25 Kasım 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
9 Mart 1936 CUMHURİYET Iskoçyanın Moffat vadisinde gezmeğe çıkan seyyahlar bir çukurun içinde, bir takım insan uzuvlan bulmuşlardı. Zab;M. Lavalin ağzısdaa biçimnz bir kulBurada birinci olarak görülen (ağ) m KADIN taya derhal malumat verildi, tahkikatd lanışla çıktığı söylenilen bu tabirin aktüel (Kadın) kelimesi üzerine şimdiye ka (ak) ve (ah) la bir olduğu maiumdur. Bütçeleri yekunu büyük veya küçük edecek fennî vesaite malik değil. ve araştırmaya başlanıldı. Nihayet, muhdar ileri sürülen iki iddia vardır: Bunlar ikinci (at) elemanı da yukanda görül ehemmiyeti, gen« onun ytpüjı izahla rakamlı iç memleket şehirler belediyeleBizce hemen vilâyet belediyelerinde telif yerlere serpiştirilmiş 4 0 tane paket dan biri (kadın) kelimesinin (katmak) müştür. Yalnız iki (t) den dolayı (in) kaybolup gitti. Dost diplomat böyle bir rinin seneler geçtiği halde neden şehirle tatbikı kolay şu çare vardır: bulundu. Bu paketlerin içinde, iki insan tan geldiği, yani (kadın) sözünün erkeğe den önce gelen (ağ) da (Katunğ) da «sürci lüan» a dügmediğini söyledi ve rimizin ımarına hâlâ muvaffak olamadıkBu ihtiyacın tesbit ve tayini kadar ya cesedinin kesilmiş, parçalanmış, doğranmesele kapandı. katılan, zam ve ilâve edilen manasma de dördüncü olarak görülen «uğ» dur. lannı tahlil ctmck makul bir çalışma yo pjlma zamanındaki kontrolü çok mühim mış muhtelif uzuvlan vardı. W0MAN Ben kendi hesabıma işin böyle olacağılâlet eylediği yolundaki düşüncedir. lu bulmak için lâzımdır. dir. Belki her vilâyet belediyesi tam te Birkaç gün sonra, Lancasterde, hekim «Güneş Dil» bakımından bu izah kâfi Ayni manaya ingilizcede kullanılan nı zaten biliyordum. Çünkü Tete de turc I Vüs'atlerine göre şehirde oturan şekküllü bir heyeti fenniye bütçesi dola Bahtiyar isminde bir Hindli doktor tevdeğildir. Çünkü (katmak) sözü de, hat (Woman) kelimesinin etimolojik şekli de tabirini kaba bir maksadla kullanabilmek lardan azçok para alan belediyeler o ;e* yısile muktedir olamaz. Lâkin vilâyete kif edildi. Bu doktor, îskoçyada daha zita bunun kökü denilen (kat) monosilâbı şudur: için yalnız nazik olmamak yetmez, cahil hirde herşeyden evvel sıhhat kaidelerine merbut kaza belediyeleri muayyen bir yada doktor Rukston adile tanmra.ştı. da analize muhtacdır. (0 (2) (3) (4) olmak ta icab eder. Halbuki Fransızlar riayet edecek ve ettirecek olan esaslan nisbet dahilinde masrafa iştirak ederek Zabıta, doktorlardan ve fen adamlaİkinci iddia, türkçeye (kadın) sözü (oğ + og 4 om 4 an) bugünün en münevver bir milletidirier. sapasağlam kuracaktır. vilâyet merkezindeki belediyede: rından mürekkeb bir heyet toplıyarak, nün almanca (gattin) tâbirinden geçtiği Burada ( W ) sesi, söylenişine nazaran Bir Fransızın kendi tarihini bilmemesine Gıda maddelerile umumî yerlere çok A Harita mühendisi, derin ve inceden inciye tetkikata girişti, yolundadır. Guya Osmanlı İmparator (S + g) ye tahallül etmektedir. Bun ve o tarihte Türk zekâsının, Türk kudredikkat edecek, hele bu vazifenin başarılB Yol ve köprü mühendisi, İngilizlerde âdet olduğu üzere, doktor Luğunun istilâ devirlerinde bu sözün, bir lardan: tinin tuttuğu yeri görmemesine imkân yokması için varidat ve para meselesi mevzuu C înşaat mühendisi veya mimar, Rukstonun mücrim olup olmadığını tes saray tâbiri olarak, almancadan alınmış (1) Oğ: Kuvvet ve kudret anlamma tur. Bu sebeble ben M. Laval gibi yükbahsolamaz. Belediyelerimiz içilecek iyi D Elektrik ve makine mühendisi. bite memur jürinin huzurunda, İskoçyaolduğunu söyliyenler, Türk dilinin var ana kök; sek seviyeli bir şahsiyetin değil herhangi suyu, geçilecek yolu bilerek yapacak, Ve bunlardan istifade ederek mesaiyi mn en meşhur bioloji ve anatomi mütc lıklarından bütün bütün bihaber kalmış (2) O g : Onu nefsinde tecelli v« te bir Fransızın Tete de turc diyerek kötü tenviratı, tanzifaü herşeye tercih edecek tanzim edecek bir heyeti fenniye müdü hassıslan ifade verdiler, yaptıklan tet olanlardır. Çünkü 1200 yıllık bir Türk messül ettiren elemandır. bir fikir kasdedeceğine ihtimal veremem. değil mi? Bu umumî ve herkesin bildiği rü ile, merkezi vilâyet ile, vilâyete bağlı kiklerin neticelerini bildirdiler. Fen adan> yazıtı olan Orhon kitabelerinde de, (3) Om: Kuvvet ve kudret kendisinÖyle bir ihtimale nasıl yer verebilirim şeyleri burada bizim tekrarlamamıza ne kaza belediyeleri fennî ihtiyacatım mer lannın tetkiklerinden çıkan neticeye gö(Kağan) tâbirine karşı (katunğ) keli de görünen süjeyi gösterir. mana var? Görüyoruz ki belediyelerimiz kezden pekâlâ tanzim ve zaman zaman re cesedlerinin bakiyeleri Moffat vadi ki 1525 te ve onu takib eden yirmi yıllık mesinin bulunduğundan haberleri yoktur. Kelimenin buraya kadar olan kısmı, şehrin çehresini değiştirmek, güzelleştir gidip kontrol kabildir. sindeki 40 paketin içinde keşfedilen ci îşte, (hatun) şeklinden geçerek, (kadın) tıpkı yukarıdaki (agat, ahat, akat) bir devrede Parisle Istanbul arasında memek, modern bir hale koymak için çarejfcr Kaza merkezlerinde de bu hale göre nayet kurbanlannın ikisi de kadındı. Kakik dokuyan Kodinyak, Aramon, Polen, sözünü meydana getiren bu (katunğ) ke sözleri gibi «erkek» demektir. arıyor. artık verilen talimata nazaran yürüyecek tıl insan anatomisini mükemmelen bi'en Pelisye gibi elçiler, Türk kafasından nur limesidir. Almanların (gattin) kelimesi Fransızca «erkek» demek olan (homBizce evvelâ şu meselenin halli lâzım bir fen memuru bulundurmak maksadı pe bir adamdı. 1 numarah cesedin 18 le 25 almağa savaşıyorlardı. Eğer o kafa bu ve bundan «birleştirmek, bağlamak» an me) kelimesi de bunun benzeridir [ I ] . kâlâ temin eder. Bu suretle masraf ve e yaş arasındaki bir kadına aid olduğu, dır: lamlarile yaptıklan (gatten) mastan da, (4) A n : Kuvvet ve kudret mümessPi aranan nuru vermeseydi Fransa hayli kaA Bir şehirde yapılması lâzım ge meklerin heder olmıyacağma ve muhak öteki cesed sahibinin de 30 35 yaşla almancadan türkçeye değil, ana Türk olan süjenin yakın muhitinde, ona biti ranlık günler geçirecekti. kak şehirlerimizin imarına imkân bulaca nnda bulunduğu anlaşıldı. len müstacel ve mühim işler nelerdir? dilinden türkçenin Cermen lehçesine geç şik bulunan ikinci süjeyi anlatır ki (ka Gene Fransızlar, kendilerine pek yaB Bunlar nasıl yapılmalı, nasıl ba ğımıza elbet hepimiz kani oluruz. Hatta Bu neticeler, doktorun vaziyetile karşı miştir. kmdan taalluk ettiği çin, çok iyi bilirler dın) kelimesinin aynidir. şanlmalı? Şüphe yok ki şöyle veya böy bu gibi yerlerde doktor veya bir mühen laştırılınca ortaya çıkan hakikatler dokki 1543 te Marsilya limanına demir atan ZEN Kadın, Hatun, Katunğ le olmalı demek için de herşeyden evvel disi, belediye reisi yapmak en kestirme bir torun mücrim olduğu kanaatini kuvvet Farsçada (kadın) anlamına gelen büyük filonun bütün gemicileri Türktü (Kadın ) sözünün etimolojik şekli şuçaredir. Böyle tam teşekküllü bir heyeti lendirmekte gecikmemişti. onu bilmek ve tanımak lâzımdır. (zen) kalimesi de bu seriye dahil olur. ve bu Türk gemiciler gene öz Türk olan dur: Sonra da istemesini farzedelim ki ta fenniye olmadıkça şehirlerimizin imanFilhakika doktorun 24 yaşında bir hizBarbarosun kumandası alhnda bulunu Kelimenin etimolojik şekli şudur: (1) (2) (3) nı beklemek herhalde ameliyata muhtaç yin ettik: metçisi, 34 yaşında da bir karısı vardı. Bu yorlardı. Marsilya halkı, denizleri köpük (1) (2) (3) (ak + ad f ın) C Bu istenilen ve kararlaştmlan ya bir hastayı operatöre göstermeden ve o iki kadın 15 eyluldenberi ortadan kay gibi avuclarmda tutan bu deniz kurdla(eğ 4 ez 4 en) Bunu izah etmeden önce bu kelimenin pıhyor mu, yapılmıyor mu? Yapılıyorsa nun tarafından ameliyat vapılmadan bir bolduklan halde, doktor bunu hiç kim (1) Eğ: Kuvvet ve kudret anlamma nnm Tete de Turc taşıdıklanm biliyordaha eski şekilleri olan (hatun) ve (Kaiyi mi yapıhyor, yoksa kusurlu mu> Ge takım işirme ilâçlar kulfanarak hastanın seye haber vermemişti. lardı ve göklere iğilmiyen o başın önünde tunğ) kelimelerinin etimolojik şekillerini ana köktür. ne bunlar için hem bilmek, hem de tec şifayab olmasını beklemekten acaba far(2) E z : Burada yakın saha gösteren iğilmek için yanşa girişiyorlardı. Bunlardan başka, cesed bakiyelerinin de (kadın) ın etimolojik şekli ile altalta rübe sahibi olmak lâzım. Bütçeleri yeku kı var mıdır? Büyük şehirlerimizde ya (en) varken bu elemanın da uzak saha Barbaros, yanma bir de Fransız filosu nu yüz binlerce lirayı geçen belediyeîer pılan yollan (biraz yağmur yağar yağ sarılı olduğu bezin, birkaç gün evvel dok yazalım: anlamına alınması doğru olmaz. Bunun alarak Nise gitmişti, elçi Paulin de bera(1) (2) (3) (4) maz nasıl çamur deryası haline geldiği torun hizmetçisi tarafından çarşıdan sa birçok, hatta pek mühim fennî teşebbüsiçin buradaki (z) nin (ğ) den değişme berdi. Büyük şehir, Tete de Turcü aylı Kadın : ak + ad + m + . lere giriyorlar da bunlan murakabe ede ni) senelerdenberi hepimiz görüp dur tm alındığı tebeyyün etmiş, doktorla kaolarak, ana kök anlamını kendinde teces bayrağin ışığ altında gÖrür görmez teslinsınm, geçimsiz bir hayat yaşadıkUn, Hatun : ah + at + un + . cek tecrübeli bir heyeti fenniyeye malik makta ve zahmetlerini çekmekteyiz. Besüm ettiren süje anlamına alınması lâzımKatunğ: ak + at + un + ug miyet gösterdi. kapılarını açtı. Fakat değillerdir. Vakıâ bazılannda tektük lediyeleri bu halden kurtarmak için va Madam Rukstonun delikanlılara düşkün bir kadın olduğu anlaşılmış, doktorun eGörülüyor ki her üç kelimenin e!e dır. Bu halde (eğ 4 eğ 4 eğeğ) hâ Fransız donanmasının barutu ve erzakı lilerimizin ve belediyecilerin bu işlerle mimarlar vardır. Fakat bizim mevzuu kim anlamına erkeği ifade eder. bahsettiğimiz şudur ki o memlekette mez teknik bakımından yakmdan alâkadar ol vinin birçok yerlerinde kan lekeleri bu manları biribirinin aynidir. tükenmişti, muhtemel bir harbe girebile (3) En: Bu kuvvet ve kudret sahibi (1) Ak, ah: Ana kök anlamını kenbaha yapılacak, kanalizasyona başlana ması bizce bu esaslı mesailin halli için lunmuş, kadmlann ağızlanndan sökül dinde tecelli ettiren ve doğrudan doğ erkeğin yakınında, bitişiğinde bulunanı, cek kudreti kaybetmiş bulunuyordu. İşte cak, yüz binlerce lira ile su getirilecek, kâfidir ve işe evvelâ bu noktadan başla müş diş parçalan bulunmuştur. o sırada Barbaros, cepanesiz yola çıkan Şimdi doktor Rukston bu cinayetin he ruya onun yerine geçen birinci derece yani kadını gösterir. yol yapılacak, şu yapılacak, bu yapıla mak lâzımdır. Dahiliye Vekâletinin bu Fransız filosu kumandanını, Angeya HADIM caktır; fakat bu kadar mühim ve fennî bakımdan bu meseleyi incelemesini, mese sabım vermek üzere adaletin huzuruna prensipal köktür. Anlamı «büyük, kudŞeklen erkek olduğu halde erkeklik Dükasını huzuruna çağırdı, düşüncesizliişleri kim takib edecek, kim kontrol ede lenin halli için esaslı çare olarak görmek çıkarılmış bulunuyor. Doktorun davası, retli, hâkim, efendi» dir. (2) Ad, at: Sahib ve malîk anîamile kudretinden mahrum olanlara verilen bu ğinden ve yakışıksız ihmallerinden dola' şimdîye kadar Ingilterede görülmemiş , v cek? Öyle şehir gördüm ki kanalizatyon teyız. derecede büyük ve heyecanh Kir d*v» o. ana kök mefhumunu kuvvetlendiren, fa ismin etimolojik analizi de çok dikkati yı bir güzel donath. Barbarosun bu hakli .Mühendis diye ytlz binlcrcc llra llc cıı bUytA. ihuyakızgmlığı esnasında «Tete de franc» diye H.Z. lacaktır. Mımakemenm 15 gün süreceği aliyete malîk olduğunu anlatan elcman çekecek mahiyettedir. cı temine kalkmış ta bugün bu iş vazifebağırmadığmı kim temin edebilir? tahmin edilmektedir. Mahkemeye 115 şa dır. Kelimenin etimolojik şekli şudur: sini göremez bir halde kalmış. Fakat bu söz, ne bizim dilimizde, nej hid çağırılmıştır. Banyo, halı, mendil. Bu ilk iki unsurun verdiği kelimeler (O (2) (3) Sebebi: Bir kere buna yirmi santim elbise, perde ve merdivenbasamağı gibi (Akat), (ahat) sözleridir. Bunlardan Fransızların dilinde yer almadı. (ah + ad 4 un) gibi küçük bir kutur verilmiş, sonra tülâni 100 tane delil toplanmışür. Binlerce halk birincisi, (Sümer) lerle birlikte MezoFransızlar bütün bunları bilirler vei (1) Ah: Ana kök yerine kaim olan meyiller iyi hesablanmamış, bittabi ötesabırsızlıkla muhakeme gününü bekle potamyada hâkim olan bir Türk oyma ve onun anlamını kendinde temessül et şüphe yok ki Teie de turc tabirini kulberi akamaz hale gelmiş. Hepsinden femektedir. Bu davayı takib etmek üzere ğının adıdır ki kuvvet ve kudret mümes tiren birinci derece prensipal köktür. lanırken tarihi utandıracak bir maksad nası bu kanalizasyon gelmiş deniz ile kadünyanm her tarafından gazeteciler gel sili olduklannı anlatır. Ikincisi ise türk «Kuvvet, kudret, büyüklük, hâkimlik» gözetemezler. ranın birleştiği yerde kalmış. miştir. çenin Arab lehçesinde birlik ve teklik an anlamlarınadır. Bence mesele yoktur. Şimdi ne yapalım? Yüz binlerce lira(2) A d : Kök anlammın sahibi olan Ingilterede, katil maznunları, kendi lamile (Allah) a verilen isimlerden biAdapazar (Hususî) Burada i!k M. TURHAN TAN ya mı, yoksa maksadın temin edilemedivarlığı gösterir elemandır. Bu iki elemağine mi, bunlan söküp yeniden yapmak mekteb işi, bu ders yılı başındanberi hal lerine istinad olunan cürümde alâkaları ridir. Bu iki elemanla ifade edilen kuvvet nın vücude getirdiği (Ahad) yukanda için masrafa mı yanalım? Ve gene diğer kı, okuyanı ve okutanı üzen, azabdan olmadığını ispat etmekle mükellef de ADL/YEDJ büyük bir şehirde yukandan su deposun kıvrandıran günün en büyük derdi hali ğildir. Cinayet failinin mahkeme huzu ve kudretin, büyüklüğün, sahibliğin, e da geçtiği üzere «erkek» manasınadır. (3) Im: Süje veya obje manasına gefendiliğin mümessili, «erkek» tir. dan suyu alıp borulara akıtmışlar. Lâkin ne girdi. Şeker kaçakçılığı davası runa çıkanlan maznun olduğunu ispat (3) In, un: Yakın muhit, bitişik saha len bu elemanın burada pek orijinal bir Şehrimiz Kocaeli vilâyetinin kaza şehrin bir tarafına su geliyor, bir tarafıBulgaristandan gelen muhacirlerinl etmeğe müddeiumumilik mecburdur. anlamlanna (. 4 n) ekidir. Yukanda rolü vardır. Kuvvet ve kudret sahibi olan, na gelmiyor. Sebebi, daha alçak olan ye merkez nüfuslan itibarile vilâyet nüfu Bu itibarla, Ingiltere kanunlannda ci izah edilen «erkek» mefhumunu temsil yukandaki (ad) elemanile gösterilmiş ol gümrük resminden muaf olarak getirdlkre sular hücum ediyor ve orada açık mus sunun yansını sinesinde toplar. Nüfus leri şekerleri memlekete kaçak olarak itluklar varsa oraya koşuyor. Eğer burada çokluğu bu şekilde beliren Adapazannda nayetin cezası mutlaka idamdır. Doktor eden süjenin yakınında, bitişiğinde, ta duğuna göre, burada yeniden bir süjeye hal ettikleri iddiasile ihtısas mahkemesine ki musluklar hep birden kapamrsa diğer ders yılı başmda yedi ilkmekteb vardı. Rukston da Iskoçyanın en meşhur avu yanında bulunan, onunla daima bir ve ne lüzum olduğunu anlamak için, (ha verilmiş olan Salâhaddin Rifat ve arka dım) kelimesinin manasını iyice düşünmahalleye su gelecek. Sonra yangın sön Bunlardan Cumhuriyet ve Ali Bey is katı olan M. Norman Birkett tara^ndan beraber olan bir süjeye delâlet eder. daşlan hakkında cereyan eden muhake mini taşıyanlann binalan bakımsızlık yü müdafaa edilecek olmasma rağmen bu îşte «kadın» ve «hatun» deyince anla mek lâzımdır. O zaman anlaşılır ki bu dürmek için suyun bol gelmesi ve yüksek me neticesinde Müddeiumumilik (ım) elemanı erkeğin kendisinden dışarıirtifaa çıkması lâzım; bu olamıyor. De zünden yıkılma tehlikesi karşısında bo kadar şahid ve delil karşısında mahku şılan mana da bundan ibarettir. da ayrı bir süjeyi göstermektedir. Bu öy talebinde bulunmuş, ihtısas hâkimliginc Son «Katunğ» şeklindeki eski «nğ» po yüksek olsa, bu defa da su boruları şaltıldı. Yedi mekteb bile Adapazarının miyetten yakasım kurtaramıyacağı mu le bir süjedir ki şeklen erkek gibi görün ceza kararı verilmişti. mürekkeb konsonunu temsilen konulan tazyika dayanamıyor, patlıyor. Diğer bir ihtiyacına tekabül edemezken iki mekte hakkak addediliyor. Verilen karar üzerine gerek Müddei (4) U ğ : Bu yakın muhitteki süjeyi mektedir; fakat ondan ayndır, başkadır, yerde bir hal yapıhyor. Evvelâ mevki i bin de kadro haricine çıkarılması ve buIskoçyalılar, bu esrarengiz Hindlinin göstermeğe yarar. hakikî kuvvet ve kudretin sahibi değil umumî ve gerekse Salâhaddin Rifat v tibarile hal yapılacak yerde değil, sonra radaki talebelerin diğer mekteblere da arkadaşlarının vekilleri işin temyizen tel ğıtılması oralardaki izdihamı had bir bir yamyam olduğuna kanaat getirmış da medrese odalan gibi sıravarî dükkânGörülüyor ki etimolojik analiz, (ka dir. lerdir. • İşte «Güneş Dil» analizleri, kelime kikini istemişlerdir. Temyiz mahkeme lar... Yüz seksen bin lira sarfedilen bu devreye çıkardı. dm) ı erkeğin daima yanıbaşında, ondan odalar ne işe yarar? aynlmıyan, onun mütemmimi olan bir lerin manalarını bu kadar orijinal şekil temyiz lâyihalannda yazdı itirazlan ye 1935 idarei hususiye bütçesine on beş rinde görerek verilen hükmün bozuîma de gösterebilmektedir [ 2 ] . Bu tesbit ve tadad ettiğimiz haller hep bin lira konularak bu yıl hiç olmazsa ye Leros adasında bir tünel çöktü süje olarak ortaya çıkarmaktadır. /. N. DtLMEN sına karar vermiştir. 'diplomalı ve tecrübeli bir heyeti fenniyeye ni bir mektebin inşası karar altma ahn Atina (Hususî) Atina gazeteleri GATTİN malik olmıyan yerlerde veya olup ta rey mıştı. Aradan bugüne kadar dokuz ay Bu karara nazaran Salâhaddin RifaM Almanların «gattin» kelimesi de bun [1] Erkek anlamına olan kelimelerin nin verdikleri malumata göre Leros adalerine müracaat edilmiyen şehirlerde o geçtiği halde inşaata başlanamamış. ve la arkadaşlannın muamelesi ticarî bir lardan başka bir şey değildir. Etimolo analizi de ayrıca yapılacaktır. [2] Gene «kadın» anlamına gelen tda olarak telâkki edilmektedir. Bozulı hatta proje ve plân gibi iptidaî hazırlık sında yapılmakta olan yeni tahkimat in jik şeklini yazalım: luyor. me, lemme, hanım. bayan, mer'e» sözlerile larının da ikmali değil, bunlara başlana şaatında bir tünel çökmüş ve kırk amele Öyle valiler gördüm ki imar için bü(1) (2) (3) (4) bunlarla ilgili kelimelerin analizi de bun hükme göre iş yeniden ihtısas mahkeme] madığı öğrenilmiştir. sinde incelenecektir. tün kuvvetini sarfe âmade, lâkin istişare telef olmuştur. dan sonraki yazılarımızda görülecektir. (ağ f at f ağ + in) Belediyeler zararlı masraftan nasıl kurtulur? İsabetli neticeye varma yolları Şehircilik içln dUşünceler Yamyam doktor Ingilterede mühim bir cinayet davası Dil üzerinde çalışmalar Kadın anlamlı kelimeler «Kadın, hatun, katunğ; gattin women, zen» kelimelerile «hadım» sözünün tahlili \l Tete de Turc "I.'.' Mekteb derdi Adapazarında mektebler ihtiyaca kâfi değil rümüştü. Dans yerindekiler, tekrar tangoya Aşk vm maeera romam başlamışlardı; fakat dans hararetini kaybetmiş, etraftaki dikkat, alâka çemberi de gevşemiş, çözülmüştü. Yeşil gözlü kadın dansederken, Ali Tuncun kafası nm içinde, biri siyah, öbürü beyaz, iki gölge dansediyordu: Zülfü Şahinin evinde, kumar masası başmda gördüğü siyahlı kadın... Vücu Ytaan: MAHMUD YESARt dünün bütün tatlı yuvarlaklıklannı, bü 3 6 tün kıvrımlarını, olanca yumuşaklığı ve inceliği ile gösteren, ıslanmış gibi sımsı Di} kapıdan içeri girince, günej virdi. kı yapışmış, önden boynu açık, göğsü ve çarpmış gibi gözlerim kamafb. Sıründa, Kavalyası da fena dansetmiyor. kolları kapalı, daracık siyah saten gece ermmden, yerlere kadar uzun bir manto Allahın talihli kuluelbisesi, inci çiçeği mathğmdaki süzük vardı. Bu ağır, şık mantonun, Eskimo Caz, susmuşru; dansedenler durdu başlıklan gibi kapişonu, yüzünü çerçe lar. Etraftan, kulaklan sağır eden bir el yüzünü daha sert mat, daha sert beyaz gösteriyordu. velemiş, ona, çocuksu mu? diyeyim; be şakırtısı koptu. Vücudüne sımsıkı sanlı beyaz el beksi mi? diyeyim, bir başka güzellık Caz, tekrar ayni tangoya başlamıştı. bisesinin içinde, vücudünün girintile yennişti. Fakat yalnız Ali Tunc değil; bütün sa Sen, şoföre yan sokakta bekleme londakiler, hiç beklemedikleri, ummadık ri, çıkmtılan tatlı ahenklerle kıvnlarak, sini söylemek için çıkmıştın. Gene kadın, lan bir şaşkmlıkla sarsıldılar. Yeşil göz gerilerek, süzülerek, akarak, toplanıp çeyanındaki erkeğe, mantoyu çıkanp ver lü kadın, kavalyasının kolunda ağır, ka kilerek, çekilip toplanarak, kayarak, dödi; kürkün içinden sıynlan zambak gibi yidsiz adımlarla dansedenlerin arasından külerek, tertleşip yumuşıyarak danseden beyaz elbiseli vücud de. beni çılgına çe> süzülür gibi aynlmış, büfeye doğru yü kadın. « • Yalnız Ali Tunc, artık gene kızın yüAli Tuncun beyni, bir kasırgaya tu O siyahlı kadın, şimdi gözlerinin ö tulmuştu. Solmazın anlıyacağını um züne bakmağa cesaret edemiyordu. O nündeki beyazlı kadın mıydı? Eğer o çelik sertliğile parhyan züm tnuştu. Fakat bunu, ancak kendi sakar nun bu çekinişi korkudan değildi; utanı rüd yeşili gözler ve sol elin orta parma lığınm bir neticesi olabilir sanıyordu. yordu. ğındaki yakut yüzük olmasa, Ali Tunc, Gene kızuı, bu kadar kuvvetle sezivereGene kızdan, bu, temiz yüzlü, ter gözlerinin ve duygularınm bir vehme kur ceği, onun çizdiği imkân, ihtimal cevre içli çocuktan; onun olgun içinden; duy ] lerinin dışmdaydı. ban gidebileceğinden korktu. gularının derinliğinden; buraya geldiğiî Nasıl sezmişti! Ne düşünüyorsun, Ali Tunc? zamanki neş'esinden, sevincinden; şimdi J Solmazın sesi, Ali Tuncu uyandır ki sessiz kınlışından; onu, kendisinin kı Ali Tunc, içinden: mıştı: rışmdan; herşeye, herşeye rağmen ona] Nasıl sezdi? Birşey düşünmüyorum. Derken, mevkiinin, vaziyetinin müş bağlı oluşundan ve bu bağlılığı anlata * Gene kız, kıskanan ve iğneliyen de küllüğüne rağmen bir öğünme duymak mayışından; anlatsa bile inandıramıya ğil, koruyan bir titreyişle sormuştu. Bu, tan kendini kurtaramıyordu. Demek Sol cağından; hayatmda hiç iki yüzlülük eti üzerine titreniş Ali Tunca, kıskanclıktan maz, baloya adım atar atmaz, herkesin mediği, iki yüzlülükten tiksindiği halde, \ çok acı gelmişti. Solmaz, Ali Tuncun gözünü ve alâkasını kendisme çeken; im içinin iki yüzlülüğünden utanıyordu. kolunu tutmuştu, keodine doğru çekti ve renmekten tiksinmiye kadar birbirine zıd Bonjur, Ali Tunc! dudaklan arasından: ve uzak duygular yaratan bu eşsiz ka Sesin geldiği tarafa başmı çeviren A dından şüphe edebiliyordu. Ali Tunc, bu kadın mı? dedi. li Tunc, eski bir arkadaşın gülümsiyerek*] Gene kızra bu şüphesi, Ali Tunc hai baktığını gördü: Ali Tunc, şaşırmıştı: kmdaki yüksek hükmünü gösteren şaş Bonjur, Metin! Anlamadım. Gene kız, yüzünün çizgileri değişme maz bir karardı. Ali Tunc, Metini daha mekteb sıra Ali Tunc, bü yüksek hükümde, bu lannda tanımıştı; sonra Avrupa seyahat1 den, tekrar etti: şaşmaz kararda, kendine pay ayınyor ve lerinde de ona, Fransada, Isviçrede. Alj Bu kadın mı? manyada raslamıştı. Metin, ne i< yapar| Ali Tunc, cevab vermedi. Solmaz, ni bunu haklı, yerinde buluyordu. dı? (Arkan var) Bu, öğünülmeğe değerdi. şanlısının kolunu bıraktı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear