Catalog
Publication
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Years
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Our Subscribers Can Login And Read Original Page
I Want To Register And Read The Whole Archive
I Want To Buy The Page
s 2 Sehir ve Memieket haberleri J Siyasî icmal Alaın Oerbault'un lıauratı N&Itflı : At>idjp Paver ^Camharivet i5 Mart 1930 Birdenbire, uykumun arasında zincirimin denizin dibıne sürünerek şakırdadığını duydum ve gürültüden uyanciım 93 Yarmdan itibaren Bostancıda bir ce Fen fakültesî müKanlı ihtilâllere, inkılâplara» f esatlara daima sahne olan ve Ayderrisleri ne diyor? rupa müsalemetini miyet yapıldı tesviye edilecek sık sık tehJit Memur mütekaitlerin tekaiit maasları verilmiyor Mütekait, eytam ve eramilin 3 ayhk maaşlannın yarın tesviyesine başlanacaktır. Yarın, salı, perşembe ve gelecek pazar günleri kadınlara, gelecek cumartesi ve pazartesi günleri de erkeklere tediyat yapılacaktır. Üçjıyhklar Fakirlere yardım Yeyıi takvim Balkanlarda patlıyan yeni bombalar Arabî takvim, Hazreti Muhammet'le tsa'yı ayni gecede doğurtıtyor! Amerika'hlarm Cihan takviminin tebdüi hakkında butün miHetlere. bu meyanda Istanbul Tiearet Odasına müracaatları; alâkadar mehafiimizde muhtelif intibalar uyandırmıstır. Oda erkânı; bu mes'elenin iktisadiyatımızla muamelâtı umumiyeye derci tesirinin ariz amik tetkik ve tezekkur edilmesi icap ettiğini söylemişlerdir. Diğer taraftan Fen Fakül#si müierrislerinden bir zat bu husustıf şu isahatı verştfştir: ^ « peB b ı takvim tebdüini bface tetklkini cihina k^rşı yül|inç adderim. Amerfta'da her JKl'ele evvelâ ikt^sat mes'elest olw«l| ^MMİMr edilir. ^ takvim muamelâtı umumiyejı sek değil, tanzim edecektir. Çihaıu d eden bu mes'elede Amerika'lüar: dunya ffkârını hazırlıynrlar. Bulq| cfdfen Meı cumartesi bir vak*a; şrne ne^en ^ Ş dır. Üç guft, bir sıniz. Gönderec rk#n rünümuzu ıa bUmcmek dır? Arabî takvim; babar mevsiminde rebiülevvelin 12 inci pazartesi gecesi doğan Hazreti Peygamberi. zaman olmuştur ki karakışta bir pazar gecesi Hazreti İsa ile bir gecede doğdurtmuştur. Rumî takvim ise geçmiş vak'aları farkında olmaksızın 13 gün farka ysdü tezkâr ettirmiştir. Ortodokslar yevmi dinlerinin haklki zamanını farkmda olmıyarak geçirirer, münasebetsiz bir gün bo^una ibadjAt ederles«U. ise |j»yle riyazi bir fark yapmıyorsa da a yan. çfinleri değiştirip durmaktadır. Amerika'ldaıın teklif&. tahakkuj| ve tekemmül ederse; hele nizim gibi umumî tasarralara pek müh|şç olan bir milleti, her sene takvira parasındai) da kurtaracaktir. Sene başı pazartesi. her ay baştnın, on beşinin ve 21 inin pazartesi otypğu bilinirken günün taribıni derhaj babnamağa imkân var nudır?» litanbul £at Maaştarı M h 1 ^ 9~0 maa*ların mart i n ıtibarerî |artq|n pazav fpiiumum şuabatça tİfetnacaktır. 2 Maaşl; ^Ş jkı gibi numaıa «rirei leceğinden gunü haricinde beyhude yere maaş ahnmıynigıie gelmemt lcri. zatm içtima> sun numara mn numâla beklemeğe mecburdurlar. 4 Maaş tevziatında bulunan polis ve jandarma ve saire hiç kimsenin maaşını ve numarasını almağa tavassut edemez ve bunlara maaş verilemez. Mütekaidinden umumî mülhak ve hususî bütçelerden maaş alanların maasları tamamı ve iicret alanların yalnız tahsisatları katedilmiş olduğu gibi bir kısmının altı aylık fazla me'huzları dahi istirdat edileceğinden bunlara ait muamele tediyenin hitamından sonra merkezce icra edileceğinden şubelere müracaat etmemeleri. 6 Elinde üçten fazla maaş cüzdanı olanlar fazla cüzdan için müracaat ettikleri gunun en son numarasını alırlar. 7 Maaş tevzi memurlarmın yedikuvvetinde oîmadığı halde bazı eşhasm günü ve sırası gelmeden maaş talebinde ısrar ve intrzamı ihlâl etmekte olduklarından bu gibi hâlâta meydan verilmemesini rica ve aksi takdirde haklarında zabıt varakası tutulacaktır. W Polinezya adalarında Hindistan cevizi ormanlan altında yerli kulübtleri Ü« jrçrlinin bindikleri bir pirog sahilden ayrılarak k»tıamın yanına blr tancsi yarı söa yarı işaretle merateketin kılavuzu olduğunu bana anlattı. Demlr yeri, sabilden çok uzak ve denizin dibi çok sert olduğu için hoşuma gitSert sarsıntüar demirimin faslaoa yoruyordu. Baradao harekete ve adanın merkeri olan Matauto'ya gitmeğe karar verdira. Matautş bulunduğum yerden altı mf| uzakta ve lâgonun daha şimalinde idi. Tekear yelken yaptım ve demirin çiposu cıvadıramn kosteğine dokununcıya kadar vira demir ettim. Binnisbe gayet sühuletle demir almış ve buna hayret etmiştim. Sonra kendim dumene geçtim, baş tarafa da gbzcü olarak bir yerli ikame ettim. Bu adam, mercan kaya ve döküntülerini bana haber veriyordu. Tam yol almağa başlarken akluna bir şey geldi, demirimi kâmilen sudan çıkarmak için baş tarafa koştıun. Şuphelerim tahakkuk etmişti. Demirim ortasından kırılmıs, yalnız üst tarafı zincirin ucunda sallanup duruyordu. Bn, inanılmaz bir hadise idi. Ta Panama'danberi kullandığım demirim kırılan yerinde, beş santimetre kalınlığmda idi. Nice limanında, bir maçuna bundan daha ince bir halka ile Firecrest'i kaldırmıştı. Mamafi bu kadar nahoş vak'alardan sonra demirimin kırılmasına pek te hayret etmedim. Çok geçmeden Matautu iskelesinin karşısına gelmiştim. Fakat ümit ettiğim gibi kotramı ustüme bağlayacak demirli gemi veya şamandıra yoktu. Vaziyetim, cidden içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Mercan döküntulerine çarpmamak için mutemadiyen sağa soîa ŞKNĞmtğt mecbur olmuştum. Lâgondan çıkmağa ve açık denizde yoluma devam ederek Fici adalarına gitmeğe karar verdim. Tam bu esnada balıktan avdet eden köçük bir motorbot yanımdan geçti. Bir taraftan manevra yapıyor. diğer ıaraftan da bağıra bağıra balimi motorbotun sahibine anlatıyordum. Bu adam, motorbotunda bulunan bir demiri bana odünç vermeğe razı olmak nezaketini gösterdi. Nihayet sahile yaklaşarak demirledim. Karaya çıktığım yakit hiç te müsterih değildim. Demirjediğün yer adam atulb frişka esen alize ruzgarına karşı kat'iyyen mahfuz değildi. Denizin dibi gayet sertti, hiç elâstiki değildi. Bu sebepten aincirim çok ştklet ve zahmet ceklyor, iki demir birden atmam lâzun geliyordu, fakat bu memlekette başka demir yoktu. Ben ise, o gün kotramda mevcut her iki demirimi de kaybetmiştim. Binaenaleyh bu vaziyette demirim ile zincirimin mukavemet etmesini umit ve temenni etmekten başka yapacajl bir şeyim yoktu. Adanın nahiye müdüfu olan dçkjorla bcraber akşam yemeğini yedikten sonra saat onda kotrama avdet ettim. Rüzgâr, gundüze nisbetle daha çok artmıstı, Lâgonun sularında buyük dalgalar hasıl ediyordu. Bu y$ş<J en Firecresfin cıvadırası sık sık 4«uze gömülüyordu. Bu geceyi yarı uykuda, y a n uyanık bir halde geçirdim. Demirim tanunağa ba«ladığı takdirde biras daba zincir koyuvermek üzere daima müteyakkız bulunuyerdum. Nasdsa uyumuşum Birdenbire, uykumun arasında zincirimin denizin dibine sürünerek şakırdadığını duydum ve gurültüden uyandım. Uyandım ama hiç bir şey yapmağa vakit kalmadan kotram mercanların ustune oturdu. Zincirimi biraz çekince, hemen koptuğunu anladım. Firecrest hafifce bir tarafına yatmış olup her dalga geldikçe yükseliyor ve sonra boğük bir çatırtı ile tekrar olduğu yere duşuyordu. Vaziyet umitsizdi. Limanda hiç bir tekne, hiç bir demir yoktır ki açığa goturup atayım ve sonra bunun ucundaki halatı çeke çeke gemimi yuzdürmeğe cnlışayım. Esasen ruzgârın sertliğinc bakmca beni oturduğum yerden çekip kurtarmak için bir vapura ihtiyac vardı. Deniz henuz met halinde idi. onun için sular biraz yukseliyordu. Fakat bir muddet sonra cezir başlayıp ta sular çeküince Firecrest parçalanacaktı. Şimdi, hiddetli dalgaların şiddetle hucum ettiği güvertede durmuş, aciz ve nevmidi içinde vefakâr arkadaşımın halı ihtizarını seyrediyordum. Kotram, bir mercan doküntusunun üstüne duşeli bir saat olmuştu ki birdenbire yanına yattı, göverte hemen hemen denize amut bir şekil aldı ve kapurtalar suya girdi. Tabiî ben de bu vaziyette denize yuvarlandım, sahile doğru yuzmeğe başladım. Bu esnada ne görsem beğenirsiniz? Firecrest te beni takip etmiyor mu? Hayretler içinde kaldım. Kotramm hemen hemen benimle ayni zamanda kumsala vasıl olduğunu gorunce hayretim busbütün arttı. Firecrest sahile gelince met halinde bulunan denizin müsaade ettiği mertebede bir tarafa yattı. Kumlar sahile saldıran dalgaların darbelerini tahfif ediyordu. Kotramın içinde gayet vn su olduğunu anladım. Saat gece yarısından sonra bir buçuk ve her taraf kapkaranlıktı. Zavallı Firecrest'imin son nefesini teslim ettiğini ve seyahatimin nihayet bulduğunu zannederek çok mahzun ve kederli bir halde nahiye müdüriuğüne gittim. Mabadî var keklerine yardım etmek uzere «Bostancı fakirler yardım birliği» unvanile bir cemiyet teşkil edilmiştir. Birlik ilk adımda 15 yavruya bayramlık elbise, kundura, çorap ve mendil tevzi etmiştir. Bostancı'nın yuksek duygulu hanımlan bu çocukları karşüanna alarak elbise diktikleri ibi bundan boyle de çalışmağı taahhut etmişlerdir. Djğer taraftau Bostancı'h doktorlarıtnız İskender Ahmet, Hamza Vahit ve |tdtp Beyler fıkararıın meceamen tedastn^ 'aeruhte eimişlerdir. Eczacı Zühtü i B. de il^çları ' İ ^^ * i i d izerinden Verm.ektedir. ^f Mütesebbislerin ve birlik jayret ve fedakârhklan t»kdirdir. eden Balkan'larda Pirot mukavelesinin Bulgaristan ile Yugoslâvya tarafından ikmal ve tatbiki üzerine bir sükun devresi başlamış idı. Fakat bu sükun ve huzur bazı ihtilaçlu anasırın işine ve menfaatine gelmiyordu. Yugoslâvya'ya iltica eden Bulgar komünistlerile Sırpların hasmı canı olan Makedonya komitecileri bu vaziyetten kal'iyyen memnun kalmamışlardır. Bunlar siyasî ve ihtilâl emellerine nail olmak için iki Slâv devletini daima nizada görmek isterler. Makedonya komitecileri çok dayanamadılar, ilk Bulgar Sırp itiİâfnamesine ismi izafet olunan Pirot şehrinde ve sonradan Krana Planka kasabasında infilâk ettirdikleri müteaddit bomba /e cehennem makinelerinin tarrakasile Balkan'larda yeni bir velvele koparmak istemişlerdir. Bombalar insanca bir çok zayiata bais olduğundan Sırp efkârı umumiyesi hcyecan içinde kalmıştır. Aâkin Makedonya komitecileri kanlı muvaffakiyetlerine rağmen asıl gayelerine nail olamadılar. Yu goslavya dahildeki ırkî ve siyasî tefrikalan bertaraf için diktatörlük ilân ederek dahilî mes'eleler ile gayet meşgul olduğundan bir de haricî bir gaile çıkarmak istememiştir, Pirot mukavelesinin yeni müzakeratında ve ikinci Lâhey konferansındaki tamirat mes'elesinde Belgrat hükumeti Bulgaristan ile iyi ve dost geçinmek arzu ve tasmimini lâyikile izhar ve isbat etmişti. Çocuklarda kızıl ve difteri Son günlerde şehrimizdeki ço cuklar arasında kızıl hastalığı gene baş'amıştır. Kızıl vukuatı, vefiyat vermekle beraber musaplar çoktur. Kızıl hastalığı en ziyade Boğaziçi'ni» bazı yerlerile Haliçte görülmektedir. Serum tatbiki gibi tedabir «lınmıştır. Çocuklarda difteri vukuatı da çoktur. Tıp fakültesi nisaiye ve vilâdikara'ya gitti ye seririyatında profesör Agreje mî mudıiru Dr. Tevfik Remzi B. Türk Ocağı ıi vapuru l^e da perşembe günü akşamı, tababe ş ve ak«4Â*i tıenle hakkında bir konferans vermiştiv. t etmiştiı. Burhanetfia Be\ de Mevzuun esası tıbbın felsefesi ve şehrimizı avdet etnnştir. bilgi nazariyesi ile tabibin kend Bey bir muhaı ririmize kı mesleğine, şahsına ve cemiyete kı. karşı olan vazifelerinin teyidi idi. efain'îWcni hirtçesi Konferansçı tababetin ilim ve tattad». bikat itibarile kıymetini tayin etliile tikten sonra, bir tabibe iktisabı lân<^ ıt faaliyeti zım gelen meslek ve kültür malu• matını imkân, lüzum ve hudutlatahsil gtirmUş rmı göstererek, gençlerin tıbbî idecemiyeti içtimaı alist bir insan zihniyetile düşün il görmâş Türkier cemeleri lâzım geldiğine işaret et heyeti ıımumiye içtimiştir. Konferansta, âli mektepler nya salonunda aktedileve tıp fakültesi taiebesinden kalave y< ti idare intihabatı yapıbalık bir gençlik ile Darülfünun ıcaktı. ruhiyyat müderrisi Şekip Bey ve uasıl olmadigı clhetle içtuna bazı münevver şahsiyetler hazırfts Ekserıyet martfcteftir edUerek içtimaa nihafet bulunmuslardır. Tababet hakkında bir konferans Sadııllah Bey tzmir'den Makedonya komitecilerinin asıl Sırbistan arazisine gizlice sokularak attıkları bombalar Sırp hükumetini itidal ve dostluktan ayırmamış ve Bulgaristan'a hâdisenin muhtelit hudut komisyonu tarafınAliye H. ın ş bııgün tekrar başlanıyor dan tahkikini teklif etmiştir. HâMadam Manniğ'i rüvelver kur dise on kilometroluk hudut mıntaşunile yaramakla maznun Afiye kası haricinde ve komisyonun saHanım hakkındaki mahkemc ka lâhiyeti dairesi dışında olduğu rarı temyiz heyetlnce nakzedilf^ıiş halde Belgrat hükumetinin itilâfti. Davanın bugün saat 10 buçuk kârane teklifi Sofya hükumeti ta ikinci defa rüyetine başlanacak tarafından memnuniyetle kabul tır. edilmiş ve Balkan'lar yeni M. Valko ayın 23 ünde ! bir karışıklıktan kurtulmuştur. Maahaza bu bombalar Makedongeliyor Macar Hariciye Nazırı M. Valko ya mes'elesinin yaşadığını bir daayın 23 ünde gelecek, 24 ünde ha ilân etmiştir. Ankara'da bulunacak, iki gün kaMUHARREM FEYZİ larak şehrimiz tarikile Peşte'ye avdet edecektir. Yeni Hindietan yolu Vagonli'nin başladığı Londra Hindistan seferleri gittikçe rağbet görmek | tedir. Bu yolun Belgrat'ta resmi küşadında hazır bulunan Türkiye şubesi müdürü Hüsnü Sadık B. avdet etmiş ve şu malumatı vermiştir: « Yeni açılan Londra Hindistan yolu diğer Hindistan yollarından kısadır. Diğer başlıca yol Brendizi SüveyşBombay yoludur. Buradan 17 günde gidilir. Halbuki Londra İstanbul Nusaybin Basra ve Bombay yolu 12 gundur ve daba caziptir. Yakında yeni yol daha ziyade inkişaf edecektir. Yanlız, Nusaybin Kerkuk arasında otomobil yolculuğundan sonra Basra'dan Bombay'a vapurla gidilmektedir.» Konsorsiyom Nurullah Esat B. bugün Ankara'dan gelecek Berayi tasdik Maliye Vekâletine gönderilen Bankalar konsorsiyom mukavelesini getirmek ve hükumetlmize bazı mesaili maliye hakkında izahat vermek üzere Ankara'ya giden Nurullah Esat B. buün şehrimize avdet edecektir. Nurullah Esat B. ahiren icra komitesi tarafından tesbit ve kabul edilen dahilî nizamnameyi de Maliyeye tasvip ettirerek getirecektir. Bugün saat dörtte banka direktörleri tekrar toplanacaklardır. Bu içtimada diğer bazı bankalardan konsorsiyoma iştirak kararlarını Nurullah Esat Beye bildireceklerdir. Güzel San'atlar Birliğinin ilk konseri bu hafta verilecek Evlenenler 3 ayda 1158 çiftin nikâhları kıyıldı İhsan B. Sabık Bahriye Vekili şehrimize geldi Gecen teşrinievvel, teşrinisani ve kâSabık Bahriye Vekili İhsan B. nunuevvel aylarında belediye dairele Ankara'dan şehrimize gelmiştir; rinde 1,158 çiftin nikâhı kıyılmıstır. buradan Cebelibereket'e veya AvBunu 170 çifti Beyazıt, "Î76 çifti Fatih, rupa'ya gideceğine dair rivayetler 406 çifti Beyoğlu, 50 si Yenikoy, 38 i A. Hisarı, 65 i Üsuküdar, 113 si Kadıkoy, vardır. 1 i Adalar. 34 çifti de Bakırköyü'nde evkeği, 89 Ermeni kadını, 91 Ermeni erkelenmişlerdir. ği, 117 Rum kadını, 88 Rum erkeği, 68 Bunlarm milliyet itibarile taksimleri Yahudi kadını, 60 Yahudi erkeği, 73 ec§öyledir: 814 İslam kadını, 852 İslâm re nebi kadını, 98 ecnebi erkeği. Güzel san'atlar birliği musiki şubesinin ilk konseri 18 mart salı günü saat 18 buçukta Tepebaşı tiyatrosunda verilecektir. Konsere İstanbul'un en maruf 58 san'atkârı iştirak edecektir. Konserin programı filüt, mozart ve Bethoven'in asarını ihtiva et mektedir. Halkın konsere gelebilmesi için biletler son derece ucuz olacaktır. Konserler rağbet bulduğu tak dirde her on günde bir verilmek suretile 1 mayısa kadar devam edecektir. Bu konserlerde Şark musikisine de mevki verilecek ve yeni Türk bestekârlarının eserleri çahnacaktır. OOB Neş'esiz ev niye benzer? genç karısının neş'esizliğin nakları, onun cümudiyeyi andıran den şikâyet ediyordu: «En basit donmuş hisleri karşısında donar.. sebeplerden sinirlenir, suratı asar, Neş'e, canımıza can katan bir hele aramızda bir dedikodu oldu eksir, kadının en büyük süsüdüt.. Ya neş'esiz erkek?!.. mu, bir hafta dudaklarımn sıynlO da biberi çok kaçmış bir yedığını görmek mümkün değildir. meğe benzer... Bazan acıyı sevar Neş'esiz ev neye benzer?» Dedi. dayanmak istersiniz... Fakat ne Neş'esiz evin çok can sıkıcı bir şey olduğunu anlarım. Fakat mümkün... Gözlerinizden yaş geneş'eyi eve getiren kadınla erkek lir, diliniz kabarır, yutkunur vutkunur yutamazsınız. olduğu için, bence bu sual yanlıştır. Suali, neş'esiz kadın neye ben i Kalbinizde kaynıyan kahkahazer, neş'esiz erkek neye benzer lar patlamak için onun gözlerinde fürce arar... Ne münasebet!... şeklinde sormalı. Bence neş'esiz kadın tuzsuz ye Neş'e ile parhyan gözlerin omeğe benzer. Şekli zâhirisi çok nun donuk gözleri Niyagara sclâzariftir, iştihaaverdir, fakat bir leleri gibi baş döndürücü bir şiddet ve sür'atle akar, siz olduğunuz lokma tadınca suratı asarsınız. yerde donar kahrsınız... Neş'esiz bir kadın cansız bebeçe Bu neş'esiz, abus erkek «örleri benzer. Ağız, burun, gözler, hepsi ne korkunç, ne can sıkıcıdır... mükemmel bir heykeli andıHayat gıdasını haricî mevadrır. Fakat neyleyim ki canı yoktur. dan, ruh ta gıdasını neş'eden Sesime ses vermez... Buhrana atcş alır... Veyl bundan mahrum olanvermez... Içimde kaynıyan bütün lara... heyecanlar, hareket ve hayat kayCİCİ ANNE Bir Gazi Hz. Ankarada mabalt] IBtrinci sahifeden lar. Hava bulutlu olduğu, bir damla yağmur yağmadığı halde, Gazi Hz. istasyona ayak basar basmaz, tesadüfen yağmur yağmağa başladı. Kalabalık arasından bir ihtiyar kadın: « Paşam, diye haykırdı, bereketi de beraber getirdin.» Gazi Hz. doğruca Çankaya'ya gitmişlerdir. Dahiliye Vekili Şükrü Kaya B. le diğer zevat ta Reisicurahur Hz. refakatinde avdet etmişlerdir. Gazi Dinar'dan geçerken Dinar 12 (A.A.) (Gecikmistir) Reisicumhur Hazretleri saat 11,50 de kazamızı teşrif buyurmuşlar ve yanm saat kadar burada kalmışlardır. Müşarünileyh Hazretlei, kendilerini karşılamağa şitap eden halkla görüşerek dertlerini sormuşlar ve sonra Türk Ocağina inerek ıhlamur içmişlerdir. Gazi Hazretleri, 16 yı iki geçe Afyon'a hareket buyurmuşlardır. Maliye Vekâleti 1930 sayım vergisi hakkında bir tamim gönder nilllinillllMIIJIIIIIIllllfmillllltlltlllllIIIIItlIIİIIIIIIllllUIIlIIIIIlilllIIIIIIlIflltlllDllfllllltll II!lfIIIIIIIIIIIIItllllllllllllllllllI1llllllflllIIIIIHUI|lf||||tMnt miştir. neşlikten akşama doğru birden so murcukları bile vermiştir. Bu tamimde sayım defterlerinin ğumuş ve şiddetli yağmurlar yağFotoğrafçımızm çektiği resimde fevkalâde dikkatle tanzimi bildimağa başlamış, sabaha doğru da bir tarafta dün sabah yağan kar ve rilmiştir. bu yağmur kara tahavvül et diğer tarafta tomurcuk vermiş bir Yeni harfler ve rakamlarla tanmiştir. a ? a c görünmektedir. zim edilecek olan yeni defterler Bu sene hiç kış yüzü görmiyen Araplar zıtlar içtima etmez der>|kOntroİ edilmek üzere sene sonuniklimimizde bir çok yemiş ağaçla Ier amma bazan da böyle bir arayaj da berayi tasdik Maliye Vekâlerı çiçek açmış ve hatta meyva to geliyor. tine gönderilecektir. Sayım vergisine dair bir kanıın