24 Aralık 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

2 Akademi 12 Nisan 2017 Çarşamba On beş soruda anayasa değişikliği İbrahim Ö. Kaboğlu 16Nisan 2017 Pazar günü halkoyuna sunulacak olan 6771 sayılı Anayasa Değişikliği Kanunu (Resmî Gazete, 11 Şubat 2017), “evet” ve “hayır” karşıtlığı ekseninde 1nasıl tartışılmalı? Türkiye’nin gerçek gündemi ve değişiklik gerekçesi örtüşüyor mu? Toplumsal güvenlik, iktisadi kriz ve genelleşen ağır insan hakları ihlalleri, yürürlükteki anayasadan mı kaynaklanıyor? Gerçek gündem, anayasanın kendisi mi, yoksa “anayasal düzen”in askıya alınması mı? Anayasasızlaştırma süreci, 16 Ekim 2016 günü itiraf edildi ve anayasa değişikliği için düğmeye basıldı. Vesayetçi anayasa, cumhurbaşkanının kökeni, hükümet sistemi ve sayısı, Türkiye’nin deneyimi ve dünya pratikleri gibi kavramlara dayanan genel gerekçede, “15 Temmuz 2016’da millet iradesiyle oluşan iktidarı hazmedemeyen vesayetçi anlayış, başka bir kisve ile başını kaldırmış” deniliyor. Soru: 15 Temmuz darbecileri, anayasanın hangi vesayetçi kurumu ile devlete sızdı? Bunun nedeni, anayasanın âmir hükümlerini sürekli ihlal değil mi? Anayasa, cemaatlere, “neyi vermeyi” emrediyordu? Türkiye’nin gerçek gündemi ile gerekçe örtüşmediği gibi, yaklaşık iki yüz yıllık siyasal ve anayasal deneyimin üstüne sünger çeken bir düzenlemenin gerekçesi olarak kabul edi 2lemez. OHAL’de anayasa değişikliği mümkün mü? Değişiklik, olağanüstü hal ortam ve koşullarında yapıldı. Böyle bir ortamda, serbest bir anayasal kanaat oluşabilir mi? Kısa bir hatırlatma: Ülkeyi üç dört yıl yöne tecek bir siyasal çoğunluğu belirlerken, Adalet, İçişleri ve Ulaştırma bakanlarının çekilmesi ve onların yerine partili olmayan kişilerin atanması, kamu hizmetlerinde tarafsızlık yoluyla seçmen kanaatinin serbestçe ortaya çıkmasını sağlamak için. Ülkenin gelecek on yılları için bağlayıcı olacak köklü bir anayasa oylaması sürecinde, istifa bir yana, Bakanlar, “hayır” oyu verecek olanları teröristlerle eşleştirebildi. OHAL yönetimi hem anayasa değişikliği için kullanıldı hem de demokratik muhalif çevreleri tasfiye için. Yok hükmündeki Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), olağanüstü hal ilanı ile ilgili olmayan alanlarda, muhtemelen “yeni anayasal düzen”e zemin oluşturmak amacıyla kullanıldı. Bir yanda, “Külliye+hükümet+bazı siyasal partiler ve onların baskı ve güdümündeki devletin bütün yapıları eşliğindeki şiddet araçları/medya tekeli”, öte yanda “hayır” seçeneğini kullanma eğilimine sahip oldukları için “resmen” terörist olarak ilan 3edilen “halk”. Toplumsal ihtiyaçlar ile değişiklik amacı arasında bağ var mı? Parti (özel tüzel kişilik) ve devlet (kamu tüzel kişiliği) yönetiminin bir kişinin uhdesinde birleştirilmesi ve değişikliğin onaylanması durumunda, görev başındaki cumhurbaşkanının hemen parti üyesi olabilmesi amacı ortaya konsa da değişiklik, “güvenlik, istikrar ve hızlı kalkınma” kavramları ile açıklanmaya çalışılmakta. Eğer tek kişi yönetimi, “güvenlik, istikrar ve kalkınma” ölçüsü olsaydı, insan hakları, demokrasi ve hukuk devletini öne çıkaran devletler, en gelişmiş toplumlar olamazdı... Öte yandan, sivil toplum örgütlerinin geçen yıllarda hazırladıkları anayasa taslak metinlerinde ve raporlarında, rejim içi anayasal düzenleme önerileri, yargı bağımsızlığı, hak ve özgürlükler, yerelleşme ve TBMM’nin demokratikleştirilmesi ereğinde öncelikle tartışılmaktaydı. 6771 sayılı Kanun içeriği bunlara ta 4mamen yabancıdır. Değişiklik anayasanın hangi konularına ilişkin? Ülke ve üzerinde yaşayan insan topluluğu, anayasaların öncelikli düzenleme konuları. Siyasal iktidar ise ülke ve toplumun bugünden yarına uyumlu birlikteliğini sağlamak amacıyla düzenlenir. 6771 sayılı Kanun’da ise, sadece iktidar ve özellikle yürütme organı (tek kişi uhdesinde) yeniden düzenlenmekle birlikte, genişletilen kişisel iktidar, doğrudan ve dolaylı olarak ülke ve çevresel haklar ile insan hakları üzerin 5de kullanılacak. Kaldırılan anayasal kurumlar hangileridir? Hükümet doğrudan kaldırılıyor, Cumhurbaşkanlığı da dolaylı olarak. Hükümete ve cumhurbaşkanına ait bütün yetkiler, bir kişiye veriliyor. Aynı kişiye artı yetkiler de veriliyor. Bunlar, cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenecek. Cumhurbaşkanı olan kişi aynı zamanda parti başkanı olabilecek. Bu bakımdan, aslında Cumhurbaşkanlığı da kaldırılıyor. Metinde de devlet başkanı ve devletin başı gibi ifadeler kullanılıyor. Kurullar yerine kişi, kurul kararları ve karma işlemler yerine tek kişi iş 6lemleri öngörülüyor. Yasama güçlendiriliyor mu, zayıflatılıyor mu? “Yasama yetkisi Türk milleti adına Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir. Bu yetki devredilemez.” (1982 Anayasası, Madde 7) Yasama yetkisinin genelliği ilkesini ortadan kaldıran 6771 sayılı Kanun, TBMM’nin denetim yetkisini de kısıtlıyor. Üye sayısı 550’den 600’e çıkarılan TBMM’nin denetim yetkisi, “Meclis araştırması, genel görüşme, Meclis soruşturması ve yazılı soru yoluyla bilgi edinme” ile sınırlı tutulduğu halde, kural koymak şeklindeki yasama yetkisi ise şöyle belirlenmiştir: “Ka ?KİMDİR İbrahim Ö. Kaboğlu, 7 Şubat 2017 tarihli 686 sayılı KHK ile ihraç edildi. Marmara Üniversitesi, Hukuk Fakültesi, Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı’ydı. SorbonneNouvelle (Paris 3) Üniversitesi’nde konuk öğretim üyesi olarak ders ve konferanslar veriyordu. Pasaportu iptal edildiği için yurtiçi ve dışındaki planlanmış derslerini veremiyor. nun koymak, değiştirmek ve kaldırmak; bütçe ve kesin hesap kanun tekliflerinin görüşmek ve kabul etmek” (Madde 5). Bu çerçeve kurala rağmen, 6771 sayılı Kanun, TBMM’nin yetki kanununa gerek olmadan cumhurbaşkanına genel bir normatif yetki alanı tanınmış bulunuyor: “Bakanlıkların kurulması, kaldırılması, görevleri ve yetkileri, teşkilat yapısı ile merkez ve taşra teşkilatlarının kurulması Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle düzenlenir” (Madde 10/son). Dahası cumhurbaşkanı TBMM’nin kabul ettiği kanunu geri gönderirse, yeniden oylamada 301 oy (salt çoğunluk) gerekecek. Öte yandan “sosyal, iktisadi ve kültürel haklar”, yetki kanunu olmadan Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile düzenlenebilecek. OHAL KHK’leri de cumhurbaşkanı tarafından tek başına çıkarılacak ve bugün olduğu gibi, bütün hak ve özgürlükleri yok edici sonuçlar doğura 7bilecek. Kural koyma bakımından TBMM ve cumhurbaşkanının çatışan yetki alanları nelerdir ve TBMM kararnameleri kaldırabilir mi? >> Akademi 12 NİSAN 2017 ÇARŞAMBA SAYI: 7 Tek sayfa için boşluklu 6 bin 500, çift sayfa için boşluklu 13 bin karakterlik yazılarınız için adresimiz: akademi@cumhuriyet.com.tr İmtiyaz Sahibi: Cumhuriyet Vakfı adına Orhan Erinç l Genel Yayın Yönetmeni: Murat Sabuncu l Yayın Yönetmeni: Özgür Gökmen l Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Abbas Yalçın l Görsel Yönetmen: Hakan Akarsu l Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. l İdare Merkezi: Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sok. No: 2, 34381 Şişliİstanbul, Tel: 0 (212) 343 72 74 (20 hat) Faks: 0 (212) 343 72 64 l Cumhuriyet Reklam: Reklam ve Pazarlama Danışmanı: Ayşe Cemal l Reklam Müdürü: Ayla Atamer l Tel: (0212) 343 72 74 l Baskı: DPC Doğan Medya Tesisleri, Hoşdere Yolu, 34850 Esenyurt İSTANBUL. l Yerel süreli yayın l Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. Danışma kurulu l Ali Tayfun Atay, Antropoloji ve Sosyoloji l Ayşe Erzan, Fizik l Beliz Güçbilmez, Tiyatro l Gençay Gürsoy, Sağlık Bilimleri l Haldun Gülalp, Siyaset Bilimi l İbrahim Ö. Kaboğlu, Hukuk l İlhan Uzgel, Uluslararası İlişkiler ve Dış Politika l Korkut Boratav, İktisat l Necmiye Alpay, Dilbilim l Nilgün Toker Kılınç, Felsefe l Özdemir Aktan, Sağlık Bilimleri l Reşit Canbeyli, Psikoloji l Sefa Feza Arslan, Matematik l Uygur Kocabaşoğlu, Tarih ve İletişim l Zeliha Etöz, Sosyoloji ve Siyasal Antropoloji
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle