Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
•1 lBırincikânün 3 TELGRAF MASERLERI Çocuğa kasdedenler MUSÎK1 BAHİSLERt Sovyet Fransız itilâfına Çekoslovakya da giriyor Sovyet Rusya ile Fransa arasındaki münasebatın inkişafı için yeni bir protokol imzalandı Ilukuk muhakeme usulü kanunu Mecliste hararetli müzakereleri mucib oldu zatla pek az vakttir tanışırız. Evîerimiz biribırine yakındır. Sözü sohbeti yerinde, düşünüşü iyi bir adam olduğu için, her rasgelişimde, kendisile, görüşmekten hoşlanırdım. Geçenlerde bir cuma günü ilk defa ziyaretine gittim. Beni, karıPasris 10 Pöti Parisien gazete Molotof ile uzun uzadıya görüş • sile birlikte çok kibarcasına hcm müstür. inin doğru bir kaynaktan aldığı de nezaketle karşıladılar. Temiz Moskova 10 (A.A.) Dün Sovhaberletre göre, Çekoslovakya Rus döşeli bir misafir odasına aldılar. yet ve Fransız Ticaret Babanları Fıransız protokoluna katılacaktır. Raflarda sıralanmış ciddî kitablar, Bu suretle Çekoslovakya, dogu and nın iki memleket arasında devamlı köşedeki alçak masanın üzerine bir ticaret, ikamet ve seyrisefain laşmasına kacşı aksi yönlü hiçbir kondurulmuş radyo, duvarda asıh taahhüde girişmemeyi onaylamış o mukavelesi yapılması için müza • kerelere girişilmesine dair imzala • lacaktır. güzel sulu boya tablolar, bu evde dıkları protokolda 11 birincikânun incelmiş, yükselmiş bir zevkiseliRus • Fransız münasebetlerinin 1934 tarihli muvakkat ticaret an • min hâkim olduğunu gösteriyordu. inkişafı Iaşmasının hangi esaslar dahilind« Temiz, zarif örtülü bir tepsinin yenileneceği karaflastırılmıştır. Ba Moskova 10 (A.A.) Fransız içerisinde getirilen köpüklü kahveprotokolda iki memleketin arala • Ticaret Bakanı M. Marşando Pa yi yudum yudum içerken, bir yanrındaki ekonomi münasebetlerinin rise dönmek üzere Moskovadan aydan da etrafima bakınıyor, bu yuve eşya mübadelesinin genişletil • rılmıştıtr. mesi arzusu teyit olunmuştur. vanın içini dolduran mes'ut havayı M. Marşando gitmeden evvel M. kendi kendime sindiriyordum. iHiımimilHIIIİIIIIIHIIIIIIIIHIlillllllHlliraitillttımıı.mımm,., Bu aralık, dışarıda, kapının önünde bir feryad koptu. Acı acı bir çocuk ağlaması. Annesi, oturduğu yerden fırladı, gitti. Baba, karşımda, ellerini uğuşturarak: Bizim küçük.. dedi. Olup olacağı bir tane de, hepimizden yüz buluyor. Kimin varsa, Allah bağışlasınl.. Kırkından sonra evAnkara 10 (Telefonla) BüCenevre 10 (A.A.) Eski ttalyan lad sahibi olmak, insanı çocuğuna muhariplerinin Fransız • İtalyan dost • düşkün ediyor. Kendi kendime: yük Millet Meclisi bugün saat 3 te luğu için tertib ettikleri toplantıda söz toplandı. Muhtelif Bakanlıklara a«Işte geldin, gidiyorsun.. diyoalan Fransa Bahriye Bakanı M. Pietri, id birçok münakale lâyiha'annı katum. Şunun şurasmda ne kadarcık iki memleket arasindaki anlafamamazbul etti. Ruznamenin aon maddesi omriin kaldı? Varsın çocuk, senin hğin bugün ortadan kalkmiş olduğu • olan hukuk usulü muhakemeleri ka nu söylemis, Fransa Diş Bakanı M. Lasağlığında her dilediğini yapsın. nununun bazı maddelerini tadil eSen dünyaya gözlerini yumduğun valin yakmda Romaya yapacağı ziyaden lâyihanın müzakeresi saat rete temas etmis, iki memleketin çok j gibi, hayat onu da terbiye eder.» 5,30 a kadar sürdü. Münakaşayı do eski zamanlardan bashyan rlbirlikle • ' Ahbabım, birdenbire, nazanmrini hatirlatmiş ve «Fransa faşistliği biğuran 67 nci maddenin şu şekilde da küçülüvermiştL Onun gibi, dadayette bir siyasal formül zann etmis • tadilidir: ima makul düçünür görmeğe ahşti. Halbuki bu sizin yaradüişiniza uy • «İki taraftan bîrînin vekili oldutığım bir adamın ağzında bu ifade gun bir soysal yenîlik formülüdür» de • ğunu söyliyen müekkil, tasdikli ve miştîr. bana acayib, yakısıksız geliyordu. kâletnamesini ibraza mecburdur.» Olanca cüretimi topladım: Roma 10 (A.A.) Şatobriyan Danlmayın ama.. dedim, haMadde üzerinde söz alan Manisa «Chateaubriand» için Fransa hüku • ta ediyorsunuz. Bu düşöncenizin, saylavı Refik Şevket (İr.ce) madmeti tarafmdan dikilen abidenin açil* masmda bulunacak olan Fransız hc • çocuğunuz hakkında ne derecelerdenin tamamen tayyile eski şeklin yeti buraya gelmistir. Fransız hüku • de muzır olduğunu tahmin edemuhafazasının behemehal .âzım metini bu merasimde t'msil edecek mezsiniz. Bir kere, fenalık, evlâolduğun, maddenin bu şekilde kaolan M. Berenger bu işi gördüktan sondınızın tek olmasında. O tek kalabulü, kanunların ve hâkimlerin ra M. Mussolini ile çok mühim siyasal cağına, hiç olmasaydı diyeceğim jardımcısı olan avukatlarm şeref konuşmalar yapacak ve çarşamba gügeliyor. Ana baba şefkati bölünve havniyetini kıracağını, avukatnü Parise dönecktir. rrtedikçe, fazla gıda gibi muzır telardan bazılarmın eski maddeyi susirler yapar. Tek çocuğun üzerine üstimal etmelerinin eski kanan hütabiatile fazla düşülür. En ufak bir kümX,rinin tamamen değiştirilmerahatsızlığına, öldürücü bir hastasine sebeb olamıyacağını, çünkü lık ehemmiyeti verilir. İtina ile ihkanuna mugayir hareket edcn avutimamın fazlası onun sıhhatini bokatlar için gene kanunlarda muzar, bünyesini sarsar. Çocuk sinirayyen, hatta ağır cezalar mevcud li, haşin, yaygaracı, huysuz, uyolduğunu, bu cezaları bir tarafa Atina 10 (Hususî) Yunaniskusuz, tek durmaz olur. Zekâaınm bırakıp istisna denecek kadar az tandaki Ermeni Başpiskoposunun gösterdiği ilk tekâmül eseri, anabulunan yolsuz hareketlerin önükomünistlerle teşriki mesai ettiği sile babasının bu şuursuz düşkünritf geçmek için bütün avukatlarm anlaşılarak beş gün zarfmda Yulüğünü farketmektir. Bunu, bütün şefef ve haysiyetini kırrtcak bir nanistanı terketmesi hükumetçe varlığile suiistimal eder. Mekteb maddenin kabulünün doğru olakendisine bildirilmiştir. çağı gelince, gitememek için ayak mıyacağını söyledikten sonra de direr. Zorla gönderilmek istenildimiştir ki: ği vakitte de, kolayını bilir: Ya« Avukatlar her meslekte olAnkara 10 (Telefonla) Y a landan hasta olur. duğu gibi mümtaz bir ziimredir. pı kooperatifinin esaa nizam Bu suretle, hayatta çırakhk devIlim ve irfan sahibidirler. Kanunnamesi hazırlandı. Umumî heyeti resini boşuboşuna geçirir. Yalancı iann kendilerine birçok yerlerde ve müteşebbisleri toplanarak reshastalıklardan şikâyet ede ede, mahkemede yardımcı sıfatını vermen teşkili için lâzım gelen mürabir gün gelir ki, gerçekten hasta olmesi de bu yöndendir. Maddenin caati yapmağa karar verdiler duğuna kendi de inanır. Derdlerin, reddile eski hükümlerin devamını en güc tedavi olunanı, hekimlerin isterim. Çünkü eski hükümler doğAnkara 10 (Telefonla) Fırka psikonevroz dedikleri marazî halet ru, yerinde olup bu yeni hükmün onda artık yerleşmiş kalmıştır. Çolüzumu yoktur.)) Kâtibiumumisi Bay Receb bugüncuğun bünyesi kadar, belki ondan kü trenle şehrimize geldi. lstasyonMüteakıben söz alan Salâhaddin da ziyade ruhu da zayıftır. En küda saylavlar ve fırka teşkilâtı tara(Kocaeli) uzun beyanatında bu çük bir teessür, kendisinde, korfından parlak bir surette karşılannun aksini iddia ederek yeni madkunc aksülâmeller yapar. Tek çodı. denin kabulünü istedi. Bundan soncuk, üzerine fazla düşüldüğü, bir ra Şaban, Hakkı Tank. Raif dediği iki edilmediği için. zalim (Trabzon) söz alarak yeni kanuve müstebid bir hükümdar tavn» nun leh ve aleyhinde bulundular. alır, hareketile aile camiasını biAnkara 10 (Telefonla) AyRaif (Trabzon) Salâhaddin (Kozar eder. Ancak harice karşı müdın demiryollan murahhasları Nacaeli) n,in fikrine iştirak etti. Hakcehhez değildir. Dışandan görecefıa Vekâletile mubayaa esası üzekı Tankla Şaban iki tarafın fikirleği zora karşı koyamaz; boyun eğer. rinde müzakerelerine devam et rinin mübalâğalı olduğunu, bu Bu yüzden, adamdan kaçar olur. mektedirler. nun ortasını bulmanm doğru olaTeşebbüs nedir bilmez. Cemiyetin cağını söylediler. Vasfi Raşid Refik içerisine çok defa faydasız, bazan İncenin fikrine tamamen iştirak etda zararlı bir unsur olarak katılır. Samsun 10 (A.A.) Vezirtiğini söyliyerek Fransa ve Alköprü, Bafra kazalarındaki belediEvlâdma bu derece düskünlük manyadaki usulleri izah etti. Negöstermek tehlikeli bir hotkâmlıkye başkanhk seçimleri yasaya uyticede Şabanın takriri kabul ediletır. Sevgi, şefkat hududunu çok gun yapılmadığmdan bozulmuştur. rek maddenin bu kabil vaziyetleröteye aşar. Çocuğunu ştmartan aYakmda yeniden seçim yapılacakde bir mühlet tayini icab edecegi na babalar, insanlan ştmartmaktır. şeklinde tadili îçin lâyiha encümene tan çok uzak olan (hayat) m mayollanarak celse perşembeye bıranasmı ona yanlış öğretmiş, binakıMı. enaleyh ona kasdetmiş olurlar. Musiki terbiyemiz nasıl olmalıdır? Amerîkada tahsil ve dört sene bir Atnerikan akadernisinde muallimlik etmiş bir Türk kızının kıymetli ^nütaleaları Bugün okuyucularimlza güzide bir Türk musikişinaslnln musiki inkllâbl mlza aid bir yazlslnl sunuyoruz. Bu yazlyl yazan Yemen Valisi merhum Mareşal Feyzinin torunu ve mütekaid General Muhiddinin kizi Sü heylâ Saime Muhiddindir. Süheyla Saime Muhiddin, Iıse tah silıni, şimdi İstanbul Klz Lisesi olan eski Bezmiâlem Klz Lisesinde yaptlktan sonra, Amerikaya gitmiş, orada Mişi gan Üniversitesinde ve konservatua rlnda altl sene yüksek tahsilini ve musiki bilgisini tamamlamlştlr. Tahsilini bitirdikten sonra Krenbruk şehri san'at ve ilim akadernisinde, musiki muallimlıği için açllan müsabakaya girıb ka • zanmiştir. 250 kişinin iştirak ettiği bu hocalık müsabakasinl bir Türk kizlnln kazanmasl Amerikada âdeta bir hâ • dise olmuş, Amerikalllarl hayretler i • çinde blrakmiştlr. Bu akademi, erkeklere mahsus ve hocalarl hep erkek ol« dugu halde Süheylâ Saime Muhiddin, tek kadin hoca olarak dört sene mu siki dersi vermiş, sonra, akademinin musiki fubesi müdurü olmustur. İlk günlerde Amerika delikanlllarl bir Türk klzlndan ders almağl Amerika • llllk onörlerine yedirememislerse de Türk kizlnln yüksekliği karşisinda ni hayet boyun iğmişlerdir. Süheylâ Saime Muhiddin, yalniz bir Amerikan san'at ve ilim akademisin de ders veren tek Türk kadlnl olmak* la kalmamiî, bütün Amerikada mual limlik eden yegâne Türk kadlnl olmak serefini de kazanmişUr. Süheylâ âaime Muhiddin, dört sene hocalık ettiği a kademiden mezuniyet alarak Avru pada bir sene süren bu tetkik seyaha ti yapmls, bu seyahatinde musiki âleminde beynelmilel bir söhreti haiz o • lan Vilhelm Bakhavs ile tanişmiş, ondan dokuz ay ders almiş ve bu yüksek musiki üstadile beraber seyahat ede rek muhtelif Avrupafrehirlerindemu siki tetkikatl yapmlştir. Bu güzide Türk klzl musiki inkılâ blmlz ve musiki terbiyemiz hakklnda (Cumhuriyet) e yazilar yazmağı kabul etmiştİT. İlk makalesini bugün takdim ediyoruz: Uluaal musikîmizîn dogusu ve kurulusu dolayısile bu işlerle alâkadar bkçok kimseler tarafından birçok yazılar yazıldı ve birçok fikirler ortaya atıldı. Bugünkü garb musikuini halka tamtmak ve •evdtı.mek için ilk adım atıldı. Bu suretle, evvelâ, Halkevlerinde ufak mikyasta konserlere ve opera ba xırl*klarma baslanıldı. Bunun için memleketin dört bucağında sonsuz bir çalrçnıa göze çarpmaktad'iTV Bu faaliyet memnuniyeti mucib olmakla beraber, bu hususta atılacak a dımlarda çok hassas ve çok dikkatli davranmak icab eder. Zira san'at demek, dogrudan doğruya, fer> din bu sahada yükselmesi demek tir. Bunun için alaturka musikiyi menetmek kâfi değildir. Halka garb musikîsini sevdirecek ve tanıtacak yolda hareket etmek, halka musiki terbiyesi vermek te lâzım «hr. Çünkü halk, Türk radyo mer keztnin nesrettîkleri garb musiki skıe mukabil, dıs memletlerin (me«elâ Mısnrm) şark musikisini dinlemektedir. Tabiidir ki, bunu, menetmek mümkün değildir. Şark mutikisini sevenlerden bazılarile bu hususta tema&ta bulun dum. Bunlar umumiyetle çark musikismden zevk duyduklarını buna mukabil garb musikisiaden müte bas*U olmadıklarını, zevk duynı* dıklannı söylediler. Bu vaziyet karşısınd'a, tertib olunacak birkaç opera veya kon»er ne tarzda ya pılmahdır ki halkta garb musrki sine karşı biır temayül uyandırabilsin?.. Evvelâ, bunu, tetkik etmek lâzimdır. Bence halkın garb musikisinden mütelezziz olmamasuun »ebeple «inden en mühimmi bu musikile tamamile ünsiyet peyda edilmemek ten ileri geliyor. Zira yaradıhs itibarile bir muaikiye karşı temayül gösteren bV şahsm onun mütekâ mil bir şeklinden zevk duymaması kabil değildir. Bunun için garb musikisini halka sevdirecek ve asıhyacak bir muhit hazırlamak lâzım dır. Bu temln olunduğu takdirde garb metod ve tekniğinden istifa de ederek bizde de millî kültür ve karakternnizi ifade edecek bir musiki yaratmak kabildir. İleride, umumî bir musiki cereyanı vücude getirecek Türk bestekâr ve saa'atkârlan kendiliğmden doğaır ve yetişir. Bugünkü gördüğümüz garb musikisi bir yokluk içinde kurulmus memleket birkaç bin faydah ferd kazanır. Ercümend Ekrem TALU HEM NALINA M1HINA Yatışan sinirler unan gazetelerinin sinirleri yatıştı. İlkönce M. Papanastasyu doğruyu . gördü ve ciddî bir siyaset adamına, hakikî bir dosta yaraşır sözlerle papaz cübbeleri etrafında kopanlan >'aygaranın yersiz olduğunu yurddaşlarına anlattı. Kabine reisîiğinden çıktığmdanberi işi ayak politikacıhğına dökmüş olan M. Venizelos ile emsalinin taraftar kazanmak için kısa düşünceli sokak adamının hosuna gidecek biçimde demagoji dolu bir muhalefet yapmalarına rağmen, akh başında Yunanlılar Türkiye nin bu işte haklı olduğunu anladılar, kanunda üç mühim esasın mahfuz olduğunu gördüler: 1 Bütün ortodokslarm ruhanî başı olduğu için Yunanhların da dinî reisleri olan İstanbul Rum Patriği kisvesini, her zaman giyebilecektir. 2 Oteki bütün metropolid ve papazlar da kiliselerde ve kiliseler haricindeki ayinlerde, mese lâ mezarlıklarda yapılan ayinlerde, gene ruhanî kisvelerini giyebile ceklerdir. 3 Kanun; mabedlere, ayinlere, ruhanîlere, hulâsa hiçbir dine, hiçbir din adamına, hiçbir dir.i merasime müdahale etmemektedir. Yunanlılar, bunları anlarken biz de şunu anladık ki papazlann cübbesi, Yunanistanda, muhaliflerln hükumete hücum için kullandıklan bir silâh olmustur. Fakat, birkaç metro kara bezden yapılan silâhın foyası işte böyle çabuk meydana çıkar. Bilhassa Türk Yunan dostluğu gibi bir meheke vurulunca... Yunanhların, meselenin hakikî mahiyetini çabukça anlamış ohnalan ve Türk Yunan dostluğu.ıa lâyık olduğu kıymet ve ehemmiyo ti vermeleri memnun olunacak bir şeydir. Çünkü geçenlerde de yazdığımız gibi, Türk Yunan dostluğu, kuvvetini siyah cübbelerden değil; iki milletin iktısadî, »iyasî ve bir kelime daha ilâve edelim, hayatî menfaatlerinden almaktadır Bu dostluk papazların şehirde siyah cübbe veya kahve rengi ceket giymelerinden müteessir olacak bir dostluk değildir. Bu dosltuk hayli imtihanlar geçirmiştir Ve, kimbilir, yann daha ne gibi imtihanlar geçirecektir. Müşterek düşmanlan sevindirmemek için müşterek dostluğu sarsmamak, bilâkis sağlamlaştırmak lâzımdır. öyle bir zamandayız ki menfaatleri bir ve dost olanlar sımsıkı birbirlerine sanlmahdırîar. Papaz cübbeleri hâdisesi, TürkYunan dostluğunun, sokak politikacılannın sarsamıyacakları kadar, kuvvetli olduğunu göstermiştir. Başta M. Papanastasyu olmak üzere, Yunanlı dostlarımızın gösterdikleri siyasî kiyaset takdire deâ;er Fransız Bahriye Nazırınm sözleri «İtalya ile aramızda ihtilâf kalmamıştır!» Yeni bir hâdise Yunanistan Ermeni Başpiskoposunu çıkarıyor Yapı kooperatifi Pay Receb Ankarada Aydın demiryollannin mubayaası müzakereleri Bozulan belediye seçim'eri Pariste harb malullerinin nümayişleri Yunanistanda suların durulduğu anlaşılıyor IBafmakaleden mabait] Paris 10 (A.A.) Bazi barb malullrri yeni başkanlannm idaresi altinda nümayisler yapmişlar ve polis, in zibatı mubafaza için müdahale ettiğinden bir takim küçük hâdiseler olmuştur. Kat'iyyen siyasal olmiyan ve an » cak harb malullerinin vaziyetinra iyi lestirilmesi ve malul tahsisatımn a » zaltılmasinı protesto için yapilan bu nümayişlerde bir polit memuru ağtr turette yaralanmiştir. duygu ürpermelerinin dalgalan arasında boğulup atılıvermekten çok, ama pek çok yüksektir. Ondan dolayı Yunanistandaki yanlış anlama sonunda bir aralık ortaya ağızlardan çıkanı kulaklar duymıyacak bir kargaşahk çıkarılmış olması karşısında gerçekten üzülmüştük. Komşu memlekette suların çabuk durulmasından sevin cimiz de ona göre büyük oldu. YUNUS NADt Size tavsiyem şudur: Henüz vakit gecikmeden, ya çocuğunuza karşı biraz ciddî ve sert davranmalı, yahut ki ona bir kardeş verib, sevginizi ikiye bölmelisiniz. Muhatabım başını eğdi.. Çok güzel söylüvorsunuz, ama.. dedi. Bizim çapkını görseniz. Sevilmiyecek şey değil kü. Anladım: Demindenberi lenize pala çalmış, boşuna nefe!» tüketrnişim. Halbuki, söylediğim hakikatlerin, anne ve babalar tarafmdan anlaşılıp, teslim olunduğu gün. Kıymetli bir Türk musikişinasi SSheylâ Saime Muhiddin Ressam Feyhamanın bir kanvkalem kroklsi ve yıllarca süren uzun teerfflbeier den sonra bugünkü mütekâmil ^ekIini almıştır. Şimdi bizim önümüzde istifade edeceğimiz tamamen islenmiş ve tekâmül etmiş bir garb musikisi vardır. Bilhassa musiki âle • minde çok yakm bir maziye malik olan Ruslar ve Amerikahlar bu hususta mühim bir mevki isgal eder ler. Bugün Ruslar şark musikisinde karakteristik olan çeyrek «ecleri Avrupaya tanıtmakla musiki çığı • rmda bir yenilik yaratmı;lard>r. Amerikahlar da musiki terbiye» smi bilhassa çocuk musiki terbiyesini bugün Avvupaya gıpta vere • cek bir surette tekâmül ettrrerek tatbik etmişlerdu*. Bunlardan isti • fade ederek nasıl bir terbiye prograrni takrb edebilkiz? Hali haztrda yetiçmiş bir nesille yetişmekte olan bir nesil vardır. Yetişmiş olan nesil şimdiye kadar kulakları alaturka musikile dolmuş ve binaenaleyh bu hususta intıba alacak devreleri alaturka musikile yoğurulmuştur. Halbuki yeni ye tişmekte olan nesil için garb musi* kisile tetabuk eden bir muhit teskil edileceğinden bu nesle verîlecek terbiye sistemi yetişmiş nesle verilecek terbiye sisteminden farklıdır. Gelecek nesle garb musikisini ogre* tecek terbiyecilecin yetiştirilmesi için hangi usuller takib olunmalı • dır? Ve bunda mühim roller oynı yacak vasıtalar nelerdir? Bu vası • talas şunlardır: 1 Musiki kulübleri, 2 Orkestralar, 3 • Operalar, 4 Mekteb musikisi, 5 Aile ocağında musiki. Bunları tefenuatile anlatmak ve tarihçelerinden bahsetmek uzun olur. Bu sebeble burada huiâsa oIarak birkaç noktayı izah etmek istecim. Yetişmiş nesle garb musikisini aşılamak için en seri vasıtalar, kulübler, orkestralar ve ea son da operalardır. 1 • Kulübler: Bunlar hiç şüphesiz ki halkın musiki seviyesini ve zev kini ileriletmekte büyük bir rol oynami;lardır. Gaıb musiki kültü • rünü almiş olan gençlerimizin memleket dahilmde ayrı ayn sahalarda çahşmalarından ziyade bk arada toplanarak bir kulüb tesis etmelerini daha faideli görüyorum. Zira yetişenlerin pek az olmasıua mukabil yapılacak iş çok büyüktün*. Bu • nun için bir musiki kulübünün te • sisi muhakkak lâzımdır. Böyle bir kulüb nasıl tesis olunur ve takib edilecek program nasıl olmalıdır? Evvelâ kulübe faal ve gayrifaal aza kaydolunur. Bu faaller musiki tahsili yapmif olan san'atkârlar ve musikiyi seven amatörlerden mü rekkeb olur. Faal aza, san'atkârlar ve okuyucular diye iki kısma ayn • lır. Okuyuculaı» kulübün tesis o lunduğu muhit ve seviyeye göre musiki tarihi, beste ve aletleri hakkında azaya kısa müfid ve muhayyileyi tahrik edecek konferanslar verirler. San'atkârlar da bunu tasvir eden ve canlandiran konserler verirler. Tabiidir ki kulübün ilk tesisi senesinde tatbik edilecek basit p ogram seneler ileriledikçe daha şümullü ve vâsi olur. Diğer taraf tacı da azaların tezayüdü muhitte musikiye karşı olan temayül ve a lâkayı artırır. 2 Orkestı alar: Orkestralar garb musikislnin tam ve mütekâmil bir ifad'esidir. Bu sebeple orkesbraya karşı bir sempati ve alâka göstere • cek olan halkın seviyesinin yüksek olması icab eder. Halkın orkestralaı dan istifade edebilmesi için ve rilen programlarm çok dikkatle seçilmesi lâzımdır. Meselâ bizim muhitimizde «Bethoven senfonileri» gibi garb musikisinm en derin şa • heserlerini çalmak ve halkm bun Londrada bir hava faciası Londra 10 (A.A) Bir bombardunan tayyaresile bir srvü tayyare çarpismiştir. Pilotlar ölmüştür. Bir küçük zabit te ağırca yaralanmiftir. EIEKTRİK fitüTü KUUAİIZ Alevi, dumanı ve tehlikeli kokusu yoktur. Her dakikada hiz mete amadedir. Sarfiyah saatte 1,5 ilâ 3 kuruş kadardır. tazan 13 11 Birincikânun 193i1 Salı Vasati Ezanî «,47 2,*4 7^6 T3 1 ' \ OfiSMŞ Öğle İkindi Ahşmm 9^7 Yatss V» 745 »,7 14^» 16,41 18,20 dan mütelezziz olup istifade etmesini beklemek doğru değildir. Da ha ziyade vasat seviyeye tesir edecek hafif parçalar intihab etmeli • dir. Bunlar da gene musiki san'a • tinde klâsrk ve değerli diye kabul edilmiş besteleden intihab olunmalıdır. Geçen sene Şehir Tiyatrosutıd*a verilen «Pergünt» buna bir misal olarak zrkredilebilJr. Halk bu eseri görmüş olduğundan orkestra tara • fradan birkaç defa çahndığı takdirde bu parçalan büyük bi zevkle dinler ve benimser. Operalar, mekteb musikisi, aile ocağında musiki bahislerini de gelecek yazımda tetkik edeceğim. Süheylâ Saime Muhiddin