22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
26 Tkincikânun 1936 CUMHURİYET M Ü S A B A K A M I Z Tarihte Türkler için Genc bir profesör Bağdad Universitesinde vazife alıyor Haber aldığımı za göre Irak hüku meti, hükumetimi ze müracaat ederek Bağdad Üniversitesının iktısad kürsüsü için Türkiyeden bir profesör istemistir. Maarif Vekâleti îstanbul Hukuk fa kültesinin genc ve değerli elamanlarnv dan Doçent doktor Muhlis Eteyi bu iş Dr. Muhlis Ete için muvafık bulmuş ve kendisini Ankaraya davet etmiştir. Muhlis Ete Vekâ letin tensib ettiği bu vazifeyi kabul etmiş, fakat bazı şartlar ileri sürmüştür. Bu şartlara cevab geldikten sonra Universitemizde kıymetini göstermiş olan genc profesör Bağdada gidecektir. de Yakub sokağında Madam Minanın Söylenen büyülc sözler 25 ILŞaka GüneşDil teorisine Harb Dil üzerinde çalışmaiar niyetine! kolaylaştı! göre toponomik tahlil Montecuccolinin fikirleri «Türkler hâlâ ayaktadır ve ben ölmeği bilen bir milletin yenilemiyeceğini biliyorum» «Sihirli kutu Saint Gottardda açıldı. tçinden ne alev çıhtı, ne dumaru Bu kutu, Türkleri tem sil ediyordu ve açtlmasının bir felâket olacağına asırlardanberi hükmolunuyordu. Fakat ben, Sen Gotarda kıltctmın ucile açtverip te boş gördii ğüm kutunun sahte olmasından korkuyorum. Bu kutu, belki taklid edil mişti. Çünkü mağlub, hâlâ a yaktadır, hâlâ sihirli kudretini muhafaza ediyor. Türkler daha dün Neuhoesel önünde galib bulunuyorlardı, bugün Raap kıyı sında mağlub. Bir asker gözü, o galible bu mağlubun ayni şey olduğunu sezmekte güçlük çekmez. (3) ağ = ektir. Bu mana ve müna sebeti temsil eder. Bu bakımdan (ağ 4an 4 ağ 4 ak) = (aganagak) = ank kuvvetli, kudretli, sahib, asıl demektir, ve tam manada akıl ve feraset sahibi olan bir tanrıdır. Sümer mitolojisinde ki ank tannnın bütün vasıflarını açık kalpliliğile, merhameti, insanlara insanlık öğretme meziyetlerini nefsinde toplıyabilir. Yukarıda sıraladığımız manaları verip vermediğini anlamak için birkaçı ile mukayesesini yapalım: (1) (2) (3) (4) Mareşal Montecuccoli manastın önünde karşılaştı ve kanlı bir savaş yapıldı. İşte Montecuccoli bu sa vaşta büyük bir idare ve manevra kabiliyeti gösterdi, Türklerin merdce çarpışmalarına ve on bin şehid vermelerine rağmen galebe kazandı. Fakat onun yukanya konulan sözle rinden de anlaşıldığı üzere bu zafer, Avusturyalılara hiç birşey kazandırmış olmadı. Türkler, ancak statükonun muhafazası şartile sulha meylettirilebildi. Türklere karşı Fransadan büyük yardım gören ve bu yardım sayesınde Sen Gotarda muvaffakiyet kazanan Mareşal Kont Montecuccoliyi sekiz yıl sonra Fransız lar aleyhine harbederken ve Rhın kıyılarında dolaşırken görüyoruz. Dünkü dostlar şimdi boğazboğaza gelmislerdi ve Montecuccoli, Sarre mmtakasmda Fransanm en şöhretli kumandanı olan Turenne On yedinci asrın en çok tanılan ve a ile boy ölçüşüyordu. ılan yüksek kumandanlanndan biridir, Hayatı bu suretle harb içinde geçen 1609 da adını taşıdığı kasabada doğdu, bu yorulmaz asker yetmiş iki yıl yaşadı, 1625 te Avusturya ordusuna girdi, on yıl 1681 de Linzde öldü. İki sene daha yasonra kolonel ve 1644 te mareşal oldu. sasaydı Viyananın Türkler tarafından Bu şöhretli askerin hemen bütün öm ikinci defa sarıldığmı görecek ve onların rü harb meydanlarında geçmıştır. Bugün sırtîarınm henüz yere gelrnediği hâkkınşarkta, yarın şımalde, öbiirgün garbde, da yerdiği hükmün doğruhığunu, daha,iyi daha öbiirgün cenubda ordular idare et anhyacairtı. ' ti, savaştan savaşa geçti, devrin en büyük Mareşal Montecuccoli Viyanadaki askerlerinden biri olarak tanıldı. l'acamie Carolıne de Sciences natu O asırdaki siyaset buhranlan, Avrupa rellesin müessisidır. Bütün askerî hayatı, muvazenesindeki kararsızlık Avusturyayı seferlerini ve o devrin askerliği hakkındadaima seferber vaziyette bulunduruyor ki mülâhazalannı ihtiva eden hatırları da du. Bu devletin bellibaşlı iki büyük kaybasılmıştır. gusu vardı: Avrupa hegemonyasmı Fransaya kaptırmamak, Macaristanı Türklerden kurtarmak. Polonya, Erdel, İsveç, Felemenk meseleleri de bu ıki kayguya bağlı siyasî derdlerdi. Tarihte milletimiz ve memleketimiİşte Montecuccoli bu siyasî vaziyetin ze dair söylenmiş sözler hakkmda açyetiştirdiği bir kumandandı. 1645, 1646, tığımız müsabaka bugün 25 inci yazı 1647 yıllanndaki İspanya veraseti harb ile hitama eriyor. Bundan sonra mülerine karıştığı gibi bir aralık Lehistanı sabakanın ikinci kısmı başlıyor. Türkiye mahmisi Rakoçiye, DanimarkaKarilerimizin 25 ecnebi büyüğün yı İsveçe karşı müdafaa eden Avusturya den en çok hangisinin sözlerini beğenordulannm başında bulundu. 1664 te dıklerini 25 şubata kadar bize bildir Türklerle karşı karşıya bulunuyordu. melerini rica ederiz. Mektublar «CumFakat kumanda ettiği orduda iyi teçhiz huriyet tarihî müsabaka memurluğu» olunmus kuvvetli Fransız fırkaları da na yollanacaktır. Ondan sonra bu müvardı. Bir yıl önce NeuhoeselUyvar za talealar tasnif edilecek ve okuyucula ferini kazanan Türkler de Köprülüoğlu rımıza kıymetli hediyeler verilecektir. Fazıl Ahmed Paşanın idaresi altında iler Hediyelerin listesini ileride neşredeceliyorlardı. tki ordu Raab (Türklerce Yanık) suyu yakınlannda ve Sen Gotar Eisenburg muahedesinde Türklere niçin zincir vurmadığımtztn sebebi işte budur, bu seziştir. E vet, Sen Gotarda yendiğim Türklere Ayzenburgda sırtı yere getirilememiş bir düşman muamele si yaptım. Çünkü onlar, ölmeği biliyorlar. Ben de ölmeği bilen bir milletin yenilemiyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.» Montecuccoli Montecuccoli kimdir? Ank = ağ + an 4 ağ 4 ak Karayim lehçesinde: Ang = ağ 4 an 4 ağ + ag Kırgız: Anık = ağ 4 an 4 ig 4 ik Analiz neticesi her üç kelime unsur larının ayni kıymette olduğunu göster mektedir [ 1 ]. Nitekim manalan da ayPOLÎSTE nidir. Artık ank kelimesinin manasını öğANNESİNİ YARALADI Kara renmiş oluyoruz. Şimdi Ankaranın anagümrükte Derviş mahallesinde Kurda lizine devam edelim. O zaman kelime caddesinde 31 sayılı evde Hatice adında nin etimolojik şeklini şöylece hulâsa euebir kadmla oğlu İsmail oturmaktadır. biliriz: (1 2 3 4) 5 6 Hatice dün evinde otururken oğlu Ank . 4 ar * ağ sokaktan gelmiş ve annesinden rakı parası istemistir. Kadın vermeyince İs (5) ar = ektir. Yakın, muayyen, mail kızıp ceketile annesine vurmağa kat'î bir sahayı ve o sahadaki hareketi başlamış. Ceketinin cebinde bulunan gösterir, istenilen şeyin olduğunu, takardemirden yapılma sigara tabakası ka rürünü ifade eder. dıncağızın başına gelerek yaralamıştır. (6) ağ = mananın ifadesini ve ta İsmail yakalanmıştır. mamlandığını bildirir, bu suretle AnkaKURŞUN HIRSIZI YAKALANDI ra akıl ve ferasetin kuvvet ve kudretin Son günlerde medreselerin kubbeleri tamam ve mükemmel olarak kararlaştığı ne hırsızlar dadanmıştır. Kıhcalipaşa yer manasını verir. Hakikatte Ankara medresesi üzerindeki kurşunlara göz nın bulunduğu yerin ehemmiyeti müdadiken sabıkalılardan Galib geceleyin faaya elverişli olması, çok eski zaman medresenin üstüne çıkmış ve 300 kilo larda da kültür ve endüstri merkezı oluşu kadar kurşun sökerek rahatça sokağa bakımından bu manada bir isim olması atlamış. fakat ertesi günü yakalanmış doğru ve tabiî olmakla beraber Ank a tır. Hırsızın üstü aranınca bir miktar dının sular tannsı olması ve iç Asyada da esrar bulunduğundan kaçakçılık bü Ankara adında bir de su bulunması gözönüne alınarak onun bir de su ile olan rosu tahkikata başlamıştır. münasebetini araştırmak doğru olur. ÜÇ KAMYOVLA TRAMVAY ÇARBu bakımdan Ankarayı yeniden anaPIŞTI Evvelki akşam saat 18.20 de liz edelim: vatman Cemalin idaresindeki 18 sayılı Edirnekapı Sirkeci tramvayı Hami dıye caddesinden geçerken birdenbire karşısına üç kamyon çıkmış ve bu kamyonlarla tramvay çırpışmıştır. Çarpışma pek şiddetli olmuş tramvayın ön kapıları parçalanmış. camları kırılmıştır. Büyük bir tesadüf eseri olarak insanca eksiklik yoktur. Vatmanın kabahatsiz olduğu anlaşılmıştır Polis kamyonlar hakkmda tahkikata başlamıştır. ELİNİ MAKİNEYE KAPTIRDI Büyükdere kibrit fabrikasında kutu dairesinde çalışan 25 yaşlarında Ra bia, dün makine başında çalışırken elini makineye kaptırmış ve şehadet par mağından yaralanmıştın MALÛM KAZALARDAN Şoför İhsanın idaresindeki 2576 sayılı oto mobil. Okçumusa caddesinden geçer ken Dudu admda bir kadına çarpmış ve kadını ağır surette yaralamıştır. Şoför yakalanmıştır. RAKI ŞİŞESİLE ADAM YARALADI Dün, Galatada Havyar hanında terzilik eden Cemal, Tophaneden ge çerken meşhurlardan Deli Hayri ile karşılaşmış ve ortada hiçbir sebeb yokken Deli Hayri cebinden rakı şişesini çıkararak Cemalin ayağma atmış ve terziyi tehlikeli surette yaralamıştır. Yaralı tedavi altına alınmış, Deli Hayri yakalanmıştır. YEŞİLKÖYDE ÜÇ EV YANDI Evvelki akşam saat 16.50 de Yeşilköyde Yakub sokağında Madam Sinanın evinde birdenbire yangın çıkmış ve alevler yandaki evlere de sirayet ederek üç ev birden yanmağa başlamıştır. Yangını haber alan itfaiye hemen yetişmiş ve Madam Sinanm evile sağ ve sol tarafmdaki evler kısmen yandıktan sonra ateşi döndürmüştür. İnsanca eksik lik yoktur. HÜVİYETİ BULUNAMIYAN CE SED Şehrimizde bulunan ve hüviyetleri bir türlü meydanaçıkarılamı yan cesedlerden sonra Arna\rudköyün de denizden çıkarılan kadın cesedinin de hüviyeti ve ne suretle öldüğü tesbit edilememiştir. Alâkadarlar cinayetle rin üstünden esrar perdesini kaldırmak için uğraşmaktadırlar. hitte ve tam bitişikte bir obje ve süje ile ilgisini gösterir ektir. (3) ağ = bu ek yukarıki .anlamı ve münasebetini isimlendiren obje veya süjedir. (4) ak = ektir; düşünceyi tamamlamış ve manayı tayin etmiştir. Şu hale göre (ağ 4 an ağ ak) = (ağana ğak) = ank muhitine taşmıyan fakat tamam ve muayyen bir su yani nehir veya göl demektir. (5) ar = ektir. Yakın, muayyen, kat'î bir sahayı ve sahadaki hareketi gösterir. (6) ağ = ektir. Bütün bu anlamm ifadesidir. Böylece (ağ an 4 ağ 4 ak 4ar 4 ağ) = (ağanağakarağ) = An kara. Bir suyun kat'î ve muayyen biı aahanın, bir yerini ifade eden bir ısim demek olur ki bu suretle de Ankaramızın en doğru bir ifadesini yapar. Ankara nın eski zamanlarda oldukça büyük bir su üzerinde kurulmuş olduğuna şüphe yoktur. Nitekim aşağıda isimlerini yaz dığımız Ank ve Ang lı isimlerin hepsi de su yakınında veya su üzerindedirler: Angig = Erzincan, Kigi. Ank = Urfa, Bilecik. Angül = D. Bekir, Lice. Angüran = Elâziz, Palo. Anguzeh = Van, Muradiye. Ankliya' = Artvin. Not: Ankaramıza bu adı verenler Baykal gölünün garbından göçmüş Türklerdir. Baykal gölü garb mmtakasmda Baykaldan çıkıp Yenisey (Yeni çay) büyük nehrine dökülen bir Angora nehri var kı, bu nehrın geçtiği mıntaka esasen coğrafyacıların ilmî ifadekrine göre dünya yüzünde, ilk sudan sırtını çıkarmış ve güneşe arzetmiş ilk insanlık mmtakasıdır. Ankaranın nekadar eski bir Türk şehri olduğunu anlamak için bu ilmî izah çok ınandıncıdır kanaatinde yiz. Napolinin meşhur kilisesinde Faenza adlı bir mukaddes bakire resmi varmış. Bu geçenlerde İtalya veliahdınm da bulunduğu bir törenle; Habeşistana asker götüren vapura nakledilmiş ve binlerce kisi Faenzadan, cephedeki İtalyan askerIerine ruhanî muzaheret nıyaz etmişler. Artık harb kolaylaştı demektir. İtalyanlar eizzeye dua ederier, Habeşler vağmur duasına çıkarlar. Elbet nefesi gür olan kazanacaktır! Gcne insafhymış! Hani türkçede bir darbımesel vardır: Kurd kuyuya düşeceği vakit, kuyunun ağzını duman kaplarmış. Gazetelerde bunun yeni ve çok komik bir misalini okuduk. Bir ecnebi memleketinde, askerlerin nısan attığı yere hırsız girmiş, bir nefer atış yaparken saatini aşırmış. Fakat oranın askerî nizamınca atış talimleri esnasında her neferin resmi alınırmış. Bittabi yankesici de isini becerirken adeseye çarpmıs ve fotoğraf sayesinde yakalan ' mış.. Herif, bu suretle bizim bardımese lin dediği akıbete uğramış. Fakat haydi nisan atan nefer heyecanla, vazife askı ve muvaffakiyet özenişile hırsızı göreme* mis diyelim. Ya etrafındakiler ve talimleri idare edenler de nekadar açıkgöz müşler ki koskoca sahada bu alenî soy<?unun farkmda bile olmamıslar! Bereket versin hırsız gene insaflı imiş. Saati çalacağına askerlerden birini aşırsaymış nisan atmıyan neferin resmi almmıyacağjna göre pekâlâ askerciği içedecekmiş! Yıldönümü Rovelver icad edıleli 100 sene olmuş. Dünya gezetleri münasebetli münasebetsiz herşeyin 50 nci, 100 üncü yıldönü münde ileri geri birçok söylenirler. Ne yaparsınız; lâf esnafhğmın mütedavil sermayesi de bu!.. Rovelverde de öyle olmuş. Amerikalı binbaşı Kolt tabancayı yaptığı vakit bunun adı «nefsi müdafaaya yarıyan portatif alet!» mis! Ha yatta tarifin müşkülâtı malum. Tabancanın da nefsi müdafaaya mı, yoksa başka bir nefsi imhaya mı yaradığı hakkmda kim hüküm verebilir? Hâdisenin manası her harekete göre değiştiğine nazaran... Asıl garib tarafı bir gazetenin rovelvere dair mütaleası. Koltun icadındanberi Amerikada ençok tabanca ovunu oynanmış ve böylece de devam edip gidecek mis... iyi amma bu oyun sadece Amerikada mı oynanıp gitmiştir? Koltun, Brovning, Parabellom, Karadağlı gibi kardeşleri ve d:eer akraba ve taallukatı arzın diğer parcajarında az mı «icrayi lubıyat» ettiler? İsvecli Nobelin dinamiti herhalde Isvecten çok dığer milletlerin işine yaramıstır. Anlasıhyor ki makine zamanı kısaltıp isi azalttıkça, insanların canı sıkılıyor ve mütemadiyen «vıldönümü» ve «kutlulama» arayorlar. Bu gidişle, dönen yıiların kıtlığına uğranılacak ve galiba o vakit te ilk yıldönümünü kutlulama âdetini bul man'n vı'dönümü kutlul^nacak. Bu tarihî ve coğrafî izahlardan meydana çıkıyor ki Ankaramız içinden ge(1) (2) (3) (4) çen sularla alâkadar olarak Türkler taAnkara = ağ 4 an 4 ağ L ak 4. rafından isim almış gayet kadim bir (5) (6) Türk sehridir. ar 4 ağ XI) ağ = a n a Vöktür, su anlamınadır. (1) Gerek konson, gerek vokal kate(2) an = anlamın çok yakın bir mu gorileri için teoriye müracaat lâzımdır. Bir serserı Liman vesaiti Şantaj yapmak isterken Yeniden 100 mavuna ve 10 romörkör alınacak yakayı ele verdi Polis bir dolandıncıyı yakalamıştır. Vak'a şöyledir: Şemsi adında bir açıkgöz kendisine taharri komiseri süsü vererek telefonla Tophanede Samuelin terazi ve ölçü ticarethanesine müracaat etmiş ve ticarethane hakkında yapılan ayarsız terazi tahkikatını idare ettiğini, eğer kendisine 100 lira verilirse tahkikatı durduracağını söylemiş ve 100 liranın bir zarfa konularak Eminönünde bir mahallebici dükkânına bırakılmasını söylemiştir. Samuel vaziyeti hemen Emniyet ikinci şube direktörlüğüne haber vermiş ve sivil memurlar mahallebici dükkânına gittikleri sırada Samuel de 100 lirayı bir zarfa koyarak buraya yollamıştır. Bu esnada mahallebicinin telefonu çalmış ve birisi para zarfının Karaköydeki mahallebici dükkânına getirilmesini söylemiştir. Memurlar adres verilen Karaköydeki ma hallebici dükkânına gitmişlerse de kimse gelmemiştir. Polislerin yaptıSı sıkı bir araştırma sonunda Semsi yakalanmıştır. Bu adam hakkında ikinci şubece tahkikat devam etmektedir. Liman îdaresi İstanbul limanını bugünkü durgun vazıyetınden kurtararak daha faal bir hale sokmak için bırçok projeler hazırlamakta ve bu iş için çalışmaktadır. İdare gelecek sene bütçede aynlacak tahsisatı beklemeden pek kı.>a bir zaman içinde lımandaki muhtelif vesaiti çoğaltmağa kar«T vermiştir. Halihazırda idare ehnde 300 mavna ve 16 romorkör bulunmaktadır. Halbuki bunlar bugünkü ihtiyacı karşılamaktan uzaktır. Bu münasebetle îdare 100 mavna ve 10 romörkör daha alınması için İktısad Vekâletıne müracaat ederek bunların âcılen teminini istemeğe karar vermiştir. r Müsabaka Ne haddinize? • Londraya giden Alman eski muharibleri Uludağa çıkan Üniversite talebesi Bursa (Özel) Üniversiteden kış sporları yapmak üzere 40 kişilik bir grup şehrimize gelmis ve bir gece burada kaldıktan sonra Uludağa hareket etmiştir. Çocuk Esirgeme Kurumunun kutlulama telgrafnameleri Çocuk Esirgeme Kurumu Genel merkezi tarafından hazırlanan ve sureti hususiyede Viyanada bastırılan bu çok zarif ve süslü «Lüks» telgraf kâğıdları her telgraf merkezinde bulunmaktadır. Kutlulama telgrafınızın bu süslü kâğıdla muhatabınıza verilmesini isterseniz, telgraf müsveddesinin bir köşesine «Lüks» kelimesini yazmanız ve telgraf parasından ayrıca 15 kuruş fazla ver meniz kâfıdir. Bu kâğıdların geliri tamamen yurdumuzun yoksul yavrularının bakımına ayrılmıştır. Kutlulama telgrafınızı bu süslü kâğıdla alan mu hatabınızın fazla sevinc duyacağına ve zarafetinize hükmedeceğine şüphe yoktur. Bir Avusturya generali harb sahasına gidiyor Viyana 25 (A.A.) VViener Zeitung gazetesi, İtalyan hükumetinin daveti üzerine Avusturya Millî Müdafaa Ba kanlığı erkânından General Boehmein, Bir müddet evvel Ingilizlerin eski mu hariblerinden bir heyet Almanyayı ziya beraberinde bir Japon, bir Amerikan, ret etmiş" ve orada iyi bir kabul görmüştü. Son hafta zarfında Alman eski muha bir Macar ve bir Arnavud zabiti olduğu ribleri de buna mukabele etmek üzere İngiltereye bir heyet göndermişlerdir. halde Mareşal Badoglionun gene kararResimde Alman heyetinin Londradaki Meçhul Asker abidesini selâmlamağa gâhına gitmek üzeıe Cenovada vapura ini yazıyor. gittigi l Menfi olmak, herşeyi fena görüp fenaya almak, ister yaratılıştan olsun, ister mükteseb; kanser gibi tedavisiz bir hastalıktır. Hatta müspetle menfi tipler icin bir nümune olarak şunu anlatırlar: İki İngiliz bir masada içiyorlarmış. Orta da da bir sise viski varmış. Birisi: İçel Valisinin tetkikleri Ne mutlu bize ki yarıdolu bir şişeAnamur (Özel) İçel Valisi Rük miz var, demiş. Menfi olan içini çekmiş: nettin Sözer geçenlerde buraya gelerek Ne yazık ki, demiş, şişenin yarısı tetkıkatta bulundu ve merkeze döndü. bos! Valimız ilkmektebin harab halini görerek yeni sene bütçesınde yeni ve asrî Her işi mutlaka kötülemekle malul obir mekteb inşası için lâzım olan parayı lanlar içinde harika yapanlar az değil tahsis ettireceğini vadetti. Bundan başka dir. Münakkid vardır ki birisini batırmağa şehirden iskeleye giden beş kilometroluk sarfettiği enerjiyi bir kitaba verse mu yolun, yatagmdan çıkan ırmak yüzün hakkak saheser yaratırdı. Bunlar belki den bataklık halini aldığını görerek ge heder olmuş zekâ ve kudretlerdir; fakat rek ırmağın yatağma sokulması ve gerek yalnız san'atlarının lıususiyeti bakımından yolun tamiri için muhasebei hususiyeye i ölçülürse gene hususî bir kıymet sahibi sayılabilirler. cab eden direktifleri verdi. Bundan on yıl evvel otuz altı bin liraya Halbuki ayni taifenin bir de hakikî yalnız duvarlan yapılıp inşaatı yanda bı vasıflarını kullanmaktan çekiniyorumrakılan hükumet konağının tamamlanması zavalh mümessilleri vardır ki hüviyetleri için yardımlarını vadeden Valimiz bir kadar manzaralan da acmdırıcıdır. Saçaralık Idman Yurdu binasına da uğrıya masapan söylenirler ve karşılanndakine rak genclerle konuşmuş ve faaliyetlerile akla gelmiyecek şeyler izafe ederier. yakından alâkadar olarak kendilerini Yeni zengin, bir misafirine köşkünü ve teşvik ve tergıb eylemiştir. bahçesini gezdiriyormuş. Yanlarında ev sahibinin on yaslarmda hasarı COCURU da Çindeki komünistler varmış. Binanın arka kısmında mermer Şanghay 25 (A.A.) Holungun ida duvarlara, tezege bulanan parmakla yaresinde bulunan komünistlerin Kvesov zrlmış yazılarla karşılaşınca mısafır alav bölgesinin merkezi olan Kveyşang üze etmek istemiş: Masallah, demiş, mahdum beyin rine yürümeleri, yabana misvonerleri bu bölgeden çıkmağa ve garb şehirleri elyazısı nekadar açık! ne sığınmağa mecbur etmiştir. Ev sahibi yanlış yere tevcih edilen bu Zorlu muharebelerin vukuu bildiriîi iltifata sinirlenmiş ve haykırmış: Mahdum beyin ne haddine? Onlar yor. Zannedildiğ;ine göre. Hunan isti benım vazım! kametınden vuku bulan taarruz. şımdi, İnsan bu taifenin hezeyanları karşı Kuangsi hükumeti tarafından gönderi len takviye kıt'aları marifetile durdu sında bu hikâyeyi nekadar cok hatırlıyor? $AKAC1 rulmuştur.. *
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear