25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
CUMHFRÎYET 10 Evlul 1936 f TÜRKİYENİN EN BÜYÜK StGORTA StfcKETİ Bir milyondan fazla sermaye ve ihtiyatı tamamen memleketimizde bulunan N Küçük Hikâye A D O L U müessesesıdir BANKALARI M SERMAYEDARLARI: TÜRKİYE İŞ VE ZİRAAT İstanbul, Yenipostane karşısında, Büyük Kınacıyan hanTelefon: 24293 ^••™ Köpeğin zekâsı J. H. Rosny ya, bir ihtiyar kadına da rasladım, selâmlaştık. Saat on bir sularında ay doğdu, ben de köpeğimle beraber avlanmaga başladım. Ilk fişeği atar atmaz, sanki bir aksisada gibi, bir başka tüfek sesi duydum. Hemen tanıdım, bu Salenin çiftesi idi. Bizim için bir atış, bir vurulmuş hayvan demektir. Bu itibarla komşuların nekadar avlandığını kaç defa saymıştık. Güzel, dedim, Sale siftahını etti. O gün daha dört fişek attım, fakat hayret, öbürünün tüfek sesini başka hiç işitmedim. Avımdan memnun olarak köpeğimi çağırdım ve eve döndüm. Öğleye doğru idi. Hâlâ uyuyordum. Birdenbire kapım sett sert vuruldu, karım koşup açtı. Karşısında iki jandarma ile müddeiumumî duruyordu. Birşeyler oldugunu anlamıştım: Bu; muhakkak jandarma kumand/nının bir oyunu idi. Kızarak: Ne zamandanberi insanlarin evine salâhiyetsiz girmek âdet oldu? dedim. Müddeiumumî: İş orada değil, cevabını verdi. ltiraf et bakalım, bu gece avlandın, değil mi? Hayır. Böylelikle büsbütün mü§kül bir vaziyete düşüyorsun. Pekâlâ, mademki avlandım, ispat :din. Müddeiumumî yaklaçmıştı; ellerimi tutarak dikkatle bakmağa başladı. Tamam! dedi. Tamam olan ne? Bilmiyor değilsin. haydi itiraf et bakalım. Salenin karısı seni görmüş. Doğru değil, beni Salenin kendisi gördü. Müddeiumumî: O evinden çıkmadı ki... Nasıl hr dirdin darbeyi, anlat. Hangi darbeyi? Jandarma kumandanını ormanda ölü buldular. Ben vurmadım. Müddeiumumî burnumun dibine bir evlenme halkası uzatarak: Peki bu ne? diye sordu. Sol elime baktım. Alyansım yoktu. Müddeiumuminin uzattığı yüzüğü aldım. Bu benimki değil, dedim, benim alyansımın içinde yazı vardı. Iyi, fakat şahidlerin var mı? Karım. « Karın olmaz. Yüzükteki yazıyı kim hâkketmişti? Birdenbire düşündüm, yazıyı yazan adam ölmüştü. Söyliyecek bir isim bulamadım. Müddeiumumî sabırsızlandı: Testa anne, seni görmüş, gözlerinle jandarma kumandanını takib ediyormuşsun. Dişlerinin arasından da homurdanarak bir şeyler söyleniyormuşsun. Onunla dün kavga etmişsin, tehdidde bulunmuşsun. Amelie Sale, seni orman yolunda görmüş.» Pekâlâ, dedim, getirtin öyle ise Amelieyi buraya. Kadın gelince ona halkayı göstererek ilâve ettim: Müddeiumumî size kocanızın yüzüğünü teslim ediyor. Siz bir yalancısınız, kocamin halkası parmağında. Sale'yi getirdiler. Gerçi bir alyans taşıyordu, fakat küçük parmağında. Alyans orada mj taşınır, dedim. Ben her zaman yüzüğümü serçe parmağımda taşırım, şahidlerim var. Mahvolduğumu hissediyordum. Kaybetmiş olduğum bir yüzüğü or manda bulmağı umabilir miydim? Müddeiumuminin gösterdiği halkayı jandarma kumandanının cesedinin yanında bulmuşlardı. Sale evden çıkmadığını iddia ediyordu, onu dışarıda gören yalnız ben olmuştum. Ümidsizlikten derin derin içimi çektim. Köpeğim hemen yanıma sokuldu. Ona halkayı göstererek: Işte bunun yüzünden efendinin kafası kopacak! dedim. Beni anladı mı, yoksa halka ona bir şey mi hatırlatmıştı, nedir? Hemen ormana koştu. Herkes bana mücrim gözile bakıyordu. Yarım saat sonra köpeğim tekrar sözüktü. Ağzında benim halkam vardı. Onu alarak Müddeiumumiye uzattım: Ben vakitsiz ve ruhsatsız avlanabi Bîbliyoğrafya Son mektub Cumhuriyet gazete ve matbaası 1936 • fiatı 40 kuruş Karilerimiz her halde bu değerli hikâye kitabının üstündeki Feridun Osman imzasını geçen sene komşu sütunda çıkan bu hikâyelerin altında görmüş, bir tanesini okuyarak sonrakilerin neşrini sabırsızhkla beklemiş ve her hikâye çıktıkça yeni bir alâka bu genc müellife bağlanmış olmakla tanırlar. Buna hiç şüphe etmemekteyiz. Ve bu sebebden bu yurd hikâyelerinin bir kitab şeklinde intişarından ayrıca bir haz duyuyoruz. Bu hikâyelerin canlandırdığı memleket safhalarının, bir daha açılması çok külfetli olan, gazete sahifelerinde sakh kalmasına gönlümüz nasıl kail olur. Feridun Osman kitabının başında onu neşretmekteki maksadını anlatmak için <Ana yurddan beş on levha belirtmek isteğine kapıldığını» söylüyor cve okadar ki iyi fena birçok köylü tâbirlerini, ıstılahlarını ve hatta kısmen de tahkiyede köylü ağzını muhafaza» ettiğini ilâve ediyor. Bir mazeret gibi söylenen bu sözler kitab için birer meziyettir. Çünkü bu sayede hikâyedeki tipler görüşleri, düşünüşleri, yaşayışlan, söyleyişleri velhasıl bütün hususiyetleri ile hayalimizde tecessüm etmektedir. Kitabda hepsi telif olmak üzere on beş hikâye var. Her hikâyede güzel bir süzüş, güzel bir buluş göze çarpıyor. Gazetelerimizde çıkan hikâyeler ise ekseriyetle adapte olduğundan ve günü gününe gibi adapte edildiklerinden gerek naklediş, gerek yazılış noksanları çoktur. Halbuki bu hikâyeler diğer yevmî gazete hikâyeleri gibi değil. İnsan bunları okurken derhal gündelik hayatırmzda karşılaşabileceğimiz veyahud aklımızın yatabileceği bir vak'a karşısında oldugunu anlıyor. ı. Bu on beş hikâyenin mevzuunu anlatmaya ne lüzum var, ne de imkân. Dört satıra sığan bir mevzu çok kuru görünür. Fazla olarak bu hikâyelerin zevkle okunması mevzularile beraber yazılışlarının güzel olmasından ileri gelmektedir. Bu sözlerdeki samimiyeti tebarüz ettirmek üzere kitabı okurken ilişilebilecek noktaları da gözden kaçırmamağa çok uğraştık. Sözlerimiz emeklerimizin boşa gittiğini tahmin ettirse bile kitabı okuyunuz. Buna kâmilen kanaat getirirsiniz. İki Büyük Şef arasında Köpeğine büyük bir şefkatle baktı ve hayvanla adam iki dakika kadar bu susmuş duygulaşma halinde kaldılar. Nihayet hayvan, sanki bir insan muhabbetine cevab vermekten âcizmiş gibi, kafasını çevirdi. Lâf olsun diye: Ne güzel köpeğiniz var, dedim. Adam, ruhumun içini okuyabilmek için, kül rengi gözlerini üzerime dıktı: sonra, tetkiki uzadıkça kendisine bir nevi itimad geldiğinden, tatlı tatlı: Bu benim için bir köpek değil, bir kardeştir, dedi. Bir an onun deli oldugunu sandım; fakat ruhunun ve vücudünün sıhhatte olduğu yüzünden okunuyordu. Sordum: Avcı mısınız? Doğrusu ya, avlamrım; fakat köpeğimi avda gösterdigi meziyetlerden dolayı sevdiğimi zannetmeyiniz. Bir tavşan veya bir keklik kokusunu almaktan çok fazla hizmetler yaptı bana. Köpeğe dönerek devam etti: Benim hem hayatımı, hem namusumu kurtardm sen, değil mi canım Rame! Köpek uzun uzun inledikten sonra gelip başını ayaklarımiza koydu. Beni az kaldı idam sehpasına çıkarıyorlardı. Hikâyeyi nasıl olsa yann size köyde anlatacaklar, bari ben şimdiden söyliyeyim. Adım Pierre Chaquedittir. Buralıyım. Anamla babam namuslu insanlardı. Biricik günahlan, erken ölerek beni on altı yaşında istinadgâhsız ve kjmsesiz bırakmış olmalandır. Herkesin avcılık ettiği bir memlekette insan ne olabilir ki? Evvelâ ihtiyar avcılarla beraber ava çıkmağa bajladım. Fakat günün birînde eski bir çifte elime geçirince yasak olan zamanlarda ve yerlerde de kendi başıma avlanmağa başladım. Kırk beş yaşındayım. Fakat bir kere olsun tavşan, güvercin ve çulluktan başka hayvan vurmadım. Bu meslek insana altın kazandırmazsa da gene iyi taraflan vardır. Bizim köyümüzdeki jandarmalar insan adamlardır. Bırakırlardı, ben de yaşıyayım. Gerçi av hayvanlarını öldürürdüm amma fenalık yapan hayvanları da korkuturdum: Tilkiyi ininde yakalar, köstebeğe tuzak kurardım. Bu marifette emsalsizdim. Fakat işimi de bilirdim, jandarma kumandanına, müddeiumumiye ufaktefek hediyelerde de bulunur, bu suretle kendime, namuslu insanlar itibannı göstertirdim. Lesco babanın kızını aldım. Fakat ne bileyim, patron Sentiauxnun kızı Amelieyi kıskandırmışım. Zavallı genc kız meger bana âşıkmış. Kör müydüm ki bunu daha evvel anlamamıştım? O, çok güzel bir kızdı, bir parça toprağı vardı, fakat onu bana vereceklerini, kendimi ona sevdirebileceğimi hiç aklımdan geçirmemiştim. Amelie ile ben evlendikten sonra, Saleye vardı. Sale de benim gibi ruhsatşız av avlardı. Birbirimize rasgeldiğimiz vakit bana o zamandan sonra artık fena bakmağa başladı. Bir kadın öyle olur olmaz şeyleri yaptırabilir. Bundan korktuğum için Sale sağda ise ben sola gitmeği tercih ederdim. Zaten Sale haydudun biriydi. Bir zamanlar bana bile, kendisini tevk'ıf etmek istiyecek olan jandarmayı öldürebileceğini söylemişti. Onun bu sözlerine aldır mamakla beraber, yapar mı yapar diyordum. Ne ise seneler geçti. Güzel Amelienin altı, kanmın yedi çocuğu oldu. Bizim jandarma kumandanını degiştirdiler. Yeni gelen fazla işgüzarlık etmek, kendisini vazifeşinas göstermek istedi. Ne yazık ki bir gün onunla köyün ortasında ve elli şahid önünde kavga etmek talihsizliğinde bulundum. Bana: E, nasıl olsa sen elime geçersin, dedi. Ben de karşılık verdim: Sen benim elime düşme de! însanm bir meslek şerefi vardır. On dan sonra artık geceleri bile köyden u zaklaşarak avlanmaga gittim. Bir gece daha yüz adım atmamıştım ki, Saleye rasgeldim. Birbirimize sırtımızı çevirdik. Yüz metro ileride de jandarma kumandanına raslamıştım. Fakat o beni görmedi. Bıraktım bir tarafa, doğru gitsin, ben de aksi istikamette yol aldım. Tesadüf bu Majeste Edvard ve Atatürkün telgraflan \Bastara1x 1 inct sahifede} RADVO Bu aksamki program J İSTANBUL: 12.3012,50 plâkla Türk musikisi . 12,50 13,05 havadis 13,05 . 13,25 plâkla hafif müzik 13,25 14,00 muhtelif plâk neşri. yatı 18,30 . 19,30 çay saati dans musikisi 19,30 20,00 spor musahabeleri (Eşref Şefik tarafından) 20.00 . 20,30 Rifat ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi20,30 21,00 Safiye ve arkadaşlan tarafından Türk musikisi ve halk şarkıları 21,0021,30 plâkla keman, piyano solo ve şan 21.30 22.30 stüdyo orkestrası 22,30 23.00 Anadolu Ajansı haberleri. VİYANA: 18,05 konuşmalar 18.35 konser . 19,05 konuşmalar 20.05 saat, haberler, hava raporu . 20,25 eski musiki 21,50 haberler ve edebî yayın . 23,05 akşam haberlerl23,15 eğlenceli konser 23,55 konuşma 24,10 konserin devamı 24,50 dans musikisi. BERLİN: 18,05 karışık yayın . 19.05 Nürenbergten nakil 20,35 Münihten naklen konser 21,05 haberler 21,15 askeri konser, haberler, siyasi haberler 23,25 dans havalan ve eğlenceli musiki. BUDAPEŞTE: 18,35 Çingene musikisi 20,05 şan kon . seri 20.45 piyes 22,25 haberler 22,45 piyano konseri 23,35 gramofonla dan3 musikisi . 24,05 karışık yayın ve son haberler. BÜKREŞ: 19,05 konser. havadis 20.05 konser, konferans 20,45 gramofonla dans musikisi 21,15 konferans 21,30 konser 22,45 haberler, spor 22,50 konser 23,50 fransızca va almanca haberler 24 haberler. LONDRA: 18,20 çocukların zamanı, havadis, National istasyonu 21,05 cazband takııru21,35 piyes 22,35 spor 22,45 orkestra konseri, havadis 23.35 dans musikisi, havadis 24.45 piyano konseri. PARİS [P. T. T.1: 19,35 havadis . 20.30 tıb ve spor . 20,40 piyano konseri 20.50 konuşma 21,30 opera yayını 23,35 havadis. ROMA: 18,20 eğlenceli musiki, yabancı fllllerde yayın, liman haberleri, gramofon . 20,10 turizm haberleri . 20,25 eğlenceli musiki, fransızca haberler 20,55 Yunanistan için yaym, haberler, konuşma . 21,45 palyaço operası, sonra haberler 23.50 dans musikisi 24,05 havadis . 24,20 dans musikisi. sayesinde büyük bir seyahat ediyoruz. konfor içinde sıkı bir surette birbirine yaklaşmak için hiçbir zorlukla karşılaşmadılar. Krala İstanbulu ziyaretinde hükumet tarafın dan olduğu kadar halk tarafından da gösterilen samimî tezahürat bu şayani memnuniyet neticeyi tamamlamıştır. Telgrafların verdikleri haberler artık bu dostluğun bir muahede ile tesbit edilmek üzere bulunduğunu bildiriyor. Böyle bir muahedenin ehemmiyetinden bahsetmek fazladır. Ingiltere ile Türkiyenin teşriki mesaisi bugün Akdenizin şarkı için en güzel bir teminattır. Binaenaleyh bu muahedenin tahakkuku bütün sulh taraftarlarını sevindirecektir.» * * * anlaşma programını takib ettiklerinden EDWARD Majeste Edıvard VIII Viyana Majestelerinin, Türk topraklanndan ayrılırken bana göndermek nezaketinde bulundukları telgraf, beni derin surette mütehassis etmiştir. Majestelerinin, memleketimizde, bize çok kısa görünen ikametleri esnasında, Türk milleti, haklarında beslediği yüksek takdir ve ihtiramkâr muhabbet hislerini ifade edebilmiştir. Majesteleri bütün kalbleri kendisine cezbetmiştir. Ben, sahsan, bu cazibeyi, bütün şümulile hissetmenin büyük zevkini duydum. Şerefli hükümdar hakkında beslemekte olduğum samimî dostluk hisleri, bu ilk ve kısa telâkinin bıraktığı unutulmaz hatıra ile tebellür etmiş bulunuyor. Majestelerine, bütün kalbimle, çok güzel bir seyahat ve payitahtlarına mes'ud bir avdet dijer, en samimî temennilerimi kabul buyurmalaruu rica ederim. K. ATATÜRK Dost Yunanistanda nefriyat Atina 9 (Hususî) Gazeteler Türkiye ile Ingiltere arasında husule gelen yakınlık hakkında bilâkayd sevincierini izhar etmektedirler. Türkiye Başvekili Ismet Inönünün Kralın daveti üzerine Londraya yapacağı seyahatin ehemmiyetini ve Kral Edvardın îstanbulu ziyaretinin hususî mahiyette olmasma rağrhen bilâhare siyasî neticeler vereceğini tebarüz ettirmektedirler. Atinada çıkan Katîmerini gazetesin den: «Gazetemiz son zamanlarda îngiltereTürkiye münasebetlerinde görülen samimiyeti methetmekten geri kalmamıştır. İki memleketin hükumetleri mütekabil istanbul General Konsolosluğunun teşehkiirü Geçen pazar günü şehrimizde misafir bulunan Ingiltre Kralı Sekizinci Edvar dın Moda kulübünde İngiliz kolonisini kabul etmesi vesilesile kulübün gösterdiği kolaylığa karşı İngiliz general konsolosu Moda Deniz kulübüne aşağıdaki teşekkür mektubunu göndermiştir: Fransada yeni hâdiseler lan davet üzerine, Prefelik binasmı tahliyeye muvafakat etmiştir. Çünkü umumî mesai konfederasyonu azasından olan Tütün tüccarlarımızın ehem grevciler, Prefelik binası etrafında toplanmışlardır. Bununla beraber Michelin miyetle nazarı dikkatine fabrikaları henüz işgal altında bulun Yenice kazası Hamdibey nahiyesi tümaktadır. tün ekicilerinden yirmiye yakm imza ile Hafif bir iki yaralı bulunduğu haber aldığımız bir mektubda deniliyor ki: verilmektedir. «Nahiyemizin tütünleri bu yıl beş yüz Gazetelerin nesriyatı bin kiloya yakın tahmin edilmektedir. Bu yıla kadar tütünlerimiz bu miktar ve Paris 9 (A.A.) Gazeteler, nefaseti bulamamıştır. înhisar Idaresi tü Michelin fabrikalarının ve onu takiben tünlerimizin hepsini satın alamıyacaktır. Prefelik binasının işgali hakkında uzunBu sebeble nahiyemiz halkı, tütün tüc uzadıya mütalealar serdetmektedirler. carlanmızın tütünlerimizi görmek için Prefeliğin işgali üzerine Prefe Trouvelnahiyemize gelmelerini ve bu nefîs tütün lotaya işten el çektirilmiş, ve adliyece leri almalarını rica etmektedir.» tahkikata girişilmiştir. Pek yerinde bir dilek olduğuna şüphe Bu hâdise münasebetile hükumet şu etmediğimiz bu ricayı yazarken her iki tebliği vermiştir: tarafın da menfaati bulunan bu meseleyi Dahiliye Nazırı, bütün preferlere bir ehemmiyetle tütün tüccarlarımızın dikkat nazanna koyuyoruz. YARIN AKŞAM «Haşmetlu Kral hazretlerinin evvelki gün kolonilerini kabul etmesi münasebetile gösterilen son derece âlicenabane misafirperverlikten dolayı Deniz kulübüne pek samimî teşekkürlerimi iblâğ etmek isterim. Kulüb binasının İngiliz kolonisine tahsisi gibi gösterilen yüksek feragat ve nezaketten İngiliz tebaalarının pek ziyade memnun kaldıklarını bildiririm. Koloninin istirahati için alman fevkalâde tedbirler pek ziyade mucibi takdir ol muştur. Buna ilâveten ingiliz kölonisinin emrine 5'rketi Hayriyenin bir vapurunu tahsis etmek gibi Deniz kulübünün ibraz ettiği büyük nezaket te pek çok teşek kürlere lâyık görülmüştür. Kral hazretlerini» îstanbulu ziyareti münasebetile Bu gece nöbetçi olan eczaneler gunlarTürk milletinin gösterdiği büyük dostane dır: İstanbul cihetindekiler: tezahürata kalben memnuniyetlerimizi izAksarayda (Şeref), Alemdarda (Ali Rıhar etmekle sözüme nihayet verir, bu veza), Bakırköyde (Merkez), Beyazıdda (Asile ile en har hürmetlerimi sunanm.» sador Vahram), Eminönünde (A. Minas. yan), Fenerde (Hüsameddin), Karagümrükte (Kemal), Küçükpazarda (Necati), Samatya, Kocamustafapaşada (Rıdvan), tamim göndererek resmî bina ve mahal Şehremininde (A. Hamdi), Şehzadebaşında (Üniverslte). lerin işgali için vâki olacak teşebbüslerin Beyoğlu cihetindekiler: hemen tenkil edilmesini emretmiştir. Galatada (Hidayet), Hasköyde (Barbut), Humanite, diyor ki: Kasımpaşada (Vasıf), Merkez nahiyede «Bu hâdise, faşistlerin bir dahilî harb (Kanzuk), (Parunakyan), (İtimad), Şişlii de (Necdet), Taksimde (Taksim). tecrübesidir. Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Le Jour, diyor ki: Büyükadada (Merkez), Heybelide (Yu «Fabrika, işgal edilebilir, fakat Prefe suf), Kadıköy, Muvakkithanede (Saadet), Kadıköy, Söğüdlüçeşmede (Osman Hululik binası asla.» sl), Üsküdar, İskeİebaşında (Merkez). Ere Nouvelleden: «M. Salangro, fabrikaların işgali keyüsküdar H  L E sineması fiyetinin kanuna mugayir ve gayrimeşru oldugunu ilân etmiştir. LÜKRES BORJ1A Buna rağmen Michelin fabrikalan işTeşekkür gal edilmiştir. Bu işgal karşısında resmî ölümile ailemize büyük bir a a hiçbir aksüâlmel görülmemiş ve gayrimeşruiyete müsamaha edilmiştir. Umumî kan oğlum Adnamn cenaze merasimine mesai konfederasyonu aleyhtarı olan e iştirak eden, telgraf ve mektubla taziyede bulunan ve bizi tesliye lutfunda kalliyet, Prefelik binasını hükumete ta bulunan zevata ayrı ayrı teşekküre büahhüdlerini hatırlatmak için işgal et yük teessürümüz mâni olduğundan gamistir.» zetenizle derin saygı ve teşekürlerimi Nöbetçi Eczaneler sunarım. Şerefettin Alemdar Sovyetler tiftik alıyorlar Aldığımız malumata göre Sovyetler bugünlerde veni mahsulden tiftik mu bayaatına baslıyacaklardır. Sovyetler geçen hafta nümune olarak küçük bir parti almışlardır. s P E K n e ı m a • Halkımızın en çok sevdiği ÖLÜM Amasya Nakliyat şirketi sahirjlerin'den Fahreddin Seçkinin cenaze namazı Teşvikiye camisinde bugün kılınacaktır. Cenazesi Feriköy mezarlığına defnedile cektir. MARTHA GÖNÜL EGGERTH'in nefis bir filmi ile yeni sinema mevsimine başlıyor YENİ BİR ÂLEM S A K A R Y A sineması (Eski Elhamra) yeni bir âlem oluyor, en ufak bir değişikliği için bile sahib leri en büyük mütehassısları ara maUtan yorulmuyorlar. lirim, dedim, fakat katil değilim. Müddeiumumî, halkaya kazılmış olan yazıyı okudu: «Pierre ile Marie, 7 şubat 1883 te evlendiler.» Sonra: îş değişir o zaman, diye mınldandı. Üç gün sonra Saleyi tevkif ettiler. Anlaşıldı ki bütün bunlan Amelie benim aleyhimde tertib etmişti. Görüyorsunuz ya, bu köpek olmasa, idam edilip gidecektim.» DEDİKODULARI Filme ilâve olarak: Paramount dünya havadisleri, Londrada imzalanan Mısır İngiliz muahedesi, PolonyaFransız ittifakı hazırhgı, yeni manevralar, Kuin Mary vapuru mavi kordelâvı kazanıyor, vesaire... ( YENİ ESERLER Holivut ) f u k şam S A R A Y Sineması tarafından temsil edilmiş Hollvud İstanbul Mağazin bu mecmn« anın 10 eylul tarihli nüshası zengin yazu lar ve güzel resimlerle çıkmıştur. Tavslyd ederiz. Yeni kış mevsimini İRENNE DUNNE ve RiCHARD DiX . IKLIMLER aşk ve macera filmi ile açıyor. Bu filmin luks ve zenginliği ile pek mükemmel şark lan ve mizanseninin ihtişamı calıbi dikkattir. Kahraman Haydud F. VARAL ilâveten: ÇiN P O R S E L E N L E R i tamamen renkli Silly Senfoni Morua'nın en ünlü romanı, son yılların en çok beğenilmiş eseri. Beş yılda yalnız Fransada beş yüz defa basılmıştır. Bizde de gördüğü büyük rağbet üzerine bu kere lâzım gelen itina ile ikinci defa basılmış ve fiatı 150 kuruştan 100 kuruşa indirilmiştir. Tercüme Havdar Rifatmdır.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear