26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHTJTIÎYET 25 Ikincikânun 1937 ( Şehlr ve Memleket HaberlerT") Tarihî tefrika : 12 Yazan : M, Turhan Tan Siyasî Komünistlik ve faşistlik mücadelesi imdi bütün Avrupa politikası komünist taraftarlarile aleyh tarları arasmda cereyan et mekte olan hayat memat mübarezesinin tesiri altında bulunuyor. İki taraf ta birbirinin yalnız intişar dairesini tahdide çalışmakla kalmayıp yekdiğerinin kökünü kurutmağı tasmim etmiştirler. Çünkü her iki taraf beraberce yaşamağa imkân olmadığı ve mutlaka birinin ortadan kalkması zarurî bulunduğu kanaatinde bulunuyorlar. fc Sebeb, komşularımızın Kayıklarla, çektirilerle fevc fevc dökülen Türk tuzlu balık ithalâtını tahdid etmeleridir Marmarisle Rodosu ayni bayrak altında Balıkçılıkla yakinen alâkası olan sabirleştirmek ülküsünü taşıyordu nayiden biri ve belki birincisi de fıçı cılıktır. Vaktile, yani tuzlu balık ihracatı serbest olduğu zamanlarda fıçıcılık pek parlak ve san'at erbabını bol bol geçindirir bir meşguliyetti. Karadenizin İs tanbula pek yakm sahilinde bulunan (Şile) ve (Riva) köyleri ahalisinin ekserisi evlerinde fıçı yapmakla geçin mekte idiler. İstanbulda da birçok fıçıcı dükkânı vardı ve şimdi de vardır. Yal nız Yunanistana senede 60, 70 bin fıçı tuzlu balık gönderilirdi ve bu fıçıar burada yapılırdı. Mübadele münasebetile Şile ve Riva Rumlarmııı hicret ettikleri zamanlarda istanbulda fıçı buhranı o derece arttı ki Yunanistanda tanesi 25 50 kuruşa satılan balık fıçıları bizde 150 200 kuruşa kadar fırladı. Bundan dolayı İstanbul balık tuzlayıcıları gene iade edilmek ve gümrüğe bırakılan teminatı geri almak şartile Yunanis tandan fıçı celb ve ithaline mecbur olTürklerin Rodosa gelecekleri duyu dular. Iur duyulmaz şövalyelerin «Üstadıazam» Memleketimizde hissolunan bu fıçı diye anılagelen reisleri Villier de ihtiyacına karşı gelmek üzere, Beşik L'isl Adam bütün köyleri ateşe vermiş, taşta ve Eyübde birer fıçı fabrikası akale varoşlarını yıkmış, ada halkmı şeh çılması ve Bulgaristandan gelen Türk re toplamışrı. Büyük istihkâm manzume muhacirleri arasmda bulunan üç, beş lerinden herbiri sekiz lisan şövalyeleri a mahir fıçıcı tarafından dükkânlar açı rasmdan seçilme bir cenk erinin kuman lıp çalışılması sayesinde, İstanbulun dasına verilmiş bulunuyordu. Bu suretle fıçı ihtiyacı temin edilmişse de, dünyasekiz milletin haysiyeti, şerefi ortaya a yı kaplıyan ve sarsan iktısadî buhran tılmıştı. İstihkâmlardan hangisi iyi mü yüzünden, sair hükumetler gibi komşu dafaa edilemezse bir milletin namusuna hükumetlerle tahdidi ithalât tedbirine tevessül etmiş olmaları sebebile tuzlu kir getirilmiş olacaktı. Şu halde Türk balıklarımızın en mühim müşterilerinordusunun karşısına yalnız müstahkem den olan Romanya hükumeti haricden bir kale değil, Fransanın, Almanyanın, balık ithalini külliyen menetmiş; Bul İngilterenin, lspanyanın, Portekizin, I garistan ise bizden balık mübayaatmı talyanın, Ovreynanm, Provansın «iz yalnız tatlı su balıklarımıza hasreyle zetinefsi» de dikilmişti. Her istihkâm miştir. Bu bahkları da küfeler içinde manzumesinin başında bu mılletlerden ve üstlerine cüz'î tuz serpmek suretile birine mensub ünlü bir şövalye vardı ve nakletmesinden dolayı fıçı ile hiçbir abunlar, kale ile beraber kendi milletle lâkası kalmamıştır. rinin şerefi için de harbedeceklerdi. Türkiyeden balık ithali ıztırarında bulunan Yunanistan tuzlu balıklarımıÜstadıazam Villier de L'isl Adam, za oldukça ağır bir gümrük koyması ve Meryeme mensub zafer kilisesinin ya yalnız taze balıklanmızı gümrük res nıbaşındaki galibler kapısında yer al minden Tnüstesna tutmasından dolayı, mıştı. Şehrin şimal methalini teşkil eden ahzü itada santimi hesab eden erbabı bu kapının solunda Alman, biraz ileri ticaret iki, üç senedenberi bizim piyasinde de Fransız bürcü bulunuyordu. în samızdan tuzlu balık almaktan sarfı nagiliz bürcü şarktaydı, Sent Ambrovaz zar edip İstanbuldan taze torik ve Markapısmın yanmdaydı. Cenub cephesini mara adalarmdan kolyoz balıklarını taProvans ve İtalya şövalyeleri, deniz ka ze olarak mübayaa, vapur ve motör pısını da Portekizliler müdafaa ediyor lerle Yunanistana nakletmektedir. Yulardı. Liman zincirlerle kapalıydı ve iki nan hükumeti tuzlu balığm ithalini menetmesi ve taze balığın serbest bırak büyük kulenin himayesi altmdaydu ması sayesinde memleketin hem fıçıcıSarasker Mustafa Paşa, muhasara i lık san'atmı korumuş, hem tuzlayıcı açin gerekli olan istikşafları yapmış, ge melesine iş tedarik etmiş ve hem de lecek askerin barınacağı yerleri hazırla kendi yerli tuzunun sarfiyatmı artır mış, fakat hücuma kalkışmamıştı. Top mıştır. lar bile gelişigüzel dağıtılmışh. Süley Tahdidi ithalât usulünden evvel se man, işte bu durumda adaya çıktı, yüz nede 60, 70 bin fıçı tuzlu balık İstanbulbir pare top atılarak selâmlandı. Ve dan ve beş yüz bin kilodan bir milyon Saraskerle karşılaşır karşılaşmaz fırka kilo tuzlu, kolyoz da Marmara adala larm muhasara plânına göre yer alma nndan nakleden Yunanistan, İstanbullan emrini verdi. Bu plân icabmca Fran dan tuzlu balık ithalâtını bugün beş, alsız ve Alman bürçleri karşısmda Rumeli tı bin fıçıya indirmiştir. Yukarıda sayılan sebebler yüzünden Beylerbeyi Ayas, îspanya ve Ovreyna İstanbulda fıçıcılık san'atı inkiraza uğbürçleri önünde Uçüncü Vezir Ahmed, îngiliz bürcüne muvazi vaziyerte ve ramış ve bu yüzden Beşiktaştaki fıçı merkezde Sarasker Mustafa Paşalar bu fabrikası kapandığı gibi sair fıçıcıları mızm işleri de çok azalmıştır. lunacaktı. Sol cenahta Anadolu BeylerSu, şarab, rakı ve emsali müskirat fıbeyi Kasım ve bu cenahm sonunda Sadçıları meşe ağacı tahtasmdan; içinde nazam Piri Paşalar yer almakta olup balık tuzlanacak fıçılarla zeytin ve bokarşılanna Provans ve italya bürçleri ya doldurmağa mahsus fıçılar gürgen düşüyordu. Hünkârm otağı, Sarasker tahtasmdan; derununa dondurma kutukarargâhınm arkasma düşen bir tepe ü* lan, kar ve buz vaz'ma mahsus fıçılar zerindeydi. ise çam tahtasmdan imal edilir. nın şövalyeler tarafından ric'at ettirile rek değil, askeri yağmadan alıkoyduğu için umumî bir infiale hedef olarak çe kildiğini bilselerdi muhakkak bir felâketin gafil kurbanlan mevkiine düşmezler di, şövalyelerin elinde oyuncak olup kr rılmazlardı. (1) Hakikatin yanlış tasvir ve halkm da tağlit olunması yüzünden güzel Rodos acı günler geçirdi, Türkün gazabma uğrayıp temeline kadar sarsıldı. Burada harbin tam bir tarihçesini yapacak değiliz. Yalnız romanımıza ta alluk eden sahneleri sıralamakla iktifa edeceğiz. Lâkin Türk kılıcının, taş, mer mer ve demir de olsa önüne çıkan her engeli nasıl tarümar ettiğini anlatmış olmak için Rodosun müdafaa tertıbatını kısaca anlatmayı gerekli buluyoruz: Türkler Alman bürcüne yirmi bîr, Sen Nikola kulesine yirmi iki topla ateş açacaklardı, îngiltere ve îspanya bürclerine karşı da herbiri üç toptan mürekkeb on dört batarya tabiye etmişlerdi. Şövalyeler, bütün ümidlerini Venedikli mühendis Gabriyel Martinengo'ya bağlamışlardı. Bu adam, san'atında çok mahirdi, bir yığın ilmî projelerle Girid den Rodosa gelmişti. O asırda Türklerin lâğam yürütmekte ve yeraltı yolile kale devirmekte büyük bir şöhıetleri v a r di. Gabriyel Martinengo, işte bu şöhreti kendi zu'münce körletecek bir alet keşfetmişti, onu Rodos savaşlannda tecrü be etmek istiyordu. İki coğrafya yetimi! İstanbulda fıçıcılık san'atı ölüyor Doğru değil mi? Saat onda radyo menedilir mi? Hatay hakkmda bir konferans Muallim Ahmed Faik, Hatay davamızı ilmî bakımdan anlattı İbrahim, hayalden hakikate, aşktan harbe bir lâhzada geçiveren Hünkârm bu garib istihalelerine alışkın olduğu için hayret göstermedi, hemen cevab verdi: Yarm değil, öbür gün!.. Öyleyse yüreğimizi kapıyalım, gözümüzü açalım. Kalemi bırakalım, kılıca yapışalım. >Ve dediğini hakikaten de yaptı, Gökova ve Kargasekmez yolile Marmaris limanına varıldığı gün o, tamamıle de ğişmişti, aşkını ve ıstırabını kalbinde hapsederek bütün benliğini harb işlerine ver mişti. Marmaristen Rodosa geçen büyük ordunun her neferi onu, yük hayvanla rının ve sayısız denklerin arasmda dim dik durmuş görüyor ve bu duruşta adayı uzaktan yakalamak istiyen kudretli bir ihtirasın azametini seziyordu. *** Rodos adasını bademe benzetirler, görünüşü de gerçekten öyledir. Fakat her hangi bir Türk için bu ada, evini bula mayıp avare kalmış bir gözbebeğine benzer. Çünkü Anadolunun yanıbaşmda iken o mubarek buk'adan ayrı düşmüştür. İşte bu aynhk ona, evsiz bir gözbebeği yetimliği verir. Marmaris te, bu vaziyette, bebeksiz bir göz gibidir. Ada ile li man, birbirini tamamlamak için yarahlmıştır ve Marmaris, adayı bağrına basmak iştiyakile daima açık duran bir ku cağı andırır. Dört yüz on beş yıl evvel de vaziyet böyleydi. Ada, yerleşmek için muhtac olduğu evi anyan bir gözbebeği gibi acıkh bir durumdaydı. Marmaris, bebe ğini kaybetmiş bir göz gibi görünüyordu. Üsküdardan yürüyüşe geçip şimdi Mar maristen kayıklarla, çektirilerle fevc fevc Rodosa dökülen ordu, işte bu birbirine müştak ve birbirine muhtaç iki coğrafya yetimini ayni bayrak altında birleştirmek ülküsünü taşıyordu. Anadoluyu ezeldenberi ellerinde tu tan Türklerin Rodosu da benimsemek istemeleri tarihî bir zaruretten doğuyordu. Anadoluya hiçbir zaman ayak atmala rına imkân olmıyan Kudüstn kovulma şövalyelerin Rodosta oturmalan ise kor sanlık yapmak için orayı müsaid bulmalarından ileri geliyordu. O halde Türk ordusu hakkın silâhı, şövalyeler haksız lığm siperi idi ve o silâhın bu siperi parçalaması insanlık haysiyerini yükseltecek bir hâdise olacaktı. Fakat hakkın tahrik ettiği kol kadar hırsm, menfaatin harekete getirdiği bilek te hassastır. Ondan ötürii şövalyeler ya man davranmayı tasarlamışlardı. Ada nın biricik kasabası ve kalesi olan Rodosu aşılmaz istihkâmlarla çevrelemişlerdi. Her istihkâm, yekpare ehram gibiydi. Bununla beraber şövalyeler, Türk gücünün taşı toza çeviregelen yüksekliğini de düşün müyor değillerdi. O sebeble başlanna topladıkları kalabahğa manevî bir kuvvet aşılamak istiyerek hurafeler tarihinden destanlar tertib ve bunlan birer ilâhi gibi kiliselerde terennüm ediyorlardı. Yürekleri birer istihkâm haline koymak için uydurulan bu destanlara göre Rodos, gü neşle denizin sevişmesinden doğmuştur ve dairoa ordann himayesi altında kalacaktır. Giineş ve deniz, şüphe yok, yenile mez. Lâkin onaltıncı asırda bütün Av nrpa, bütün Asya ve yan Afrika, Türklerin güneşe de, denize de tahakküm e deceğine kanaat besliyordu. Şövalyeler, kendi askerlerinin idrakini de sendeleten bu kanaati gidermek için Rodosun bir çok istilâ ordulannı geri çevirdiğini ileri sürüyorlardı. Kırk iki yıl evvel Mesih Paşa kumandasındaki Türk muhasara ordusunun ric'ati de bütün bu masalları ciddileştiriyordu. Rodoslulardan bir kısmı o inanılmaz ric'ati gözlerile görmüş lerdi, görmiyenler de analarından, babalarından dinliyerek hakikati öğrenmiş bulunuyorlardı. Bu, şövalyelerin uydur duklan hikâyelerin doğru olabileceğini zannettiren bir âmildi ve halk, istihkâmlardan ziyade o ric'ati düşünerek Türklerle harbe hazırlanıyordu. Yaylak Mustafa Paşa kumandasın daki Türk donanmasının 7 haziran 1522 de ada önünde görünmesi üzerine şövalyelerin harb bayrağını çekmeleri, ikinci vezir Mustafanm karaya asker dökme sine ehemmiyet verilmemesi, hatta Sul tan Süleymamn 8 temmuz 1522 de muhteşem bir ordunun ardında adaya çikmasmdan da telâşa düşülmemesi bun dandır, şövalyelerin masallarla haikı '.andırmış olmaları yüzündendir. Eğer adada oturanlar, Mesih Paşa Belediye, suların temizliğini temin için bir talimatname hazırladı Bir gazeteci arkadaşımız yazı ] yor: «Beşiktaşta oturuyorum. Elli bin Maltepe Askerî nüfuslu bu kazada bar ve eğlence Lisesi felsefe mualyerleri olmadığı için radyo, medenî limi ve muharririhtiyaclarımızı tatmın ediyor ve gelerimizden Ahmed celeri bir kazinoda memleket haber Faik Türkmen talerini, dünya hadisatmı, musiki harafından dün Emi reketlerini, ilmî konferansları me nönü Halkevinde rakla takib ederek hoşça vakit ge Diğer taraftan birbirile buğuşmakta Hatay hakkmda bir çiriyoruz. Halbuki on ikiye kadar olan komünistlik ve faşistlik taraftarları açık bulunan bu kazinolarda on konferans verilmişdemokrasiye tâbi memleketleri kendi gündenberi saat ondan sonra mer tir. Konferansta kanüfuz ve tesirleri altına almağa bütün kez memurunun bir emrile radyo labalık bir dinlekuvvet ve gayretlerile çalışıyorlar. Çünmenedilmiştir. yici kütlesi bulun Muallim Ahmed Faik Tükmen kü iki taraf ta ortada demokrasinin kendi muş ve genc mual Radyo, gazete kadar kıymetli bir limin konferansı alâka ile dinlenmiştir. başına bir rejim olarak yaşıyamıyacağına ihtiyac, bir neşir vasıtasıdır. Bilhasve mutlaka bir tarafa iltihak ve temessül sa devlet müessesesi haline girdik Faik Türkmen, Hatayın bir müstemetmek zarureti önünde bulunduğuna i ten sonra daha ziyade rağbet göreleke değil, müstemlekeler müstemlekesi nanmıştır. ceği sıralarda halkm ve münevver olduğundan ve Fransız müstemlekesi deBu maksadla komünistler bütün de " lerin radyodan mahrum edilmesi ns mek olan Suriye Arablarının Hataylılara dereceye kadar doğrudur? Eğer bir müstemleke emirberi muamelesi yap mokrasi memleketlerinde olan sol parti leri (Halk cephesi) namı altında birleşradyonun onda çahnması mahzurlu tıklanndan bahsetmiş ve demişrir ki: tirip sonradan bunun başına geçerek koise asıl mahalle aralannda umumun Mukadderatımız; cihan efkân umünistliği o memlekete hâkim etmek taistirahatini selbeden radyolarla mümumiyesinin dimağı demek olan Cemiyebiyesini kullanmaktadırlar. Bu tabiyeyi cadele etmek lâzımdır. ti Akvam tarafından müzakere edilecekevvelâ İspanya üzerinde tatbik ettiler. İstanbul radyosu, saat on buçu miş. Bu davada nasıl bir netice alınacaNeticede memlekette sol cereyan kuv ğa kadar çalarak neşriyatına devam ğmı bilmiyoruz. Belki davamız bir takım vetlendi, fakat General Franco'nun çı ederken ve bu sıralarda memleket, mugalâtalarla örtbas edilir. Bu takdirde kardığı askerî isyan neticesinde 24 mil borsa, ticaret, ajans haberleri büyük kazanc onlarda, fakat hak daima bizde yon nüfuslu olan Avrupanın bu mühim bir hassasiyetle takib olunuîken Bekahr. Davamızm siyasî cephesi, bizi, bizmemleketi akıbeti belli olmıyan dahilî şiktaş gibi mühim bir kazada mü den fazla düşünen bilgili ve görgülü el bir harbe düşmüştür. nevverlerin, halkm bundan mahrum Ierde idare edilmektedir. Bizim burada edilmesi doğru mudur?» Fransada da (Halk cephesi) vücude yapacağımız iş, davayı ilim bakımmdan Keyfiyeti tahkik ettik. Aldığı geldi. Bu cephe intihabda ekseriyeti kaetüd etmektir.» mız nericeye göre Beşiktaş kaymazandı. Hükumeti teşkile komünistler iş Ahmed Faik Türkmen, bundan sonra kamlığı kazinolann karşısındaki ev tirak etmedikleri halde şimdiye kadar Hatay davasını teşrih etmiş ve Hatay ilisahiblerinin müracaat ve şikâyetleri Blum kabinesinin dahilî işlere ve iktısadî nin bir Türk yurdu olduğunu, tarih, beüzerine böyle bir karar vermiştir. ve içtimaî meselelere dair yaptığı ka şerî fizikî coğrafya ve Türk İslâm felnunlar, aldığı tedbirler ve takib ettiği poİstanbul radyosu saat on bire kasefesi bakımmdan tetkik ederek ilmî melitika tamamile solların dileklerine uy dar neşriyatta bulunduğuna göre bu todlarla ispat etmiştir. gun bulunmaktadır. Yalnız haricî po tahdid kararının hiç olmazsa ayni Ahmed Faik Türkmen, gelecek hafta litikada ve bilhassa İspanya işlerinde saate kadar temdid edilmesi lâzım pazar günü de konferansına devam ede Fransa kendi emniyeti için en büyük zâgelir; diyoruz. cek ve Hatay meselesi etnografya, folk man saydığı İngiliz dostluğundan aynllör ve lisaniyat bakımmdan tetkik ede mamak için solların arzu ettiği hattı hacektir. ekete pek uymamıştır. Hatayda doğup büyümüş olan bu Fransız komünist partisinin 22 kâıur genc felsefe mualliminin, ilmî etüdlerini nusanide yaptığı umumî kongrede bu mahallinde yapmış olduğu ve kıymetli partinin gayesi ne olduğu açık olarak bevesikalarla takviye ettiği konferanslan yan edı'ldi. Âyandan M. Cachin Franhususî bir ehemmiyeti haiz bulunmakta sız komünist partisıle Sovyctlerdeki parti dır. arasmdafikir «ihetinden bir fark olma Doğru değil mi? Memba suları Ki, » Gürgen tahtalan İstanbula evveldenberi İzmirden getirilir. Son zamanlarda bu tahtalann İstanbula nakli çok azal mış ve birkaç aydanberi piyasada da gürgen tahtası kalmamış olduğundan, bu yüzden sıkıntı çektiklerini fıçıcılar söylemektedirler. İstanbulda tuzlayıcilar tarafından kullanılan bahk fıçıları üç boydur ve başka başka isimleri vardır. En küçüğü Çakon fıçıdır. Bu fıçıda 35 kilodan 40 kiloya kadar taze balık tuzlamlabilir. Orta boylu balık fıçısına Kugâ, yahut Binlik fıçı denir. Bu fıçı 48 kilodan 58 kiloya kadar taze balık alır. En büyük balık fıçısı Şamandıra na mı verilen fıçıdır. Bir şamandıra da 70 Bu mühendisten sonra şövalyelerin kilodan 85 kiloya kadar taze balık tuzbel bağladıkları askerî zekâlar topçu lanır. Generali Guyot de Marselhac ve alemŞEHÎR tŞLERÎ dar Hanri Mauselle'di. Onlar mitolojik devirlerin yan ilâh tanrılan gibi tabiat Yeni taksi otomobilleri ten üstün kudret sahibi tanılıyorlardı, Son günlerde piyasaya gayet lüks Türkleri denize dökmeği taahhüd etmiş taksi otomobilleri çakaralmıştır. Fakat Belediye zabıtası talirnatnamesinde bulunuyorlardı. İArkası var'] mevcud olan maddeye göre taksilerin (1) İlk Rodos muhasarasmda Türkler tekerlekler kapaklarının mat renginde şanlı bayraklarım mazgallar üzerine dik olması icab ettiğinden yeni taksilerin mislerdi. Hatta kalenin iç tarafma da merÇocuk Esirgeme Kurumu Erenköy divenler kurmuşlardı. Mesih Paşa işte bu pırıl pırıl parlıyan tekerlek kapakları şubesi, Erenköy dördüncü ilkmekteb nazik dakikada «yağma yoktur» diye tel Belediye tarafından siyaha boyatılmış talebesinden 55 fakir ve kimsesiz yavlâlları haykırttığmdan asker kızdı ve avucruyu himayesine alarak bunlara haftatır. larında bulunan zafer kuşunu bıraktı. Memba sulan büyük damacanalarla olduklan yerden şehre getirildikten sonra küçük şişelere taksim edilmekte ve bu suretle satılmaktadır. Bu kabil su depoları hakkmda Belediyece yeni bir tali matname yapılmıştır. Birçok ahkâmı ihtiva eden bu talimatnamede depoların ne şekilde olması lâzım geldiği de gösteril miştir. Buralarda, memba suyu damacanalannın depo mahalli; şişeleri doldurma ve kapatma yeri; etiketleme ve dolu şişelerin depo edilme yeri; kirli şişelerin yıkama yeri ayrı ayn kısımlar halinde olacaktır. Kirli şişeleri yıkama yerinde şehir merkezi suyuna ve bulunmadığı takdirde temiz olduğu sıhhiye heyetince tasdikli su ile doldurulmuş en az yarım tonluk su depolanna bağlı akar su tesisatı olacak ve şişeler içinde kaynar sodalı su bulunan kazanlarda beş dakika dezenfekte edildikten sonra içi ve dışı aşağıdan yukanya fışkıran kuvvetli su cereyanlarile temizlenecektir. Depolarda büyük kablardan küçük şişelere suların tevzii her zaman Belediye memurlarınm kontrolu altında yapılacaktır. Depolarda çalışan müstahdemler iş sırasmda kauçuk ayakkabı ve bcyaz gömlek giyeceklerdir. Sıhhî bazı maddeleri daha ihtiva e den bu talimatname önümüzdeki mayı sın on altısından itibaren tatbika başlanacak ve aksine hareket edenler ceza göreceklerdir. MÜTEFERRİK Emnîyet müdürlüğü için yeni bir bina yapılacak îstanbulda modern bir Emniyet mü dürlüğü binası inşası hakkmda tetkikat yapılmaktadır. Şehrin münasib bir yerinde yapılacak olan bu binanm alt katı tamamen motörlü polis vasıtalarma, orta katları kısım ve kalemlere, üst katı da meslekî lâboratuarlara tahsis ediecektir. Bu binadan başka şehir dahilindeki 23 kânunusani tarihile Belgraddan çe* polis merkezlerinden başlanılarak karakollara varıncıya kadar yeni binalar in kilen bir telgrafa göre Yugoslavya Kraınm validesi Kraliçe Mari (Balkan) şa ettirilecektir. gazetesinde bütün dünyaya hitaben bir Halkevinde yapılacak spor beyanname neşrederek Avrupa millet salonu Ierini; Avrupa medeniyetini tahrib et Eminönü Halkevi için bir spor salonu mekle tehdidde bulunan Bolşevizmin hüile tiyatro salonu yapılması kararlaş cumundan korunmağa davet etmiştir. Bu tırılmış ve Halkevinin yanmda büyük haber Yugoslavyadaki ruhî haleti gös bir arsa satın almmıştı. Spor salonunun termektedir. Artık komünistlikle faşistlik inşası için lâzım olan para da mevcud arasındaki mübareze bu iki rejimin ta olduğu halde iki senedenberi hâlâ in raftarları arasma münhasır kalmamış şaata başlanamamıştır. bulunuyor. Halkevi müdürü yakmda Parti baş Muharrem Feyzi TOGAY , kanile bu hususta temaslara başlıya caktır. dığını tasdik etmiştir. Fransız komünist partisinin umumî kâtibi M. Thorez de Fransada bir Sovyet rejiminin teessüs edeceğine imanı oldu * unu söylemiştir. İspanya ve Fransadaki vaziyete ba karak M. Musolini demokrasi rejiminin sonu Sovyet rejimine varacak ahvale haırlıktan başka birşey olmadığını ahiren söyledi. Gene bu sebebden Almanyada ve îtalyada demokrasi komünistlik kadar zararlı ve tehlikeli sayılmaktadır. îstanbul limanınm projesini yapacak heyet îstanbul limanınm müstakbel proje sini yapacak İngiliz mühendislerinin pazartesi günü şehrimize gelmeleri kuv vetle muhtemeldir. O gün Liman Umum müdürlüğünde bir toplantı yapılacak ve ıslahat işleri hakkmda konuşulacaktır. Muaddel teşkilât kanunu tebliğ edildi Maarif Vekâleti merkez teşkilâtı ve vazifeleri hakkındaki muaddel kanun Vilâyete tebliğ edilmiştir. Yeni kanuna göre: Orta Tedrisat umum müdürlüğü resmî ve hususî liselerin, orta ve muallim mektelberinin idare işlerini, tedris ve terbiyevî faaliyetlerini ve muallimlerle talebenin tedavi edildikleri Vekâlete merbut sıhhî müesseselerin işlerini idare, tanzim ve ıslah vazifesile mükellef olmak üzere üç şubeye aynlmıştır. İlk Tedrisat Umum müdürlüğü res mî ve hususî ilkmektebler ve yatı mektebleri ilk derecede hususî dersaneler, millet mektebleri işlerini ve halk ter biyesi etrafındaki mesaiyi idare ile mükellef bulunmaktadır. Bu umum mü dürlük te üç şubeye aynlmıştır. Erenköyünde himaye edilen yoksul yavrular Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruftnr şeraiti» ^ da da dört gün sıcak yemek vermeğe başlamıştır. Yukarıki resim bu yavru ları himaye heyettnin nezareti altında yemek yerlerken göstermektedir. jTürkiye İD Hariç *« Senelik 1400 Kr. Altı ayhk 750 Üç ayltk 400 Bir aytık 150 1700 Kr 1450 800 yoktur
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear