Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
18 Adana Anavarza Kalesi ve ören yeri. (Fotoğraf: Lütfi Özgünaydın) İnanç turizminde Kilikya üçgeni Çetin Yiğenoğlu nadolu’da inanç turizmi A denilince ilk elden akla Efes, Saint Paul ve Saint Pierre gelir... Semavi dinlerin, daha çok Hıristiyanlığın biAdana Karatepe çimlendiği iki kent Tarsus ve Antakya ön sıraları alır... Bu doğaldır, ama Hıristiyanlığın biçimlenmesinde özellikle “monofizit” “diyofizit” tartışmalarının yapıldığı mekânlardan sadece Efes adı geçerken İznik, Kadıköy ve Şanlıurfa’dan söz edilmez... Söylenenler de pek anlamlı gelmez... Şanlıurfa gündeme getirilirken İslamcıların gönlünü hoş tutmak amacıyla sadece “peygamberler diyarı“ vurgusu yapılır; Hıristiyanlıktan, Hıristiyanlığın biçimlenmesindeki rolünden söz edilmez... Tarsus’ta da biçemsel açı dan benzer bir maniplasyon yapılır; bu antik kentimiz Saint Paul dolayısıyla sadece Hıristiyanlıkla ilişkilendirilir. İnsanlık tarihine önemli izler bıraktığı, nice varsıl külte yaptığı evsahipliği söz edilmez... Oysa Tarsus, Hıristiyanlık filizlenmeden önce önemli bir Musevi kentidir. Ayrıca, ünlü Pontus Kralı Mithridates’in lideri olduğu Kilikya Korsanlarının, dolayısıyla bir dönem bütünüyle Akdeniz’in, iktidarı burun farkıyla Hıristiyanlığa kaptırmasa Roma’nın resmi dini olacak Mitraizm’in de önemli merkezlerinden biridir... Tarsus, inanç turizmiyle gündeme getirilirken Mitraizme ve “Stoa” felsefesine evsahipliği yapmasına değinilmemesi ne denli doğrudur? Antik çağın bir başka kült merkezi, Anavarza Tarsus’tan da şanssızdır... Anavarza, Tarsus’la birlikte Roma kolonizasyonunun Doğu Akdeniz’deki önemli merkezlerinden biridir oysa... Üstelik Tarsusla kardeş kenttir... Tarihin ilk su olimpiyatlarının yapıldığı, politeist inancın egemen olduğu bir dünyada doğa tanrıların, büyü rahiplerinin, hekim rahiplerin pagan tapınaklarına damgalarını vurduğu Kuzeydoğu Kilikya kapısının en önemli antik kentlerinden biridir... Hemen yanı başında Kastabala yer alır... Kastabala... Görülesi anfitiyatrosu, Roma yolu denli yıllık dinsel ritüel sırasında kızgın sac üzerinde danseden tapınak rahibeleriyle ünlü Kastabala... Şimdilerde çimento fabrikası yapılmaya aday Kastabala... Kastabala’nın az ötesinde