24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

31 Mayıs 2017 Çarşamba Akademi 3 >> Bu hüküm şu sıralar Meclis’te görüşülen yasa değişikliği önerisinde “Zeytin ağacını izinsiz kesenler veya sökenlere ağaç başına 2 bin TL idari para cezası verilir” şeklinde değiştirilmek isteniyor. 4. maddede yer alan bu değişiklik önerisi, dekar başına 15 ağaçtan az zeytin içeren yerler zeytinlik sayılmayacak hükmü ile birlikte düşünüldüğünde bir zeytinlik alanda bulunan ağaçları kesmek ya da sökmek suretiyle sayısını azaltarak o alanı zeytinlik alan statüsünden çıkarmanın mümkün hale gelebileceği görülecektir. Dolayısıyla herhangi bir inşaat yatırımı ya da imar değişikliği için parasını vererek ağaçları kesmek ya da sökmek yasal bir dayanak kazanıyor. Bu değişiklik zeytinlik alanların imara açılması, inşaat vb. yatırımların yapılmasını çok kolaylaştırıyor. Özellikle de Ege ve Akdeniz gibi zeytinlik alanları bol, deniz manzarası olan “gü 2zel” yerlerde! Değişiklik önerisinde yer alan 2. maddede “Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu” oluşturulması öngörülüyor. Zeytin alanlarında yapılacak inşaat, enerji yatırımları ya da bu alanların imara açılması ve sanayi tesisi kurulması gibi konulara illerde valilik başkanlığında kurulacak ve dokuz kişiden oluşacak bu kurul karar vere 3cek. Yasa değişikliğinin 3. maddesi 3573 sayılı yasanın 14. maddesini değiştiriyor. 14. maddede “Zeytinliklere her çeşit hayvan sokulması, yerleşim sahaları hariç, zeytin sahalarına en az bir kilometre yakınlıkta koyun ve keçi ağılı yapılması yasaktır” hükmü yer alıyor ve bu hükme uymayanlara 1 ay ile 3 ay arasında hapis cezası verilebileceği belirtiliyordu. Bu hüküm “Zeytinlik sahalarda her çeşit hayvan otlatılması yasaktır. Zeytinliklerde hayvan otlatanlara 5 bin TL idari para cezası uygulanır” şeklinde 4değiştirilmek isteniyor. Yasa değişikliğinin kanımca en önemli maddesi 4. madde. Bu madde ile 3573 numaralı kanunun 20. maddesinde değişiklik yapılıyor. 20. maddede şu hüküm yer alıyordu: Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahala ra en az 3 kilometre mesafede zeytinyağı fabrikası hariç zeytinliklerin vegatatif ve generatif gelişmesine mani olacak kimyevi atık bırakan, toz ve duman çıkaran tesis yapılamaz ve işletilemez. Bu alanlarda yapılacak zeytinyağı fab rikaları ile küçük ölçekli tarımsal sana yi işletmeleri yapımı ve işletilmesi Ta rım ve Köyişleri Bakanlığı’nın iznine bağlıdır. Görüldüğü gibi bu hüküm bir zeytinlik alanda kimyevi atık oluşturmayan bir zeytinyağı işletmesi veya benzeri bir başka gıda işletmesi haricinde herhangi bir inşaat ya da sanayi yatırımına izin vermiyordu. Meclis’e sunulan yasa değişikliği ta Ağaçların seyrek olduğu zeytinlikler Ege’de, Akdeniz’de yaygındır. Öneri yasalaşırsa bu zeytinliklerin sonu gelmiş olacak. sarısında ise yukarıdaki cümlenin bir benzeri dile getirildikten sonra “ancak” diye başlayan bir cümle var ve şöyle deniliyor: Zeytinlik sahaları içinde ve bu sahalara en az üç kilometre mesafede, zeytinliklerin bitkisel gelişimini ve çoğalmalarını engelleyecek kimyasal atık oluşturacak tesis yapılamaz ve işletilemez. Ancak, alternatif alan bulunmaması ve kurulun uygun görmesi şartıyla bakanlıklarca kamu yararı alınmış yatırımlar için zeytinlik sahalarında yatırım yapılmasına Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebilir. Özetle zeytinlik alanlarda yapılacak her türlü yatırıma Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izin verilebilir ve bakanlık bu yetkisini gerektiğinde valiliklere devredebilir deniliyor. Böylece illerde bürokratlardan oluşturulacak “Zeytinlik Sahaları Koruma Kurulu”nun kararı ile zeytinlik alanlara her türlü yatırımı yapmak olanaklı hale getiriliyor. Kurulun zeytinlik sahası bulunan her ilde valinin başkanlığında Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı’nın ildeki en üst düzey temsilcileri olan il müdürleri ile ziraat fakültesi ve ziraat odaları ve Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na bağlı araştırma enstitüsünden birer üye olmak üzere dokuz kişiden oluşması öngörülmüş. lHukuki itiraz yollarının tıkanması Hukuki itiraz yollarının tıkandığı, iş lemediği ülkemizde bürokratlardan oluşan bir kurulun yatırım izni veya onayı gibi konularda doğa, çevre ya da yaşam hakkını savunan kararlar alması mümkün değil. Yapılacak bu değişiklikle enerji, madencilik, petrol ve doğalgaz arama işletme faaliyetlerinin yanı sıra zeytinlik alanların imara açılmasına ildeki bürokratlardan oluşan bir kurul kararı ile izin verilmesinin önü açılıyor. Bölge sakinlerinin veya herhangi bir meslek odası ya da sivil toplum örgütünün itiraz yapması daha baştan olanaksız kılınmak isteniyor. Şu an yürürlükte olan 3573 sayılı yasa zeytinlik alanlarda yapılan ya da yapılması düşünülen madencilik ve enerji yatırımlarına karşı çıkmak için önemli bir dayanak oluşturuyordu. Yasa bu tip yatırımları yapmak isteyen çıkar gruplarının bakış açısından yatırımlara bir engel, doğaseverlerin bakış açısından ise doğal hayat ve zeytinlikler için bir koruma oluşturuyordu. Örneğin Yırca’da yapılmak istenen termik santral inşaatı zeytinlik alanlara zarar verdiği gerekçesi ile engellenebilmişti. Yapılan değişiklik ile artık bu tip yatırımlar önünde hiçbir yasal engel kalmıyor. 3. ve 4. maddelerde yer alan değişiklik önerileri birlikte ele alındığında zeytinlik alanlara hayvan sokmanın yasak olduğu ama her türlü sanayi yatırımı, kimyasal atık oluşturacak tesis ve inşaat yatırımı yapmanın serbest kılındığı görülüyor. Rant, kâr, çıkar uğruna ülkemizin doğal hayatı mahvediliyor. Yaratacağı sakıncalar, uzun vadede doğuracağı daha ciddi sorunlar dikkate alınmadan, bunlar akla bile getirilmeden yıkıcı sonuçlar yaratacağı daha bugünden belli olan hukuki düzenlemeler yapılmasına ne rasyonel ve ne de ahlaki bir gerekçe bulabilmek olanaklı değil. Hayat dediğimiz şeyin sadece biz insanlara ait olmadığı, bir ülkede yaşayan insanların sağlık ve esenliğinin en temelde toprağı, bitkisi, hayvanı ve börtü böceğiyle o coğrafyada hayat dediğimiz örüntüyü oluşturan her canlının varlığına sağlık ve esenliğine de bağlı olduğunu söylemenin, anlatmanın herhangi bir muhatabı kalmadı siyasal iktidar ve kadrolu destekçilerinde. İktidar bloğu tartışma, itiraz ve hukuki mücadele yollarını kapatırken ülkenin geleceğini ne kadar tehlikeye attığının da hiç farkında değil; ya da hiç umursamıyor. AKP’nin siyasal programı her şeyi tükettiğimizde, kirlettiğimizde ya da yaşanmaz hale getirdiğimizde başka bir yere göçeriz ana fikrine yaslanıyor... Zeytin gibi kalıcılığın, yerleşikliğin simgesi bir ağacın bu hoyrat ruhlu iktidarın hedefi olması boşuna değil. 1 Artun Ünsal, Ölmez Ağacı’nın Peşinde: Türkiye’de Zeytin ve Zeytinyağı (İstanbul: Yapı Kredi Yayınları, 2006).
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle