhuriyet Müddeiumumi bir fıkra ilâvesine ve meşhud suçlann sine aiddir. Cumhuriyet Müddeiumumisi ağırceza muhakeme usulüne mütedair kanunun dördüncü maddesinin tadiline aid ka mahkemesinin vazifesine giren meşhud nun lâyihalarının birinci müzakerelerini cürümlerde şahidlerin ifadelerini zaptettikten ve yakalanan şahsı da sorguya çekyapmıştır. Bu sonuncu kanun lâyihasile meşhud tikten ve lüzum göreceği diğer tahkikatı suçlarda tatbik edilmekte olan seri mu da yaptıktan sonra âmme davası açmağa hakeme usulü, ağır cezalı suçlara da teş lüzum görür ve umumî hükümlere tevfikan takibat yapılmasını zarurî kılacak semil edilmektedir.' Kanunun umumî hükümieri ise, şun bebler mevcud bulunmazsa duruşma yapılmak üzere maznunu iddianame ile valardır: zifeli mahkemeye gönderir. Cumhuriyet Ağır cezalı cürümler dışında meşhud Müddeiumumisinin tahkikatı fasılasız yapbir suç işlendiği zaman zabıta, yakala ması ve işi azamî üç gün içinde mahkenan şahsı tanzim edeceği zabıt varakası meye tevdi etmesi lâzımdır. ve elde edeceği maddî sübut delillerile birlikte vakit geçirmeksizin ayni günd< Meclis pazartesi günü toplanacaktır. »•'»ıımrııiNiııııııııııııiiiıııııııııııııııııııııııuııuııı |HEM NAUNA MIH1NA Fransızlar ve biz Yazan: Faztl Ahmed Aykaç IVlılletlerarası gerçek sevgi var mıdır? Bazan evet. Bence bunun en iyi ölçüsü şudur: Eğer siyasî dargınhklar ve hatta savaşlar, ruhî dostluğu yıkamıyorsa iki ulus arasında inanılmağa değer bir bağ bulunduğuna kani olmak icab eder. Hem kani olmak icab eder, hem de böyle manevî bir unsuru ihmal etmiyerek, maddî rabıtaların kuvvetlenmesi ve günden güne verimli olması davasında o cevherden faydalanmak lâzım gelir. Biz Türkler böyle bir sevgi ve dostluk tanıyoruz. Ve bunu Umumî Harb yıllarmda iyice tecrübe ettik. Malumdur ki o yıllarda biz Fransızlarla cenkleşiyorduk. Gene ma lumdur ki 1908 tarihinde meşrutiyetin ilânını müteakıb, iptida BosnaHerseki ilhak suretile Balkan ve cihan muvaze nesinden mühim bir çivi söken (müteveffa) Avusturya lmparatorluğu, fıısat bekleyen bütün aç gözlere bir yağma salgınının ilk örneğini verdi. Ve böylece Trablusgarb, Balkan ve nihayet Umumî Harb felâketleri, üstüstüne çarptığımız birer torpil halinde infilâk ettiler. Lâ kin... Evet bir dakika durup düşünmekte fayda vardır. Gerek büyük bir takım politikalarla menfaatlerin gerek aleyhi mizde durmadan yapılmış zehirli propagandalann tesiri altında olarak eski Osmanlı Imparatorluğuna dost bir edâ takınamıyan bugünkü müttefiklerimize karşı biz o günlerde de bir iç düşmanlığı, bir gönül banşmazlığı duymazdık. Bilâkis!. Hele Fransızlarla fikrî sempatimiz pek ziyade idi. Harbin en zalim güçlükleri bize sayısız zahmetler ve mahrumiyetler yağdınrken bütün mekteblerimizdeki fransızca tedrisata bir sekte bile vermedik. Halbuki o zaman Almanların başhca hedeflerinden biri bizi kendi kültür lerile de fethetmekti. Ediblerimiz, şairlerimiz, hukukçularımız, filozof ve müte fekkirlerimiz, nihayet, en büyük ekseri yetle ilim, fen, san'at ve teknik adamlarımız dikkate değer bir hususiyet gösterdiler. Yani zekâlan hiçbir dar taas subla hastalanmadı. Kendileri diğer Avrupa dillerine yabancı olmadıklan ve her büyük kavmin kendine has meziyetlerini gözden uzak tutmadıkları halde Fransız irfanile aralanndaki zekâ dostluğuna küçük bir vefasızlıkta bulunmadılar. Ni çin? Bunda başlıca iki ruhî sebeb ara mahdır. Işte birincisi: Uzun zamanlar Türk gencliğinin zihni terbiyesini, ruhî temayüllerini ve haslatlarile seciyye hususiyetlerini yakından takib etmiş olanlar görmüşlerdir ki Türk zekâsı, karakteri ve umumî psikolojisile Fransız ruhu arasında pek çok temas ve benzerlik noktalan verdır. Onlann sonra da dikkate değer zekâ ve kavrayış yakınlıklan mevcud dur. ve iktısadî, malî, siyasi menfaatler iki memleketi birbirile çarpışördığı vaziyetlerde bile Türk vicdanı Fransız kültürü sevgisini bırakmadı. Bundan ne çıkar? Ve bunlan niçin söylüyorum) İptida şu çıkar ki Türk ruhu ve cibilliyeti de Fransızınki gibi vuzuhu, aydmlığı ve muvazeneli ahenk içindeki kavi, za rif ve medenî cihan telâkkisini seviyor. Sisli, müteassıb ve kaba zihniyetten hazetmiyor. Hele egoist, dar ve sade menfaatçi vicdandan ığreniyor. Çünkü o nıh, esasında demokrattır ve cömerddir. Şu halde kendisinin müstakbel inkişaf lannın istikametlerini tespit ederken bu vasıflar gözönünde tutulmalıdır. Bunlan ne vesile ile hatırladığım bahsine gelince, hemen itiraf edeyim: Fransanın muhterem sefiri M. (Mas siglie) nin geçen gün gazetelerde oku duğum beyanatı vesilesile. Memleketinden toprağımıza dönen Fransz sefiri gazetecilerle bir mülâkatında Türk Fransız ticarî münasebetlerinin müstakbel inkişafına dair çok ümid verici sözler söylemiştir. Şu hâdiseyi bü yük bir memnuniyetle kaydediyoruz. Esasen daha Ingiliz ve Fransızlarla bi zim aramızda üçüzlü pakt imza edilmeden evvel, cihan banşına daima faydalı bir destek olacak olan bu hayırlı işin, Türk Ingiliz ve Türk Fransız müna sebetlerine iktısadî sahada da pek mesud bir genişlik temin etmeğe namzed bulunduğunu yazmıştık. İşte muhterem sefirin son beyanatı, beklediğimiz bu fe yizli mevsimin yaklaşmış olduğunu göstermektedir. Hatırımızdan çıkarmamalı yız. Türk ve Fransız tarihleri malum olan klâsik hatıraların dışında dahi birbirile pek mühim malî ve iktısadî bağlılıklara malikti. O kadar ki Türkiyenin ekonomi sahasındaki her genişlik veya darlığı aksi tesirini mutlaka dostlarımızla aramızdaki münasebetler üzerinde hemen gösterdiği gibi bu tesirler de hududlarmı pek hayatî sahalara kadar ilerletebilmişler dir. Ancak çok mühim fakat ekseriya unutulan bir noktayı hatırlardan çıkar mamak lâzım gelir. Pek küçük menfaatlere çengellenip kalan bazı hasis hesablar ve düşünceler çok defa büyük faydalann istihsaline engel teşkil eder. Dün yada herşeyi cılız menfaate bağlamak düsturu, çok defa en büyük ölçüdeki istifadelerin vücud bulamamasına sebebiyet verir. Hatta dünyanın ileriyi gören birçok muazzam mütefekkirine uyarak iddia edebiliriz ki bugün müfteris hay vanıar halinde birbirinî yiyen beşeriyet, bu kadar saldırıcı bir menfaat sar'ası içinde bunalmış olmasa, kendisinin çok daha nef'ine olan huzur ve servet zaferleri kazanabilirdi. Pek samimiyetle temenni ederiz; zevk, san'at, felsefe, edebiyat, hukuk ve cemiyet telâkkilerile demokrasi ideallerinde tirbirini pek iyi anlayan, birbirine mu vazi bir tekâmül yolu üzerinde yürüyen Fransızlar ve Türkler, şimdiden sonra ayni yakınlığı iktısadî alanlarda da tahakkuk ettirsinler. Zira her iki büyük milletin geçirdiği muazzam tecrübeler den sonra başka türlü hareket cidden yazık olur; hem kendileri, hem medeniyet ruhu için! Nelsonun torunları u harbin, denizüstü harb gemîleri arasında ilk deniz muharebesi vukubuldu. Almanların Admiral Graf von Spee adlı 10,000 tonluk Ceb zırhhsile biri 8390 tonluk, öteki 7 bin 30 tonluk, üçüncüsü de 6,840 tonluk üç Ingiliz kruvazörü arasında cereyan eden bu muharebenin tafsilâtını ajans haberleri arasında okumuşsunuzdur. Bu muharebenin en dikkate lâyık taıafı, Ingiliz kruvazörlerinin Alman zuhlısına, yalnız sür'at bakımından üstün olnıalandır. Filvaki, Alman zırhlısının ne^redilen sür'ati 26 mil olduğu halde, Ingı'iz kruvazörleri 32 ve 32 buçuk mil gıdıyorlardı. Alman zırhlısının sür'ati de, 26 milden biraz daha fazla olduğu ve Almanların mutadları veçhile geminin hakikî sür atini gizledikleri muhakkaktır. Top ve zırh bakımından Alman zırhhsı her üç gemiden üstündür. Çünkü Almanın 6 tane 28 lik ve 8 tane 15 lik topuna mukabil ingilizlerin 6 tane 203 lük ve 16 tane 152 lik topu vardır. Alman 28 likleri 30,000 metreye kadar ateş edebilen ağır ve müessir toplardır. Ingiliz gemilerinin zırhian da pek hafif olduğu için, bu 28 liklerin isabeti ile büsbütün harab olabilirlerdı. Nitekim Alman 28 likleri, Skagerrak muharebesinde, İngilizlerin 30,000 tonluk muharebe kruvazörlerini berhava etmişlerdi. Bugünkü Alman 28 liklerinin, Umumî Harbdeki ayni çapta toplardan daha üstün olduklarına şüphe yoktur. Hulâsa, bu muharebede, kuvvet itibarile vaziyet tamamile Almanların lehine olduğu halde üç Ingiliz kruvazörü, daha hafif topları ve daha zayıf zırhlarile Alman gemisini mağlub etmeğe ve onu kaçıp Montevideo limanına ilticaya mecbur etmişlerdir. Bu hal, Alman Ceb zırhlısının iyi harbetmediğine ve bilâkis tngiliz gemilerinin daha iyi döğüştüklerine bir dtlildir. tngiliz denizcilerirıin cesareti cidden takdire lâyıktır. Çünkü bu gemilerin, hatta bir kaç tam isabetle berhava olmalan ihtirnali mevcuddu. Ingiliz denizcileri, fevkalâde yiiksek bir taarruz ruhile kendilerinden kuvvetli düşmana saldırmak suretile Nelsonun kanından olduklannı ispat etrnişlerdir. Hitler'in denizcileri ise, bindikleri geminin adını taşıyan kahraman Admiral von Spee'ye lâyık bir kudret gösterememişlerdir. Amiral von Spee, Büyük Harbde, Uzakşark Alman kruvazör filosile ayni cenubî Amerika sularında Amiral Gradok'un kumandasındaki Ingiliz filosuna hücum ederek iki zırhlı kruvazörü batırmış; sonra Folkland adalannda Amjral Sturdee'nin kumandasında Ingiliz muharebe kruvazör filosu tarafından yakalanarak döğüşe döğüşe ölmüştü. Ben, Alman Ceb zırhlılannın takibine, her biri bu gemilere üstün olan üç Ingiliz ve iki Fransız muharebe kruvazörünün memur edileceğini tahmin ediyordum. Halbuki küçük Ingiliz kruvazörleri de, Alman Ceb zırhlılarile boyölçüşecek maddî ve bilhassa manevî kuvveti haiz olduklannı ispat etmişlerdir. Ingiliz donanması, bu kahramanlarla iftihar edebilirler. Ders ücretleri Sovyet Rusya İlâveten vazife görecek Milletler Cemiyeti Umumuallimler için yeni bir mî Kâtibi ihrac kararını tebliğ etti tarife yapıldı Ankara, 15 (Telefonla) MuallimleTe verilecek ilâve ders ücretleri Maarif Vekâletince tespit edildi. Lise sınıflannda ders okutan ve bütün ilâve dersleri de lise sınıflarında olan öğretmenlerin ücretleri on beş saatten yukarısı için beş liradan hesab edilecektir. Lise sınıfmda ders okutan muallimler orta kısımda ilâve ders aldıkları takdirde on beş saatten fazlası için dört lira alacaklardır. Esas vazifesi lise sınıflarında olduğu halde ilâve dersleri hem lise sınıflarında, hem de orta kısmında olan muallimlerin ücretleri lisedeki fazla dersleri için beş ve orta kı«m için dört liradan hesablanacaktır. Orta kısımda ders okuttukları halde ihtiyac dolayısile lise kısmında ders alan muallimlerin ücretleri on sekiz saatten yukansı için beş liradan hesablanacaktır. Orta kısım muallimi olduğu halde ihtiyac dolayısile kendilerine tamamen lise kısmında ders verilen muallimlerin ilâve ücretleri, yerlerine bir lise kısmı muallimi tayin olununcaya kadar on beş saatten yukarısı için beş liradan hesab olunacaktır. Cenevre, 15 (a.a.) Milletler Cemiyeti umumi kâtibliği dün ittihaz olunan mukarreratı Sovyetler Birliğine tebliğ etmiştir. Milletler Cemiyetinin teknik şubeleri, aza devletlerin Finlandiyaya yapacakları yardımları tanzim için icab eden tedbirleri alacaklardır. Kararın Amerikadaki akisleri Çinlilerin muvaffakiyeti Çunking 15 (a.a.) Çekiai ajansı bildiriyor: Askerî mahfillerde, Nannig şimalindeki enerjik Çin mukavemetinin Japonlan jimdiye kadar işgal etmekte oldukları ileri mevzileri terke mecbur ettiği kaydedilmektedir. Nanning'in 40 kilometre jimalinde kâin Potang şehri Çinliler tarafından istirdad edilmiştir. Diğer cephelerde düşmanın şimal istikametindeki ileri hareketi tamamen durdurulmuştur. Mağlub olan Japonlar Kanton ve Samshui'deki ilk mevzilerine çekilmek mecburiyetinde kalmışlardır. Japonlann Şansi cenubundaki Çungtao'ya yaptıkları taarruz da akim kalmıştır. Geçen pazardanberi Şansi vilâyetinde cereyan eden muharebelerde Japonlardan iki bin kişi ölmüştür. Vaşington, 15 (a.a.) Sovyetler Birliğinin ihracı hakkındaki Milletler Cemiyeti kararı siyasî mahfillerde dünyayi ikiye ayıran ihtilâfın esas sebeblerini efkârı umumiye nazannda ehemmiyetli surette aydmlatan bir hâdise olarak karşılanmıştır. Almanyanın efkârı umumiye tarafından takbihinden sonra Sovyetler Birliğinin Milletler Cemiyeti tarafından takbihi bu iki memleketi ayni smıfa sokmaktadır. Her ikisi de bundan böyle diinya efkârı umumiyesi hükmü altında olduğu için bunlann tehdid ve taarruz siyasetlerine nihayet verilmesi lüzumu apaşikâr hal almaktadır. Sovyetler Birliğinin takbihi meselesinde Fransanın sarih bir vaziyet alması burada büyük bir memnuniyetle karşılanmıştır. Zira bu hal müttefiklerin, manevî vaziyetini takviye etmektedir. Bazı müşahidler, Sovyetler Birliğinin Cemiyetten çıkarılmasının, Sovyetlerle müttefikler arasında açık bir muhalama haline müncer olsa bile, ancak faydalı olabileceğine ve Cenevrede ittihazıSon bir düğüm: «Isblah» mı, «terim» na lüzum gördükleri ihtiyatkâr hattı haremi? kete rağmen emniyetlerinin nihayet mütCevab: Terim. Çünkü: Lâtincesi (Tertefiklerle az çok açık bir teşriki mesaisi olduğunu bilen bir çok bitaraflan birleş minus), almancası da bir manasile (Tertirmeğe müsaid bulunduğuna kanidirler. minus), fransızcası (Terme), ingilizcesi (Term), italyancası (Termine). Üçüncü nevi terimler, asli maddeleri hayat ve ilim dilinde başka başka olanlardır: Meselâ hayat dilinde «nıh» kelimesinin framızcası (Ame), almancası (Seele), ingilizcesi (Soul), italyancası (Anima) dır. Fakat «ruhiyat» kelimesine Fransızlar ve Almanlar (Psychologie), İkinci sebebi şöyle görürüz: Türk ir Ingilizler (Psychology), İtalyanlar (Psifanı yalnız şark kültürünün duvarları içincologia) derler. Biz de «ruhiyat» değil, de kalmayarak garb fikir hayatının en «Psikoloji» diyeceğiz, zaten de öyle deginine doğru ilk akınlannı yaptığı za meğe bajladık. Bu da bitti. man, iptida karşısına Fransız edebiyatı Soracaksınız: Ya iyi bir türkçesi olma çıkmıştır. Ancak eğer Türk kafası ve yan «Spontane» kelimesine ne diyelim? zevki, karşılaştığı bu hazinede, kendi ruCevab: Spontane. Çünkü: Fransızcası hundaki civanmerdliği ve hürriyetile is (Spontane), ingilizcesi (Spontaneous), tiklâl bulmamış olsaydı, ona iştiyakını büsbütün alevleyecek bir cevher fevkalâitalyancası (Spontaneo) v.s. de sıcak bir sevgile bağlanamazdı.. OraTerim meselesi bu sistemle halledilirse da istediğini, sevebileceğini tamamile bubir talebe veya herhangi bir vatandaş, labildiği içindir ki ona çok kıymet verdi ister türkçe, ister fransızca, ister almanca, ister ingilizce, ister italyanca okusun, bir kültür ve medeniyet çevresine mensub milletler arasında müşterek enternasyonal tabirleri derhal anlayacak. taraft 1 tnei sahifede) Cenubî Afrika sularında Londra, 15 (Hususî) Cenubî Afrika sularında bir tngiliz kruvazörüne tesadüf eden Adolf Lehnhardt adındaki Alman gemisi ingilizlerin eline düşmemek için, kendi kendini batırmıştır. Fazü Ahmed AYKAÇ Mülteci Alman kruvazörü İngilizlerin gönderdikleri çelenk Fmdıklarımız için transit ihrac merkezi kuruluyor Akçakoca, 15 (a.a.) İki buçuk milyon kiloya yakın fındık ihrac eden Akçakocada bir fındık transit ihrac merkezinin açılmasına dair Ticaret Vekâleti nezdinde yapılmış olan müracaat üzerine, vaziyeti tetkik eylemek üzere buraya gönderilen Ticaret Vekâleti kontrolü Sadinin riyasetinde dün Belediyede bir toplantı yapılmıştır. Tüccar fabrikatörlerin iştirak ettikleri bu toplantıda Akçakoca fındık mahsulünün inkişafına, ihracatta taleb edilen muayenenin yapılmasma, istandardizasyon ve kalite işlerine dair izahat verilmiştir. Toplantıya, Ticaret Vekâletinin gÖBtermiş olduğu alâkaya teşekkür ve burada bir transit merkezi açılması tpmennisi teyid edilerek nihayet verilmiştir. Muğla 15 (a.a.) T ü t ü n piyasasmın açıldığı 4 birincikânundan 14 birincikânun akşamına kadar merkezde 880,000, Milâsta 300,000, Bodrumda 260,000, Fethiyede 120,000 kilo tütün satıimıştır. Tütün satışları Londra, 15 (Hususî) Alman Ceb kruvazörünü takiben Montevideo limanına giren Ingiliz kruvazörleri bugün defnedilen 36 Alman bahriyelisinin cenazesine büyük bir çelenk göndermişlerdir. Oruguay hükumeti Amiral Graf von Fransız sefiri Maden Tetkik Spee kruvazörü kumandanına 72 saat Müsaadenizle ben de birşey sorayım: Enstitüsünde Avnıpah bir millet oldugumuzu kabul zarfında Montevideo limanını terke davet etmiştir. Ankara 15 (Telefonla) Fransız se. ediyor muyuz, etmiyor muyuz? firi Massigli yanında sefaret erkânı olduAmiral Chatfield'in beyanatı PEYAMl SAFA ğu halde bugün öğleden sonra Maden Londra 15 (a.a.) Amiral Lord Tetkik Arama Enstitüsüne gelerek bir Chatfield Avam Kamarasında, hükumemüddet kaldı. Kendisine Enstitünün büBir Bulgar heyeti Moskova tin Graf von Spee'nin vaziyetine temas tün kısımlan gezdirildi. eden beynelmilel kanun hükümleri hakya gidiyor kında Uruguay hükumetile müzakerede Kalemtıraşlar hakkında Sofya 15 (a.a.) Nazırlar meclisi, olduğunu ve Alman ceb kruvazörünün bir karar Bulgar Sovyet ticaret muahedesi müza az zaman zarfında tekrar denize açılacaAnkara 15 (Telefonal) Son gün kerelerine başlamak üzere gelecek hafta ğına muhakkak nazarile bakılabileceğini lerde piyasada görülen muhtelif şekiller Moskova'ya gidecek olan Bulgar heyetini söylemiştir. deki kalemtıraşlar gümrüklerce oyuncak tespit etmiştir. Heyet, Maliye Nazırı Botarifesine tâbi tutuluyordu. Aalâkadarla jilofun reisliğinde Millî banka müdürü tngiltere deniz takviye kuvvetleri unef ve diğer alâkadar nezaretlerle gönderdi rın müracaati üzerine bunların nihayet kalem yontmaya yarayan bir nevi ka ekonomik teşkilâtların mümessillerinden Londra 15 (a.a.) Bahriye Nezarelemtıraş olmalan itibarile bıçakçılık eş mürekkebdir. ti, Rio de la Plate ağzında iki Ingiliz kruyasından sayılmaları ve 539 uncu numavazörile diğer deniz takviye kuvvetleriranın fıkralarına tatbikan resimlendiril . Bükreş infilâkının kurbanları nin von Spee'yi beklediğini bildirmekteBükreş 15 (a.a.) Dahiliye Nezare dir. meleri takarrür etti. tinden tebliğ edilmiştir: Reuter ajansına göre, Ajax ve Achilles Değirmenlerden ahnmakta 1 3 kânunuevvel çarşamba günü sabah kruvazörleri ehemmiyetli takviye kuvvetolan vergi leyin saat 1 de Braşon'da «Zarnesti» se leri almışlar ve Admiral Graf von Spee1 Ankara 15 (Telefonla) Buğday lüloz fabrikasınm hususî bir paviyonun nin herhangi bir suretle aynlması imkânkoruma karşılığı vergisi kanununa ek bir da infilâk vuku bulmuştur. 1 4 bin lirellik sız hale girmiştir. Diğer taraftan, Alman gemisinin pazar lâyiha Meclise verildi. Muharrik kuvveti bir depo patlayarak ayni hacimde diğer on beygire kadar olan elekli değirmen iki deponun devrilmesine sebeb olmuş, ve nihayet pazartesi gününe kadar Monlerden ahnmakta olan vergi bu değirmen 61 kişi ölmüştür. Gazdan zehirlenen 90 tevideo limanmda kalmak için müsaade sahibleri istedikleri takdirde maktuan ta kişi hastaneye kaldınlmıştır. İnfilâk sebe aldığı bildirilmektedir. bi tahkik edilmektedir. hakkuk ettirilebilecektir. ölen Ingiliz denizcileri pur, bu gece saat 11 i çeyrek geçe Mon1 Torpillenen petrol gemisi tevideo'dan ayrılmadığı takdirde harbin Londra, 15 (a.a.) 7397 tonluk. sonuna kadar orada mevkuf kalacaktır. Ingiliz bandıralı San Albetea petıol gemisi tngilterenin cenubu garbî sahili açıkCeb kruvazörünün batırdığı lannda torpillenmiştir. Kazadan kurtulan gemiler altı kişi tngilterenin cenubundaki bir liLondra 15 (a.a.) Graf von Spee mana çıkarılmışlardır. Hâdise hakkında Alman ceb kruvazörünün cenubî Atlas başka tafsilât yoktur. Okyanusundaki akınlan esnasmda hacimBir Alman gemisi battt leri yekunu elli bin tona baliğ bulunan birçok gemiyi batırmış olduğu haber veStokholm, 15 (a.a.) Isveç meharilmektedir. filinde bir Sovyet tahtelbahrinin Baltık denizinde Finlandiya ile Isveç arasında seÇemberlayn'in beyanatı fer etmekte olan bir Alman gemisini torLondra 15 (a.a.) Cenubî Amerika pillemiş olduğunu teyid etmektedir. Alsularında Alamnlann Graf von Spee ile man gemisi batmıştır. Kaptan ile müretüç Ingiliz kruvazörü arasında vukua gel tebat telef olmuştur. miş olan bahrî muharebeden bahseden Bir vapur mayine çarptt Başvekil, gazeteler tarafından neşredilmiş haberler haricinde başka malumat ve Brüksel, 15 (a.a.) Rosa ismindeki tafsilât almamış olduğunu beyan etmiştir. Belçika kargosu dün Nevvcastel yakınınÇemberlayn, Almanyanın Montevideo da Tyn nehri ağzında batmıştır. Vapurun daki Alman sefirinin Ingiliz kruvazörleıi bir mayine çarptığı bildirilmektedir. Münin zehirli gazlı mermiler kullanmış ol rettebattan bir kişi ölmüş, diğer bir kişi dukları suretindeki iddialann kat'iyyen a ile vapurun kaptanı yaralanmıştır. sıl ve esası olmadığını söylemiştir. tngilterenin teşekkürü Londra, 15 (a.a.) Graf Spee hakkında Ingiltere ile Uruguay arasında yapılmakta olan müzakereleri bizzat Uruguay Başvekili idare etmektedir. Şunu kaydetmek lâzımdır ki, Uruguay eylul bidayetinde bitaraflığını ilân ederken 1907 La Haye mukavelesine ittiba edeceğini bildirmişti. Mondtevideo'daki Ingiliz elçisi Graf Spee'de esir bulunan Ingiliz ticareti bahriyesine mensub kimselerin süratle tahliyesinden dolayı Ingilterenm teşekkürlerini Uruguaya arzetmiştir. Ticaret Vekili, Yunan elçisini kabul etti Ankara 15 (Telefonla) Ticaret Vekili Nazmi Topçoğlu bugün Yunan elçisi Rafaili kabul etti ve bir müddet görüştü. Batan bir Sovyet vapuru Tokio 15 (a.a.) Vladivostok ile Japonya arasında, bir fırtına esnasında batan Intigirka Sovyet vapurunun battığı noktada şimdiye kadar 480 cesed toplanmıştır. Muamele vergisi kanununda tadilât Ankara 15 (Telefonla) Muamele vergisi kanununun bazı hükümleri yeni Suriyeye odun, kömür ihrac bir lâyiha ile değiştirilmektedir. Bu lâyiha tuğla ve kiremid fabrikalannı vergi edilecek den muaf tutmaktadır. Fakat muharrik Ankara 15 (Telefonla) Bazı tüc tepme mancuruklar haric olmak üzere carların müracaarleri tetkik edilerek Su kozadan ipek çeken müesseseler işçi saryeye odun, kömür ihracına müsaade e yısı her ne olursa olsun vergiye tâbi tu dildi. tulmaktadır. Londra, 15 (Hususi) Amiralhk ta Bükreşte Amerikan tebaasırafından bu akşam neşredilen bir tebliğ nın pasaportları temdid Alman Ceb kruvazörü ile harbeden Londra 15 (a.a.) «Reuter» BeyAchilles kruvazörü tayfalarından 3 kişiedilmiyor nelmilel işçi ve sosyalist partileri, harbin nin öldüğünü ve dört kişinin yaralandığıBükreş, 15 (a.a.) Haber alındığma tevlid ettiği muhtelif meseleleri müzakenı bildirmektedir. göre, Bükreşteki Amerika orta elçiliği Rure etmek üzere dün burada gizli bir topGemi tamir ediliyor manyada bulunan Amerika tebaasının lantı yapmışlardır. Mühim ve nâfiz ?osNevyork 15 (a.a.) «Reuter» Graf pasaportlannı temdid etmemektedir. Anyalist liderlerinin hepsi ve bu arada halen Londrada bulunmakta olan eski V ran Spee'nin mürettebatı ve Uruguay işçileri, cak, fevkalâde ahvalde istisnalar yapılsız Başvekili sosyalist Leon Blum bu top Vapurun müddet bitmeden denize açıla maktadır. Bu tedbirin sebebi belli değilbilmesi için tamiratla meşguldürler. Va dir. lantıda hazır bulunmuşlardır. Beynelmilel sosyalist partileri gizli toplantısı Dün geceki yangm Dün gece saat 23 te Galatada Fermeneciler caddesinde Cemal Berkmene aid yağ ve deniz malzemesi mağazasında yangın çıkmıştır. Üç katlı olan bu binada ahşab merdivenlerle mağaza içindeki eşya ve levazım tamamen yanmış, ateş Itfaiyenin gayreti sayesinde sirayetine meydan verilmeden söndürülmüştür. Tahkikat ya
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear