Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
GÖRÜŞ Turizm Uzmanı Yusuf Hacısüleyman 36 yhacisuleyman@yahoo.com İTALYA ALTIN BOYNUZ Altın Boynuz diye bir yer biliyor musunuz? Aslında Türkçe söylendiğinde bana da bir yer hatırlatmazdı turizmle ilgim olmasaydı, çünkü bizim dil kültürümüzde böyle bir ad yerleşmemiş. İngilizce olarak söylendiğinde ise bir çok yabancı bu yerin nerede olduğunu size söyleyebilir. Biz buraya kısaca “Haliç” diyoruz, yabancılar ise “Golden Horn”, yani birebir çevirisi “Altın Boynuz”. İstanbul’da taksiciler bu yerin adını iyi bilirler çünkü gelen turistler burayı hep merak ederler, İstanbul’u anlatan bütün kitaplarda buranın mitolojik hikayesi anlatılır. Baştanrı Zeus’un kaçamağı, sevgilisini karısının intikamından korumak için bir ineğe dönüştürmesi, karısı Hera’nın bunu öğrenip bir at sineğini, ineğe dönüşmüş sevgiliden intikam almak için ona musallat etmesi, ineğin, yani sevgilinin sinekten kurtulmak için koş koş bitmeyen kaçışı sırasında denizden karayı yarıp boynuz gibi bir yer açmış olması ve daha da önemlisi boğazı geçerek karşı yakaya geçişinden dolayı buraya da “inek geçidi” yani “Bosphorus” denmesini sağlamış olması; her şey ama gerçekten her şey Türk turizmi için adeta senaryo gibi yazılmış bir hikaye. Ama oynayan yok, o ayrı bir konu! Zeus, da o zamanlardan bilmiş olsa gerek bu güzel toprakların bir gün yeryüzündeki en güzel yerlerden bir yer olacağını, bari tanıtımda kullanabilecekleri birkaç hikaye bırakayım bunlara demiş olmalı herhalde. “Golden Horn” ve “Bosphorus” yabancıların kafasında yerleşmiş iki marka. Uçakta yol boyunca okumuşlar İstanbul kitabındaki hikayeleri, iniyorlar ama İstanbul’da bu isimleri yol levhalarında hiç göremiyorlar. Güzelim İstanbul’a, yılda 6.5 milyon turist giriş yapıyor diye seviniyor, oysa ki 2.5 milyonu transit yolcu, yani İstanbul’da yalnızca havaalanında uçak değiştiriyor, Alman pasaportlu Türkleri dikkate almasak bile kaç kişi kaldı yabancı girişleri, 4.5 milyon. Bugünlerde Golden Horn denilince aklınıza Haliç yerine bu adı taşıyan otel geliyor, İstanbul’un tanıtımına müthiş bir “katkısı“ olmuş, yaptığı “yenilikçi” uygulamaları ile. Yabancılara alkollü içecek servisi var, Türklere yok. Haberin ardından, devlet yetkililerinden sert bir duruş: Haber doğru, müsamaha göstermeyiz! Ceza açıklandı: “Ruhsat dışı faaliyetten dolayı üç gün kapatma cezası.” Ben de sandım ki “Ayrımcılık suçu” şiddetli bir şekilde kınanacak, cezalandırılacak! Nerede? Bırakın İstanbul turizmine vurulan bu darbeyi, insanlık onuruna vurulan bu lekeyi kim temizleyecek? Yarın bugün nelerle karşılaşacağız acaba; sen beyazsın sana çorba var, siyah tenlilere yok, erkeklere pirzola, kadınlara yok, pasaportunu gösterene patates kızartması var, diğerlerine yok… Bu nasıl bir zihniyet? Yani kazara bu otelin içki ruhsatı olsaydı demek ki, “ayrımcılık” tan dolayı bir şey yapılmayacaktı, öyle mi? Cannes Film Festivali’nde en iyi yönetmen ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan’ı buradan kutlamak isterim. Türk turizmi adına yapmış olduğu “pozitif tanıtım” için. Filmi görme şansım olmadı ama konusunu okudum “Üç Maymun”un, şöyle diyor: “Küçük zaafların büyük yalanlara dönüşerek parçaladığı bir ailenin gerçeği örtbas ederek her şeye rağmen bir arada kalma çabası“…. Büyük usta Nazım ne demiş: Memleketimden insan manzaraları… luk kahvesi içebilirsiniz. Aracınıza atlayıp bu kez de şehre kuşbakışı bakmaya tepeye doğru yola çıkıp güneşin batışına kadar şehri fotoğraflayıp (biraz önce) saatlerce sokaklarında dolaştığınız yerlerin orası mı burası mı olduğunu arkadaşınızla konuşurken güneşin kentin ufkunda kızıllaşarak batarken son fotoğraflarını kaçırmazsınız. Güne Verona yakınında İtalya’nın en büyük gölü Garda’da başlayıp güneşi Verona üzerinde batırıp 165 kilometrelik Milano otobanına girebilirsiniz günübirlik bir yolculuk planlamışsanız benim gibi. Milano’da olmak çevresindeki pek çok yere günübirlik geziler yapmanıza olanak verir: VenedikVeronaCenovaFloransaComo GölüLeccoGarda Gölü hatta bizim kiraladığımız araç ile yaptığımız gibi İsviçre; Lugano Gölü ve çok daha fazlası mümkün, hayalleriniz ve fizik gücünüze bağlı olarak. serefpinarci@hotmail.com