24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

8 Akademi 12 Nisan 2017 Çarşamba Hukuk devletinin akıbeti Vakkas ?KİMDİR Bilsin Hukuk devleti modern hukuk teorisinin çatı kavramlarından biridir. Ulusdevletler hukuk devleti ilkesini çeşitli biçimlerde hukuk düzenlerinin ayrılmaz birer parçası kılmıştır. Yürürlükteki 1982 Anayasası da 2. maddesinde Cumhuriyetin temel niteliklerini sıralarken Türkiye Cumhuriyeti’ni, kavramın kendisini herhangi bir yerde tanımlamadan bir hukuk devleti olarak nitelendirmiştir. Genel ve soyut özellikli bu niteleme anayasanın çeşitli maddelerinde tecessüm eden somut denge ve koruma mekanizmalarıyla bir değer ifade eder. Rejim/yönetim sistemi değişikliği tartışmalarını da beraberinde getiren Vakkas Bilsin, Viyana Üniversitesi, Uluslararası Hukuk Çalışmaları yüksek lisans öğrencisidir. Aynı zamanda Gaziantep Barosu bünyesinde avukatlık stajını yapıyor. leti hukuk kurallarından müteşekkil hukuki düzenin kişileştirilmesi olarak gören, devlet ile hukuk arasında bir ayrımın olmadığını savunan Kelsen, her devletin zaten hukuk kuralları ile yönetildiği, dolayısıyla hukuk devleti tabirinin işe yaramaz olduğu iddiasındadır.5 Oysa ilke sadece şekli forma sahip kullanışsız ve amaçsız bir içeriğe indirgenebilir değildir. 2017 anayasa değişikliğinin meydan okuduğu kavramlardan biri de hukuk devleti ilkesidir. Referandum ile Aşkın değerleri koruyan maddi bir içerikle anlam kazanır. Üstün ve yüce değerlerin hâkim ve etkin kılındı getirilmek istenen yeni anayasa hükümleri “hukuk devleti ilkesi” üzerinde ciddi ve önemli sonuçlara yol açabilecek niteliktedir. Dolayısıyla değişiklik hükümlerini hukuk devletine sunacağı değişiklikler perspektiften okumak yerinde olacaktır. l Hukuk devleti Keyfi ve tarafgir yasama ve yürütme faaliyetlerini sınırlamak için tasarlanan hukuk devleti ilkesi üzerine tartışmalar muktedirlerin hukuk dışı davranışları devam ettiği sürece nihayete ermeyecektir. Hukuk devleti ilkesinin en sadeleştirilmiş ve yalın hali, yakın zamanda ABD Başkanı Donald Trump’ın yedi ayrı ülkenin vatandaşlarının ABD’ye seyahatini kısıtlayan kararnamenin yürürlüğünün durdurulması üzerine Washington Eyalet Başsavcısı’nın ifadelerine veciz şekilde yansımıştır: “Kimse hukukun üzerinde değildir, Amerikan Başkanı bile.”1 Alman ve Fransız doktrininde hukuk devleti (sırasıyla Rechsstaat ve l’État de droit), bir hukuk düzenine boyun eğen, onun çizdiği sınırlara riayet eden bir devlet modeli öngörmüştür. Böyle bir devlette muktedirler sadece yürürlükteki hukuk düzeninin kendisine tanıdığı araçlara başvurabilir. Bireylere de muktedirlerin hukuku ihlal ve suiistimal etmesine karşı yargısal yollar açıktır.2 Dolayısıyla, hukuk devleti, hukuki ilke ve kuralların her türlü kişi, devlet organı veya idari otoritenin üzerinde üstün ve hâkim kılındığı devlet modelinin mümeyyiz vasfıdır. Britanya kökenli hukuk devleti (rule of law) doktrinini sistemleşti A.V. Dicey (18351922), Birleşik Krallık Anayasası otoritesi. Introduction to the Study of the Law of the Constitution (1885, Anayasa Hukuku Etüdüne Giriş) kitabı ile bilinir. Burada açıklanan ilkeler yazılı olmayan Birleşik Krallık Anayasası’nın parçası olarak kabul edilir. ren anayasa kuramcısı Albert Venn Dicey’in kavrayışında anayasanın temel ilkelerinden birini oluşturan kavram üç farklı anlamı veya görünümü haizdir. İlk anlamıyla hükümetin lehine olan geniş takdir yetkisinin, her türlü imtiyaz ve keyfiliğin dışlanmasını ve hukukun mutlak üstünlüğü ve hâkimiyetinin tesisini temsil eder. İkinci olarak hukuk devleti hukuk önünde eşitliği şart kılar. Buna göre, tüm bireyler mahkemelerin yetkisine tabidir ve ne bir devlet görevlisi ne de başka biri hukuka sadakat görevinden muaf kalabilir. Son ve İngiliz hukuk devleti doktrinine özgü olarak ise hukuk devleti temel hak ve özgürlüklerin korunması endişesini taşır.3 l ‘Kanun devleti’ Hukuk devleti salt kanuniliğin/yasallığın sınırlarını aşan bir tabirdir. İktidarın veya kamu idarelerinin kullandığı yetkinin kanuni olması, hukuk normunun emrini yerine getirmesi bizatihi hukuk devletine sadakati doğurmaz. Temel hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı otoriter ve totaliter rejimler de parlamentonun usulüne uygun yaptığı kanunlar çerçevesinde işlemekte, bir anlamda “ka nun devleti” sayılabilmektedir. Oysa hukuk devleti tabiri kanun devletinden çok daha kapsamlı ve geniş bir anlama gelmektedir. Kanun veya yasa devletinin darlığının ve sınırlılığının aksine, hukuk terimi uzun yılların birikimiyle meydana gelmiş hukukun genel ilkeleri, anayasa hükümleri, olağan kanun hükümleri ve diğer hukuki kural ve teamülleri kapsamı içine alır. Hukuk devletinden söz edebilmenin şartı sadece yürürlükteki kanunlara değil, başta emredici nitelikteki ana hükümler olmak üzere, tüm hukuki ilke, teamül ve kurallara koşulsuz riayettir. Bu anlamda hukuk devleti, anayasanın üstünlüğünü, normlar hiyerarşisine sadakati, sınırsız yasama faaliyeti ile tehlikeye atılabilen bireysel hak ve özgürlükleri güvence altına almak için kanun devletine karşı geliştirilmiş bir silahtır.4 lHukukdevlet düalizmi Hukukdevlet düalizmini ortadan kaldıran teorisinde Hans Kelsen’in savunduğunun aksine hukuk devleti, Rechtsstaat, hukuki normlarla idare edilen devleti ifade eden bir totoloji veya laf kalabalığı değildir. Dev ğı, kamu gücünün tek bir kişi, zümre, sınıf veya sosyal grubun irade, insaf veya yönetimine terk edilmediği, çeşitli hukuki mekanizmalarla gücün kontrol ve denetim altında tutulduğu devlet sistemi bu maddi içerikle kurulabilir. Modern anayasalara hukuk devleti paradigmasını ayakta tutan payandalar niteliğindeki yapıcı unsurlar dahil edilmiştir. Birbirini tamamlar nitelikteki bu unsurların başlıcaları devletin hukuka ve demokratik bir anayasaya riayetini sağlayan ilke ve kurallar, bu riayeti güçlendirecek yargı denetimi (adli, idari yargı ve anayasa yargısı), yargı mekanizmasının etkin işlemesi için şart olan yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma il lkesinin sunduğu güvencelerdir.6 Anayasa değişikliğinin hukuk devleti üzerinde sonuçları Şimdi 2017 anayasa değişiklik teklifi hükümlerine yukarıda yapılan hukuk devletine dair değerlendirmeler çerçevesinde göz atabiliriz.7 Yargı yetkisi kenar başlıklı anayasa madde 9’a “tarafsız” kelimesi eklenerek hüküm yargı yetkisinin bağımsız ve “tarafsız” mahkemelerce kullanılacağı şeklinde değişmiştir. Yargı yetkisinin doğal ve zorunlu niteliği bağımsızlıktır ve mahkemelerin tarafsızlığı bağımsızlık niteliğinde mündemiçtir. Uygulamada tarafsızlığa mâni olabilecek engeller daha somut anayasal ve kanuni güvencelerle bertaraf edilmediği sürece söz konusu ek sembolik kalacaktır. Bu >>
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle