Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 ÇANAKKALE FOTOĞRAFIN DİLİ Lütfi Özgünaydın lutfi@lutfiozgunaydin.com BAYRAMİÇ’TEN İDA DAĞI’NA Yaz aylarında, zaman zaman Çanakkale’nin Biga ilçesinde yaşıyorum. Fırsat buldukça Çan ilçesinden gizemli topraklara girer ve dolaşırım. Serdar Kızık, Hikmet Çetinkaya, İda Dağı üzerine ne çok şey yazdılar. Bir giz var bu adının içinde. İnsanı etkiliyor, kendi eksenine çekiyor. İda yemyeşil ağaçların arasında kah başını uzatıyor, kah tüm gövdesi ile karşınıza çıkıyor. İda, Homeros’un İlyada’sında “bol pınarlı vahşi hayvanlar anası” olarak geçiyor. Ve ilk güzellik yarışmasının yapıldığı ve ilk aşkların yaşandığı mekanlar... Destan özlü, anlatılanlar özlü, gördükleriniz özlü. Ben Homeros’tan bir iki notu aklımdan geçirirken, silinmez bir iki efsaneyi anımsarken Yaşar Kemal’in kitaplarını yazdıklarını düşünüyorum. Tümceler yan yana geldiğinde birbirine yakışıyor. Çünkü özlü ve kalıcı. İda’nın çevresinde dolaşıp fotoğraf çekerken,bunları düşündüm. Ancak fotoğrafa dönmem gerekiyordu. İda’yı Bayramiç Barajı’nın arkasında gördüm. Bol suların üstünden görünsün istedim. Önüme gelincikleri aldım. Naif pembe renkler... Bu tür fotoğrafta bazen ön plana koyacağınız bir çiçek yada bir dal, fotoğrafa derinlik katar. İda’nın çevresinde biraz daha gezip fotoğrafları anlatacağım çünkü kolay kolay bırakmıyor insanı... Ayazma Plajı‘na gidebilirsiniz. Küçük bir tepeyi geçince yol ikiye ayrılacak. Soldan devam edip aşağıya indiğinizde sağda Aya Paraşkevi Ayazması. Halk arasında Ayazma Panayırı olarak anılan yerde, sekiz dev çınar ve küçük bir şapel var. Her yıl 252627 Temmuz’da Rumlar burada bir araya geliyor. Ve aşağıda Ayazma Plajı. Güneşin batışına kadar burada bol bol yüzebilirsiniz. Güneşin batışı için Polente Feneri’ne geçmeniz buradan daha kolay. Ayazma Plajı‘na giriş ücretsiz. Sadece şezlong ve şemsiye ücreti ödüyorsunuz. Ayazma’da bol bol yüzüp denizin keyfini çıkardıktan sonra yola devam. Sulubahçe Mevkii ve Plajı biraz daha ilerde Habbele Plajı. Kısa bir rampadan sonra, sola ayrılan yoldan Rüzgar Gülleri’ne ve Polente Feneri’ne geçiyorsunuz. Çam ağaçları arasında gireceğiniz Rüzgar Gülleri’nin misafirlere açılış saati 19:30. Ada tüketimin 30 kat fazlası enerji üretiliyor burada. Adadan anakaraya 30 bin kişiye yetecek elektrik gönderiliyormuş. Aynı enerjiyi üretecek bir kömür santraline göre, türbin başına 82 bin ağaca eşdeğer oksijen tasarrufu sağlanıyormuş. En güzeli, burada bulunan 17 türbin bir milyon dört yüz bin ağaçlık bir ormanı kurtarmış oluyor. Güneşin batışını Polente Feneri’nde izledikten sonra, bu sefer yoldan hiç çıkmadan devam edersiniz daha kısa bir sürede adaya ulaşabilirsiniz. Bozcaada merkezinde birçok otel ve pansiyon mevcut. Adaya ulaşım, Çanakkale’ye feribotla geçtikten sonra, yaklaşık bir saat sonra Geyikli iskelesindesiniz. Geyikli’den Bozcaada’ya sabah 7’de başlayan feribot sefereleri 2 saatte bir düzenleniyor. www.tintintur.com