Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
23 Birincikânun 1937 CUMHURİYET Umumî bir eğlence yerinde 6 Nasıl bir yere girdiğimi, gö/lerimden evvel, burnum ve kulaklarım haber verdi. lçerde o kadar müthiş bir gürültü vardı kı, adeta sersemledim. Sigara dümanın dan örülmüş sis tabakaları, basık çatının altında, perde perde dalgalanıyordu. Nikotin dolu ciğerlerden çıkan nefes arlıklan, küf kokularına kanşarak havayı bulantı verecek derecede bozmuştu. Burada, herkes birbirinin kafasma fısbk kabuğu atarak eğleniyordu. Neresi olduğunu sormayınız. Yalnız biliniz ki, bir umumî eğlenti yerindeyim. Kapmm önündeki çığırtkan; kısık sesıle durmadan bağırıyor: Haydi, baylar... Başhyor... Varyete, oyun, sinema, kanto... Komik!.. Sandalyaya, ata biner gibi oturup, beyaz yün çorablarını kanştıra karıştıra yanmdakilerle yarenlik edenlere bakıyorum. Belli ki buraya sefahet yapmağa gelmişler. Baksanıza: Şişesi yüzlüğe gazoz içiyorlar. îçlerinde, beş kuruşa kıyıp nefsi nefislerine kavTulmuş fındık ziyafeti çekenler bile var. Sinema da, ne heyecanlı bir filim gösteriyor ya: On kişilik bir haydud çetesi, tüfeklerile patır kütür ateş ederek, bütün bir köy halkına dehşet salıyorlar. Köyün içi allak bullak oluyor. Derken, yüzlerce azgm at, ahırlanndan boşanarak etrafa dağılınca panik büsbütün artıyor. Fakat filimde başgösteren panik, salona da sirayet etmekte gecikmedi. Herkes, dehşet içinde! Yerlerinden kalk:p: Yaşşa!.. Ha gayret! Dur be!. Tut bre! Yuf ulan! diye haykınşanlar, gitgide çoğalıyor. Hele, neyse ki fılim çabuk bitti. Perde amma, ne perde! ağır ağır kapanıyor. Şakır şakır değil, takır takır, elle değil, ayakla alkışlar başladı. Arada bir, ıslıkla gürültüye tempo tutanlar da var. Sinema devam ettiği müddetçe sesleri çıkmıyan fıstıkçılar, gazozcular, yeniden boy gösterdiler. . , ^,Mızıka halkı oyalamak için gümbür gümbür öterken, onlar da bo} durmuyorlar: Fıstık var, taze badem.. Hani ya, eğlencelik... Hararet söndürüyor gazoz! Nihayet perde açılıyor: Kızıl dudakl?nn arasından şakrak olmağa çalışan zavalh bir ses; hazinesi kurumuş bir mus luktan su boşanır gibi hmldıyor: <LAleme cellâd mı geldi, can yakıcı gözlerin.» Derken sağdan soldan teşvikler yağmağa başladı: Bir daha!.. Isteriz!. Biz.. Biz.. Ayni şarkıcıyı, birkaç defa, başka başka kıyafetlerde, sahnede görüyoruz. Birinde kanto söylüyor, öteki çıkışmda İSTANBUL tktısadî harekeller Meyva satışı işi Meyvalanmızın satışı işi baştan ni hayete kadar tanzim edilmeğe muhtac ulunuyor. Bu öyle bir âcil ihtiyac ki, geçen her zamanın yazık olduğuna şüp> he yoktur. Meyvalanmızın en büyük istihlâk merkezini teşkil eden îstanbulda bu ticaret şubesinin son vaziyetini tetkik edersek neticeyi daha süratli görmüş olu Avrupayı işgal eden dava Südet Almanları Yazan: MUHARREM FEYZ1 TOGAY PENCERESiNDEN Manasızlaşan meseller 1 Ziya Paşa, Harabatın başında öyle diyor: Sınnim ki çüü çeharı geçti Atı alan üskudarı geçtı At hakkmda darbolunan mesellerin en meşhuru budur. (At binenin, kılıc kuşananm), (At ölür meydan kahr Yiğit ilür şan kalır), (At sahibine göre eşer), (Bir sürçen atın başı kesilmez) meselleri de sık sık söylenirse de atla Üskudarı ;eçmek mazmunu dillerde daha fazla dolaşır. Vaktile Üsküdarda at alım satımı, îstanbuldaki Atpazarile rekabet edecek kadar boldu ve îstanbulda suç işlienler, yahud nefislerini herhangi bir sebeble tehlikede görenler Üsküdara geçip radan Anadolu içerilerine şüphe yok tla aşıverirlerdi. Simdi devir temelinden değiştiği için mesel de manasızlaşmıştır. Maksad, istiare suretile, meslekte, yahud hayatta ilerlemeği, hedef tutulan menzile ermeği ifade ise «uçağa atlıyan kutba ulaştı» demek lâzım gelir. 2 Atalar san'atı evlâda miras kaır. Bu meselin de artık manası kalmamış^ :ır. Çünkü ataların san'atı evlâda miras :alsaydı Evliya Çelebinin sıraladığı yüz« lerce san'atın ve smaatın bugün de mevud olması icab ederdi. Halbuki zama" nımızda Sahaflarçarşısı çorab pazanna döndü. Kitabcıların çocukları çorab sa^ tıyor. Öbür san'atlar da öyle!.. Bu arada «Ata sözü tutmıyan yabana tılır» meselinin manasızlaştıjjını da kaydetmek isterim. §imdi «Eskiye rağbet olsa bitpazarına nur yağardı» meseli daha mergub olup atalardan ancak eskimij paltolar için duyulan merhamete benzer bir duygu ile bahsolunuyor. 3 Ateş kenan kış gününün lâlezandır, sözü bilhassa bu kış mevsiminde « soğuk kaçıyor. Çünkü kömür neredeyse vesika ile ahnacak. O metaın bu kadar kıtlaştığı bir zamanda hangi ateş kenan Iâlezar safası verir ki?. [Not: Ateşe taalluk eden meseller a•asında «Ateşle pamuğun oyunu olmaz» sözü de vardır. îlk mekteb çocuklanndan bir kısmının o kargacık burgacık yazılarile aşk mektubu mübadele ettikleri gö rüldüğüne göre ateşle pamuğun yavaş yavaş sütle şeker durumuna geçeceği anlaşılıyor. ] 4 Aç esner, âşık gerinir, meseli de artık tashihe muhtac. Çünkü açlar bu devirde esnemiyor, esniyemiyor, sadece düsünüyor. Esniyen âşıklar, gerinen de toklardır! [Not: Bizim bir de «Aç ayı oyna maz» şeklinde meselimiz var. Japonlar, bu sözün hiç olmazsa Uzakşarkta dogru olmadığmı ispat ettiler ve zavalh Çinlileri hem aç bıraktılar, hem oynattılar!] 5 Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü, meseli de kıymetten düştü. Çünkü Milletler Meclisi, kapalı bir kutuyken Almanlar, îtalyanlar, Japonlar tarafindan birbiri ardınca açıldı, icinde ne varsa ortaya sacıldı. Lâkin meselin tazammün ettiği tehlikeden eser bile peyda olmadı. Anlasılıyor ki kapalı kutulardan korkan artık yok! Azab çekmenin bir adı da bizde eğlencedir, derlerse artık inanmalı! Anketi yapant SALÂHADD1N GÜNGÖR dans ediyor, bir üçüncüsünde, göbek çalkalıyor. Keyfinden ağzı kulaklanna varacak dereceyi bulan zavalh seyircilere bakıyorum: Aman, ne eğleniyorlar! Eğleniyorlar elbette.. Eğlenmeseler, buraya gelmezlerdi. Hem, buraya gelmesinler de nereye gitsinler? Tercih yapmıyorlar k'.. Bir zaruretin icablarına uyuyorlar. Uzun kış geceleri, başka nasıl geçer?.. Ağzınm içine alevden çubuklar sokan, bir avuç iğneyi bıı lokma ekmek gibi rahatça çiğneyen adama bakarken, siz, sade omuz silkiyorsunuz amma, bu hareketleri birer kahramanlık sahnesi gibi, i'ianarak seyredenler var. Yerde iki büklüm kıvrılan şu kmk dökük kadın, salonu baştan başa dolduran şu gördüğünüz masum halkın gözünün paslannı silmeğe ve içinin ateşini söndürmeğe yetiyor. Şişman kadınm söylediği memleket şarkılarını bir ağızdan tekrarlarken, kö * yünü görmüş gibi oluyor. Neşeye susayanlara tariz etmeğe hakkımız yok. Halk, gülmek istiyor. Birkaç saat için derdini, gamını unutmak istiyor. Ne yapsın? Kendini avutmak ihtiyacındadır. Karşısma ağlanacak bir sahne de çıkarsanız, o, gene kahkahalar savuracaktır. Gülecek elbette!. Çünkü ağlamak istese, buraya gelmezdi. Sinema, tiyatro, komedi, varyete, hangi adı vereceğimi şaşırdığım bu karışık ve gürültücü muhitte bütün bir geceyi ge çirenlere acımalı mıyım? Yoksa bu kadar çeşidli eğlencesi olan bir yerde de eğlenememekten şikâyet ettiğim için onlar mı bana acısınlar? Kafamın içini al lak bullak eden davulun sesile, kulakla nmı yırtan zurna bozuntusu flütün mi yaylayışmdan fırsat bulup da bu suallere cevab vermek imkânı yok. »Drtada bir kuru kürültüdür gidiyor. Ne alan belli, ne satan! Hepsı seyirci amma içlerinde seyredeni görmüyorum. Zaten neyi seyredecek ve neyi dinliye cekler?.. Ben, beni bildim bileli, değişmiyen kantolar... Hâlâ o «Allı yemeni» şar kısı... Hâlâ o kırıtmalar ve o göbek sallamalar.. Hâlâ aikış sırası geldiği zaman, tepinmek ve geç açılan perdeyi vaktinde açtırmak için, ıslık çalmaktan başka çare keşfedilemedi. Sigara yasağına hâlâ kimse kulak asmıyor. Salonun içi hâlâ eski tiryaki kahveleri gibi, buram buram tütmekte!.. Azab çekmenîn bir adı da bizde eğ lencedir, derlerse, artık inanmamazlık edemiyeceğim. SALÂHADD1N GÜNGÖR ROMA Tıber nehri taştığından Roma civarındaki yollar sular altında kalmıştır. Dünkü yazımızda, Çekoslovakyada mevcud Südet Almanlarının menşeini ve Büyük Harbden sonra Çekoslovakyanın muahedelere göre alması mukarrer şeklile bugünkü vaziyeti izah etmiştık. 1919 da mzalanan Saint Germain en Lay muıhedesile Çekoslovakyanın îsviçreye muuz. adil federal bir şekilde idaresi kabul edilBu sene, tstanbul pîyasasında, umu miş oluyordu. miyetle meyva fiatları geçen seneye naFakat bir defa dört milyon Alman ve zaran yüksekçedir. Bu vaziyet karşısında )ir milyona yakır Macar yeni devletin neticeden, müstahsil hesabına, belki de iyasî hududları içine almdıktap sonra memnun olmamız lâzım gelir. Fakat işi junlara îsviçredeki serbesti ve muhtariaşlangıcdan ele alırsak büsbütün başka et verilmesi şöyle dursun en iptidaî ekalbir vaziyetle karşılaşırız. iyet haklan da diriğ olunmuş, Rusyadan Deniliyor ki: «Bu mevsimde bilhassa gelen Çek lejyonları efrad ve zabitanına Akdeniz kıyılarından gelen meyvalar, memuriyet ve iş bulmak için Alman me yan yanya çürük çıkıyor. Çünkü Denizyolları vapurları vaktinden geç geliyor. murlar ve müstahdemin yerlerinden mahDaha geçen hafta Sadıkzade bir hafta, rum edilmiştir. Almancanın resmî dil olarak kullanılDumlupınar üç gün teahhurla geldi. Bu ması menolunmuştur. Çekler kendilerini vapurdaki meyvalar ne olur?» âkim millet ilân etmişlerdir ve Alman Hal böyle olunca, tstanbulda meyva ar, hükumetten uzak rutulmuşlardır. fiatmın neden yüksek olacağı da kısmen Ancak Lokarno misakı akdolunduk anlaşılabilir. Hele rökolte de düşük o an sonra Çekler zahirde Almanlara müursa... aadekâr davranmak istemişlerdir. On Buradaki vazîyete gelince, denizdeki ene sonra da kabineye Almanlardan üç nakil vasıtasından Haldeki mağazaya kaza alınmıştır. Fakat bunlardan ikisi nedar binbir müşkülâtla çıkan mal bundan aretsizdi, diğeri de içtimaî muavenet gisonra asıl müşkülâtla karşılaşıyor: Sırt i ehemmiyetsiz bir nezaretin başına gehamallığının kalkmasından sonra seyyar irilmişti. Diğer taraftan Almanların milsatıcı adedi yandan fazla azalmıştır. liyetperver ve millî sosyalist partileri daHaldeki kabzımal için müşteri olabilecek ğıtılmıştır. seyyar satıcıyı bulmak çok mühim bir Bu vaziyet karşısında Südet Almanları meseledir. Çünkü bu seyyann bir arabası 933 te Hitler'in Almanyada vücude olması lâzımdır. Bu arabayı ise ?ehrin getirdiği birlikten ibret alarak Alman çapraşık yollannda bir kişinin sürmesine cimnastik ittihadı reisi ve beden terbiye knkân yoktur. Şu halde ahnacak bir kümuallimi Dr. Korad Henlein'ın bayrağı fe meyvanın gelirinin iki kişiyi daha doğaltında toplanarak «Südet Almanları rusu iki aileyi doyuracak kadar olması artisi» namı altında yeni intihab mücaâzımdır. Işte fiatın yükselişinin ikinci sedelesine girmişlerdir. bebi.... Südet Almanlarının yüzde yetmîşi bu Şimdi kıştır. Kış meyvalan hertürlü artiyi tuttuğundan hiçbir Çek ve ekallisarsıntı ve tazyika daha mütehammildir. et partisi Almanların bu yeni partisi kaYa yazm. tncecik zarlı üzümler, olgun dar, meb'us çıkaramamıştır. Henlein bu ncir, şeftali ve kaysıların, nazik vişne ve muvaffakiyet üzerine yeni kabinenin teşkirazlann ne olacağmı düşünmeden geçe kıli kendisine tevdi edıleceğini beklemiş bilir miyizî Bunlar üzerinde tesadüf edi e bunu kabul etmeğe taraftar olduğunu Iecek her müşkülün, fiat üzerine tesir ede da ilân etmişti. ceğine şüphe etmemek lâzım gelir. Lâkin yeni devletin başında bulunanF. C. Iar Almanların yeni partisile işbirliği yapmaktan imtina etmişler ve Alman sosyalistlerinin küçük partilerine yukanda söylediğirniz'nezaretleri vermişlerdir. Tabiî bunlar Südet Almanlarının efkân umuIniyesmî temsîl etmemekte idi. Yüksek Deniz Çek zimamdarlan yeni parti ile işbirTicaret mektebinin liği yapmak şöyle dursun bunu Hitler banisi ve Deniz partisinin bir şubesi ve başında bulunanlaHarb okulumuzun dahi Almanyanm birer ajanı telâkki en kıdemli mezun etmişlerdir. lanndan Hamid NaAlmanlara karşı sîyasî ve iktısadî tazci vefat etmiştir. yik bir kat daha artırılmıştır. O şekilde ki 82 yaşında hayamünhasıran Almanların yaşadıklan yera gözlerini kapıyan lerde işsizlik son dereceyi bulduğu halde merhum 1876 tari buralarda elektrik fabrikası ve emsali hinde bahriye mek devlet tesisatmda münhasıran haricden tebini bitirerek mü getirilen Çekler kullanılmıştır. Hamid Naci Iâzim çıkmış ve 93 merhum Südet Almanlarının yaşadıkları yerler harbine Necmişevket zırhlısmda topçu zabiti muavini ola hududa mücavi bulunduğundan buralan rak iştirak etmiş, bu harbdeki yararlığına memleketin emniyetini korumak vesilesile binaen yüzbaşılığa terfi ederek bahriye örfî idare altına alınmıştır. Her Alman mektebine topçu hocası tayin olunmuştur. bir casus telâkki edildiğinden buralarda Meşrutiyetin ilânma kadar gerek bu bütün memuriyetlere almanca bilmiyen mektebde gerek ona merbut Deniz Tica ve uzaktan eeft'rilen Çekler yerlestirilmisret mektebinde topçuluk ve hukuku dü vel muallimliği yapan Hamid Naci bugünkü denizcilerin büyük bir ekseriyetinin hocasıdır. 1909 senesînde şahsî teşebbüsile kur duğu ve 18 sene başında bulunduğu kaptan ve çarkçı mektebinde de ticaret filomuza Aziz ve Süreyya kaptanlar gibi birçok güzide elemanlar yetiştirmiş olan merhum bu mektebin 928 de devlete geç mesi üzerine esasen yaşı da ilerlemiş ol duğundan artık istirahate çekilmiş bulu nuyordu. Merhumun denîz topçuluğuna ve hu kuku düvele aid birçok kıymetli eserleri de vardır. Türk denizcilerinin kalbinde derin bî acı bırakarak hayattan uzaklaşan Hamid Naciye mağfiret ile ailesile bütün onu sevenlere taziyetlerimizi sunanz. Cenaze bugün saat 1,15 de Heybelideki evinden kaldınlarak Heybeli mezarhğına defnedilecektir. Südet dağlarından bir manzara tir. Neticed dört milyon Alman siyasî ve medenî haklar şöyle dursun yaşamak ve çalışmak hakkından da mahrum kal dıklannı görerek bütün ümidlerini Almanyanm yardımına bağlamışlardır. Işte Avrupa sulhunu temelinden sarsan va him mesele Südet Almanlannın mukad" deratı bulunuyor. Bu münasebetL Çekoslovakyanın nü fus ve arazisi hakkında biraz malumat verelim: Mesahası 140,393 kilometro murabbaıdiı. Bundan 52,064 kilometrosunu Bohemya, 22,314 kilometrosunu Moravya, 4454 kilometrosunu cenubî Silezya, 48,932 kilometrosunu Slovakya ve 12,597 kilometrosunu da Karpat Rus yası denilen Rutenia teşkil eder. Nüfusu 14,726,158 kişidir. Umumî Harbden evvel bu memleketlerde 3 mil yon 752,713 Alman nüfusu vardı. Bundan 2,500,000 Bohemyada, 719,000 kişi Moravyada ve 305,106 kişi cenubî Silezyada ve kalanı diğer eyaletlerde idi. Çeklerin miktan 7,000,000 olup umum nüfusun yansından azdır. Slovaklar ,500,000 kişidir. Ekserisi Slovakyada ve Rutenia'da olarak 800,000 Macar vardır. Cenubî Silezyada nüfusun yansından ziyadesi (Leh^ olup 235,597 kişi tutmaktadır. Diğer ekalliyetler 4,000,000 Karpat Rusu ile 200,000 yahudidir. Çeklere hayırhah îngıliz gazetelerinden Deyli Heralddan iktıbas ettiğimiz haritada Almanya hududu boyundaki Alman ekalliyetinin nüfusu 3,250,000; Macaristan hududu boyundaki Macar ekalliyeti 750,000 ve memleketin ortasında yaşıyan Çeklerin miktan 7,000,000, Slo vaklann miktan 1,500,000 ve diğer ekalliyetlerin heyeti umumiyesi 1,500,000 kişi gösteribniştir. En eski bahriyelimiz dün vefat etti Tataresco kabinesi Konya Vilâyetinde sarsıntı geçîrîyor maden arastırması Parti yüzde 40 rey almazsa kabine müşkül vaziyete düşecek Toroslardaki kıymetli madenler meydana çıkarılacak Eski Avusturya devleti ekalliyetler hükumeti diye tarif olunurdu. Zamanı mızda ekseriyet ve hâkim sayılan unsur ekalliyette olup ekalliyetlerin heyeti u mumiyesi ekseriyet teşkil eden devlet Çekoslovakya bulunuyor. Bu yüzden ve mubtelif milletlerin îsviçredeki usulün hi lâfına olarak müsavat ve muhtariyet 6 Adamakla mal tükenmez, meselî hakkından mahrum edilmesinden Çekoslovakya meselesi Avrupanın sulhu için bugün hayli rağbet görüyor ve Avrupadaki müstemleke dava<ı ona davar.'larak' daimî bir endişe kaynağı olmuştur. Muharrem Fevzi TOGAY yürütülmek istenivor. Fakat adavanlann nefesi, adak alanların sabrı tükendiği gün meselin de kıymeti sıfıra inecektir. M TURHAN TAN Kızılay menfaatine konser Karamanda belediye işleri Karaman (Hususî) Orta Anadolu nun birinci smıf kazalarından olan kazamız bilhassa ticarî ve ziraî bakımdan zengin bir muhitte bulunmakta, halkı da hergün vagonlar dolusu yaptığı hu bubat, afyon, yün, yapağı ve saire ih racatla müreffeh bir surette yaşamak tadır. Kazanın imar faaliyeti bu refah v zenginlik nisbetile ölçülecek dereced değıldir. Belediyenin varidatı yerind ve kasabanın müstakbel plânı hazır ol masına rağmen hemen hemen hiçbir i: görülmemektedir. Su cereyanmdan^is tihsal edilen elektrik Karamam kuv vetli bir surette tenvir ettiği halde de miryolu istasyonu hâlâ karanlıklar için dedir. Paris Süt fiatlarınm yükselmesi münasebetile yapılan protesto mi tinaJerinden bir manzara. tntihabat münasebetile Bükreş sokaklarında nümayişler Bükreş 22 (A.A.) Muhalefet mahfillerinde söylendiğine göre, mevkii iktidarda bulunan liberal partisi yalnız yüzde 37,5 nisbetinde rey alabilmiştir. Resmî nericeler henüz bildırilmemiştir. Hükumet yüzd^e kırk nisbetinde rey alamadığı takdirde müşkül vaziyette kalacaktır. . 113 âyan azası seçmek üzere bugün intihabat yapılacaktır. Bu seçime yalnız kırk yaşından yukarı olanlar iştirak ede cektir. Radyo artistlerinden Sadi Hoşses, Semahat, Salâhaddin Pmar ve arkadaşlarmdan mürekkeb mümtaz bir hevet tarafmdan bu gece saat dokuzda Kadı köyünde Süreyya sinemasmda Kızılay menfaatine konser verilecektir. Bu müstesna geceve halkımızın bü Konya (Hususî muhabirimizden) yük rağbet göstereceçine şüphe yoktur. Konyada vilâyetin devam eylemekte olDoğum duğu su aramaları yeni ve cok hayırlı bir Gemi Kurtarma şirketi muhasebecisl safhaya girmiştir. Su arama makineleri Enver Ertümenin evvelki gece bir kız ayni zamanda mevcud madenleri de tesçocuğu dünyaya gelmiş ve Sevengönül bit eylemekte olduğundan elde edilen ne ismi verilmiştir. Yavruya uzun ömür tice ve malumat Türkiye Maden Arama dileriz. Enstitüsünün nazan dikkatini celbeylemi ve Konya Vilâyetinin maden arama hu dudları içine alınması takarrür etmiştir. Vilâyet su işleri dairesi jeologu ile teşriki mesai eylemek üzere bugünlerde Maden Arama Enstitüsünden mütehassıs bir heyet Konyaya gelecek ve mıntakamızda maden aramalarına da başlanacaktır. Mıntakamızm maden hususunda müsbet neticeler vereceği ve faydalı birçok madenler bulunacağı ümid olunuyor. Konyadan senede elli bine yakın insan başka yerlere giderek iş aramak mecburiyetinde kalmaktadır. Herhangi bir maden faaliyeti bunlara da iş temin edebileceğinden bu teşebbüse büyük bir ehemmiyet atfolunuyor. Torosların maden hazineleri itibarile nekadar zengin bulunduğu şimdiye kadar birçok mütehassıslann iddialarmdan anlasılıyor. Bunları hakikat mevkiine koymak zamanının gelmiş olduLONDRA Noel münasebetile Breğunu gösteren bu faaliyeti halk sabırsız men vapurıle İngiltereden Amerikaya 3000 torba mektub gönderilmiştir. lıkla beklemektedir.