26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
27 İkincikânun 1937 CUMHURİYET " Maalesef Almanyayı unutmak hatasihi AGADiR HADiSESiNiN MAHiYETi iıtikâb etmiştik!,, 1911 de Almanya ile Fransa arasında harb çık< masına ramak kalmış olan tarihî vak'a nasıl başladı, nasıl bitti? Yazan: Eski Fransız Başvekili Joseph Caillaux , Müddeiumumiliğin nazarı Bir genc talebe sevgilisini dikkatini celbediyoruz Ceçenlerde «Zayaraladı, kendisi de ka ferden Sonra» Yücel mecmuasınınyakıla Hariciye Vekilimizin Cenevrede mühim beyanatı isimli hikâyesinin zaen vurularak öldü cak bir kitab mahiyetinde olduğunu (Baştarafı 1 tnci sahifede) sahibidir. İtalyan deniz ticareti, harbin Ankara 26 (Telefonla) Ankara Ziraat Enstitüsü baytar kısmı talebele rinden bir genc Vekâletlerden birinde çalışan bir daktiloyu vurduktan sonra kendisi de ölmüştür. Vak'anın tafsilâtını bildiriyorum: Atlısporun arka tarafından süvari karakolu civarmda bir ölü ve bir yaralının yatmakta olduğu haberi üzerine Ankara Emniyet Müdür muavini Behçet bizzai giderek tahkikata başlamıştır. Bir dairede daktilo Bedriye olduğu anlaşılan yaralı derhal hastaneye nakledilmiştir. Biraz ıleride yatmakta olan cesedin yakasında da 537 numarayı taşıdığı görülmüş ve kendisinin Baytar mektebi talebesinden 329 doğumlu Manisalı Hüseyin oğlu Ai Göner olduğu anlaşılmıştır. Ali Göner öğleüzeri kızın çalışhğı dare âmirine telefon ederek demiştir ki: « Eniştesiyim, kendisini bekliyo um.» Bedriye kendisini hakikaten eniştesinin çağırmakta olduğuna zahıb olarak şapka ve eldıvenlerını almadan söylenen yere gitmiş ve bu gencle karşılaşmıştır. Alı Göner «Bu oyunu ben yaptım. Sana söyliyeceklerim var» demiştir. Bu sırada gencin elinde gazeteye sarılı bir paket bulunmakta idi. Her ikisi de bir ikte Akköprü yolunu takib etmişler, oradan karakolun önünden sola doğru sapmışlar, tenha bir yere geldikleri zaman aralarında bir boğuşma olmuştur. Bedriyenin kendisini hayli müdafaa ettiği anlaşılmıştır. Talebenm bu mücadele sırasmda düğmeleri kopmuş ve kaputunun arkası yırtılmıştır. Bu münakaşalar sırasında Ali Göneı paketin içindeki tabancayı çıkarmış ve derhal tetiği çekmiştir. Toplu tabancanın 7 gözünden 4 ü boş olduğundan üç çeişte de tetık boş göze raslamış, kız da kaçmağa teşebbüs etmiştir. Fakat mu vaffak olamıyacağım anlayınca taban cayı Alınin elınden almak istemiş ve patlıyan ilk kurşun elini sıyırmıştır. IJcinci kurşun da yüzüne gelmiş ve Bedriyeyi ağır surette yaralamıştır. Bundan sonraki kurşun, bu boğuşma esnasında Alinin kendisine raslamış ve genc talebe ölmüştür. Alinin daktilo Bedriyeyi öldürmek maksadile hareket ettiği tamamen anlaşılmıştır. Biri arkadaşına, diğeri de kardeşile üveybabasına hitaben evvelden hazırlı yarak bırakmış olduğu mektublar bu maksadını göstermektedir. Cebinde bulunan bir mektubda da: «Bunda kimsenin suçu yoktur ve kimse bu hareketimde müşevvik te değildir. Kadın yaptığının cezasını buldu.» de mektedir. Yaralı kızm ayni mektebde diğer bir talebe ile nişanlı olduğu zannedilmektedir. ' yazmıştık. Mecmuamn bu gönderdiği cevabı yazıijoruz: yazımıza Cumhuriyet gazetesi Yazı İşleri Mudurluğune Gazetenizin 19 ikincikânun 1937 salı günkü nüshasmın yedinci sahifesinde «Eserler Arasında» sütununda (Yakılacak Kitab) başlığı altında ve imza yerinde üç yıldız taşıyan yazıya cevabdır. 1 Edebî bir tenkidden çok uzak olan ve mecmua ile «Zaferden Sonra» dlı hikâyesi dolayısile Haluk Şehsuvaroğlunun şahsına «halkın hakaret ve huumetine maruz kılacak surette ağır ısnadlarla» hücum eden yazıcı imzasını aklamakla da neşrıyatının cürmî mahı r etmı müdrık bulunduğunu göstermıştır. 2 Muharrir Yücel mükâfatını Nobel mükâfatına benzetmiş ve Yücel mü:âfatının dünya edebiyatından seçilecek aheserlere verileceğini yazmıştır. Hai buki Yücel mükâfatı dünya şaheserleri rasından değil bizim memleketimizde ve bize gelen hikâyeler arasında tertib edilmiş ve gönderilenlerin en iyisine verilmiştir. Yazıcı müsabaka şartlarını bile oku mamış ve makalesinde başından sonuna kadar bütün iddialarını hiçbir tetkıke isinad ettirmeden yazmıştır. 3 Mevzuun realizm ve psikolojı kaidelerine uymadığı iddiası da doğru değildir. Bu mevzu her muharrirde gö rülen en realist ve en hakikate uygun mevzulardan biridir. Hikâyeci kahramanının bütün vicdan azablarını tasvir et miştir ve herkes gibi bir askerin de böyle bir vaziyete düşmesi bütün psikoloji ve izioloji kanunlanna uygundur. Türk zabitini tezlil etmek ve kirletmiş >lmak iddiası insafsızca bir isnad ve pek ağır bir iftiradır. Türk zabitinin asaleti, yüksek vicdanı ve bütün dünyaca mü sellem olan necib duyguları eserin kah amanında da tebarüz ettirilmiştir. 4 Bir kepazelik diye vaki tecavüz ve hakarete karşı kanunî haklanmızın muhafaza olunacağı pek tabiidir. C U M H U R İ Y E T Yücel mec muasında çıkan hikâye, îstiklâl kahra manı Türk zabitlerini küçültmeğe yeltenen bir mahiyettedir. Hiçbir Türk zabiti, böyle bir derekeye düşmemiştir ve düşmez. Ortada, Türk zabitlerine karşı işlenmiş bir cürüm vardır. Biz Türk or dusunu ve Türk zabitini, bu hikâyedeki htiraslardan tenzih ederiz. Türk zabiti, ilâh arkadaşının namusuna ihanet et mez. Müddeiumumiliği, bu cürme karşı harekete geçmeğe davet ediyoruz. ano'yu şahsan tanımak fırsatma nail o lacağımdan dolayı fevkalâde meı • num. Mülâkatımızm Milâno da cereyan tmesi bu memnuniyetimi bir kat daha artırmaktadır. Zira on sene evvel Italya Başvekili M. Musolini ile ilk defa Mi lâno'da görüşmüştüm. M. Musolini'ye arşı o zamandanberi büyük bir hayrank hissetmekteyim. Hatta, bu hayranlı ım hergün artmaktadır. Kont Ciano ile vlilâno'da yapacağım mülâkat bende bu lymetli hatıralan tazeliyecektir.» Tevfik Rüstü Aras Milâno mülâka nın Türk İtalyan dostluğu bakımm dan çok mühim olacağını söyliyerek Balkan Antantı Konseyi reisi sıfatile diğer Balkan devletlerile İtalya arasında* :i münasebatın inkişafını da ayni dereede memnuniyetle karşılıyacağını ilâve tmiştir. Tevfik Rüştü Aras, Habeşistanm ilıakını tanımak meselesi hakkında kendiine sorulan suale de şu cevabı vermiş r: «Türkiye, Adis Ababa'daki maslahatgüzarını geri çağıran ilk devlettir. Vakında Adis Ababa'da bir konsolosuk ihdas edeceğiz.» sonundanberi, şark sularında son derece artmıştır. Son senelerde, İtalyan tonajı, Boğazlara vanncıya kadar bütün Türk sularında, İngiliz tonajını aşmıştır. İtalya, şarktaki ticaret faaliyetinin başma geç mış bulunuyor. İki devlet Hariciye Nazırları, bu mülâkattan istifade ederek, İtalyan Türk siyasî münasebatının heyeti umumiyesi üzerinde de tetkikatta bulunacaklardır. İskenderun meselesine gelince, bu hususta İtalya daha ziyade lâkayd davranmaktadır. Sancak meselesi, İtalyan siyasî ve hükumet mehafilini, sadece bey nelmilel noktai nazardan varacağı tarzı hal itibarile alâkadar etmektedir. Harbi Umuminin ferdasmda manda tevziatında açıkta bırakılan İtalya, bu sistemin hu kukî cephesini dikkatle takib etmektedir. Maahaza, malumdur ki, İtalya, seneler denberi, yeniden manda tevziatı yapıl ması meselesini kurcalamaktan tevakki etmektedir. Bunun sebebi de bir yandan, mandater devletlerin maruz bulunduklan sıkıntılarla yaptıkları masraflar, di ğer taraftan, İtalyanın sırf şark işlerine müdahale etmemek sayesinde, Arabla rın sempatisini kazanmış bulunmasıdır.» Ankarada bir aşk faciası oldu Yakılacak kitab Türk Italyan dostluğu tarihî bir kıymettir Ecnebi gazetelerinde mütalealar Pariste çıkan Le Temps gazetesi, Türk İtalyan münasebatı hakkında neşrettiği bir yazıda diyor ki: îtalya Hariciye Nazırı Kont Ciano, gelecek hafta jarfında, elyevm Cenevrede bulunan Türkiye Hariciye Vekili doktor Tevfik Rüştü Arasla görüşecektir. Bu haber Türk ve İtalyan membalan tarafından :eyid edilmektedir. Bu mülâkat, Milleter Cemiyetinin şimdiki içtimaından sona ve ağlebi ihtimal salı veya çarşamba ünü Milânoda vuku bulacaktır. Bu görüşmenin başlıca hedefi, geçen temmuza Montreux'de aktedilen Boğazlar muavelesine İtalyanm iştiraki imkânlarını etkik etmektir. Hatırlarda olsa gerektir ki, zecrî ted>irlerin mer'iyette bulunması dolayısile talya hükumeti Montreux müza keratına iştirak etmemeğe karar Termişti. Fakat o zamandanberi, Italyanın konomik muhasarasına nihayet verilmiş e îngiltere ile îtalya arasında Akdeniz • ilâfı imzalanmıştır. îtalya matbuatı, bu münasebetle yaptığı neşriyatta, Akdenizde statükonun muhafazası yolunda yapılan İtalyan İngiliz anlaşmasının, İtalya tarafından Türiyeye karşı tecavüzkâr emeller beslen medığine bir kere daha delil teşkil ettiğini söylemektedir. İtalyan gazeteleri, îtalyanın Montreux mukavelesine, Türkiye bakımından hiç bir itiraz dermeyan etmiyeceğini de yazmaktadırlar. İtalya, Akdenizin göbeğinde bir devlet olmak itibarile, Boğaziçinin ve Çanakkalenin statüsünü tesbit eden bil mukaveleye iştirakte büyük bir menfaat Times'in mütalealart Alman İmparatoru Vilhelm 1905 te Fasta Tancaya girerken (Ispanya dahilî harbi devam eder ve giltereyi, Afrikanın garbında guya ikti General Franco'ya Almanya ve italya sab etmiş olmak iddiasında bulunduğu nın yardım ettikleri mukabil taraflar haklara mukabil, Birinci Napoleon taraca söylenir dururken geçen haftalarda fından Mısırda kazanılan hakikî haklaoriaya yeni bir hâdise çıkiı. Frcnsada, rımızı vererek, tatmin etmek mecburiyeti hpanyol Fasma, muntazam Alman kıi hasıl oldu. aları ihrac edildiği ve bunlann Alman Maalesef, Almanyayı, tecahül etmek donanması himayesinde müstahkem mcı hatasını değilse bile ihtiyatsızlığını irti kilere yerleşip vaziyele hakim olduğu kâb ettik; hatta Büyük Britanya ile yapişae edildi. Paris kadar Londrada da he tığımız anlaşmayı bile kendisine haber yecan uyandıran bu haber; 1905 1911 vermedik. Öyle ki, Berlinde fırtına bu Fas meselelerini ve bilhassa sab'k Katj utlan birikmeğe başladı. ser Vilhelmin Tanca ziyaretile 1911 de Berlin, Fransız îngiliz anlaşmasın tahaddüs eden Ağadir vak'asını da ha dan mütevellid muahedenin «Almanyalıralarda canlandırmışiı. ya müteveccih bir darbe olduğu, bu iki Bilâhare bu havadislerin asılsız olduk devletin, Alman İmparatorluğunu haber ları anlaşddı ve mesele unutuldu. An dar bile etmeden geniş ve mühim bir müscak ismi bilvesile sık sık geçen bu Agadir temleke toprağına tasarruf etmek suretile, imparatorluğun cihanşümul nüfuz ve hâdisesi, bugünkü Türk efkârı umumi haysiyetine, mühim bir darbe vurduk yesince biraz müphem kalmış olduğun • dan esbak Frajısız Başvekillerinden mam an» kanaati hasıl oldu. Ve bu son satırları yazan Başvekil ruf diplomat M. ]. Caillouxnun yazdığı mühim iki makaleiji neşretmeği faudalı M. de Bulovv'un vesayası üzerine, ikinci bulduk. Bugün birincisini dercediijoruz.) Guıllaume Tancaya gitti. Orada, Al Agadir, bu üç hecalı kelıme, pek çok manyanın bütün devletlerin Fas meseledefa mevzuu bahsoldu; tarih sahıfesinde sini sureti kat'iyede halletmeleri hususuntekrar meydana çıkacaktır. Agadir, 191 1 daki isteğini ilân etti. Buna boyun eğmeğe mecbur olduk... senesinde, Fransa ile Almanya arasında, Çünkü işe fena başlamıştık. Fas dolayısile zuhura gelen şiddetli müAlgesiras'ta toplanan bir konferans, cadelenin hulâsasıdır. O tarıhte, hatta rakib devletler arasında bir anlaşma ak Fasın, beynelmilel hale getirilmesine kadedildikten sonra dahi, müsellâh bir mu rar verdi. Bize, ancak, Şerif imparator hasamanın vukuundan, hadisatın bu mu luğunda asayişi muhafaza hakkı verilmiş, hasamayı tacil etmesinden, aylarca müd fakat, bu asayişin temini ve müdafaası için icab eden vesait verilmemişti. Hulâdet korkulmuştu. Bu muhasama nasıl bertaraf edildi? sa, bu küçük İspanyol şehrinde, diplo Ve bunun sebebi, menşei neydi? Bir ki masi garabetinin netice olarak ortaya tabımda uzunuzadıya bahsettiğim bu koyduğu muahede, bize hem bir vazife, meseleyi burada birkaç sütunda hulâsa hem de bu vazifenin ifası imkânsızlığını tahmil etmiş bulunuyordu. etmeğe çalışacağım. Fakat, bu garib ahkâm içinde yaşa * * * mak mecburiyetinde idik. Seneler geçtikGeçen asrm sonunda, medenî millet ler Afrikayı hemen tamamen tasarrufla çe, Algesiras muahedesinin, içinden çı rına geçirdikleri zaman, Avrupa millet kılmaz, tahammül edilmez bir muahede lerınin tahakkümünden kurtulan yegâne olduğunu da ikrara mecbur kaldık. Nihakısım Fastı. Fakat, Şerifin İmparatorlu yet, bu vaziyet, Almanlara zımnen an ğu etrafında bir takım ihtiraslar, emeller latıldı ve Almanlar, 1909 senesi bidadolaşıyor ve bunlar Fransanm hayatî yetlerinde bir mukavele imzalamağı kabul ettiler. Bu mukavele şöyle bir tarzı menfaatlerile çarpışıyordu. Filhakika, 1904 senesinde Fransa halli ihtiva ediyordu: Almanya, Fas ile Hariciye Nazırı bulunan zat şöyle söy siyasî bakımdan alâkadar olmıyacaktı. Buna mukabil, büyük ekonomik teşeb lemişti: büslerden, Alman endüstrisine ve Alman « Nüfuzumuz altında bulunan Fas maliyesine hisseler terkedilecekti. müstahkem şimalî Afrikadaki imparatorFransada, parlamento, matbuat ve efluğumuzdur. Onun ecnebi nüfuzu altında bulunması, ayni imparatorluk için bir teh kârı umumiye, anlaşma haberini, bariz bir memnuniyetle karşıladı. Bu anlaşma did ve bir kötürümlüktür.» Maamafih, bu topraklara göz atan bir sulh teminatı telâkki ediliyor. Bunun iki büyük devlet vardı. Bunlardan biri, Fransa ile Almanya arasında mevcud deniz yollarının serbestisini istiyen İngil müşkülâtın tehaddüsüne mâni olacağı tere idi. Malumdur ki, Fas, ayni zaman umuluyordu. Fakat, bizi, beynelmilelleşda Akdenize ve Okyanusa mahreci olan tirme rejiminden bir dereceye kadar kur bir memlekettir. îkincisi, Almanya idi. tardığı için şayanı temenni olan 1909 muO da, neden sonra, kendisine bir müs ahedesinin, siyasî bakımdan gayri kâ temleke imparatorluğu kurmak emelin fi ve ekonomik bakımdan ise, tama besliyordu. men el çekme vaziyeti müstesna, ne Bizi Fastan uzaklaştıran projeler ta men kemen tatbikı imkânsız bir şey oldukibile meşgul olduğumuz için, harekete ğu görülmüyor, görülemiyordu. Bu an geçmekte biraz ağır davranmakla bera laşma, bir müddet tevakkuf edilebilecek ber, eninde sonunda, gözlerimizi o tarafa bir durak yerinden ibaretti. Orada fazla çevirdik. Fakat, mevziler Baptedilmeğe zaman geçirmek tehlike doğurabilirdi. başlamıştı bile. Bu vaziyet karjısında, İuFilhakika, bu anlaşmadan pek az son Dün şehrimize gelen Times'in Roma muhabiri yazıyor: Milletler Cemiyeti Konseyinin içti maından sonra şimali İtalyada Türkiye Cumhuriyeti Hariciye Vekili Doktor Tevfik Rüştü Arasla İtalya Hariciye Nazın Kont Ciano arasında bir mülâ kata intizar olunmaktadır. Bu mülâkat İtalya ile olan münasebetlerini tayin ve tavzih ve zecri tedbirler esnasında İngiltere ile Türkiye arasında akdolunan bahrî anlaşmadan evvel İtalya ile mevcud dostluğun avdetini temin edecektir. İki Nazır arasındaki mülâkat burada Akdeniz sulhunun idamesi yolunda atılmış yapıcı bir hatve telâkki edilmektedir. Mülâkatın en mühim neticesi İtalyanın Montrö konferansına iltihakına yol aç mak olacaktır. Malumdur ki İtalya ne Boğazlar konferansına iştirak, ne de muahedeye muvafakat etmiştir. Söylendiğine göre İtalyanın Boğazlar mukavele sinin Türkiyeyi alâkadar eden ahkâmına birguna itirazı olmamakla beraber bu mukavelenamenin yalnız olduğu gibi değil, İtalya ile Türkiye arasındaki müstakbel münasebatın daha geniş bir çerçeve içinde tetkikini icab ettâren bir şekilde mütaleası lâzım gelmektedir.» ttalya • Yugoslavya münasebatı Bükreşte toplanan son Balkan Antan:ı konseyinin karan mucibince şehrimizde Bursa (Hususî) Vilâyete tâbi kaza j'iT posta ve telgraf kongresi aktedilecekkaymakamları burada Vali Şefiğin ri yasetınde toplanarak bilhassa köylüyü Yugoslav murahhasları M. Popoviç alâkadar eden meseleler üzerinde gö rüşmeler yapıp kararlar vermişlerdir. ve M. Zlatanoviç, Rumen murahhasları Bu kararların en mühimi köy postaları M. Canini ile M. Renekosta, Yunan murahhası M. Bogas ve Çekoslovak muhakkmdadır. Malum olduğu üzere kaza merkez rahhası M. Kegel dün kendi aralarında postanelerinde her gün için birer posta hususî bir toplantı yapmışlardır kutusu vardır. Köylü gelip bu kutular Şehrimizde toplanan bu konferanstan muhteviyatmda postasını arar. Bu şe maksad, gelecek sene Kahirede toplanakilde uzun müddet araştırılmıyan kutu cak olan beynelmilel telgraf kongresine lar görüldüğünden başka bir usul ka tevdi edilecek tezi hazırlamaktır. bul edilmiştir. Bu usule göre her kazaBalkan devletleri tarafından müşterek da bir köy posta tevzi memuru bulu nacak ve her hafta her daireye iki defa bir posta pulu kullanılması hakkında uğrıyarak alacağı evrak, mektub ve sa Bükreş konferansmda ileri sürülen tek ıreyi köylünün ayağına götürecek ve o lif hakında da aynca müzakereler ya radan alacağı mektub ve evrakı posta pılacaktır. Esas itibarile kabul edilen ve dairelere dağrtacaktır. projeye göre mevzuubahs pulun üzerinde ayni resim bulunacak, yalnız üzerindeki ra, ekonomik paylaşma işinde, uyuşulayazılar her memleketin lisanında olacakmadığı, uyuşmağa imkân bulunmadığı tır. Bu pulun Balkan Antantı Konseyi görüldü. Sebebi de şuydu ki, Fransa, nin Atına toplantısından sonra mevkii Fas ışlerınde Almanyaya kâr vermeğe amade bulunmakla beraber, yanıbaşında, tedavüle konacağı ümid edilmektedir. Almanların, şımendıferleri veya limanlan istismar etmesine müsaid davranmağı aklından geçiremezdi. Bu vaziyet üzerine, bin türlü müşkü lât meydan aldı, işler sürüncemede kal mağa başladı ve bir türlü uyuşulamadı. Maamafih, bu arada, Fransa kendisine bahşedilen siyasî haklardan istifade etmek istiyordu. Ayni zamanda, Avru palıların hayatmı, mağrıbda zuhur eden bir ihtilâlin arzettiği tehlıkelere karşı da korumak endişesinde bulunduğu için Fas şehri üzerine bir yürüyüş yapmağa karar vermişti. Herhangi bir hâdise zuhuru ihtimalil kuşkuda bulunan Almanlar, Ağadire Panther isimli harb gemisini göndermek suretile bu harekete mukabelede bulundular. 'Arkası vari Bursanın köy postası işi halledildi Bugün şehrimizde Posta ve Telgraf kongresi toplanacak Roma 26 (A.A.) Alman ajansı bildiriyor: Salâhiyetli mahfiller, îtalya ile Yugoslavya arasında bir ademi te cavüz paktı müzakereleri hakkındaki haberleri yalanlamakta, bununla beraber, iki memleket arasındaki münasebatın salâhından bahsedilebileceğini bildirmek tedirler. Almanyaya gönderilen elma ve portakallar Türkofisin Hamburg şubesmden Türkofise gelen malumata nazaran îstan buldan bir firmanm Alman piyasasına gönderdiği elmalar çok sağlam olarak gelmiş, beğenilerek satılmıştır. Elma üzerine siparişler devam etmektederi. Ayni zamanda İspanyadan Almanyaya portakal gönderilemediği için bu yıl ilk portakal olarak Türkiyeden Hamburga 5000 sandık Dörtyol portakalı gelmiş ve piyasada kapışılırcasına satılmıştır. Bundan başka Bremen'e 23,000 sandık portakal daha gelmiş, çok beğenilmiş, derhal satılmıştır. Hamburg Türkofis şubesine her gün portakal siparişi ve rilmektedir. Almanların bizden aldığı mallar İzmir (Hususî) Almanya, Türkiye piyasasından mütemadiyen mahsul mubayaa etmektedir. Siparişlerinde bilhassa zahire ve iptidaî maddeye ehemmiyet vermektedir. Ticaret Odasının tesbit ettiğine göre, Almanya ile olan muamelemiz, birkaç senedenberi mütemadiyen yükselmekte ve olgun bir mahiyet göstermektedir. Şimdiki halde en kuvvetli alıcımız Al * manyadır. Üzüm sevkiyatmda 56 sene evvelki rakamların birkaç misline vanldığı anlaşıhnıştır. Bu meyanda, bu sene elma ve portakal talebleri de artmıştır. Almanya evvelce portakallarmı İspanyadan alırdı. Halbuki bugün İspanya artık portakal sevkiyatı yapamıyacak vaziyete düşmüştür. Bu itibarla Dörtyol portakallarından külliyetli bir miktar, hem de çok iyi fiatla satın almmış ve sandıklar Hamburg, Bremen piyasalanna çıkarılmıştır. Sipa işler devam ediyor. Yakında Türkiye ile Almanya arasında ticaret mukavelesi esaslarının yeniden tetkik edileceği haberleri İzmir piyasa sında ehemmiyet ve alâka ile karşılan mıştır. Mevcud kanaat, esasen buna lüzum olduğu merkezinde idi. Klering miktarının kabarmış olması, yarın öbür gün Cumhuriyet Merkez Bankasmm dahilî tediyatta, muayyen rakamı aşması zarurerini doğuracaktır, Belki de Almanyada bloke paramız kalacaktır. Kıbrısta askerî üs Kıbns yakında İngilterenin Akde nizde kuvvetli bir deniz ve hava üssü haline ifrağ olunacaktır. Lefkoşada inşası derpiş olunan tayyare karargâhı en aşağı 50 tayyare istiab edecek büyüklükte olacak ve yeraltı hangarlan için 250,000 Bugün açılacak kongrede tesbit edi sterlin sarfolunacaktır. Kıbnstaki asker lecek teklifler bu ayın sonuna kadar bir bölükten 2000 mevcudlü bir müfreBern'deki beynelmilel Tele Communi zeye çıkarılmaktadır. Yeni inşa olunacak kışla için 30,000 cation merkezine bildirilecektir. sterlin tahsisat konmuştur. Kedi ile köpeğin çıkardığı yangın Samatyada Hakkıçelebi mahallesin de Çam sokağmda 52 numaralı evde o turan Nikola kızı Hayrazeni, dün fino köpeğile kedisini yatağınm üstüne ya tırmış ve sokağa çıkmıştır. Yatakta birbırlerile kavgaya başlıyan kedi ile köpek battaniyeyi tahta üzeri ne düşürmüşlerdir. Bu arada battani yenin bir ucu mangala değmiş ve yan mağa başlamıştır. Biraz sonra oda ateı almış, yanmağa başlarken pencereler den çıkan dumanları gören komşularır İtfaiyeye vaktinde haber vermeleri sa yesinde yangının önüne geçilmiştir. Samsun ve Bafrada tütün satışları Karadeniz mıntakasında, bilhassa Samsun ve Bafarada dizi dengi tütün satışı hararetle devam etmektedir Samsunda Mahsul 148, Görmez 42 kuruştan muamele görmektedir. Tütün satış sezonunun başlangıcındanberi altı yüz bin kilo tütün satılmıştır. Bafrad ise bu yekun bir milyon iki yüz bin kiloya varmaktadır. Fakat, Bafradak fiatlar Samsuna nazaran biraz düşük tür. Bafrada Mahsul 118 ve Gör mez 36 kuruşa satılmıştır. Isviçre gümrük tarifesinde bir değişiklik Berne 26 (A.A.) İsviçre federal meclisi gümrük tarifesinde muharrer yirmi kalem eşyanın ithali için konulmuş olan tekayyüdatı yarından itibaren ilga etmiştir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear