Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
10 Ozan Yayman MUĞLA / ÖREN T anrı, halklara yeryüzü topraklarını bölüştürürken, kendisine de en “afili” yeri ayırır. Ancak Ege sahillerinde yaşayan halklar o sıra tiyatrolarda izlence ya da yaşama dair tartışma halindedirler. Topraklar bölüşülmüş, parseller belirlenmiştir. Topraksız kalacak halleri yok ya. Çıkarlar, Tanrının huzuruna. Anlatırlar mazeretlerini... Pek hoşuna gider tanrının, yaşamı sunduklarının, yaşam nasıl daha güzel olur diye tiyatrolarda toplanması. Dinler “ölümlüleri”... Sonunda ikna olur ve kendine ayırdığı toprağı verir onlara ve sonsuz gökyüzündeki yerini alır. İnsanlara bıraktığı ve yeryüzünün en alımlı, gizemli kara parçasına dönüşen yerin adıdır bu... Burasının adı Gökova... Yukarı da saydıklarımız elbetteki bir mitolojik söylence değil. Olsa olsa bir tanığın izlenimidir. Gördüğü güzellikler karşısında şaşkınlığını dile Tanrının toprakları getirmeye çalışan birinin “mübalağa”sıdır. Mitolojide çömlekçilik sanatını kurucusu olarak bilinen Keramos’un adını taşıyan yerleşim, bugün modern görünümüyle konuklarını ağırlayıp, belleklerde iz bırakmayı sürdürüyor. Gökova Körfezi’nin ortasında yer alan Ören eşsiz doğası, birbirinden bakir koyları, nezih insanları ve Akdeniz folklorüyle ziyaretçilerini cezbetmeye devam ediyor. ÖREN lu ulaşımı engellerle dolu. O nedenle Ören’den kalkan ve Gökova’nın en başlıca koylarını dolaşan teknelerle buraya ulaşmanız önerilir. Turkuaz, serin ve olabildiğince dingin bir suda yüzmenin ayrıcalığını burada doyasıya yaşayabilirsiniz. Akbük Koyu’na ulaşmadan önce sizi denizin kıyısında bir “Deniz Kızı“ karşılayacak. Bronzdan yapılmış bu heykel, ıssızlığın ortasında bir başına duruyor. Gelen geçeni kıskandırmak için midir nedir, bilinmez. Koylara yapılan geziler arasında güzergahlardan birisi de mutlaka Sedir Adası olmalı. Ada sahillerindeki kumun dünyada bir eşi benzeri daha yok. Kum bu nedenle koruma altına alınmış durumda. Sedir Adası‘nda, denize girenlerin duş almadan adadan ayrılmasına izin verilmiyor. Nedeni ise kıymetli kumların bir tanesinin bile bölgeden uzaklaştırılmasına kimsenin gönlü razı olmuyor. Buradaki kumun vakti zamanında Mısır’dan, getirildiği rivayet olunuyor. Gün boyu Ören’in koyları turlandıysa sıra artık Çö ? Akbük Koylar arasında Akbük Koyu’nun ayrı bir yeri var. Fazla ayak oynamasın diye midir nedir bilinmez, kara yo