23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

ÇANAKKALE / GÖKÇEADA 5 kişiler arasında olduğunu bilmek. Türkiye’nin en büyük adası Gökçeada sizi çağırıyor. Güneşi batırmaya, ardından gökyüzünde örtü olan yıldızların seyrine, açık denizde dalmak. Kendini rüzgarın koynuna bırakmak, tarihin tanıklarıyla dostluklar kurmak. Taş evleriyle kaplı köylerini adımlamak. Zeytini, üzümü ve daha pek çok organik tarım ürünleriyle zenginleşen sofralarına oturmak. Ve de serin sularında yüzmek, rüzgar sörfü yapmak ya da balığa çıkmak. Hepsi ve daha nicesi Gökçeada’nın sunduğu olanaklar arasında. Antik dönemlerden günümüze Ada binlerce yıl öncesinin kültürleriyle harmanlanmış bir coğrafya. Antik dönemlerden kalma yapılar toprak altında, gün yüzüne çıkarılacağı günü bekliyor. Şöyle bir gözlerini yumuyor insan. Antik dönemler ve ada yaşamı. Teknoloji bugünkü kadar gelişmiş değil. Ulaşım zor, engellerle dolu ve bir adaya kümelenmiş insanlar. Merak hissi daha da baskın hale geliyor. Nasıl diyorsunuz, yaşam nasıl akıyordu? Ama biliyorsunuz ki, Gökçeada, Ege Denizi’nde birinci, dünya genelinde su kaynağı en bol olan dördüncü sıradaki ada. Yaşamın en temel kaynağının küçük bir adada fazlasıyla olması, yaşamın binlerce yıldan bu yana aktığına en güzel işaret. Adanın giriş kapısı Adanın giriş kapısı Kuzu Limanı diye adlandırılan bölge. Gelibolu Yarımadası’yla karşı karşıya olan Kuzu Limanı, Gökçeada’yı anakaraya bağlayan gemilerin yanaştığı iskelenin bulunduğu alan. Adaya gelenler ilk adımları burada atıyorlar. Bunun yanı sıra az sayıdaki konut ve plajı da Kuzu Limanı’nı ayrı kılan özelliklerden birisi. Yaz aylarında burası plaj voleyboluna mekan oluyor. ?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle