Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
29 İkinciteşrin 1936 CUMHURtYET KARAKIS HİKAYB. KÖPEK BALIĞI YAVRUSU L. «. Bak karakış bashrdı Gördün mü şu borayt!.. Dağlarda aç kaldılar Kurt, Tilki, Çakal, Ayt!.. Kışın sevinir ama Kar yağınca çocuklar!.. Buzdan bir liile olur Yağmur akan oluklar!.. Üşüyünce koşarız Mangaltn ateşine!.. Deriz: «Hele ulâşsak «Nisanın on beşine!..» Sokaklar karla dolar, Arttk gormaytn onu!.. öyle kolay gelir mi Bu karakışın sonu!.. * Güneş gökte görünmez, Kar yağar, yeller eser!.. Dağda dolaşanların Tipi yolunu keser!.. * Her yer beyazlaşınca Artık kar topu başlar!.. Dışarıda oyun var, Koşalım arkadaşlar!.. * Gencler bu karaktfi Büyük spor saytyor: Bak, şimdi «Uludağ» da Herkes kızak kayıyor!.. MCMLCkCTL»»C ÜOYUNLAR Renkli daire oyunu ' ÇOCUKLAR. Resimde gördüğünüz veçhüe daireler « » beş tane olacak ve her biri dörde taksim edılerek, o dört kısım ayrı ayn renklere boyanacak^ fakat beş dairenin boyandığı renkler de aynı olacaktır. Ortaya konacak olan daire ortasından iki ığne vasıtasıle bir masa üzerine tesbit edilecek, dığerleri etrafına aralarmda açık mesafe kalmamak şartile ve orta m i Bilmeceyi çözenler f şüphesiz çok tehlıkeli bir vaziyetti. Çünkü canavar yaralı olmasına rağmen istediğine muvaffak olmuş, avmı denize çekmişti. Kurtulmakla ölmek bir dakika, bir lâhza meselesiydi. Onun için soğukkan lılığı kaybetmemek gerekti. Zaten Tur gud da büsbütün müdafaasız bir halde kalmamıştı. O civar balıkçılarının taşıdığı büyük bıçaklardan bir tane de onun belinde vardı. Garibdir, köpek balığı yavrusu da kendisinden ziyade sandalla Işte, Turgud da bunların arasındaydı. meşgul oluyor, onu kavi dişlerile kemiriBir müddet toplu bir halde dolaşmışlar, yordu. Bu, bir taraftan hayırlı bir alâmet, disonra yekdiğerlerinden aynlmışlardı. Delıkanlı, şimdiye kadar müstakil şekilde ğer taraftan ise bir felâketti. Turgud: balığa çıkmamış olduğu için bu vaziyet Eğer, diyordu, bu canavar sandah ten çok memnun ve mağrurdu. Az bir parçalarsa ben başka türlü bir ölüme müddet içinde birkaç tane ufak morina mahkum olacağım! Çünkü sis herhangi balığı yakalamıştı. bir yelkenli veya balıkçı kayığı tarafından Fakat bir aralık oltada bir ağırlık görünmesine mâni olacak, zavallıcık dağ peyda oldu, bunu takib eden dakıkalar gibi dalgalar arasında boğulup gidecekda da tel birdenbire koptu. Turgud bir ti. O halde, sade kendini değil, sandah tehlikenın başgösterdığini anlamıştı. Yal da müdafaa etmek lâzımdı. nız bu tehlıke büyük mü, küçük mü heO düşünce ile ve müthiş bir gayretle nüz bunun farkında değildı. Derken su genc adam denize daldı. Hançerini sağ yun üzerinde ve altında müthiş bir ha elinde sıkı sıkı tutaraktan balığın bulunreket oldu ve bir köpek bahğının başı duğu noktanın" altından geçerken mehaâşikâr bir surette göründü. Vakıâ bu, a retli bir manevra ile bıçağı hayvanın ne lelâde köpek balıklan kadar iri değil, resi olduğunu pek te bilmediği bir noktaancak bir yavru idi. Bununla beraber sa sına son kuvvetile yapıştırdı. Bazan te de bîr insanı haklamakla kalmıyacak, bir sadüf en mükemmel tedbirlerden daha kaç tanesini yiyip yutacak bir hiddet ve tesirli işler yapar. Bıçak canavarın kal dehşet gösteriyordu. bine isabet etmişti. Turgud heyecanla zıpkınını kaptı. Turgud suyun yüzüne çıkarken balığın Köpek balığı yavrusu sandalın yanında dehşetli bir çırpıntı yapmakta olduğunu bir batıp, bir çıkıyor, avınm zayıf zamagördü. Birkaç dakika devam eden bu can nını yakalayıp üzerine hücum etmek istiçekişmesinden sonra köpek balığı yavruyordu. Hiç şüphesiz köpek balığı onu su kendisini büsbütün bırakmış ve suyun açıkta yutamazdı. Fakat bir darbe ile üstünde hareketsiz kalmıştı. denize düşürecek, sonra icabına bakacakTurgud hemen sandah çevirip içine tı. Onun için daha evvel davranmak icab atladı. Yarıya kadar dolmuş olan suları, ediyordu. Dehkanh zıpkınını sağ eline aldı, havada yarım bir daire resmettikten her ihtimale karşı zincirle sandala ev sonra fırlattı. Zıpkın bir şimşek süratile velce raptedilmiş olan maşrapa ile bosaluçup balığm iki gözü arasındaki noktaya tarak yola çıktı. Arkasında da tek başına yapıştı. Turgud iyi nişan almlştı. Bu işe, ve canı pahasına avladığı dört, dört buvaktile diğer bir stajda, balina avı esna çuk metro uzunluğunda bir köpek bahğını sında alışmıştı. Balığın etrafını çeviren sürükliyerek arkadaslarına muzafferane birkaç metro muhitindeki deniz suyu, ve mağrurane iltihak etti. kandan hafif hafıf kızarmağa başladı. Turgud Ternöv civannda balık avlıyan büyük yelken kayıklarından birinin tayfası olarak staj görüyordu. Henüz yirmi iki, yırmi iiç yaşlarında bir gencdi. Amerikaya balıkçılık tahsiline gitmişti. Onceleri, herkese olduğu gibi bu Türk delıkanlısına da balıkçı kayıklarında pratik yaptırıyorlardı. Fakat yelken gemisi sis yüzünden balığa çıkamamış, arzu edenler sandallara, şalupelere binerek kendi başlarına denize açılmışlardı. Turgud şöyle düşünüyordu: Eğer zıpkın tam beyne isabet et tiyse kurtulduk, demektir. Heyhat, aldanıyordu. Çünkü canavar hareketsiz kalacağı yerde daha ziyade harekete geçmiş ve sandala var kuvvetile çarpmıştı. Genc adam ihtiyatlı davranıp içeride gayet müvazeneli durmamış olsaydı muhakkak ki alabora olacaktı. Turgud biraz şaşınr gibi oldu, lâkin hayat mücadelesi ona yeni bir fikir daha ilham etmişti. Küreklerden birini kapıp kendini müdafaaya hazırlandı. Balık tepesindeki zıpkın ve onun ucundaki telle garib bir radyo antenini andırıyordu. Delikanlı şu noktayı hatırladı. Şayed, küreğin geniş tarafını zıpkınm tepesine yerleştirebilecek olursa, demir canavarın kafasma adamakıllı saplanacak ve belki de hayatına bir nihayet verecekti. Köpek balığı sandala çarpmak için yeniden hücuma geçtiği sırada Turgud plânını tatbik sahasına geçirdi. Küreği oduncuların çıkardığı sese benzer bir «hah!» la zıpkınm üstüne yerleştirdi. Ne yazık ki bu darbe de canavarın üzerinde kat'î bir tesir göstereceği yerde sandalın ve Turgudun müvazenesini bozmuş ve delikanlıyı suya düşürmüştü. Bu, hiç |nierakh şeylerl Müthiş bir beygir Orta kuvvette bir atın çekebilpceğı yük, aşağı yukarı küçük bir kamyonu dolduracak eşyadır ki 2000 kilo kadar gelır. Fakat Sovyet gazetelerinde okunduğuna gore, İrkutsk havalisinde bir Vıyanadaki çocuk korosundan bir grup. Bu koro heyetini teşkıl eden yavrular seslerınin güzelliğile bütün dünyada meşhurdurlar. Büyümeğe başlıyanlar çıkarılır, yerlerine başkaları alınır. Esasen kilisede dinî hava okumak için kurulmuştur. Fakat konserlerde, filimlerde de ekseriya vazife alırlar. dakinin altından geçmek üzere kona caklardır. Bunların merkezinde yalnız bir iğne olacağına göre onlar istendiği tarzda döndürülebıleceklerdir. Oyunun gayesi çevrilen dairelerl^, sabit duran dairenin renklerini yanyana getirmektir. Bunun için her oyuncu sıra ile zar atacaktır. Zarda 1, 2, 3 sayılan muteber, diğerleri boştur ve her sayıya göre bir dairenin o kadar kısmı okların gösterdıği tarafa doğru yerinden oynatılabi lir. Bu suretle oyuncu bütün daireleri nin renklerini ortadakinin ayni rengile yanyana getirecektir. Diğer oyuncular da ayni işi yapacaklardır. Yalnız zar atışları bir tarafa kaydedilecek, en az atışla muvaffak olanlar sırasile birinci, ikinci ilâh... sayılacaklar, sonuncu mağlub addedilecektir. m Çocuk portreleri beygir mevcudmuş, 3500 kiloya kadar olan yükleri çekebiliyormuş. 3000 kilo, malum olduğu üzere en büyük kamyonlarm aldıkları ağırlıktır. Hayvana bu kuvvet ve kudretinden dolayı «dev beygir > ismini vermişlerdir. Faideli Eşya Duvar saati Ceb saati Bılmeceyi doğru halledenlerden bize fotoğraf gönderenlefin resimlerini derce devam edıyoruz. Fakat burada resmi çıkmak mutlaka hedıye kazanmış olmaklığa delâlet etmez. Mükâfat ka zananların resimleri her ayın ilk haf asında basılan büyük lısteye basılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Yalova Güney köy ilk okul 42 Ayşe Gıray. 2 Yozgad Ağırceza reisinin oğlu Faık. 3 Eskişehir Hakimiyet ilk okulu 335 Şeref. 4 Giresun Ziraat Bankası muamelât memuru Tevfık kızı Belkıs Tevfık. 5 Beyoğlu 37 nci ilk okul 56 Muallâ 6 Adapazarı Adliye köyü durağmda Ömer oğlu Cemal Erel. 7 Kadıköy Şefıkbey sokağı 7 nu marada Güngör Denizmen. 8 İlk okul talebesinden 102 Suzan Sarafoğlu. 9 Kars mütekaid binbaşı Kahra man kızı Nılufer Bagatır. 10 Ankara Gazi lisesi 341 Necdet Reşid. l l ı Beyoğlu ikinci ilk okul 15 Nedret Özışık. 12 Kızıltoprak Zühtüpaşa Hatboyu 10 No da Nıhad. 13 Giresun Ziraat Bankasmda Tevfiğin kızı Pakize Tevfık. 14 Kumkapı Kadirga Maarif ce miyeti Talebe Yurdunda Bahri Yılmaz. 15 Beşiktaş Validecamii Çavdara sokak No. 8 de Ahmed. Kuzguncukta Erdoğan Üskünay 4 ) Eve dönduğunüz vakit, yahut yattı ğınız zaman ceb saatinizi ya duvarda bir çiviye asarsmız, yahut ta masanm üzerine bırakırsınız. Her iki şekilde de onu görmek ve zamanı anlamak kolay olmaz. Hoş, bir duvar saati alacak pa ranız da yok değildir amma, bir ceb saatini ayni zamanda duvar saati yapEn çok seyahat eden millet mak hoş ve eğlenceli bir iştir. Bazıları zannederler ki en çok seyaBunun için sağlamca dört köşe bir hat eden millet Amerikalılar ve İngiliz tahta parçası alıp ortasını deliniz. Bulerdir. Halbuki neşredilen istatistikle re nazaran dünyada en çok seyahat yapanlar Belçikalılardır. Istatistiklere gö YAZISIZ HiKAYE ( ikinciteşrin hulmacası FAVDAÜ B;LG;LER re bir Belçikalı senede 31, bir Alman 30, bir İngiliz 29, bir Fransız 19 ılâh... seyahat yapmaktadırlar. Fakat hesablar bize seyahatlerin uzun mu, kısa mı dünya dolaşması mı, yoksa komşuya gitmek mi olduğunu söylemiyor. Bunu da kaydetseydi, o zaman daha kat'î ve kestirme malumat vermiş olurdu. raya üzeri boyanmış yuvarlak bir tahta dıkiniz. Bu tahtamn üzerine de resim de gördüğünüz veçhile altı ve kenarlan kapalı, üstü açık şekilde gene tahtadan köşeli nal şeklinde bir üstlük yapınız. Yalnız en ve boyun saatinize göre ol masına dikkat edıniz. Sağ ve sol tarafın içine saat geçebilecek kadar birer veya ikişer yıv yaptmız mı, mesele tamamdır. Baba oğul Şu yukarıki resimde ev (E) ve mekteb (M) harfıle gösterilmiştir. Evden çıkıp mektebe bu yolların bırinden hiç bir maniaya rasgelmeden gitmek lâzımdır. O yol hangısidir? Bulunuz ve kırmızı kalemle işaret ederek bize gönderiniz. Bu bilmeceyi doğru halledenlerden birinciye beş lira, ikinciye iki lira, üçüncüye münasib bir hedıye verılecek, diğer yüz kişıye de muhtelif mükâfatlar dağıtüacaktır. Cevabların ikinciteşrınin son gününe kadar <Cumhuriyet gazetesı çocuk sahıfesı> adresme gön derılmesı lâzımdır. Geç kalanlar hediye kazanamazlar. Bılmeceyi doğru çözenlerden bize resım gonderenlerin fotoğrafları da sahifemize basılır.