Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 İSTANBUL Yalının eskisi yoğurdun şekerlisi KANLICA Yazı ve fotoğraflar Ceren Çıplak emtleri meşhur eden ya da S semtlerin meşhur ettiği bazı şeyler vardır. Yoğurt dersem aklınıza İstanbul’un hangi semti gelir? İstanbul’un Anadolu yakasının alımlı bir semti Kanlıca... Karayoluyla ya da deniz yoluyla geldiğinizde sizi karşılayan İskele Meydanı oluyor. Denize çıkmak isteyen tekneler, meydana şirinlik katan pembe muhtarlık binası, ellerinde yoğurt kaseleri bir yığın insan, meydanın manzaralarından bir kaçı. “Yoğurthane”den yoğurt alıp banklarda denize karşı yoğurt yiyenlerden biri de biz oluyoruz. Yoğurdun tadı zamanla değişse bile hep göz önünde olduğu için ününü yitirmiyor. Sütün günlük ve şoklanmamış olması, renginin pembeliği, yağı ve kremasının alınmaması yoğurdun özelliklerinden bir kaçı. Pudra şekeri, bal, reçel ile de süslenerek yeniliyor. Kilosu 3.5 lira. Tadı hafif, biraz da ekşimsi, daha çok pudra şekeri ile yeniliyor. Önceki yıllarda körfez tarafına gelen Museviler çileği pudra şekeri ile yerlermiş bunu gören Kanlıcalı yoğurtçu da bugün yoğurdun pudra şekeri ile servis edilmesine öncü olmuş. Kanlıca denilince sadece yoğurdun akla gelmesi haksızlık olur. Kanlıca adının Kağnı arabası kullanmaları nedeniyle “Kanglı“ olarak isimlendirilen bir Türk kabilesinden türediği iddia ediliyor. Beykoz Osmanlılar’ın yerleşiminden sonra buraya Anadolu’dan insanların kağnılarla gelmesi sonucunda önce “Kağnılıca” olarak anılmaya başlanan semt, zamanla “Kanlıca” adını almış. Kanlıca’nın süsü Tekne sahipleri meydanda sırayla yolcu alıyorlar. Saati otuz lira olan tekne turlarında biz Ali Rıza Karaman’ın teknesi Karayelle “Kanlıca’nın süsü” yalıları selamlamaya çıkıyoruz. Yalılar inci bir kolyenin değerli taşları gibi dizilmişler boğazın boynuna. Yalnız iki yalının hem sahibi, hem mimarisi değişmemiş. Karayelle yalıların kayıkhanelerine yaklaşıyoruz, çoğu kapatılmış. Hem yalıları seyrediyor hem de komşu semtleri süzüyoruz. Anadolu Hisarı ile Çubuklu arasında kalan Kanlıca’nın karşı komşularından biri de Emirgan. “Sahilhane”de (yalı) oturanların isimleri geçiyor tekne gezintisinde. Günümüz zenginlerinin yalıları sıra sıra... Körfez’de yalıları bulunan Zeki Müren ve Müzeyyen Senar yalılarını satmışlar. Yedi Sekiz Hasan Paşa Yalısı, Rasim Paşa Yalısı, Saffet Paşa Yalısı, Yağlıkçı Hacı Reşit Bey Yalısı, Rukiye Sultan Yalısı, Hekimbaşı Yalısı, Amcazade Hüseyin Paşa Yalısı, Halil Ethem Paşa Yalısı, Manolya Yalısı Kanlıca’nın önemli yalılarından. Emirgan’da çay, Kanlıca da kahve içmek... Kanlıca da “Mekke Kahvesi” yapılırmış. Kahve toprak büyükçe sapsız kahve fincanına dökülerek ser