Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
ÜLKELERE GÖRE mutluluK yemeKleri türkiye Mantı, patates kızartması, tavuk suyuna çorba. Viyana Şnitzel, patates salatası. Sıcak patates salatası. almanya aBd Peynirli makarna, patates püresi. ingiltere Fransa Shepherd’s Pie, Fish&Chips. Tempura (Bir kızartma çeşidi), Miso Çorbası, Onigiri (suşi çeşidi.) Soğan çorbası, kruvasan, Boeuf Bourguignon Japonya rusya italya Borç çorbası. Spagetti, pizza, tiramisu. ispanya Tortilla, Paella. Patatesin tesellisi Olumsuz koşullarda hıncını yemek yemekten çıkaranların, iyi hissetmek için teselliyi yemeklerde bulanların bildiği bir şey varmış. Bazı yemekler size iyi hissettiğiniz anları hatırlatıyor. Aşk acısının, varoluş sancısının, oiste işlerin ters gitmesinin, arkadaşa kırgınlığın, hayata küskünlüğün hepsine deva bir tek şey var. Kısa süreli ama var: Yemek yemek. Çok üzülünce canının anne keki çekmesinin, bir Selanik gevreği, bir un kurabiyesi, yahut Paskalya çöreği için üç market gezmenin, o pilav tutsa bile anne pilavı gibi olamadığı için tutmamasının, ilmlerde aşk acısı çeken kadınların bir kova dondurma yemesinin bir nedeni var. Marcel Proust, “Kayıp Zamanın İzinde” kitabında şöyle der: “Uzak bir geçmişten geriye hiçbir şey kalmadığında, insanlar öldükten, nesneler yok olduktan sonra, bir tek, onlardan daha kırılgan, ama daha uzun ömürlü, daha maddeden yoksun, daha sürekli, daha sadık olan koku ve tat, daha çok uzun bir süre, ruhlar gibi, diğer her şeyin yıkıntısı üzerinde hatırlamaya, beklemeye, ummaya, neredeyse elle tutulamayan damlacıklarının üstünde, bükülmeden, hatıranın devasa yapısını taşımaya devam ederler.” Proust’un haklılığını herkes hayatında bir kez yaşamıştır. Hiçbirimiz ağladığında çikolatayla kandırılan bir çocuktan farklı değiliz. Peynirli makarna, mantı, anne keki, tavuk suyuna şehriye çorbası, börek ve bütün karbonhidrat yüklü yiyeceklere üzgün veya canımız sıkkın olduğunda meylimizin nedeni tamamen psikolojik. O yamuk 19 NİSAN 2015 yumuk kesilmiş bir kısmı çok, bir kısmı az kızarmış patates kızartmaları da size, sevildiğiniz, şekat gösterilen zamanları anımsatıyor. Çocukluğuna dönmek isteyene tavuk Çorbası New York Eyalet Üniversitesi'ne bağlı Bufalo Üniversitesi’nde geçen hata açıklanan bir araştırmadan çıkan sonuç, yemeklerle kurduğumuz sosyal bağa vurgu yapıyor. Kendimizi iyi hissetmediğimiz zamanlarda yemek istediğimiz yemekler, o yemekleri ilk yediğimiz yer, bize ilk pişiren kişiye dair hislerimizle ilintili. İngilizcede bu tür yemeklere “Comfort food” deniyor. Rahatlatan, anne yemeği gibi hisler veren yemekler için kullanılıyor. Washington Post’ta 1977’de yayımlanan bir makalede geçiyor bu kalıp, sonrasında Oxford İngilizce Sözlük’e giriyor. Ancak, yemeklerle duygular arasındaki ilişki, 60’lı yıllardan beri biliniyor. 1966’da yayımlanan bir makalede, “Stres altındaki yetişkinler, çocukluklarının güvenli ruh haline dönmek istediklerinde tavuk çorbası gibi rahatlatıcı yemeklere dönerler” yazıyor. Günümüze dönersek, Bufalo Üniversitesi’nden Shira Gabriel, “Bize kendimizi iyi hissetiren yemekleri düşündüğümüzde kalorili yemekler aklımıza geliyor, o yemekleri yediğimizde kendimizi iyi hissediyoruz. Ama bu hissin nereden geldiğini düşünmüyoruz. Aslında bu tür yemekler bize sosyal bir his çağrıştırıyor” diyor. Yaptıkları ilk deneyde, önce denekleri bağlanma stillerine göre ayırıyorlar. Güvenli bağlanan insanlar, ailelerinden başlayarak sosyal çevresiyle güçlü bir ilişki içinde. Kaygılı bağlanan insanlar ise, tam tersi. Daha sonra deneklerden yakın oldukları bir insanla son etikleri kavgayı hatırlamaları isteniyor. Sonrasında her birine patates kızartması veriliyor ve soruluyor: Bu patates kızartmasını yediğinizde ne hissetiniz? İlişkileri güçlü olan insanlar patatesi daha lezzetli bulurken, diğer kısım için bir lezzet farkı çıkmıyor ortaya. Daha sonra iki hata sürecek başka bir deney başlıyor. Bir yemek günlüğü tutan deneklerin, sonunda kendilerini yalnız hissetikleri günler çok daha fazla yediği ortaya çıkıyor. Yine, sosyal olanlar daha fazla yiyor. Sinem Dönmez Sonuç olarak, araştırmadan şu çıkıyor, teselli yemeklerinin gücü, akla getirdiği duygulardan geliyor. İnsanları seviyorsanız, yemekleri de bir o kadar seviyorsunuz. Araştırmanın amacı, sosyal etkenler, yemek tercihlerimizi ve yeme davranışımızı nasıl etkiliyor sorusuna cevap bulmak. Nasıl ki Pavlov’un köpeği zil sesine tepki veriyor, biz de benzer şekilde kendimizi güvensiz ve stresli hissetiğimizde, bazı yemekleri hatırlıyoruz. Tabii ki, yemekle bizi tanıştıran insana karşı hislerimiz de mühim. Kötü bir çocukluk geçiren insanlarda çocukluktan kalma yemekler iyi şeyler uyandırmıyor elbete. Shira Gabriel, “Her yemekle de böyle bir bağ kurmuyoruz. Eğer bizi teselli ediyorsa, o yemekle sosyal bir bağımız var” diyor. Yine de ekliyor: “Yemekler kalbinizi asla kırmaz ama diyetinizi mahvedebilir.” Kadınların tatlı erKeKlerin Baharatlı Yemek ve duygular arasındaki bağı derinlemesine çözmeye çalışan pek çok araştırma halihazırda var. Örneğin, 2011’de yemeklerle duygusal ilişkimiz üzerine bir araştırma daha yapılmış sonuçta reddedilme ve yalnız hissetme duygularından kaçmak için teselli yemeklerine sığındığımız ortaya çıkmış. Şekerli, tuzlu ve yağlı yiyeceklerin, beynin ödül mekanizmasını uyardığı biliniyor. Kendilerini mutlu eden yemekler sorulduğunda kadınlar daha tatlı, erkekler ise daha baharatlı yemekleri seçiyor. Ortaklık şurada, kadınların da erkeklerin de teselli yemekleri kalorili. California Üniversitesi’nden Elissa Epel, bu mutluluk hissinin gerçek olduğunu, ancak vücudumuza soktuğumuz kalorilerin etkisinden daha geçici olduğunu söylüyor. Minnessota Üniversitesi’nde NASA için yapılan başka bir araştırmada, NASA Mars’a göndereceği astronotları orada mutlu edecek bir yemeğin peşine düşüyor. Minnessota Üniversitesi’nde yapılan deneyde, deneklere kendilerini kötü hissedecekleri ilmler izletiliyor, sonrasında da ödül olarak farklı yemekler veriliyor. Ortaya çıkan sonuç ise şu; denekler ne yerlerse yesinler, etkisi üç dakika sonra geçtiği anlaşılıyor. Bütün o mutluluk, üç dakikalıkmış! 13