26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
29 Mart 1937 CÜMHURtYET Yeni Süvari Binicilik okulu Okula tahsis edilen Ayazağa kasrı 30 ağustos Zafer bayramı günü merasimle açılacak Başvekil Ismet inönünün güzel eserlerinden biri Bursayı bîr seyyah şehri yapmak için Evvelâ otel ve yol meselesini halletmek lâzım Bursa (Hususî muhabirimizden) Bahar geliyor. tçinde hertürlü güzellikler ve tarihî eserler bulunan, meyvasile, kaplıcasile; temiz havaii ve dağile şöhret ve rağbet kazanan Bursanm bahan ve yazı kuvvetli bir hareket kaynağına sahne olan mevsimlerdir. Bursayı îstanbula bağlıyan Yalova ve Mudanya gi bi iki mühim hat, Ankaraya bağlıyan da Kraköy şosesi vardır. Bunlardan Mu danya hattına gelecek sene Iktısad Vekâletinin ısmarladığı 17 millik bir va purun işletileceği anlaşıhyor. Onun için bu sen« bu hattan bir yenilik bekliyemiyeceğiz demektir. Bursa vilâyeti de kendi hissesine düşen Bursa Mudanya yolunu asfalt yaptırmağa karar vermiştir. Bundan dolayı bütün Bursalılar ve Bursaya gelecek olanlar sevinmektedirler. 32 kilometro uzunlugunda olan bu yol iki senede bitecektir. Şimdi, Bursanın bellibaşlı bir ihtiyacı vardır: Otel. Bursa için en mühim ihtiyac budur. Gerçi ilk defa modern bir otel olarak Çelikpalas yapılmıştır. Fakat küçük ve dardır. Geçen sene açılan ve açıldığı sene bütün bir yaz boyunca dolu kalan bu otel Bursaya kâfi değildir. Ikinci, üçüncü, dördüncü çelikpalaslar bile kâfi gelmiyecektir. Bugün Çekirgede mevcud olan diger oteller, orta halli banyocuları tatmin edecek mahiyettedir. Maamafih onlann da günde bir kişi için 3 4 lira olan fiatlan pahalı görülmektedir. Bursanm otel işi halledildikten sonra geriye eğlence yerlerinin yapılması kahr. Bil hassa Çekirgede böyle bir distraksiyon yerinin lüzumu aşikârdır. * * * Kaplıcası, deüıizi ve dağı bir araya toplanmış olan Istanbul, Bursa ve Ya lova gibi mükemmel bir seyyah hinter landı dünyanın hiçbir yerinde yoktur. Bunlan birbirine çok sıkı vasıtalarla bağlamak turizm bakımından ön şarttır. Binaenaleyh turizmde nakil vasıtalan herşeyden evvel ele alınmak lâzımdır. Şu halde memleketimizde yepyeni ve orijinal bir mevzu olan Uludağa çıkıp inmeyi kolaylaştırmak ve ucuzlatmak ta icab etmektedir. Bugünkü gibi otomobil ve otobüslerin işlemediği bir zamanda çok yorucu bir spor şartı altında dağa çık mak herkesin harcı değildir. Yazm da bir insamn dağa çıkması için pek pahalıya mal olan otomobil yolculuğunu bir hava hattı yapılmak suretile kış yaz kolaylaştırmak ve ucuzlatmak zarureti vardır. Bu hat yapıldığı takdirde kendi kendisini amorti edebilecektir. Yapılan he sablara göre kilometrosu 10 bin liraya mal olan böyle bir hat Uludağa kadar 15 kilometro süreceğine nazaran azamî 200 bin liraya çıkacak demektir. Bu hat yapıldığı takdirde Bursada büyük bir hareket başlıyacaktır. Yazm banyocu larla dolup taşan oteller; kışın şimdi olduğu gibi o zaman da kış sporlan yap mağa gelenlerle dolup taşacaktır. Yal nız bu hatn görmek için bile memleketin dört tarafından koşup gelenler buluna caktır. Son belediye meclisinde tekrar canlanmış olan bu meselenin önümüzdeki mayıs toplantısında bir neticeye bağlanacağmı ümid ediyoruz. Bilhassa Bursa Valisi Şefik Soyerin bu işi Bursa için çok lüzumlu ve zarurî bir memleket işi görmesi ümidlerin tahakkuk edeceğine kuvvetli bir delildir. Hava hattı işini ilk defa ortaya koyan eski Belediye reisi Urfa saylavı Muhiddin Dincsoydu. Bugün 29 firmanm yapmağa talib olduğu bu işin ihmali asla caiz değildir. Şunu da kaydedeyim ki, Bursa gibi bir seyyah şehrinin hertürlü ihtiyaclarını 400 bin liralık bir bütçesi olan Belediye ile bir milyon liralık bütçesi ve binbir' ihtiyacı olan Vilâyet bütçesinin yapamıyacağı şüphesizdir. Bu itibarla turizm bakımından buraya devlet elinin uzanması lâzımdır. Avda hatırlanan hikâye Bütün av arka daşlarımız, köy kah vesinde toplanıp çaylarımm içtik ten, biraz da sabah kahvaltısile mide lerimizi teskin et tikten sonra, aklımız başımıza gelir gibi olunca aramızda Yıldızla Doğa nm eksikliği de birden göze çarptı. Sorduk. Onlann, dün akşam bizden ayrılıp yatmak üzere evlerine gider Her iki manasile de avcı mütekaidi Said gitmez alelâcele ha zarlanarak bir yük arabasile gaceyarı şikâyet edip duruyorlardı. Bu, şaşüacak sınd>an sonra «Lüldburgaz» yolunu şeydi. Bu güzelim tüfeklerin çıkardığı saçtuttuklarını haber verdiler. Böyle bilâveda, adeta firar şekil ve malarda, kendi marka ve değerlerine mahiyetindeki nagihanî avdet karşısm yakışmıyacak kadar ısabetsizlik görülda birdenbire hepimiz afallayıp kaldık mesi esbab ve avamilini araştınrken bu sa da ben kendi hesabıma derin bir: avcılarm, fışek doldurmak hususunda «Oh!..» çekrtim. Çünkü, Yıldızm o ateşin ki bigânelıkleri meydana çıktı. Bizim muhasarasmdan kurtulmuş, artık se Türk, yerli dumansız barutu kullandıklâmete vâsıl olmuştuk. Bundan sonra larmı öne sürerek barutlarımızdan şiasude ve salim fikir ve dimağla rahat kâyetler ettiler. Bütün kusurlan yerli rahat, gerile gerile avımıza devam ede barutlanmıza atfetmelerine karşı tepem attı. bilirdik. Şunu, iftiharla, hâlâ minnetle itiraf İlk iş olarak hepimiz birer çantacı etmeliyiz ki, bizim yerli dumansız batedariki kaygusuna düşmüştük. Çan tacı meselesı, av yerlerinde, vuracağı rutlarımız, Avrupanm ikinci, üçüncü mız, bulacağımız avlar üzerinde çok derecelerine değıl, en güzel birinci nevi müessir roller yapabileceğinden inti barutlara mütefevvik olmasa bile her hab keyfiyeti dahi pek tabiî olarak e halde muadildir. Ben, bu bariz hakikati, hemmiyetli bir şekil alıyordu. Çünkü, bu sivri kafalılara anlatamadım. Barutavdaşlarımızın çoğu ben de dahil ol lanmız, çok kuvvetlidir. Böyle on iki mak üzere bu havalinin keklik tutan kalibra tüfeklere, bunlarm yaptığı gibi mer'a ve ormanlanm bilemiyorduk. İş 1.90, 2,00 gram barut, 30 gram saçmaya hafifliğine te bu suretle ve istediğimiz evsafı haiz bol, tüfeklerin ağırlığına, olarak alacağımız çantacılar, vukuf ve nisbet edilerek en aşağı 1,60 gramdan ihtısaslan, rehberlikteki istidadları de başlıyarak nihayet 1,80 grama kadar barut, gene asgarî 32 gramdan, 36 ya recesinde bize av vurduracaklardı. kadar da saçma koymak lüzumunu, bu Nihayet altı avcı arkadaş, dilediğimiz veçhile birer çantacı refakatinde şa zengin, fakat çok kof dimağlara yerleşfakla beraber ayrı ayn hedeflere doğ tiremedim. Ve bunları, gümüş gibi parru yola düştük. Yarım saatlik bir yol lıyan bu sudan öte tarafa geçiremedim. j almıştık ki önümden fırlıyan bir tav Türk barutlannın fenalığı bahis ve idşanı yuvarladım. Bir saat zarfında ras diasında dikildiler, kaldılar. Bu tatlı su frenklerinden ayrıldıktan ^ ladığımız daha iki, üç tavşana tüfek doğrultmadığımı gören çantacı yüzü sonra, şu hikâyeyi hatırladım: Bir zamanlar, servetle fazilet karşı 4 me hayretle bakarak sordu: Anlattım. karşıya geçerek derin ve hararetli bir jjj Biz buraya tavşan vurmıya değil, kekbahse tutuşmuşlar. Servet: * lik avına gelmiştik. Ben, demiş. girdiğim yeri, refah , Bu köylüler, sanki tavşandan başka av yokmuş gıbi bütün emelleri tavşan ve saadete garkederim. Tezyin ve şaşavurmak, vurdurmaktır. Bizim çantacı adar kılarım. Hasılı ihya eylerim. Fazilet te: da bu zihniyetle beni yalnız tavşan ya Ben ki, demiş. İlim ve faziletim, taklarına sevkedip duruyordu. îşi, o da anlayınca yolumuzu değiştirerek kek e halde senden daha iyisini yapanm. y yp lik tutan dere ve tepeleri sarmıya baş Akla gelmıyecek harikalar yaratırım. ladık. îddıa, büyümüş. Ve servet işe başlıBir hayli dolaştıktan sonra «Kaynar yarak: ca korusu> dedikleri bir yerde keklik Bak, şimdi görürsün. Neler yapasüriilerine kavuştuk. Ta, uzaklardan ba cağım... ğırışıp öttüklerini işitiyordum: Demiş ve iskelet halinde çukura atı Kakkavak... Kakkavak... lan bir eşek kafasının içine girmiş. Çok Bu ötüş, kayalıklarm aksile sanki zaman geçmeden iskelet, oralarda dolaşan birkaç kişinin gözüne ilişerek: bana: Hah, demişler. Bulduk. Hıristosun Kakkavan... Kakkavan... Der gibi geliyordu. Aldıkları kokuya meşhur eşeğmin kafası işte budur. doğru ferma vaziyetinde giden köpek Kafayı tazim ve hürmetle yerden lerunin arkasından yokuş yukarı hızlı, kaldırarak muattar sularla yıkamışlar hiddetli adımlarla yürüdüm. Fakat, iki ve şehrm en mutena, muhterem mev gece ve bir günün verdiği uykusuzluk kune koymuşlar. Altın yaldızlarla içini, ve yorgunlukla sinirlerim gerilmiş, ba dışını, her tarafmı tezhibden sonra müşım fırıldak gibi dönmiye başlamıştı. cevherler, elmaslar, yakutlar, pırlantaKaynarca korusunda birkaç keklik sü larla görünmez bir hale getirmişler. rüsü bulduk. Köpeklerımin güzel güzel Kafa, heyeti umumiyesile mücessem bir fermalarıle yer, yer fırlıyan, birbiri ar servet kesilmiş. Bir aralık, servet, fazilete: kasmdan kalkan keklikleri, mütemadi Nasıl? Demiş. Gördün mü, ne yapyen azadlıyor, saçmalan gelişigüzel satım? vurup duruyordum. Fazilet: Bulduğumuz üç, dört sürüye on beş el kadar patlattığım halde çantaya ancak Evet, gördüm, demiş. Güzel. Bunu, dört, beş keklik atabilmiştik. Önümde ben de yapanm. Fakat, eşek kafasma ayna gibi fırlıyan kekliklere karşı buz ginnem... gibi mankeler yapıyordum. Bu hale Bedri Ziya AKTUNA karşı zavallı köpeklerim her patlıyan tüfeği müteakib süzüle süzüle giden Bir sabıkalı iki ldşiyi yaraladı keklik arkasından bir müddet baka kalGalatah meşhur sabıkalı Yusuf, evdıktan sonra dönüp onlar da beni süze velki akşam iki kişiyi daha hiç yoktan yaralamıştır. rek sanki: Sabıkalı Yusuf, Kumkapılı Emin ve Vazgeç... Hem kendini, hem bizi arkadaşı Ahmedle kavga için bir vesıle yorma bari... aramağa başlamış ve evvelki akşam bu Der gibi tavırlar alıyorlardı. iki arkadaşla çatışmıştır. İşi bıçağilej Artık, Kırklareline yaklaşıyorduk. Trakyanm bu sarp orman ve koruları. halletmeğı daha muvafık gören Yusuf] kayaları beni hayli yormuştu. Elimde evvelâ bıçağını Eminin sırtmın ortasıki tüfek, bir çeki taşı gibi kollarımı dü na ve kulağı arkasma saplamış ve son.j şürmiye başladı. Edirne ile Vize arasın ra da Ahmedi sol küreği üstünden ya] daki şoseye çıkmca bende adım atacak ralamıştır. Yusuf, yetişen zabıta memurtakat kalmadı ve olduğum yere çöktüm. ları tarafmdan bıçağı elinde olarak ya^ • Av çantasmda taşıdığımız nevalemizi kalanmıştır. İki ağır yaralı Beyoğlu hastanesine çıkararak öğle yemeğimizi yaptıktan sonra biraz dinlendim ve kendime ge kıldırılmışlardır. lebildim. Buraya oturduğumuz andanEvinde silâh bulundu beri dikkat ediyordum. Bizden dört, beş Bursa (Hususî) Eftade mahallesinyüz metro mesafede ve şosenin ta ke narında iki otomobil, oldukları yerde de Baki oğlu Mustafanın evinde harb hareketsiz duruyorlardı. Merak sevkile silâhı bulunduğu, Mustafanın baldızı yerimden kalkarak o tarafa doğru yü Sabahat tarafmdan hükumete haber verüdüm. Birkaç dakika sonra, beş, altı rilmiş, eve giden polisler bir Rus mavavcıdan mürekkeb bir grupla karşılaş zerıle, hususî şekilde yapılmış bir martım. Nezaketle ve ısrarla vaki davet tin tüfeği bulmuşlardır. Mustafa yakalanarak Adliyeye verilmiştir. leri üzerine ben de oturdum. Tatlı ve acı su frenklerinden mürek Kız oynatırken yakalandılar Bursa (Hususî) Paşa mahallesinkeb olan bu grupun gayet lüks, hususî otomobilleri, tüfekleri, köpekleri, ilk den Mehmed oğlu Hakkı, Sabri oğlu nazarda göze çarpıyordu. Hele en meş Cemil, Receb oğlu Hikmet, Şükrü oğlu hur markaları taşıyan bu güzıde çifte Ismail, İsmail oğlu Kerim isminde beş lerin, en aşağısı, dört, beş yüz liralık arkadaş Naıbler mevkünde 12 yaşında bir değeri haiz olmasına göre, bunlarm ve Hanife admda bir kızı oynatırlarken önünden hiçbir av kaçamaması lâzım zabıtamız tarafmdan yakalanıp Adlivegelirken, bu avcılar, gene tüfeklermden ye verilmişlerdir. Ayazağa kasrında açılacak olan Süvari Binicilik okuluna aid birkaç intıba [Yukanda kapalı manej, ahırlar ve subayların dalresi. Aşağı da okulun kumandanlık dalresl yapılacak olan Ayazağa kas rile büyük havuz civarındaki kuçuk koşkun ve korunun bir manzarası] yakın mânii olan Fransanın meşhur SauŞişli Büyükdere yolunun sol tarafınmur (Sı»mür) Süvari Binicilik mektebıni daki güzel koruluğun ağacları arasında hatırlatan Ayazağa kasn ve civarının gizlenen Ayazağa kasnnın, Başvekil Issüvarilerimiz için ne iyi, ne sıhhî bir çamet inönünün emrile Süvari Binicilik Olışma merkezi, ne mükemmel bir okul okuluna tahsis edıldığini yazmıştık. Tamalacağını görerek se\inc duyduk. mile metruk ve harab olan bütün binalar, Avrupa devletlerinin hemen hepsi, bügeçen senedenberi tamir edilmekte olup tün askerî mekteblerini ve bu arada hasinşaatm en mühim kısımları ikmal edil saten süvari binicilik okullannı, şehirle miştir. Yapıların ağustos sonuna kadar rın dar mahalle aralanndan çıkanp böybitirilmesi için azamî gayret sarfedıl le geniş yerlerde, kurmaktadırlar. mektedir. Kasır ve müştemilâtınm mekteb haline ifrağı, birçok tadılât yapılmasını Almanlar, Hanover'de, bir topçu kışBu ilkbaharda sırasıle Roma, Paris, icab ettirmiştır. Eskıden mevcud küçük a Londra ve Brükselde yapılacak atlı lasında bulunan Binicilik mekteblerini ohırlar büyütülmüş, Balkanlarda emsali bu mâni müsabakalanna iştirak edecek radan Berlin civanndaki Potsdam kurlunamıyan mükemmel ve yepyeni bir ka olan süvari ekipimız, 5 nısan günü ha bünde, Olimpiyadlarda ismi geçen Dö palı manej yapılmıştır. Bu manej 20 mel reket ederek doğru Romaya gidecek beritze köyüne nakletmektedırler. Ital ro genişlığınde ve 60 metro uzunluğunda tir. yanlann Süvari Binicilik mektebi de, dır. Kapalı manej, Avrupadaki en moböyle geniş bir sahadadır. Vıyanada Süvarilerimiz geçen cumartesi günü, dern emsalinin ayni olacaktır. Subaylar, Harbiye ile Sipahi Ocağı arasındaki Şönbrun sarayı civanndaki Avusturya yarsubaylar ve gedikli erbaşlar için ayrı sahada muvaffakiyetli bir tecrübe nm Süvari Binicilik okulu, Viyanadan 40 avrı duş yerleri, istirahat salonlan, zabi sabakası yapmışlar, iyi neticeler almış kilometro mesafede eski bir şatoya nakledılmiştir. Macarların Süvari Binicilik lardır. Bu cumartesi günü, öğleden sonra, mektebi, Budapeştede bir kışlada iken ayni yerde, bir veda müsabakası ya beş sene evvel, oradan kaldınlmış, şehirpacaklar, uzun ve meşakkatli çalışma den 60 kilometro mesafede Orgi denilen lan sayesinde elde ettikleri yüksek ka bir yere taşınmıştır. Meşrutiyetten sonra, ordunun tensikı biliyeti Istanbul halkına göstereceklersırasında Yıldızdaki kışlalardan birinde dir. * kurulmuş olan bizim Süvari Binicilik o kulumuz da, İstiklâl Harbi esnasında yet geniştir. 40,000 dönüm tutan bu Ilgında yeniden tesis edılmiş, istiklâl arazide, Avrupanm büyük süvari biniciHarbi zaferle bittikten sonra, tekrar Is lik okullarında olduğu gıbi, müteaddid tanbulda, kısmen Sıpahiocağı etrafın çalışma yerleri, tabiî ve sun'î mâniler vüdaki binalarda, kısmen Harbiye mektecude getirilecektir. binin bir cenahmda tesis edılmişti. Sekiz Ayazağanm en bulunmaz tarafı, ga senedenberi böyle dar bir sahaya sıkış yet güzel koruluklar arasında ve bol su mış olan bu okul, şimdi Ismet inönünün yu olmasıdır. Burası emsalsiz bir yeşil himmetile çok güzel bir yerde ve çok geyuvadır. niş bir sahada yeniden can bulmaktadır. Atçılığm büyük hâmisi olan Başvekil Geçen sene, binlerce karganın yuva Ismet İnönü, günden güne harab olan kurdukları Ayazağa kasrı, 30 ğustosta, bu kasrı bütün mü^temilâtı, koruluklan Süvari kolordusunun da büyük hissesi ove arazisile Süvari Binicilik okuluna ver lan o şanlı zaferin kazanıldığı büyük mekle hem bütün buraları imar ve ihya günde, yepyeni ve mükemmel bir müesAyazağa kasnnın muhteşem etmiş, hem de Türk süvarilerine hakika sese halinde, kahraman Türk süvarileri merdiveni ten cennet gibi bir okul hediye etmiştir. ni, sinesine bastıracaktır. Bugünün ve tan kazinosu ve manejdeki çalışmalan Dün, birçok kimselerin baharın gü yarınm süvari subaylannı, böyle cennet seyretmek istiyenler için Balkonları ola zelliğinden istifade etmek üzere dolaş gibi bir yerde çahşacakları için şimdiden tıklan Ayazağa ve civarmı gezdik. 250 tebrik ederiz. caktır. A. D. hektar arazisi, 70 senelik mazisi ve 200 e Süvari Binicilik okulunun kıymetli müsabaka hayvanları için de en modern tarzda yeni bir ahır yapılmaktadır. Okul komutanlığı asıl kasra yerleşecek ve bu binanm önünde bir açık çalışma yeri, güzel bi'f çıçek bahçesi ve açık kazıno yapılacaktır. Kasnn somaki ve* mermer mer divenleri, salon ve odalannın tavan tez yinatı çok güzeldir. Okulun bahçesinde, bir şeref köşesi yapılacak ve buraya Atatürkün at üstünde bir heykeli konulacaktır. Asfalt caddeden okula giden ağaclıklı yolun iki tarafına şimdiden yüzlerce leylak fidanı dıkılmiş; korunun kurumuş ağacları kesılmiş; birçok ağaclar budan mış; yabani yemiş ağaclannın ekserisi aşılanmıştır. Civardaki çıplak arazi de kâmilen ağaclanacaktır. Süvarilerimiz 5 nisanda gidiyorlar Önümüzdeki cumartesi günü bir veda müsabakası yapacaklar Yenişehirde yetiştirilen Merinos kuzuları MUSA ATAŞ Bir tütün deposunun kasasmı soydular Beşiktaşa Mehmed Hanefinin tütün deposundaki kasa soyulmuştur. Polis, büyük bir meharetle yapılmış olan bu hırsızlığın tahkikatile meşguldür. Yapılan tetkikata göre deponun üst katmdan uzatılan bır iple altkat penceresmin hizasma kadar inen bir meçhul şahıs vezneye girerek kasa vazifesini gören dolabı kırmış ve 3000 lira alarak kaçmıştır. Kasada bulunan 1000 liralık gümüş para ağır olduğundan almmamıştır. Hırsız ortada delil olarak yalmz tütün kokan bir kıravat bırakmıştır. Hırsızın imalâthane kısmmda gece saklandığı umulmaktadır. Tahkıkat devam etmektedir. Kasnn bulunduğu mevkiin altında, korularla süslü iki tepenin arasında, şimdi harab olmuş bir köşkle gayet büyük bir havuz vardır. Vaktile güzel çinilerle süslenmiş olan bu çok harab köşk tamir edilecek, önündeki büyük havuz da mükemmel bir yüzme havuzu haline konulacakbr. Burada mevcud küçük bir köşk şimdiden tamir edilerek, okulun tamir işlerine nezaret eden subayların ikametine tahsis edilmiştir. Burası, sonra revir yapılacaktır. Okula tahsis edilen kasnn arazisi ga Mukâfat kazanan kuzuıar ve sahıblcn Yenişehir (Hususî) Burada bü yandırdı. Ziraat Vekâletinin son zamanyük alâka tophyan bir yarımkan Meri larda Almanyadan mubayaa ettiği koçnos erkek kuzuları kesim mükâfatı tertıb ların tohumlanndan sun'î surette aşıla edıldi. İlk sene olmasına rağmen on bine nan koyunlardan doğan yavrular haki yakın büyük bir mıkyasta yapılan bu a katen bizim yerli kıvırcık kuzularımızm şılama hareketine iştirak eden köylüleri her hususta çok fevkindedirler. miz bu mükâfata iştirak ettiler. Bütün bu harektler neticesinde mmtaKuzulann gerek kemik teşekkülleri ve kamızdaki yetiştiriciler arasında iyi ve gerekse yapağı ve etlerin nefaseti itiba fazla Merinos kuzusu yetiştirmek için rile halkımızda çok büyük bir alâka u çok hayırlı bir rekabet başlamıştır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear