17 Haziran 2024 Pazartesi Türkçe Subscribe Login

Catalog

Months
Days
Pages
2(> Kununuani 1 9 3 0 ^ 1 J r Batan Âlmân vapuru fefriki koıiiişüiaoâk kaptaniRM fedakârlığs Toniiâio mikiarının iaksimi için evvelâ buna lüzum görüJdü Londra 25 (A.A.) Fransız ,e İngiliz murahhas heyetleri, mütehassısisr arasmda bıliıassa kabul edilecek tonilâto miktarının tkasim edileceği gcmi suufiarının tayin ve tefriki mes'elesi hakkında yeni nrokâlemelere ltmım olduğii noktasında mutabık kairnışlaıdtr. Londra 24 (A.A.) Bu sabah Fransız'tarla İngiliz'ler arasında aktedilen konferanstan sonıa İtalyan heyeti Başvekâlet dairesine gitmistir. Bahri heyetler, hali hazırda murahhaslar arasında yapmakta oldukları hususı muşavereler vasıtasile kendüerine ait karışık mes'elelerin tevziile meşgul bulunmaktadırlar. Hafta nıhayetinde ParK'e avılet etmek nijetinden vazgeçmis olan M. rardieu. konferaııs mesaisindeki terakkiyattan memnun olduğanu beyan etıniştir. Mumaileyh, bu akşam Amerika heyeti erkâmndan M. Nerri\v'yu kabul etmiştir, yarın d<ı M. Gi'andi yi zijarct edecektir. Paris 25 (A.A.) Fransız gazcteleri Londra konferansının adi mohav*reterden çıkmış ve hakikatleri yakuıdan tavramış olduğu mütaleasmdadır. Echo le Paris gazetesi Washington'da tesbit ••dilmiş olan nislı?tlei in ve bu nisbeterin tesbitini ilham ed^n usulün kat'î mrette terkinden evvel Fraıı;>a'nın lıiç >ir snretle feragatte bufammamas: huusunda ısrar etmektedir. Fransa ferdî »rogramların hakiki ihtivaclara tatbik •dilmesini talep etmektedir. Londra 25 (A.A.) Bahrî kenferans âtibi umumisi M. Hannkey bu akşam nurahhas heyetlere bir mnhtıra tevzi derek kendilerine ievdi edilmiş «lan >ahri programa ait sual listesine paartesinden evvel eevap vermeleriııi ica etmiştir. BH sureüe. önümüzdeki aftadan itibaTen tahdidi teslihat mes'iesi bütün şkmul ve vüs'atile m«vzuu ahsedilecektir. Gemi sniiflarımn Londra'da ünt valii umumisinin bir nutku Yeni Deühy 25 (AA.) Hindisian aüi Umumisi Lort Irwin teşrii meeliste ir nutuk irat ederek şu sözleri soyleliştir: « Hindistan'ın mustakbel teşkilâtı sasiyesi hakkında müzakeratta buluacak oları konferansm önümüzdeki mbaharda Londra'da in'ikat edeceğii zannediyorum. Bu konferansm kimrden terekkp edeceği hakkında şimıje kadar hiç bir malunıat alınmamışr. Maamafih, müzakerata Başvekilin yaset edeceğini ümit ederim. Maksatlacına gayıi kajıunî Hsullere üracaat etmek suretile vasıl olmak isven bir takntı kimselerin tahrikâfına lmih eden Valii utnumi kanunun tatkatı ve asayişi inzibatın muhafazası ızifesini hakküe ifa edeceğini ve bu ısnstaki mes'uliyetini tamamile müd YunanSırp futbol maçını menetmiştir. k bulunduğunu beyan etmiştir. Valin nutku biıtü nıneclis tarafından Ankara 25 (Telefonla) Yunan kışlanmıştır. murahhası M. Fokas, Tevfik Kâmil Beyle müzakeratma devam etmektedir. Yaş mes'elesi hakkında ne gaBu fabrika Anadolu köyîüleri için ipekle rip telâkkilerimiz var. İnsanın karışık fantazi kumaş dokur kabiliyeti yaşında olmadığını biîdiğimiz halde, hayatta muhakkak ehemmiyet veririz. Blrtden fazîa yolcuyu ktır ' yaşa Bir kari yazdığı mektupta ditardiktar» sonra kaptan yor ki: denlzde boğuldu «Yirmi beş yaşmda Avrupa'da Bııenosayres 24 (A.A.) Bir kayalık tahsil görmüş bir gencim. Tahsiıızerine oturmuş olan Monte Cervantes nammtiaki Alman vapuru geçen akşam iim yüksek olduğu için kabiiiyebatmıştır. Yolcuları Ushaiaja çıkarmiş , titne göre bir iş aradım ve bulidi. Gemide kalmış olan tayfa güç hal dum. Fakat işin başına geçecek, le kurtarılmıslardır. Yainız, tahlisiye bugün idare edenlerden kat kat anıelesini idare etmek için mütemadi fazla bir kabiliyeile idareye mukyen kaptan koprüsüııde kalmış olan jtedir oiduğum halde yaşımı nakaptan Dreyer sür'atle denizin derin zarı dikkate alarak, beni, bence liklerine dalan vapuru ile batarak öl gayet ehemmiyetsiz işlerde kulmüştur. Son iıaberJere ııazaran, gemilanıyorlar. Kabiliyet yaşta mı de 1126 seyyah, 302 tayfa buîunmakta başta mı?» idi. Bu seyyahlar ve tayfa gemiyi buBir zamanlar sakallı bir ihtiyük bir intizam ile terketmişlerdir. Kaptaudan başka hiç kimsenin teief yarla tanıştım. Bu adam bana kırk beş elli yaşlarında göründü. Bir olmadığı söyleniyor. Avni B. ipek fabrîkasından bir ateiye sonra da sakallarını tıraş etmiş Anadolu köylülerimizin, köylü Fabrika sahibi çok çalışmış, memgördüm. Adam gençleşti. Yirmi kadınlarımızın kullandıkları bir leket için iyi bir iş bulmuştur. sekiz yaşında olduğunu öğren nevi ipekle karışık kumaşlar var Köylülerimizin paralarınm kısHududu geçip soyguncu dim. dır ki bunların siirümü çoktur. men harice akmasına mâni oltuk yapan iki çeie cenuba Biz insanları hep böyle sakal Köylüler bu kumaşlarla gelinlere muştur. Hatta mükemmel ve galarile ölçeriz. İhtiyarlar gençlerin elbise ve bayramhklar yaparlar. yet güzel beş tezgâhı vardır. Fabkaçırıldı Mardin 25 (A.A ) Cenuptaki Bekor sakalları olmadığı için onları hep Çiçekieri, süsleri ipekten olan rikasında senevî 5060 bin metre vc Serabi aşiretlerme meniiıp iki çete çocuk farzederler. Hele bugünkü bu kumaşların esası pamuktur. kumaş dokur. Bu kumaşları dohududumuzu geeerek iki davar sürusunu gençlerin kendi devirlerindeki Avni Bey fabrikası gibi ayni ku kuyan makinelerin başında çalıgasbetmişlerse de jandarmalarımız tarafından takjp olunarak suruler istirdat gençlere nubetle çok ham ve şu maşları dokuyan daha başka fabedümiştir. Çeteler cenuba firar etmişler ursuz olduğunu söylerler. Onlara rikalarımız da vardır ki bunların şanlar hep Türk kadmları ve kızdir. göre iş emniyet edilecek adam bir kısmı Bursa'da tesis edilmiş larıdır. Kumaşların boyasmı gene Bir jandarma onbaşısı şehit muhakkak kırkı geçmiş olmahdır. tir. Mecmuu beş kadar olan bu Avni Bey yapar. Fakat şimdi reimkân kalmıyacağı koredildi Fakat insanlarm en çok yarat Ifabrıkalarunız Avrupa dan lcul ı jkabete f a b rika C ,mızın ağzm, Mardin 25 (A A.) Derik kazası janku$i,e b u darma beluğnne mensup Sabri onbaşı tıkları, en çok kafalarını işlettik yetle ıthal edilen aynı kumaşlarla b iki ihtimal k V e Mazı dalından donerken meçhul eşbas leri zamanı gençlik zamanı oldu rekabet ederek galebe dahı çal , , , , , ., tarafından pusuya duşürülerek şebit e ğunu unuturlar. Onların devirlemışlardı. Fakat yeni gümrük tarikarşısında bocalıyor: rabrıkayı dümistir Hadise ile metkaldar bazı eşbas olgun fesinin bu kumaşlara taalluk e kapıyalım mı; yoksa mamulâtı tevkif edilmiştir. Tahkikatı iptidaiye bu rindeki gençlerin onlara sai kastm şahsî bir hnsumet eseri oldu göriinmesinin hikmeti o devre ait den mevadının sonundaki ihtar büsbütün sade ipekli kumasa mı ğunu göstermcktedir. Sabri onbaşmın olmalarındadır. Ferdin yaşı ilerİstanbul'da, da yüzde ona kadar ipeği havi o çevirelim? Halbuki ccnazesi bütün Derik ahalismin iştirakile leyince , fert ölür, fakat devir her lan kumaşların asıl mensuç ol Bursa'da ipekli kumaş dokuyan ve merasimle kaldırılmıştır. mükemmel fabrikalarımız vardır. Ibrahlm Tali B. Mardin'de zaman gençtir. Yeni devirde ye dukları maddenin tabi bulunduğu Türkiye'nin ipekli kumaş ihtiyaMardin 25 (A.A.) Bir müddettenberi tişen gencin yeni yarattığı şey , resmi tediye ile mükellef bulunAnkara ve İstanbul'da bulunan birinci eskiye uymaz, şikâyet ettikleri duğuna dair sarahat mevcut ol catını tatmin eden bu fabrikalar unumi müfettis Ibrahim Tali Bey bugun şey bu değişen şeydir. Genç de duğundan bundan sonra bizim varken bunların yanıbaşında yer şehrimize muvasalat etmis ve maiyeti ile virle beraber değişir. Devir ne ofabrikalarımız daha pahahya ma tutmıya çalışmak zor bir iştir. beraber bugun Diyarbekir'e hareket etlursa oîstn insanlarm bu yaşa miştir. ledecekleri ayni kumaşlarla me Kolay bile olsa Anadolu köylülekarşı bir taassubu var. Genç, ih maliki ecnebiyeden ithal oluna rimize fantazi kumaş dokumak 8. M. Meclisinde tiyarın kafasını beğenmez, ihti cak ipekli mahlut fantazi kumaş elbette ki memleket için daha Ankara 25 (Telefonla) Meclis yar da gencin kabiliyetine inanlara rekabet edemiyeceklerdir. kârlıdır. Ve iktisadî, sınaî cephebugün üçte toplandı. Ruznamedeki evmaz. Orta yaşlı her ikisine karşı Demek oluyor ki evvelce Avru den mütalea edilirse daha faidelirak henüz bugün tevzi edildiğinden da şüphededir. mtızakeresi pazartesine talik edilmiştir. pa'dan ithal edilen bu cins ku dir. Yainız buna imkân kalmıyaBirbirimizin kabiliyetinden maşlar fabrikalarımızın rekabeti cak mıdır? Enis Beyin ziyaretleri şüphe edişimizde bu yaş mes'ele sayesinde artık hiç gelemez gibi Avni Bey, fabrikasını tevsi arAtina 25 (Hususî) Türk sefiri sinin çok tesiri vardır. Fakat ne olmuş iken şimdi emir ber akis o zusile bir arsa daha almış ise de Enis Bey dün Har. Nazırı M. Mihalâkopulos şerefine bir ziyafet venniştir. kadar gafil insanlarız, her yaş ve larak Avrupa fabrikaları mamu şimdiki halde rekabetin ve kendi galebe bazı tecriibelerinin vereceği netiYunanistan'ın Ankara ataşenavalı anmda da harikalar yaratacak lâtı bizim mamulâtımıza çalacak ve bu suretle şu beş fab celere intizaren bir çivi bile çakkadar kudret ve kabiliyete sahipAtina 25 (Hususî) Yunanistan'ın rikaya hakkı hayat, hakkı baka tirler. Beşeriyeti altüst cdecek Ankara ataşanavallığına tayin edilen maktan çekinmektedir. Çok teihtıyar kalmıyacaktır. kaptan İkononun italya vapurile İs keşifler yapan genç ve menni ederiz ki gerek bu ve getanbul'a hareket etmiştir. doktorlanmi7, var. llmin maka Avni Bey fabrikası Fatih'te Ka rek ayni malları dokuyan diğer nizmasını değiştiren genç miite raman yokuşu üzerinde ve bu yo dört fabrika faaliyetlerine devam Selânik'te bir maç esnasmda fenninlerimiz, beyaz saçlı ihtiyar kuşa amut bir sokak içindedir.'etsinler ve ettirilsinler. çıkan hadise larımız da var. Insan zekâsı ne Selânik'te bir futbol maçı esnasında yaşta olursa olsun yaratma kabikomünistler bazı nümayişler yapmışliyetini kaybetmez... Kâfi ki kalar, zabıta müdahale ederek onları dağıtmış, bu sebepten dolayı hukumet biliyeti olsun ve o kabiliyeti gösburada yapılması mukarrer olan bir terecek sahayı bulsun. Vazifeşinaslık Yaşınıza değil, yaptığınız işe bakıhr NALfNA MIHÎNA Avni B e j fabriScası «•«« Muhterem karilerimizden M. Kemal imzası ile şu mektubu aldım: .4 Hali hazırda iktisat ve tasarruf seferberliği ilân etmiş bir nıilletiz. . . ' Kâşki sterlin üç sene evvcl fırlayaydı da bu seferberliği o zaman ilân edeydik, şimdiye kadar büyük istifadeler ederdik. Tuz inhisar idaresi tasarruf için İzmir'den Adana'ya getirdiğî tuziarı, çuvallar iade edilmek üzere, satıyor ve çuval bedeli oİarak altmış kuruş veriyor ki piyasamızda yeni çuval da altmış kuruştur. Tütün inhisar idaresinin de Tuz inhisar idaresine imtisalen sarfettikleri sigara kutularını küçük bir bedel mukabilinde geri alsalar hem kendileri büyük bir tasarruf yapacaklar, hem de halk istifade edecektir. Muhterem kariimin hakkı var. Fakat Tütün İnhisar İcaresi teneke kutularla şıklık yapmak iptÂlâsına düşmüştür. Onun için böyle tasarrufları düşünecek halde değildir. O lüks kutular, bütün malzemeleri hep Avrupa'dan geldiği için paramızın harice grtmesinden başka bir şeye yaramamaktadır. Böyle göze görünmiyen lüzumsuz masraflardan tevakki etmek bilhassa resmî daireler için en büyük bir vazifedir. Ümit ederiz ki Tütün İnhisar İdaresi de bu lüks kutu israfından vaz geçer! t Yainız tütün paketlerine 25 kâğıttan fazla koymamağı düşünmek kâfi değildir. Bu gibi noktaları da düşünmelidir. Bir israf! Mardin'de iki hadise Tasarruf Cemiyetinin mUhim bir tebiiğl Ankara 25 (A.A.) Millî iktisat ve ta«~ sarruf cemiyeti yerli malı yapan ve sa« taulardan isim ve adresleriui henna bildirmemiş olanların istical etmeleri lüzurnunu tebliğ etmektedir. ' ıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııuuıtnt vuru vardı ve hakikaten burası bir san'at merkezi olduğu kadar sefahet şebrl de olabilirdi. Fakat, henuz tabiatin verdiği mdstesna güzelliklerinden bila hakkile istifade edemediğimiz bu şehrin bir sefahet şehri haline getirilmesf için ancak hayalhanesi çok geniş v» zengin bir insanın milyonlar 6arfetmesi lâzımdır. Aksi takdirde; kaplıcalarl çıplak ve iptidai vaziyette bulundukça, ve her sene tamir gören kaplıca yollannın üzerinde; gene her sene; yi ^ binlerce çukur hasıl oldukça. eğlencelİ hayat Bursa için çok daha uzak bif* zamana kalmış demektir. Eğlenceli yerierden nıahrum bulunan bir şehri a kazanç hayatında dahi derin bir durgunluk hissediliyor. Çünkü: Eğlenilecek saha bulaınıyan, para sarfetmek' için bir zemin bulamıyan halkımız ( e sas iübarile de kanaatkir olduğu için)' kazandığı ile iktifa ediyor. Ve farlasım {kazanmıya hiç luzum görmiyor. ( j Gerçi, Bursa'nın eğlencesiz hali, bıf ısan'at merkezi için hoş ve haklı görül" mek istenecektir. Lâkin ben; eğlence* 'hayatmın bu durgun şeklini; o san'at merkezi için daha ziyade kasvetli ve Jkülfetli. bilhassa masraflı gurüyorum... | Çünkü: Sinemalara her ghn acısını hisIsetmeden verdiğimiz ellişer, veya yirJmişer kuruşu zihnimde bir yere topla[yıp milyonlara çıkarıyorum. Bittabi bu milyonlar harice akıyor demektir. Hasılı ealışan bir sehrin eğlenmek elbette hakkıdır. Zaten eğlenmezse calışamıyor j demektir. O halde eğlence sahalarını jçoğaltmak lâzım değil miıîir? Yalmz Jarzu ettiğimiz eğlence hayatmın ilk şartı: (Masrafmm hiç olmazsa kısmi azammm dahilde kalması) olmaüdır. Musa Kotü bir makine. değil mi? Evet. evet.. Buna eminim, diyafram bozuk. sesi hırıltılı kötü bir makine... Bu, insana zevk, neş'e vermez, kulakiarımzı tahriş eder. İyi. luks marka bir portatif granıofon almah. Bunu. arkadaşlanma teklif ede< cektim, lâkin korktum! Kâmil Bey. yanakfarmı sisirereK gülüyordu: Masraf kapısı açılacak! Diye reddetmelerinden korktun galiba?.. Sen, gene bunu arkadaşlarına açma... Yapacağımız şeylerin bir kısmını «surp rise» olarak saklıyacağız. Perde pcrde repate» etmelisin .. Dürdane, ellerini çırpar gibi birbirine vurdu: Bu, cidden «ingenieux»! Babası, nasıhm ha? Dijen bir gururla baktı: İki uç tane de portatif, plâk Iıutusu .. «Charmant», «merveîlleux»! Şüphesiz, çocuğum, suphesiz... Olunca olmalı... Ben, depoya mükemmel bir portatif eczane ısmarlıyacağım. . Mabadi var • > Bursa'da kışın hiç eğlence yeri yok! Halk bir İki sinemadan maada gidecek bir yer bulamıyor TörkYunan müzakeratı İki maskeli haydut Sanfransisko 25 (A.A.) İki maskeli ki şehrin kibar sınıfına mcnsup olanrın oturduğu mahallerin birinde bir e girmişler ve ev sahiplerile o akşam vetli bulunan maruf şahsiyetlerden ini tabanca ile tehdit ederek soyışlardır. Şakiler, evin içindeftulunanın ağızlarmı tıkamışlar. kollarını ğlamışlar ve bir kaç bin dolarlık müfher ve nakit asırarak kaçmıslardır. Belediye cezaları kanunu Ankara 25 (Telefonla) Mardin meb'usu İrfan Ferit ve Kayseri meb'usu Hasan Ferit Beyler tarafından belediye cezalanna ait kanunun bazı maddelerinin tadili için meclise bir teklifi kanunî verilmistir. Kayseri Şarkışla hattı Ankara 25 (Telefonla) Kayseri Şarkışla hattmın (31) kânunusanide İspanya Daridfünunundaki küşat resmi yapılacaktır. Küşat resmi Devlet demiryolları işletme reisi Vasfi hadise Hendaye 24 (A.A.) Madrit'ten bil Bey tarafından icra edilecektir. Avustralya İngiltere ildiğine nazaran hukumet merkezi rülfunun muderrislerinden. mezkur Port Darwin 25 (Avustralya) (A.A.)rülfünun talebesinin metalebatı le Yeni Zelanda'lı genç tayyareci Chicıiîeki istidalarına henuz cevap ver hester, Avustralya İngiltere seyahadiğinden. müderrisler dersleri tatil tini yainız başma ikmal ederek Pot neğe karar vermtşlerdir. Darwin'e ffeimistiv. Bursa halkı, yaz gecelerini çok güzel |ayyeıı zevatı. ancak muayyen saatlerde geçirir ve hemen herkes bilâistisna geç bir araya toplıyabiliyor. Onun içindir vakitlere kadar caddelerde, bahçelerde. ki: Burada halk, tabiatile, yainız sinegazinolarda mutelif suretlerle eğlenir ma ve tiyatro meraklısı olmuş bulunudi. Fakat kışın Bursa'nın içi pek aca yer. Hatta ekmeğinden. yemeğinden yip bir şekle giriyor. Yazı. 'coşgun bir evvel sinema ve tiyatroyu düşünenler ııeş'e ile geçiren Bursa lıalkının kış pek çoktur. Her sinema ve tiyatronun gunlcrindeki durgun hali bize pek kapısında, tuluat kumpanyalanna tuhaf geliyor. Zira: Dünyanm her tara mahsus birer mızıka vardır. Akşamdan fından daha çok kışın eğlenilirken. bu sonra bunların gürültüsü başlar. Cadrada kışın münzevi ve ölü bir hayat deden geçcnleri olduğu gibi, evlerinde başlıyor. 70,000 nufusun kış günlerinde oturanları bile rahatsız eder. Ve işte eğleııeceği yerler; nihayet iki sinema yainız bu yerler, her gece harıl harıl ile bir tiyatroya münhasır kalıyor de işler. Ağzına kadar dolup boşanır. BurCici anne sem yalan değil. Halbuki. Turk ocağmm sa'yı yaz gunlerinde bir (eğlence şehri) mükemmel bir aile salonu var. Bomboş İtalya sefareti müsteşarı Maliye rîuruyor. Çünkü: Burada eğlenmek için diye tavsif etmek ne kadar doğru ise, kışın da (Durgun ve ol&iın) bir ^ehir Vekâletinde ufak bir zemin ve vasıta bile ihzar diye tasvir etmek o kadar yerinde ve Ankara 25 (Telefonla) İtalya seedilmiş değildir. Askerî mahfel, ve şefareti ınusteşarı Maliye Vekilini ziyahaklı bir tabirdir. Vaktile burayı bir hir klubü gibi toplantı yerleri ise muret etmiştir. sefahet şehri halinc kalbetmek tasavedildi mi? Zaten için için kendini yiyen, sinirlenen Dürdane'yi taşirmağa bu sual kâfiydi. Dişlerini sıktı, butun metanctini topladı: Hemen hemen . Kâmil Bey, yeleğinin duğmesinden sarkan incecik plâtin zincirle oynuyordu: Yani, daha bir haylı noksanlarınız var... Ben, kat'î bir şey bilmiyorum! Kızııi!. daima ön safta görmek isti yen Kâmil Beyin, buna çok canı sıkılmıştı: Dürdane, sen bu kadar lâkayt değildin!... N'eden beybaba? «Kamp» m idaresini, sen, ele alacaktın... Bunu, senden daha kuvvetli idare edebilecek yoktur sanırım .. Neden çekindin? Bir şeyden çekinmedim... Ben, mes'uliyeti üzerime alıyorum... Sen, bütün ihtivacları, ııoksanları anla. Lüks bir program tcrtip edelim. Şık ve dayanıklı portetü çadırlar lâzım... Küoük bir eeza cantası lâzım. Lâzım. . Lâzım Bunların kıs hareketine dikkat etmelisin. çocuğum.. mı muhimmini ben hediye edeceğim. Insanm giyinişi, zevkini. şahsiyetini anladın mı? gösterir. Dürdane'nin gözlerinde güneşler Dürdane, babasmın nüvazişinden yanmıştı: mahrum kalışına değil, bu ihtara sı Mersi, baba... kılmıştı. «Elegan» bir genç kız için dik Fakat, acele et çocuğum... Seni, katsizlik bir hata idi: fakir. soluk bir dekor içinde görmek Pardon, baba... istemem... Hep sefil olursunuz... Ben, Her şeyden evvel ciddi olalım, neseni gönderemem!.. leriniz tamam, neleriniz noksan? BunBu, tehditten ziyade bir teşvik, vaitti. Dürdane, derhal mevkiinin deği ları sarih olarak tesbit etmeği sonraşeceğini görüyordu. Arkadaşlarmm ya j ya bırakalım. Şimdi seninle, ne yapabinında, silik, sonük kalmıyacaktı. Para ieceğimizi, aramızda kararlaştırahm. Genç kız, bir salonda imiş gibi, du ca, onunla nisbeten boy ölçüşebilecek Nuran'dı. Fakat onun ne ciciannesi, daklarında yapma, kondurma tebesparıltılarla ne babası bu kadar cömertçe kesenin süm, gözlerinde kararsız ağzını açamazlardı. Kâmil Beyin yap boyun kırdı: tığı fedakârhktı. Sizi dinliyorum! Dürdane, yerinden sıçramıştı. babaKâmil Bey ayak ayak üstune atmış, sınm dizlerine oturdu, kollarını boynu oturduğu koltuğa biraz daha gomulerek na doladı: ağır, ciddi, mühim bir tavur almıştı: Mersi, beybaba .. Beni öyle mem Gramofonunuz var mı? nun ettin ki .. Dürdane, babasına icabında yalan Kâmil Bey. kızını, okşar gibi tnttu, soyliyecekti, onun nazarmda da küruk kaldırdı: düsmek istemiyordu: Espabınııı eteğinî var.' oturdu . Buruş buruş * * « "" Fakat bunu gayet zayıf &:»vledin... Zekâ ve kabiliyet insan hayatında hiç bir devrine mahsus değildir. İnsanları yaşlarile ölçerseniz aldanırsınız. Dünya bir dükândır, hepimiz bu dükânrla çahşırız. Fakat bazımız bir elimizi serbest bırakır, bu elle karştmızdakinin burnunu ezmeğe çahşırız. Gençler ihtiyarlarm burnuna, ihtiyarlar gençlerin burnuna düşmandır. Genç ihtiyarı kudretsiz diye burnundan yakaîar; ihtiyar toy diye gencin burnunu kırmak ister. Hayır, iki neslin de beraber çahşması lâzım. «Akıl yaşta değil, başta» derler. Tefrika numarası: 47 ürdane, bunların birine cevap ver»r, parlak lâcivert gözlerini meçnoktalarda gezdirerek duşünüyor«Kamp» fikrini, teşebbüsünü ortaıtan Sabbek'le Nuran'dı. Turlıan ir'le k»nuşan. Haldun Nedret'in nı arıyan, Bostancı'ya kesfe cıkan, a başla çalışan, ve meharetle idare ı onlardı. Dürdane; «Sabiş»i, «Xoyı kıskanmakla beraber, haklarui' Mahmut Yesari da minnet ve muaabbet beslemekten kendini alamıyordu. Fatma. «corbada maydonozu yokkcn», haftalarca gayıplara karışmış, birden çıkıvermiş ve onları müşkül vaziyetten kıırtarmıştı. Fatma, küstahlık etmese, mahviyet gösterse, Dürdane affedecekti. Kâmil Bey, Dürdane'nin «kamp» a iştirakini mnhtelif sebeplerle tasvip etmişti. Artık sayfiyeye gitmiyeceklerdi. Sayfiyeden vaz geçilince <Buyükada Yakacık» davası da halledilmiş oluyordu. Sayfiye için harcıyaeağı parayı karısına, kızına hedij'e edecekti. Bu bir hakkı sükuttu, Nemika Hanım. kocasııiHi haftada iki uc gece kulupte kalmas;na ses çıkaramazdı. Lâkin Kâmil Beyin başiıca düşuncesi, «kendini çdstermek» ti. Fırsat kaçırılır gibi değildî. Yainız bir türlü, bir şekilde olsa, belki aldırış etmez, mühimsemezdi. Fakat o. biı kaç cepheden «kendiui gosterecek» ti. Bir gece, kızını yaııına ç.iğırdı: Oürdanc, butüa terHbatınız ikmal
Subscribe Login
Home Subscription Packages Publications Help Contact Türkçe
x
Find from the following publications
Select all
|
Clear all
Find articles published in the following date range
Find articles containing words via the following methods
and and
and and
Clear