26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHURİYET 27 Ikincikânun 193T Istanbul halkı artık et yiyemez oldu Çünkü et yenemiyecek kadar pahalıdır Mühim bir nokta: Senede 10 bin keçi kesiliyor, lâkin hiç bir kasabda keçi eti bulamıyorsunuz. Acaba bunlar ne oluyor? Türk yemek listesinde etli yemeklerin haddi hesabı yoktur. İstanbulun, ömründe ağzına bir lokma et koymamağa ah detmiş birkaç et düşmanını bir kenara br rakırsanız, hemen hemen hepimiz her sofrada mutlaka baş yemek olarak et aranz. Ararız, fakat acaba bulabiliyor mu yuz? Ben size peşınen söylıyeyim kı, hayır, îstanbul artık et yemesini unutmuş bir beldedir. İlâve edeyim ki, bu neticeye, bir hayli zahmet sonunda varabildim. îşe evvelâ mezbahadan başlamak lâzım geldi. Hajic vapurlarından birine athyarak Sütliceye kadar uzandım. Doğ rusunu isterseniz, mezbaha hiç te görir lecek bir yer değilmiş.. O kadar çiy et, o kadar kan ki, biran geldi, gözlerimi bürüyen kızıllık içinde, kendi derimin de yüzülmüş olmasından şüpheye düştüm ve artık görmemek için yumdum gözlerimi. Sovyet Rusyayı içinden yıkmak istiyenler Felâketzedeler için Şehrimizde futbol maçları yapılacak Bu müsabakalara bütün kulüblerimiz iştirak edecekler Moskova 26 (A.A.) Tas Ajansı bildiriyor: Mahkeme, dün Siberya Troçkist teşkilâtının elebaşılarından Boğuk lavski'yi sorguya çekmiştir. Boğuklasvki, suçlulardan Çestef, Norkin ve Buznetzki havzasında sabotaj faaliyetini idare eden diğer kimselerle olan münasebetleri ve Muralof ile birlikte yaptığı tethiş hareketleri teşkilâtı hak kında izahat vermiş, Molotof'a ve komünist partisinin Siberya genel sekreteri olan Eikhe'ye karşı hazırlanan iki suikasdi anlatmış, kendisi tarafından Siberyadaki demiryolları üzerinde tertib edilen bilhassa 1934 te kazaların pek ziyade artmasma sebeb olan sabotaj hareketlerini saymıştır. Mahkeme bundan sonra, 1934 tenberi Troçkist merkezin talimatına göre, Kuznetsk havzasında sabotaj hareketle rini idare etmiş olan Drobnis'i dinlemiş tir. Drobnis, Piadatkof tarafından bu maksadla nasıl gönderildiğini anlatmış, Novosibski'e geldıkten sonra Muralof tan batı Siberyasındaki Troçkist îeşkilât ve faaliyeti hakkında izahat aldığını, Kemerovo'da suçlu Norkin'le birlikte Norkin tarafından hazırlanmış ve Pia takof tarafından tasvib edilmiş olan sabotaj plânınm tatbikına başlamış olduk larını bildirmiştir. Akşam celsesinde, Siberya Troçkist merkezini idare etmiş olan Muralof dinlenmiştir. Muralof, Novosibisk'de iken Sedoftan Troçki'nin parti ve hükumet şefleri • ne karşı tethiş hareketleri ve bilhassa Ctalin, Voroşilof, Kaganoviç ve Kirof'a karşı suikasdler hakkında talimatı ihtiva eden Berlin mektublannı aldığını, bu talimatlan tatbik için, Piatakof ve Smirnof'un iş'arları üzerine, Siberyadaki Troçkistlerle temasa geçerek sabotaj grupları teşkil ettiğini, Molotof ve Eikhe'ye karşı suikasdler hazırladığını bil dirmiştir. Çocuğunu denize atan bir ana Izmirde hazin bir muhakeme görülüyor Troçkistler birçok cinayetler yapmışlar, müesseŞehrimiz seleri yıkmışlar. Molotofu da öldürmeğe teşebbüs za İzmir (Hususî) 23 yaşındaAğırcemahkemesi, Sökeli Ayşe nammda bir kadını, yavrusunu denize aetmişler, fakat muvaffak olamamışlar Türk Spor Kurumu başkanlığı, îstanbul Mıntakasına yolladığı bir tamimle hasılatı Adana felâketzedelerine veril • mek üzere bütün kulüblerin iştirakile futbol maçlan yapılmasını bıldırmıştir. İstanbul Mıntakası geri kalan lik maçlan bittikten sonra en müsaid bir zamanda bir turnuva yapmak üzere teşebbüse girişmiştir. Bütün kulüblerin iştirakile yapıîacak bu turnuvanın Futbol Ajanlığı, Ha Mezbahada etler tevzi olunurken kem Komitesi ve yahud da bütün ku İstanbulun büyük bir kısmı et yiyemi lüblerden teşekkül edecek bir komite tarafından tertibi düşünülmektedir. yor. Şimdi bir başka noktaya temas edeceğim: Mezbaha kayidlerine göre 936 senesinde İstanbulda 9,772 aded keçi kesilT. S K. İstanbul Bolgesi Futbol Ajanlığmdan: miştir. 30/1/1937 cumartesi günü yapılacak Fakat siz, hiçbir kasabda keçi eti salik maçları tıldığını gördünüz mü? Taksim stadı: Galatasaray Eyüb B takımlan saat Hatta herhangi bir lokantada, keçi etimiz vardır cevabını alabileceğinizi tah 13,30 hakem: Rıfkı Güneş Istanbulspor B takımları saat min eder misiniz? 15 hakem: Feridun Kılıc Şeref stadı: O halde bu keçi etleri ne oluyor? Beşiktaş Hilâl B takımlan saat 13,30 Araştıra araştıra nihayet o da mey hakem: Tahsin dana çıktı. îstanbulda keçi etleri ekse Fenerbahçe Topkapı B takımlan saat riyetle pazar yerlerile Fatih, Çarşamba 15 hakem: Samim Talu 31/1/1937 pazar gunü yapılacak Edirnekapı gibi semtlerde satılıyormuş lik maçlan ve kısmen kebabcılarda sarfediliyormuş. Taksim stadı: Alan gözcüsü Adnan Akın Bu hafta yapılacak lik maçları Suikasdcüerin oldurmek istedikleri Sovyet Rusya Komiserler Meclisi Reisi M. Molotof dan bazı siparişlerde bulunulması mukabilinde, Daylman müessesesi Kuznetzk havzasında sabotaj hareketleri ve Sov yetler Birliğindeki Troçkistlerle Troçki arasında irtibat vazifesi yapmayı teklif eylemiştir. Ancak keçi eti diyip geçmeyiniz. Sonra baktım ki gözleri kapalı adama, Mezbahadki et mütehassıslarından bişu bacaHanndan a"sılmış kuzucuklar kari, bu hususta, bana şöyle anlattı: dar bile aldınş eden yok. İster istemez « Keçi eti hiç te fena bir et değil bir silkindim ve gözlerimi de, kulakla rımı da, ağzımı da açarak dolaşmağa dir. Hele tiftiğin burması yaşı da küçük olursa pekâlâ Karaman tercih ebaşladım. Defterler sıralandı, rakamlar dökül dilir. Keçi etinin ishal yaptığı, mide dü, hesablar yapıldı, yekunlar dizildi, ye dokunduğu lâftan ibarettir. Vâkıa şişti, kabardı, fakat nihayet dağ, doğura zayıf ve kısır olanlar fazla miktarda yedoğura bir fare doğurdu. Çünkü öğren nirse mideyi bozabilir amma, biz bunladik ki, zavallı îstanbullunun kursağına ra dört köşe kırmızı damgalar vurarak halkın nazarı dikkatini celbediyoruz. Egiren et devede kulak bir şeymiş... sasen etlerimiz iki kısımdır: Yuvarlak Bakın, işte hesab şu: İstanbulda 936 senesi zarfında 595 damgahlar birinci, dört köşe damgalılar bin 837 koyun, 27,488 sığır ve 9,772 ikinci. Koyun etile keçi etini tefrık için de birincilere mor, ikincilere kırmızı danr keçi kesilmiştir. ga vururuz. Bu yekunları, vasatî bir hesabla kiloya Şunu da unutmamah ki keçinin başı, vurduk ve gördük ki birbiri üzerine her îstanbullunun yılda hissesine ancak (9) paçası, hatta işkembesi koyununkinden kilo et düşüyor. 365 günde 9 kilo, yani daha makbuldür, çünkü daha etlidir.» Mütehassıs muhatabıma soruyorum: günde 25 gramcık. Et alırken aldanmamak için ne Buna 633,097 aded başla iki buçuk yapmalı? nrilyon paçayı ilâve ederek, onu da nüfus başına taksim ederseniz görürsünüz ki Evvelâ bu damgalara dikkat etmeli. Bunun için de kat'iyen parça et almaadam başına düşe düşe yılda üç aded ayakla birer kellenin üçte biri düşüyor. malı. Kesilecek hayvanlar mütehassıs Işte netice bundan ibarettir. Ve bu netice karşısında, Istanbulluya, et yiyor, denebilir mi? Fakat durun. Daha bitmedi: Muhtelif semtlerdeki kasabları dolaştım. Beyoğlu, Şişli taraflanndaki kasab lardan edındığim malumata göre, o ci" varda her gün et alan evler yüzde sek seni buluyor. Ve bu evlerin aldıklan et nüfus başına günde üç yüz, dört yüz, hatta beş yüz gramı geçiyor. baytarlar tarafından kesilmeden ve ke sildikten sonra ayrı ayrı muayene edil dikleri ve bu muayene neticesine göre burada damgalandıkları için, bu damgalar aldanmanın önüne geçmeğe kâfidir. El* verir ki dediğim gibi parçaya rağbet edilmiye...» Bir de yediğimiz etin nereden geldiğini anlamak.istedim. Meğer en makbul koyun olan erkek kıvırcık hemen hemen umumiyetle bizim Trakyadan, dağlıç Buna mukabil îstanbul tarafında, bu Konya ve Niğdeden, Karaman da Er bahtiyar zümre yüzde yirmi beşi güç bu zurumdan geliyormuş... luyor. Gene neticeye gelelim: İstanbul, pek sevdiği halde et yemiyor, daha doğrusu Şehrin kenar semtlerinde ise haftada bir, hatta yarım kilo et alabilen beş, altı yiyemiyor. nüfuslu aileler sayısızdır. Çünkü, et pahalıdır. KANDEM1R Bütün bunlardan anlaşılan şudur ki; Kastmpaşa Galata Gencler A takımlan saat 11,30 hakem: Adnan Akın Galatasaray Eyüb A takımlan saat 13,15 hakem: Nuri Bosut. Yan hakemleri Tarık ve Bahaeddin Uluöz Güneş Istanbulspor A takımları saat 15 hakem: Sadi Karsan. Yan hakemleri: Samim Talu ve Fendun Kılıc Şeref stadı: Alan gozcüsu Nazım Karagumrük Anadoluhisarı A takımları saat 11,30 hakem Nazım Besiktas Hılâl A takımları saat 13,15 hakem: Nıhad Bekdik. Yan hakemleri Ekrem Ersoy ve Tahsin Fenerbahçe Topkapı A takımları suat Molotof'a karşı suikasd ne şekilde ha15 hakem: Bürhan Atak. Yan hakemleri zırlandığı ve niçin muvaffak olmadığı Rıfkı ve Halid Ozbaykal Şa şa şa yerine sağ ol! T. S. K., sporcularımızm halkı veya misafirlerini selâmlamak için yaşa, var ol, şa gibi muhtelif şekilde bağırdıklarını Ve bu halin intizamsızlığı mucib olduğunu görmüş ve bundan sonra Türk sporculannın sağ ol hitabile selâm vermelerini karar altına alarak mıntakalara bu yolda tebligatta bulunmuştur. Vaziyet kulüblere tebliğ edildikten sonra sporcular birbirlerini bu şekilde selâmlıyacaklardır. Izmirden hangi takımlar millî kümeye girebilecek? İzmir (Hususî) Millî küme lik maçları devam etmektedir. İzmirden millî kümeye iki takım girecektir. Dünkü karşılaşmalardan evvel puvan neticesine göre, Göztepe, Altay, Altınordu takımları önde gidiyorlardı. Dün Göztepe ve Altınordu takımları karşılaşmışlar ve Altınordu, bir galibiyet veya beraberlik temin edemediğinden millî küme namzedliğindeki mevkiini sarsmıştır. Buna mukabil Göztepe, Al tınorduyu 21 yenerek namzedliğini garantiye bağlamıştır. Maamafih bir maç daha yapacaktır. Altay ise gelecek hafta Altınordu ile karşılaşacaktır. Bu maçı kazandığı ve hatta berabere kaldığı takdirde artık milgelecek. Hatırımda İsmail, hatmmda.. Merak etme... Jan Diyamandi ile mülâkatın ehemmiyeti aşikârdı. Büyük malî meselelere, tütün işlerine, para dalaverelerine dair olan bu mülâkat benim Hasan Azmi roîüne ilk çıkışım olacaktı. Bu mülâkatta çok dikkatli olmam ocab ettiğini öğrenmiştim. Çünkü ben İstanbulda malî mehafilde, tütün işlerınde, borsa oyunlarında ne derece nüfuz sahibi isem Jan Diyamandi de Atinada ayni ehemmiyette idi. Milyonlarla oynıyan bir adam... Bu Jan Diyamandi hakkında İsmail bana pek az malumat vermişti. Bu ma lumattan herifin ehemmiyetini idrak etmiştim. Zaten İsmail ancak bana lâzım olan malumatı veriyor, yalnız benim harekâtımı tanzim ediyor, söyliyeceğim sözleri bildiriyordu. Ben burada kendimı biraz tiyatro artistine benzetmeğe başladım. Ben artist, o süflör... Fakat muhakkak ki o da oynıyacağımız piyesi sonuna kadar biliyor, her perdeyi ayrı ayrı söylüyor, perdeler üzerinde lâzım gelen tadılâtı sonralan gelip bildiriyordu. Jan Diya mandinin gizli şırket erkânından olduğu hakkında müddeiumumî tarafından so rulan suale cevab veren Muralof, Molotof'a karşı suikasdin tertibine Çestof'u memur ettiğini, onun da Troçkistlerden Aarnold'u Molotof'a şoför tayin ettirdiğin, şoförün, otomobili bütün süratile giderken arabayı şiddetle hendeğe yuvarlamak için talimat aldığını ve fakat cesareti kırılan bu şoförün hayatını feda etmek istemediğini söylemiştir. Bunun üzerine 1923 tenberi Troçkist olan Çestof dinlenmiştir. Çestof, 1931 de Sovyet madenleri için siparişlerde bulunmak üzere gittiği Berlinde Sadof'la müteaddid mülâkat larda bulunmuş, Sejof kendisine bu vazifesinden istifade ederek Feriebih Daylman müessesesile temasa girmesini, kendisine icab eden malumat vermesini, bu müesseseyi Sovyetler Birliğindeki Troç İkinci fabrika çalışmağa başladıktan kistlerle Sedof arasjnda irtibat olarak tzmir mekteblerinde Kızılay sonra bir daha kâğıd buhranı diye bir teşkilâtı kullanmasmı tavsiye etmiştir. buhran görülmiyecektir. İzmir (Hususî) Maarif Vekâleti Çestof, Daylman firmasının direktörü ile müzakerede bulunmuş ve bu fırma gönderdiği bir emirde mekttblerdeki Kızılay genclik teşkilâtından çok ij'i neticeler almmakta olduğunu ve bu teşlî kümeye girmek hakkını kazanmış ola kilâtın inkişafına çalışılmasmı, hatta caktır. Kültür Direktörlerile müfettişlerin bu Dünkü maç, çok heyecanlı ve güzel teşkilâtın vaziyetlerile yakmdan alâkaEdib tarıhçımiz M. Turolmuştur. Göztepe, Altmordunun seri ve dar olması lâzım geldiğini bildirmiştir. han Tan'm bu çok güzel enerjik oyun sistemine karşı daha teknık İzmir Kızılayı da buna muvazi şekileseri kitab halinde çıkü ve itidalli bir oyun vererek neticeyi ka de mekteblerdeki Kızılay faaliyetinin artırılmasına çalışmaktadır. zanmıstır. Çestof, Koznezk havzasına gelince, sın. Troçkının bir mektubunu Muralof'a verKadın ifadesini değiştirdi: miş ve Berlinde Daylman firmasile yap Evet, cevabını verdi, çünkü artık tığı görüşmeleri kendisine anlatmıştır. tahammül edecek vaziyette değildim. î§ Muralof bunları tasvib etmiştir. bulabilmek için ondan ayrılmak lâzım Çestof, 1932 de Kuznetzk havzasında dı. Alman casusu ve sabotajçılanndan mü Annenin sözleri dinleyiciler arasında rekkeb kalabalık bir grupun mütehassıs derin bir teessür uyandırmıştı. Çocuğu sıfatile geldiğini, kendisinin Stroilef'le yabancı bir devletin Novosibirsk'teki denizden kurtaran zat ta dinlendi. Sa resmî mümessili arasında irtibat vazifesi hilde dururken vapurdan bir cismin denigören Stayn ile münasebet tesis ettiğini, ze atıldığını gördüğünü, kendisinin bu Şebesto'nun ricası üzerine Çestof'un ken cısmi kurtarınca çocuk olduğunu anladıdisine Prokopievsk madenlerini havaya ğını, yavrunun tedaviye rağmen kurta atmak için bir plân verdiği ve bu plânı nlamadığını söyledi. tatbika tevessül etmişse de, dinamit de • Diğer bazı şahidler de filhakika kadıposunun civarda oynamakta olan baz' nın kendilerine müracaatle iş istediği hal çocuklar tarafından meydana çıkarılmıs de çocuğu dolayısile redde mecbur kal • olduğunu, 1933 te Alman casusluk ser • dıklannı, hatta çocuğun Yuvaya alınması visinin ve Çestof'un talimatı üzerine için şahsan alâka gösterdiklerini söylediKuznetzki elektrik santralini yaktığını, ler. Muhakeme, bazı şahidlerin dinlen altmış kadar yeraltı yangınları tertib etti mesi için başka güne bırakıldı. ğini, gene. 1933 te, maden işlerindeki bozukluğu kendisine hatırlatan mühendis Kâğıd buhranının tzmitteki Bovarinof'u öldürdüğünü ve nihayet akisleri 1934 te tethiş faaliyeti yolunda sarfedil İzmit (Hususî) Piya^daki kâğıd mek üzere Anzerka bankasından 164 milyon ruble çaldırttığını itiraf eylemiştir. fiatlarının tahavvülâtı, kâğıd fabrikası nın burada olması dolayısile, İzmitlileri Oslo'dan bir tekzib alâkadar etmektedir. Buradaki alâka Oslo 26 (A.A.) Havas bildiri darların kanaatlerine göre piyasadaki kâyor: ğıd buhranı, fabrikanın yazı, ambalâj ve «Dagblodet» gazetesi aşağıdaki ha İnhisar idaresi için karton siparişi alması vadisi vermektedir: ve bütün çalışmalannı bu siparişlere hasMoskova muhakemesi esnasında Pi tetmesinden ileri gelmektedir. atokof, Troçki ile görüşmek üzere 1935 Gazete kâğıdı stoklarını ellerinde bukânunuevvelinde Berlinden Osloya hu susî bir tayyare ile gittiğini bildirmiştir. lunduran birkaç müessese, ikinci fabrika Bu beyanat doğru değildir. Zira 1935 yapılıncıya kadar fırsattan istifade edip, kânunuevvelinde Berlinden Osloya hiç stok azlığmdan bahisle fiatlar üzerinde oynamakta ve bugünkü vaziyet bundan bir tayyare gelmemistir. hasıl olmaktadır. tarak boğmak suçile muhakemeye başlamışbr. Ayşenin kocası İbrahim evvelce ölmüştür. Muhakeme çok alâkalı olmuştur: Kadın dedi ki: « Kocam öldükten sonra Sökede bir doktorun yanma girdim. Orada Ali nammda bir erkek hizmetçi de vardı. Sevişmeğe başladık. Doktor da farkına varmıştr. Bizi evlendirecekti. Fakat Alinin anası razı olmadı. Hamile de kalmıştım. Nihayet doğurdum ve çocuğumu İzmirde Çocuk Yuvasına vermek için, Söke belediyesinin yardımile İzmire geldim. Bir ameliyat ta geçirdim. Yuvaya başvur dum. Çocuğumu almadılar. Sokakta kalmıştım. Kapı kapı dolaştım, hizmetçilik aradım. Kucağımda çocuğum olduğu için hep reddedildim. Tekrar Yuvaya gel dim. Ayni cevab!.. Üç gün aç kalmış tım. Ameliyattaki yaralarımın dikişi de sökülmüştü. Meyus, bitab bir halde Karşıyakadan vapura bindim, nasılsa çocuğumu düşürdüm. Mahkeme reisi: Fakat dedi ilk ıfadende çocuğu boğulsun, diye denize attığını söylemiş Akından Akına I Köşe minderinîn esrarı Zabıta romanı : 36 satırlar Davud tarafından yazılmıştı. Anlaşılan mektubu da yazan oydu. Beni ihya eden birkaç kelime şundan ibaretti: «Gidiyoruz. İstanbulda görüşeceğiz. sabırlı ve emin olunuz!» Başka ne isterdim? Deme kki Hasret te beni düşünüyor, bana birkaç kelime yazabilmek için can atıyordu. Bu kelimelerden her birinin bana: «Seni seviyorum, seni seviyorum!» diye haykırdığını duyar gibi oluyordum. Demek beni seviyordu. Zarfı aldım, evirdim, çevirdim. Acaba başka bir yerinde başka bir işaret, bir kelimecik daha var mı? diye araştırdım. Sonra dışarıda bu kâğıdf kaybetmek üzere cebime koydum. İyi ki acele etmişim. Çünkü zarfı tam cebime yerleştirdiğim sırada kapıdan yavaşça İsmailin girdiğini gördüm: Bizim uşak İsmail hakikatte kimbilir nasıl şeytan ve tahsili yolunda bir adamsabah beni saat dokuzda uyandırmağa geldi. Onunla birlikte bir de otel garsonu odamdan içeri girmişti ve sabah kahvalbsını getiriyordu. Bir duş ve bir masaj beni tazeledi. Arkasından İsmail bana bir mektub uzattı. Bermutad gizli şirketten gelen bir mektub... Bu mektub beni hemen kırbaçladı. Bu mektub içinde ehemmiyetli olan yalnız şu birkaç satırdı: «Jan Diyamandiye hiç birşey vadetmeyiniz. Diğer mülâkatlarınızı da katiyete bağlamıyarak müphem bırakınız. Size daha sarh talimatı İstanbula avdetimizde vereceğiz.» Bu mektubu bana verilen talimata göre tekrar zarfın içine koymak ve iade etmek icab ediyordu. Tabiî İsmaile vere cektim. Fakat tam zarfı açıp mektubu Beyefendi, dedi, bu sabah sizi hemen başka bir zarfa kaydum ve derhal Jan Diyamandinin ziyaret edeceği hatırıİsmaile uzattım, o da aldı, çıktı. nızdadır, değil mi? Tabiî burada kabul Bana getirilen zarfın ıc tarafındaki bu edeceksiniz. Galiba bazı gazeteciler de da muFîakkaktı. Acaba bu adam hakikî Hasan Azmiyi tamyor ve benim rolümü biliyor muydu? Belki.. Belki merbut olduğu teşkilât namma hareket ederken benim mahiyetimi bili yor, fakat bilmemezlikten gelerek hesabı doğrultuyordu. Ne olursa olsun artık vaziyetimden şikâyet etmiyordum. Ister bilsinler, ister beni sahiden Hasan Azmi sansınlar; umurumda değıldi artık. Ben bu yeni şahsiyet ve hüviyeti benimsemış tim. Artık hiçbir şeyden şikâyetim yoktu. Hele Hasret te beni teşvik ediyor, ve sabra davet ediyordu. Bu vaziyette ilelebed Hasan Azmi olarak kalmağa neden razı olmıyayım?... Azçok rumca biliyordum; galiba Hasaa Azmi de çatpat bilirmiş... Borsa ahvali, vaziyeti, tütün işleri hakkında da bıraz malumat edındim. Galiba Hasan Azmi de pek fazla birşey bilmezmiş. Konuşulacak mevzuu, nasıl iradei kelâm edeceğimi öğrendikten sonra Diyamandi ismindeki bu herife karşı gayet parlak bir rol oynadım. Eğer Jan Diyamandi gizli şirkete benim hakkımda bir rapor vere cekse muhakkak bu rapor benim methımle dolu olacaktır. Herif, doktor Samoilofun tertibatından haberdar değil idiyse gene muhakkak ki hiç birşeyden şüphe lenmemiş, beni tam manasile Hasan Azmi sanmıştır. Onun için de, herkes için de ben tepeden tırnağa kadar Hasan Azmi olmuştum. Ondan sonra beni ziyarete gelen diğer maliyeciler ve gazetecilerle konuştum. Gazeteciler bana İstanbulda birdenbire ölüveren Mehmed Fikretten bahsettiler. Evet, beni de meşgul eden meselele rin başında Mehmed Fikretin ölümü vardı. Onun ölümünün esrarengiz görün mesi, benim hareketim sırasında ölmesi, yani hakikî Hasan Azminin dostu olması ve ondan ayrılır ayrılmaz bir kazaya kurban gitmesi benim nazarımda onun kimlerin elinde kurban gittiğine şek ve şüphe bırakmıyordu. Fakat bu işte benim Hasan Azmi olarak karışmam yürekler acısı idi ve anlıyordum ki İstanbula gider gitmez başıma bir takım işler açılacak... Yunan gazetecileri Mehmed Fikretin ölümü dolayısile ismimin karışmış ol masından dolayı ağzımı aradılar. Onîara İsmaılden öğrendıklerimi söyledım ve lâkırdıyı kısa kestim: Mehmed Fikret çok yakm dostum, arkadaşım, kardeşimdi. Buraya gelme den evvel oturduk. Dostça konuştuk. Musahabemiz yalnız hususî mahiyette geçmişti. Ondan ayrılarak tayyareye bindim. Nerden aklıma gelirdi ki zavallı, zavallı dostum yanm saat sonra böyle bir kaza yüzünden ölüp gidecek... Pek samimî ve candan teessürlerime gazeteciler inandılar mı bilmem. Fakat elime geçen bazı Yunan gazetelerinin bu ölümle şüpheli imalar göstererek bahsetmekte devam etmeleri beni üzüyordu. Bu üzüntümü İsmail sezdi. Beni tatmine çahştı: Ehemmiyeti yok, dedi. Mesele tamamen kapanmıştır. İstanbul polisi hâdisede suikasdden eser bulunmadığını tahkikatına istinaden tekrar beyan etti. Bazı gazetelerin iddiası ehemmiyetten aridir. O da bir iki gün içinde kapanıp gider... Acaba?... Ya kapanmazsa?.. Ya ben hakikaten Hasan Azmi addedilirsem veya Hasan Azmi bu işleri yaptıysa?.. İsmailin gayet sakin görünmesi ve bu meselede tereddüdsüz beni tatmine çalışması ne ifade eder? Mahkum olması muhtemel olan ben idim. Samoilofa bundan ne ziyan gelebilir?.. lArkası var]
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear