24 Kasım 2024 Pazar Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
1930 Cumhuriyet Camide tanıştığım o ictimaiyatçı hanım kızla, dün gece, Şehzadebası'nda bir tetkik seyahati yaptık. Burası İstanbul tarafının Caddei Kebir'idir. Sirkeci'den Edirnekapı ve Topkapıya kadar İstanliul'un bütün kanı bu kalın damardan geçer ve onu şişirir. Gerçi bugünkü Şehzadebaşı'nda eski hayatiyet kalmamıştır. Seneler vardı ki, Vezneci'lerde, insan vücutlerinden öParis 5/6 (Hu. Mu.) Bes sa kazanmışlardır. Neticede Yunan rülmüş bir duvar caddenin methaatlik tetkik neticesinde en fazla güzeii 1930 Avrupa Kraliçesi in lini kapar ve bir delik bulup içeri reyi Belçika ve Yunan güzelleri tihap edilmiştir. dalmak pek güç olurdu. Arabalar, otomobiller arka sokaklardan geçmeğe mecbur olurlardı. Fakat bugün de orası gene canlı. Gene her dükkân uyanık. gene kahveler dolu, gene tuluat kumpanyaları, sinema, incesaz, hatta orta oyunu, her şey var. Sehzadebaşı'nda Müsabakada birincillği Yunan güzeii kazand* Avrupa Kraliçel ği Başımıza iş çıktı ^ Yaldız dökülmeğe başladı bulamadık. Daktilo ilânı mes'elesi bütün samimî arzu ve tavsiyelerimizin hilâfına gittikçe karışık bir vaziyet almaktadır. Dün de bir kaç yaşlı efendi matbaamıza geldi. Fakat bunlar evvelki hey'et gibi nazikâne muameleyi her nedense ihmal ettiler. Sözlerinden bizi üstü açık bir surette tehdit ettiklerini anlayınca münakaşayı kesmeğe mecbur olduk, ve bu ahlâk mes'elesini kendi eridazelerine ve cemcemelerine göre ölçen efendileri sızıltıya meydan vermeden selâmetledik. Bu gibi hareketler çirkindir. Biz daha ilk gündenberi suçsuz olduğumuzu söyledik. Ne yapalım ki mes'ele bir defa alevlenmiş oldu. Gelen mektupların bir kısmını neşretmek, bir kısmını neşretmemek olmaz. Binaenaleyh bugün de bir kısmını neşre mecbur oluyoruz. Bu münasebetsiz hadisenin artık kapanmasını bir defa daha rica ediyoruz. Atılmış bir okun ardından bundan fazla koşmak doğru degildir. ttfaiyeyi kaldırmalı! Koca Feyziati lisesi 80 odasile bir iki saat içinde yapın kül oldu. Her yangında olduğu gibi Terkos musluklarında su yoktu. İtfaiye, ateşin karşısında âciz ve naçar kaldı. Geçen sene bugünlerde, Kurtuluş (sabık Tatavla) yangmında su bulunmadığı için Terkos Direktörü tevkif bile edilmişti. Bu sene ise Terkos imtiyazmın temdidi mevzuu bahis! Anlaşılıyor ki Terkosu kaldırmıyacağız. O halde, bari İtfaiyeyi kaldırsak!... Çünkü susuz İtfaiye barutsuz topa benziyor... Hava ile yangin söndürmek imv kânı henüz keşfedilmediği için İtfaiyenin mükemmeliyetine rağnıen iş olacağına varıyor, her ateş çıkan bina çayır çayır yanıyor. Boyle cî1 duktan sonra itfaiyeyi ilga etm" * bir kaç noktai nazardan mürecc?h olur. Şehremaneti susuzluktan y n > gın söndüremiyen teşkilât için bosuna bu kadar para vermez, İtfaiye ateş karşısında beyhude yere yorulmaz. Halk başına geleceği önceden bilir de eşyaya ve binaya para yermez ve nihayet Terkos Kumpanyası da yangınların mes'uliyetinden, gazetecilerin dilinden kurtulur. Görüyorsunuz ya Terkosu kaldırmadıkça İtfaiyeyi kaldırmaktan başka çare yoktur! tlân mes'elesi garip bir safhaya girdi Lüzumsuz bir cür*et Samimî bir kaç teessür mektubu Yaldız romanının tefrikasına maBir daktilo hanımın açık alesef bu gün de devam imkânını mektubu Aka Gündüz Beye, Ben Galata'da Voyvoda'da ' samancıyan handa (Nakliyat ve inşaat Türk Anonim şirketi) daktilolarındanım. Derin bir ıztırap ve inkisarla yazdığım bu açık mektubumu dikkatle okumanızı rica ederim. Gerek (Çapraz delikanlı) ve gerek (Roman içinde roman) eserlerinizde daktlo kızlairına hayatta ve insanlıkta yer veren, bizi anlıyan, temiz anhyan ve temiz gösteren, müdafaa eden, ezgin ve bezgin ruhlarımızı kuvvetlendiren millî romancı Aka Gündüz Bey!. O (Daktilo aranıyor) ilânını siz mi neşrettiniz? Böyle birisini bulabileceğinizi zannedecek kadar küçüldünüz mü Aka Bey? Bulmak kabil olsa bile öyle bir ilânın kaleminizden ve kalbinizden çıkmasına nasıl müsaade ettiniz, düne kadar (Bizim muharririmiz) dediğimiz Aka Bey?? Kimsesiz kızların ve ezilmiş erkeklerin önünde kaleminizi müdafaa hançeri gibi kullandığınız demleri hatırlamıyorsanız onların her satırı,her cildi bizim eski püskü raflarımızda mukaddes cüzler gibi duruyor. Muztarip insanlar bunaldıkları zaman inşirah bulmak için sizi okuyorlardı. Şimdi o iki feci ilânınızı okuyarak inşirahtan ıztıraba geçiyorlar. Eğer iyi kalpli bir insan olmasaydım.Günde onüç saat çalışan,kimsesiz, ve tertemiz bir daktilo sıfatile size kin bağlardım, hiç olmazsa istikrah ederdim. Bunu yapmadım, kaleminizin mazisi bizi o kadar bağlamıştır, yalnız kendi mesleğimin tecellisine sızladım. Arkadaşlarımın gösterdikleri fazla asabiyetin önüne geçerek yalnız şu kadarcık Bir karar verdik, onu alenen »ize tebliğ etmek talihsizliğine katlanıyorum: Size «vicdan denilen o görünmez kuvvetin kuvvetli asabını temenni ediyoruz.» HATİCE KÂMİL * ** Kış anî gelecek İctimaiyatçı genç kız, kuvvetli bir elektrik ışığı altında durarak, ayakta, notlar alıyordu. Kendisine fikirlerini sordum, kaşlarını çattı Ankara, 5 (A.A.). Askerî meteoroloji müessesesi müdürü Sa ve ıslıkla bir hava mırıldandıktan dık B.yin havaların gayri tabiî seyri hakkında verdiği malumata na ,sonra cevap verdi: zaran şimdiye kadar geçen güzel havalar şiddetli bir kışın davetçisi j Buraya elektrik, telefon, ramahiyetinde bulunmaktadır. Geçen seneye nazaran sıcaklık 1015 diyo, sinema girmiş, fakat hâlâ assantigrat kadar yüksek bulunuyor. Bu fark kışın kar ve şiddetli so rî estetik girememiş. Tiyatro hâlâ ğuklarla birlikte anî olarak bastıracağına delâlet etmektedir. Son orta oyunu ve tuluat devrini yaşızamanlarda bütün Avrupa kıt'ası üzrinde yerleşmis bulunan geniş yor. ve derin bir diişük tazyik güzel havalara veda gününün uzak olma Fakat bu caddede Darülbedığını gösteriyor. dayi doğdu. ~ »ınıiTummıllınillllllllllllllllllllllHllllllllllllllllllllllllll ım>« Hayır! Darülbedayi, Paris'te Mösyö Antuvan'ın kafasmda doğBarcelone'luların ricası Bahtiyar memleket! du ve burada öldü. Burada orta oyunu ve tuluat yaşıyor. Evet... Hatta Darülbedayi aktörleri bile Karagöz oynatıyorlar. Siz Hazım'ın Karagöz'ünü gördünüz mü? Hayır! Nevyork 5 (Jl.fi.) Hazlne tnfîs esarı M Mills, geçen on seneye ait istatistik «Maalesef hayır!» DemelisiMadrit 4 (A.A.) Bir emirname leri gözden geçirdiğl sırada bunların reniz. Çünkü şaheser! Şaheser! Hafah rekorunun kırılmış olduğunu göa avukatlar kollejlerini yeniden tesis etzım harikadır. Hem büyük bir meterdiğini ve istikbale betbin bir nazarla mektedir. Barcelone'dan bir. hey'et gelmlş ve ziyeti daha vardır: Karagöz'de bakacak her hangi bir kimsenin cesaretten tamamile mahrum bulunduğunu isbat hfikumetten M. Primo de Rlvera tara Şiller'in piyeslerini oynatmaz, refından ilga edilmiş olan karnaval şen pertuvarında hiç bir dâhinin eseri etmüj okıcağını söylemiştir. PVlerinin yeniden ihyasmı talep etmişyoktur, bize heyecan verrnek için tir. Hendaye'den bildirlldiğine göre M. kendi dehası kâfi geliyor. Emin oParis 5 (A. A.) Matin gazetesine Unamnno yakında tspanya'ya avdet ede lun ki ciddî söylüyorum. nazaran doktor Anclair kuşlarm pankrea cektlr Ben de Karaoz'ü severim, faKral, mllli meclis azasınm istifalarıaı kat biz tiyatrodan bahsediyorduk. sinda bir madde keşfetmiştir. Bu madde ada tavşanlarında ve hint domuzların kabul etmiştir. Kral, Başvekâlet müste Bendeniz tuluata da bayılıda vereme karşı muafiyet temin etmek şarhğını yeniden ihdas eden ve Primo rım. Alaturka musikide gazel ne tedir. Doktor halihazırda vereme mfip de Rivera hükumeti tarafmdan ittihaz ise, alaturka temaşada da tuluat telâ insanlarda bn maddenin ne gibi edilmiş olup ihracat tacirlerini aldıkları paranın yüzde seksenini tspanyol parası odur. Yalnız bir farkla: Biri ağlaneticeler vereceğlni tetkik etmektedir. Güzel havalara veda günü uzak degildir Amerika'da geçen sene Karnaval şenliklerinin yeniden ihdasıtu refah rökoru kırıldı! istiyorlar Hikmet Şevki Beyin mektubu Ankara'daki Hakimiyeti Milliye refikimizin yazı işleri müdürlerinden ve arkadaşlarımızdan Hikmet Şevki Beyin me ktubu: «Aka Gündüz'ün son romanının resimlerini yapan tzzet Ziya Beyin cevabını dün işittim. Kendisi benim odamdan size telefon etti. tzzet Ziya Bey haklıdır. Aka'nın ilânlannı okuduktan sonra, kendisile teşriki mesai etmiyeceğini bildirdi. Mes'ele benim odamda cereyan ettiği için, hakikati bu satırlarda yazmağa mecburum. Bu münasebetle kendi hislerimi burada sıralamak isterim. İlk gençlik hayatımda bana daima doğru ve güzel hisleri aşılıyan bir Aka vardı. Onu senelerce kalbimde doğruluğun kılavuzu olarak sakladım. Bir gün karşılaştım. Onun romanlarında, hikâyelerinde yaptığı tesir bir hiç oldu. Arkadaş Aka kalbimde yerleşmis olan romancı Aka'ya da baskın çıktı... Nihayet bu roman meis'elesi.. Ogünkü ilânları okuduktan, bu mes'elelere vukuf peyda ettikten sonra büyük bir acı duydum. Bu acı uğradığım sukutu hayaiden tevellüt ediyor Artık bun dan sonra anladım ki sukutu hayal hayatın en acı ve en elim bir safhası.. Kim zannederdi ki hayattan hikâyeleri yazan, romanlarında çirkin ve iğrenç şeylere tecavüz eden, onları kalemile parçalıyan Aka öyle bir hataya düşsün.. Ruhundaki incelikleri kalemile eleyen , kalplerdeki yamaları romanları arasında meydana vu • ran Aka, nasıl olur da bir daktilo kızı ilânında, herkesi utandıracak ve kızdıracak şekiller çizebilir. Ben Aka'nın bir gün her hangi bir suretle sukut edeceğini düşünebilirdim. Fakat bu derece düşeceğini hiç hatırıma getirmezdim. Çünkü Aka'yı tanıyanlar, onun bu kadar sukut etmesine imkân veremezler. Bu satırları yazarak bir parça içimdeki dertleri dökmüş oldum. Zvallı Aka... Hem kendine, hem de bize etti... Kendi mevkiini yıktı.. Bizleri de tanıdığımız ve sevdiğimiz yüksek ruhlu bir Aka'dan etti...Zavallı... Hürmetlerimi sunarım aziz yazı arkadaşlarım.. HİKMET ŞEVKİ gun yorgun aksetti: Asprin almağı da unutmaym... Olur, olur... Üç arkadaş. bacaklarını açarak sert sporcu adımlarile yürümeğe başladılar. Üçü de neş'eli, üçü de dalgındı, günlerdenberi tasarladıkları hayaller, artık hakikat oluyordu. Yalnız hepsinin dimağında da büsbütün ayrı renkte, ayn şekillerde hayaller yaşıyordu. Fakat doğacak olan hakikat bir renkte, bir şekiide idi. Hepsi de kendi hayalini umuyor, ona kavuşrr.ak istiyordu. Hüsrev Hakkı, yolun yarısmda eüni alnma vurdu: Yanımıza makinc almadık. Kızlar trenden 'nerlerken bir enstantanelerini çekerdik. Naim Naci de sızlandı: Sahl, pek şık olurdu. Turhan Tahir, pantalonunun arka cebinden, podösüet mahfaza içinde bir sigara tabakası büyüklüğünde bir fotoğraf minyatürü çıkardı: Ben düşündüm: Hüsrev Hakkı, dudaklarını büzerek Elmas! Londra 5 (A.A.) Sabık Alman mllstemlikâtından Numayulant saHilinin sarp ve ve yalçın bir kısmında, cezir esnasında methali dar ve efsanevî bir mağara keşfolunmuştur. Mağaranın bin bir gece hikâyesinl andıran göz kamaştırıcı istalâktitleri rengârenk sütunları billurl elmas tabakası ile örtülüdür. Atina 5 (Hususî) Takip müfrezeleri. tarafmdan itlâf edilen çetebaşj Baba'nın kesilen başı Alasonya'dan Larisa'ya götürülerek teşhir edilmektedir. IIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII Vereme karşı deva! Bir şakinirt kesik başt! Hnkara • 5 { Telefonla ) Dahiliye Ye tadil eyliyen bir emirname imralamıştır. kâletlnce hazırlanmakta olan "Yıllık,, Ikmal edilmiştir. Bu mecmuada dahiliye memurları hakAnkara 5 (A.A.) Maliye Vekâletinkında meslekl, tarihî ve teşkilâtın geçirdiği devirleri gösteren şayanı dikkat den tebliğ olunmuştur: malumat vardır. Hükümetin Türkiye'deki bankalarda bulunan eşhasın hesaplarını tetkik edeAnkara tavuklarında hasialık Ankara 5 (Telefonla) Ankara'daki ceği ve bu hesaplarda bulacağı ecnebi tavuklarda sari bir hastalık görüldüğün paralarını cebren sattıracağı hakkında den şehremaneti sokaklardakt tavuk ve İstanbul'da işae edilen bethahane hahoroz gibi hayvanatı toplamaktadır. berlerin aslı ve esası yoktur. Kat'iyetle tekzip olunur. Ticaret muahedeleri Ankara 5 (Telefonla) TürkMacar ticaret mnahedesi feshedildlğinden 27 martta mer'iyetten kalkacaktır. TürkAlman Ankara 5 (Telefonla) Karahisarı ticaret muahedesi de 1 nisana kadar şarki Valiliğine sabık Tekirdağı Vallsi temdit edilmiştir. Letonya ile ticaret mu Arif Hiktnet, Hendek kaymakamhğına ahedesi altı ay müddetle temdit edilmiş Hopa kaymakamı Agâh, Hope'ye Liman tir. kaymakamı Cavit, Bafra'ya Boyabat kayAhşap travers fabrikası makamı Nef'i, Ünye'ye Tercan kaymakamı Ankara 5 (Telefonla ) Nafıa Vekâleti Şerif, Tercan'a sabık Muradiye kaymaahşap travers yapmak üzere bir fabrika kamı tbrahitn, Sivrihisar'a esbak Inegöl inşası için tetkikat yapmaktadır. Fabrika kaymakamı Hikmet, Rize'ye tstanbnl Vilânın Eskişehir, Sapanca veya Adapazarı'n yeti daire müdürü hukuk meznnlarmdan Arif Dündar Beyler tayin edilmişlerdir. da yapılması muhtemeldir. na tahıHl' o t m c i o mpchnr hltrrd ahkâmı tm»v Kkürtî tr"lrfiî«iT Resmî tekzip tez şunu söyliyeyim ki Vasfi Rıza da harikulâde gazel okur. Ben bunları anlatırken Ferah sinemasının önünden geçiyorduk: Hadi sizinle biraz Şadi Beye uğrıyalım! Dedim ve içeri girdik. Fakat üstat orada yoktü. SERVER BEDİ Antırparan Yeni Dahiliye tayinleri Bursa Tasarnıf Cemiyeti bir sergi açıyor Bursa 5 (Hu. Mu.) Tasarruf cemiyeti yefli mallar sergisi açıyor.. Hazırhk ikmal edilmiştir. IVtıS op tfıjG?nvneG'so...zbm mfk* İş Bankaeı U. Müdürü Bursa'da Bursa 5 (Hu. Mu.) tş Bankası U. Müdürü Celâl Bey buraya geldi. Btr kaç gün kalacaktır. Ankara 5 ( Telefonla ) Dahiliye Vekâletince hazırlanan Cemiyetler kanunu lâyihası yakında Şurayı Devlete gönderilecektir. Lâyihaya kanunu medeninin Cemiyetler hakktnda ki ahkâmı ilâve edilmiştir. Bu lâyiha mfitaleaları alınmak fizere Vekâletlere gönderilmiş ve cevapları gelmiştir. Cemiyetler kanunıı tzmir'de çuval fabrikası İzmir 5 (A.A.) Şehrimizde çuval fabrikası tesisi için yapılmakta olan tetkikat nihayet bulmuş ve rapor vilâyete gönderilmiştir. 65 kruşa alınabilmekte olan çuvalı fabrika 40 kruşa maledecektir. Tefrlka •»•napası: 58 [ tzmir 5 (A.A.) Birkaç gündenberi Bank Rus Komers Etranje mebzulen devam etmekte olan yağmur Ankara 5 ( Telefonla ) Bir zamandan durmuştur. Yıkılan bir dıvar altında kaberi gayrıfaal bulanan Bank Rus Kom lan aile kurtarılmışsa da bir çocuk ezilmers Etranje Hükumete müracaatla Tfir miştir. kiye'de muamelesinin tasfiyesine karar GALATADAN GEÇERKEN verdiğini bildirmiştir. En büyük markalardan bir cok Rüsumat motörlerl parfömlerin, losyonların, kolonyalarm, Ankara 5 (Telefonla ) Rüsumat mo pudraların, kremlerin, sabunlarm, törlerinden henüz teslim edilmiyenler u dudak ve yüz boyalarının teşhir emumt müdflr taraîından 10 güne kadar dildiği bir camekân nazarı dikkatitesellüm edllecektir Rüsumat U. Müdfi mizi celbetti. İşbu eşya Galata'da rfi tnart bidayetine kadar Ankara'ya dö Tünel yanında LAZARO FRANKO necektir. ve mahdumları ticarethanesi ıtrıyat Kurutıılacak bataklıklar dairesinin ilgası haseblle pek ucuz ve cidAnkara 5 (Telefonla) Sıhhiye Ve fiatlarla satmakta olduğu den şayanı istifade bir çok fırsatlar kâleti Manisa, Eskişehir ve Salihli batakhklarmı kurutmağa karar vermiştir. bulunduğu görulmüştur. musun? Turhan'cığım. sen, hangisine abayı yaktın? Fati'in annesine göa koyma da... Turhan Tahir, tiksinerek geri çekildi: Kırklık karıya göz koyacak kadar, aç değilim .. Sendeki de ne mide? Naim Naci, bu ithama köpürmüştü: Benimkisi şaka . Sen, olmıyacak mecllslerde de bunu söyler, adımı çıkanrsın. Kızı dururken anasına bakmak, blraz gülünç olur. Dünya bu, bilintnez evlâdım! Sen, bunu, kızların yanında da imaya kalkarsan, ben, pıh pıtıyı topladığım gibi giderim. Seninle lâtife edilmiyor, monşer! Hüsrev Hakkı, ikisini de kolundan tutup yürüttü: : Haydl, haydi, tren geliyor, yetişelim. Turhan Tahir arkaya dönüp bağırdı: Ekrem, biz gelinciye kadar, sen de uyuma.. Çadırların önüne bir pliyan al otur. Biraz dfşini sık.. Sağdaki çadırdan Ekrem'in sesi yor tzmir'de yağmur yüzünden kaza nüz halel gelmemiştir. Bir kuş vardır, adını hemen hatırlıyamadım. Pençelerile ağaca asılır, öter, öter, öter, öter.. Ve nihayet burnundan, gaçasından kanlar boşanarak düsüp ölür... S Siz de Aka Bey, yazdıniz, yazdı nız iyi şeyler yazdınız, fesinizi bütün bir nesil dinledi. Ve nihayet... Hayır, alt teefını söylemeğe di» lim varmıyor. Valnız hüzün ve teMüfide Hasan Hanımın essürlerimi alenen tekrar ederek mektubu susuyorum.» MÜFÎDE HASAN Adana'da münteşir(YeniAdana) * refikimizin muharrirlerinden ve imtiyaz sahibi Ahmet Remzi Bey Peyami Safa Beyin mektubu arkadaşımızın akrabasından MüfiAka Gündüz'ün mahut ilânları de Hasan Hanım tarafmdan Büyü hakkında yapılan hücumlar hissî kada'dan gönderilen mektup: ve samimî feveranlarm sakat teza«Aka Bey, bundan bir ay evvel hürlerinden değilse, sarahaten faAnkara tarikile İstanbul'a gelirken zilet namına irtikâp edilen ağabeyimle beraber sizi (Dikmen) berbat demagojilerdir. Bile deki köşkünüzde ziyaret etmiş, iki lim ki Emil Zola'ya bu yolsaat kadar konuşmuştuk. Bana da yapılan ve senelerce süreh (Dikmen yıldızı) nın köşkünü gös taarruzlar, onu panteon'a girmektermiş, yeni romanlarınızdan, yeni ten menedememiştir. Aka hiç bir eserlerinizden hararetle bahsetmiş zaman bir Emil Zola degildir, olması ihtimali de yoktur, yalnız Aka tiniz. O günkü güzel intibalarımla bu sırtında ve adı etrafında iffet, zarafet, ve sadakat spekülâsyonu yagünkünün arasında Troslardan büpılamıyacak bir adamdır. yük, Atlantik denizlerinden geniş O iki ilânından hiç bir menfî tebir fark var. En *on ve en yeni esesire kapılmadım. Şeyh Sadi zamarinizin(!) bu (Daktilo) ilânı oldu* nında değiliz ve La Fonten'in ahğunu görünce umulmaz bir hayrete lâkî hayvanları ortasında dolaşmıdüştüm. Siz bu ilânınızla kendiniz yoruz. den evvel zavalh daktilolan ezdiHayat biçimlerini, olduğu gibi ğinizin farkında mısınız? kafa taslarımıza uydurmahyız. AO iki ilânla şahsan alâkadar ol ka'yı müdafaa etmiyorum, buna duğunuza, elacağınıza gönlüm bir sebep ve lüzum yoktur. Sadece aratürlü kani değil. Onun acı olmakla dığı daktiloyu ve kârgir evi çabuk beraber gene bir lâtife olduğunu bulunmasını temenni ediyorum işitip sevinmek sizi sevenler için bir efendim.» saadet olacaktır. Bu ümidime hePEYAMÎ SAFA mırıldandı: Ekrem'in makinesini almalıydık. Onun objektifi daha kuvvetlidir. Sen onu affedersin, beyefendi, Benim makinenin objektifi, daha hassastır. «Nettete"» si o kadar mükemmeldir ki bir çok agrandismanlarda muvaffak oldum. Agrandismanlarda sen, değil, mösyö «Zayburk» muvaffak oldu. Her şeye bir bahane bulur, itiraz edersin, Haldun'un yerden göğe kadar hakkı var. Naim Naci, ikisini de omuzlarmdan tutup sarstı: Bunlar, ne münasebetsiz, Ipsiz sapsıı, bilhassa manasız laflar... Tam zkmanmı buldunuz. Nasıl karşılıyacağız, onu düşünelim. Nasıl karşılayacaçız» Basbayağı... Sana göre, her şey kolay. Hanımlar, «kamp» a nasıl gelecekler? Yürüyerek... Peki, eşyalarını, biz mi sırtımıza alıp taşıyacağız? Turhan Tahir, arkaâaşının yüzüne baktı: Hamala versek, olur, değil mi? Kaç parça eşya getiriyorlar, bilmiyoruz ki... Arkamızda dört beş hamalla, \ köyün sokaklarından takış tukukş geçe | meyiz. «Kamp» kurduğumuzdanberi köyj halkına eğlence çıktı. Görmiyor musun? J Akşam, sabah «Kamp» etrafma doluyor,'" bakıyorlar. Adeta, seyir yeri oldu. ... En • iyisi, eşyalan bir arabaya yükler, önden yollarız. , Hüsrev Hakkı, gülüyordn: Araba parasını kim verecefc? Ekrem'in başına mı kabak patladı, şimdi? O doğru olmaz. Bizim, kaça pazarlık ettiğimizi Ekrem, nereden bilecek? Arabacıya, bizi, orada bekle, deriz. Turhan Tahir, Hüsrev Hakkı'ya dirsek vurdu: / Araba parasını kızlara da verdirmiyelim... Onlar, bugün misafir sayılırlar. Bunlar, zengin kızlar, bizim para veridiğimizi istemezlerse?.. Tabiî, belli edecek tarzda vermiyeceğiz... Fakat, biliyor musunuz, çocuklar, Haldon yalan sdylemiş. Nora'nm babası müthiş zengin.... Nora'da öyle... Mabadi var^ . > Nalm Nacl de arkadaşı gibi çadırları, çadırların önündeki sahayı, barfiksi, paraleli, ip salmcağı gözden geçirdi: Hani sarakaya alırız, takılırız ama, Haldun birimize benzemez. Şimdi burada olsaydı, cep defterini çıkarır, her şeyi muayene ederdi. Turhan Tahir, arka cebinden çıkardıgı bir ipekli parça ile iskarpinlerinin burnunu parlattı: Her şey tamam... Hanımların çadırlarını düzeltemeyiz ya?.. Hem, eşyalarını beraberlerinde getiriyorlar. Fazla gevezeliği bırakıp istasyona getirdim. Kızzeliği bırakıp istasyona gidelim. KızHaldun'un şikâyetlerinden korkarım! Hüsrev Hakkı, beyaz küçük bir tarakla Mahmut Yesari şakaklarını, ensesini taradı: Vamık nerede? Senln de ona ehemmiyet verişine O, köye inmişti, istasyonda bize şaşarım! Söylenir söylenir, susar. iltihak edecek. Neyse. yok yere tatsızlık çıksın? Biz, hazır mıyız şimdi? Hüsrev Hakkı, etrafına bakındı, ilâve Bu gidişle, sen de onu aratmıyacaketti: sın. Daha doçrusu, «kamp» hazır mı? Naim Naci, Hüsrev Hakkı'nın kolunu Kızlar çcHjorlar. Aksam karanlığında şu eksik, bu ekıslk diye bir birimize t?r 1 Uırttü: mivplim Beyefendi, helecandan anlamıyor
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear