24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
r CUMHURİYET 19 Şubat 1937 Zelzelenin sebebi neymiş? Federasyon Reisi niçin istifa etti? Hamdi Emin Çap, vaziyeti izah ediyor Hava tehlikesine karşı alınacak tedbirler Zehirli gazlardan korunmak için sığmaklar vücude getirilmelidir Sığınaklar kapaklar bizzat yapılır ve kapandıktan sonra camla arada kalan boşluğa meselâ ince talaş, çürük otlar ve mümasili şeyler doldurulur, ve bu tabaka, ciddî ahvalde, tuzlusu yahud (potas) mahlulü ile bolca ıslanır ve çok sıkılaşır. Kapılara çok dikkat lâzımdır. Bunlar ne kadar çok açılırsa o nisbette büyük tehlike vardır. Kapı çerçevesi pencerelerde olduğu gibi lâstik veya keçe ile beslenmelidir ki örtü lünce aralık kalmasın, kapının kendisini gaz geçmez kumaşla yahud birkaç kat kâğıdla, tahta arahklannı ve birleşen yerlerini de gene kâğıdla kaplamalı, ve dikkat etmeli ki kapalı kapı her taraftan tam ve sıkı kapanmış ve aralık kalmamış olsun. Eğer eşik yoksa, bir eşik ilâve et meli ve nihayet gaz perdesi denilen bir emniyet vasıtası daha ilâve etmelu Perde şöyle yapılır: Evvelâ kapının iki taraf çerçevesine bitişik iki müselles tahta yapılır, bunun üzerine gaz geçmez bir perde, yahud birbirine dikilmiş iki üç battaniye gerilir ve yukardan, üst çerçeveye tutturulur. Perdenin üst ve yan kenarlan iyice çerçeveye oturmak ve müselles sandığı düzgün ve aralıksız olarak kapanmak için perde üstüne ince lâtalar tesbit olunur. Perdenin alt kenan uzunca olup 10 santim kadan yere serilir kalır ve üzerine de münasib birşey konur ki aralık kalmasm. Perdeden içeri ve dışan geçjnek zarureti varsa o halde iyice çömelerek ve perdenin alt kenannı aralık yaparak geçmelidir. Battaniye perdeler tuzlu su ile ıslak olmalıdır. Senfonik konserler niçin durdu? On yedi sene bilâfasıla Fransada ikametten sonra bundan on on bir ay evvel vatana döndüğüm zaman şehirde en ziyade nazan dikkatimi ve min gayrihad" din nazan takdirimi celbeden sahne senfonik konserler olmuştu. Cemal Reşidin ve bu satırlan yazarken şimdi ismini deır hatır edemediğim refikinin hüsnü idare ettikleri Konservatuar orkestrası cidden güzelleşmişti, çok güzel senfoniler çalı " yordu. Halkın garb musikisini bilen ve seven kısmı, ecnebilerin hemen hemen umumu bu konserlerde ispatı vücud edi yordu. Bu sene bu konserler bir îkî şuleden sonra söndü. Duydum.. Konservatuarla Belediye arasındaki bir hesab ve tahmin yanlışlığı bu sönüklüğe sebeb olmuş. Arablar «elbadi azlem» derler. Konservatuar müdiriyetinin hesabını şaşıran ve alâkadar makama eksik bir tahmin kaçtran edası gönül isterdi ki senfonik musikiye meftun ve meclub olan binlerce halkın mahrumiyetile cezalandınîmasml Musiki medenî bir milletin gıdasıdır. Ondan mahrumiyet âsab üzerinde olduğu gibi hisler üzerinde de bir teşevvüş hasıl eder; (eğer tabir caizse) bir fak " rüddetn hissi tevlid eder. Ve bu velâdet öyle küçük zerreler doğurur ki bunlann bir milletin zevki ve hissi etrafmda üşüşmesi muzır mikroblann bir uzuvda yerleşmesi kadar mühliktir. Demek istiyorum ki musikiyi dahi usulünde ve medenî bir şekilde idame etmek zaruretini ihmal edersek bahusus Konservatuanmız gibi yetişmiş bir mü ~ esseseyi halkımıza tanıtmaktan, bu sayede halkı güzel şeylere alıştırmaktan, mi" safirlerimizi, ecnebileri ahştıklan, ara dıklan zevkten uzaklaştmrsak.. korku yorum.. Elimizde saz namına bir zurna, ahengi hesabına da bir davul kalmasm>.. Çünkü ve maatteessüf bu hususta, yani saz, musiki, hatta tiyatro hususunda müteezzi, veya müstehzi bir dedikoduyu hemen hemen hergün duymaktayım. Belediyemizin vazifeperver ve had'aşina olan faaliyetinden bu Konservatuar ve senfonik konserler işine dahi güzel bir şekil vermesini temenni ederim. Av levhalanndan: Samsun avcüarı vurduklan domuzlarla berdber Vakit, artık geceyansını geçiyordu. Musahabesine doyulamryacak kadar av arkadaşlarile tatlı geçen şu meclisin, sabaha kadar idamesi, yalnız bizim grupun değil, köylülerin bile canına minnet gibi görünüyordu. Güzel amma, bir gece evvel trende, sonra da akşama kadar avda sarsıntılarla, uykusuzlukla, yorgunlukla geçen yirmi dürt saati mütecaviz zamanlardan başka bir de yannki av vardı. Gene hedefimizi şaşırmıştık. Biz buraya eğlen meğe, rakı vurmağa değil, keklik avla mağa gelmiştik. Bir avcının hakkile ve mehareti derecesinde avcılık yapabilmesi, av, vurabılmesi için, vücudün, dimağın maddî, manevî istirahati lâzımdır. Ve bu lüzum, avcıhğın esas, mabehülhayatıdır. Ben, kendi hesabıma söylüyorumböyle yorgun düştüğüm, uykusuz kaldığım, sonra da alkolü, fazlaca kaçırdığım gecelerin sabahı, ava çıkınca, önümden: «Pırrr..» diye kalkan bir avı, bilfarz bir keklik veya bıldırcını, iki, üç tane gör düğüm çok vakıdır. Şu vazıyette ıse mankelerim yanyı geçer. Saçmalan mütemadiyen savurur, dururum. Fakat, bu acı hakikati, arkadaşlarm •hangisine anlatabileceğiz? Bizim Bayan .Yıldızın, şuh, heyecanbahş kahkahala rile mestolan zavallı Hasan Pehlivana karşı onun lâtifeleri, berikinin de seksenindan sonra ayağma gelen bu nimet ve devlete, meyus ve münkesir, küskün, a deta içinden kanlar gidercesine öyle kalbî, canhıraş ahlarla mukabeleleri vardı ki bu nefis levha, öyle pek kolay kolay terkedilebilecek bedayiden değildi. Hasan Pehlivanın, dişsiz ağzma so kup pörsük dudaklannm arasına aldığı yanm metroya yakın kiraz ağızhğa takılı parmak kalınlığındaki sigaradan, avurtlan içeriden birbirine yapışacak gibi çektiği geniş nefeslerden sonra, bir vapur bacası kesafetinde çıkardığı dumanlar, kahve içinde ve başımızm üstünde bulutlar teşkil ediyordu. İçimizden biri, bunu telmihan: Şu bulutlann kesafetine bakm, dedi. Yağmur yağacak gibi..* Yıldız, sözünü kesti. Ve ahenktar, kahkahalar arasında: Benim yaktığım ateşlerin dumanı böyle olur. Düşecek damlalan da yarm göriirsünüz. Öyle değil mi, Hasan Pehlivan? Şu muzib, Yıldızı görüyor musunuz? Hepimizin başı, sanki o bulutlardan çıkan yıldırımla vunılmuş gibi yanık, perişan göğüslerimizin üstüne düştü. Tası, tarağı toplamak zamanı gelmiş, geçmişti bile. Saide bir göz işaretile yerimden kalktım. Said de beni takib e dince bizim arkadaşlarda mukavemet ku\rveti kalmadı. Ve yatmak üzere tayin edilen köy evlerine dağıldık. Bizim gazetenin mutemedi Sabri Çömelmezle bana tahsis edilen köy eşrafından Bay Recebin evine gider gitmez, bir odada ikimiz için birer köşeye serilen yatağın birine dakika geçmeden uzandım. Köz kapaklanm, bir tiyatronun son perdesi gibi kapandı ve bir daha açılmadı. İçim geçeli ve uyuyalı nekadar zaman olduğunu tayin edemem. Bir duvar, birşey yıkıhr gibi bir gümbürtü koptu. Uyku arasında bana zelzele gibi de geldi. Şu köhne köy evinin yerinden oynadığı ve yıkıldığı vehmile pürtelâş ve halecan yataktan fırladım. Aşağıda bağlı köpekler, acı acı havlamağa, bağırmağa, hele bir tanesi ulumağa bile başladı. Bu, az hengâme de ğildi. Ev halkı da yatakîanndan kalk mış, telâşlı telâşlı gezinip duruyorlardı. Oda içinde petrol lâmbasının peyda ve napeyda ziyasile Sabriyi görebildim. Sanki hiçbir şey olmamış gibi yatağında yatıyor, yorganı başma çekmiş sözde u yuyor ve horulduyordu. Halbuki mahud ve o muhteşem göbek, gülmekten zıplı yor, evin sarsmhsı da bu suretle ve fakat evvelkine nisbetle hafif hafif devam ediyordu. Gümbürtünün sırn, Sabride idi. Bunu anlamıştım. Bir, iki defa seslendim, sonra gidip elimle dürttüm; aldırmadı. Üstündeki yorganı hızla çekince çaresi kalmadı ve foyayı meydana vurdu. Yatağının içinde oturmuş, ka,h]a katıla gülüyor, gülmekten sorgulanma cevab veremiyordu. Bu sırada ev sahibi Receb de odadan içeri girdi. îşin mahiyetini anladık. Me* ğerse Sabrinin dizkapaklan kat'iyyen büküllemez, oradaki mafsalı oynamaz mış. Binaenaleyh o da bir türlü dizlerini bükiip çömelemez ve sandalyesiz bir yerde oturamadığı gibi karyolasız yere se rilen yatağa da yatamazmış. Bu suretle çaresiz kahp ta yerdeki yatağa kendisini yukandan asağı kapıp koyuverinca o, heybetli vücudün bu dehşetli sukutu neticesile kıyamet te kopmuş. Sabri, bütün kabahati ev sahibine bularak: Bu, ne biçim, ne çürük ev, boyle? Ya, bunu sağlamlaştır, yahud yann akşam bana bir karyota bul..<Diye çıkışıp duruyordu. Ev sahibin den karyola vadini aldıktan sonra tek rar yataklanmıza yattık. Sabrideki Çö melmez soy adının sebeb ve hikmetini, pek acı bir ders ve tecrübe şeklinde öğ rendikten sonra, kalbimin hâlâ dinmiyen çarpıntılan arasında beynime başka bir kurt düştü. Ya, geceyansı hasbeliktiza Sabri dışan çıktıktan sonra, gene gelip yatmak isterse. . Zelzelevî hengâme tekerrür edecekti. Bu endişe ile kendim den geçmişim. Nekadar uyuduğumu bilmiyorum. Yalnız bildiğim, uykumu alamadığım dır. En tatlı rüyalarım arasında sokak Futbol Federas Umumî esaslar: Mevcud Ibodrumlar yonu reisi Hamdi Edan sığınak yapıyorsak, bazı şartlara minin istifası mese dikkat lâzımdır. Sığınağm büyüklüğü eşlesi hakkında Ankahasm adedine göredir. ra spor mehafili Haricden bir müddet yeni hava al nin düşündüklerini dün telefon hava maktan ihtiraz icab edeceğinden, uzundisi olarak bildir ca süren bombardıman esnasmda bile sımiştik. ğınakta kâfi hava bulunacak genişlik lâHamdi Emin dün zımdır. bu mesele hakkın Her adam için 4 m. 3 ve çok tehlikeli da bize şunları söyyerlerde 6 m. 3 hava lâzımdır. Bu miklemiştir: Hamdi Emin Çap tar 46 saat içjn kâfidir. Ağırlaşmış hac Mesele söylendiği gibi değildir. Futbol Federasyonu yarbaşkanı arka vanm bizce malum püskürtme vesaitile daşım Kâmil Üstünün spor kurumun tadili iyi olur. Eğer ahval zarurî kılıyorda çalışmasına dairesince müsaade edil sa o zaman 4 m. 3 bir hacimden daha memesi üzerine çekılmek mecburiye azla iktifa olunabilir. Fakat hiçbir zaman tinde kaldığı bana bildirilmiş ve bu işe bir adam için en aşağı miktar olan 2 m. başka birisinin seçilmesi istenmişti. Es 3 dan daha aşağı hava kâfi değildir. Aki futbolculardan olan Kurum muha • sıl sığınağm önünde aynca bir de gaz • sebecisi arkadaşırnız Cemilin bu vazi aralığı bulunmalıdır. Keza sığınağm ikinfeyi de kabul ve ifa etmesinin kendi sinden rica edilmesini ıkinci başkanh ci bir mahreci daha olmalıdır ki, ica ğa teklif ettim. Mesele bundan ibarettir. bmda oradan çıkılsm. Yahud münasib Yoksa İstanbulda kalarak federasyon bir pencere de bu işe yanyabilir. Bunlaı hizmetine devam etmekliğimin tervici da mümkün olmazsa o zaman duvan koni ne tahriren, ne de şifahen kimseden layca delip çıkabilmek lâzımdır. Bu istemiş değilim. maksadla içerde bazı aletler bulunmalıSonra teşriki mesai imkânsızlığı se dır. (Kürek, kazma, küskü.) bebleri olarak tesbit ettiğim maddelere Tavan takvîyeai verilen cevab da varid olamaz. Çünkü Tamamile anladık ki kendimizi tahrib mevzuubahs maddeler, takib ve intacı bombalannm parça ve hava tazyikine doğrudan doğruya Kurumun başkan ve kimyevî maddelere karşı korumak hğma aid bir takım hizmetlerdir ki bunlarm Federasyonu alâkadar etme mecburiyetindeyiz. Havanın tazyikinden dolayı evler yıkılabilir, ve enkazın tazyidiği de bilinmek lâzım gelir.» Türk Spor Kurumu ikinci reisi Ha kile sığınağm çökmesini mucib olabilir. lid Bayrak, Hamdi Emine bir mektub Bu sebeble sığınağm tavanmı kuvvetlenyazarak vazifesinden uzaklaştığından dirmek lâzım gelir. Bu da tavanı direk dolayı çok müteessir olduğunu bildir lerle takviye, yahud ikinci bir tavan yapmiş ve bugüne kadar da bu sahada gös mak suretile olabilir. Yeni binalarda terdiği faaliyetten dolayı Kurum namıbodrumlarda bu cihetin gözetilmesi lâna teşekkür etmiştir. zımdır. Herhalde bu takviye işlerinde tstanbul Erkek lisesinin »o mütehassıslann fikri alınmalıdır. kak koşusu Bomba parçalannın sığmaklara gir Önümüzdeki hafta içinde tstanbul mesini men tedbirleri aynca ittihaz olunErkek lisesi talebesi mekteblerile Sul malıdır. Bunu evde oturanlar, daha doğtanahmed meydanı arasında bir sokak rusu bulunan yardımcılar temin etmelidir. koşusu yapacaklardır. Koşuya iki yüze En iyi tedbir, en az yarım metro kalınlı yakın müsabık iştirak edecektir. ğında kum torbalarını duvar şeklinde Galatasaray Kollej muka pencere önlerine yığmaktır. Keza ayni vemet koşusu kahnlıkta toprak yığmı yahud kum san6 Mart cumartesi günü Galatasaray dığı da olur. 20 sm. kalmlığında ahşab lisesile Robert Kollej arasında Kollej yahud 10 mm. kalmlığında çelik te parsahasmda 3000 metroluk bir mukave çalara karşı kâfidir. Cadde pencerelerimet koşusu yapılmasma karar veril ne çelik mâni, avlu tarafma müsaid yer miştir. Öğleden sonra 2,30 da başlıyacak olan varsa kum torbalan muvafıktır. Bu yarbu müsabakaya mektebler onar atletle dımcı mâniler (muvakkat kum torbaları) daima nazara alınmakla beraber daimî iştirak edeceklerdir. Balkan futbol şampiyonasi demir kapak ve kapılar tedarik etmeli dir. Bodruma sevkeden kapılar da, ayni Ankarada mı yapılacak? veçhile temin edilmelidir. Beklenen hava Sofya (Hususî) Yunan Futbol fe tazyikine karşı kapılar takviye veya arderasyonu Balkan kupası maçlarma iş kadan kuvvetli dayaklarla tahkim oluntirak eden federasyonlara gönderdiği malıdır. bir mektubda bu maçlarm şimdiye kaGaz emniyeti dar olan malî şeraitlerinin değiştiril Zehirli harb maddelerinin içeriye nümesini istemiştir. Yunan federasyonu bu mektubunda bu sene Balkan kupası fuzunu men için sığınaktaki menfezlerin maçlarınm Atinada yapılamıyacağını iyice kapatılması lâzımdır. Pencereler da bildirmiş ve bu maçlarm bu sene şöyle olur: Pencere çerçeveleri lâstik veAnkarada tertib edilmesini teklif et ya keçe kenarlan ile öyle beslenmelidir miştir. ki kapanmca aralık kalmasm ve sımsıkı kapansm. (Camlar ya haçvari, yahud tatan Hasan Pehlivanın sesi, bizim oda i mamen kâğıdlanır ki camın mukavemeti artsın.) çinde gümledi: Bundan başka diğer bir takviye daha Avcılar... Vakit... Arkasından çat, kapı! Saate baktım. lâzımdır: Pencerenin çerçeve evinden Altı. Üç, dört saat kadar uyumuşuz. biraz daha büyük tahta kapaklar kullaEh... Ne yapalım? Buna da eyvallah! nılır. Bu kapaklar, gaz geçmez bir madSersem sersem giyinerek çaylanmızı iç de ile (lâstik, muşamba, çah kâğıdı) gimek üzere soluğu köyün kahvesinde al bi şeylerle kaplanır, kenarlarma da keçe kenarlan ilâve olunur. Eğer bu malzedık. Bedrİ Ziya AKTUNA me yok, yahud pahalı ise o zaman tahta raz durdu. Başını kaldırdı, bir oluk gördü. Oluğa tutunarak yukarı çıkmak mümkün olduğuna kanaat getirdi. Bir sıçrayışta odanın üstüne çıktı. Oradan kö|kleri daha iyi görmek mümkündü. Prens Rızkullahın köşkü derin bir zulmet içinde olduğu halde Samoilofun köşkü aydınlıktı. He mde yukandan aşağıya kadar aydınlık... Civarda bir otombil patırtısı olduğu için bu patırtıdan istifade ederek bah çeye adadı. Bu gece hiç te geçe naşk gecesine benzemiyordu.. Karanlıktı. Bundan dolayı Hasan Nuri bahçede yol bulmak için müşkülât çekiyordu. Maamafih Prens Rızkullahın köşkünü sakin ve sakit gördüğü için o taraftan ilerlemeği tercih etti. Burada bir toprak yığınına raslatdı. Üstüne çıktı ve duvar boyuna kadar yükseldi. Garib bir maneara ile karşılaştı. Bulunduğu yerden, hapsedildiği oda nın içi mükemmel görünüyordu. Çok aydınlık olduğu için evvelâ duvarlardaki maskeleri, sonra bir köşede ayaküstünde dimdik duran Samoilofu gördü, bu gördüğü adam onun tanıdığı Samoilof de ğil, başka bir Samoiloftu, ne ayağı topal, ne de sarsak bir ihtiyar... Bu dinc bir a Gaz »edleri Gaz emniyetini daha ziyade artırmak ve taarruz esnasında zehirlenmiş havanın sonradan sığınağa girmesine mani olmak için gaz sedleri denen maniler tesis olu nur. Bunlar sığınağm kapısı önündeki bitişik aralıklar olup buradan sığınağa girilir ve tıpkı sığınak gibi gaze karşı mahfuz tutulur. Hususî sığınaklarda böyle tek bir aralık kâfidir. Fakat büyük evlerde veya haber bekleme merkezle " ri olan yerlerde en az 2 aralık olur. Böy~ le aralık olmıyan yerlerde sığınağa inen merdiven veya oraya giden yol bir bölme duvarla bölünerek bu tarzda hazır " Ianmalıdır. Fazla değişikliğe ve masrafa lüzum olmadan bu temin olunabilir. Meselâ bodrum yolunda sığınak kapısına yaptığımız mail perdelerle bölmek ka bildir. Gazlenmiş sahada bulunan birisi bilâhare sığınağa girmek isterse ilk girdiği ön aralıkta üst elbisesini çıkanr ve zehirden temizlenmesine gayret eder. (Zira elbise zehirli maddeleri emmiştir) son" ra ikinci aralığın kapısmı açar, girer ve gaz maskesıni oraya asar. İcab edıyorsa burada temiz elbise ve ayakkabı giyer. Ve sonra sığınağa girer. Sığınağa bu ya" vaş ve tedrici girişle, caddenin zehirli havasmın oraya girmesine mâni olur. Semih Mümtaz S. Uçurtma uçururken.. Şehremınınde Hubyar mahallesinde ki arsada uçurtma uçurtmakta olan 8 yaşlarında Ahmed, arsada bulunan beş metro derinliğindeki susuz kuyuya düşmüştür. Küçük Ahmed kuyudan zor lukla çıkarılmıştır. Ancak vücudünün muhtelif yerlerinden yaralandığı için küçük, hastaneye kaldırılmıştır. 12 yaşında bir kızı yaraladı Dün sabah, Bakırköyünden gelmek te olan Ziraat mektebine aid şoför Haydarın idaresindeki 171 numaralı kam yon, Samatyadan geçerken 12 yaşlarında Elizabet isminde bir kıza çarpmış ve yaralamıştır. Yaralı tedavi altma almmış, şoför yakalanmıştır. lıkta kireç kaymağı pamuk ve ağaç so" palar bulundurulur ki bununla dışandan içeriye girenler kendilerini zehirli gazden temizliyebilsinler. Gazli elbiseler için ay~ ni aralıkta içinde kireç kaymağı bulunan bir fıçı kab lâzımdır ki elbiseler içine atılsın. Sığınakta korunma ev bekçisi, yahud onun vekili ev halkının doğru dürüst hareketine nezaret eder. Bilhassa öteye beriye koşmak, lüzumsuz bağırmak ve şarkı söylemek suretile kıymetli havayı vaktinden evvel bozmak yasaktır. H a * vayı temizlemek için su veya % 2 sabun mahlulü herhangi bir püskürtücü ile sı* ğınağa püskürtülür. Ev halkı sığınağı ancak korunma ev âmirinin kat'î müsaadesi üzerine terkedebilirler. mak lâzım gelirdi. Muhakkak bu ejderin elinden Hasreti kurtaracaktı. Bunun üzerine köşkün sağında, solunda biraz dolaştı. Küçük bahçe kapısmm önünde durdu. Elile yokladı ve kapının çengelini kaldırınca açıldığını memnuniyetle gördü. Burasını, birinci kata çıkan merdiveni pek iyi bilirdi. Buralarda günlerce dolaşmıştı, ayaklannm ucuna basarak taşhkta yürüdü. Ellerile duvan yokladı ve duvara dokunarak istikameti tayin ede ede ta malum atölyenin kapısına yakın merdiven başma kadar gitti. Onlar gene karşı karşıya idiler. Hasan Nuri bazan gölgelerini, bazan bizzat kendilerini görüyor, fakat seslerini mü kemmel işitiyordu. Samoilofun sesi, dişlerinin arasından bir ıshk gibi çıkarak haykırıyordu: Demek... sen de bana ihanet ettin ha... Alçak, alçak kadın... Yüzüme bak bakayım... Gene kadın yalvaran bir sesle: Samoil... Yalan; hepsi yalan... Ben sana ihanet etmedim... Benim ihanet etmem kabil mi?.. Evet amma, onu seviyorsun, değil mi? lArhııtı var\ Sığnakta tertib ve töre Sığınaklarda rahat ve sakin kalabil " mek lâzımdır. Oturma yerleri, yaşlılar ve çocuklar için yatma yerleri olmalıdır. Sığınakta küçük bir ecza dolabı da ol " mah. Bundan başka kaplar içinde temiz su biraz yiyecek ve icabında kullanmak üzere elektrik cep lâmbalan bulunma lıdır. Zira petrol ve emsali şeyler havanın çabuk bozulmasına yardım ederler. Nihayet ihtiyat tıkama vasıtalan ve tahliye işleri için kürek kazma v. s. şeyler hazır bulunur. Sığınağm önündeki ara hkta bir helâ bulunur. Meselâ içinde hafif kireç kaymağı mahlulü olan bir fıçı veya kova bulunur. Dışardan birinci ara" damdı, karşısında da Hasret hâlâ gece tuvaletile duruyordu. Korkak ve acınacak bir vaziyette, Samoilofun şiddet ve tehdıdlerine karşı yalvaran bir halle duvara bir heykel gibi dayanmış duruyordu. Samoilofun gözlerinden sanki ateş püskürmekte idı. İkide bir dişleri görünüyordu. Bir dakika oldu ki profesör onu iki elinden yakaladı ve hiddetle sarstı; itti. Sonra odada bir aşağı bir yukarı yürü meğe başladı. Nurinin işitmesine imkân olmıyan bir sesle birşeyler söylenip du ruyordu. Fakat bu manzara Nuriyi çileden çı kardı. Bir sıçrayışta tepeden aşağıya atıldı. Ah, zavalhyı dövüyor, muhakkak öldürecek... Diye mırıldandı. Bu gidişle rasgele bir harekette bulunacak, köşke girmek için belki bir pancuru ve pencereyi kıracaktı.. Fakat bir saniyelik bir mülâhaza böyle delice hareketin önüne geçti. Çünkü bu suretle belki de müthiş, önüne geçilemiyecek bir drama sebeb olacaktı. Evvelâ işitmek, herşeyi anlamak, sonra eğer hakikaten önüne geçilmesi icab eden bir tehlike varsa o vakit ileri atıl tedi. Ne mümkün!.. Heyecan gözlerinin önüne birçok sahneler getiriyordu. Uzun, dolambaclı yollan geçip Yeşilköye vardıkları zaman Hasan Nuri köZabıta romanı : 56 yün içinde köşklere yakın noktaya git Prensin konağı karşısında, önünden kıbar bir adamdı; yola çıktı. mek üzere şoföre elile yolu işaret etti ve geçen otomobilde Hasretle Samoilofu Hasan Nurinin niyeti Hasretle kat'î biraz sonra indi. görmesi zihninde mühim bir davanm çö bir mülâkat yapmak, herşeyi derhal halUzaktan iki köşk derin bir sükun içinledip bitirmekti. zülmesini intac etti: de, karanlık görünüyordu. Amma yakZihninde Samoilofla Prens RızkullaBu saatte Yeşilköyde Hasretle nasıl laşmca bunlardan birinde ışık gördü. hı yaklaştırdı. Yeşilköydeki iki köşkü konuşacağmı düşünmüyordu bile. Polıs Hem de tam kendisinin hapsedildiği o düşündü. Samoilofla Rızkujlahın yan lerle âşıkların en çok işine yanyan tesa dada. yana oturmaları, sevdiği kadmın bu düften istifade edecekti. Tesadüflere çok Kökün önünden geçti, burada iki kaköşklerden birisinde Hasret, ötekinde güvenirdi. pısı olan bahçeye nazan dikkati celbet Davud olarak görünüşü, gözlerini açtı. Otomobil tramvay yolunda, hiç kimse meden girmek imkânsızdı. Bahçenin üsŞimdi anlıyordu ki gene kadın esrannın ye tesadüf etmeden akıp giderken Hasan tüne do^ru uzanan balkondan içeri atlahepsini kendisine faşetmemiş, birçok nok Nuri tesadüflerin yardımını hesaba katamayı pek gözüne kestiremedi. talan gizli bırakmıştı. rak bir plân hazırladı. Evvelâ iki köşkün Yandaki sokağa saptı. Buraya başka O, kendisini esir olarak ileri sürüyor plânını bir iyice tasarladı. Bu köşklerden hiçbir köşkün penceresi bakmıyordu. Fadu. Evet amma, ayni zamanda hem Sa birisine girmek ötekine de geçmek için kat bahçenin duvan burada da geçile mailofun, hem Prens Rızkullahın esiri... en basit yoldu. Fakat birine nasıl girme cek gibi değildi. Duvann nihayetinde li? Ikisi de sıkı sıkıya kapalı. İkisinin ar tam köşeyi dönecek yerde küçük bir oYahud belki bir tek adamın... Mülâhazalarını daha ziyade ileri gö kasındaki bahçenin de geniş yüksek du dacık vardı. Buranın bomboş olduğunu türecek vakti yoktu. Hemen bri otomobil varları vardı. Bu duvarların dışandan hatırlıyordu. Dışandan görülen pencereancak bir noktasını zihninde bulmıya ça lerinin hali de içeride kimseler olmadığıbuldu, atladı: Yeşilköye! dedı. lıştı. Beyhude yoruldu. En iyisi yerinde nı ve senelerdenberi buranın metruk buGecenm bu saatınde Nışantaşından araştırmaktı. Otomobilde gözlerini kapı lunduğunu gösteriyordu. Yeşilköye gitmek... Şoför hayretle yü yarak biraz uyuklamak, dinlenmek, yeni Bu odacığın damı, duvardan daha alzüne baktı. Müşteri son dTece ciddî ve sahnelere canlı olarak hazır bulunmak is çak olduğu için Hasan Nuri burada bi Köşe minderinin esrarı
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear