Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
EGE’NİN İMBATI Serdar Kızık serdarkizik@cumhuriyet.com.tr 10 KAPAK YOLDA KALMAK... Ege’nin İmbatı‘nda okurlarla farklı bir iletişimimiz var. Elektronik posta ya da telefon aracılığıyla çeşitli görüşler iletiliyor, değerlendirmeler yapılıyor. Bu tür iletişim, zaman zaman yeni açılımları da getiriyor. Anlaşılıyor ki, kimileri için bir yazı, o dönem tatil yapılacak yerin adresi oluyor. Hiç gitmedikleri, görmedikleri bir kıyı kasabasını okuyup, daha sonra o beldeden, o kıyı kasabasından bağ, bahçe, arsa, konut edinenler de var. Öyle ki yaşadıkları yeri değiştirenler de... Öte yandan benim için daha ilginci, okurların yol ve yolculuk hikayeleri... Sema Sezen Elarslan’ın gönderdiği iletinin bir bölümünü paylaşayım en iyisi: “Bir düşe tutunur gibidir yollar... Belki düş değildir tutunduğu... Gerçek de değil belki... Ama ince bir duyuşa dönüşür bazen yol. Çok derinlerde dile çıkamayan sezgilere... Hani o çok küçükken, daha yaşamda insanları ve doğayı yok edenlerin olduğunu bilmezkenküçükken işte annemin toprak fırınında pişirdiği ekmeğin kokusuna dönüşür... Uzar gider yollar... Çocukluğa ulanır, yetişkinliğe varır. Azıcık sevdada durur. Acı da verir uzun soluğunu ya, olsun, bazı yollar acıda uzun soluklanmaya da değer.” Bir yol düşü müdür bütün bunlar... Yoksa yolun insana o olağanüstü değişi, gerçeklikle düşsellik arasında yeniden mi var eder insanı? Yeniden var eder. Çünkü insan, bu kadar yok edişin ve yitirişin içinde çocukluğun yalnızca şiirle duyumsanabilir anlarına gidiyorsa, evet yeniden var eder. Aslında insanın mayasının hep var etmeden tutulduğunu anımsatır. Yani insan oluşumuzu... Ben hiç sessiz akan su görmedim. Bu kadar sessiz... Akıyor ama, azıcık sonra denize değiyor sessizliği... Apak... Burada her şey apak. Sanki sazlar da apak. Hafiften sallanıyorlar, köklerini rahatsız etmek istemiyorlar sanki. Sessizliğini, aydınlığını bulandırmak istemiyorlar suyun. Yüz gözü olunca bir suyun, dili akmak mı olur yalnızca? Yoksa deniz mi bilir bu can suyun dilini bir tek? Denizle söyleştiği yeter mi? Ah rüzgar yaktın canımı... Misler gibi bir koku, söğüdün, suyun, sazların, çamların kokusu... Özümün kokusu... Ekmeğe sinen annemin kokusu... İnsan kokusu... Yüz gözlü suyun, söylediği çok. Yalnızlığı derin yatağında. Hayır hiç de yalnız değil... İnsanız biz insan... İstersek yüz birincisi, yüz binincisi olabiliriz suyun gözlerinin... Derine karışıp, sonsuza taşıyabiliriz kardeşliği, barışı, yaşamı... Ama ille sevmeyi, ille ki aşkı... Anladım ben, bir iyice anladım, yaşam bu... Yolda kalmak. çektiriyor. Heykellerin her biri ayrı bir hikayeyi anlatıyor. Özellikle sahilde yer alan kadın heykeli tatilcilerin fazlasıyla ilgisini çekiyor. Heykelin boynuna sarılanlar, bir diğeri tarafından fotoğraflanıyor. Bu heykel, Gümüşlük’ün son dönemlerdeki simgesi konumunda. Önümüzdeki yıllarda, “Gümüşlük’teydim” demenin kanıtı olacak gibi. Gümüşlük Sanat Evi, yaz döneminde binlerce sanatsever tarafından geziliyor. Her yer şenlik alanı Gümüşlük’te yaz aylarında her mekan şenlik alanı gibi. Tur teknelerinin getirdiği tatilciler ve yanı sıra akşam saatlerine doğru karayoluyla beldeye gelenlerle hemen her gün canlılığın yaşandığı yere özellikle 30 Ağustos Zafer Bayramı gecesi görülmeye değer. Gümüşlük Belediyesi tarafından düzenlenen etkinlik çerçevesinde iskeleye kurulan orkestra, Bodrum Türküleri seslendiriyor. Folklor sanatçılara sahne alıyor. Belde sokaklarında, sanatçılarla tatilciler birlikte zeybek oynuyor. Tavşan Adası‘ndan atılan havai fişekler Gümüşlük’ün üstünde renk cümbüşü yaratıyor. Sanat Evi Gümüşlük tatil olgusunu doğal zenginliklerine sanat etkinliklerini de katarak sürdürüyor. Bu anlamda yerel yönetimin çabaları ön plana çıkıyor. Yalı mevkiinde yer alan tek katkı bir bina sanat evi olarak tasarlandı ve hizmete açıldı. Sekiz yıldan bu yana farklı sanat dallarından sanatçılara ev sahipliği yapan