17 Haziran 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Mehmet Görmez, Tanju Çolak, Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Çatlı, İlyas Salman, Turgut Özal, Zekeriya Öz... Bu isimlerin bir ortak noktası var. Türkiye’de sosyolojinin kalbine doğru bir yolculukta temsil ettiği sembollerle yıllardır çok konuşulan bir otomobil markası: Mercedes. Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in ibreti alem olsun diye satılmasını, satılmasına kızan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ibreti alem olsun diye binilmesini istediği bir araba o. O, devletimizin yüksek makamlarındaki âli kimseleri, kötü niyetli düşmanlardan koruyan bir şövalye zırhı. O, 1980 sonrası Türkiyesi’ne kendisini bırakalım, anahtarlığıyla bile damga vuracak olan Mercedes. Bir marka etrafında ne kadar tartışma dönebileceğinin ders kitaplarına girecek türden kanıtı. O OTOMOBİL Bayram'ın Sarı Mercedes'i Tunç Okan’ın sinema tarihine geçen Sarı Mercedes’inde gurbetçi Bayram Alamanyalardan köyüne 1981 model, sapsarı Mercedes’iyle dönerken, dosta düşmana sadece zenginliğini göstermekle kalmıyordu. Mercedes’in açtığı paranteze, hayata bir kere olsun galip gelme, hep ezilen olma ezberini bir kere olsun bozma, umudunu kaybetmeme gibi halleri de gizliyordu. Ama olmuyordu. Yol boyunca Mercedes yavaş yavaş bir külüstüre dönerken Bayram var olan sistemin onun gibilerin kazanmasına asla izin vermediğini yavaş yavaş idrak ediyordu. Türkiye’nin Bayram’larına Mercedes’in kendisi fazla geliyordu belki. Lakin karanlık bir kuytuda ustalıkla bükülüp kırılıveren amblemi, küçük Bayramların sokak arası ninja ilmlerine pekala eşlik edebiliyordu. Kendisi havalı gitiği yollar olaylı ortaya çıktığında derin devletin ancak silueti perde arkasından görülebildi. Belki de tamamını deşifre edebilecek bagajdaki çanta ise sırra kadem bastı. Devlet saltanatı sallandı ama yıkılmadı ayakta Aynı Özal, illa ki Mercedes makam aracı devlet geleneğini bozan kişiydi. BMW’yi devreye sokarak kamunun makam aracı alışkanlığını değiştirmişti. Özal’ı Köşk’te Abdullah Gül takip eti. Fakat Sezer’den devraldığı Köşk’te gelenekleri değiştirmesiyle öne çıkan Gül’ün BMW öncülüğü çok uzun sürmedi. Onun 760’ıyla Çankaya yokuşlarını tırmanmaya başlamasından neredeyse bir yıl sonra Başbakanlık binasının önünde bir BMW 760i Long görüldü. Patronluğunun altını her fırsata çizmekten hoşlandığını bildiğimiz Erdoğan cevabını BMW’nin bir üst modeliyle vermişti. Neler oluyordu? Devletin Mercedes saltanatı sona mı eriyordu? BMW, Mercedes’in tahtını sallamaya başlamıştı. Hayır, öyle olmadı. Daha önce Renault’yu tercih eden Ecevit, Audi’yi tercih eden Kılıçdaroğlu ve Volvo’yu tercih eden Bahçeli ile nice tehlikeleri atlatmayı bilen Mercedes, BMW dalgasını da sürklase etmeyi becerdi. Bugün devletin yüce makamlarına yeniden Mercedes markası, özellikle de S serisi hakim. Diyanet İşleri Başkanımız S500 Long’unu medya dedikodularına kaptırırken, Erdoğan S600 Guard’ı Tanju'yu hapse düşürdü Çok değil, birkaç yıl önce ise Türkiye’nin efsane gol kralı Tanju Çolak kaçak Mercedes’i nedeniyle hapis yatmaktan kurtulabilmek için sırra kadem bastığı Üsküp’te yakalanmıştı. Genç Tanju’nun bir vakitler üç hayali vardı: Galatasaray’da oynamak, Hülya Avşar’la sevgili olmak ve üstü açık BMW. Bugün kıyasıya süren BMWMercedes rekabetinin Tanju’nun kalbine ve devletin zirvesine sıçradığı yıllardı. Liderlerin makam aracı tercihleri Mustafa Kemal Atatürk Cadillac 80 Bülent Ecevit Renault Safrane Turgut Özal BMW 735i L Recep Tayyip Erdoğan Mercedes S600 L Kraliçe Elizabeth Bentley Barack Obama Cadillac One David Cameron Jaguar XJ na geçtiğimiz yılın sonuna doğru kavuşmuştu. Markanın modeli tanıtmasından sadece günler sonra... Erdoğan'ın en zor anı Oysa Erdoğan başbakanlığının ve hayatının en zor gününü bir Mercedes’in içerisinde geçirmişti. 18 Ekim 2006’da zırhlı Mercedes’inin içerisinde fenalaşan başbakana, aracın merkezi kilit sistemi devreye girince tam 12 dakika boyunca kimseler müdahale edememişti. Aracın özel bir korumaya sahip camının balyozla kırılması başbakanın hayatını kurtarmıştı. Alevlere, bombalara karşı özel testlerden geçen camın balyoza karşı dayanma gücü 12 dakikayla sınırlı kalmış, fakat bu durum sayesinde Erdoğan araçtan sağ salim çıkarılabilmişti. Birkaç gün sonra Mercedes’in Almanya’daki yetkililerinden araca yönelik saldırılar arasında balyozun kullanılabileceğine dair bir ihtimalin akıllarına gelmediği açıklaması gazeteleri süslüyordu. Mercedes mevzuu geniş. Uzadıkça uzar. Bugünün Türkiyesi’ne bağlayıp bitirmiş olalım. Hem de hikayenin ucu mevcut siyasi tabloya değmiş olsun: Erdoğan’ın balyozla içerisinden çıkarıldığı Mercedes makam aracı o olaydan 2.5 yıl sonra dönemin ihtişamlı savcısı Zekeriya Öz’e tahsis edildi. Bu hata başında HSYK tarafından meslekten ihraç edilen Zekeriya Öz’e... 17 MAYIS 2015 Özalların neşeli yolculuğuna eşlik eti Dönemin Başbakanı Turgut Özal, Köşk’e çıkmadan hemen önce en büyük icraatlarından biri olan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nü bizzat tanıtmaya karar vermişti. Oturmuştu Mercedes’inin koltuğuna, yanına eşi Semra Özal’ı almıştı ve çıkmıştı köprü yoluna. Tam köprünün üzerinde Semra Özal tüm bu icraatları yapanlardan Allah razı olsun derken Başbakan devreye girmişti: Haydi Semra, bir kaset koy da neşelenelim. Derin Devlet erkanı yakalandı Oysa aynı Mercedes, 3 Kasım 1996’da, 19.25 sularında bagajında siyah bir bond çanta içerisinde Türkiye derin devletinin karanlık dosyalarını, koltuklarında ise aynı devletin başrol oyuncularını taşıyor halde seyrediyordu. Çatalceviz mevkiinde köşeyi dönen 20 RC 721 plakalı Ford marka kamyona çarpan o Mercedes’in koltuğundaki isimler 6 Eray Özer @erayozer
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle