Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
!İÛIkincikânunlib5 FAYDAU BtLGÎLER | HiKAYE. TaDihli Dnrsun Sivasin «Çömlekçiler» kö yündendi. Uç senedenberi «Gümüş Hadköyü» çevresinde Bay ömerin çiftliğinde çalışıyordu. Dur&un aptal • ea denecek derecede saf bir delikan • liydı. Dünyada ne iş olsa hep iyiliğe yorar, kendisini biitün evrenin en mcı'ud, en gönençli kişisi sayardı. Hatta bunun içindir ki kendi admı gene kendUi söyle koymuştu: Talihli Dursun! dL Yaninda kova, bakraç fHân olmadığı için kasketini hayvanin memesinin altma tutup sağmaya başladı. Bir iki.. üç.. Dakikalarca uğraştığı halde ineğin memesinden tek damla süt gelmedi. Dursun kizdı, hayvana bir tek • me vurdu. Hay cinsî bozuk, hay! Diye kalayi bastı. Istemiye istemîye gene ineği yedeğine ahp yürümeğe başladı. Bu sirada karşidan semizce bir koyunu önüne katmış biri geliyordu. Onunla selâmlaştı. Mes'ud adamsın, dedi, semiz bir koyunun var.. Kesince yününden ve etinden istifade edeceksin. lyi ama.. Senin de ineğin var.. Vakıâ yaslica olduğu için süt vermez ama.. Kesince derisini satarsin.. Etm • den sucuk, pastirma yaparsio. Doğrusunu istersen böyle bir inek yerine seninki gibi bir koyuna sahib olmak daha ziyade isime gelir.. lyi bir adama benziyorsun, hatı • nn için koyunumu, senin ineğinle de • ğişlirebîlirim.. Memnuniyetle.. Dursun koyunu aldı. Adaro da ineği.. El sikıstılar ve ayrildılar. Dursun az gitti, çok gitti. Bu sefer de kocağtnda besli bir kaz tayiyan birine rastgeldL Kazin sahibi ta uzak • tan alıcı gözile bakıyordu. Yakla • f ınca: Güzel koyun ama, dedi, simdİ Ok varacağin köyde bunu elinden alırlar sanirım, çünkü oradaki zenginler • den birmin koyununu çalmUİar.. Adam arayip duruyor.. Bndur diye yakana yapişir.. ö y l e ise şu kan sen bana ver.. Ben de koyunu sana vereyim.. Pekâlâ.. Hatinn için bu işî ya • parim.. Dursun öteküer gibi kazindan da memnundu. Kendi kendine: Köye gidince buna keserim.. Etini annemle âlâ yeriz.. Yağım sak • larim.. Tüyünden yasbk yapUnnm.. Oh.. Oh.. O h L Kazim Bpup severekten biraz yol aldıktan sonra bir bOeyciye rastgeldL Bileyd: O.., dedî, çok gSzel ve semiz bir kazin var« Aksama kesip afiyetle yi • Odundan şeker Biliyoruz ki odundan birçok şeyler yapılıyor: Kâğıt, yapma ipek, pathyan maddeler ve saire... Bir Alman kimyageri son zamanlarda odundan çeker çı > karmak kolaylığım bulduğunu da iddia etmektedir. Odun yakılıp bazı kimyasel ameliyelerden geçirildikten sonra mükemmel MCMLCKETLEME ÇOCUKLAR. jmerakh Afrika berberleri Cenubî Afrika Rodesya denen çevrede oturan yarı vahşî insan • lardan Matabele boyuna men sub olanlar saçlarını kökünden tıraş ederler. Kızgın güneşin al tmda çırçıplâk ve parıl parıl palıyan bir kafa ile gezerîer. Fakat başlarında k'IIarı böyle dibin Dursun geçenlerde efendisinin ya nina varip elini öptükten sonra: Bayim, dedi, üç senedir sana hizmet ediyorum, bir yol ananun yanina varip biraz da köyde kalmak istiyo • rum, buna müsaaden olur mu? Omer: Hay hay, diye cevab verdi, Sç sene çalisUktan sonra bu senin hakkindir. Efendisi ertesi gün yola cikan Dur • suna Sç senelik hizmetine karşilık kocaman bir külçe gümüş verdi. Dursun buna bir torbanın içine koydu. Köyü ne doğru seyirtmeğe başladı. Biraz gittikten sonra at üstünde keyifli keyifli şarkı söyliyerek gelen bir adama rastIadı. Ah ah, dedi, at üstünde yol al • mak ne rahat bir şeydir. tnsan hem otunır, hem de gider. Yolcu cevab verdi ı Peki öyle de sen neye yayan yflrfiyorsun ? Atim yok ta ondan.. Ustüne bir de su sirUmdaki yük.. Gümüş külçesu. Gümüş külçesi mi.. Bakayim.. O.. sahiden epeyce ağir.. Eğer ata merakh isen.. Bu gümüş külçeye karsılık ben atimı sana veririm.. Deme a canim.. Süvari atmdan indi. Gümüş külçeyi yüklendi. Dursun da hayvani bir taşm yanına yanaşbrip üzerine atladı. Biraz rahvan gittikten sonra ağıraksak yol almaktan canı sikıldı. Ayaklarinı beygirin karnma vurunca hayvan alabil • diğine koşmağa başladı. Zaten pek iyi süvari olmıyan Dursun bu hizlılıkta muvazenesini kaybetti. At bir yana Dursun bir yana yiküdılar. Bereket • versin Dursuna birsey olmamişb. Atın ayağı burkulmuştu. Topallıyordu. Bu sekilde onun üzerine binilemezdi. Ye • değine alip yürümeğe koyuldo. Az gitti, çok gitti, derken ineğinin ipmi koluna takmış, sigarasini tüttürmüş bir köylü Oe karşilaştı. teker oluyormua. Dahası da vart Bundan arta kalan kuım da tıbkı pancar artığı sibi hayvanlara mükemmel yem, gübre f alan o • larak kullanılıyormuz. Tabiî bu keşif tatbikat alanına konursa teker çok ucuzlıyacak, sizler de bol bol pastalar, bonbonlar yi • yeceksiniz. Lâkin, acaba viicu • dümüzün esenliği (sıhhat) üzerine bu ceker fena bir tesir yapmıyacak mı? Elbette ki tecrübe etmeden birsey söylenemez. ticareti Orta Atyada bir Târk yaorusa buyük babatımn kacağında CTAHATICP Sakalin adasmda hayat yerde kalır. Sonra sis ve yağ • Sakalin adası Siberyanın doğu saKilinde ve Japon denizile O • murdan göz açılmaz. Bazı sene • koçka denizi arasmdadır. Bir ler tam 250 gün ardı arası ke > silmeden yağmur yağdığı vardır. Şimal tarafı batakhklar, cenub tarafı çam ormanlarile ortülü • dür. Adada iki cins halk oturur. Bunlara Gliyakas ve Aynos derler.Gliyakaslar Moğol ırkından gehnedirler. Tenleri san, burunları basık, dudaklan kalın, elmacık kemikleri çıkık, saçları sert ve siyahtır. Gliyakaslar uzun zaman göçebe halinde yaşamıs • lardır. Aynoslarm ise hangi ırktan geldikleri daha pek kat'î surette belli olmamakla beraber asıllannın Türk olduğu zannedi • liyor. Adanm ikliminin berbad ol masına karsılık birçok zengin Sakalin adası ahaîisînden likleri de vardır. Meselâ petrol bir erkek kuyuları bunlardan biridir. Neft bolümü Japonyanm bir bolümü de Rusyanındır. Iklimi çok ber baddır. Kışın ilkkânunda sıcaklık sıfırdan aşağı 37 dereceye kadar iner. Kar, nisan ayına kadar yeceksin.. Cebinde ona göre dolu ise İlâ.. Vallahi cebde metelik yok.. Aman, dedi, beygir zor idare olunur bir hayvanmiş.. Az kaldı öbür ö y l e ise mutlak para kazanma • dünyaya göçüyordum. Halbuki şöyle nin yolunu bulmak, bir iy sahibi olmabir ineğim olsaydı hem tariada kulla • hsm! nır, hem sutünü içer, hem de yağım Ne gibi.. yerdim. Söz gelimi benim gibi.. TaşlaflmKöyia an bastan asağı bir süzdükten dan bir tanesini sana satarim.. BOey • sonra: cflik edip zengin olursun^ Madamkj, dedi, beygirden mem lyi ama dostum meteliğim yok nun değilsin ve bir inek sanibi oimak dedim aistiyorsun.. Haürm için inekle atı de • Zarar yok, ben sana tatı bu ka • ğıshrinm» za karşibk veririnv Memnuniyetle.. Pekâlâ.. Koylü beygiri, Dursun da ineği ye değine aldı. Biri bir yana, öteki öbür Dursun kazı verip taşi aldıktan yana birbirinden ayrıldılar. Dursun bisonra hoplıya zipliya yola düzüldo. raz yürudükten sonra fena halde su • Midesi bir taraftan açlıktan kivraniyor, sadığmı duydu. Kendi kendine: bir taraftan susuzluktan yaniyordu. Şu ineğin sütünden biraz içe • Birkaç yüz metro gittikten sonra bir kaynağa rastgeldL tğilip su içmek is • yim! terken bileytaşinı oraya düşürdü. Kay, Dedi. Hayvanin kammin alUna girnak oldukça derîndi. Tabiî alamadı. ııınMiıuııtııııımııııııııııııiıııııııııııııııiHitııııtıııııııınnnıııııırı Uç senelik çalişip çabalamasma kar> Cumhuriyet çocuğunun f şilık elinde hiçbhsey kalmamişü. Fa • kitablanndan: | kat o sevindnden yerinde duramiyordu: Oh, diyordu, bütün yüklerden, | Büyük Seyahat Romam | eziyetlerden kurtuldum. Köye elimi = Yaldızh ve gayet zarif bir cild | kolumu salhya sallıya gireceğim.. Caİ içinde renkli tablolar ve resim • \ nım ben kendime tevekkeli «Talihli \ lerle süslü lüks baskı (çıkmıs.tır) | Dursun» admı koymadım.. Daima ta150 kurus. İ lihliyimdir, vesselâm!.. | Çıkaran: Cumhuriyet müesseseshE Ah, ne olurdu hep Dursun gibi düsünebilseydik, dünyada bizden mes'ud İ Her kitabcıda balabilirriniz! ^N«MHiMHiıııiiwiHiı«ııiHit!mtıııiHiHiııııııııınmıırınıınıiMnıs# adam olmazdı* Herıeyin yasmasu sun'isi vü • cude getirilebiliyor. Hatta alb • nın, elmasın bi'o... Fakat bazı • laruunki ashndan daha paha lıya mal olduğu için bu ife kimse yanasmıyor. Ucuza mal olanların ticareti ise günden güne genisliyor. lpegin de yapması son zamanlarda dünyanm her tarafında piyasayı kaplamaya bas ladı. Asıl ioek biliyorsunuz dut yapraâı yiyen sonra ioek koza • larını ören bir böce$in marife tidir. Yapma ipek ise odundan çıkarılan bir herec (madde) den •ucude stetirillyor. fiununla beraber yapma ipek az dayandıgı ye asıl ipek kadar İyi görünmedigi i^in sık giyinen bayanlar onu almıyorlar. Hep asıl ipeğe ragbet «österiyorlar. Lâkin eskisila olcülecek olursa hakikî ipek alım satımı çok a zalmis.br. Cünku yapma ipek çok ucuza verilivor. Asıl ipek onunla boy. olcüsemiyor. ' den kazıtmak için bizde olduğu gibi sabun ve keskin ustura kuîlanmazlar. Alelâde bir biçakla bu işi yaparlar. Müsteri yere çömelip oturur. Ba|inı berberin iki dizi arasına koyar. Berber yuksekçe bir tarm üzerindedir. Evvelâ tükürükls müfterinin saçlarını yumysat • maya çabfir. Agzında ne kadar salya varsa sarfeder. Bazan, bu işte mfifterinin tükürüğünden ^e İstifade eder. Ondan sonra jnüşterinin kafasını isjcebme kazır £İbi kazımaya baslar. Ameliyat oldukça uzun sürer. Ara sıra da müfterinin «açlarile beraber de • lisinin bir bolâmii de beraber kalkar. Bu hali sorüp hem para kazanmak, hem de zencileri bu eziyetten kurtarmak istiyen bir Insiliz tüccarı lngiltereden tıraş jnnkineleri, jilet ve saire gibHsir aletler getirip yerlilere sat Matabele halkı bunlan bir haita kullandıktan sonra ytrı pahasına tüccara geri vermiçler. O aletlerin kolaylığı ve eziyetsiz tıra« etmeai hi^ birinin hoıuna gitmemis. Geri insanlar alıçtıklanndan bir tütlü Tazgeçemezler. C 2 incikânun bulmacası^) COCUK PORIR1LER Amerikada Bir Tiirk Çocuğn | Sakalin adası ahalisinden bir kadtn kaynaklarının ekserisîni Japon • lar isletir. Sonra ormanlardan çok fayda göriilür. Kıyılarmda balıkçılık çok ilerilemiştir. Ada halkı hâlâ eski dinlerini muha faza ediyorlar. Göke ve ateşe tapıyorlar. Kotr dedikleri bir cins Soldan aağa: İ 1 Bizi doğuran, 2 Bir dost memleketm merkezi, 3 Yurdumuzun Asyadaki bolümu, 4 Arabca düzgünlük, 5 • NasihaÜer, 6 Gee değfl, 7 Ş Bir yaratigin vacodünda dolaşan suloi kereç (madde). \ Bu kelimeler yerliyerine konduktaa sonra soldan üçüncü sira yakandaa asağı okunduğa vakit en büyuğümü zun soy adı meydana çiksin. Doğro karsılık yazanlardan birinci • ye 5 lira, ikindye bir monekkebli ka lem, üçoncüye Foto Etemde resim çı • karmak hakkı takdim olunacaktir. Dördüncüden yüzüncüye kadar muh? telif hediyeler. BOmeceyi doğrn hal ledip te bize fotoğraf gönderen!ertB| resimleri de gazeteye basilir. > Cevablar 2 ncikânunun sonuncu gö4 nününe kadar «Cumhuriyet Çocuk Saî hifesi» adresine gönderümelidir. Bu şarta riayet etmiyenler ve geç kalanlar mükâfat alamazlar. Elektrîkçi Cevdet oğlu Turgut ayı da onlar için sayın bir totemdir. Bu ayıları kışın inine girdiği zaman boynuna ilmikli ipler atmak suretile avlarlar. Oturduk • ları yere getirirler. Yedirir içi rir, semizletirler, sonra da kesip afiyetle yerler. Tuhaf bir din ve âdet doğrusu