24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Akademi 3 Mayıs 2017 Çarşamba Referandum sonucu bize ne söylüyor? Ahmet Özer Halkoylaması bitti ancak tartışması ve etkileri daha epey sürecek gibi. Çünkü her şeyden önce bu halkoylaması OHAL ortamında yapıldı. Böyle önemli bir değişikliğin OHAL koşullarında yapılmasının uygun olmayacağını daha önce bir vesileyle başbakan da dile getirmişti. Ama her ne olduysa daha sonra hızla halkoylamasına gidildi. Ayrıca halkoylamasının eşit ve uluslararası standartlara uygun olmayan koşullarda yapıldığı AGİT Gözlemciler Heyeti tarafından da dile getirildi. Uluslararası göz ve kanaat bakımından bu durum hiç kuşkusuz çok önemli. Siz bu görüşü yok saysanız bile dünya yok saymayacaktır. Kaldı ki medya, sermaye, devletbürokrasi olanaklarının bu seçimde “Evet” lehine kullanılmış olduğu zaten bilinen bir gerçek. Kimi yerlerde baskılar yaşandı, bu baskıların doğurduğu sakınca ve sıkıntılar oluştu. Bütün bunların üstüne üstlük bir de Yüksek Seçim Kurulu’nun seçim sırasında aldığı idari karar seçimlere gölge düşürdü ve bu tablo “siyasi meşruiyet” tartışmalarını beraberinde getirdi. Bu kısa girişten sonra durumu genel açıdan, partiler açısından, dış dünya ve ekonomi açısından kısaca ve madde madde değerlendirmeye çalışalım. Genel durum laçısından Bu referandumda toplum manevi olarak ortadan ikiye bölündü. Bu 1görüntü yer yer pratiğe de yan sıdı. Anayasa gibi önemli bir konuda böyle bir kamplaşmanın olması de 2mokrasi açısından iyi değildir. Hâlâ tartışmalı olmakla birlikte çok az bir farkla (yüzde 51.4) “Evet” çıktı. Bu sonuç geçerli sayılsa bile, siyasi açıdan bir meşruiyet sorunu ortaya çıkardı. Çünkü anayasalar toplumların temel uzlaşı metinleridir. Bu uzlaşma sağlanmazsa rıza üretmek zor olur. Yapılan sıradan bir değişiklik değil, anayasa değişikliği ve üstelik sistemi kökten değiştiren bir değişiklik. Toplumun yarısının karşı olduğu bir anayasa ülkeyi nasıl kapsayacak ve nasıl rıza üretecek? Vedat ARIK Referanduma katılım oranı batı ile doğu arasında ciddi bir farklılık gösterdi. 3Seçim sonuçları, değişikliğin onu getiren partilerin tabanı tarafından bile tam olarak desteklenmediğini gösteriyor. Nitekim değişikliği savunan partilerin (son seçim itibarıyla AKP yüzde 49, MHP yüzde 13, BBP yüzde 0.8, HÜDAPAR ve diğerleriyle birlikte) nerdeyse yüzde 65’e varan bir oy potansiyeli söz konusu iken, “Evet”in ancak yüzde 51.4 gibi bir oy oranında kalması bunu göstermiyor mu? Bunun hiç mi önemi yok? Değişikliği savunan partilerin oyları bile neden gelmedi? Bu noktanın altı hassasiyetle çizilmeli. Nitekim MHP’nin dörtte üçünün, AKP’nin ise beşte birinin bu değişikliğe mesafeli yaklaşıp oy vermediği, araştırmacılar tarafından ortaya konulmuş durumda. Toplumun yarısının hayır dediği bir anayasa değişikliği toplumun tümüne güle eğlene nasıl uygulanacak? 4Referandumun yüksek katılımla gerçekleşmiş olması hiç kuşkusuz demokrasi ve siyasi katılım açısından dikkate değer bir durum. Ne ki bu oranın yurda dağılımı istikrarlı değil. Batı bölgelerinde (özellikle büyük kıyı kentlerinde) katılım oranı yüzde 90’ları bulurken doğuda bu oran yüzde 75’lere kadar düştü. 5Bunun nedeni sorgulanmayacak mı? Bu anayasa değişikliğinin OHAL ortamında gerçekleştirilmiş olması bir başka tartışmanın ko 6nusu olmaya devam edecek. HDP’nin eş genel başkanlarının ve on milletvekilinin, belediye başkanlarının, yüzlerce parti üyesinin içeride olduğu bir süreçte referanduma gidildi. DBP’li belediyelerin tümüne kayyım atanmış durumda. Belediye başkanları ve meclis üyeleri tutuklu. Bu durum hiç yokmuş gibi davranıldı. O gün bütün ?KİMDİR Ahmet Özer, Hacettepe Üniversitesi’nde felsefe okudu. Aynı üniversitede sosyoloji, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde bilim ve siyaset felsefesi alanında yüksek lisans yaptı. “GAP’ın SosyoEkonomik, Kültürel ve Politik Boyutları” adlı doktora tezi ile 1995 yılında sosyoloji doktoru oldu. 1993’te İsrail’de, 1994’te Almanya ve İtalya’da yerel yönetimlerle ilgili inceleme ve araştırmalarda bulundu. 1995’te Avrupa Topluluğu’nun davetiyle Portekiz’de konferanslara katıldı. 1996’da İstanbul’da Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen HABİTAT II Zirvesi’ne delege olarak katıldı. 1997’de ABD’de yerel yönetimler, insan hakları ve başkanlık sistemi, Kürt sorunu konularında araştırma ve incelemelerde bulundu. 2009’da “11 Eylül, ABDTürkiye ve Küreselleşme” tezi ile profesör oldu. Yayımlanmış 27 kitabı ve çok sayıda makalesi vardır. Toros Üniversitesi’nde öğretim üyesi. bunlara ses çıkarmayanların bugün Kürt oylarının hesabını sormaları ne 7kadar ahlaki? Kaldı ki böyle bir ortamda bile devlet bütün gücü ve olanakları ile “Evet”e çalıştı. Bütün bunlara rağmen istenilen sonuç elde edilemedi. Bu hiç mi önemli değil? “Biz yaptık, oldubitti” denilerek geçiştirecek bir durum mu bu? Gerçeklere gözünü kapatan sadece dünyayı kendisine gece yapar. Gerçek orada durma 8ya devam eder. Ayrıca bundan sonra yapılacak başkanlık (evet, bu kavram sanırım bundan sonra daha çok kullanılacak) seçimlerinin kimse için cepte keklik olmadığı ortaya çıkmış 9oldu. Bu değişikliğe geçildiğinde, sistem iki partili bir yapıya kayacak gibi görünüyor. Siyasi >>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle