22 Kasım 2024 Cuma Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
Cumharivet Dedikodularla büyük Uîusal biriik yasası Şecere zihniyeti dostluğu lekelemiyelim! tarafı btrivci sahijedei man olarak bahseden askerî şar • kıların menedilmesidir. Halbuk!, heyhat. daha şimdiden ufuklarda bulutlar belirmeğe baş • lamıştır. Bundan bickaç ay evrel Türkiyede yabancıların bazı mes lekleri yapamıyacakları hakkmda bazı tedbirler ittihaz oîunmuştur. Bu yüzden bazı Yunanlılar, zaten mujhacirlerle dolu olan Yunanistanda yerlestirilmeleri hususunda Yunan hükumetinin yardımını iste • meğe mecbur kalmışlardır. İki memleket arasında büyük güçlüklerle tesis olıman çok camimî dostluğu ih141 etmiş olmamak için Türkiycnin Yunan tebaasına karşı istisnaî b'r harektte bulunmak lüumunu his • setmemiş olduğu keyfiyetine karşı göz ymnuldu. Maalesef Yunan efkirı umumi yesini tehyic eden yalnız bu me • sele olmamıştır. Bilindiği gibi Türkiye bir senedenberi büyük bir sanayileşme plânı tatbik etmektedir. Türkiye ile ticarî bilânçosu pasif olan Yunan istan Türkiyeye cam ve pamuk mamulâtı ve daha bazı maddeler ihrac etmektedir. Yunan 1 Milli fkhsad Nazın Pesmazoğlu Türkiye hükumetinden sanayileş • menin Yunan ihracat maddelerinin Türkiye piyasalarmda sürümüne mâni olmıyacak bir surette yapılacağı hakkında teminat almıştı. Halbuki son haberlere göre Türikye bilhas«a Yunanistandan ithal ettiği maddeler itibarile kendi ihtiyacatını giderecek bir hale gelecektir. Tür kiyedeki dostlarıtnizın maksadt nedir? Yunanistan tarafıadan Türki • yeye yapılan ve zaten az olan sınaî maddeler ihracatım mahvetmek mi iatiyorlar? Bundan maada yeni bir tedbir halk tabakalan arasında bile hoşnutsuzluk mınltılannı mucib olmuş bulunuyor. Bu da yabancı papaz ların kiliselerrara mukaddes kılıklarmı giymelerini yasak eden tedbirdir. Bu tedbîri bilhassa ortodoks kilisesi hissetmistir. Bilindiği gibi ortodoks patrikhanesi tstanbulda buluntnaktadır. Bir ortodoks papaınu an'anevi kıhğından başka bir kılık içjndjg görmek yakın^fajk hırUtiyanları için akla sığnaaz bir §eydir. Diğer taraftan patrikbane kadrosunun dmî kılıklı papazlardan mürekkeb olduğu malumdur. ls • tanbul patrikhanesindn bütün Yunanlılık tarafından yalnız ortodoksluğun Vatikanı gibi değil, Yunan milletkıjn dört asır devam eden Osmanlı Imparatorluğuna inkıyad devrinde etrafında toplanmıs bu lunduğu bir merkez gibi takdis e • diknekte olduğu bilinme'jtedir. Bu fcabda Yunan hiikumetinin yaptığı teşebbüsün yalnız dinî reislerin, hu8U8Î müsaade dairesinde an'anevî kılıklanm taşıyabilecekleri «elice»ini vermis olduğunu haber alan Yunan milletinin o kadar müteheyyic olmasını mucib olan sebeb iste budur. Utanbul Patrikhanesi Bizans tm« paratorluğunun ilk seaelerinden • beri mevcuddur. tstanbulun suku tundan sotv.a Yunan istiklâl mücadeleleri sırasında sultanlar tarafından saygı ile muamele görmüştür ve Kemalistlerin Anadolu zaferinden aonra da Pabrikhaneye hürmet edilmisth*. Hakikat bu merkezde olduğu halde iki memleket arasuıdaki numasebetlerin açrkça yürekten gelme olduklan bir zamanda ki iki millet arasındaki müoasebetlerin yürekten oluşu' tarihin müstesna bir hâdisesidir. • Patrikhaneye nakise iras «Iunmaktadır. Bundan başka 1 »tanbul gazetelerinin vecdikleri haberlere göre Türklerin bir aile adı bulmaları mecburiyeti Yunanhlara da tesmil edile • cektir ki, bu suretle Istanbuldaki Yunanlılar babalarından miras kalan ve asırlardanberi taşıdıklan adlar yerine Türk adları almak mecfcueiyetinde kalacaklardır. Bütün bu tedbirlerin ittihazmı icab ettiren sebeb ne olabilir? Patrikhaneye gelince hjn senelik bir kılık niçin lâğvedilsin? Halk, bize bu hakareti yapan Türk dostlarımız mıdrc\ diyor. Türkler'n sehîrler kraliçesi olan tstanbul üzerindeki hâ kimiyetlerini tehdid eden Patrik • hane ve 80,000 Rum mudur? Bir milletin millî karakterlni alabilmesi için yabaocı olan şeyleri alması ve yahut bunları kat'î sucette gizli tutması mı icab eder? Bu mühim soraklara cevab ver • mek vazifesi bize düşmez. Fakat burada hatırlatılması icab eden ?ey Yunan milletinin bir vakitler düş • manı bulunmuş olan Tü> klerle dbstluk vücude getirmek için büyük fedakârlıklara katlanmı? olduğudur. Türkiye hükumeti tarafından ahnan tedbirler Türk Yunan dctluğu temellerini en metin bir noktasından tırpanlamaktadır. Bu nokta da Yunan milletinin hisleri noktasıdv.» Evang. Averoff CUMHURİYET Muharrir, Türk • Yunan dostluğunu yanlış anlıyanlardan biridir. O sanıyor ki Türkiye ile Yunanistan dostluğu, Türkiyenin dahilî işler'ne kadar tesir etmek lâzım gelir. Onım içindir ki küçük san'atler kar.ununu Yu nanlılara zararı dokundu, diye beğenmiyor. Bu kanun Yunanlılar için değil, bütün ecnebiler iç:n ya pünustır. Yunanlılan kanundan ayn bir muameleye tâbi tutmak, bence fedakârlıklar pahasına kurtul duğumuz ecnebi imtiyazları, kapi • tülâsyonlar denilea beliyı yeniden kendi rızamızla kabul etmek ds mekti. Büyük devletlerin elindea zorla kurtardığımız istiklâli kendîlerine hediye ebnemizi dostlarımıı bizden isterlerse haksızhk etmiş olurlar. Küçük san'atler kanunu, her memlekette olan bir kanundur. «Evvelâ can, sonca canan» prensibine tevfikan yapümıştır. Türkler iş bulamazlarken ecnebilere bol bol i» veremezdik. Papazlarm cübbesi meselesine gelince, bu da Türkiyenin dahilî içle • rinden biridir. Türkiye lâik idare • sine yarasan bir kanun yapmıstır. Yalnız papazlann değil, hocalann da cübbelerine samildir. Memle ketin ekseriyetine taalluk eden bir kanuna ekalliyetlerin de boyun iğ mesinden tabiî birsey olamaz. Kaldı ki Sen Sinod dahi, bu kryafetin defîştîri'^ıesine karar vermijtir.* Ve ^kat'iyetle isbat ettik ki kıya/etle dinln alâkası yoktur ve octodoks papazlan Avrupa ve Amerikaya g!dince sivil giyinmektedirler. Bu kıya fetin Türkiyede ipkasını istemek ve ıarar etmek, siyasî süpheler uyan dıran bir hareket olur ki Yunanh dostlarrmızdan biz bunu beklemeyiz. Yunani»tanm ihrac ettiği pamuk • lu ve cam mamulât için Türkiyenin pamuklu mensucat ve cam fabrikası yapmasmı istememek ve Türkiye sanayileşmesin demek gene bizim dahiH islerimize karısmaktır. Hem böyle bir teklif çok hodoinane ve ham bir teklif olur, hakikî dost böyle bir teklifte bulunamaz. Çünkü böyle bir teklif pek baziı gânca bir sey olur. Muharrir, yazısmm sonunda Yunanlılar, Türklerle dost olmak için çok büvük fedakârlıklar yaptılar, diyor. öyledir. Biz de Yunanhlarla dost olmak için daha büyük feda • kârlıklara katlandık. Böyle olması da tabiidir. Çünkü dostluk, mütekabil fedakârlıklarla oluc. Yoksa ben fabrikalar yapayım, sen yapma demekle d*ostluk olmaz. , Biz, Yunanistanm dahili siyase tine hlç karısıyor muyuz? Bizim memlekette zeytinyağı yetisiyor, siz zeytiyağı yapmayın diyor muyuz? Türk Yunan dostluğu, har ikî millet ve memleketin çok daha büyük ve yüksek menfaatlerinden doğj muştur. Ne birkac bin küçük san'atkârm şahsî istifadesi, ne papazlann cübbesi, ne de birkaç pamuklu ve sişe fabrikatorlannm kârı gibi hasis düşünceler bu dostluğu bozamaz ve bozmamalıdır. Muharrir Averoff ve onun gibi lere tavsiyemiz şuduc: Memleketlerimizin âli menf&at • lerini dthünelim ve küçük dediko • dularla büyük bir dostluğu lekele mek gafletkie düsmiyelim. TürkYunan dostluğu DÜŞÜNCELER: Denlz altında radyo merkezi Bursada dağ sporları başladı Sporcuların istîrahati için oteîlerde tertibat almıyor Bursa (Hususî) tstanbu'daki AIman mektebleri muallim ve talebelr rinden mürekkeb ve ekserisi Alman olan 29 kişilik kadınlı erkkli iki ka • file sehrimize ge'erek Uludağa çık mislardır. Kayakçılar ikincikânunun birinci günü akşami Bursaya ve bu radan da tstanbula döneceklerdir. Yılbaşlnda ve onu takib eden bayramda tstanbul dağcılık ku'iibünden de birçok kayakçinin geleceği tstan bul Valisi Muhiddin Ustündağ tarafından Belediye Reisimize te'grafla bil • diri'miçtir. Uludağ otelind" ona göre yer hazirlan^Iacaktir. Ayrica Cumhu • riyet Halk Firkasi Bursa vilâ^et idare heyeti reisliğince yapi^an t'şebbüs üzerine belediyemiz; otel müstscirine tebligatta bulunarak Ankara, Jstenbul ve Bursa dağ ku!üblerinin hüviyet vara • kalarını hâmil olan sporcu'ara yüzde yirmi tenzilât yapi'masmı bildirmis tir. OMde karyolah yatak fiati 100 kurustur. tki ki^i bir karyo'a^a vatarsa 150 kurustur. Yer yatakları 50 kuruş tur. Et yemeklerinin porsiyonu 20, sebze, çorba ve plâvlar 15, çay, kahve beş kuruşhır. Otelde Bursa konserva ve kompostolan da bulunmakta • dir. Tenzilât bütün bu fiatlerin tutari üzerind^n vapilacaktir. Ruslar, 33 metro derinliğinde çalışan dalgıçlarının mükâlemelerîni bütün dfj^yaya neşrettiler Karadenizde, Kırım sahillst inde 33 metro derinlikte, Müttefiklerin Sovyeilere karsı harb ettikleri zaman batırılmıs, (Kit) namındaki Rus vapuru yatar. Aylardanberidir Eptron kurtarma teşekkülüne mencup bir takım a j damlar bu gemiyi yüzdürmeğe ve [ Sivastopol limanına yedemeğe çalışıycrlac. Bu çck güc ve çok tehlikeli ameliyenin üzerine cihanın nazarı dikkatiai celbetmek maksadiledir ki, Moskovadaki «son radyo haberleri» kurumu müdürlüğü denizaltmda bir radyo neşriyat merkezi kurmayı düşünmiiştür. Sovyet gazeteleri bu tecrübenin büyük bir muvaffakiyetle netice lendiğini yazıyorlar. Dalgıç âletlerine ve batmıs geminin bulundu • ğu noktada ducan dubaya birer mikrofon uydurulmuş; denizin di • binden akseden insan sesleri buradan Sivastopola kablo ile, oradan da Moskovaya telefonla nakledilerek Moskova telsiz istasyonunun amplifikatörü vasıtasile bütün dünyaya nefcolunmustur. Bu sesler, bütün Rusyada, Ar • kangelden Taşkende, Ukraynadan Siberyaya kadar pek vazih olarak duyulmustur. «Türk olmak için Tıirk olmağı ssvmek ve Turk olmağı kcbul etmek kâıidir» Başbakan tsmet Cumhuriyet Almanağı Her evde, her elde bulunması lâzım küçük bir ansiklopedidir 1935 tmparatocluk zamanında Tür k'jede iki türlü vatandaş vardı: Müslim, gayvimüslim. Maşerî vicdan bunlatı büsbütün ayrı ayn zümrelere ayırmıştı. Gayrimüslim vatandaslar milliyet itibarile, mensub olduklacı cemaatlere bağlı idiler. Untumî hayat crjlsjr için cemaatlerin çevrelerinde toplanırdı. Memlekete milliyet itibarile değil tâbiiyet itibarile bağlı idiler. Müslim vatanda^.Ier ise ayrı ayn milliyet lere mensub olmakla beraber ce • maatlere ayrılmamıslardı, Osmar.lı hükumetinden başka hiçbir tarafa hiçfcir muhite bağlılıkları yoktu. Din bağhlığı Tü>rkü, Çerkesi, Lâzı, Arabı ayni camia içinde topla mıstı. Cumhuriyet rejimi müslim gayrimüslim ayrılığını büsbütün orta • dan kaldırdı. Lâik bir hükumette tabiidir ki böyle bir ayrılığın yeri olamazdı. Cumhuriyet rejimi eskiden cari olan dln bağhlığı yerine dil ve kültücr bağlılığını ikame etti. Milliyet için yegâne criter dil ve kültürden ibaret kalmıstır. Yeni rejimimizin şıarı olan ulusal biriik ancak dil ve kültür sayesinde yer lesip köklesecektir. Yalnız unutmıyahm ki bu gayeye varmak için nazariyeler, pren * sibler ve kanunlar kâfi değildir. Bun • ları hayata sokmak, hayata hâkim kılmak gerektir. Bugün kanun ve hükumet müslim, gayrimüslim ta • nımaz. Fakat asırlarca müddet maserî vicdanda yasamıs olan bu mefhum büsbütün maziye karısmıs değildir. Gayrimüslimler henüz zih • niyet itibarile cemaatlerine bağlı dırlar. Maserî vicdan henüz mü* • limle gayritnüslimi birbirine tamamile karıstırabilecek vaziyete gelmistir. Büyük bir muharririmiz tarafından pek güzel izah olunduğu veç • hile Vhayatı yapmak nazariyeyi bulmaktan, hüsmi kabul ettirmekten daha çok zordur. Sükut «den itiyad, söyliyen ve münakaşa eden fikir kadar sürat ve sühuletle mağ • lub olamaz. Yeni telâkkiyat ve kanunlanmız cemiyet hayatımızı ancak sârsmıçtır, henüz değiş^irme • mijtir. Hayat bilhassa Anadelunıuı her tarafmda eski manzarasında dir. Eski itiyadlar ve batıl an'ane • ler henüz bütün kuvvetile hükürarandır.» Mahzı hakikat olan bu sözler itiyatlar ve görenekler hakkında ya* zılmıstır. Bizim bahsimizin mevzuu olan mesele itiyadlar ve görenekler değil, ondan kat kat kuvvetli olan «zihniyet» tif. Asırlardanberi yerlesmis, köklesmis olan bir zihniyettir. Bu zihniyet yalnız fikir ve nazariye kabul etmekle «statik» bir vaziyetle değil, azimli, sebatlı, metotlu dinamik» bir hareket ile mağlup edilebilir. Bu köhne zihniyete karsı muhtelif cephelerden savasa girişmek gerektir. Şunu da ilâve etmeliyiz ki bu savas yalnız müslim, gayrimüslim zihniyetine karsı değil, gene imparatorluk zamanından ardda kalan ve merhum Ziya Gökalp tarafm • dan «şecere» namile tavsif olunan ve bir dereceye kadar suursuz te lâkki olunabilen ruhi halete karsı da müteveccih olmahdır. Imparatorluk zamar.ından ardda kalan kötü bir itiyad neticesi ola rak halk, çevresinde bulunan kim selerin seceresini lüzumlu lüzum • suz kale alır. Kürd Mehmed, Lâz Hüseyin, Çerkes Mustafa, Arab tzzet gibi lâkablar tstanbulda ve A nadolunun her tarafmda sık sık kullanılıyor, bu itiyad kimsenin dikkat nazarmı celbetmiyor. Eskiden bu gibi lâkablarda millî biclik bakımından hiçbir mahzur görülmezdi. Çünkü o zaman esas yalnız din ve mezheb bağhlığı idi. Şecerenm hiçbir ehemmiyeti yoktu. Bir müslümanın Kürd, Arab veya Lâz lâkabını tasıması memleketteki umu mî hayattaki vaziyetine karsı hiç bir hüküm ifade etmezdi. Fakat Türk ulusal birliğinin esas olduğu bir rejimde şecereyi kale aimak, şecereyi andıracak lâkablar kul lanmak elbette ki suursuz bir ha rekettir. Çünkü Lâz, Gürcü, Arab veya Çerkes £İbi lâkablara muha tab olan kimseler dil ve kültür itibarile tamamile Türkleşmiş, şecerelerini hatıclatmak değil, unutturmak arzusunda olan vatandaşlardan ibarettir. Beraeti zimmet asıl olduğuna göre bugün bunların samimî surette Türklüğe bağlı olduklarından veyahud bağlı olmak arzusunda oulunduklarından süphe edilemez. Bu itibarla velevki görenek ve itiyad dolayısile olsun onlara Kürd, Aralj veya Lâz yaftasmı yapıştır mak, ulusal biriik bakımından doğru değildir. Fena bir ahskanlık neticesi olarak adeta suursuz bir »u O sırada, radyo basında bulun cnuş olanlar, son radyo haberleri muhabirile kurtarma ameliyatını idare eden Maksimets ar.asmda geçen su mükâlemeyi dinlemislerdir: Maamafih Bursa dağ kulübü; geçen Yalnız 1934 senesinde, idareseneki sikısık vaziyeti gözönüne alarak ; gene 32 yataklı otelde 140 kiş nin va miz 35 gemiyi yüzdürüp kurtarmıstır. Şimjiki halde Kiti yüzdürmeğe tamiyacağinı düninerrk otele 3,5 ki • çahsıyoruz. Şimdiye kadar bu de • lometro mesafedeki (Otelgözü) sığı • rece çetin bir isle karsılasmadık. nağmı bir yatakhane haline sokmuş • tur. { Bu sırada, denizin dibinden yük; selen bir tikkü, Epron müdürünün önümüzdeki sene iç nd de Uluda • sözünü kesmistir. Bu türküyü, tağtn 1000 rakimlı (Dolubaba) mevki sımakta olduğu mikcofonun farkınme hususî idarece büyük ve kaloriferfi da olmıyan dalgıç Çerkan oku • bir otel yaptınlacaktir. Hususî idare muştur. nin ikinci olarak yaptırdığı bu otel kif Bunu müteakıb Maksimets Yol yaz açik bulunacaktır. Esasen or*va daş aşağıya seslenmiştir: kadar kisin karda dahi otomobiller isliyebildiğinden sporcu olsun olmasm herkrs buradan btifade edebilecektir. Kit v "öurantı kurtarmağa çalışan dalgtçlardan Çerkan suyun yüzünde Alo, Çerkan!. tşler yolunda mı? Mükemmel! Neredesin? Geminin üç metro yakınındayım. Allah vere de, hava bczup, islerimize ket vurmasa!. Bunun üzerine dalgıç kıyafetine gicen muhabir bizzat denize inmîş ve kendi intibalarını şöyle anlat tnıştır: , Herşey yolunda.. tniyorum.. Hava verin. Teşekkür ederim. Kitin üzerinde bulunuyocum. Deeinliğe rağmen etrafım o kadar aydınlik ki gazete okumak bile mümkün olacak. Geminin üstünü tekmil yo sunlar ve midiyeler kaplamış. Tarihte birinci defa olarak de nizin dibinde bir reportaj yapıyo • rum. Daha sor.ca, denizin dibine batmış bulunan Kersonez şehrin de de bir reportaj yapmak tasav • vurundayız. Rusya halkımn merak ve he • yecanla takib ettikleri bu neşriyat, ertesi günü, Moskovah sair Demyaı Bledni için bir ilham kaynağı ol • muştur. Bu şiir de gene radjo ile neşredilmiştir. Bu neşriyatı yapacı Komintren telsiz istasyonu 500 kilovat kudretindedir. 1933 te inşa edilmis ve geçen nisan ayında işlemeğe baş • lamıştır. Dünyanın en kuvvetli is tasyonudur. Bugün yapılacak müsabaka'ar Bugün Şeref stadmda üçuncü kiime lik maçlanna devam edilecektir. Saat 11,15 te Feneryılmaz • Sümerspor, Mat 13^te * Karagümrâk Doğanspor takimlari' karsilafacak, saat 14,45 te ikinci kümcden Anadolu • Beylerbeyi müsabaka yapacaklardır. Meclis Reisi geldi rultayda mevcudiyetleri her yön • den faydah olacaktır. Çünkü Türk kadınlan içinde malumat ve fikir itibarile çok yükselmiş olanları, memlekete çok hizmet edenleri vardır. Türk kadını nr>c<Tonî haklorım memleket iyiliğme göce kullana bilecek bir seviyeye yükselmiîtir. Bugün, doktorluk, avukatlık gibi bazı mesleklerde çok muvaffak olan Türk kadmınm savlav sıfatile de Türk vatanına büyük hizmetler edeceği «"pheatzdir. Dördüncü Büyük Millet Meclisi, kendisine aid tacihî vazifeleri lâyıkile yapm.iştır. bu meciisin faaliye tinden bütün milletin memnun ol duğuna eminiz. Yeni meclisin de memlekete ve millete hizmet et mek yoluda büyük işler görecsği süphesizdir. Feci bir tren kazası Harvey «tllino»» 27 (A.A.) Hamilton tren kazasindan az bir vakit sonra yeni bir kaza olmuştur. Kazaya uğrryan ekspresieı yerine yoldan çıkanlan ekspces bir geçid yerinde bir otomobille çarpısmıs ve 7 kisi ölmüstür. Hamilton 27 (A.A.) Son alı nan malumata göre, dün sabahki tren çarpismasrında ölenle in adedi 16 dir. [Boj tarafı birinci sahlfede] sine gelmi'tir. Meclis Reisimiz sa rayda bir müddet istiı ahat etmiş, öğleden sonra bir aralık dişçiye gitmistir. Şehrtmizde on bes gün kadar kalacak olan Gener<ıl Kâzım özalp kendisini ziyaret eden bir muharririmiz i n yeni meclisle saylav seçim işleri ve öz dil inkılâbi haklrmdaki sorgulanna karşı şunları söyle miştir: Seçim hazırlıklan < Yeni Ulus Kurultayı üyelerinin seçimi hazı lıklarına devam o lunmaktadır. ^nümüzdeki ikinci kânun ayınin yirmisine doğru müntehibi sani seçimine başlanacaktır. Bu seçim işi beş, altı gün kadar sürecektir. Şubatın ilk günleri içinde saylav namzedlerinin ilân oluna cağini vc müteakıb günlerde de yurdun her köşesinde seçime baflanacağını umuyorum. Dağılan Meclisin faaliyeti Noel günü Amerikade 166 kişiöldü Yeni Mecîise devredilen kanunlea Nevyork 27 (A.A.) Noel günü Amcrikada vuku bulan kazalarin bugüne kadar sayılan kurbanlari 166 kişiyi bulmustur. rette yapıstırılan bu yaftalar süphesiz ki husule getirdikleri aksülâmeller itibarile ulusallasma seyri tabiisini güçlestirir. Anadolunun muhtelif mıntaka • larmda dağınık bir halde ya;ıyan gayritürk secereli vatandaşların adedi birkaç yüz bine baliğ olur. Bunlar bazı yerlerde az çok topıu bir halde bulunuyorlar. Kendile rine mahsus hususî muhitler teskil ediyorlar. Meselâ Bursa, Izmid, Hendek, Düzçe, Bolu gibi havalide gürcü. Çerkes, Abaza, Bofaak, Lâz gibi kümeler vardır ki efradı, arala rında millî dillerini konuşur, ve bir dereceye kadar bir nevi tesanüd duyguları da beslerler. Mersin, A dana gibi havalide Karadeniz mıntakası içerilerinde ayni vaziyette bulunan Arab ve Kürd kümeler i vardır. Bu hususiyetler şüphesiz ki er geç kendiliğinden ortadan kalka caktır. Dil ve kültür sayesinde ulusallaşma seyri tabiisi hükmünü icra edecek, seceee zihniyetini silip süpürecektir. Fakat bizim bugün yaşamakta olduğumuz Kemalist rejimi «seyri tabiiye», tekâmül ve ıstıfa kanununa tâbi değildir. Millet ve memleket için faideli gördüğü iyi bir işi şüpheli ve tehlikeli bir tekâtnülün seyrine bırakmaktansa kat'î bir inkılâb hamlesile ortaya atıyor ve tamamile muvaffak olu yor. Cumhuriyet Halk Fırkasının altı umdesicıden birisi ve belki en mü • himermden birisi inkılâbcılık de ğil midk? Kaç saylav seçilecek? Evveîce, kadmlara seçim hakkı verilmediği zaman 20,000 kişi için bir saylav seçiliyordu. Şimdi 40 bin kisi için bir saylav çıkacaktır. Bu miktar ve nisbetler kanunen tayin olunmuştur. Son yapılan tatkiklerden sonra yeni çıkacak saylavlann üç yüz doksan beşe baliğ olacağı anlasıldı. Dağılan mecliste 317 saylav vardı. Demek oluyor ki fazla olarak 78 saylav seçilmiş çlacaktn. Bunlann arasından kaç kadm saylav seçile • ceğini şimdiden tahmin etmek mümkün olamaz. Çünkü bu doğru dan doğruya halka aid1 bir seçim işidir. Geçen meclis tarafından intaç edilememiş olan bir takım kanun lâyihalan vardır. Bunlar yeni mecl'» tarafından tetkik edilecektir. Da hilî nizamnameye göre, bu lâyiha'a»| yeniden meclise teklif edilmek ve encümenler tarafından te»Var tetkik olunmak gerektir. 935 senesi bütçesi de yeni meclis tarafındentetkik ve kabvl oîunecaktır. Dil inkılâbı ö z türkçe iokılâbı süratle ve kolaylıkla ilerliyoır. Bütün memleket büyük bir istek, sevinç ve sevgi ile dil inkılâbına sarılmıştır. Şrmd'den yazılarımızda kolaylıkla öz türkçej kullanabiliyoruz. Halk, bu yeni tara da öz türkçe konuçma ve yazmadal kolaylıklam kavramıştır. Kadm meb'uslar Şimdi Ankarada yeni bir komis < Kadmlarunıza saylav seçmek ve • yon kurulmuştur. Bu komisyon yeni i dil kılağuzlarım çıkaracak, dilin saylav seçilmek hakkmm verilmiş delesmesi için gerekli tedbirler a olması inkılâb tarihimiz için büyük lacaktar.> bir hâdisedk. Kadm saylavlann ku Tayyare madalyası alan Ermeni vatandaşlarımız TEKİNALP Tayyare Cemiyetine nakdî yardımda bulunan Ermeni vatandaş • larımızdan 66 kişiye dün Vilâyette Vali Muhiddin tarafından tayyare madalyası verilmistir. Bunlardan onu altın, on beşi kümüs. kırk besi de bronzdar. Yukarıki resim madalya alanları göstermektedir.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear