02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

30 Aralık 2017 Cumartesi Vedat ARIK Akademi 3 7 Aralık 2017 duruşmalardan önce. >>yaşam hakkına riayet etmesi isteniyordu. lYurttaşlık görevi/ Hakikat arayışı Anayasasında hukuk devleti oldu ğunu iddia eden ve burada söz konusu olan hakları içeren uluslararası sözleşmelerin altında imzası olan bir devletin yurttaşı olarak bu bildiride yer alan talepleri dillendirmek, devlet yetkilerini kullananlara bunları anımsatmak, her şeyden önce bir yurttaşlık görevi olarak kabul edilmelidir. Kaldı ki barış bildirisinin imzacıları bilim insanlarıdır. Bilim devletten, sermayeden ve dinden bağımsız olarak hakikati arar ve toplumla paylaşır. Hakikati aramak ve toplumla paylaşmak bilim insanlarının görevidir. 2015 yılının sonları ve 2016 yılının başlarında Türkiye’nin güneydoğusunda yaşananlar hakikattir ve bu hakikatin toplumla paylaşılması her bir akademisyenin görevidir. Böyle bir durumda sessiz kalmak akademisyenler için en hafif ifadesiyle ihmaldir, sorumsuzluktur. Bu bildiriye imza atan akademisyenler, bir yurttaş olarak insan haklarına ve barış hakkına sahip çıkmakla birlikte, bir akademisyen olarak devlet erkini kullananları uyarma görevini yerine getirmiştir. l Hukuk devletinin reddi Barışı talep eden, başta Anayasa olmak üzere yasalar ve uluslararası sözleşmeleri devlet yetkililerine hatırlatan bir metin nedeniyle hukuk devleti olduğunu Anayasası ile teyit etmiş bir ülkede akademiden uzaklaştırılmak, yurttaşlık haklarının önemli bölümünden mahrum bırakılmak ve dahası “terör örgütü propagandası yapmak”la suçlanmak, son derece hazindir. Ama tüm bunlar Türkiye’de barışın, demokrasinin, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün yeniden tesis edilebilmesi için yürütülen mücadelenin bir parçası olması bakımından son derece önemlidir. “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisini imzalayan, şimdilik, 148 akademisyene kopya edilmiş tek bir iddianame ile bu iddianamede isnat edilen tek suçun bildiri metni olmasına rağmen imzacılara altı ayrı ceza mahkemesinde ayrı ayrı dava açılmıştır. 5 Aralık 2017’de başlayan dava sürecinde her bir duruşmada barış hakkını savunan ve hukuka, insan haklarına riayet edilmesini talep eden bu metnin suç olmadığı mahkeme heyetlerine anlatılmaya çalışılmakta ve hukuk mantığıyla bağdaşmayan ayrı ayrı yargılama yöntemine karşı çıkılmaktadır. Barış talebi, tarihin birçok döneminde yargılanmıştır. Barışın, insan haklarının yargılandığı bu mahkemeler aynı zamanda demokrasi ve barış mücadelesinin de alanları olmuştur. Bugün barış akademisyenleri için kurulmuş olan mahkemeler de Türkiye’de barış, demokrasi, hukukun üstünlüğünün temin edilmesinin alanları haline dönüşecektir. n * Bkz. Barış İçin Akademisyenler, “Barış İçin Akademisyenlere yönelik hak ihlalleri”, 30 Kasım 2017, https://barisicinakademisyenler.net/sites/default/files/raporlar/righsviolations30112017.pdf, erişim tarihi 21 Aralık 2017. 2 Aralık 2017’de gazeteciler, hukukçular ve akademisyenlerin Kadıköy’de düzenlediği ortak eylemde bir KHK ile ihraç edilen akademisyen Bülent Şık. UĞUR ALTINARIK
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle