Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
4 ÇANAKKALE / GÖKÇEADA GÖKÇEADA ‘Siz bağlantıyı kesmeyin’ Ozan Yayman “Şiddetli fırtına nedeniyle ÇanakkaleGökçeada feribot seferleri yapılamamaktadır.” Eğer geçmiş zamanlarda TRT radyosuyla ilgisi olanlardansanız, pek de yabancısı olmadığınız bir vurgudur bu. TRT’nin radyo haberlerinde özellikle kış aylarında dile gelen bir söylem olmuştur, şiddetli fırtına nedeniyle Gökçeada’yla ulaşımın kesildiği bilgisi. Ayrı bir yere koyarsınız hemen sözü edilen yeri. Bağlantısı kesilmiş sayarsınız. “Orada yaşayanlar ne yapar şimdi?” dersiniz. “Ya fırtına günlerce kesilmez de, hiç giden, gelen olmaz ise” diye söylenirsiniz. Ada yaşamı gözünüzün önüne gelir. Yaşam merkezlerinin uzağında akan hayatlar gelir usunuza. Özenirsiniz belki de bir parça. Sıkıldıysanız olan bitenden, “sessiz, sakin bir yer liman arıyorum” diyenlerdenseniz, merak hissi baskın olur. “Ne yapar bu Gökçeadalılar?” demekten kendinizi alamazsınız. Şayet niyetlenir de yola koyulursanız Gökçeada’ya doğru, TRT radyosunun haberi yankılanır kulağınızda. “Acaba” dersiniz, “acaba bu sefer de fırtına çıkacak ve vapur seferleri iptal olacak mı? Kalabilecek miyim, adı konulmuş dönüş yolculuğunu yok sayarak?” Böyle diyenlerdenseniz, o halde Türkiye’nin en batı ucunda, güneşi batırmaya ne dersiniz? Güneşin, denizin ufuk çizgisiyle buluştuğu noktada usul usul gözden kayboluşuna tanıklık etmek. Göğün ve denizin olabildiğince mavi halinin turuncuya çalan durumuna şahit olmak. “Geçen gün, ömürden” diyerek batmakta olana takılıp kalmak... Gökçeada’nın size sunacağı olanaklardan sadece birisidir, giden bir güne Türkiye topraklarından el sallayan