25 Aralık 2024 Çarşamba Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURIYET 19 ŞuBat 1937 Küçük hikfiye Şemsiye se atlarsın. Ha al şu şemsiyeni, artık bana lâzım değil. Öyleya... Her zaman sen bana bu oyunu oynarsın!. Madam oracıkta sinirli, hiddetli, intikam alacağını söyliyerek hareketsiz du ruyordu. Gökyüzünün bol suyu şapka sınm saçaklarından mantosuna iniyordu. Kocası otobüste bulduğu ve yerleştiğı rahat yerden, camın arkasmdan zavallı kansmı, küçücük şemsiyenin altında yağ~ murdan tamamile kaçınamamış bir halde görünce içinde bir azab duymuyor de" ğildi. Fakat bu da kısa sürmüştü. Adam sen de, diyordu, eve gider gitmez ocağı güzelce yakarım, o da eve gelince çabucak ısmıverir. Fakat evdeki pazar çarşıya uymadı, başına gelenler önceden düşündüğü şey" ler değildi. Otobüsün lâstiği patladı, yolcular arkadan gelene binmek için indiler. Arkadan gelen de, onun arkasından gelen de ağzına kadar doluydu. Mösyö sabırsız lanarak hızlı hızlı yürümeğe başladı, otobüs beklemektense yaya yürüyerek eve daha çabuk varacağına aklı yatmıştı. Fakat Allah onun bu hodkâmlığmı cezalandırmak istemiş olacak, yağmur o kadar, o kadar şiddetlendi ki, sağanak bardaktan değil de kovadan boşanırcasına yağmıya başladı ve mösyö eve her tarafı sırsıklam olarak geldi. Sanki bütün bunlar yetişmiyormuş gi" bi bir de ne görse beğenirsiniz, apartı manın anahtarlan kendisinde değildi, kansınm cebınde kalmış ve ıstemeği unutmuştu. Haydi bunu da bir tarafa bırakm. Mösyö ile arası hiç te iyi olmıyan kapıcı kadın, onu kulübesine almadı, sıcak kulübesinde kansmı beklemesini kabul et ~ medi, söylediğine göre yeni cilaladığı tahtalannı su basmasını istemiyordu. Ha" kikaten elbiselerinden sular, tıpkı sıkılmış bir süngerdcn akan sular gibi boşanıyor" du. O da hiddetli hiddetli somurtarak ve söylenerek taşlıkta kansını bekledi. Kansı ancak bir saat sonra gelebildi. Arkadan gelecek otobüsü beklerken, o otobüsten bir ahbabı inmış, kendisini bu halde görünce acımış, oraya yakm olan evine götürmüştü. Madam orada yaş elbiselerini çıkararak kuru elbiselerle de ğiştirmiş ve iyi bir punç içerek içini ısıt mıştı. Bütün bunlar, tabiî kadınlar arasmda" ki dedikodu da dahil, epeyce bir zanoana mütevakkıftı, ve madam da taşlığa girdiği vakit kocasını yemyeşil, titreme den dişleri birbirine vururken gördü. Oracıkta ona acır gibi göründü, kadınlar acıma taklidi yapmakta fazlasile mahirdirler fakat, içinden «oh! ne iyi oldu» demeği de unutmadı. İlk iş olarak ocağı yakmağa koyuldu, fakat ocak çekmiyor, yaş odunlar kolaylıkla tutuşmuyordu; ve bu yüzden oda koyu bir dumanla doldu, zehirlenmemek için pencereleri açmak lâzım geldi. Kocası öyle bir soğuk aldı ki, yeşil rengi soldu, sonra kırmızı ve daha sonra masmaviye döndü. Ateşin verdiği titre" me çoğaldı ve yatağa düştü. Bütün ıh ~ lamurlara rağmen o gece ateşi yükseldi, ertesi gün de bir ciğer ihtikanı başgösterdi, onu da bir zatürrie takib etti. Ve üç gün sonra, genc dul, belki de teselli edilemiyecek kadar içli bir halde, zavallı kocasını mezarlığa götürüyordu. Çeviren: Tarık Z. Tunaya 1( Eserler arasında 3 Büyük Atlas Mekteblerimizde coğrafya tedrisatına ilk defa olarak ilmî bir sistem veren ve yirmi beş senedenberi bu sahada birçok eserler meydana getirmiş olan profesör Faik Sabri Duran Büyük Atlasile mevcud eserlerinin en mükemmelini yaratmış oluyor. Değerli hocanın sistematik mesaisi ve naşiri «Kanaab> Kitabevinin fedakârh ğile vücude gelen Büyük Atlas bizzat müellifinin nezaret ve kontrolu altında Viyana Coğrafya Enstitüsü matbaasında büyük bir dikkat ve itina ile basılmıştır. Faik Sabri Duran daha evvelce ilk mektebler için ilk atlas ve orta mektebler için de orta atlas tertib etmiş ve gene Kanaat Kitabevi tarafından Londrada Georger Philip matbaasında basılan bu iki atlas Kültür Bakanlığı tarafından ders kitabı mahiyerinde resmî kitab listesine dercedilmişti. Bu atlaslar yalnız ilk ve orta tahsil talebesinin ihtiyacını tatmin edecek mahiyette oldukları için lise talebesi coğrafya tedrisatını ancak ecnebi atlaslardan takib etmek mecburiyetinde kalıyordu. Hal buki bir Alman atlası Alman noktai nazanna göre, Fransız atlası Fransız noktai nazarına göre tertib edılmiş oldukları için tarih ve coğrafya tedrisatmda takib edilmesi icab eden millî ülkülere hizmet etmekten çok uzaktırlar. Binaenaleyh Büyük Atlasla seneler denberi hissedilmekte olan bu derin boşluk doldurulmuş oldu. Büyük Atlas 21X30 eb'adında 72 paftadan ibarettir. Astronomi haritalan, irtisam sistemleri, suhunet, rüzgâr, yağmur haritalan, kara, deniz ve hava ypllannı, iktısadî, beşerî ve nebatî topluluğunu gösterir haritalar, dünyanm en mühim şehirlerinin plânlan Büyük Atlasm mündericatı arasına gir mekle beraber beş kıt'amn muhtelif kı sımları ve Avrupa hükumetlerinin ayn ayn tabiî, siyasî haritalarile beraber ayni zamanda bunlarm yağmur, iklim, nebat topluluğu ve topraktan istifade şekilleri, ırklar, yollar, sanayi, madenler, nüfus kesafeti de ayn ayn haritalarda gösterilmiştir. Memleketimize ise 16 pafta tahsis e~ dilmiş ve izotermler, jeolojık şekiller, ça~ hşma şekilleri, nebat topluluğu, maden ler, sanayi, nüfus kesafeti ayn ayn haritalarda izah edilmekle beıaber vatanjmızın gerek toplu olarak, gerek ayn ayn paftalar halinde tabiî ve siyasî vaziyeti tesbit edilmiştir. Büyük Atlas aynca bir de mufassal endeksi ihtiva etmektedir.. Atlas içinde geçen bütün coğrafî isimlerin tul ve arz derecelerini gösteren bu endeks ayni zamanda coğrafî bir vokabuler mahiye tindedir. Yalnız lise talebesi değil, yüksek tahsil müdavimleri için de büyük bir ihtiyacı karşılıyan (Büyük Atlas) ın da müellifinin İlk ve Orta Atlası gibi bütün talebelerimizin ellerinde görmek isteriz. Müellif ve tâbiini neşriyat hayatımıza böyle mükemmel bir eser kazandırmış ol" duklarından dolayı tebrik ederiz. TURANDA HALK OPERETİ üumartesi 14,30 da talebeye akşamı 20.30 da umuma RAHMET EFENDİ Pazar matine 14,30 da KIRKYILDA BİR San'atkâr Naşid beraber pazartesi SÜREYYADA Tomakosla Leblebici Tomakos tarafından türkçe, rumca şarkılar Sehzadebası Madam ve Mösyö Löburjua yılbaşı ziyaretlerine çıkmışlardı, yolda kan ko cayı fena bir yağmur karşıladı. Fakat yalnız madamm küçücük bir şemsiyesi vardı, açtı. Açtı amma, daha açar açmaz mös}rö şemsiyeyi kansınm elinden kapmış ve şişman, kocaman vücudünü ıslanmamak rçin altına sığdırmağa kaikmıştı. Artık mösyö kolay kolay ıslanmıyacaktı, fakat narin madamm vaziyeti güçleşiyor, yağmurdan konınmak için şemsiyenin altına girmeğe çahşıyor, kocasma sokuldukça sokuluyordu. Bununla beraber yalnız bir omzunu sağanaktan Jcurtarabildi. En nihayet kızıp söylenmeğe baslamıştı. Dostum, hiç olmazsa şu şemsiyeyi iyi tut, görüyorsun ki sırsıklam oldum!.. Bundan daha iyi tutamam. Eğer başka türlü tutarsam, ben de sırsıklam olurum. O halde benim mi sucuk olmamı istiyorsun? Senin şemsiyen bu kadar küçükmüş kabahat bende mi yani! Moda diye kullanıyorsun, Modanın zorluklarına şimdi katlan bakalım... Elbisemin kumaşı çok fena boyanmış, yağmur suyu büsbütün kirleterek berbad edecek... Başka bir rob satm alırsın... Hangi para ile, bana para verecek misin ki?... Ailen şuracıkta değil mi? Eger seni dinlemiş olsaydım, hemen her dakika sana bir şey satm almam lâzım gele " cekti. Peki ya çeyizim!... Çeyizin.. Çeyizin.. Çeyizinden bahsettin mi, ağzın dolu dolu konuşuyoısun.. Amma senin de ceplerin çeyizimle dolu.. Daha iyi ya... O orada emniyette.. Ondan ben mes'ulüm, onun için sarfede" mem. Evet, benim için sarfedemezsin. Fakat kendine oldu mu iş değişir, mös yö kulübe gider, ava çıkar, denizha rr.amma gider... Bir de o eksikti. Gittiğimiz vakit te parayı ben veriyorum... Bu mayhoş konuşmayı küçük bir sessizlik takib ediyordu. Fakat yağmur gittikçe artıyor ve madam şikâyetlerine yeniden başlıyordu: Ah!.. Ta gömleğime kadar ıslandım. Şapkam bitti artık. Bari bir taksi çağıralım. Kocası: Ne münasebet, diyor, otqbüse binelim, bizi tam kapımızın önünde indi" riyor. Artık ilâllah!... Yakındaki bir otobüs durağına doğru ilerlediler. Kocası iki numara aldı, birini kendisi için alıkoyarak ötekini karısma verdi. Otobüs geldiği vakit kondüktör: 85 numara diye bağırdı. 85 ten önce kimse binmiyecek.. Numarasmı gösteren Mösyö Löbur " jua'ya: Haydi bininiz, dedi, ve mösyö de hemen otobüse atladı. Karısı: Ne, dedi, sen biniyorsun ha!... Tabiî.. Benim numaram 85, se " ninki 86... A a.. Artık bukadan çekilmez. Peki ben ne yapayım? Sen mi.. Arkadan gelecek otobü IBafmakaleden devam'] küçük devlet tersanesi, mahdud vesaitile Gölcük isminde bir yağ gemisi yaptı. Görülüyor ki Türkiyede vapur yapabilecek teknik kabiliyet ve kudretler vardır. Yok olan yalnız, bunlan, rasyonel bir şekilde işletecek, daha genişletecek ve tam bir tersane haline sokacak esaslı teşebbüs ve hamledir. Biz, iki yıl evvel, Denizyollan îdaresi için Avrupaya ısmarlanacak vapurların Istanbulda yapılması mevzuu bahsolması üzerine, 25 şubat 1935 tarihli Cumhuriyet'te (Türkiyenin bir tersanesi olmalıdır) başlığile yazdığımız bir başmakalede, memlekette bir tersane kurulmasını istemiş, bunun lüzumunu ve faydalannı anlatmıştık. İki yıl evvel kuvvetli olan tezimiz bugün daha kuvvetlidir. Çünkü o vakittenberi, memleketin sınaî ve siyasî durumunda, büyük değişiklikler olmuştur: 1 Havuzlar ve fabrikalar daha tekâmül ederek küçük gemiler yapmağa başlamışlardır. 2 Sümer Bankın bir Ingiliz müessesesine ihale ettiği Karabük demir ve çelik fabrikalan kurulmak üzere bulunmuştur. 3 Boğazlann gayriaskerî mmtakalan kaldınlmış ve Türk silâhlan, eskisi gibi Istanbulun emniyetini temin etmiştir. (Istanbulun hava hücumlanna açık olması iddiasına karşı verilecek cevab basittir: Bu bakımdan Istanbulun Halicile Izmit körfezi arasmda hiçbir fark yok tur.) Binaenaleyh, artık, Halicdeki eski tersanemizi ihya edebiliriz. Orada, tonajlan gittikçe büyümek ve kolaylarından güçlerine doğru gitmek üzere, her türlü gemi yapabiliriz; ticaret gemisi ve harb gemisi. Bu işe hemen başlamak gerektir. Eğer Îstanbul tersanesi, bir devlet müessesesi olacaksa lâznn gelen tahsisatı 1937 bütçesine koymalıdır. Devlet tersanesi değil de, bir ecnebi sermaye ve müessesesinin yardımile kurulan hususî bir şirket ola îstanbul tersanesinîn ihyasından RADVO edeceğimiz büyük istifadeler v^ Bu aksamki program J caksa devlet Istinye Dok şirketinin tesisatını satm almak istediğine göre, bu ikinci şeklin muvafık görülmıyeceğini sanıyoruz gene hemen ecnebi sermaye ve tezgâhlarile temasa gelmelidir. Çünkü, Krupp'a ısmarlanan vapurlar için sarfedilen müzakere zamanı gösteriyor ki böyle anlaşmalar uzun sürmektedir. îstanbul tersanesinin kurulmasından temin edeceğimiz istifadeler büyüktür: 1 Halicde ve Istanbulda yeni bir hayat uyanacak, iş hacmi büyüyecektir. 2 Ecnebi tezgâhlanna ısmarladığımız vapurlar için harice vereceğimiz para veya mal azalacakbr. 3 Memlekette yeni bir endüstri kurulmuş olacaktır. 4 Millî müdafaa bakımmdan, frenklerin «Potentiel de Guerre» dedikleri, memleketin «sınaî harb kudreti» ar~ tacaktır. 5 Yurdumuzda mütehassıs işçi, us" ta ve mühendisler yetişecektir. (Vapur inşasında kullanılan maddelerin ve mal~ zemenin çeşid itibarile bolluğu nazan dikkate alınırsa bir tersanenin nasıl büyük bir kaynak ve mekteb olacağı kolayca anlaşılır.) 6 Tersanede çalışanlann ve inşaata iştirak edecek muhtelif yardımcı fab" rika ve müesseselerin verecekleri muhte" Iif vergilerden hazine istifade edecektir. Hulâsa, îstanbul tersanesinin ihyasından memleketin istifadesi çok büyük ve mühim olacağına göre, sevgili BasvekiliHzden pek yakında, tamamile Türk elinden çıkmış, yeni gemileri biran evevl bize göstermesini dileriz. Yabancı memleketler merkezlerinde bugünkü seçkin yayınlar BÜYUK KONSERLER' 20,05 Munıh: Çayfcovski'nin eserlerinden mürekkeb pıyano konseri 2115 Hamburg: Opera orkestrası 21,35 Berlm: Bizet ve sair bestekârlarm eserlerinden mürekkeb konser 22,05 Mılâno Wagner, Beethoven, Hahydn'in eserlerinden mürekkeb konser 22 15 Stuttgart: Rimski Gorsakof'un Sehrazad operası 23 Hil Versum n (Holanda): Çaykovski'nin eserlerinden mürekkeb konser 23,35 Frankfurt: San'atkârane şar kılar. ŞAN KONSERLERİ: 19.05 Lâyipzig. Martin Kremer (Tenor)21,15 Frankfurt: Margherita Perras (Soprano) 21,15 HambuTg: M. Teschemacher (Soprano). PIYESLER: 20,05 Breslav: «Die Lawine> 21,55 Breslav: Die Petche Gottes 22,05 Deutsch lansender: Bay bize altın ve seref hedıye ediyor! 22,35 Strassbourg: Moliere'ln «İnsanlara düşman» piyesl 23,35 Kolonya: Handel, Aachen'de. ODA MUSIKISI: 19,05 Deutschlandsender: Piyano musikisi 20,35 Viyana• Piyano musiklsi 21.15 DeutscrJandsender: Eski Alman musiklsi 22 05 Londra: Beethoven'in eserlerl 22,40 Budapeste: Beethoven ve sair bestekârlarm eserlerl 23 35 Lâyipzig: Dvorak, Brahms'm eserlerı 24 35 Luxenburg: Beethoven'in eserleri. ASKERÎ BANDO KONSERLERİ20 25 Berlın 21,15 Kolonya: Muhtelif parcalar. PIYESI,ER: 21,15 «Fausfun maceralan> 23 35 M ö nih: «Ask memleketi». OPERETLER VE MUSİKİIİ PİYES: 21.45 Roma: Santarellina. OPERALAR: 20,35 Brünn: «Salkin Don nehrt> nin birinci perdesi 20,40 Bükres.: Opera binasmdan nakil. ABIDİN DAVER NÖBETCİ ECZANELER Bu akşam şehrln muhtelif semtlerinde nöbetçi olan eczaneler şunlardır: îstanbul cihetindekiler: Eminonunde (Mehmed Kâzım), Beya zıdda (Haydar), Kuçükpazarda (Hikmefi Cemil), Eyübde (Hikmet Atlamaz), Karagümrükte (Arif\ Şehremininde (Hamdi), Samatyada (Erofilos), Aksarayda (Ziya Nuril, Şehzadebaşmda rüniversitei, Fe nerde (Hüsameddin), Alemdarda (Esad), BaParköyde (İstepan). Beyoğlu cihetmdekiler: Tunelde (Matkoviç), Şışlide (Asım), Fmdıklıda (Mustafa Nail), Taksim.de (Kurkçiyan), Kalyoncukullukta (Zafiropulos), Fıruzağada (Ertugrul), Beslktaşta (Süleyman Receb), Sanyerde (Osman), Kasım paşada (Mneyyed), Hasköyde (Nesim Aseo). Usküdar, Kadıkoy ve Adalardakiler: Usküdarda (Imrahor), Kadıkoy Yelde girmeninde (Uçler), Büyükadada (Halk), Heybelıde (Tanaş). Faiz ve dividan karşılıkları hakkında bir karar Süt tozu. yumurta tozu, şekerli şe kersiz teksif edilmiş mamulâtın, ecnebi şirketlerin faiz ve dividan karşılığı olarak dışarıya çıkarılacakları mallar arasına sokulması İktısad Vekâletinin teklifi üzerine tcra Vekilleri Heyeti tarafından 1/2/937 tarihinde kabul edılerek alâkadarlara bildirilmiştir. Yarın matinelerden itlbaren SÜMER SİNHMAS1NIN BAGDAD BULBULÜ Türkçe Sözlü ve Şarkılı <»• • • Yalnız 3 gUnlUk büyük fırsat 2 büyUk fllm birden göstermeğe başlayacak olan bOyOk Bugün t::!:':lc i P E K sinemasında Mevlid Vazife başında bir kaza kurşunile kendisini sevenler arasmdan ebedi yen ayrılan eşim komiser Hıkmetin ruhuna ithaf edıl mek üzere şubatm yirminci cumartesi günü saat birde Beyazıd camismde Hafız Bürhan ve arkadaşları tarafından Mevlid okuna caktır. Kendisini seven dost ve arka daşlannm teşrıflerıni rica ederim. Refıkası Nimet 1 HALK KAHRAMANLARI 2 ZİGFELD, YILDIZLAR KRALI TUrkçe sözlü büyük film zengin ve emsalsiz revüler, nefis bir mevzu Fransızca sözlü. Baş rollerde: MIRNA LOY WILYAM POWEL Bayram münasebeBugünden A Ç B j tile büyük programı ™' itibaren * ^ ^ l \ I 2 bUyUk film birden Yalnız 15 kuruşla ŞARLO Sinema kralı Dehalet eden Habeş Rasları ASRî ZAMANLAR Neş'e ve kahkaha filmi Bu senenin en büyük temrili 1 Numaralı Halk Düşmanı cazip ve hakîkî macera filmi ve ViRGiNA BRUCE Yıldızlar yıldızı RICHARD ARLEN Acı bir ölüm Galatasaray lisesi 331 332 mezunla rmdan ve Ankara Hukuk Fakültesi son smıf talebesinden Ziraat Bankası merkez müdiriyeti kambiyo memurların dan Mehmed Vedad dün gece hakkın rahmetine kavuştu. Ahlâk ve seciyesi itibarile akranı arasında imtisale lâyık bir örnekti. Cenazesi 19/2/937 cuma günü saat 11 de Haydarpaşa Yeldeğirmeninde Mus tafapaşa sokağında 21 No. lı evden kaldırılarak namazı Kadıkoy Osmanağa camisinde kılmdıktan sonra Sahrayi cediddeki aile makberesine gömüle cektir. SÜMER SİNEMASINDA Türkçe Sözlü ve Şarkılı mevsimin en eğlenceli ve Yarınki matinelerinden itibaren BAGDAD BÜLBÜLÜ filmini gösterecektir. Habeşistan İtalya tarafından istilâ edildıkten sonra birçok Italyaya dehalet etmeğe başlamışlardır. Resmimiz bunlardan Mangascia'yı M. Musoliniye arzı tazimat ederken gösteriyor. Habeş Rasları Ras Seyam ve Üsküdar Hâle sineması ÇAPKIN GENC Bağdad manzaralan Şark hayatı Türkçe ve arabca şarkılar Baş rollerde : MüNiRE MEHDİYE AHMED ALLAM ÇARDAŞ KATSA DiVA BiTMEMiŞ SENFONi KLOKLO Gibi yaİDiz en büyük Hlimlerde rol alan MARTA EGGERTH Bütün memleketin sabır Altın sesli, altın saçlı, Macar yıldızı MACAR ve ALMAN oynak ve şen musikisile söslenmiş, nefis ve görülmemiş derecede eğlenceli büyük yıldızın bugüne kadar çevirHiği en güzel hlmi Bayraraın birinci günü matinelerden itibaren BULBULLER OTERKEN MELEK ve SAKARYA Cumhuriyet, Lozan, Istiklâl savaşı, işgal zamanı, umumî harp, ittihat ve terakki. istibdad, son 30 senelik tarihimiz hakikî film vesikalarile gözierinizde caolanacaktır. sinemalarında Türkçe sozlü ve senenin Genç, ihtiyar her Türk görecektir. millî film. TURK iNKILÂBI'nda Sesli ve Türkçe Terakki Hamleleri Sözlü BU Türk Akşam Yerlerinizi evvelden temin edinîz. Sinemasında En büyük filmi Bu şaheser bayram günleri istanbulda İPEK sinemasında izmirde ELHAMRA sinemasında birden göstarilecektir. Prodüksyon Tüık Film Studyosu
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear