Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
Komik çizmeyi istesem de beceremem Uykusuz dergisindeki şizofren Deniz+ler, günlük hayatta herkesi deli eden detayların eğlenceli dille yansıtıldığı bir köşe. Çizeri Deniz ensari’nin beklentisi, çizimleri sayesinde birilerinin bir gün giyilebilir ayakkabı yapmayı akıl etmesi! Deniz Ensari’nin 1996’da LManyak’ta başladığı, 2007’den beri de Uykusuz’da çizdiği Şizofren Deniz+ler, Ensari’nin gün boyu sinirini bozan bir dizi olayı minimal çizgilerle anlatığı köşesinin adı. Sadık okurları burada çizilenlerin hakikaten kendi başlarına gelenlere çok benzediğini düşünüyor. En çok karşılaştığı eleştiri ise, "bunlar komik değil." Ensari’nin buna cevabı kısa: “Komik yapmaya çalışmıyorum ki köşemi.” EN İYİ BİLDİĞİM ŞEYDEN DENİZ’DEN BAŞLADIM Çocukluktan itibaren resim çizmeyi, okumayı, yazmayı seven biriyim. Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nü bitirdim. Pek beklediğim gibi bir yer çıkmadığı için üzüldüm, çocukluk hayallerimi unutmamaya çalışıyordum. Öyküler çizmeye başladığım yıllarda mizah dergilerinde çoğunlukla kurgu kahramanlar vardı. Değişik bir şey yapmak istedim ve en iyi bildiğim konudan, kendimden bahsetmeye karar verdim. O tarihlerde pek görülmedik bir şeydi. Yıllar geçtikçe karakter kendimde sevdiğim ve sevmediğim hallerimin bir karikatürü haline geldi. Bazen kendimi yalnız başıma üçlü koltukta sabahtan akşama kadar televizyon izlerken çiziyorum ama aslında evliyim, bir oğlum var, sabahları herkes gibi işe gidiyorum ve televizyon izlemeyi o kadar da sevmiyorum. Sürekli kendine sorular soran, tartışan biriyim. O yüzden çok Deniz var. Bir Deniz çalışmak istiyor, diğeri yatmak. Biri spor yapmak, sağlıklı olmak istiyor, diğerinin pek umrunda değil. Boş vakitlerimde hobi olarak kendime küfür etmeyi severim. 4 SU SEBİLİNE BİLE KAFAYI TAKARIM Üniversiteden sonra Animation Mentor adlı okulda karakter animasyonu, hayvan ve yaratık animasyonları konusunda eğitim gördüm. Şimdi bir oyun stüdyosunda üç boyutlu karakter animatörü olarak çalışıyorum. Sabah işe gitmek için kalkarken alarma, telefona, ayakkabıma, asansöre, kaldırıma, yürüyen merdivene, işyerinde otomatik kapıya, su sebiline, çalışma arkadaşıma, oturduğum koltuğa, klimaya, kısacası her şeye kafayı takarım. YENİ İSİM İÇİN ARTIK ÇOK GEÇ "Kendi küçük dünyamın sınırlarında gezmeyi seven, bazen de o sınırları aşmayı seven biriyim" desem daha güzel olurdu. Ama işin aslı şu ki, Penguen dergisine çizmeye başlarken, ilk sayıda iki tane Deniz karakteri çizmiştim ve birbirleriyle kavga ediyorlardı. Ben de köşenin adını Şizofren Deniz+ler koydum. Kötü bir ikirdi ama yıllar sonra değiştirmek için sanırım çok geç. Köşenin adı LManyak dergisinde Gerekirse Çizerim, Gerekirse Üçlü Priz Kullanırım, Gerekirse… şeklinde her ay değişiyordu. Her ay değişen bir köşe adı ve isimsoyisim kullanmamak, tanınırlık için sanırım Şizofren Deniz+ler’den bile daha berbat bir ikirmiş. ÜNİVERSİTE BİTİRİNCE DERGİ DE BIRAKILIYOR Ben yaşlandıkça çevremde dergi okuyan kişilerin sayısı azaldı galiba. İnsanlar üniversiteden sonra mizah dergisi okumayı bırakıyorlar çoğunlukla. Ama arada köşemi beğenenlerle tanışıyorum, çok şaşırıyorum ve çok seviniyorum. Çizgi öykülerin dışında her zaman bilgisayar ile graik ve canlandırma sanatıyla ilgilendim, karakter animasyonundan önce bir televizyon kanalında graik yönetmeni olarak çalıştım, aralarında Bülent Ortaçgil ve Peyk grubunun da olduğu çeşitli sanatçı ve gruplara animasyon video klipler yaptım. AÇILABİLİR AMBALAJ İÇİN ÖN AYAK OLABİLİR MİYİM? Köşemi komik yapmaya çalışmıyorum, zaten yapmaya çalışsaydım da beceremezdim herhalde. Hayat hakkındaki düşüncelerimi, keşfettiğim şeyleri, kızdıklarımı, nefret etiklerimi sekiz kareye sığacak şekilde formüle edip, eğlenceli şekilde aktarmaya çalışıyorum sadece. Umarım çizdiklerim sayesinde hayata açılabilen ambalaj veya giyilebilir ayakkabı gibi tasarımlara ön ayak olurum. MİZAH Sinem Dönmez @sinemdonmez DeDektif Menije ile başlaDı Deniz Ensari çizmeye 1992 yılında Rh+ dergisinde, daha absürt işlerin peşinden koşan Dedektif Menije ile başladı. 1996’da bugünkü formata benzeyen Gerekirse Çizerim ile Lmanyak dergisinde devam etti. 2002 yılında köşeyi Şizofren Deniz+ler adıyla Penguen dergisine taşıdı. 2007’deki kuruluşundan beri Uykusuz’da çiziyor. 17 MAYIS 2015