28 Kasım 2024 Perşembe Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
12 Şubat 1930 Cutnhuriyet SGN TELGRAFLÂR Beiçika Kralı Venizelos diyor ki: RES1MLI Kraliçemize ariza Dün gece evde oturdum ve Paris'te bulunan güzellik Kraliçemize bir ariza yazdım, ki şudur: Paris'te misafireten mukim Türkiye güzellik Kraliçesi haşmetlu Mübeccel Namık hazretlerine «Güzelim! «Size bu arizamla bütün Türkiye halkının, hatta bu meyanda selefi Saşmetiniz Feriha Tevfik Hanımın 'a hürmet ve hasretlerini arza keni kendimi memur ettim. «Haşmetmeap! Hem de öylesine ir hasret ki, bir gül bahçesinde sen hafif sabah rüzgârı gibi gür .el kokulu nefesiniz, memleketimi;in havasına karışmaktan hali kalhğı gündenberi, bütün millet yeneği, içmeği kesti, bundan dolayı ^ayenizde erzak piyasası da düüktür; hiç kimse meşrubat ve meculâtın yüzüne bakamıyor. «Sizin hayran kulunuz ve benim \ziz dostum Peyami Safa'nın haini de hiç »ormayınız: Hasretiniz\en iki gözü iki çeşme ağlıyor ve Cumhuriyet'e günde yirmi defa teefon ederek tstanbul'a ne zaman eşrif buyuracağınızı soruyor. Bü'ün ömründe hep nesir yazmıs olan bu zavallı muharrir, güzelliğinizi lâyıkile terennüm edebilmek için bundan böyle manzum yazmağa karar vermiştir ve Nazım Hikmet kulunuzdan şiir dersi alıyor. «Şanu serefi dünyalara ve ismi de en büyük mühürlere sığmıyan meşhur dâhi heykeltraş «Maitre Maxim Reral del Sarte» cenaplannm sizi bütün Avrupa güzelleri arasında tercih ederek, heykelinizi yapmak istemesi, kalemrevi saltatanatınızda büyük bir sevinç uyandırmıştır. Hatta Avrupa Kraliçesi intihap edileydiniz bu kadar sevinmezdik, zira bu intihap yalnız 1930 senesine mahsustur, halbuki «Maitre Maxime Reral del Sarte» nin yapacağı heykel, muhteşem güzelliğinizi dünyalar durdukça P»yedar edecektir. Böylece, Venüs'ün öz kızı olduğunuz tahakkuk etmiş ve edecektir. «Hay yaşayasınız, haşmetlu Kraliçemiz, efendimiz hazretleri.» SERVER BEDİ Bir ahlâk mes'elesi Muharriri: Aka Giindüz ROJVİAN TEFRIKAMIZ: 16 NALINA l MIHINA Çingene'lerin teveccühü Kabine mes'elesinde guya <Endişeye mahal yoktur hilekârlara alet olmuş Türkiye harpcu değildir» Brnxelles 10 (fl.fl.) Lophem mes'eleslnden bahis bir kitabın neşri münasebetile kral gülünç oldugu kadar muzr bir rol oynamış olduğuna dair olan id dialara karşı protesto etmek üzere M Jaspar'a bir mekhıp göndermiştir. Müşarünileyh bu raeklubunda şöyle diyor Guya ben Cooreman kabinesini istifayr meccbur etmiş ve tarzı teşekkülü vc programı memleketin ihtiyacatına deği! bir takım biylekârîar gurupunu arzularuıa tevafuk eden bir kabine teşkiline müsaade etmişim! Kral, kendisin:n insan ve bir devlet reisi olmak sıfatile şahsını müdafaa etmek hakkını ileri sfirerek bu husustaki her türlü istinatları reddetmektedir. Kral bir mektupla kendisim Yıman bahriyesine dair itirazata Yıınan Başvekilinin yapılan bu isnadı verdiği cevap reddetmektedir fltina 11 (Hususi) Dün parlâmer toda bahri teslihat mes'elesi hakkınd müzakerat yapılmış, muhalif meb'usla 'ıükumet>, Yunanistanı, bahren zayıf mev kide bırakmakla tenkit ve muahaze et mişlerdir. M. Venizelos bu tenkidıta cevap veerek bu yoldaki endişelerin mahalsir oîduğunu söylemiş ve Türkiye'nir harpcupane niyetleri olmadığı kanaatin zhar eylemiştir Bu sözflnü teyit etmek için M Venizelos Lozan müzakeratı es nasında lsmet Pş. Hazretlerinin kendisin* söylemiş olduğu bir sözü hatırlatmıştır lsmet Pş Hazretlert kendisine Garb' Trakya Türkiye'ye takdim edilse bilt Türkiye'nin bunu kabul etmiyeceğini söy lemiştir. M. Venizelı s Türkiye'nin Akdeniz'deki Yunan adaları üzerindeki emelierinden de bahsederek Türkiye'nin bu adalar üzerine hiç bir emeü olmadığını söylemiş ve bu sözünü de Lozanda ismet Pş.'nın mezkur adaların Yunanlılığını bilâ müzakere kabul etmiş oîduğunu hatırlatmak suretlle teyit etmiştir. M Venizelos hükumetin neden dolayı hafif sefain taraftarı olduğunu da izah etmiş ve buna sebep olarak ahvali siyasiye ilıasile yakın şarkta sulhua uzun müddet ihlâl edilmiyeceğini, Yunan maliyesinin büyük bahri masraftara tahammülsüzlüğünü göstermiştir. M. Venizelos Ankara müzakeratından da bahsetmiş ve mfîbade'e mes'ele'.erinden maada iki memleket arasında bir dostluk ve hakem misakı akti için de Ankara'da mükâlemat cereyan etmekte bnlunduğunu söy lemiştir. M. Venizelos bu misakın ikl devlet arasında bir bahri tesavii kuva hakkında bir madde ihtiva edeceği kanaat ve ümidini de izhar eylemiştir. Millî Tasarrııf Cemiyetinde Ankara 11 (A.A.) Millî iktisat ve tasarruf cemiyeti umumî merkez heyeti buğün içtima ederek millî sanayi kongresi talimatnamesini müzakere etmiştir. Kongrenin ruznamesine dahil maddelerin izah ve tafsili üzerinde de uzun münakaşalar olmuştur. Sergi esnasında Ankara'da sergi ve kongre namile bir gazete çıkarılması ve kongre zabıtlarının bu gazetede neşri hakkında karar verilmiştir. 400 liralık bir bonoyu ahp kaçanlar Ankara 11 (Telefonla) Bugün Rnkara'da Kınacızade hanmda avukat Recai Beyin başından garip bir hadise geçmiştlr. Recai Bey hadiseyi şu suretle anlatmışttr : " Ticarethane sahiplerinden Muhterem Beyle bir refiki yazıhaneme gelerek, takip ertilmek üzere verilmiş olan (400) liralık bir bonoyn teyit edeceklerini, ancak bunnn tarihinl görmek istediklerini söylediler Benim tarihi göstermek için vermekliğim uzerine Muhterem Bey bonoyu alarak kaçtı. flrkadaşı mâni olmak istedi tse de muvaffak olamadı. Vaki olan istimdat fizerine Muhterem Bey takip edildi. Nihayet polis yetişerek mes'eleye vaziyet etti ve yakalandılar. „ Tekaüt kanunu Ankara 11 (Telefonla) Mülki ve Askeri tekaüt kanun lâyihası Maliye Vekili tarafmdan tetkik edilmektedir Vekil lâylhada esash bazı tadilât yapacaktır. Müskirat müdürünün tethiktıa tzmir'deki Mecliste müzakerat • fl«kara 11 (Telefonla) Perşembe günü B M. Meclisinde bazı vekâletler nbuiçtlerinde münakile icrası ve Türk ocağı merkez hey'ellnln yapacağı (125) bin liralık Istikraz hakkında Maliye Vekilinln kefaleti mes'e'.esi mevzu bahsolacaktır. İzmir 11 (A.A.) Sumalık üzüm ve incir mes'eleeile meşgul olmak üzere şehrimize gelen müskirat inhisarı umum müdürü tetkikatina başlamıştır. Bu meyanda henüz satılmıyan burda incir mes'elesi de hallolunacaktır. Haricî moratoryom tzmir'de soğuklar tzmir 11 (A.A.) Şiddetli bir şimal rüzgân hüküm sürmektedir. Hararet derecesl sıfıra inmiştir. Blr haftadan beri bir çok ağaçlar çiçeklenmeğe başlamışlardır. Ankara 11 (Telefonla) tktisat Vekâleti Ziraat nmumi müdürü Şfikrfi Bey, tktisadi programı tetkikinden sonra Sanayi ve Maadin bankası umumî müdürü Sadettin Beyle birlikte Adana'ya gidecek kar yüzünden ve orada Ziraat bankasının pamuk fab tspanya'da rikası, bazı müessesatta iktisadî tetkikatta ovalara kurtlar inmiş bnlunacaklardır. Madrit 11 (A.A.) Her tarafta mebBn tetkikat bir hafta devam edecek zul snrette kar yağmaktadır. Bir çok Hr. yerlerde demiryolu münakalâtı inkıtaa uğramıştır. Oviedo'da kurtlar ovaya inHapisaneler U. müdürü mişler ve bir çok hayvanatı telef etAnkara 11 (Telefonla) Hapishaneler mişlerdir. U. Müdürü Mahmut Nedim Bey bugünNarbonne 10 (A.A.) Her tarafta ler de Kayserl ve Nevşehir'e giderek yağmakta olan şiddetli yağmurlar ovabir bafta tetkikatta bulunacaktır. larda, yollarda ve demiryollarında feyeSeyrisefain bütçesi zanlara sebebiyet vermiştir. Ankara 11 (Telefonla) Seyrisefain Batan tayyarenin enhazı bütçesi İktisat Vekâletinde tetkik edilmekPortVendres 10 (A.A.) Pazar tedir. Bütçede memur ve müstahdemin maaşları Bareme göre tanzim olunmak günü sabahleyln bir fırtma esnasında denize düşmüş ve bir kayaya çarparak tadır. öatmış olan Marstlya Cezair hattına tneniktisat Vekili rahatsız sup bir aenîz tayyaresinin bir takım parAnkara 11 (Telefonla) İktisat Vekili çaları bulunmuşhır. Tayyarecilerin cesetgripten rahatsızdır. Bugün de evinden leri bulunamamıştır. çıkmamıştır. Ankara 11 (Telefonla) Hususî eğChicago 10 (A.A.) 150 kişi ile 31 lence ve istihlâk vergisinin tetkiki Bütçe Encflmeninde bitmiştir. Yakında Meclise cemiyet içki memnuiyeti kanununa muhalefetten dolayı bugün ittiham altraa alınverilecektir. mışlardır Bunlar arasında bir ticarethane Poliale zabıtai belediyenin tevhidi hükumete ait olan ve sanayide istimal Ankara 11 ( Telefonla ) Yeni Beiediye edilmek üzere tağşiş edümesi lâzım gelen lâyihasına göre lstanbul polisi ile zabi 45 bin hektolitre alkolü piyasada satmıştai beiediye işi tevhit edüecektir. tır. Te Nora, gözlerinin etrafı kırmızı kırmızı... Gece uyumadın mı? Nuran, içini çekti: Ben, bu portatif karyolaya alışamadım. Hakkın var. İnsan, bir yandan bir yana dönerken uyanıyor. Alışamıyacağım, diye korkuyorum. Sabbek, müphem bir bakışla durdu: Bilmem! Yalnız ben, büsbütün başka şey düşünüyorum. tçimizde Fati, Dora'dan mes'udu, bahtiyarı yok... onların bahtı açık çıktı. Zavallı Ayfer, ne kadar soldu! Yüzünün çilleri bile sarardı. Biz, ondan az mı acınacak baldeMahmut Yesarı yiz? Başka bir yerim kesilsin, afrısın, razıNuran, yumruğunu hiddetle dizine yım. Aman, pek gözüm korkmuştur. vurdu: Galiba, siz de benim gibi, pek asabisi Anlamıyorum, Hüsrev Hakkı'yı niz?.. anhyamıyorum! Kâh mültefit, kâh ga 16 yet durğun, resrnî!.. Sonra esrarengiz Sabiş, Hüsrev'i gördün mü? halleri de var. İkidebirde kayboluyor, Hayır, Nora, neden sordun? ne yapıyor? Anlaşıhr şey değil... Saat Sabahtanberi ortalarda yok ta' onbire geliyor, hâlâ görünmedi. Sabbek, arkadaşının yüzüne Gece, blr şey söylemedi mi? Adanada iktisadî tetkikat Bunıın sipariş bedellerile bir alâkası yoktur Meclis Reisimizin bu mes'ele etrafında çok şayanı dikkat beyanatı B. M. M. Reisi Kâzım Paşa Hz. cumartesi günü şehrimizden Ankara'ya hareket edeceklerdir. Bir muharririmiz Paşa Hz. inden harici borçların tecili mes'elesi hakkında mütaleasını sormuştur. Müşarunileyh şn cevabı vermiştir: Bu hususta icap eden cevapları Maliye vekili Beyefendi vermişlerdir. Ancak anlaşılması Iâzımgrelen bir mes'ele vardır ki o da hükumetimiz harici borçlarla ecnebi fabrika veya müessese veya eşhasa verdiği siparişlerin bedellerini tecil edecek değildir. Onlar tamamile mahfuzdur ve tediyat yapılacaktır. Yalnız burada mevzu bahsolan hükumetin umumt borçları ki düyünu umumiye ile aktedilen mukavelelerle tesbit edilmiştir. Birde Şimendifer mubayaatından mütevellit borçlardır. Esasen bunlarla aktehalinde bu borçları tecil edeceği mezkur dilen mukavelede bu cihet nazarı dikkate alınmış ve hükumetin arzusu bulunmaktadır. Yalnız bu takdirde bir mikdar faiz fazla verilecektir. Yani bu hak hükumete verilmiştir. Ancak bunun siparişlerle alâkası olmadığına nazarı dikkati celbetmek lâzımdır. Hayır... Gece dalğınhğı üzerinde idi. Naim Naci de, onun başka türlüsü, şaka ederken ederken, bakıyorsun, birden susuyor. İki arkadaş, korunun deniz tarafmdaki eteğinde, bir ağaç gölgesine sığınmışlar, konuşuyorlardı. Nezahat Hanım, çadırların arkasmda, gaz ocağını yakıyor, Fatma, masayı düzeltiyordu. Turhan Tahir'le Vamık Behçet, Naim Naci; Dürdane ile, Nuran'la güle oyna şa şakalaşıyorlardı. Ayfer, Ekrem Besim'in teker teker uzattığı kartpostallara bakıyordu. Nuran, yarı dönüp baktı: Bak, biz, buraya çekildik, aldırdıkları bile yok. Sabbek, dişlerini gıcırdatarak acı bir gülüşle: Nezahat Hanımefendi, neredeler? Dedi. Onun kinli bakışı, Nuran'ın gözünden kaçmamıştı: Sabiş, neye sen bu kadını sevmiyorsun, çekemiyorsun? Buraya geldiği Eğlence ve istihlâk vergisi Amerikcflı seyyahlar dayanamıyorlar Asla, asla! Neden olsun. Am! mur'u düşünüyor mu? Ve Umur Arasıra işim çok olduğu veya camın devletini tepecek kadar vic nerelerde? Büyük zaferden ve o mevzu yok olduğu günler, sütunusonra bir daha mu, bizim nüktedan arkadaşlardansız değilim, bahusus buna im !feci hadiseden meydana çıkmadı. kân da yoktur. , dan İlhamcıbaşı Agâh Beye ariyet Ali've bir şey söylemediğime iyi veririm. Bir kaç gün mukaddem öyle demek istemiyorum, S. Hanımla bizden fazla alâkadar ol1 ettim. Agâh B. arkadaşımız bu sütunda duğunu sezdim de... Bir ahlâk mes'elesi daha göniüne sanih olan bilmem hangi İşin bir an evvel olmastnı is1 Oo.' Maşailah! Hayırlısı ol ilhamla «Çingene'lere kıymayıtiyorum. sun! Farkındayız! nız!» Diye bir yazı yazmıştı. Bu Hımm! Parıya kavuşmak Ne var? Ne olmuş ki? yazı üzerine Agâh Beye gelen bir mes'elesi. Farkındayız dedik ya. mektubu imlâsını da muhafaza e Ona da asla ve asla! Bir baş Neyin farkındasınız canım! derek aynen neşrediyorum : ka şeye kavuşmak mes'elesi. Dün akşam köşkte kimler varCumhurlyet gazetesl muharrlrlerlnden dı? Oğrenebilir miyim? Agâh İzzet Beyefendlye Selânıkli Köse Osman, Şefko, Muhterem Beyefendi! ; Kısa bir tereddütten sonra öniiŞeyh Ramiz zade Necip... ne bakarak: Seve seve okuduğumuz Cumhuriyetin Daha daha! Ben, sekiz senedenberi birisi271930 tarihli nüshasında ><Günün ilni seviyorum. Dahamı?Talâtfilân.. hamları» sütununda necip milletimia Neden şimdiye kadar almahakkında yazdığınız sitayişkâr cümleleri Ne yaptınız bakayım? dın. Ne yapacağız, her vakit yap müteaddit defalar okuyarak müırta» !ki sebepten. tığımı, bir araya gelince Şefko Se hasletlerimizi bir de matbuat sütünle Hele hele! rinde efkârl Umumiyeye arz ve iblâfr e Birisi şu idi: Bilirsin ki am lânik taratoru yaptı, Köse Osman' dilmiş olduğunu görmekle iftihar ettik. cam benden bir ece ayrılamazdı. la Necip dayler, dayler türküsünü Her ne kadar zatı âlileri «İşin alavı» Evin içinde ben varsam o da yaşa iöyledi, ben de eski usul iktizasın serlâvhai saniyesile bu meziyetleri kısdığını hissederdi. Bu derin muhab dandır diye grav guruv tabanca men alay tarzında göstermek istemissebete ve ihtiyaca halel getirmemek attım. nizde; bunların ruhumuzun en derin ve için evlenmedim. Hayır, siz tabanca atamadı amimî köşelerinden doğduğuna şüphe Nezihsin Ali! miz yoktur. Binaan aleyh, sizi tebrik ve nız, Beni öyle yetiştirdi rahm^tli. Ya ne attık, rakı mı? Pek ta takdis ederiz. Ya ikinci sebep? Agâh tzzet Beyefendi! biî bir şey. Sebeplerin en müthişi... SevÇok kuvvetle ümit ediyoruzki sizdci Rakı da değil. diğim kız beni sevmiyordu. bizlerdensiniz, inkâre ne hacet... Ya ne attık be! Şimdi sever. Sen kadınla paHem sade siz değil, hem nalına hem Pencüyek attınız. , / » ranın ne demek olduğunu bilir mimıhına serlâvhasile yine ayni sütunda Tavla oynamadık ki. yazüarı intişar eden ve imzasıda Çe sin? O, öylesi değil. Şimdi de sev Saklama işte, siz beş kişi idi olan Beyefendi de naldan mıhtan dert miyor. niz. Gündüzden size bîrisi daha vurduğuna, Çekiç kullandığına nazaran acaba bizden olmasın?!... Müstesna bir şey demek. Kim geldi. Ayıp değil ya, sorabilirmiyiz!... bu? Oğrenebilir miyim? Mademki Kimmiş o? DOzcenin Çalur Kıptı Köyünden merhum amcanın sayesinde çöp (C. K.) şirketindeki lâcivert Perişan Mehmet çatanlığa başladık, bari dost yadi gözlü güzel daktilo. gârı olan seni de baş göz edeyim. Düzce Kıptflerinden Perişan MeH Sen onu haltetmişsin. Benim dünya evini gayrikabili met Beyin «milleti necibe» dediği Yalan mı? süknadır diye beiediye yıktı, bari Yalan değil, fakat yanlış. E Kıptiler arasına Agâh B. ile beni seni sağlam bir dünya evine yer vet, geldi, geldi ama onunla başka ithal etmek istemesi Kıptilerin, leştireyim. bir işimiz var, onu haber vermeğe sera#at insanların teveccühünü kaO kadar acı bir macera ki, hiç geldi. zandığımızı gösteriyor. Bilmem ne Vay ahlâk vay! Pencüyek ha! den «72 buçuk millet» sözü ile ya lâtifeye tahammülü yoktur. Söyle bana, kim bu müstesna Neredeyse şeşiyek, sittinüyek, he rım bir millet addedilerek hor gö zarik atacaksınız. kız? rülen Çingene'lerin bu derece teBu çirkin hisli ve hissiz kafalı veccühlerine nail olmak pek kolayj Tanımazsın. Pederi vefat ahbabın yanından uzaklaştım. iş olmasa gerek. Çünkü Çingene'le; etmiş. Süvari kaymakamlarından Biraz sonra bir başkasına tesarin bu tevcihi vecihine mazhar oJ Ahmet Bey namında birisi imiş. düf ettim: Adı ne? Dikmen kahvesinin önünde lan gayri Çingene'ler pek azdır. l Çekiç kullanmakla beraber Pe Güİören. otornobile bindirdiğin kiradi? rişan Mehmet çeribaşmın ırkındaq Güİören mi? Bunun Eligül a Bir kız. dında güzel bir kız akrabası var Mübarek olsun! Yenisi mi bu? ve çergisinden değilim... Ne münasebet. Eğer her elinde çekiç bulunan mı? Bir de Umur adında erkek ak< Pek samimî, sıkı fıkı idiniz muharrir, Çingene olmak lâzım rabası olacak galiba... Tamam! Ne bildin? Nereden de. gelseydi, Akşara refikimizde «İsj Hiç öyle bir şey yok. tanıyorsunkara, maşa» yı yazan Hikmet Fe Şirketteki daktilo (S.) değil Şöyle, İstanbul'dan. ridun Beye bu yarım miHiyetin en| miydi o? katmerlisinin isabet etmesi lâzım Evet, ta kendisi. O halde mes'ele kalmamış Teessüf ederim. gelirdi. tır dostum. Yüzüme şaşkın şaşkın Manası? Fakat, ne meslektaşlarım, ne ne bakıyorsun? Ben üç ay evvel İs Manası şu: Insan eski bir dos ben Çingenelik etmeği bilseydik, tanbul'da iken bir dostumun tav tundan böyle basit bir şeyi saklaher halde gazeteci olmaz, kendimisiyesile Gülören'le tanıştım. Eli mak ahlâka uyar mt? Bu zihniyet barizkânını da ba ze daha kârlı birer is bulurduk! gül'ün babası her harp zengini gibi hapı yutmuş, yutmuş ama kör to şımdan savdım. Zavallı kız! Niçin gelmişti, nasıl Zeki Beye pal şatafatlı yaşamağa çalışıyortelâkkiye uğramıştı. Gelişinin semuş. Tabiî Gülören'e yardım edeSorduğunuz sualin cevabı: Habebi vasiyet mes'elesile alâkadarmidiye, 3850 tondur, boyu 112, eni| miyormuş. Muallimlikten istifa etdı. Hatta birdenbire otomobille çıtikten sonra kızcağız açıkta kal ka gelişine Sayret etmeğe lüzum 14,50 metrodur. Mecidiye: 3350 tondur, boyul mış. Daktilo kursuna yazdırdım. görmemiştim. Şimdi arasıra bana mektup yazar. İyi oldu ki geldi. Bu, içimde bir 101, eni 12,30 metrodur. hercümerç oldu. Hayatın bu cep Fakat beni sevmiyor. Şimdi onu da biliyorum 6e he ve bu hadiselerinde ne garip bir tecelli sahibiyim! sem, gene nasıl? diyeceksin. Bu Dikmen'den kaçmalıyım. Ba* Derim ya. Bugünkii hava ka bir tepede tünemeliyim. Varsın Geç canım! Bu işi halletmeğe Kandilli Rasatanesinden verilen ma çalışırız, eğer gene ortaya oir ah bu kadar güzel olmasın. Yeter ki mata göre, dün tazyiki nesimi saat 7 dekorla tecelli değişsin. Dikmen lâk mes'elesi çıkarılmazsa. 772 ve 14 te 769 idi. Ali'den ayrıldığım zaman içime Yıldızını burada tanıdım, burada Asgarî hararet tahtelsıfır bir buçu bir hüzün çöktü. Bu, kendi hüz yazdım. Odun kokusunu burada azami (3) derece idi. Kendi nümdü. (Yaldız) romanım iyi ki tanıdım, burada yazdım. Dün rüzgâr saniyede 8 metre sür'atlİ kendisinin kızını da burada ağlat poyrazdan esmiştir. neşretmemişim. Fakat daha feciBugün rüzgâr poyrazdan esecek, hava' ine kapıldım, sinemaya ahnacak... tım. bulutlu olacaktır. Bitmedi Zavallı Güİören, acaba hâlâ Umizdenberi adeta düşman oldun. I nun yüzüne yaklaştırdı: Bilmiyorum! Her hali sinlrlerime Sabiş, düşün, kaç gündür buradadokunuyor. Yapmacıkta Dora'yı da yız; Tam beş pün oluyor. Beş gün içingeçti. Haydi, Dora, nihayet bir genç kız, de fazla açılınmaz... Açılacak fırsatlar fakat bu kart karının çocukça şınıa da zuhur etmedi. Kayıkla gezmelere çırıklıklarına tahammül edemiyorum. kacağız. Bu gece , istirahat edeceğiz. Nezo, Nezo! Dedikçe, kendini sahiden Gramofonu kurar, dnas ederiz, Sen, akran sanıyor. biraz cesaret ver. Nuran, gülüyor, adeta yaltaklanıyor Hoş gör, Sabiş! Nezahat Hanım, fena bir kadın değil... Ya, bize uymasa, du: Anlıyor musun, cesaret ver! Sen! ukalâlığa kalkışsa o zaman daha mı iyi idi? Her hareketimizi kontrol etmek is korkak durdukça, tabiî, o da çekinir. Tuhaf söylüyorsun, Nora, çocuğun teseydi, işte o vakit işimiz dumandı. boynuna mı sarılıvereyim? Bize ne hakla karışabüir? Çıldırdın mı? Nuran, kinayeli kinayeli gülümsedi, Görüyor musun ya? hafifçe dirseğile dokundu: Sen, bana akıl öğretirken, bu pısı Onun sayesinde buraya geldiğimirıklığına şaşıyorum. Beni dinle Sabiş! zi unutuyorsun. Bu gece mehtap ta var. Sen Naim, Na Bu hikâyeden bıktım, artık. Keşki ci'ye bir sandal gezintisi teklif et. gelmeseydik. Geldikte ne kazandık? Öbürleri de takılır. Ne kadar cabuk müteessir oluyor Sen, teklif et. Kabul edince, kosun, Sabiş! şar, sandala atlarsm. Sonra da şakaya İrademe hâkim değilim. vurur, gelmek istiyenleri almaz, kürekSabbek, gözlerini kapamış, dudaklalere sarılır, açılırsın. rını kısmış, ağlıyacak gibiydi. Nuran, Sabbek, birden başını kaldırarak gö%arkadaşının ellerini tuttu, yüzünü, o lerini kırpıştırdı: Fena fikir değil... Gizli gizli neler konuşuyorsunuz, bakayim? " Nuran, korkmuş gibi irkildi: Ne var, Ayfer? Sizi merak ettim. Darguı mısır. ayol? Neye böyle tenhaya çekiliyorsı nuz? Sabbek, omuzlarmı kaldırmıştı. Denizi seyrediyoruz. Ayfer; inanmiyorum! Demek istij, bir baş hareketile gözlerini süzmüştü: Gene fiskos var. Güç inanırım. Onların yanma oturdu: Sıkıldım. Sabiş! Fati'yi gücenc mekten de korktum. Nuran atıldı: Neden? Fati.bilirsiniz ya, içinden pazarlıllıdır. Ekrem, bana kartpostallarmı gösi teriyordu. Bakmasam, dinlemesem ayıp, ama, gel, sen, bunu Fatma'ya anlat. Sureta Vamık'la, Turhan'la Naim'le konuşuyor, fakat göz ucu İle bizi ?özetliyor. Önceieri, sesini çıkarmıyordu. Sonra dayanamadı, iâkırdı atmağa başladı.
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear