26 Aralık 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
ALTINCI SENE N 206b CUVIARTESi 8 ŞUBAT 193O ABONE S R A L j MUDDET: j TURKIYE İÇİN j HARIÇ İÇİN j I Seneliği ; 1400 Kr. İ 2700 Kr. ! : 6 Aylığı İ 750 Kr. l 1450 Kr. j 40 Kr IDAREH4NES1 : mnmivf karsısmda (taireı mahsosa : ! î : Telgrat: IstanbuJ Cumhurive' Posta kutusu : N 246 TAİAÎnn* Basmuharrir : 1 C I C I U 11 . Tahrir müdürüIdare mödürü: 2365. Kltap kısmı 2366 3236 472 j | ° I 800 Kr. «MIMIIItllllHIIMHIIIIIIIIIIIIIIIII Galatasaray da yerli malı ve tasarruf | paranm mahiyeti, rolii ve kıymeti Para hem mübadele vasıtası, hem umumî mikyası kıymet ve vasıtai tasarruf ve hem de kredi nazımıdır. Dün olduğu gibi bugiin de bu üc büyük rolii en mükemmel şekilde ifa eden yegâne «madde» cihanın her köşesinde hâkimane bir saltanat sahibi olan<altın» dır. Milli hudutlar dahilinde altın paranm tedavülü artık manasız bir lüks haline gelmiştir Ve altın artık bu devri geçirmis bulunmaktadır. ııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııııııııııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıınınnnııiHiıııınmııın tezahüratı ^ 5 KURUŞTUR Nushası her yerde Bir sene içinde çok f ay dalı işler görüldü Paris: 23/1/930 İnsanlar ilk devirlerde kendi ihtiyaclannı bizzat kendilerinin ve ailelerinin mesailerile tatmine çalıştılar. Bunu, eşyanın eşya ile mübadelesi yani «trampa» devri takip etti. Cemiyetler biraz tekâmül edince, yalnız artan muhtelif ihtiyacatı tatmin için değil, ayni zamanda istihsal edilen eşyanın mübadelesini teshil etmek ve binnetice istihlâk kabiliyetini çoğaltmak ve istihsalâtı inkişaf ettirmek için daha mükemmel bir mübadele vasıtası aradılar. Bu vasıta; her eşya mübadele eden bir kudreti iştiraiye bahşeyliyen mutavassıt bir şey, yani «para» olmuştur. «Para» dediğimiz bu «mutavassıt» ın rolü nedir? Para, evvelâ mübadelede bir vasıtadır. Saniyen, kıymetlerl ölçmeğe yarıyan müşterek ve umumi bir kıyastır. Mübadelenin inkişaf arzettiği cemiyetlerde, insanlar, kendi şahsî istihlâkâtı için değil, piyasa için istihsal ederler. Bu eşya, toptan ve perakende, elden ele geçer. Ve bu ameliye ancak para vasıtasile tahakftnk edebilir, ve ancak «para» dır ki her nevi eşya ve hizmetleri tedarik imkânını verir. Eşyaya olan inhimak, «ihtiyacatın tatmini» ile mahdut ve mukayyettir; fakat para için ayni şey varit olmaz. Para, her nevi iltiyacatm tatminine yaradıktan sonra «ihtiyat» olarak ta mustakbel ihtiyacat için saklanır, ve bu suretle «tasarruf» vucude gelir. İnsanların paraya doymamalarının sebebi budur. Para, bu büyük rolunden maada bir de kıymetleri ölçmek için muşterek ve umumî bir mikyas vazifesini gorür. Eşyanın kıymeti evvelâ, onun vasfından, yani insanlara veya cemiyetlere temin edeceği faideden gelebilir. Fakat bu faide «daimî» bir mahiyet arzetmiyebilir. Zaman ve mekânla insanların bunu takdir ve temyize atfettikleri ehemmivetin derecesine gore mutemadiyen tahavvule uğrar. Ve kıymetin ifadesinden başka bir sey olmıyan «fiat» ta burada kıymetini gosterir. Tani. eşyanın heyeti nmumiyesile, para mevcudu ve paranın sür'ati tedavülü arasmdaki münasebeti ifade eden fiat, her hangi eşyayi tedarik için « para » ca yapılan fedakârlığı ifade eyler. Goruluyor ki para, mübadele edilen kıymetleri olçmeğe yarıyan bir «kıymet mikyası»dır. Bir para kıymet vahidi kıyasisi rolunu oynar dediğimiz zaman, bunda; paranm kudreti iştiraiyesi eşya fiatlarile makusen mutenasip olarak tahavvulâta uğrar, manası mündemiçtir. Ve denilebilir ki, kıymet mikyası olan paranm kudreti iştiraiyesi artınca fiatlar düşer. Bunun aksine olarak kudreti istiraiyeye tenezzül edince fiatlar yükselir. Her hangi bir sey «mikyas» addedilebilmek için onun esaslı tahavvulâttan uzak kalması lâzımgelir. Kıymetleri ölçmek için vahidi kiyasî ittihaz edilen «altın» en az tahavvulâta maruz kalan eşyadan madut olduğu için bütün «para sistem» lerine mesnet olmuştur. Esasen «kıymet» eşyanın zatmda mundemic bir vasıf değildir. Hakikî ve mutlak kıymet yoktur. «Nisbî» kıymetler vardır. Eşyanın; «kıymet mikyası» ittihaz edilen «altın» a nazaran ifade ettikleri kıymetIer vardır. Altınla mukayese edebilecek ne kadar eşya varsa o kadar da kıymet mevcuttur. Binaenaleyh, kıymet mutlak bir vasıf olmadığı için, hakikî, mutlak ve gayrimutebeddil bir olçu değildir, ve mademki, «kıymet» ancak bir mukayesenin mahsuludur, o halde her hangi bir eşvanın kıvmeti bu mukayesei yapmıva varıyan anasırın birbirlerile olan munasebetlerinden tahavvulâta tabidir. Ve altın gibi kıvmetçe en [ Mabadı S 4 Su o da 1 Verem Mücadele Cemiyetinın aünkü kongresinden bir intiba İstanbul verem mücadele cemi canı gönülden şayanı temennidir. yeti kongresi, dün saat 10 daTürk Yeni harf lerle yaptırılan 500 bin Ocağı salonunda Hilâliahmer reisi adet roze 1 dağıtılmıştır. Ali Paşanın riyasetinde in'ikat etGazete ve neşriyat ile meşgul ti. Kongre riyasetine Besim ömer azalarımız bir iki kişiye münhasır Pş. ile kâtipler intihap edildikten olduğundan ayrıca yevmî gazetesonra Reisicumhur Hz,. ne ve diğer lerde ehemmiyetli neşriyat yapılamakamatı âliyeyeye kongrenin ta mamıştır. Raporda müteakiben zimatının telgrafla arzına müttefi söyle deniliyor: kan karar verildi. Gazetemizin neşriyatt Müteakiben, merkez hey'eti raMaamafih muhterem İstanbul ooru okudu. Raporda, cemiyetin matbuatı bizim bunoksammenafii umumiyeye hâdim mızı kendiliklerinden ziyadecemiyetler arasına ithal edil sile telâfi ettiler. Bilnassa diği azaya tebşir ve propaganda, bu sırada Cumhuriyet gazedispanser, müteferrik işler ve va tesinin hedef ve gayemiz hakkmridat fasılları altında yapılan iş daki neşriyatını burada şükranla ler hulâsaten şöyle izah' ediliyor vadetmek bir vicdan borcudur. du: Cımıhuriyet gazetesi hususî b'r «Yaşamak yolu» unvanile çıka sütun açarak filen, aza kaydını rılan gazete, bütün azaya mecca teşvik ve teshil ettiği gibi vereme nen gönderilmiş olup gazetenin te ait bütün mes'elelerle de uzun ukemmülünü temine çalışılmakta zadıya meşgul olmaktadır. dır. Maarif Vekâleti, bu gazeteye Bundan başka, reçete kâğıtlan250 ve erkânı harbiye 500 nüsha na ve raporlara basılmak üzere abone olmuşlardır. Gazetenin neş fverem mücadele cemiyetine aza rivatına edit> *"» «*irlerin Mahadi ^a * ı ı °T< re ç Heybeli Ada halkı bir müddettenberi susuzluktan şikâyet etmektedir. Burada evvelce mevcut çeşmenin motörü geçen sene toprak altında kalmış, o zamandan beri de hâlâ yapılmadığından susuzluk felâketi baş göstermiştir. Bu vaziyet karşısında naçar kalan halk binbir külfete katlanarak yıkanmak içinMaltepe'deki çeşmelerden su getirmek mecburiyetinde kal mışlardı. Fakat getirilen bu suyun tenekesinden Maltepe'de bir, Heybeli Ada'da da ayrıca bir kuruş resim ahnıyormuş!... Su hayattır, su en tabiî, en zarurî bir ihtiyaçtır. Üç dört bin nüfuslu bir ada'nın suyunu temin etmek hükumetin ve belediyenin en başlı vazifelerinden biri olduğu halde, bilâkis ta karşı sahillerden getirilen suyun beher tenekesinden iki kuruş resim alınmasına hayret ve teessüf ede ede «Insafın o yerde namı yok mu?» Diyoruz! tnsafın o yerde namı yok mu? Dünkü bfiyük içtima Galatasarayda yerli mallar tezahüratı Tasarruf çoktan değil daha Dünkü toplanmada hararetli nutuklar irat edildi ve tasarruf a ait Halkı tasarruf ve yerli mallarımızı kullanmağa ahştırmak için Millî tktisat ve Tasarruf Cemiyeti tarafından tertip edilen içtimaların üçüncüsü dün saat 14,5 ta Galatasaray lisesi konferans salonunda yapılmıştır. Salon havanın çok «rüzel olmasına rağmen hıncahınç dolmuştur. Salonun ön tarafı yerli mallarımızın nümyneleri ile süslenmiştir. Bu meyanda Sanayi ve» Maadin Bankasına >nensup fabrikalanmızın malları ile diğer fabrikalarımızın trikotaj ve sair eşyası teşhir edilmiştir. Evvelâ Iş Bankasının Amerika'dan getirttiği tasarruf filmi gösterilmiştir. Bu filimde bir çocuğun tasarrufa nasıl alıstırıldığı ve bunun güzel semereleri gösterilmektedir. Filim küçük çocuk makinelerine mahsus olduşundan ufak bir perdede gösterilmiştir. Zekeriya B. İngiliz'ce olan filmi Türk'çeye tercüme etmiştir. Münür B. in hasbıhali Filimden sonra Darülfünun İk•:isat n'ofsörlerinden Münür B. cir 'asbühal yapmış ve ta^'"! ehemmiyetinden bahse hulâseten şu sözleri söylemiştir: Halkımızın ekserisinin fakir olduğu bir hakikattır. Zengin olmak için esas çalışmak ve tasarruftur. Tasarruf bir fazilettir. Fakat zengin bir adamın değil. Asıl faziletli tasarruf çok az para kazanan ve orta sınıf halkın tasarrufudur. Çünkü o bu tasarrufu çok fe•iakârlıkla yapacaktır. Milletin refahı için halkın zengin olması lâzımdır. Işte bu da sây ve tasarruf 'a kabildir. Bu temin edilirse ithalât ve hracat muvazenesi de temin edilmiş olur. Tasarrufun bir şartıda kendi mallarımızın kullanılmasıdır.» ^ Cevdet Kerim B. in nutku Münür B. den sonra Cevdet Kerim B. güzel ve canlı bir hitabede bulunmuştur. Cevdet Kerim Beyin nutkunun zaptedebildiğimiz kısımlarını naklediyoruz: On sekizinci asrın sonlarından itibaren Garpte sanayi, sermaye tahaddüs etti. Buharlı makineler çıktı, iktisadî ve ticarî inkişaflar oldu. Fakat şöhret düşkünü serdarlar ve hükümdarlar mütmadî zaferlerin temin ettiği neş'e ve servetle saraylarına kapanıp kendi zevk ve heveslerini tatmine dalmışken bu hadisata lâkayt kaldılar ve milleti de lâkayt kaldılar. Bu yüzden Avrupa'da teessüs ve inkişaf eden büyük sanayi ve sermayedarlık vücut bulurken mahallî küçük sanayii kemirip bitirdiği gibi Şark memleketlerinde de ayni imha ha Siz np Bir Doktorumuzun kesfi Sivri sineğin meçhul bir sürfesi bulundu İzmit mıntakası sıtma mücadele reisi doktor Jrlecit B. bütün dünyaca meçhul kalan sivri sinek sürfelerinden üçüncüsünü Adana'da bulmuşseneki gibi bu sene eylulde Ada r j r e c l t ı*. na'daki sıtma enstitusune ders vermek için gittiği zaman Silifke vilâyetinde f ennî tetkikat yapmış ve o zaman Gazi Hazretlerinin oradaki çiftliklerinde bu meçhul sürfeyl bulmuştur. Bu sürfenin sineğin yeni cins olduğunu tasdik ettirmek için Londradakl (British Museum) un haşarat mutehassısı ve bütun dünyaca en maruf sivri sinek mutehassısı olarak tanınmış olan (Edvards) a gönderilmiştir. Edvards cevabında «şimdiye kadar bu cinsin hiç kimse tarafından tavsif edilmediğini ve mevcut gruplardan hiç birisire ithal edilmiyecek kadar müstakil bir cins olduğunu» bldirmiştir. Doktor Mecit Bey Hamburg memaliki harre Enstitusu muallimlerinden hocası profesor Martininin berayı hurmet namma izafe ederek bu yeni cins sineği tavsif etmiş ve birer nümune Avrupa taribî rni'f"ı1T»r"> "orıderilnıistir. »•nMHiıiKrlllMltlllUIIIIIIIIMIIIIMIII'MıiM Yukarıda içtimaa iştirak edenlerden bir grup, aşağıda güzel ve canlı hitabesini irat eden Cevdet Kerim B. reketine devam ederek buralan büsbütün sanayiden mahrum ve eşyayi mamuleyi Garpten almağa mecbur etti. Bizi nihavet bueüne ııııııııiMiıııııııııııııııııııııııııııııııııınııııinıınıııııimıtıııiMtınHiiHiın Kış içinde bahar ! MiııiMiııiMiMiıınııııııiMiııııııınnıııııınıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııı 7,5 kuruşa yemek! ıııııııııııımmııınıımımıınıııııııımııııııııııiHiımiHiııııiHiıı Ismet Pş. Hz. nin konf eransları Ankara 6 İsmet Pş. Hz. Yakında Ankara hukuk mektebinde bir konferan*verecektir. Kâzım Paşa Hz. Idareli ve sıhhî yemek listesi nasıl olur? Sehrimizin maruf lokantacılan d^ bir Ikte tertin ettiler Lokantacı Cemal B. «Emanet yervöstersin, fakir halka 7,5 kuruşa B. M. M. reisi Kâzım Pş. Hz. dün öğleden sonra refikaları Hf. ile otomobille bir tenezzüh icra buyurmuşlardır. Pş Hz. hafta sonunda Ankara'ya avdet buyuracaklardır . Mizanülharare güneşte 17 dereceyi gösteriyorda Hikmet B. Bursa'da muhakeme edilecektir Sabık müstantik Hikmet B. in 12 subatta icrası mukarrer muhakemesi, Bursa Ağırceza mahkemesine nakledilmistir. lllllniMlimilMIIIIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIMMMIIIIIIIMIIIIIIIIII n;v o r Dr. Mazhar Osman Bey tarafından tertip edilen idareli yerneR istesi hakkında doktorlar arasında münakasalar olmuş ve bazı mütehassıslar bu listenin gıda ihtiyacını hafif te olsa temin edemiyeceğini söylemişlerdi. Sehrimizin maruf lokantacılan da başta lokantacı Cemal Bey olmak üzere bu listeye mukabil idareli ve mugaddi yeni bir liste tertip etmişlerdir. Liste şudur: Sabah kahvealtısı : Tarhana. bulgur, mercimek un, veya şehriye corbası. ö ğ l e yemeği: Ucuz olduğu zamanlar mevsimine göre hamı i, palamut, uskumru bahklar». Şayanı dikkat bir tetdif yapan lokantacı CEMAL B. Kuru fasulye, patates, nohut ve ucuz hububat. Akşam yemeği, mevsime göre ucuz sebzeler, ıspanak, pırasa, bakla, yoğurt ve ilk baharda bollaştığı vakit yumurta. Silivri yo Bu yırtık ve kirli çoraplarla ğurda, az mikdarda süt ile sütlâç veya mahallebi. sokaklarda dolaşma ayıptır. Lokantacı Cemal Bey bu liste Merak etme anne, otomobile Mabadı sa 4 sü : 2 de J " • = • binerim! L Güzel havadan istifade eden bir aile llkbaharı müjdeliyen iyi ve güneşli havalar devam ediyor. Dün cuma olmasından dabilistifade kadın erkek çoluk çocuk sokaklara döldilmüşlerdi. Hava, âdeta paltova ihtiyaç hissettirmiyecek derece^: de mutedildi. Mizanülharare, 17 yi;.' gösteriyordu. vj
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear